• Sonuç bulunamadı

The evaluation of knowledge, attitude and behaviors of individuals who suffer from pain towards Complementary and Alternative Medicines

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The evaluation of knowledge, attitude and behaviors of individuals who suffer from pain towards Complementary and Alternative Medicines"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ağrı yaşayan bireylerin tamamlayıcı ve alternatif tedaviye ilişkin

bilgi, tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi

Evaluation of the knowledge, attitude and behaviors of individuals who suffer

from pain towards complementary and alternative medicines

Zeynep GÜNGÖRMÜŞ,1 Emine KIYAK2

Summary

Objectives: This study was carried out as a descriptive study in order to evaluate the knowledge, attitude and behaviors of individu-als who suffer from pain towards complementary and alternative medicines (CAM).

Methods: The research was applied to 535 adult individuals suffering from pain who visited a family health center in Erzurum bet-ween September 5 and November 30, 2010. The data were collected using a questionnaire form and evaluated by computer analysis. Results: 42.4% of the individuals mentioned that they use CAM in order to eliminate pain, 83.7% stated that the method they app-lied eliminated their pain, and 39.6% used CAM based on a recommendation. It was observed that 95.5% of the participants belie-ved that positive thinking helps them recover from their minor diseases, 91.6% beliebelie-ved that it is necessary to perform more scientific tests on CAM, 65.6% believed that CAM may be dangerous, 68.4% believed that CAM may be used as a last resort, 93.6% belie-ved that they are likely to be ill due to a range of stressful events, 61.9% beliebelie-ved that it is worthless to try CAM before seeing a doc-tor, 68.2% believed that CAM should not be used for serious diseases, and 76.3% believed that CAM helps the permanent treatment by strengthening the body’s own defense.

Conclusion: It was determined that people who suffer from the pain apply for modern medical treatment and have a positive attitude towards CAM.

Key words: Pain; nursing; complementary and alternative treatment.

Özet

Amaç: Bu araştırma ağrı yaşayan bireylerin tamamlayıcı ve alternatif tedaviye (TAT) ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı.

Gereç ve Yöntem: Araştırma 5 Eylül-30 Kasım 2010 tarihlerinde Erzurum il merkezindeki bir aile sağlığı merkezine gelen, 535 ağrı yaşayan yetişkin birey üzerinde yapıldı. Veriler anket formu ile toplandı ve bilgisayar ortamında değerlendirildi. Bulgular: Bireylerin %42.4’ü yaşadıkları ağrıyı gidermek için TAT kullandığını, %83.7’si kullandıkları yöntemin ağrılarını geçirdiğini ve %39.6’sı ise tavsiye üzerine TAT’yi kullandığını belirttiler. Katılımcıların %95.5’i pozitif düşünmenin küçük hastalıkları yenmemize yardımcı olabileceğine, %91.6’sı TAT’nin daha fazla bilimsel testlere tabi tutulması gerektiğine, %65.6’sı TAT’nin insanların tam bir tedavi almasını önleyerek tehlikeli olabileceğine, %68.4’ü TAT’nin yalnızca geleneksel tıbbın hiçbir çözüm sunamadığı zaman son çare olarak kullanılabileceğine, %93.6’sı insanların bir dizi stresli olay yaşaması durumunda muhtemelen hasta olabileceğine, %61.9’u doktora gitmeden önce TAT’nin denemeye değer olmadığına, %68.2’si TAT’nin yalnızca küçük rahatsızlıklarda kullanılmasına daha ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılmaması gerektiğine, %76.3’ü ise TAT’nin vücudun kendi savunmasını güçlendirerek kalıcı tedaviye yardım etmekte olduğuna inandığı görüldü. Sonuç: Sonuç olarak, ağrı yaşayan bireylerin öncelikle modern tıbba başvurdukları ve TAT’ye karşı olumlu bir tutum içinde oldukları belirlendi.

Anahtar sözcükler: Ağrı; hemşirelik; tamamlayıcı ve alternatif tedavi.

1Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, Erzurum; 2Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Erzurum

1Department of Public Health Nursing, Faculty of Health Sciences, Atatürk University, Erzurum;

2Department of Internal Medicine Nursing, Faculty of Health Sciences, Atatürk University, Erzurum, Turkey

Başvuru tarihi (Submitted) 23.05.2011 Düzeltme sonrası kabul tarihi (Accepted after revision) 01.11.2011 İletişim (Correspondence): Dr. Zeynep Güngörmüş. Atatürk Üniversitesi Lojmanları, 52 Blok No: 20, 25240 Erzurum, Turkey. Tel: +90 - 442 - 231 20 56 e-posta (e-mail): gungormusz@yahoo.co.uk

(2)

Giriş

Ağrının azaltılmasındaki ilerlemelere karşın, ağrı hastaların tamamında belirgin olarak yönetileme-mektedir. Bu durum hem hastaları hem de bakım verenleri ağrının yönetiminde farklı arayışlara yön-lendirmiştir. Bu nedenle tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) uygulamaları kullanılmaya başlanmıştır. [1] TAT, belirli bir zaman diliminde belli bir top-lum veya kültürdeki politik olarak baskın olan sağ-lık sisteminin dışında kalan bütün sağsağ-lık hizmet-lerini, yöntemhizmet-lerini, uygulamalarını ve bunlara eş-lik eden teori ve inançları kapsayan geniş bir sağlık alanıdır.[2] TAT uygulamaları tüm dünyada giderek artmaktadır ve genel popülasyon da alternatif tıb-ba tıb-başvuru sıklığı %9-65’tir.[3] Türkiye’de ise %12.6 ile 76 arasında TAT kullanımı olduğu

bildirilmiş-tir.[2,4,5] Tamamlayıcı tedavilerin birçoğunun

etkin-liğine dair bir takım bilimsel kanıtlar bulunsa da hala iyi düzenlenmiş bilimsel çalışmalarla yanıtlan-mayan önemli sorular vardır. Bu sorular, tedavinin güvenli olup olmadığı ve kullanıldıklarında sağlıklı/ hasta bireyin bakım ve tedavisini olumsuz yönde et-kileyip etkilemediğidir.[6] Daha uzun ve sağlıklı ya-şama isteği, ilaçların yan etkilerini azaltma, immün sistemi güçlendirme, umutsuzluk duygusundan kurtulma, sağlıklı davranışları güçlendirme, gergin-lik ve kontrol kaybından kaçınma, dini, siyasi, sağ-lık vb. konulardaki değer ve inançları tamamlayı-cı tedavilerin kullanılmasını etkileyen önemli fak-törlerdir.[7,8]

Ne yazık ki birçok birey kullandıkları TAT yöntem-lerini sağlık personeli tarafından eleştirilme korkusu ile anlatamamaktadır. Bu nedenlerle, sağlık perso-nelinin bu yöntemleri tümüyle reddetmeden bilerek ve hangi bireylerin hangi yönteme başvurabileceği-ni tahmin ederek bireylere yaklaşması, birey-sağlık personeli diyaloğunun gelişmesini sağlayacak ve bu yöntemlerden doğabilecek yan etki ve maliyeti azal-tacaktır.[5] Toplumu oluşturan bireylerin tamamlayı-cı tedavilere yönelik ilgilerinin artması sonucu, sağ-lık profesyoneli olmayan kişi ve kuruluşlar, toplu-mun bu gereksinimini karşılamaya çalışmışlardır.[7,9] Bu durumun sonucunda, hizmet amacı birey, aile ve toplumun sağlık gereksinimlerini karşılamak olan sağlık bakım profesyonellerinin ve sağlık ekibi üyesi olarak hemşirelerin, tamamlayıcı tedavilerde rol al-ması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Bu araştırma, ağrı yaşayan bireylerin tamamlayıcı ve alternatif tıbba ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amacıyla yapıldı.

Gereç ve Yöntem

Araştırma Erzurum il merkezinde bulunan bir aile sağlığı merkezinin hizmet verdiği bireyler üzerin-de, tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırmanın örnek-lemini 5 Eylül-30 Kasım 2010 tarihleri arasında çe-şitli nedenlerle bir aile sağlığı merkezine gelen, 535 ağrı yaşayan yetişkin birey oluşturdu. Verilerin top-lanmasında kullanılan anket formu bireylere ait de-mografik bilgiler ile ağrı, tamamlayıcı ve alterna-tif tıbba ilişkin bilgi, tutum ve davranışları belir-leyen soruları içerdi. Anket aile sağlığı merkezin-de yüz yüze görüşme tekniği ile dolduruldu. Çalış-maya başlamadan önce ilgili kurumdan gerekli izin alındı ve anket formu araştırmaya katılmayı kabul edenlere, araştırmanın amacı açıklanarak uygulandı. Veri toplama formlarının anlaşılırlığı araştırma kap-samında yer almayan 20 kişi üzerinde ön uygulama yapılarak denendi ve formlara son şekli verildi. Veri-ler bilgisayar ortamında sayı, yüzdelik ve ki-kare tes-ti kullanılarak değerlendirildi.

