• Sonuç bulunamadı

Dilsel İşlev ile Çeviri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dilsel İşlev ile Çeviri"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dilsel İşlev ile Çeviri

Çeviri araştırması, metin dilbilimi, metin yorumu çalışmalarıyla yakından ilgilidir. Çalışmaların odağında metinlerin iletişim özellikleri yer alır.

Dilin, metin türlerinin belirlenmesinde payı olan temel işlevleri üzerinde öteden beri birçok değişik görüş ileri sürülmüştür.

Dilin işlevleriyle İlgili Görüşler

Metindilbilim açısından ilginç görüşlerden biri, Ogden ile Richards'ın The

Meaning of Meaning adlı yapıtında karşımıza çıkar. 1923'te yayımlanan bu

yapıtta Ogden ile Richards, dilin beş temel işlevinden söz ederler:

(2)

1. Belli bir anlama yapılan göndermenin simgeleştirilmesi.

2. Dinleyiciye yönelik tutumun açığa vurulması.

3. Göndergeye yönelik tutumun açığa vurulması.

4. Amaçlanan etkinin uyandırılması.

5. Anlama yapılan göndermenin desteklenmesi (Ogden and Richards, 1972)

Birinci işlevi nesnel bir anlamın dilsel simgelerle betimlenmesi olarak gören

yazarlar "simgesel kullanım" dedikleri bu tür kullanımın daha çok bilimsel

nitelikli metinleri oluşturduğunu, bu tür kullanımda sözcelerin doğruluk,

yanlışlık, gerçeklik gibi ölçütlere vurularak kavrandığını belirtirler. Ayırdıkları

ikinci tür kullanım, geri kalan dört işlevin hepsini kapsayabilen "duygusal " ya

da "uyarıcı kullanım"dır. Bu tür dil kullanımıyla oluşan metinlerde, alıcıda

uyandırılan tepkinin niteliği önem taşır. Sözgelimi, sanat metinlerinin

oluşmasında bu tür kullanım ağır basar. Ogden ile Richards'ın görüşleri,

yirminci yüzyılın ilk yarı sında hem dilbilim, hem de yazın eleştirisi alanında

etkili olur.

(3)

Çeviri araştırması, metindilbilimle ilgisinde daha çok Bühler'in (1934) görüşlerinden yola çıkar. Bühler, davranışçı ruhbilim doğrultulu, Organon Modelinde, dilde başlıca üç işlev belirler:

"betimleme işlevi"

"anlatım işlevi"

"seslenme işlevi"

Betimleme işlevi, gerçek dünyadaki nesnel durumlarla, bu durumlar arasındaki ilişkilerle ilgilidir. Bühler'e göre, betimleme, tanımlama ve gösterme işlevi, birkaç ünlem sözü dışında, her iletinin temelinde vardır.

Anlatım işlevi ise doğrudan doğruya iletinin göndericisiyle, yazarla ilgilidir.

Göndericinin duyguları ile düşüncelerinin bir dışavurumu olduğundan, öznel bir damga taşır.

Seslenme işlevi, iletinin alıcısına yöneliktir, alıcıyı belli bir edime, tepkiye, davranışa

yöneltmeyi amaçlar.

(4)

Jakobson (1964,1983) Bühler'in ayırdığı üç iş levden yola çıkarak, dilsel iletişim olgusunun genel bir açıklamasına varmayı dener. Bühler'in bölümlemesine üç işlev daha ekler, ama Jakobson’un görüşünde de betimleyici, anlatımcı ve seslenici işlevler ağır basar. Eklediği "ilişkisel", "üst-dilsel" ve "şiirsel işlevler"

Bühler'in belirlediği işlevlerle örtüşür niteliktedir. Bununla birlikte, Jakobson'un önemli katkı sı, her türlü iletişimi kuşatan dildışı dünyayı,

"bağlam"ı temel etken olarak benimseyip açıklamasıdır.

