• Sonuç bulunamadı

Görsel Sanatlar Dersinde Tezhip Sanatının Batı Resim Sanatı Tekniğine Uygun Olarak Verilmesine İlişkin Örnek Bir Çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Görsel Sanatlar Dersinde Tezhip Sanatının Batı Resim Sanatı Tekniğine Uygun Olarak Verilmesine İlişkin Örnek Bir Çalışma"

Copied!
173
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÖRSEL SANATLAR DERSİNDE TEZHİP SANATININ BATI

RESİM SANATI TEKNİĞİNE UYGUN OLARAK VERİLMESİNE

İLİŞKİN ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

Hatice Yumak

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)
(3)
(4)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren (1) yıl sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Hatice

Soyadı : Yumak

Bölümü : Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Görsel Sanatlar Dersinde Tezhip Sanatının Batı Resim Sanatı Tekniğine Uygun Olarak Verilmesine İlişkin Örnek Bir Çalışma

İngilizce Adı : A Sample Study on Giving Illumination Art in Visual Arts Classes in Accordance with the Western Pictorial Art Technique

(5)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Hatice Yumak İmza:

(6)
(7)
(8)

TEŞEKKÜR

Görsel Sanatlar Dersinde Tezhip Sanatının Batı Resim Sanatı Tekniğine Uygun Olarak Verilmesine İlişkin Örnek Bir Çalışma adlı yaptığım çalışmanın temel dayanağı ve böyle bir araştırmayı özendiren ve sonuna kadar desteğini esirgemeyen tezhip ve minyatür üstadı Şahin İNALÖZ ile danışmanım Yrd.Doç.Dr. Yusuf Baytekin BALCI'ya sonsuz saygı ile teşekkürü borç bilirim.

Araştırmam boyunca yardımlarını esirgemeyen ve teşvik eden değerli Ankara/Pursaklar Altınova Ortaokulu öğretmenleri ve öğrencileri ile büyük bir sabır ve anlayış gösterip her zaman yanımda olduklarını hissettiğim annem, babam ve özellikle de eşim Selim YUMAK’a teşekkür eder, araştırma süresince yeteri kadar zaman ayıramadığım kızım Elif’ten ise özür dilerim.

(9)

GÖRSEL SANATLAR DERSİNDE TEZHİP SANATININ BATI

RESİM SANATI TEKNİĞİNE UYGUN OLARAK VERİLMESİNE

İLİŞKİN ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

(Yüksek Lisans Tezi)

Hatice Yumak

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran, 2016

ÖZ

Araştırmanın amacı; Ankara ilinde sekizinci sınıfta eğitim gören öğrencilere geleneksel tezhip sanatının batı resim tekniği ile uygulanmasını müteakip, bu uygulamanın tezhip sanatının yaşatılmasında rolünün olup olmadığını araştırmaktır. Araştırmanın evrenini; Ankara Valiliğince alınan izin doğrultusunda Ankara/Pursaklar Altınova Ortaokulunda 2015-2016 eğitim-öğretim yılında sekizinci sınıfta eğitim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise 8/A ve 8/B sınıflarında gönüllülük esasına göre seçilmiş otuz öğrencidir. Çok alanlı sanat eğitimi yöntemi ile hazırlanan çalışma, sanat tarihi, sanat eleştirisi, estetik ve uygulama çalışmalarını kapsamakta olup, ayrıca öz değerlendirme formu vasıtasıyla da anket tekniği kullanılmıştır. Genel olarak geleneksel sanatlar tanıtılmış, tezhip sanatı ayrıntılı olarak tanıtılıp örnekler gösterilmiştir. Müzehhip Mehmet Karamemi'nin tezhiplediği Muhibbi Divanı'ndan bir sayfa seçilerek, eserin, sanat tarihine ve sanatçısına ilişkin bilgiler verilmiştir. Seçilen tezhip eseri, sanat eleştirisi, betimleme, çözümleme, yorumlama, yargı yolu ile ele alınmıştır. Eserin taşıdığı estetik değerler irdelenmiş ve belirlenen "Odamdan bir ilkbahar manzarası" konusu çerçevesi içerisinde öğrencilere tezhip motifleri kullandırılarak resim çalışması yaptırılmış ve veriler elde edilmiştir. Sekiz ders saati yapılan uygulamanın sonunda öğrenciler öz değerlendirme

(10)

formunu doldurmuşlardır. Öğrenciler, tezhip motifleriyle zengin kompozisyonlar oluşturmuş, çeşitli boyalarla, görsel düzenleme öğelerini ve ilkelerini dikkate alarak, renkli resim teknikleriyle çalışmalarını yapmışlardır. Elde edilen veriler doğrultusunda, öğrenciler, klasik tezhip eserlerini kopya etmek yerine onlardan yararlanıp, yorumlarını da katarak yaratıcı ve özgün eserler vermiş, tezhip sanatı ile batı sanatı tekniğinin birleştirilmesiyle, ulusal kimliği kaybetmeden batı uygarlığına erişme yollarını öğrenmişlerdir. Ayrıca millî duygu ve düşüncelerin gelişmesinde öğrencilerin tezhip sanatının öneminin kavranmasıyla bu sanata karşı farkındalıklarının artacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler : Tezhip, sanat, geleneksel sanatlar, görsel sanatlar, sanat eleştirisi. Sayfa Adedi : 173

