• Sonuç bulunamadı

Hazır giyim işletmelerinde üretim miktarı büyüklüklerinin işletme performansına etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hazır giyim işletmelerinde üretim miktarı büyüklüklerinin işletme performansına etkisi"

Copied!
142
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI GİYİM SANATLARI EGİTİMİ BİLİM DALI

HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE ÜRETİM MİKTARI

BÜYÜKLÜKLERİNİN İŞLETME PERFORMANSINA

ETKİSİ

Nilgün DEMİRHAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Nurgül KILINÇ

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)
(4)

ÖN SÖZ

Bu çalışma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır.

Günümüzde küresel rekabet tüm sektörlerde olduğu gibi hazır giyim sektörünü de etkisi altına almıştır. Rekabetten kaçmak adeta olanaksızdır. Değişen rekabet ortamı ile hazır giyim işletmeleri üretim miktarlarının düştüğü, model çeşitliliğinin arttığı, kalite düzeylerinin yükseldiği, üretim sürelerinin kısaldığı şartlar altında üretim yapmak zorunda kalmaktadırlar. Artan rekabet ortamı ile hazır giyim işletmeleri; müşteri memnuniyetinin geliştirilmesi, süreçlerin iyileştirilmesi, etkinliğin arttırılması, maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin yükseltilmesi, kalitenin arttırılması ve ürünlerin müşterilere daha hızlı ulaştırılmasını sağlamak amacıyla yeni stratejiler geliştirmek zorundadırlar.

İşletmelerin temel amaçları ile stratejik plan ve politikalarını gerçekleştirebilmesi genel olarak işletme performansının belirlenmesiyle ilişkilidir. Hazır giyim işletmelerinin performanslarını yükseltmeleri amacıyla ürün çeşitliliği kavramını benimsemeleri gerekmektedir. Ancak ürün çeşitliliği ile birlikte üretim adetleri, giysi kalıp özellikleri, kumaş kullanım miktarı, kesim ve dikim işlem özellikleri ile süreleri de değişim göstermektedir. Üretim sürecinde hız, kalite, maliyet ve esneklik önemli olduğu için üreticiler azalan üretim miktarlarında yaşanan problemleri çözebilmek amacıyla farklı çözüm yolları aramaktadırlar.

Bu doğrultuda hazırlanan tez çalışmasında ‘Hazır Giyim İşletmelerinde Üretim Miktarı Büyüklüklerinin İşletme Performansına Etkisi’ni belirlemek amacıyla uygulamanın yapıldığı işletmede, yüksek çeşitlilik ve düşük üretim miktarının işletmenin çeşitli performans boyutları üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. Araştırmada bu etkinin düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır.

Bu çalışmasının plânlanıp yürütülmesi esnasında bilgi ve tecrübeleri ile bana yol gösteren danışman hocam, Sayın Doç. Dr. Nurgül KILINÇ’ a ve bu dönemde benim için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, eğitim ve öğretim hayatım boyunca bu günlere gelmemde maddi, manevi desteklerini esirgemeyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Adı Soyadı Nilgün DEMİRHAN Numarası 104240011010 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi Giyim Sanatları Eğitimi

Ö ğ re n ci n in

Danışmanı Doç. Dr. Nurgül KILINÇ

Tezin Adı Hazır Giyim İşletmelerinde Üretim Miktarı Büyüklüklerinin İşletme Performansına Etkisi

ÖZET

Hazır giyim işletmelerinde üretim miktarı büyüklüklerinin; işletmenin performans, verimlilik ve ürünlerin kalite düzeyine etkisini ortaya koymak bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Araştırma tarama modelli bir araştırmadır. Araştırmada yargısal örnekleme yöntemi kullanılmış olup bu yöntem ile seçilen Ege Serbest Bölge de yer alan büyük ölçekli bir hazır giyim işletmesinden veriler elde edilmiştir.

İşletmede üretim miktarı büyüklüklerinin işletme performansına etkisini belirleyebilmek amacı ile araştırmacı tarafından hazırlanan bir veri toplama formu kullanılmıştır.

Araştırmanın kapsamında 40 giysi modelinin üretiminde oluşan sayısal veriler ve göstergeler, hataların meydana geldiği bölümler ve hatalara sebep olan nedenlerin dağılımları belirlenmeye çalışılmıştır. İşletmede veri toplama formu her giysi modeli için ayrı ayrı olarak doldurulmuştur. Bu araştırmada toplanan verilerin normal dağılım gösterip göstermediğini ortaya koymada Kolmogrow Simirnow dağılım testi uygulanmıştır. Kolmogorov-Smirnov normallik testlerinden elde edilen bulgular ışığında, normal dağılım gösteren faktörler için “Pearson Korelasyon Katsayısı”

(6)

yöntemi, normal dağılım göstermeyen faktörler için ise ,“Spearman Sıra Korelasyon” yöntemi kullanılarak faktörler arasında ilişki olup olmadığı aranmıştır.

Araştırma sonucunda üretim miktarı, kullanılan işçilik süresi bakımından fiziksel işgücü verimliliğine etki etmemektedir. Ancak üretim miktarı 650’den daha yüksek olan üretim modellerinin fiziksel iş gücü verimliliklerini diğer üretim modellerine göre daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

Ayrıca bu araştırmada üretim miktarı arttıkça hata oranlarının azaldığı sonucuna varılmıştır. Hataların hangi sebeplerden kaynaklandığı incelendiğinde ise, yapılan hataların çoğunun iş gücü kaynaklı olduğu görülmektedir. Üretim faktörlerinin verimliliğe olan etkileri incelendiğinde, tüm faktörlerin iş gücü verimliliği ile anlamlı derecede ilişkisi olduğu ortaya çıkmış ve en fazla etki eden unsurun ise üretim adedi olduğu sonucuna varılmıştır.

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Adı/ Soyadı Nilgün DEMİRHAN Numarası: 104240011010 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi/ Giyim Sanatları Eğitimi

Ö ğ re n ci n in

Danışmanı Doç. Dr. Nurgül KILINÇ

Tezin İngilizce Adı The Effect of Production Size on The Performance of Manufacturers In Readymade Clothing Industries

SUMMARY

In this study, it was aimed to determine the effect of production amount size in ready-made clothing enterprises on enterprises' performance, productivity, and quality level of products.

In the sample, it was chosen medium and large sized enterprises operating in ready-made clothing sector within the province İzmir in compliance with research method. In this study, judgment sampling method was used. Data was obtained from a large sized ready-made clothing enterprises found in the Aegean Free Zone selected with this method.

Data collection form was used by investigator in order to determine the effect of production amount size in enterprises on enterprises' performance.

It was tried to determine the numeric data and various indicators in the production each clothing model in the first part of this study, sections occurring errors in its second part and the distributions of reasons caused the errors in its third part. Data collection form of enterprises was filled in for each clothing individually.

In this study, Kolmogorov–Smirnov distribution test was used to demonstrate whether the data is distributed normally. Pearson Correlation statistical method was used in order to show relationships between data distributed normally and production amount. Study results were obtained from the table created as a result of statistical analyses.

(8)

Production amount data was divided into three categories in order to determine the physical labor productivity of the models produced in the study. Physical labor productivity in the study was obtained with proportion of production amount to labor time. As a result of the study, it was shown that the production amount does not have an effect upon the physical labor productivity in terms of labor time. However, it was concluded that the physical labor productivities of production models, in which the production amount is above 650, are higher than other production models.

Besides, error rates were obtained by calculating the proportion of total errors number for each model to production amount. As a result of test of significance, differences between the error rates related to 3 production amount level were found to be statistically significant. Accordingly, it was inferred that error rates are reduced depending on an increase in production amount. When analyzed that errors have arisen from which reasons, it was clearly seen that most of errors are originating from the labor. When analyzed the effects of production factors on the productivity, it was shown that all factors have a significant relation with the labor productivity. It was concluded that the factor influencing most is production rate.

(9)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

BİLİMSEL ETİK SAYFASI... ii

TEZ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ...v

SUMMARY ... vii

İÇİNDEKİLER ... ix

KISALTMALAR ... xiii

TABLOLAR LİSTESİ ... xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ ...xv

GRAFİKLER LİSTESİ... xvi

BÖLÜM 1 HAZIR GİYİM ENDÜSTRİSİNDE ÜRETİM VE REKABET 1.1. Hazır Giyim Üretimi ... 1

1.1.1. Hazır Giyim İşletmelerinin Üretim Özellikleri ... 2

1.1.2. Hazır Giyim İşletmelerinin Üretim Aşamaları... 3

1.2. Hazır Giyim Sektörünün Gelişimi ve Mevcut Durum ... 8

1.3. Hazır Giyim Sektöründe Rekabet ... 13

1.4. Hazır Giyim Sektöründe Rekabetin Dayanak Noktaları ... 15

1.4.1. Tüketici Özellikleri ... 16

1.4.2. Üretim Kalitesi ... 17

1.4.3. Yeni Ürün ve Ürün Çeşitliliği... 17

(10)

1.4.5. Marka ve Markalaşma... 18 1.4.6. İnovasyon ve Teknoloji... 19 1.4.7. Hız... 20 1.4.8. Pazarlama Stratejileri ... 21 1.4.9. Maliyet Avantajı ... 21 BÖLÜM 2 HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE PERFORMANS; VERİMLİLİK VE KALİTE 2.1. Performans Kavramı ... 23