(5)

5

Gönderge İleti

Verici... Alıcı Oluk

Kod

Jacobson’ın iletişim modeli

(6)

Dilin İşlevleri

1.Vericiye (konuşucu) ilişkin duygu işlevi: Vericinin iletişim konusuna yönelik öznel tutumunu sergilediği, duygu ve düşüncelerini dile getirdiği; ruhsal ve fiziksel durumunu betimlediği işlevdir.

2. Alıcıya yönelik çağrı işlevi: Bu işlev iletinin alıcı üzerinde odaklaştığı durumlarda seslenme, soru sorma, buyurma, öğüt verme, öneride bulunma, yönerge verme vb.

biçimleriyle gerçekleşir.

3. Oluğa (ilişki aracına) yönelik ilişki işlevi: Dil ile ilişki kurmada, bu ilişkinin sürdüğünü doğrulamada, bu ilişkiyi sürdürmede ve bitirmede gerçekleşir. Selamlaşma, vedalaşma, teşekkür etme, özür dileme gibi iletişim eylemleri bu işlev çerçevesinde gerçekleşir.

4. Bağlama yönelik gönderge işlevi: Bu işlev, iletişim sırasında oluşan bağlama ya da gerçekliğe ilişkin bilgi vermeyi içerir. Anlatma, betimleme, bilgi verme, açıklama gibi eylemlerle gerçekleşir.

5. Koda ilişkin üstdil işlevi: İletişim sırasında kullanılan ortak dile ilişkin bilgi vermeyi içerir. Dili dille anlatmayı sağlayan işlevdir.

6. İleti doğrudan kendisini amaçladığında dilin sanat işlevi gerçekleşir .

(7)

Halliday (1970, 1971, 1973) ise, dilde üç ana işlevden söz eder: "Kavramsal"

(ideational), "kişilerarası" (interpersonal), "metinsel" (textual). Birincide dil,

dış ya da iç dünyayla ilgili bilgi aktarır; ikinci işlev kişilerarası iletişim

konumlarını düzenlemeye yarar; üçüncü işlev ise dilin kendi öğelerinin bir

metin oluşturmak üzere eklemlenmesini sağlar. Gerçekte Halliday‘in

görüşünde de yansıyan ortak nokta genel olarak temelde iki işlevden söz

edilebileceği, bunlardan birincisinin nesnel bilgi içeriklerinin dile getirilmesiyle

ilgili, İkincisinin de duygusal-anlatımsal nitelikli olduğudur.

(8)

İşlev Açısından Çevrilebilirlik Sorunu

Dilin işlevleri konusundaki görüşler, metindilbilimin ortaya çıkmasında, gelişmesinde önemli yer tutar. Yalnız, çeviri araştırması bu işlevlerin oluşturduğu somut metinlerle ilgilendiğinden, soyut metin kuramlarından daha çok, dilin dilbilim, toplumdilbilim, ruhdilbilim gibi alanlarından, öte yandan yazınbilimden yararlanarak, metinler karşısında sürdürülecek bir çeviri uğraşının ilkelerini saptamaya çalışır.

Neubert (1968) böyle bir çabayla, değişik dil iş levlerinden oluşmuş metinleri,

çevrilebilirlik açısından sıralamaya girişir, çevrilecek metinleri dört bölüme

ayırır: Neubert'e göre bu sıralamadaki her metin türünün çevrilebilirlik

derecesi ötekilerden ayrıdır.

(9)

1. Özellikle kaynak dile yönelik metinler (örnek: yurtbilgisi, yöresel yaşamla ilgili metinler).

hiç çevrilemezliğin ya da ancak sınırlı oranda çevrilebilirliğin örneği 2. Öncelikle kaynak dile yönelik metinler (örnek: yazınsal metinler).

belli bir ölçüde çevrilebilirliğin örneği

3. Hem kaynak dile hem çeviri diline yönelik metinler (örnek: özel amaçlı bilimsel teknik uzmanlık metinleri).

daha yüksek bir çevrilebilirlik derecesi

4. Öncelikle ya da özellikle çeviri diline yönelik metinler (örnek: dış propaganda metinleri).

Yukarıda sunulanların çevrilebilirlik dereceleri tartışmaya açıktır. Açıklama ve

açımlamalarla çevirileri olasıdır.