(11)

A SAMPLE STUDY ON GIVING ILLUMINATION ART IN

VISUAL ARTS CLASSES IN ACCORDANCE WITH THE WESTERN

PICTORIAL ART TECHNIQUE

(M.S. Thesis)

Hatice Yumak

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

June, 2016

ABSTRACT

The aim of this research is to search, after applying traditional illumination art with the western pictorial art technique for the students attending eighth class in Ankara, whether there is a role of this application on the survival of illumination art. The universe of the research is the students attending eighth class in Ankara/Pursaklar Altınova Secondary School in 2015-2016 educational terms in accordance with the permission issued by Ankara Governorship. The sample of this research is 30 students attending 8/A and 8/B classes who were selected based on their willingness. The study prepared by the Multi-Disciplinary Art Education Method on includes art history, art criticism, aesthetic and applications. Additionally the survey method was used through self-evaluation form. In general, the traditional arts were introduced, the illumination art was presented and some examples of it were given. A page was selected from Muhibbi Divan by Illuminator Mehmet Karamemi and was introduced in the scope of its art history and artist. The selected illumination work was addressed by means of art criticism, description, analysis, interpretation and opinion. The aesthetical values of the work were studied and the students painted by using illumination motives within the framework of ''A spring view from my room'' title and data were obtained. At the end of application lasted eight class-time, the

(12)

students completed self-evaluation forms. The students created rich compositions with illumination motives and worked with several paints through colored pictorial techniques while considering visual arrangement elements and principles. In accordance with the data obtained, the students made up innovative and original works by using their own interpretation and benefiting from classical illumination works instead of copying them; they learned the ways to access to the western civilization without losing the national identity by means of combining the technique of illumination art with the western art technique. Furthermore, it is thought that awareness of students towards the illumination art for the promotion of national feelings and opinions will increase by understanding the importance of this art

Key Words : Illumination, art, traditional art, visual arts, art criticism.

(13)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI...……... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI...…... iii

İTHAF SAYFASI... iv TEŞEKKÜR SAYFASI... v ÖZ...………... vi ABSTRACT...……...…. viii İÇİNDEKİLER...………. x TABLOLAR LİSTESİ...………. xv

ŞEKİLLER LİSTESİ...………. xvi

RESİMLER LİSTESİ...………. xviii

SİMGELER ve KISALTMALAR LİSTESİ...………. xx

BÖLÜM I... 1 GİRİŞ………...………. 1 1.1.Problem Durumu………...……….. 2 1.2.Araştırmanın Amacı………...…...……….. 3 1.3.Araştırmanın Önemi………...………..……..………….. 4 1.4.Araştırmanın Sayıtlıları….……….………..……….………….. 4 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları……...………..……..……….………….. 5 1.6. Tanımlar...……...………..……..……….………….. 5

(14)

BÖLÜM II... 7

KAVRAMSAL ÇERÇEVE……….……….……….………...… 7

2.1.Geleneksel Türk El Sanatları...….…………..………..……….………….. 7

2.2.Tezhip Sanatı...………...………..………..……….………….. 9

2.3.Tezhip Sanatının Tarihçesi...………... 11

2.4.Türk Tezhip Sanatının Ustaları...………... 14

2.4.1.Mehmed Karamemi ve Muhibbî Divanı...…. 15

2.5.Tezhip Sanatının Özellikleri ve Tezhipte Kullanılan Motifler... 20

2.5.1.Bitkisel Motifler...………. 20 2.5.1.1.Yapraklar...………... 20 2.5.1.1.1.Motifin Çizimi...………... 21 2.5.1.2.Stilize Çiçekler...……...…... 22 2.5.1.2.1.Hatâi...……...…... 22 2.5.1.2.1.1.Motifin Çizimi...……...….... 23 2.5.1.2.2.Penç...……...…... 24 2.5.1.2.2.1.Motifin Çizimi...……...…... 25 2.5.1.2.3.Goncagül...……...…... 26

2.5.1.3.Yarı Üsluplaşmış Çiçekler...……... 26

2.5.1.4.Natüralist Çiçekler...……... 27 2.5.1.5.Ağaçlar...……... 28 2.5.2.Rûmîler...……... 29 2.5.2.1.Motifin Çizimi...………... 30 2.5.3.Geometrik Motifler...……...…. 31 2.5.4.Geçme-Zencerek...……...…. 32