2.1.1 Performans Ölçme... 24

2.1.2. Performans Değerlendirme ... 26

2.1.3. Performans Yönetimi ... 27

2.1.4. İşletmelerde Performans Boyutları ... 29

2.1.4.1. Verimlilik ... 29 2.1.4.2. Kalite ... 30 2.1.4.3. Maliyet... 31 2.1.4.4. Esneklik ... 32 2.1.4.5. Hız ... 33 2.1.4.6. Yenilik ... 34 2.1.4.7. Girdilerden Yararlanma... 35

2.2. Verimlilik Performans Boyutu ve Hazır Giyim İşletmelerinde Verimlilik ... 37

2.2.1. Verimliliği Etkileyen Faktörler ... 37

2.2.2. Verimlilik Yönetimi... 38

2.2.3. Verimlilik Ölçüm Yöntemleri ... 39

(11)

2.3. Kalite Performans Boyutu ve Hazır Giyim İşletmelerinde Kalite ... 48

2.3.1. Kaliteyi Oluşturan Temel Unsurlar... 51

2.3.2. Kalite Yönetimi (Quality Management) ... 52

2.3.3. Hazır Giyim İşletmelerinde Kalite ve Yönetimi ... 52

2.3.4. Hazır Giyim İşletmelerinde Kalite Hatalarına Neden Olan Faktörler . 55 BÖLÜM 3 HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE PERFORMANSI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE ÜRETİM MİKTARI BÜYÜKLÜKLERİNİN İŞLETME PERFORMANSLARI ÜZERİNDE ETKİSİ 3.1. Hazır Giyim İşletmelerinde Performansı Etkileyen Faktörler ... 59

3.2. Hazır Giyim İşletmelerinde Üretim Miktarı Büyüklüklerinin İşletme Performansları Üzerinde Etkisi... 61

3.3. İlgili Yayın ve Araştırmalar ... 64

3.4. Araştırmanın Amacı ... 68 3.5. Araştırmanın Önemi... 69 BÖLÜM 4 YÖNTEM 4.1. Araştırmanın Modeli ... 71 4.2. Kapsam ve Sınırlılıklar ... 71 4.3. Sayıltılar ... 71 4.4. Evren ... 72 4.5. Örneklem... 72

4.6. Veri Toplama Tekniği ... 73

(12)

4.8. Tanımlar ... 75

BÖLÜM 5

ARAŞTIRMANIN BULGULARI

5.1. Araştırma Kapsamındaki İşletme İle İlgili Genel Bilgiler ... 77 5.2. Araştırma Kapsamındaki İşletmenin Verimlilik Düzeyi İle İlgili Bilgiler .... 85 5.3. Araştırma Kapsamındaki İşletmenin Kalite Düzeyi İle İlgili Bilgiler ... 87 5.4. Araştırma Kapsamındaki İşletmede Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli

Özelliklerin İşgücü Verimliliği ve Toplam Hata Üzerine Etkisi ... 102 5.4.1. Araştırma Kapsamındaki İşletmede Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli Özelliklerin İşgücü Verimliliğine Etkisi………..104

5.4.2. Araştırma Kapsamındaki İşletmede Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli Özelliklerin Toplam Hata Oranı Üzerin Etkisi……….…106

BÖLÜM 6

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

KAYNAKÇA...112

EKLER ...125

(13)

KISALTMALAR

TİM: Türkiye İhracatçılar Meclisi EBSO: Ege Bölgesi Sanayi Odası GSMH: Gayri Safi Milli Hasıla ATC: Tekstil ve Giyim Anlaşması DTÖ: Dünya Ticaret Örgütü

GATT: Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

KOBİ: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler MFA: Çok Elyaflılar Anlaşması

OECD: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu

DTM: Dış Ticaret Müsteşarlığı İTO: İstanbul Ticaret Odası

EOQ: Avrupa Kalite Organizasyonu

BSTB: Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İSO: Uluslararası Standart Organizasyonu ITC: Uluslararası Ticaret Merkezi

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No

Tablo 1: Günlük Üretim Takip Formu ... 46

Tablo 2: Günlük Üretim Kontrol ve Çalışan Performansı ve İşletme Verimliliği Kontrol Fişi ... 46

Tablo 3: Araştırmada Seçilen Modellerde, Ürün ve Üretimle İlgili Tanımlayıcı İstatistikler ... 77

Tablo 4: Üretilen Modellerin, Fiziksel İşgücü Verimlilik Ortalamalarını

Karşılaştırma Testi ... 86

Tablo 5: Toplam Hata Sayısı İle Toplam Üretim Miktarı Arasındaki İlişki ... 88

Tablo 6: Kalite Hatası Sayılarının Oluştuğu Bölümleri Gösteren İstatistikler 95

Tablo 7: Kalite Hata Oranlarının Oluştuğu Bölümleri Gösteren İstatistikler . 97

Tablo 8: Kalite Hata Kaynaklarının Oranlarını Gösteren İstatistikler ... 99

Tablo 9: Araştırma Kapsamındaki İşletmenin Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli Özellikleri ... +101

Tablo 10: Araştırma Kapsamındaki İşletmenin Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli Özellikleri İle İşgücü Verimliliği İlişkisi ... 103

Tablo 11: Araştırma Kapsamındaki İşletmenin Ürün ve Üretim İle İlgili Çeşitli Özellikleri İle Toplam Hata Oranları İlişkisi ... 105

(15)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa No

Şekil 1: Hazır Giyim İşletmelerinde İş Akışı Şeması... 4 Şekil 2: Erkek Takım Elbise Kalite Kontrol Aşamaları ... 55 Şekil 3: Hatalı Üretimdeki Neden- Sonuç İlişkisini Gösteren Balık Kılçığı

Diyagramı ... 56

(16)

GRAFİKLER LİSTESİ

Grafik Adı Sayfa No

Grafik 1: Üretilen Modellere Göre Üretim Adetlerinin Dağılımı ... 80

Grafik 2: Üretilen Modellere Göre Operasyon Sayısının Dağılımı... 81

Grafik 3: Üretilen Modellere Göre Toplam Üretim Süresinin Dağılımı ... 81

Grafik 4: Üretilen Modellere Göre Birim Ürün Üretim Süresinin Dağılımı ... 82

Grafik 5: Üretilen Modellere Göre Çalışan Sayısının Dağılımı ... 83

Grafik 6: Üretilen Modellere Göre Kullanılan Makine Sayısının Dağılımı ... 84

Grafik 7: Üretilen Modellere Göre Fiziksel İşgücü Verimliliğinin (Üretim Miktarı / Kullanılan İşçilik Süresi Dk) Dağılımı... 85

Grafik 8: Oluşan Toplam Hata Sayısının Toplam Üretim Miktarına Oranı... 87

Grafik 9: Toplam Üretim Miktarına Göre Depo Kaynaklı Hata Oranlarının Dağılımı ... 90

Grafik 10: Toplam Üretim Miktarına Göre Kesim Kaynaklı Hata Oranlarının Dağılımı………91

Grafik 11: Toplam Üretim Miktarına Göre Dikim Kaynaklı Hata Oranlarının Dağılımı ... 91

Grafik 12: Toplam Üretim Miktarına Göre Ütü Kaynaklı Hata Oranlarının Dağılımı ... 92

Grafik 13: Toplam Üretim Miktarına Göre Diğer Hata Oranlarının Dağılımı..93

Grafik 14: Üretim Bölümlerinin Hata Ortalamaları... 94

(17)

1.1. Hazır Giyim Üretimi

Giyim genel olarak, insan vücudunu tabiat şartlarına, topluma, kişinin yapısına, yer ve zamana göre şekillendiren giysilerin bütünüdür. Diğer bir ifadeyle giyim, insan yaşamı ile başlayan, cinsiyet, kültür, coğrafi bölge ve tarihsel çağlara göre farklılıklar gösteren, maddi kültürün en dolaysız öğelerinden ve kolayca görülür parçalarından biridir (Aydın ve Çakar, 1994: 263). Hazır giyim istatistiksel verilerden yararlanılarak bulunan ölçüler esas alınarak, seri halde üretilen ve alıcının ölçülerine göre satılan giyim eşyalarının tümünü kapsamaktadır (Olgaç, 1981: 224).

Hazır giyimde kişiye özel bir tasarım ve model uygulaması söz konusu olmamakta, kişi daha önce seri halde üretilmiş olan mamullerden kendine ve zevkine uygun olanı seçmektedir. Hazır giyimde kişiye özel bir uygulama olmadığı için kişi mevcut ürünlerden birisini kendisi için beğenmek ve tercih etmek durumunda kalmaktadır. Hazır giyimin bu yönü bir dezavantaj olarak görülebilir. Ancak aynı zamanda hazır giyim üretimi işletme bazında yapıldığı için kişiye daha çok model ve seçenek sunabilme ve söz konusu bu seçenekleri gerek zaman ve gerekse daha ucuza mâl edebilme özelliğine sahiptir. Bu özelliği ise bir avantaj olarak değerlendirilebilir (Arklan, 2007: 3).

Hazır giyim üretimi, genel bir sınıflandırmayla model tasarımından başlayıp kalıp tasarımı, kesim, dikim, ütü, kalite kontrol ve sevkiyat gibi birçok bölümden meydana gelir. Bu bölümlerin her birisi birbirine bağımlı olmasına rağmen ayrı teknik ve teknolojilerle çalışmaları açısından farklılıklar göstermektedir (Aydın ve Özlü, 2008: 508).