(10)

Metin Ana Türleri

Katharina Reiss, Bühler'in ayırdığı üç dilsel işlevin, değişik türden metinler oluşturduğu görüşünden yola çıkarak, metin ana-türleri üzerine temellenmiş bir çeviri kuramı geliştirmeye çalışır. Reiss (1971) Bühler'deki betimleyici işlevin "içerik ağırlıklı" , anlatım işlevinin "biçim ağırlıklı ", seslenme işlevinin de "çağrı ağırlıklı" metinler oluşturduğunu belirtir. Basılı metinlerin yanı sıra başka yollardan yayılan, radyo-televizyon oyunları, şarkı, opera sözü gibi metinleri ise "işitsel araçlı" (audio-medial) biçiminde adlandırır ve bunları dördüncü bir tür olarak görür.

bilgilendirici metinler anlatımcı metinler işlemsel metinler

işitsel araçlı ya da çok araçlı metinler

(11)

Bilgilendirici metinler nesnel durumların, olayların, olguların betimlenmesine

yöneliktir. Bu ana-tür kapsamına haber, öğretici yazı, gözlem ya da düşünce

yazısı, yasa, yönetmelik, sözleşme, her türlü kılavuz, başvuru, danışma,

bilimsel ya da teknik inceleme metinleri girer. Bu metinlerin ortak özelliği,

yaşamla ilgili bilgi sunmaları, dünyayı betimlemeleridir. Bunların çevirisinde,

ilettikleri bilginin niteliğini korumak, bu bilginin çeviri dilinde somut bir

biçimde anlaşılmasını gözetmek önemlidir. Bu anlaşılırlığı sağlamak için

çevirmen, yerine göre açıklayıcı deyişlere, açımlamalara da baş vurabilir, çünkü

bu metinlerin ayırıcı özelliği, biçimsel dil yapı larından daha çok, içeriksel

bildirimleridir.

(12)

Anlatımcı metin ana-türü ise, göndericinin dili yaratıcı bir doğrultuda

kullanması sonucu oluşmuş ürünleri kapsar, Bu tür metinde dil, özgün bir

düzenlenişle içeriğini ya da göndergesini kendisi oluşturur, her zaman dil dışı

dünyada bir göndergeye yönelik olmak zorunda değildir. Bu tür metinler, dil

aracılığıyla, daha hiç bulgulanmamış, adlandırılmamış türden yaşantıları da

çağrışımsal bir anlam örgüsüyle okura iletmeyi amaçlar. Bu bakımdan, dünya

yaşantımızı zenginleştirici metinler de denebilir bunlara. Bir şiir, roman, oyun,

öykü bu niteliktedir. Özgün bir dil kullanımını yansıttıklarından, bu metinlerin

çevrilmesinde, yazarın biçemini yönlendiren ilkelerin özellikle gözetilmesi,

çeviri dilinde, özgün metindeki sanatsal biçem ile etkinin bir benzerinin

üretilmesi gerekir. Bu tür metnin nesnel anlam içeriğinden çok, ses, sözcük,

tümce, bütün düzenindeki dilsel biçim özellikleri önemlidir.

(13)

İşlemsel tür kapsamına ise, reklam, propaganda, tanıtma, vaaz, seçim

konuşması benzeri metinler girer. Bu tür metnin ayırıcı özelliği, bütünüyle alıcı

yı belli bir davranışa yöneltmek amacını gütmesidir. Başka bir deyişle, dünyayı

değiştirmeye yönelik metinlerdir bunlar. Belli değer ölçülerini, bakış

biçimlerini, yaklaşımları, eğilimleri dile getirerek, bir tepki, bir eylem

uyandırmak isterler. Gerçekte bu tür metinlerin çevirisinde göz önünde

tutulması gereken nokta, kaynak dilin alıcısında uyandırılmak istenen tepkinin

çeviri dil alıcısında da uyandırılabilmesidir. Çevirmen, gerek içerikte gerekse dil

düzenlenişinde bu sonucu sağlayacak değişiklikleri yapabilir. Önemli olan,

iletinin çeviri dil alıcısına kaynak dildeki çarpıcılığıyla ulaşmasıdır.