(15)

2.5.5.Bulutlar...……...…. 33

2.5.6.Çintemani...……...…... 34

2.5.7.Hayvan Figürleri...……...…... 35

2.5.7.1.Ejder...………... 35

2.5.7.2.Zümrüd-i Anka (Simurg)... 36

2.5.8.Münhani...……...…... 36

2.5.9.Tığ...……...…... 38

2.6.Avrupa Uluslarının Etkisi İle Değişime Uğrayan Türk Bezeme Sanatı... 39

2.7.Günümüzde Tezhip Sanatı... 39

2.8. XX. Yüzyıl Türk Resim Sanatında Geleneksel Türk Sanatlarının Etkileri ve Dekoratif Öğelerin Kullanımı... 40

2.9.Kültür-Sanat ve Kültür Mirasının Korunması... 45

2.10.Görsel Düzenleme Öğeleri ve İlkeleri... 47

2.10.1.Görsel Düzenleme Öğeleri (Tasarım Elemanları)... 47

2.10.2.Görsel Düzenleme İlkeleri (Tasarım İlkeleri)... 50

2.10.3.Görsel Sanatlar Eğitiminde Kullanılan Teknikler... 55

2.10.3.1.Desende Kullanılan Araç-Gereçler... 55

2.10.3.2.Renkli Resim Teknikleri... 56

2.11.Görsel Sanatlar Dersinin Genel Amaçları... 59

2.11.1.Bireysel ve Toplumsal Amaçlar... 59

2.11.2.Algısal Amaçlar... 60

2.11.3.Estetik Amaçlar... 60

2.11.4.Teknik Amaçlar... 60

2.12.Görsel Sanatlar Eğitiminin İlkeleri... 61

(16)

2.14.Öğrenme Alanları... 63

2.14.1.Görsel Sanatlarda Biçimlendirme... 63

2.14.2.Görsel Sanat Kültürü... 63

2.14.3.Müze Bilinci... 63

2.15.Çok Alanlı Görsel Sanatlar Eğitiminin Genel Amaçları... 65

2.16.Çok Alanlı Görsel Sanatlar Eğitiminin Temel Yapısı... 67

2.17.Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi... 68

BÖLÜM III... 75 İLGİLİ ARAŞTIRMALAR…………... 75 BÖLÜM IV... 79 YÖNTEM………..…...………..………..……….…………... 79 4.1.Araştırmanın Modeli...……….. 79 4.2.Evren ve Örneklem...……….. 79 4.3.Verilerin Toplanması...……….. 79 4.4.Verilerin Analizi………...…………. 80 BÖLÜM V... 81 BULGULAR ve YORUM…………...…... 81 5.1.Uygulama Süreci...………..…... 81

5.2.Öz Değerlendirme Formu Sonuçları...………..…... 89

5.3.Uygulama Sonucu Öğrencilerin Yaptığı Resimler.……... 96

5.4.Alt Problemlere Ait Bulgu ve Yorumlar ……... 106

5.4.1.Birinci Alt Probleme Ait Bulgu ve Yorumlar...……... 106

5.4.2.İkinci Alt Probleme Ait Bulgu ve Yorumlar.………... 106

5.4.3.Üçüncü Alt Probleme Ait Bulgu ve Yorumlar.………... 106

(17)

BÖLÜM VI... 109

SONUÇ ve TARTIŞMA……...…... 109

KAYNAKLAR... 113

EKLER………..…...………..………..……….………….. 119

EK-A Ders Planı...………..………...…...….………….. 120

EK-B Öz Değerlendirme Formu...…...…….………….. 148

(18)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Çalışmanın Hazırlık ve Uygulama Aşamasında Diğer Sanat Alanlarının

Çeşitli Ürünlerinden Yararlanılmasına İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları... 89 Tablo 2. Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi Edinilmesine İlişkin Betimsel İstatistik

Sonuçları... 90 Tablo 3. Tezhip Sanatında Yer Alan Motiflerin Kültürün Özelliklerini Taşıdığını

Öğrenilmesine İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları... 91 Tablo 4. Çalışmada Neler Yapılacağının Zihinde Canlandırılmasına İlişkin Betimsel

İstatistik Sonuçları... 91

Tablo 5. Resim Konusu İçinde Öğrenilen Motifleri Nerede Kullanılacağının

Tasarlanmasına İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları... 92 Tablo 6. Zihinde Canlandırılanların Görselleştirilmesine İlişkin Betimsel İstatistik

Sonuçları... 92 Tablo 7. Verilen Konuya Uygun Kompozisyon Oluşturulmasına İlişkin Betimsel

İstatistik Sonuçları... 93 Tablo 8. Zihinde Canlandırılanların Görselleştirilmesinden Mutluluk Duyulmasına

İlişkin Betimsel İstatistik Sonuçları... 93 Tablo 9. Arkadaşlar ile İş Birliğinde Bulunulmasına İlişkin Betimsel İstatistik