Hazır giyim işletmeleri; çeşitli hammadde ve malzemeleri müşteri beklentilerini karşılayacak nitelikte tasarımlar yaparak nihai ürün elde edilen işletmelerdir. Üretim işletmelerinin genellikle sahip olduğu dinamik yapı, hazır giyim işletmelerinde ürün ve malzeme çeşitliliğinin fazla olması nedeniyle, daha

(18)

yoğun olarak yaşanmaktadır. Sektörde yer alan işletmeler üretim şekillerine göre fason ya da kendi adına üretim yapmaktadırlar (Çileroğlu ve Ağaç, 2006: 72).

Hazır giyim işletmelerinde üretim insan, makine, malzeme ve çalışma ortamının belirli bir zamandaki etkileşimi sonucunda oluşan bir süreçtir. Hazır giyim üretiminde insan ve zaman faktörünün diğer faktörlerden ayrı bir önemi vardır. Sektörün emek yoğun oluşu, her türlü olumlu ya da olumsuz şartlardan etkilenebilen insan faktörünü ön plâna çıkarmıştır. Sektörün en önemli dinamiklerinden birisi olarak kabul edilen moda olgusu günümüz şartlarında zaman kavramının boyutunu değiştirmiştir. Bu durum işletmeleri daha esnek üretim stratejilerini uygulamaya yöneltmektedir. Farklı model ve miktarlardaki siparişlerin kısa zaman dilimlerinde müşterilere ulaştırılması zorunluluğu işletmelerin yönetsel ve üretim faaliyetlerinde zaman boyutuna önem vermelerine neden olmuştur (Yücel ve Güner, 2008: 42).

Günümüzde hızla artan dünya nüfusunun etkisiyle geçmişe göre daha karmaşık ürünlerin farklı miktarlarda üretilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Çok sayıda parçadan oluşan bir ürünün üretilmesi için gerekli hammadde ve yarı mamul ürünlerin, çeşitli kaynaklardan uygun fiyatla ve istenilen zamanda sağlanması, her parçanın değişik spesifikasyonlara göre işlenmesi, işlenen parçaların istenilen yerde ve yeterli miktarlarda hazır bulundurulması ve tüm bu faaliyetlerin, eldeki insan gücü ve makinelerden en iyi şekilde yararlanılarak son derece sınırlı süreler içinde gerçekleştirilmesi gerekir. Bu sorunlar, üretim yönetiminin özel bir anlam ve önem kazanmasına yol açmıştır. Bir işletmenin yaşamını sürdürmesi, üretim yapmasına bağlıdır. Bu ilişkilerdeki aksamalar, işletmenin bir kısmının veya tümünün önemli kayıplara uğraması sonucunu doğurur (Baskak, 1998: 5).

1.1.1. Hazır Giyim İşletmelerinin Üretim Özellikleri

Hazır giyim işletmelerinin özellikleri; ürün tipi, ürünün kullanım alanı, ürünün yapımında kullanılan malzeme cinsi, üretim biçimi, teknoloji, üretim organizasyonu ve işçinin çalışma biçimi olarak bilinen çeşitli yönleri ile incelenebilir (Öndoğan, 2000: 4).

Hazır giyim sanayinde üretim genellikle değişik yapılarda, farklı büyüklüklerde üretim birimleri tarafından gerçekleştirilmektedir.

(19)

Hazır giyim üretimi yapan firmalar büyüklük açısından atölyeler (mikro işletmeler), küçük ve orta boy işletmeler ve fabrikasyon üretim yapan işletmeler olarak üç grup altında toplanabilir. Atölyeler grubundaki işletmeler birbirinden değişik yapılara sahiptirler ve sayıları çok fazladır. Bunlar On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir. Atölyeler genellikle kendileri için değil, sipariş üzerine üretim yapmaktadırlar. Küçük işletmeler elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden işletmelerdir. Orta boy işletmeler ise iki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden işletmelerdir. Küçük ve orta boy işletmeler kendi satışları için üretimde bulundukları gibi, daha büyük ihracatçı firmalar içinde fason üretim yapmaktadırlar (Kılınç, 2001: 66).

Hazır giyim üretimi üretimde kullanılan ana malzeme açısından; örme giyim eşyası ve dokumadan hazır giyim eşyası olmak üzere ayrı ayrı incelenebilir. Çünkü bu ikisinin üretim süreçlerinde farklılıklar bulunmaktadır.

Ayrıca hazır giyim üretimi giysi türüne göre;

-Üst giyim (palto, manto, kaban, yağmurluk, pardesü v.s.) -Dış giyim (etek, pantolon, kadın ve çocuk elbisesi, ceket v.s.) -İç giyim (gecelik, sabahlık, pijama, iç çamaşırları v.s.)

-Diğerleri (kravat, şapka, çorap v.s.) olarak da sınıflandırılabilirler (Sezer v.d. 2006: 11-12).

Hazır giyim teknolojisi, üretimin çeşitli aşamalarını kapsayan temel işlemlerle, bu işlemlerin uygulanmasında kullanılan malzeme, makine, araç ve tesislerden oluşmaktadır (Öndoğan, 2000: 4).

Teknolojik ilerlemelerin büyük çoğunluğu, bu endüstri dalının makineleşme düzeyi en yüksek aşaması olan tasarım ve kalıp hazırlama işlemlerinde ortaya çıkmaktadır. Hazır giyim üretiminde, farklı ürün türleri için farklı üretim hatları ve makine parkları gerekmektedir.

1.1.2. Hazır Giyim İşletmelerinin Üretim Aşamaları

Hazır giyim üretim aşamasında daha çok insana bağımlılık mevcuttur. Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile otomasyonun bu alanda da kendine yer bulmaya

(20)

başlaması, bu bağımlılığı giderek azaltmaktadır. Hazır giyim işletmelerinde üretimde iş akışı Şekil 1.1' deki gibidir (Özdemir, 2007: 266).

Şekil 1: Hazır Giyim İşletmelerinde İş Akışı Şeması

Hammadde Deposu ↓

Model Hazırlama ve Geliştirme ↓ Plânlama ↓ Serim – Kesim ↓ Tasnif ↓ Dikim ↓ Ütü ve Kalite ↓ Paketleme ↓ Depolama ↓ Sevk Kaynak: (Özdemir, 2007: 266)

Hammadde Deposu: Ana ve yardımcı malzemeler imalata girmeden önce malzeme, renk, desen ve kod numaralarına göre raflara yerleştirilir. Stok kartları hazırlanır ve kumaşların kontrolü yapılır (Akgül, 2006: 112).

(21)

Model Hazırlama ve Geliştirme: Modeli belirlemek ve kalıbı hazırlamak hazır giyimin en önemli basamağını oluşturur. Hazır giyim üretiminde, ürünün ve üretimin temel özelliklerinin belirlenmesi model bölümünde gerçekleşir. Bu bölümde modelin kalıpları hazırlanarak örnek model üretimi yapılır. Örnek model onaylandıktan sonra modele ait kalıplar diğer bedenlerin elde edilmesi için serilendirilir. Model ve kalıp hazırlama bölümünde müşteri isteklerine yanıt verebilecek ve üretim verimliliğini düşürmeyecek numunelerin zamanında hazırlanması çok önemlidir. Ayrıca üretim dikim talimatları ve üretim numuneleri bu bölümde hazırlanır (Dirgar, 2004: 14).

Planlama: Planlama bölümünün temel görevleri içinde; üretim programının hazırlanması, üretim birimlerinin organizasyonu, siparişlerin organizasyonu, malzeme tedariği ve organizasyonu, stok kontrolü, süreç planlama, tesis planlama, makine ve insan gücü kapasite hesaplaması gibi birçok konu yer almaktadır. Bir hazır giyim işletmesinde aynı anda onlarca siparişin üretimi yapılmaktadır. Bu durumda hangi partinin hangi süreçlerle üretileceği, tesislere öncelikle hangi partinin gireceği sevk tarihine göre hazırlanan üretim planıyla belirlenir. (Megep, 2012: 6).

Kesimhane Bölümü: Kumaşın serildiği, pastal resmine göre kaba ve ince kesimlerin yapıldığı ve kesilen parçaların tasnif edildiği bölümdür (Özdemir, 2007: 267). Kesimhanedeki işlemler;

-Çizim (pastal yerleştirme)

-Serim (kumaş katlarının pastal planına göre üst üste atılması) -Kesim

-Tasnif (kesilen parçaların düzenlemesi ve kontrolü).

Çizim, serim ve kesim hepsi de elle ya da makine yardımı ile yapılabilir. Her işlemde ortaya çıkabilecek olan hata dikim bölümüne aktarılacağından, direkt olarak nihai ürün kalitesine etki eder. Kesimden sonra parçalar tasnif edilir ve dikim bölümüne sevk için hazırlanır (Dirgar, 2004: 15).

Tasnif: Kumaş kesildikten sonra dikim hattına girip mamul olmadan önce, bir mamulün tüm parçalarının (beden, kol, yaka, manşet vb.) kontrol edilerek parçalarının eşlendiği bölüm tasnif bölümü olarak adlandırılır. Bu noktada montajı yapılacak tüm parçalar hem kontrol edilir, hem de hatalı olan parçalar ayrılarak

(22)

yerine doğru parça konulur. Bir model için kontrol işleminin yapıldığı ilk kısımdır (Bek, 2008: 81).

Dikim İşlemi: Dikim hattı, ürünlerin birleştirildiği bir montaj hattıdır. Bu montaj hattı birbiri ardınca gelen iş istasyonlarından oluşur. Tüm çalışma bölgelerinin hat boyunca durmadan çalışması için, ürünün oluşturulmasında gerekli işlem sıralarının mantıksal olarak dizilmesi, bu sıraya uygun gerekli işçi ve makinelerin yerleştirilmesi, malzeme ve parçaların iyi organize edilmesi gerekir (Chuter, 1995: 15).