Bulgular

TAT kullanan ve kullanmayan bireylerin demogra-fik özellikleri incelendiğinde; çoğunlukla erkeklerin (%48.1), lise mezunlarının (%53.5), çocuğu olma-yanların (%49.4), çalışanların (%48.6), serbest mes-lek sahiplerinin (%49), geniş ailelerin (%50.9) daha çok TAT kullandıkları istatistiksel önem gösterirken (p<0.05), bekarların (%45.5) ve gelir durumu yeter-siz olanların (%47.5) daha çok TAT kullanmaları-na rağmen istatistiksel önem göstermediği belirlen-di (p>0.05) (Tablo 1).

Bireylerin yarısına yakını (%42.4) yaşadıkları ağrıyı gidermek için TAT kullandıklarını, %83.7’si kullan-dıkları yöntemin ağrılarını geçirdiğini ve %39.6’sı ise tavsiye üzerine denemek için TAT’yi kullandık-larını belirttiler (Tablo 2).

Kronik hastalıklarla ilişkili ağrısı olan bireylerin %45’inin TAT kullandığı istatistiksel olarak önemli bulundu (p>0.05) (Tablo 3). Ağrı lokalizasyonu, ağ-rılı durumlarda doktora müracaat etme, sağlık

(3)

per-sonelinden ağrı gidericilere ilişkin bilgi alma ve ağrı-lı durumlarda doktorun önerdiği ilacı kullanma para-metreleri ile TAT kullanımı arasında önemli bir ilişki olmadığı belirlendi (p>0.05) (Tablo 3).

Bireylerin çoğunluğunun TAT’ye ilişkin olumlu bil-gi, tutum ve davranışlara sahip oldukları görüldü (Tablo 4).

Tartışma

TAT uygulamaları tüm dünyada giderek artmakta-dır ve genel popülasyon da alternatif tıbba başvu-ru sıklığı %9-80’dir.[3,6,8,10] Türkiye’de ise %12.6 ile %76 arasında tamamlayıcı ve alternatif tedavi kul-lanımının olduğu bildirilmiştir.[2,4,5] Literatüre ben-zer şekilde araştırma grubumuzun yarısına yakını (%42.4) alternatif tedavi yöntemlerini kullandıkla-rını belirtmişlerdir.

Bu çalışmada, TAT kullanan bireyler çoğunlukla bekârlar, erkekler, lise mezunları, çocuğu olmayan-lar, çalışanolmayan-lar, serbest meslek sahipleri, geniş aileler ve gelir durumu yetersiz olanlardır. Bazı çalışmalarda TAT kullanımı daha çok eğitim seviyesi düşük olan-larda[11,12] ve bayanlarda[11] bulunurken, Yavuz ve ark. [13] ise evli, yüksek eğitimli, emekli ve ev hanımı ki-şilerde yüksek olduğunu görmüşlerdir. Bir çalışma-da ise çalışmayanlarçalışma-da (%37.5) ve lise mezunların-da (%22.3) TAT uygulama oranı mezunların-daha yüksek bu-lunmuştur.[2] Kutlu ve ark.[5] çalışmalarında

cinsiyet-le TAT kullanımı arasında fark bulmazken, bekar ve eğitim düzeyi yüksek olanların daha çok TAT kullan-dıklarını belirlemişlerdir. Chen ve ark.nın[3] Tayvan’da yaptıkları çalışmalarında, 30 yaş altı ve 50 yaş üzerin-de olanlarda, bekârlar da ve gelir düzeyi yüksek olan-larda alternatif tedavi kullanımı daha fazla bulun-muştur. Yine aynı çalışmada, eğitim seviyesiyle alter-natif tedavi kullanımı arasında bir ilişki belirlenme-miştir. Söz konusu gruplarda daha fazla TAT kullanı-mı, bu grupların kısa vadede sonuç alma isteği, çev-reden daha fazla etkilenen bir grup olması ve bütün

Demografik özellikler TAT kullanan TAT kullanmayan X2 p

Cinsiyet Kadın 86 (%35.5) 156 (%64.5) 8.5 0.003 Erkek 14 (%48.1) 152 (%51.9) Medeni durum Evli 135 (%40.5) 198 (%59.5) 1.2 >0.05 Bekar 92 (%45.5) 110 (%54.5) Eğitim durumu İlk öğretim 60 (%29.1) 146 (%70.9) 25.5 0.001 Lise 99 (%53.5) 86 (%46.5) Üniversite 68 (%47.2) 76 (%52.8) Çocuk Var 113 (%37.2) 191 (%62.8) 7.9 0.005 Yok 114 (%49.4) 117 (%50.6)