Sonuçları... 94 Tablo 10. Çalışmada Tezhip Sanatı Motiflerinden, Günümüz Tezhip Sanatçılarına

(19)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Yaprak:1...…... 21 Şekil 2. Yaprak:2... 22 Şekil 3. Hatâi:1...…... 23 Şekil 4. Hatâi:2... 24 Şekil 5. Penç:1... 25 Şekil 6. Penç:2... 25 Şekil 7. Goncagül... 26

Şekil 8. Yarı üsluplaşmış çiçek... 27

Şekil 9. Natüralist çiçekler... 28

Şekil 10. Ağaçlar... 29

Şekil 11. Rûmî:1... 30

Şekil 12. Rûmî:2... 30

Şekil 13. Geometrik motifler.……... 32

Şekil 14. Geçme-zencerek... 32

Şekil 15. Bulut:1... 33

Şekil 16. Bulut:2... 34

Şekil 17. Çintemani... 34

Şekil 18. Ejder... 35

Şekil 19. Zümrüd-i Anka (Simurg)... 36

Şekil 20. Münhani:1... 37

Şekil 21. Münhani:2... 37

Şekil 22. Tığ... 38

Şekil 23. Çalışmanın hazırlık ve uygulama aşamasında diğer sanat alanlarının çeşitli ürünlerinden yararlanılmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 90

Şekil 24. Tezhip sanatı hakkında bilgi edinilmesine ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 90

Şekil 25. Tezhip sanatında yer alan motiflerin kültürün özelliklerini taşıdığını öğrenilmesine ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 91

(20)

Şekil 26. Çalışmada neler yapılacağının zihinde canlandırılmasına ilişkin betimsel

istatistik sonuçları... 91

Şekil 27. Resim konusu içinde öğrenilen motifleri nerede kullanılacağının tasarlanmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 92

Şekil 28. Zihinde canlandırılanların görselleştirilmesine ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 93

Şekil 29. Verilen konuya uygun kompozisyon oluşturulmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 93

Şekil 30. Zihinde canlandırılanların görselleştirilmesinden mutluluk duyulmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 94

Şekil 31. Arkadaşlar ile iş birliğinde bulunulmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları.. 94

Şekil 32. Çalışmada tezhip sanatı motiflerinden, günümüz tezhip sanatçılarına ve ressamlara ait eserlerden yararlanılmasına ilişkin betimsel istatistik sonuçları... 95

Şekil 33. Tezhip motifleri... 122

Şekil 34. Tezhip örnekleri:1... 122

Şekil 35. Tezhip örnekleri:2... 122

Şekil 36. Tezhip detayları:1... 123

Şekil 37. Tezhip detayları:2... 123

Şekil 38. Tezhip detayları:3... 123

Şekil 39. Günümüz tezhip sanatçılarının çalışmalarından örnekler... 124

Şekil 40. Geleneksel sanatlardan etkilenerek eserler veren Türk sanatçıların resimlerinden örnekler... 125

Şekil 41. İslam sanatlarından etkilenen yabancı sanatçıların resimlerinden örnekler... 126

Şekil 42. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfa:1... 128

Şekil 43. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfa:2... 133

Şekil 44. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfa:3... 136

Şekil 45. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfadan detay:1... 138

Şekil 46. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfadan detay:2... 138

Şekil 47. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfadan detay:3... 139

Şekil 48. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfadan detay:4... 139

Şekil 49. Muhibbi Divanı'ndaki bir sayfadan detay:5... 140

Şekil 50. Yaprak motifinin çizimi... 144

Şekil 51. Hatâi motifinin çizimi... 145

Şekil 52. Penç motifinin çizimi... 145

(21)

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1. Öğrenci resmi:1... 96

Resim 2. Öğrenci resmi:2... 96

Resim 3. Öğrenci resmi:3... 96

Resim 4. Öğrenci resmi:4... 97

Resim 5. Öğrenci resmi:5... 97

Resim 6. Öğrenci resmi:6... 97

Resim 7. Öğrenci resmi:7 ... 98

Resim 8. Öğrenci resmi:8... 98

Resim 9. Öğrenci resmi:9... 98

Resim 10. Öğrenci resmi:10... 99

Resim 11. Öğrenci resmi:11... 99

Resim 12. Öğrenci resmi:12... 99

Resim 13. Öğrenci resmi:13... 100

Resim 14. Öğrenci resmi:14... 100

Resim 15. Öğrenci resmi:15... 100

Resim 16. Öğrenci resmi:16... 101

Resim 17. Öğrenci resmi:17... 101

Resim 18. Öğrenci resmi:18... 101

Resim 19. Öğrenci resmi:19... 102

Resim 20. Öğrenci resmi:20... 102

(22)