Ütü ve Kalite Kontrol: Ütüleme işlemi; giysilerde buruşuklukların ve katlanmış kısımların düzeltilmesi, giysilere form ve şekil sabitliğinin kazandırılması amacıyla nem, ısı ve basınç faktörleri kullanarak yapılan işlemdir. Hazır giyim üretiminde küçük parçalar önceden hazırlanıp, daha sonra büyük parçalara eklenir. Küçük parçaların hazırlanması sırasında yapılan ütü, çoğunlukla dikiş açma, yapıştırma ve düzgünleştirme amacıyla yapılır. Ayrıca ara ütüleme işlerinin muntazam bir şekilde yapılması çoğu durumlarda üretimi de kolaylaştırır. Ara ütüde dikiş birleşim noktaları ile pens, sason, pile vb. bölgelerde düzgünleştirme ve form vermek üzere presleme ve bu sayede ileriki işlemlere hazırlık yapılmaktadır. Bu ütü işlemlerine “ara ütüleme” denir. Giysi bittikten sonra, giysiye biçim vermek için "son ütü" denilen ütü işlemi yapılır. Son ütü de yüzeyin düzgünleştirilmesi, parlaklığın yok edilmesi ve ürüne güzel görünüm kazandırılması önem kazanmaktadır. Ayrıca son ütüleme işlemi dikimi tamamlanan giysilerin satışa hazır hale getirilmesini sağlar. Ütüleme işleminden önce giysiler üzerinde bir ölçü kontrolü yapılmakta ve böylece ütüleme toleransları belirlenmektedir. Ütü bölümünde çalışan elemanlar istenen ölçülere göre ütülemeyi gerçekleştirirler (Göçer, 2011: 26).

Giysinin özelliğine göre, ütüleme bölümünde işlemler tamamlanır. İmalattan gelen mamuller ütüleme işlemleri tamamlandıktan sonra son kontrolden geçerek sevkiyata verilir. Bu aşamada modelin istenilen özelikte ortaya çıkıp çıkmadığı, dikişlerin düzgünlüğü, renklerin uyumu ve temizlik gibi işlemler kontrol edilir. Kalite temel bir kavramdır. Bu ifadeyle giyside anlatılmak istenen;

-Malzemenin uygunluğu -Kullanım süresi

(23)

-Vücuda oturuş şekli

-Üretimde gösterilen özendir (Akgül, 2006: 113).

Sevkiyat: Üretim sürecini tamamlayarak müşteri kullanımına hazır hale gelen ürünlerin depolanması veya sevk edilmesi için öncelikle paketlenmeleri gerekmektedir. Paketleme işlemlerinde kullanılacak malzeme ve yöntemler çeşitlilik gösterir (askılı paketlenme, katlanarak poşetlenip kolilenme vb.). Bunların seçiminde ürünün özelliği, müşteri istekleri, depolama şartları ve süresi, nakliye türü ve süresi önem taşır. Bu bölümde gerçekleşen işlemlerin, üretim sürecinde gösterilen özen ve elde edilen kalitenin devamı niteliğini taşıması gerekir. Ürünlerin takım, seri, asorti işlemlerinin işletme ve müşteri talimatları dikkate alınarak yapılması istenir. Hazır giyim sektöründe ürün çeşitliliği fazla olduğundan ürün, beden, parça eşlemeleri özenle yapılmalıdır. Sevkiyat işlemleri, hem ticari ve hukuki yükümlülüklerin gerektirdiği unsurlar hem de ürün özellikleri ve müşteri talepleri dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir. İhracat çalışan hazır giyim firmalarında, siparişin sevkiyatı gerçekleştirilmeden önce müşterinin kontrolcüleri tarafından onay kontrolü yapılır. Bu kontrollerde örneklem yöntemi tercih edilir. Ürünlerin sadece belli bir yüzdesi kontrol edilir. Çıkan hatalar büyük hata ve küçük hata olarak sınıflandırılır. Kontrolün bitiminde hatalar belli bir yüzdeyi geçmiyorsa sevkiyata onay verilir (Megep, 2012: 13).

Hazır giyim işletmelerinde, kesimhane için malzeme verimliliği, malzemenin ne kadar iyi kullanıldığı, dikim bölümü için ise işgücü verimliliği önemlidir. Hazır giyim işletmelerinde en fazla işgücü gerektiren bölüm dikim bölümü olduğundan, bu bölümün iyi plânlanması üretim maliyetleri açısından çok önemlidir (Tyler, 1991).

Hazır giyim işletmelerinde artan dünya nüfusunun etkisi ile geçmişe oranla çok daha karmaşık ürünlerin farklı miktarlarlarda üretilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle günümüzde, üretimin gerçekleştirilmesi sırasında üretim hatları kullanılarak iş bölümü ve uzmanlaşmadan yararlanılmaya başlanılmıştır. 20. yüzyılın ortalarında ortaya atılan “montaj hattı dengeleme” düşüncesi, talep miktarı çok yüksek olan ürünlerin en kısa sürede, verimli bir şekilde, ucuz ve istenen kalitede üretilmesi çabasının bir sonucu olarak doğmuştur (Eryürük vd; 2011: 65).

(24)

1.2. Hazır Giyim Sektörünün Gelişimi ve Mevcut Durum

Tekstil ve hazır giyim sanayi tarih boyunca dünyada en büyük gelir getirici sektörlerden biri olmuştur. Nitekim sektör, İngiltere, Kuzey Amerika ve Japonya’ da erken sanayileşme döneminde hayati rol oynamıştır. Ancak, 1970’ler den bu yana tekstil ürünleri üretimi ve ihracatının gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymakta olduğu görülmektedir. Örneğin üretim maliyetlerinin yükselmesi ve istihdamda görülen kısıtlar nedeniyle Japon tekstil ve hazır giyim firmalarının üretim yatırımlarını 1970’ler de Asya ülkelerine yönlendirdikleri bilinmektedir. Bu akımın etkisi ile Hong Kong, Güney Kore ve Tayvan Japonya’nın ardından, tekstil ve hazır giyim sanayinin ana ihracat kalemi haline gelmesi ile Asya’nın yeni sanayileşen ülkeleri konumuna yükselmiştir (Au and Chan, 2003: 1065). 1980’ler den itibaren hız kazanan küreselleşme eğilimi tekstil ve hazır giyim sanayinde ticaret akışını hızlandırmış son otuz yıl içerisinde yaklaşık olarak sektörün toplam kapasitesinin yarısı gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymıştır (Ramaswamy and Gereffi, 2000: 187).

Hazır giyimin küreselleşmesine katkıda bulunan temel faktörler; hazır giyim üretim teknolojilerinin işgücü yoğun olması, gelişmiş ülkelerin karşılaştırmalı rekabet güçlerini kaybetmeleri, taşımacılık iletişim maliyetlerindeki belirgin düşüş, daha düşük maliyetli üretim alanları arayışı ve Çok Elyaflılar Anlaşması (MFA) ile hazır giyim ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılmasıdır (Eraslan vd., 2008: 267).

Tekstil ve hazır giyim sanayinde ticaret kısıtlamaları sanayileşmiş ülkeler tarafından uygulanmış ve Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) kapsamında yer almamıştır. 1974 yılında anlaşma diğer ürünleri kapsayacak şekilde genişletilmiş ve MFA olarak anılmaya başlanmıştır. Anlaşma tekstil ve hazır giyimde küresel ticareti düzenlemeye yöneliktir (Ernst vd., 2005 ). 1974 yılından bu yana 73 ülkede uygulanmış ve 1995 yılında Uruguay Round kapsamında yapılan ticaret görüşmelerinde serbestleşme konusunda gelişmiş ülkelerin karar alması ile yeni bir döneme girmiştir (DTÖ, 2007). 1995 yılının ilk günü MFA yerini Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tekstil ve Giyim Anlaşması’na (ATC) bırakmıştır (Allwood vd., 2006).

(25)

İlk olarak 1994 yılında kabul edilen ve 2005 yılında tüm kotaların kalkmasını öngören ATC'nin yürürlüğe girmesi ile ticaret yapan bütün ülkelerin çok şiddetli rekabet koşulları ile karşılaşacağı yeni bir dönem başlamıştır. Kota sisteminin 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren sona ermesiyle küresel pazarda güçlü hazır giyim işletmeleri, model çeşitliliğinin az, sipariş sayısının fazla olduğu ürünlerin üretimi için Çin ve Uzakdoğu ülkelerine yönelmişlerdir (Atılgan ve Şen, 2006: 147).

Günümüzde tekstil ve hazır giyim üretimi gelişmekte olan ülkeler tarafından yapılmaktadır. Özellikle Çin ve Asya’nın etkisi gün geçtikçe artmaktadır. İtalya veya Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi sanayileşmiş ülkeler tekstil ve hazır giyimde hala güçlü ihracatçı ülkelerdir (Allwood vd., 2006 ).

Dünyanın en eski yerleşim alanlarından biri olan Anadolu’da tekstil ve hazır giyim üretimi yaklaşık 3000 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Sanayi devrimine kadar özellikle pamuklu ve ipekli sanayi ticaretinde Hindistan’dan sonra en önemli merkez durumunda olan Anadolu, sanayi devrimiyle birlikte yüksek kaliteli düşük maliyetli ürünleri pazara sunan Avrupa ülkeleri karşısında rekabet gücünü kaybetmeye başlamıştır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte ilk olarak tekstil sanayinde kalkınmaya önem vermesi, dünya ticaretindeki eski yerine dönmeyi hedeflemesinden kaynaklanmaktadır (İnalcık, 2008: 32).