Tablo 1. TAT kullanımının demografik özellikleri ile karşılaştırması (n=535)

TAT’nin kullanım durumu,

ağrıya etkisi ve nedeni n %

TAT kullanma durumu

Kullandı 227 42.4

Kullanmadı 308 57.6

TAT’ın ağrıya etkisi

Geçirdi 190 83.7

Geçirmedi 37 16.3

TAT kullanma nedeni

Tıbbi uygulamalar iyileştirmediği için 36 15.9 Tavsiye üzerine denemek için 90 39.6 Önceki denemeler iyi geldiği için 37 16.3 İlaçların yan etkisinden kurtulmak için 57 25.1 Sağlık personeli önerdiği için 7 3.1

Tablo 2. TAT’nin kullanımı, ağrıya etkisi ve

(4)

ve ark.[2] çalışmalarında kullanılan yöntemden katı-lımcıların %24.4’ü yarar görmediğini, %2.9’u aksi-ne zarar gördüğünü, %69.4’ü ise az veya çok fayda-sı olduğunu belirtmiştir. Kutlu ve ark.nın[5]

çalışma-Tamamlayıcı ve alternatif tıbba ilişkin bilgi, tutum ve davranışlar n %

Pozitif düşünmek küçük hastalıkları yenmemize yardımcı olabilir Evet 511 95.5

Hayır 24 4.5

TAT doktorlarca kabul edilmeden önce daha fazla bilimsel testlere tabi tutulmalı Evet 490 91.6

Hayır 45 8.4

TAT insanların tam bir tedavi almasını önleyerek tehlikeli olabilir Evet 351 65.6 Hayır 184 34.4 Bir hastalığın bulguları depresyon nedeniyle daha da artabilir Evet 517 96.6

Hayır 18 3.4

TAT yalnızca geleneksel tıp hiçbir çözüm sunamadığı zaman son çare olarak kullanılabilir Evet 366 68.4 Hayır 169 31.6 Eğer insanlar bir dizi stresli olay yaşarsa muhtemelen hasta olurlar Evet 501 93.6

Hayır 34 6.4

Doktora gitmeden önce TAT denemeye değer Evet 204 38.1

Hayır 331 61.9 TAT yalnızca küçük rahatsızlıklarda kullanılmalı daha ciddi hastalıkların

tedavisinde kullanılmamalı Evet 365 68.2

Hayır 170 31.8

dünyada son yıllarda görülen TAT popülaritesindeki artıştan en fazla etkilenen grup olmalarına bağlı ola-bilir. Çalışmamızda bireylerin %83.7’si, kullandığı yöntemin ağrısını geçirdiğini ifade ederken, Bülbül

Tablo 4. Tamamlayıcı ve alternatif tıbba ilişkin bilgi, tutum ve davranışlar (n=535)

Ağrı özellikleri TAT kullanan TAT kullanmayan x2 p

n (%) n (%)

Yaşanan ağrının kronik birhastalıkla ilişkisi

Var 172 (%45) 210 (%55) 3.6 0.05

Yok 55 (%35.9) 98 (%64.1)

En çok yaşanan ağrının yeri

Baş 100 (%38.2) 162 (%61.8) 5.1 >0.05 Sırt-Bel 52 (%48.6) 55 (%51.4) Bacak-Diz 33 (%42.9) 44 (%57.1) Kol-Omuz 11 (%42.3) 15 (%57.7) Karın 26 (%51) 25 (%49) Diş 5 (%41.7) 7 (%57.6)

Ağrı yaşandığı zaman doktora gitme durumu

Evet 184 (%42.7) 247 (%57.3) 0.06 >0.05

Hayır 43 (%41.3) 61 (%58.7)

Sağlık personelinden ağrı gidericilere ilişkin bilgi alma

Evet 161 (%44.6) 200 (%55.4) 2.1 >0.05

Hayır 66 (%37.9) 108 (%62.1)

Ağrılı durumunda doktorun önerdiği ilacı kullanma

Evet 188 (%41.1) 269 (%58.9) 2.1 >0.05

Hayır 39 (%50) 39 (%50)