Resim 22. Öğrenci resmi:22... 103 Resim 23. Öğrenci resmi:23... 103 Resim 24. Öğrenci resmi:24... 103 Resim 25. Öğrenci resmi:25... 104 Resim 26. Öğrenci resmi:26... 104 Resim 27. Öğrenci resmi:27... 104 Resim 28. Öğrenci resmi:28... 105 Resim 29. Öğrenci resmi:29... 105 Resim 30. Öğrenci resmi:30... 105

(23)

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

ÇASEY Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi İÜK İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi KBY Kültür Bakanlığı Yayınları MEB Millî Eğitim Bakanlığı

(24)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Her toplumun kendine özgü kültür birikimi, gelenek- görenekleri, dili, karakteri, rengi olduğu gibi halkın kendi içinden doğarak gelişen el sanatları bulunmaktadır. El sanatları, yararlılıkta güzelliği bağdaştırarak oluşturulan ürünlere denir. Müzik, oyun ve edebiyatın yanı sıra özellikle el sanatları, o toplumun kendine özgü değerleridir. Kültürel birikimin renklerle, biçimlerle ve çeşitli tekniklerle en içten ve tabî yansıması olan halk sanatları, bir kişinin malı olmadığı için, yapanları hep gizli kalmıştır. Yaratılan biçimler, motifler, renkler ve kompozisyonlar, kuşaklar boyunca aktarılarak bugüne gelmiştir. El sanatları bir milletin kültürel kişiliğinin en canlı belgeleridir. Yurdumuzda el sanatlarının çok zengin bir geçmişi vardır. El sanatlarımızdan bazıları tamamıyla bırakılmıştır. Bazıları ise son yıllarda çeşitli kurumlar ve kişilerce ele alınarak yaşatılmaya, geliştirilmeye ve tanıtılmaya çalışılmaktadır. Bu bilinçli çalışmalar genç kuşağa zengin bir kaynak olacaktır. Millî sanat beğenisine dayalı yeni ürünler yaratmada temel olacak bu değerler, çağdaş sanatın kavratılmasında da yardımcı olacaktır (Seçkinöz, Alpaslan, Komşuoğlu, İmer ve Etike, 1986, s. 64).

Tezhip de yaşatılmaya çalışılan el sanatlar arasındadır. Görsel sanatlar dersinde tezhip sanatının batı resim sanatı tekniğine uygun olarak verilmesine ilişkin yaptırılacak bu çalışmada sekizinci sınıf öğrencilerine geleneksel Sanatların tanıtılmak, öğretilmek, geleneksel sanatlardan "tezhip" sanatı yoluyla ulusal kültür aktarımı sağlanmak, batı sanatı tekniği kullanılarak yaratıcı ve özgün eserler ortaya çıkarmak istenmiştir.

1.1.Problem Durumu

Kültürel mirasımızın toplamını oluşturan sanat eserlerimiz arasında istisnaî bir yere sahip olan tezhip sanatı, özellikle Türk zevki ve inceliğinin, bir eser üzerindeki en güzel

(25)

süslemek" anlamına gelen, el yazması kitapları ve hüsn-i hat yazılarının etrafını altın ve boya ile tezyin etmek işine verilen isimdir (Karadaş, 2008, s. 271).

Türk kültürünü oluşturan değerlerin önemli bir bölümü geleneksel sanatlardır. Yüzlerce yılın süzgecinden geçerek rafine olmuş bu sanatların bir kısmı, günümüzde yok olma ve yozlaşma tehlikesi ile karşı karşıyadır (Çetintaş, 2008, s. 65). Günümüzde minyatür ve tezhip konusunda toplum yeterince bilgi sahibi değildir. Ancak açılan Güzel Sanatlar Fakülteleri'nde sanatçılar yetişmektedir. Türk minyatür ve tezhip ustaları bu sanatların özü olan teknik kuralları bozmadan ve yerinde kullanarak, bu sanatlara çağdaş yorumlarını katarak tasarım boyutunda eserler vermektedir. Bu bağlamda son yıllarda günümüz sanatkârları, kabul gören güzel örnekleri ile dünyaya açılmaktadır (Çetintaş ve Karagöz, 2008, s. 73).

Çok zengin bir el sanatları potansiyeline sahip olan Türk milletinin kültür tarihi incelendiğinde, hammaddeleri değerlendirerek ihtiyaçlarını karşıladıkları ve Orta Asya'dan Anadolu'ya gelene kadar çeşitli kültürlerden de etkilenerek el sanatlarını oluşturdukları bilinmektedir. Osmanlı Devleti döneminde en güzel örnekleri yaratılmış olan el sanatları ürünleri, bu dönemdeki meslek bilgilerinin ve dayanışma topluluklarının kurularak bir sisteme oturtulması ve eğitime özel önem verilmesi sonucu üretimi sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde değişen çağ, teknolojik ilerlemeler ve endüstri toplumuna yönelme gibi nedenlerle ağır emeği ve özveriyi gerektiren el sanatları, fabrika üretimi malların seri ve ucuz bir şekilde üretilmesi karşısında gerilemiştir. Sanayi devrimi, yabancı malların ülkeye kolayca girmesi ve alternatif sanayi üretim biçimlerinin oluşması el sanatları üretimi yapan sanatkârların azalmasına yol açmıştır. Günümüzde el sanatları ürünleri evlerde, atölyelerde, eğitim kurumlarında, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının düzenlediği kurslarda üretilmektedir (Özdemir ve Yetim, 1997, s. 191).