Özellikle 1951 yılında kurulan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın sağladığı krediler, tekstil ve hazır giyim sektörünün gelişmesine hız kazandırmış ve sektör, 1960’ın sonlarına doğru ülke tüketimini bütünüyle karşılar hale gelmiştir (Tokgöz, 1999: 19).

Sektör; 1950 yılına kadar tekstil, 1970 yılına kadar da hazır giyim alanında ithalata kilitlenmiş ve 1980’li yıllara kadar sadece iç piyasaya yönelik üretim yaparken 1980’li ve özellikle de 90’lı yıllarda ihracatın başını çektiği dışarıya açık büyüme politikaları ile beraber, hızla büyüyerek ihracatta büyük artışlar kaydetmiş ve ülkenin de üretim ihracat ve istihdamda olmazsa olmaz sektörü haline gelmiştir (Öz İplik - İş Sendikası: 2005).

1990’lar da sanayinin büyüme hızı ortalamanın çok üzerinde seyretmiş, Avrupa kotalarına rağmen, düşük maliyetli vasıflı işgücü, düşük maliyetli hammadde ve Türk firmalarının esnekliği sayesinde Türk tekstil ve hazır giyim sanayi Avrupa’nın en büyük ithalat ortağı haline gelmiştir. Ülkenin coğrafi konumu, taşımacılık

(26)

maliyetlerinin düşük olması ve teslimat sürelerinin kısalması sonucunu doğurmuş ve bu büyük bir rekabet üstünlüğü sağlamıştır. Bu dönemde Türkiye dünyanın en büyük altıncı tekstil ve hazır giyim ihracatçısı olurken, İtalya’nın ardından Avrupa’nın ikinci büyük tedarikçisidir (DEİK, 2002: 19). Türkiye’nin 1996 yılında Gümrük Birliği’ni tamamlaması Avrupa Birliği düzenlemelerine uyumu da beraberinde getirmiştir. Bu gelişme sektördeki yatırımlarda ve ihracatta artış, yüksek kalite ve istihdamda büyüme beklentilerini de gündeme taşımıştır (Tan, 2001: 87).

Ancak, Çin’in küresel tekstil ve hazır giyim pazarlarına dahil olması ile birlikte 2000’den itibaren Türk tekstil ve hazır giyim sanayi ihracatta gerileme ile karşılaşmıştır (İTKİB, 2008: 46). Özetle sunulacak olursa tekstil ve hazır giyim sanayi Türkiye’nin öncü sektörlerinden biri konumundadır ve bu alandaki yatırımlar ve üretim, Osmanlı dönemine dek uzanmaktadır.

Gelişme yolundaki birçok ülkede tekstil ve hazır giyim sektörü, sanayileşmenin ilk adımını oluşturmuş ve sanayileşme çabası içerisine giren ülkelerin bu çabalarını gerçekleştirebilmesinde kilit rol üstlenmiştir. Bu sektör hem genel ihracat içerisindeki payı, hem de üretim sürecinde yaratılan katma değer bakımından ekonomik kalkınma sürecindeki ülkeler açısından vazgeçilmez olmuştur. Ekonomik gelişmenin ve refahın artmasının temelini oluşturan sanayileşmede itici güç olan tekstil ve hazır giyim sektörü Türkiye’de de 1980’li yıllardan itibaren benimsenen ihracata dayalı büyüme modelinin başarıyla uygulanabilmesinde önemli bir unsur olmuştur (Şenol, 2009: 1).

DTÖ tarafından 1995 yılında kabul edilen tekstil ve hazır giyim anlaşması gereği ticaret kotalarının kaldırılması 2005 yılı başında uygulamaya geçmiştir. Bunun sonucu olarak uluslararası pazarlarda rekabetin arttığı yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemin Türk tekstil ve hazır giyim sektörü üzerinde önemli ve olumlu etkileri olmuştur. Bu döneme kadar düşük maliyetli ürünler bazında rekabet etmeye çalışan Türk tekstil ve hazır giyim sektörü geleneksel ve basit ürünlerle rekabet etmek yerine, yüksek katma değerli tekstil ürünleriyle ve hazır giyimde markalaşma yolunda ilerlemeye başlamışlardır (BSTB, 2010: 6). 2000 yılında yaşanan ekonomik krizin sektörü olumsuz etkilemesine, ihracat rakamlarında düşüş izlenmesine karşın; 2005 yılında dünyanın en büyük 4. hazır giyim tedarikçisi ve 11. tekstil tedarikçisi konumuna yükselmiştir (İAOSB, 2012: 5).

(27)

2007 yılında ülkenin dünya hazır giyim ihracatındaki payı %4,1 olup, yapılan ihracatın değeri 14 milyar dolardır. 2007 yılı sonunda hazır giyim sektöründe %1,8 üretim artışı kaydedilmiştir. Ancak 2008 Haziran ayında sektör üretiminin büyük oranda azaldığı dikkat çekmektedir. Buna göre hazır giyim sektöründe %18 oranında üretim azalışı meydana gelmiştir (Uzunoğlu ve Ünal, 2008: 30).

Dünya hazır giyim ticareti 2009 yılında %13’lük azalışla 316 milyar dolar, 2010 yılında %11’lik artışla 351 milyar dolar olmuştur. 2010 yılı dünya hazır giyim ihracatının %80’i gelişmiş ülkelere yapılmıştır. Ticaret hacmi bakımından en yoğun tekstil ve hazır giyim ticareti Asya ülkelerinde gerçekleşmektedir. Bunun en büyük sebebi Çin’in bu kıtada yer almasıdır (BSTB, 2012: 6).

AB ülkeleri Türkiye’nin hazır giyim ihracatının %80’ini diğer bir ifade ile beşte dördünü kapsamaktadır. 2011 yılında 16,2 milyar dolarlık hazır giyim ihracatının 12,8 milyar dolarlık kısmı 27 ülkede gerçekleştirilmiştir. Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa ve Hollanda 2011 yılında en fazla ihracat yapılan AB ülkeleri arasında yer almaktadır. Hazır giyim de Türkiye AB ülkelerinin Çin’in ardından ikinci büyük tedarikçisidir. Bu çerçevede, Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi AB ülkelerinin içine düştükleri borç krizinin ve AB ekonomisinde ileriye yönelik olarak ortaya çıkabilecek en ufak bir olumsuzluğun, Türkiye’nin hazır giyim ihracatını etkilemesi kaçınılmazdır. 2011 Eylül ayından itibaren AB’ye aylık bazda ihracat düşüşünü işaret etmekle birlikte, yılın genelinde, AB ülkelerine hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı %9,9 oranında artışla 12,8 milyar dolara ulaşmıştır (İHKİB, 2012). Türkiye Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verilerine göre, 2011 yılında dünya hazır giyim ihracatında %3,4’lük pay ile 7’nci büyük ihracatçı konumundadır (BSTB, 2013: 7). Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 2012 yılı Aralık ayı ihracatında, 1,38 milyar dolar ile %3,59 oranında bir artış yaşanmış ve Aralık ayı Türkiye toplam ihracatından %11,65’lik bir pay almıştır (Özçelik, 2012: 2). 2012 yılının ilk iki ayında ise AB’ye ihracatta %10 ve %4,2’lik düşüşler meydana gelmiştir. AB ülkeleri haricinde Rusya ve diğer Doğu Bloku Ülkelerinin yanı sıra ABD ve Japonya gibi ülkeler de Türkiye’nin potansiyel ve hedef pazarları arasında yer almaktadır (İHKİB, 2012).

2012 yılının aylık bazda %25,7’lere varan artışlar ve %12,32’lere varan düşüşler ile dalgalı bir seyir izleyerek geçiren hazırgiyim ihracatı, 2012 yılının

(28)

Kasım ayından 2013 Mart ayına son beş ay içinde devamlı bir artış eğiliminde olmuştur. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre, 2013 Ocak- Mart döneminde Türkiye’den 4,3 milyar dolar değerinde hazırgiyim ihracatı yapılmıştır. 2012 yılının Ocak - Mart dönemine kıyasla ihracatta, dolar bazında % 8,1 oranında artış olmuştur.

Türkiye’den en fazla hazırgiyim ihraç edilen ülkelerin başında Almanya gelmektedir. 2013 yılının Ocak - Mart döneminde de bu konum değişmemiştir. 2012 Ocak - Mart dönemine kıyasla % 5,8’lik artışla 956,2 milyon dolarlık ihracat yapılan Almanya’yı, %3,9’luk artışla 509,9 milyon dolarlık ihracat yapılan İngiltere, %1,6 oranında artışla 352,6 milyon dolarlık ihracat yapılan İspanya, % 2,6 artışla 292,9 milyon dolarlık ihracat yapılan Fransa ve %16’lık artışla 248,1 milyon dolarlık ihracat yapılan Hollanda takip etmektedir. Sırasıyla İtalya, Danimarka, Rusya Federasyonu, Irak ve Belçika, Türkiye’nin hazırgiyim ihracatında diğer önde gelen ülkelerdir (İTKİB, 2013: 4).