(5)

sındaki bireylerin yarıdan fazlası (%64.3) kullandığı yöntemi faydasız, %20.6’sı yan etki gördüklerini ifa-de etmişlerdir. Chen ve ark.nın[3] çalışmasında, ol-guların %36’sı kullandıkları TAT yöntemini fayda-lı, %4’ü Batı tıbbından daha iyi olarak değerlendir-miştir. Hughes ve ark.,[14] olgularının %57.7’si fay-da görmediklerini, %10’u kötüleşme olduğunu bil-dirmişlerdir. Bir çalışmada ise hastalıkların da düzel-me olduğunu ifade eden olgu oranı %30 bulunmuş-tur.[15] Bu sonuçlardan hareketle sağlık çalışanlarının çalıştıkları toplumun bu yöntemlere yaklaşımını, bu uygulamaların olası riskleri, yararları ve kısıtlamaları gibi konularda bilgi sahibi olmaları, ayrıca hasta ile yakınlarını bilgilendirme ve onlardan gelecek tüm soruları yanıtlayabilme bilgi ve becerisine sahip ol-malarının bir zorunluluk olduğu söylenilebilir. Olgularımızın %39.6’sı çevrenin tavsiyesine uyarak denemek için, %25.1’i ilaçların yan etkisinden kur-tulmak için, %16.3’ü önceki deneyimlerinden olum-lu sonuç aldığı için, %15.9’u ağrısını tıbbi uygulama-lar geçirmediği için, %3.1’i ise TAT’ı doktor önerdi-ği için kullandıklarını belirtmişlerdir. ABD TAT Tıp Raporu Enstitüsü, TAT konusunda insanların arka-daşları, yazılı medya ve İnternet aracılığıyla bilgi sa-hibi olduğunu bildirmektedir.[16] Yapılan çalışmalar-da olguların %6.5’ine,[2] %15’ine,[15] %22’sine[3] sağ-lık personelinin, %53’üne,[2] %75’ine,[15] %78’ine[3] çevredeki bireylerin TAT kullanımını önerdiğini tes-pit etmişlerdir. Bir çalışmada ise TAT kullanma ne-deni, çevrenin tavsiyesiyle %47, ilacın yan etkisin-den korkma %26.4 ve konvansiyonel tedavileretkisin-den memnuniyetsizlik %17.6 oranında bulunmuştur.[14] Yavuz ve ark.[13] ise çevredekilerin tavsiyesi (%25.8) üzerine kullanıldığını belirlemiştir. Kutlu ve ark. nın[5] çalışmasında TAT kullanma nedeni %9.5 ile tıbbi tedaviyi başarısız bulma iken, Linde ve ark. nın[17] çalışmasında bireylerin bunu tam olarak açık-layamadıkları, ancak hastalıklarını daha iyi kontrol edebildikleri, karar vermeye aktif katıldıkları ve has-talık sürecinin gerektirdiği uygulamalarda daha ka-bullenici hissettikleri belirlenmiştir.

Bülbül’ün[2] araştırmasında TAT uygulaması yapanla-rın sadece %21.2’si doktoruna herhangi bir alternatif ve/veya geleneksel tedavi yöntemi kullandığını söy-lemiş olup, %28.2’si o sıradaki şikayeti için doktora başvurmadığını belirtmiştir. Linde[17] ve David[18] ça-lışmalarında bireylerin en az %50’sinin TAT

kullan-dıklarını doktor ve hemşiresinden sakladıkları belir-lenmiştir.

Bireylerin TAT kullanmasını etkileyen önemli fak-törlerden birisi hastanın primer tedavi ve bakımdan sorumlu sağlık ekibi ile hasta arasındaki iletişim ve ilişkilerden kaynaklanan durumlardır. Sağlık per-sonelinin hastaları etkisiz dinlemesi, paternalist tu-tum sergilemesi ve karşındaki bireye saygı gösterme ve empati yapmada yetersiz kalmaları insanları TAT kullanımına ve bunu da sağlık personelinden sakla-ma yoluna itmektedir.[19,20] Hastalar, TAT kullandık-larını tedavi ve bakımından sorumlu ekip üyelerine bildirdiklerinde olumsuz tepki alacağına inanmak-tadır. Bu tür tedavileri kullandıklarını sağlık ekibine bildirdiklerinde, ekip üyelerinin bu tedavileri onay-lamadıklarını ve bu tedavilerle ilgili sorularına ekip üyelerinden net bir yanıt alamadıklarını belirtmiş-lerdir. Ayrıca, hastalar sağlık ekibinin TAT ile ilgi-li yeterilgi-li bilgiye sahip olmadığını da bildirmişlerdir. Hastaların yaşadığı bu sorunlar ekip ile hasta arasın-daki iletişimin etkin olmadığının açık bir gösterge-sidir.[20,21] TAT kullanan hastalara karşı hemşirelerin tepkilerinin incelendiği kalitatif bir çalışmada TAT kullan kanser hastalarını hemşirelerin bazıları des-teklerken, bazıları bu hastalara karşı şüpheci bir tu-tum sergilemekte ve diğerleri ise bu hastalara karşı kararsız kalmayı tercih etmişlerdir. Tovey ve ark.[22] onkologlar ve uzman onkoloji hemşirelerinin tep-kilerinin hastalar üzerine etkisini inceledikleri çalış-mada, onkologların bazıları hastaların TAT kullan-maları için negatif tutum, bazıları TAT kullanmayı destekleyici ama yine kararsız bir tutum ve diğerle-ri TAT kullanmayı yararlı ve kabullenici bir tutum sergilemişlerdir. Bu durumun oluşmasına katkı sağ-layan faktörler arasında, TAT tanımlarının belirsizli-ği, sağlık personelinin TAT hakkında kişisel felsefe-leri, TAT kullanımına dair kişisel deneyimleri ve bil-gileri, TAT etkililiğine dair deliller, hasta deneyim-leri, TAT kullanan hasta motivasyonları, hasta üze-rindeki etkileri ve kurumun yapısı yer almaktadır. [23] TAT kullanan hastalara karşı sergilenen bu fark-lı tutumlar hastaların olumsuz etkilenmesine neden olmakta ve hastaları konvansiyonel tedavilerle bir-likte kullandıkları TAT yöntemlerini sağlık profes-yonelleri ile paylaşmamaya itmektedir. Dolayısıyla hastanın kullandığı TAT ile konvansiyonel kemote-rapi ya da diğer kullanılan ilaçlar arasındaki etkile-şimler nedeniyle, ya konvansiyonel tedavinin