Millî olmayan bir kültür, milletlerarası bir değer taşımayacağı gibi, bu kültürün sahibi uluslar da dünya planında kendi adına söz sahibi olamazlar. Nasıl ki bir insanın şahsiyeti ve onu muhafaza etmesi, sahip olduğu akıl ve hafıza ile mümkündür. Milletlerin hafızası da tarihidir. Çünkü tarih yaşanan hayattır. Kültürü ise kendi tarihi içinde yaşarken, olaylardan doğan kendisine has tepkilerin ortaya çıkardığı, inanç, şekil ve davranış özellikleridir. Bu özellikleri ise ait olduğu milletin karakterini anlatır. Ayrıca kültürün asıl özelliği, geleneklerinin bulunmasıdır. Köklü bir kültür geleneği sayesinde zamanımızdan önce yaşamış yüzlerce neslin hayat tecrübesinden faydalanma fırsatı bulunur. Ulusları birbirinden ayıran da budur (Birol, 1997, s. 197).

(26)

Sanat eserleri ulusların birbirlerinin kültürlerini tanıma yollarından biridir. Bir sanatın ulusal olabilmesi için o sanatın ulusal süzgeçten geçmesi gerekir. Sonra evrensel boyuta taşınmalıdır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de "Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” vecizinden çıkarılan sonuç; kültürümüzü gelecek nesillere aktarmak devletimizin temellerini sağlamlaştırmak ve ilerlemeyi sağlamak için sanat çok büyük rol oynamaktadır.

Çağdaş bütün sanatlar geleneksel izler taşıdığı ölçüde önem kazanır. Klasik sanatlar yeni sanat akımlarına kaynak oluştururlar (Şahin, 1997, s. 399). Gelenekten yararlanarak, onu çağdaş kılma çabası geleceğin ışığıdır. Bu nedenle geleneksel el sanatlarımız geçmişin kökü özü, günümüzün kendisi, geleceğimizin ise umududur (Erguvanlı, 1997, s. 413). Sanat, milli kültürü aktarma yollarından biridir. "Sanatın kültürü aktarma yollarından biri olduğuna ilişkin örnekler vermek" görsel sanatlar dersinin kazanımlarından biridir. Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği olan öğrencilere görsel sanatlar dersinde, geleneksel sanatlardan olan "Tezhip" yoluyla kültürün aktarılmasında görsel sanatlar dersinin önemi (ya da kültürün aktarılmasında görsel sanatlar dersinin önemi var mıdır sorusu) üzerinde durulmuştur. Ayrıca batı sanatı tekniği kullanılarak, sekizinci sınıf öğrencilerinin klasik tezhip eserlerden yararlanarak yaratıcı ve özgün ürünler vermesi sağlanmaya çalışılmıştır.

1.2.Araştırmanın Amacı

Araştırmanın genel amacı, sekizinci sınıfta eğitim gören öğrencilere geleneksel tezhip sanatının batı resim tekniği ile uygulanmasını müteakip, tezhip sanatının yaşatılmasında rolünün olup olmadığını araştırmaktır. Araştırmanın amacını gerçekleştirebilmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.

1. Geleneksel sanat dallarının tanıtılmasında görsel sanatlar dersinin rolü var mıdır? 2. Geleneksel sanatların çağdaş sanat anlayışına uygun olarak yorumlanmasında görsel sanatlar dersinin rolü var mıdır?

3. Tezhip'teki geleneksel motiflerin ulusal kültürü aktarmada önemi var mıdır?

4. Batı resim sanatı tekniği ile klasik tezhip eserlerden faydalanarak özgün eserlerin ortaya çıkarılması mümkün müdür?

(27)

Geleneksel sanatlar ile geleneksel sanatlardan "tezhip"i tanıtmak, "tezhip" yolu ile kültür aktarımı sağlamak, bunu yaparken de geçmişteki eserleri taklit etmek yerine, bu eserlerden faydalanıp kendi yorumlarını da katarak özgün eserler ortaya çıkarmalarını sağlamak tezhip sanatının yaşatılmasına hizmet edecektir. Ayrıca bu çalışma tezhip sanatı ile batı sanatı tekniğinin birleştirilmesi ve ulusal kimliğini kaybetmeden batı uygarlığına erişme yollarını öğretmeyi hedeflemektedir.