Türkiye hazır giyim sektörü 2013 yılı Nisan ayı ihracatında 1,3 milyar dolar ile %9,22 oranında bir artış yaşanmış ve Nisan ayı Türkiye toplam ihracatından %11,18’lik bir pay almıştır. 2013 yılı Nisan ayı Türkiye geneli hazır giyim sektör ihracatı, ülkeler bazında incelendiğinde, Almanya’nın % 20 pazar payı ile ilk sırada, Birleşik Krallık’ın %12 ile ikinci sırada, İspanya’nın ise %8 ile üçüncü sırada yer aldığı görülmektedir. 2012 yılı Nisan ayına kıyasla, ilk 10 sırada yer alan ülkelerden Birleşik Krallık, İspanya ve Danimarka’ya gerçekleştirilen ihracatta düşüş yaşanmıştır (Özçelik, 2013: 9). Yine Türkiye İhracatçılar Meclis’inin (TİM) açıkladığı ihracat verilerine göre Türkiye’nin ocak ayında ihracat oranları geçen yılın aynı ayına göre %9,6 artışla 12 Milyar 15 Milyon Dolar olmuştur. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin en yüksek ocak ayı ihracat rakamı olmaktadır. Ayrıca TİM verilerine göre 2014’ün ilk ayında en fazla ihracatı 1 milyar 589 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörü yaparak birinci sırada yer almaktadır ve İhracat %9,6 artışla 12 milyar dolara ulaşmıştır (TMHGF, 2014: 26).

Türkiye’nin hazır giyim ithalatı, kotaların kaldırılması süreciyle birlikte özellikle 2003 yılından itibaren hızla yükselmeye başlamış ve 2011 yılı itibarıyla 2,9 milyar dolara ulaşmıştır. Ancak 2012 yılında hazır giyim ithalatı %20,9 oranında gerileyerek 2,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2013 yılında ise sektör

(29)

ithalatı yeniden artış göstererek 2,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Çin, Bangladeş, Hindistan, Vietnam, Kamboçya, Sri Lanka, Endonezya ve Pakistan’dan gerçekleştirilen hazır giyim ithalatı 1998’de %7 payla sadece 14,5 milyon dolarken, 2013 yılına gelindiğinde %69,2 payla yaklaşık 1,9 milyar dolara ulaşmıştır. Diğer taraftan son yıllarda Çin ve Bangladeş, Türkiye ithalatında benzer Uzakdoğu pazarlarını geride bırakarak öne çıkmıştır. Hazır giyim ithalatında Çin 1. sırada, Bangladeş 2. sırada yer almaktadır. 2012 yılına kadar anılan ülkelerden yapılan hazır giyim ithalatı artmış olup, 2012 yılında Çin’den yapılan ithalat %26,6 Bangladeş’ten yapılan ithalat %21,6 oranında azalmıştır. 2013 yılında ise Çin’den %3,4 artış ile 829,6 milyon dolar; Bangladeş’ten ise %45,4 artış ile 780,2 milyon dolar tutarında hazır giyim ithalatı yapılmıştır. Sektör ithalatında 3. sırada İtalya yer almaktadır. İtalya’dan 2013 yılında %8,7 artış ile 145,9 milyon dolar tutarında ithalat gerçekleştirilmiştir (TC. Ekonomi Bakanlığı, 2014: 5).

1.3. Hazır Giyim Sektöründe Rekabet

Rekabet, evrensel kurallarla bağlı bir ilişkiler sistemi olarak, kıt kaynakları kullanarak sınırlı bir talebi ekonomik olarak karşılama ve varlığını geliştirerek sürdürebilme yeteneğini kazanmaktır. Kısaca rekabet; sosyal hayatta kimin iyi olduğunun bilinmediği durumlarda bunu belirleme yolu olarak tanımlanabilir. Rekabet, kimin daha iyi olduğunu belirlemekle birlikte, en iyi ikincinin birinciden daha iyi olmak için daha çok çaba göstermesini sağlar. Küreselleşmenin de etkisiyle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren rekabet tüm dünyada işletmeler üzerinde yoğunluğunu hissettirmeye başlamıştır (Ülkü, 2007: 7).

Günümüzde hazır giyim sektöründe tüketicinin arzuları üretim eğilimlerini belirlemektedir. Önceki yıllarda hazır giyim firmaları tüketicinin karşısına, ilkbahar-yaz ve sonbahar- kış olmak üzere yıl boyunca iki koleksiyon ile çıkarlardı. Tüketicinin artık yalnızca gereksinimden değil, çoğunlukla psikolojik nedenlerle alım yapmakta olduğu bilinmektedir. Durum böyle olunca da hazır giyim firmalarının bütün yıl boyunca yalnızca iki koleksiyon ile değil farklı içeriklerde hazırladıkları çok sayıda koleksiyon ile küresel pazarlara girmeleri zorunlu olmuştur. Böyle zorlu bir ortamda rekabet edebilmek ve uzun süreli kalıcılık sağlayabilmek için önemle üzerinde durulması gereken konular vardır. Bu konular şunlardır;

(30)

-Hedef tüketici gruplarını iyi seçmek,

-Hedef tüketici kitlesinin ihtiyaçlarını ve beğenilerini iyi saptamak ve bunlara uygun hizmet vermek,

-Hedef kitleye uygun olarak hazırlanan koleksiyonları en kısa sürede, en ucuz ve kaliteli şekilde ürün haline dönüştürmektir (Öndoğan, 2000: 8).

Bütün bu gelişmelere uyum sağlamaya çalışan hazır giyim sektörü, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gerek üretim ve istihdama katkısı ve gerekse ihracat yoluyla ekonomiye döviz kazandırması nedeniyle ekonominin lokomotif sektörü olma özelliğini taşımaktadır. Tekstil ve hazır giyim sektörünün ekonomiye katkısı dikkate alındığında, rekabetçiliğinin arttırılması ve sürdürülmesi Türkiye açısından hayati önem taşımaktadır. Türkiye hazır giyim sektörünün üstünlükleri; yüksek üretim kapasitesi, hammaddenin bolluğu, endüstrideki deneyim ve bilgi birikimi, teslimat süresinin kısalığı, kaliteli üretim, uygun maliyet, esnek üretim ve ürün çeşitliliği gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır (Kök ve Çoban, 2005: 6).

Hazır giyim pazarında ortaya çıkan yeni özellikler, hem rekabetin yeni bir aşamaya gelmesine, hem de tüketici davranışlarının değişiklik göstermesine neden olmuştur. Değişen pazar yapısı, rekabetin yönünü ve şeklini de değiştirmektedir. Strateji geliştirilmesi gereken önemli bir nokta belirli pazar nişlerinin belirlenmesidir. Bu sayede belirli tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının daha etkin bir şekilde karşılanması mümkün olabilecek, hatta tüketicilerle daha yakın ilişkiler kurularak rekabet avantajı yaratılabilecektir (Ulaş vd.,t.y.: 4).

İşletmeler yenilik ve yeni ürünler getirdikleri ölçüde rekabete karşı koyabileceklerdir. Bunu gerçekleştirebilmek için de yeni ürün hatlarına sahip olunması, yaratıcılık, ürünlere ilişkin araştırma geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi, pazarda yeni ve işletmelerin kendilerine özgü pazar konumunun elde edilmesi gerekmektedir (Ercan, 2002: 2).

Hazır giyim sektöründe rekabeti etkileyen faktörleri genel olarak aşağıdaki başlıklar altında toplamak mümkündür:

-Ülkenin ekonomik gücü, kalkınma hızı, büyüklüğü, sermaye yapısı, sektöre yapılan yatırımlar, para biriminin dışarıdaki değeri

(31)

-İthalat, ihracat, üretim, kapasite durumu ve artış yüzdesi: sektörde kullanılan yabancı sermaye miktarı, firmaların yabancı ülkelerdeki yatırımları, ithalat-ihracat yapılan ülkeler, yabancı firmalarla geliştirilen işbirlikleri

-Devletin dış borçları, döviz rezervleri, vergi gelirleri-türleri ve yüzdeleri: sübvansiyon türleri ve miktarları, devletin ekonomiye müdahale biçimi, sosyal güvence

-Sektöre yönelik finansman kaynakları, faiz durumu -Ulaşım ve haberleşme ağı durumu

-Kalite kontrol felsefesi -Fiyat politikaları -Üretkenlik -Verimlilik

-Yöneticilerin uluslararası iş tecrübesi, yeniliklere karşı tutumları

-Özgün ürün tasarımlama ve yeni ürün yaratma gücü, ürünü pazara aktarma hızı

-Araştırma geliştirme çalışmalarına ayırdığı harcamalar

-Çalışma alışkanlıkları, işgücünün niteliği, alana yönelik eğitim kurumları ve mesleki motivasyon.

Sektörün rekabet gücü açısından güçlü olması her şeyden önce üstün yetenekli, yaratıcı, dinamik ve sorumluluk duygusuna sahip işgücü ile mümkün olacaktır. Çünkü uluslararası rekabetle ayakta kalabilmek sektöre yönelik teknolojileri üretmek ve bu teknolojileri hızla üretime uygulama yeteneğine dayanmaktadır (Çapoğlu, 1993: 21-29).

1.4. Hazır Giyim Sektöründe Rekabetin Dayanak Noktaları

Günümüzde artık üretmek değil en kaliteliyi en uygun maliyetlerle ve en hızlı şekilde üretmek rekabetin temel şartı durumundadır. Hazır giyim sektöründe rekabetin globalleşmesi ile birlikte global liderliğin elde edilmesi ve sürdürülmesi sektördeki rekabet faktörleri üzerine global anlamda rekabet avantajı kazanılması, bu avantajın korunması ve geliştirilmesi ile mümkündür. Global anlamda rekabet avantajı kazanmak rakiplerin kolaylıkla sunamayacağı bir müşteri değeri sunarak ve

(32)

bir firmanın kurumsal yapısını, ürün ve hizmetlerini rakiplerinden daha üstün hale getirmesiyle mümkündür (Kavuş, 2010: 16).