(6)

etkin-liği azalmakta ya da doz etkinetkin-liği artarak istenme-yen semptomların daha da ağırlaşmasına neden ol-maktadır.[24,25] Bu yüzden, modern tıp uygulayıcıla-rının, özelliklede hemşirelerin hasta sorgulamaların-da TAT kullanımı ve nedenlerine ilişkin soruları ih-mal etmemeleri gereklidir. Hemşireler bu yöntemle-rin yararları ve olası yan etkileyöntemle-rini araştırmalı, sağlık-lı/hasta birey/ailesini ve toplumu yargılamadan bu konularda bilgilendirmeli ve sağlık personeli ile ara-larındaki iletişimi sağlamaları önemli ve gereklidir. Bu çalışmada TAT’yi daha çok kronik hastalığından dolayı ağrı yaşayan bireylerin, en çok sırt-bel ağrısı yaşayanların, genellikle ağrı yaşadıklarında doktora gidenlerin, sağlık personelinden ağrı gidericilere iliş-kin bilgi alanların, genellikle ağrı durumunda dok-torun önerdiği ilacı kullanmayanların tercih ettikle-ri belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda kronik hasta-lıklı kişilerde TAT kullanma prevalansının normal popülasyondan daha yüksek olduğu ve TAT’yi gele-neksel tıptan daha başarılı olarak algıladıkları bildi-rilmiştir.[5,18,26,27] David[18] İngiltere’deki astımlı has-taların %59’u en az bir TAT uygulaması denediği-ni belirlemiştir. Baron ve ark.[28] hastalık süresinin uzunluğu ve şiddeti ile TAT kullanımı arasında po-zitif ilişki saptamışlardır. Günümüzde birçok kan-ser hastası daha iyi olma ve hastalığının tedavisi için TAT kullanmaktadır.[29] Yaşam süresinin artısına pa-ralel olarak, bakım ve tedavisi güç, kronik, dejene-ratif ve malign hastalıklardaki artış, yeni teknoloji-lerin yüksek maliyeti, bu olanaklara ulaşılmasındaki güçlükler, sağlık ekibi üyelerinin yeterli zaman ayı-ramayışı, tıbbi bakım ve tedavi yöntemlerine karşı duyulan hoşnutsuzluk, kuşku ve olası yan etkilerin-den korku, pasif kalma ve umutsuzluk duygusun-dan kurtulmak için hastalıkla aktif olarak başa çık-ma mekanizçık-ması, TAT’ye olan ilgiyi büyük ölçüde arttırmıştır.[30-34] Bu yüzden sağlık personelinin bire-ye hastalığına ve konvansiyonel tıbbi tedavinin içe-riğine ilişkin tatmin edici açıklamalar yapması ge-rekmektedir.

Çalışmamızda, Bülbül ve ark.nın[2] bulgularına ben-zer şekilde bireylerin çoğunun TAT’ye ilişkin olum-lu bilgi, tutum ve davranışlarda oldukları görülmüş-tür (Tablo 4). İnsanların sağlık değer ve inançları TAT kullanılmasını etkileyen önemli faktörlerdir.