1.3.Araştırmanın Önemi

Günümüzde geleneksel sanatların, özellikle de tezhip sanatının çok fazla bilinirliği yoktur. Araştırma, görsel sanatlar dersiyle öğrencilere hem geleneksel sanatları tanıtmak, öğretmek, geleneksel sanatlardan tezhip sanatı yoluyla ulusal kültür aktarımı sağlanmak hem de batı sanatı tekniği kullanılarak yaratıcı ve özgün eserler ortaya koymak bakımından araştırma önem arz etmektedir.

Geleneksel sanatlar, birçok araştırmacı tarafından incelenmiş, öğrenciler üzerinde çalışılma yapılmıştır. Araştırmanın, diğer çalışmalardan farkı, tezhip sanatından faydalanılarak özgün eserler ortaya çıkarılacak olup, konu ile ilgili doğrudan yapılmış bir yüksek lisans veya doktora tezine rastlanılmaması ve bu boşluğu doldurabileceği, bu konu ile ilgili geliştirilecek teorik çerçevenin gelecekte yeni kuramsal araştırmalara kaynak teşkil edebileceği değerlendirilmektedir.

Geleneksel sanatlar ile tezhip sanatı gibi alanlarda ilgili araştırmacıların görüşlerine katkı sağlayabileceği, tezhip sanatına farkındalık yaratabileceği, geleneksel sanatlar ve tezhip sanatı ile ilgilenenler arasında köprü kuracak disiplinlerarası etkileşim sağlanarak yeni yapılacak projelerin etkisini güçlendirebileceğinin de değerlendirilmesi nedeniyle araştırma önem arz etmektedir.

1.4.Araştırmanın Sayıltıları

1. Örneklemin, evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

2. Öğrencilerin anket sorularına samimi cevap verdikleri varsayılmaktadır. 3. Öğrencilerin diğer faktörlerden eşit derecede etkilendiği varsayılmaktadır. 4. Anketin, araştırmanın amacını yansıttığı varsayılmıştır.

(28)

1.5.Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma;

1. 2015-2016 eğitim-öğretim yılı,

2. Ankara-Pursaklar Altınova Ortaokulu'nda sekizinci sınıflarında eğitimine devam eden öğrenciler ile,

3. Güvenirliği ve geçerliği test edilmiş ölçme araçlarıyla,

4. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nin belirlediği süre ile sınırlıdır.

1.6.Tanımlar

Görsel Sanatlar: Görsel algılamanın söz konusu olduğu sanat dalları: resim, heykel, sahne

sanatları vs... (Keser, 2009, s. 146).

Tezhip: Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlama. Süsleme,

bezeme (Türk Dil Kurumu [TDK], 2005, s. 1972).Keser (2009, s. 336)'e göre ise tezhip, el yazmalarının ilk harflerini zengin renkler, altın ve gümüş kullanarak süsleme. Tezhip, batıda özellikle ortaçağ boyunca yaygın olarak kullanılmıştır. İslam ülkelerinde ise hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kültür: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi

değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin (TDK, 2005, s. 1282). Keser (2009, s. 195)'e göre ise kültür: Estetik ve entelektüel eğitim aracılığıyla biçimlenmiş insanî incelik ve sanatsal aktiviteler (klasik bale, opera) yani kültürün estetik tanımı; bir halk ya da grubun yaşam biçiminin bütünü, yani kültürün etnografik tanımı ve son olarak biçimlenmiş sembol örüntülerinin sistemi, yani kültürün sembolik tanımı olarak ifade edilmektedir.

Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi: Yaratıcılığa, anlamaya, düşünmeye, sanat

beğenisine, sanatsal ilerlemeye, sanatçılara, sanatın kültür ve toplum üzerindeki etkilerine katkıda bulunan bu yöntem Disipline Dayalı Sanat Eğitimi (Discipline-Based Art Education) ya da Çok Alanlı Sanat Eğitimi Yöntemi (ÇASEY) olarak adlandırılmıştır. Bu yöntem estetik, sanat tarihi, sanat eleştirisi ve uygulamalı çalışmaları kapsamaktadır

(29)
(30)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1.Geleneksel Türk El Sanatları

El sanatları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan, genellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı, elle ve basit aletler dışında makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan ve toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerin, folklorik özelliklerini taşıyan, yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir. (Özdemir ve Yetim, 1997, s. 191).

İnsanların günlük gereksinimlerini karşılamak için daha çok süsleme dekorasyon ve fayda sağlamak amacıyla yapılan el sanatları ürünleri, bireyin yaratıcı yeteneği ile toplumun karakterini yansıtarak millî sanat zevkini ortaya koymaktadır. Bu ürünler tarihsel geçmişi içinde günlük kullanım eşyasından süs eşyasına, çeyizlik eşyadan hediyelik eşyaya pek çok ürünü içine alan dayanıklı tüketim malları olarak tanımlanabilmektedir (Öztürk'ten aktaran Özdemir ve Yetim, 1997, s. 191).