Günümüzde sektördeki rekabet faktörleri incelendiğinde tüketici özellikleri, üretim kalitesi, maliyet avantajı, yeni ürün ve ürün çeşitliliği, ürün geliştirme, inovasyon ve teknoloji, hız, Ar-Ge çalışmaları, marka etkisi, markalaşma ve pazarlama stratejisi olmakla beraber lojistik kabiliyeti ve tedarik süresi başarısı, tasarım kalitesi ve modaya uygunluk, sunum kalitesi, uygun fiyat, insan kaynağı yetkinliği, hizmet kalitesi, pazarda yer edinme politikası, büyüklük, finansal güç ve kurumsal sosyal sorumluluk politikası gibi işletmelerin başarısını etkileyen çok sayıda rekabet faktörü olduğu görülmektedir.

1.4.1. Tüketici Özellikleri

Hangi ürünün nasıl üretileceğini belirleyen temel etmenlerden ilki tüketici tercihleridir. Tekstil ve hazır giyim tüketiminde etkili olan tercihlerin doğru anlaşılması ve bunlara uygun mal ve hizmet üretimi yapılması bu sektörde rekabet edebilirliğin temel ön koşuludur. Gelişmiş ülkelerde, yaşlanmakta olan nüfus modadaki değişime daha kayıtsız kalmakta ve zaten yüksek olan gelir seviyesindeki artış giyim dışı alanlara yönelmektedir. Dolayısıyla bu ülkelerde giyim tüketiminde artış kısıtlı kalmaktadır. Hazır giyim ve hazır eşya tüketiminde en temel belirleyici etmen giyinme ve korunma ihtiyacıdır. Bu ihtiyacını karşılamak isteyen kişinin yaşı, cinsiyeti, yaşadığı yerin coğrafi ve iklimsel özellikleri tüketim tercihlerinde etkili olmaktadır. Zaman içinde modanın gelişmesiyle giyim ürünleri süslenme ve sosyal statü belirtme işlevi de üstlenmiştir. Günümüzde giyim ürünleri için modaya uygunluk, ürünün markası ve dolayısıyla tüketici gözündeki imajı tüketim üzerinde belirleyici olmaktadır. Ayrıca son yıllarda en önemli tüketim pazarları olan gelişmiş ülkelerde çevresel duyarlılığın artması ve ithal edilen hazır giyim ürünlerinin üretiminde işçilerin sağlıksız şartlarda çalıştırılması, çocuk işçiler gibi hususların kamuoyunda öne çıkmasıyla sosyal ve çevresel standartlara uygunluk tüketici tercihleri üzerinde belirleyici bir başka etmen olarak ortaya çıkmıştır (Öngüt, 2007: 14).

(33)

1.4.2. Üretim Kalitesi

Bir ürünün kalitesi, ondan beklenen faydalarla ölçümlendirilmektedir. Hazır giyimde giysinin kullanım amacına uygun olması, güvenli ve dayanıklı olması, estetik olarak güzel olması, isteklere uygunluk ve beklenen işlevlere sahip olması onun kalitesini belirlemektedir. Ürünlerin kalitesi üretim sürecinde kullanılan malzemelere yapılan imalat işlevlerine ve bunların sonunda oluşan dayanıklılık özelliklerine de bağlıdır. Malzeme kalitesi ve üretim kalitesi ürün kalitesini getirmektedir (Tema Mağazacılık, 2006: 97).

1980’li yıllarda yeni teknolojik gelişmelerin, yeni uygulama ve kontrol yöntemlerinin üretim sistemlerine uygulanması ile birlikte üretim kalitesi artmış ve rekabette en önemli faktör haline gelmiştir. Sonraki yıllarda yeni teknolojik gelişmelerle birlikte başka faktörler de rekabet açısından ön plâna çıkmıştır. Ancak, müşteriye sunulanın ürün olması ve müşteri beklentisini karşılamanın ürün kalitesiyle doğrudan ilgili olması nedeniyle bu faktör hiçbir zaman önemini kaybetmeyecek gibi görünmektedir. Günümüzde ürün kalitesi dolayısıyla üretim kalitesi rekabet avantajı sağlamak açısından mutlaka gerekli, ancak yeterli değildir (Kavuş, 2010: 17).

1.4.3. Yeni Ürün ve Ürün Çeşitliliği

Pazar koşullarına göre işletmeler, ürün karmalarını uyarlayabilecek kapasiteye ihtiyaç duymaktadırlar. Uyarlamanın rekabet avantajı yaratacak şekilde gerçekleşebilmesi için de işletmelerin ürün çeşitliliğine yönelmeleri gerekmektedir. Son dönemlerde, rekabet içerisinde ayakta kalabilmenin etkili yollarından biride, ölçek ekonomilerinden daha fazla fayda sağlayan, çeşit ekonomilerinin uygulanabilmesidir. Bu süreç, belirli temel özelliklere sahip bir ürün geliştirildikten sonra, belirli tüketici gruplarının istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak üründe farklılaşmaların ve çeşitliliğin yaratılması ve sonrasında da belirlenen tüketici gruplarına yönelik olarak farklı ürünlere ilişkin üretimin gerçekleştirilmesini içerir (Ulrich vd., 2003: 399 ).

Yenilik ve yeni ürün geliştirme, günümüzde başarılı firmalar sırasında yer alabilmek için en önemli stratejik anahtar konumuna gelmiştir. Yenilik yapmak,

(34)

kârlılık ve büyümenin düşmemesi için en önemli destekleyici güç olarak görülmektedir. Firmalar, devamlı ürün yenileyerek, ürün yelpazesine yeni bir ürün ekleyerek ve ürün çeşitlendirmesi yaparak kârlılıklarını sürdürebilmekte ve pazarda öncü konumlarını koruyabilmektedirler (Şen, 2007: 9).

1.4.4. Moda

Günümüzde moda çok boyutlu, çok kültürlü ancak ülkeler arasında giyim kültürünün birbirine benzediği bir endüstri haline gelmiştir. Temelde ilkbahar-yaz ve sonbahar-kış olmak üzere yıl içinde iki döneme yönelik tasarım ve üretim yapılmaktaydı ancak günümüzde hızlı modanın doğuşuyla sezon sayıları bölünerek artmıştır. Bu artışla üreticiler her sezonda müşteriye yeni ürün serileri sunarak müşteriye markada sadakat duygusu oluşturmak ve böylece kar marjının sürekliliğini sağlamayı planlamaktadırlar. Modacılar modayı belirlerken hem basında ve yaratıcı çevrede dikkat çekebilecek yenilikler getirmek hem de ürünlerin tüketiciler tarafından satın alınabilmesi için pratik ve genel eğilimlere uygun tasarımlar geliştirmek durumundadırlar. İşletmelerin rekabet edebilmede modanın belirleyici rolünün artması, üretim süreçlerini de etkilemektedir. Üretimde parti sayısı artarken büyüklükleri küçülmekte, bu da esnek üretim sistemlerinin kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir. Modanın zamana bağlı olarak müşteri beğeni ve istekleri doğrultusunda süratle değişmesi üreticilerin hızlı üretim ve teslim yöntemleri geliştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Örneğin bu gelişme neticesinde “fast fashion” denen çok hızlı modelleri değişen ürünlerin uygun fiyatlarla pazara sunulması stratejisini izleyen H&M, Zara, Mango gibi firmalar kısa süre içinde önemli gelişme göstermişlerdir (Dal ve Gürpınar, 2010: 37).

1.4.5. Marka ve Markalaşma

Rekabete ayakta kalabilmenin önemli bir diğer yolu da güçlü markalar yaratılmasıdır. Günümüz rekabet koşullarında güçlü markalar yaratılması büyük önem taşımaktadır ve etkili bir tasarım güçlü markaların yaratılabilmesi için önemli derecede etki göstermektedir (Taymaz, 2002: 36).

Standart bazı ürün veya hizmetlerin dışında kalan ve çok sayıda firma tarafından üretilen ürünler, ürünü satın alan kişiye sağladıkları temel fayda açısından

(35)

aslında birbirinden pek farklı değildir. Marka bu ürünleri birbirinden ayırt etmek, tanımlamak, ürün hakkında bilgi vermek ve bir imaj yaratmak, ürüne bir kimlik kazandırmak için bu ürün ve hizmetlere ilave edilen isim, işaret, sembol, renk, ambalaj, etiket gibi bazı unsurları kapsamaktadır. Marka, ürünün benzer ürünlerden daha rahat tanınmasına ve ayırt edilmesine, ürün veya hizmetin tanıtılmasına, farklılık yaratılmasına, beğendirilmesine, piyasada firma ve ürün imajının yerleştirilip tutundurulmasına son noktada ise ürüne bağımlılık yaratılmasına yardımcı olur. Bir markanın gücü satın alma kararlarını etkilemesine bağlıdır. Marka en genel olarak tüketici için bir imaj ve garanti sağlayarak satın alma kararlarında belirleyici olabilirken, üretici için hem bir maliyet ve sorumluluk, hem de uzun dönemde sürdürülebilir bir satış garantisi ve bir varlıktır (Öngüt, 2007: 16).

Günümüzde hazır giyim sektöründe gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde işgücü maliyetlerinin yükselmesi ve marka olmayan ürünlerde rekabetin fiyat odaklı olması nedeniyle kâr marjlarının korunabilmesi için markalaşma ve marka gücü çok önem kazanmıştır. Nitekim gelişmiş ülkelerin, sektörün güç kaybetmesi sonucunda markalaşmaya yöneldikleri görülmüştür (Afşar, 2007: 2).