[7,8,35] “Entegratif tıp” olarak da adlandırılabilecek bu

uygulamalar bireylerin biyopsikososyal yapıları

bü-tün olarak ele alındığında kişilere inandırıcı gelebil-mektedir.[2,36] Nitekim bizim araştırma grubumuz-daki bulgularda bu sonucu doğrulamaktadır. Birey-lerin TAT kullanımına ilişkin sorgulamada gelenek ve görenekleri, inançları, sosyal, ekonomik ve sağlık durumları dikkate alınmalıdır.

Kaynaklar

1. Uçan Ö, Ovayolu N. Kanser ağrısının kontrolünde kullanılan nonfarmakolojik yöntemler. Fırat Sağ Hiz Derg 2007;2(4):123-33.

2. Bülbül SH, Turgut M, Köylüoğlu S. Çocuklarda tıp dışı alter-natif uygulamalar konusunda ailelerin görüşleri. Çocuk Sağ Hast Derg 2009;52(4):195-202.

3. Chen YF, Chang JS. Complementary and alternative medi-cine use among patients attending a hospital dermatology clinic in Taiwan. Int J Dermatol 2003;42(8):616-21.

4. Akçay F, Aktürk Z. Gastrointestinal sistem hastalıklarında tamamlayıcı ve alternatif tedaviler. Türkiye Klinikleri J Fam Med-Special Topics 2010;1(3):68-75.

5. Kutlu S, Ekmekçi TR, Köşlü A, Purisa S. Dermatoloji polikliniğine başvuran olgularda tamamlayıcı ve alterna-tif tıp yöntemlerinin kullanımı. Türkiye Klinikleri J Med Sci 2009;29(6):1496-502.

6. Erin N. Complementary and alternative medicine: nurse practitioner education and practice holistic. Nurs Prac 2006;20(5):242-6.

7. Tokem Y. Astımlı hastalarda tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımı. Tüber Toraks Derg 2006;54(2):189-96.

8. Özcelik H, Fadıloğlu C. Kanser hastalarının tamamlayıcı ve alternatif kullanım nedenleri. Türk Onkoloji Dergisi 2009;24(1):48-52.

9. Nazlıkul H, Eraltan EH. Tamamlayıcı tıp. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2002. s. 4-51, 62-7.

10. Turan N, Öztürk A, Kaya N. Hemşirelikte yeni bir sorumluluk alanı: Tamamlayıcı terapi. Maltepe Üniv Hemş Bil San Derg 2010;3:93-8.

11. Gözüm S, Tezel A, Koc M. Complementary alternative treat-ments used by patients with cancer in eastern Turkey. Cancer Nurs 2003;26(3):230-6.

12. Ceylan S, Hamzaoğlu O, Kömürcü S, Beyan C, Yalçin A. Sur-vey of the use of complementary and alternative medicine among Turkish cancer patients. Complement Ther Med 2002;10(2):94-9.

13. Yavuz M, İlçe A, Kaymakçı Ş, Bildik G, Dıramalı A. Meme kan-serli hastaların tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerini kullanma durumlarının incelenmesi. Türkiye Klinikleri J Med Sci 2007;27(5):680-6.

14. Hughes R, Ward D, Tobin AM, Keegan K, Kirby B. The use of alternative medicine in pediatric patients with atopic derma-titis. Pediatr Dermatol 2007;24(2):118-20.

15. Nicolaou N, Johnston GA. The use of complementary medi-cine by patients referred to a contact dermatitis clinic. Con-tact Dermatitis 2004;51(1):30-3.

16. Ernst E. Prevalence of use of complementary/alternative medicine: a systematic review. Bull World Health Organ 2000;78(2):252-7.

17. Linde K, Jonas WB, Melchart D, Willich S. The methodologi-cal quality of randomized controlled trials of homeopa-thy, herbal medicines and acupuncture. Int J Epidemiol

(7)

2001;30(3):526-31.

18. Eisenberg DM, Davis RB, Ettner SL, Appel S, Wilkey S, Van Rompay M, et al. Trends in alternative medicine use in the United States, 1990-1997: results of a follow-up national sur-vey. JAMA 1998;280(18):1569-75.

19. Shumay DM, Maskarinec G, Kakai H, Gotay CC; Cancer Re-search Center of Hawaii. Why some cancer patients choose complementary and alternative medicine instead of conven-tional treatment. J Fam Pract 2001;50(12):1067.