(14)

Betimleyici, anlatımsal ya da işlemsel etki çoğu zaman bir metinde birlikte

bulunabilir. Bir romanda ya da bir oyunda sözgelişi bir söylev, öğretici bir

parça, bir dinsel konuşma yer alabilir. Gerçekte pek az metin, tek bir işlevle

sınırlıdır. Ayrıca, metinlerin değişik iletişim konumlarında sürekli yeni işlevler

kazanabileceğini de unutmamak gerekir. Ancak, her metinde bu üç ana

işlevden biri öne çıkar. Çevirmen, işlevlerin metin içinde önemlerine göre

sıralanışını incelemeli, ağır basan işlevin çeviri metinde de yansıtılmasını

amaçlamalıdır. Bir metnin yeterli çevirisi, yalnız böyle bir çözümleme

sonucunda gerçekleştirilebilir.

(15)

İşitsel araçlı ya da çok araçlı metinler de üç ana-türden biri kapsamında

görülebilirler. Sözgelimi, bilimsel içerikli bir radyo konuşması bilgilendirici,

televizyon ya da radyodaki bir reklam işlemsel, bir opera metni de anlatımsal

nitelikler taşıyabilir. Ama bu metinlerin her biri, iletilmelerini sağlayacak aracın

teknik özelliklerine göre hazırlanmıştır. Bilimsel radyo konuşması, kısa, etkili,

anlaşılır, sözdizimi kolay kavranır; reklam metni, kesin, yoğun, çarpıcı,

kullanılacak görüntüye elverişli; opera metni de eşliğindeki müzik ile eyleme

uyumlu olmak zorundadır. Bu tür metinlerin çevirisinde de, özelliklerinin göz

önünde tutulması, bu özelliklerin elden geldiğince, çeviri dili ile kültüründeki

iletişim araçlarına uyarlanabilmesi önemlidir.

(16)

Metin türleri

Bilgilendirici metinler

İşlemsel metinler Anlatımcı

metinler

Rapor Broşür Resmi yazı Ders notları …

Reklam Vaaz

Propaganda metni

… Biyograf

Oyun Roman Şiir

(17)

Kaynaklar

Göktürk, A. (1994). Çeviri Dillerin Dili. İstanbul: YKY.

Jacobson, R. (1983). Egemen Öğe, Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları (çev. S.

R. Güzelşen). İstanbul.

Referanslar

Benzer Belgeler

“Çeviri, yazınsal ve kültürel ürün ve olguların dolaşımını, yeniden üretimini ve aktarımını sağlayan başlıca taşıyıcılardandır” (Ergil, 2020:

Bu modelde bağımlı değişken faiz oranlarındaki değişiklik, açıklayıcı değişkenler ise enflasyon sapması Tüfegap, üretim açığı gsmhgap ve bir devre önceki faiz

Çalýþmaya katýlanlarýn toplam depresyon puanlarý deðerlendirildiðinde; kadýnlarýn erkeklere göre (p=0.001), okur-yazar olmayanlarýn diðer gruplara göre (p=0.001),

Hastane, tıp fakültesi, meslek örgütü gibi kurumların bünyesinde yer alan danışman etik kurullar, kurumsal ölçekte klinisyenlerin yaşadığı etik ikilemlerde

İnceleme alanı bu sebeple öncelikle çeviri kuramlarının çıkış noktası olarak gördüğümüz akademiler ve çeviri etkinliğini yoğun olarak sürdüren, çeviri

Ciceronun devlet adamı olarak çeviribilim'e önemli katkıları olmuştur. Cicero ve Horace çeviribilimin ilk çeviri kuramcıları niteliğini taşırlar. Çünkü onlar ilk kez

Bu programın hedefleri arasında, öğrencilere çeviri ve çeviri teknolojilerinin genel kuramsal ve uygulamalı alanları ile hukuk, Avrupa Birliği metinleri, bilgi

OBJECTIVES: 1) To determine if the neuropathic pain scale (NPS) can be used to classify chronic pain patients (CPPs) as having primarily neuro- pathic vs non-neuropathic pain,