1.4.6. İnovasyon ve Teknoloji

İnovasyon günümüzde iş, politika ve akademik çevrelerin en çok tartıştığı konulardan biridir. Bunun sebebi de açıktır, yüksek rekabet, ürün ve hizmetlerin emtialaşması nedeniyle inovasyon kurum, sektör ve ülkeler için çıkış yolu olarak görülmektedir (Baykal, 2007: 7).

Küreselleşmenin dünya ekonomisi üzerindeki önemli etkilerinden biri de rekabetin küreselleşmesidir. Rekabetin küresel düzeye ulaşmasıyla, başka ülkelerdeki işletmeler de artık rakip haline gelmiştir. İşletmelerin, bu artan rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ürünlerini, üretim süreçlerini, pazarlama faaliyetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir (Terzioğlu, 2008: 1). İşletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için inovasyon yönetimi uygulamalarına ihtiyaçları vardır.

Küresel rekabet ortamında faaliyet gösteren hazır giyim işletmelerinin başarılı ve performanslarının rakip işletmelerden sürekli üstün olabilmesi, yenilikçi ve yeniliği yönetebilen işletmeler olabilmelerine bağlıdır. Örgüt yapılarını ve üretim

(36)

süreçlerini sürekli yenileyen ve yenilikçi yaklaşımlarla yöneten hazır giyim işletmeleri müşteri istek ve ihtiyaçlarındaki değişime uygun olarak müşterilere hızlı bir şekilde cevap verebilmekte, bununla birlikte işletme performansı da buna bağlı olarak artmaktadır. Yeni teknoloji kullanımı, iş süreçlerinde otomasyon uygulamalarının geliştirilmesi bir firmanın yönetim kabiliyetini artırmakla birlikte süreçlerin verimliliğini, hızını da artırmış ve piyasaya sunduğu ürün ve hizmetlerinde kalitenin artmasını sağlamıştır. Hedef müşteri gruplarının tepki ve beklentilerine göre bir firmanın kendini güncellemesi rekabetçi bir yaklaşım olacaktır. Bunun için firmanın hedef müşteri grubunu iyi tanıması, müşterilerinin tepki ve beklentilerini doğru analiz etmesi gereklidir. Bu noktada müşterilerle ilgili bilgilerin doğru takibi ve analizi açısından otomasyon sistemlerinin kurulması, yazılım programları kullanımı önemlidir. Bilişim teknolojilerinin kullanılması ve otomasyon sistemlerinin geliştirilmesiyle birlikte global firmaların birçok ülkede yürüyen faaliyetlerini tam zamanlı takip edip yönlendirmesi, müşterilerden gelen tepkileri hemen değerlendirerek zamanında, doğru yönetsel kararlar alabilmesi mümkün olmaktadır (Kavuş, 2010: 20).

1.4.7. Hız

Değişen rekabet ortamı hızı etkilemektedir. 1960’lı, 70’li yıllarda fiyat, dolayısıyla kâr marjlarının korunabilmesi için maliyetlerin düşürülebilmesi rekabette en önemli öncelikken, 80’li yıllarda kalite ve 90’lı yılların ortasında ürün çeşitliliği ve bilgi yönetimi önem kazanmıştır. 2000’ler de ise tüm bu faktörlerin üzerine iş süreçlerinde hız eklenmiştir. Özellikle son yıllarda gelişen internet ağı sayesinde, önceleri günlerle ifade edilen iletişim ve bilgi ulaştırma sürelerinin saniyelerle ifade edilebilecek düzeye gerilediği görülmektedir. Hız, maliyetlerin düşmesini ve iş süreçlerinde verimliliğin artmasını da sağlamaktadır. Günümüzde müşterinin istediği ürünü, istediği zamanda sunabilmek çok önemli hale gelmiştir. Aksi halde müşteri istediği ürünü başka markadan alacağı için müşteri kaybıyla birlikte satış kaybı yaşanacaktır. Bu nedenle bir işletmenin hız konusunda rekabet avantajına sahip olması için rakiplerinin önünde kalmayı başarması gereklidir. Özellikle kriz dönemlerinde stok seviyesinin azaltılması önemli olduğu için, bunu yaparken satış

(37)

kaybı yaşamamak adına üretim, lojistik ve iletişim hızını arttırmak global rekabet avantajı sağlayacaktır (Kavuş, 2010: 22).

1.4.8. Pazarlama Stratejileri

Değişen pazar yapısı, rekabetin yönünü ve şeklini de değiştirmektedir. Değişen rekabet ve pazar koşullarında avantaj yaratılmasının temel koşulu ise yeni pazarlama stratejilerinin uygulanmasıdır. Söz konusu değişime örnek olarak dağıtım kanalları verilebilir. Daha önceleri dağıtım çoğunlukla küçük ve orta büyüklükteki işletmeler tarafından gerçekleştirilirken, bugün, büyük perakendeci kuruluşların (bölümlü ve zincir mağazalar) ağırlığı hissedilmektedir. Bu durumun işletmelere getirdiği temel sonuç, ürünlerin tüketicilere ulaştırılmasını sağlayacak olan perakendecilerin pazarlık güçlerinin artık daha yüksek olduğudur. Önemli olarak ifade edilmesi gereken nokta, önceden üreticinin yön verdiği pazara artık büyük alıcılar olarak perakendecilerin yön vermesidir. Bu da endüstriyel pazarlarda tüketici odaklı olmayı gerektirmektedir (Dunford, 2001). Çin işletmeleri bu nedenle, gelişmekte olan diğer ülkelerin de yapması gerektiği gibi, dağıtım kanallarını ve tutundurma faaliyetlerini etkinleştirmeye çalışmaktadırlar. Çin, tüm dünyada ürünlerini etkin şekilde dağıtacak dağıtım kanalları kurmaya özen göstermekte, tedarikçilerle de iyi ilişkileri önemli bir etken olarak değerlendirmektedir. Strateji geliştirilmesi gereken bir diğer önemli nokta belirli pazar nişlerinin belirlenmesidir. Bu sayede belirli tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının daha etkin bir şekilde karşılanması mümkün olabilecek, hatta tüketicilerle daha yakın ilişkiler kurularak rekabet avantajı yaratılabilecektir (Taymaz, 2002: 36).

1.4.9. Maliyet Avantajı

İşletmelere rekabet avantajı sağlayan en önemli faktörlerden birisi de maliyet avantajı kazanılmasıdır. Üretimden müşteriye ulaşana kadar olan süreçte yürütülen faaliyetlerde elde edilen ürün ve hizmetlerin uygun maliyetlerde gerçekleştirilmesi bir işletmeye rekabet avantajı sağlayacaktır. Hazır giyim sektöründe en önemli maliyet kalemi işçilik maliyetidir. Bu nedenle 1970’li yıllardan itibaren gelişmiş batı ülkelerinde işçilik ücretlerinin artması sonucu ürün maliyetleri artmış ve kâr marjlarının düşmesini istemeyen uluslararası firmalar maliyet avantajı kazanmak için

(38)

üretimlerinin çeşitli aşamalarını maliyet avantajı olan Avrupa’nın güneydoğu ve doğusundaki ülkelerle, Asya’ya taşımışlardır. Sektördeki önemli maliyet kalemlerinden bir diğeri de lojistik maliyetidir. Bu nedenle firmalar başlangıçta işçilik maliyetleri düşük olan bölgelere üretimlerini kaydırırken bu bölgelerin pazarlara yakın olmasını gözetmek durumunda kalmışlardır. Ancak özellikle 1990’lı yıllardan itibaren iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte taşımacılık maliyetleri düşmeye başlamıştır. Bununla birlikte, 1995’te DTÖ nün kuruluşu sonrası ülkeler arasındaki kotaların giderek azalması ve 2005’te tamamen kaldırılması süreci, üretim ve lojistik maliyetlerini düşürmeyi başarmış olan hazır giyim firmalarına önemli bir rekabet avantajı sağlamıştır (Kavuş, 2010: 29).

Referanslar

Benzer Belgeler

-Rengi diğer sütlere göre daha beyaz olduğu için süt tozu yapımında daha çok manda sütü tercih edilmektedir... 8 -En iyi

Tablo: 54 “Kültürler farklıdır, çünkü farklı şeyler önemli ve değerli kabul edilir” Değişkenine İlişkin Frekans Analizi Sonuçları……….…....104 Tablo:

Kır-ili Kazâsı’na tâbi‘ Çavuş nâm karye sâkinlerinden Bâyezîd bin Mahmûd ve el-Hâc Himmet bin Kalfel ve Mehmed bin Ferahşâd ve ‘Alî bin Burhân ve Nesîmî

mekan varlığı, (2) Uzun süreli oturmaya elveriş- li gölgelik oturma ve dinlenme alanları varlığı, (3) Gece kullanımına uygunluk sağlayacak ve güvenliği arttıracak

Alkaline phosphatase positive osteoblastic cell level of the zinc treated group tended to be significantly (P < 0.05) higher compared to those of the control and

A total of 120 APX homologs were identified in protein datasets of 18 plant species using Arabidopsis APX1-6, APXT, and APXS sequences by homology search.. Identified APX

Birçok işletme geleneksel maliyet muhasebesinin bu şartlara ayak uyduramayacağını anlamış ve müşterilerine daha iyi hitap eden ve maliyet indirimi sağlayabilmek için

-Kırsal alanda karşılaşılan hızlı nüfus kaybını önlemek ve kırsal alandaki nüfusu sürdürülebilir bir seviyede tutmak için kırsal turizmin hızlı bir