20. Tasaki K, Maskarinec G, Shumay DM, Tatsumura Y, Kakai H. Communication between physicians and cancer patients about complementary and alternative medicine: exploring patients’ perspectives. Psychooncology 2002;11(3):212-20. 21. Gözüm S, Arikan D, Büyükavci M. Complementary and

alter-native medicine use in pediatric oncology patients in east-ern Turkey. Cancer Nurs 2007;30(1):38-44.

22. Tovey P, Broom A. Oncologists’ and specialist cancer nurses’ approaches to complementary and alternative medicine and their impact on patient action. Soc Sci Med 2007;64(12):2550-64.

23. Cindy Wang SY, Yates P. Nurses’ responses to people with cancer who use complementary and alternative medicine. Int J Nurs Pract 2006;12(5):288-94.

24. Beijnen JH, Schellens JH. Drug interactions in oncology. Lan-cet Oncol 2004;5(8):489-96.

25. Topuz E. Tamamlayıcı ve alternatif tıp: Onkoloji tedavisinde-ki güncel durum. http://www.ukdk.org/pdf/tedavisinde-kitap/38.pdf. Erişim tarihi: 14. 04. 2010.

26. Kurt E, Bavbek S, Pasaoglu G, Abadoglu O, Misirligil Z. Use of alternative medicines by allergic patients in Turkey. Allergol Immunopathol (Madr) 2004;32(5):289-94.

27. Hassed C. An integrative approach to asthma. Aust Fam Phy-sician 2005;34(7):573-6.

28. Baron SE, Goodwin RG, Nicolau N, Blackford S, Goulden V. Use of complementary medicine among outpatients with dermatologic conditions within Yorkshire and South Wales, United Kingdom. J Am Acad Dermatol 2005;52(4):589-94. 29. Mariama Adams, Andrew Paul Jewell. The use of

comple-mentary and alternative medicine by cancer patients Int Semin Surg Oncol 2007; 4: 10.

30. Khorshid L, Yapucu U. Tamamlayıcı tedavilerde hemşirenin rolü. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2005;8(2):124-30.

31. Kroesen K, Baldwin CM, Brooks AJ, Bell IR. US military vet-erans’ perceptions of the conventional medical care system and their use of complementary and alternative medicine. Fam Pract 2002;19(1):57-64.

32. Sirois FM, Gick ML. An investigation of the health beliefs and motivations of complementary medicine clients. Soc Sci Med 2002;55(6):1025-37.

33. Söllner W, Maislinger S, DeVries A, Steixner E, Rumpold G, Lukas P. Use of complementary and alternative medicine by cancer patients is not associated with perceived distress or poor compliance with standard treatment but with active coping behavior: a survey. Cancer 2000;89(4):873-80. 34. Wein S. Cancer, unproven therapies, and magic. Oncology

(Williston Park) 2000;14(9):1345-59.

35. Çetin OB. Eskişehirde tamamlayıcı ve alternatif tıp kullanımı. Sosyoekonomi 2007;3(2):89-106.

36. Joos S, Musselmann B, Szecsenyi J. Integration of comple-mentary and alternative medicine into family practices in Germany: results of a national survey. Evid Based Comple-ment Alternat Med 2011;2011:495813.

Referanslar

Benzer Belgeler

In the current study, although no statistically significant difference was determined between the groups using CAM methods in respect of socio-demographic characteristics apart

Alternatif tıp genellikle bağımsız ya da konvansiyonel tedavi yerine kullanılan yöntemleri ifade ederken, tamamlayıcı tıp ise temel olarak konvansiyonel tedaviye eşlik eden ya

Gelişen teknik ve teknolojinin ışığında yapı inşaatlarında kullanılan malzemeler ve uygulama teknikleri amaca en uygun olarak şekillenmektedir. Günümüzde

Synthesis of a series of allyl group containing mono-functional benzoxazine monomers, where the allyl group is attached with nitrogen and derived from cresol and allyl

17 2015 yılında yapılan bir çalışmada Kayseri merkezindeki bir aile sağlığı merkezine başvuran hastaların geleneksel tıp konusundaki görüşleri ölçülmüş

Çalışmamızda tek değişkenli analiz sonuçlarına göre kentsel bölgede yaşayanlarda, 51 yaş ve üzerinde, eğitim durumu yüksek olanlarda, gelir getiren bir

Deprem konusu di¤er afetler- de de oldu¤u gibi deprem öncesi “zarar azaltma ve haz›rl›k”, deprem s›ras›nda ve hemen sonras›nda “müdahale-kriz yönetimi” ve

Paranın sağlanması amacıyla ilk adım olarak “çeşitli mesleklerden seçkin kişilere” birer mektup gönderilerek vakıf için katkılarının isteneceği