Bezeme sanatı insanlık tarihi ile başlar. Kendini, çevresini ve kullandığı eşyayı göze hoş gelecek biçimde süslemek insanın doğal tutkusudur. Bu tutkuyu gelmiş geçmiş uygarlıklar arasında en iyi uygulayan ve bu sanat alanına en güzel eserler kazandıran ulusların başında kuşkusuz Türkler gelir (Kılıçkan, 2004, s. 7).

Türkler, tarihin her devresinde, dünya uygarlığına değerle sanat eserleri armağan etmiş bir ulustur. Türk kültürünün en büyük özelliği binlerce yıl boyunca Orta Asya'da Orta Avrupa'ya uzanan geniş bir bölgede etkili olması ve etkilenmesidir. Türk toplumunun ilk çağdan bu yana birbirinden güzel örnekler verdiği sanat dalları şöyle sıralanabilir

* Maden sanatı ve kuyumculuk, * Ağaç oyma sanatı ve sedef kakma,

(31)

* Çini ve seramik, * Taş oymacılığı,

* Halı, kilim (kalın dokuma),

* İnce dokuma (Mahalli el tezgahları), * Hat sanatı, * Tezhip sanatı, * Yazmacılık, * İşleme sanatı, * Minyatür, * Ebru sanatı, * Kalem işi, * Kağıt oymacılığı.

Bütün bu el sanatlarında yer alan süsleyici motifler ise yüzlerce yıl güzellikleri ile çağdaşlığa atlamış bilimsel boyut kazandırmış değerlerdir. Geleneksel el sanatları ulusal kültürün en özgün ve en verimli kaynağıdır (Erguvanlı, 1997, s. 413).

Süsleme, tarihin bütün evrelerinde görülür. İnsan-çevre ilişkilerinin meydana getirdiği ihtiyaçtan doğan bu üretim milletlerin ortak anlayış ve zevkleriyle gelişmiştir. Türkler, tezhip sanatını Orta Asya'dan getirmişlerdir. Anadolu Selçukluları, 13. yüzyılda tezhip sanatını yüksek bir seviyeye çıkarmışlardır. Türk süsleme motifleri başta Türk hat sanatının seçkin örneklerini daha ihtişamlı göstermek için kullanılmıştır. Daha sonra çeşitlenerek halıların, çinilerin, kumaşların, madenlerin, ahşapların, camların değerlenmesinde büyük rol oynamıştır. Üzerlerinde bu motiflerin yer aldığı taş işçiliğinin en güzel örneklerinin verildiği mezar taşları adeta birer abidedir. Padişah kaftanlarındaki desenler, çok ince bir zevkin yansımasıdır. Çinilerin üzerindeki motif ve kompozisyonlarla gözümüzü kamaştıran asırlık camilerimizin alçı pencerelerindeki çiçek motifleri süzdürdükleri ışıkla başka bir zamandan selam getirmiş gibidir. İpek halılar üzerine işlenmiş kompozisyon zenginliğinin şiirsel bir anlatımı vardır. Türk maden işçiliğindeki miğferler, kılıçlar, kamalar, tombaklar, kandiller, siniler hep bu zengin motiflerle süslenerek müzelerdeki ve koleksiyonlardaki yerini almıştır (Kurfeyz, 2003, s. 5).

(32)

Türk tezyinat (süsleme) sanatı Türklere özgü bir sanat olup, İslamiyet'ten önce Türk'ler, ilerledikleri coğrafyalarda etkilendikleri kültürel oluşumları kendi anlayış ve zevkleriyle yoğurmuşlardır. Türkler İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte yanlarında getirdikleri uzak doğu etkilerini ön Asya (İran-Arap) ve Bizans etkileriyle birleştirip harmanlayarak Avrupa içlerine kadar yürüyen evrensel bir Türk-İslam tezyini sanatları sentezini ortaya koymuştur (Kurfeyz, 2003, s. 5). Bezeme, herhangi bir yüzeyi süslemek anlamına gelir. Türkçe bir kelimedir. Arapça karşılığı ise "tezyini"dir.

Türk bezeme (tezyinat) sanatının gelişmesi, İslamiyet'ten sonra hızla ilerlemiştir. Bunda İslamiyet kurallarının resim ve heykel çalışmalarını yasaklamasının etkisi vardır. Resim ve heykel yapma yeteneği, yerini bezeme ve mimari sanatına bırakmıştır. Dine verilen önem nedeniyle ilgili yapı, kitap ve eşyaların daha güzel görünmesi için gereken yerlerine bezemeler yapılmıştır (Kılıçkan, 2002, s. 29).

2.2. Tezhip Sanatı

Tezhip, Arapça zeheb (altın) sözcüğünden türemiştir. Tam karşılığı altınlama-yaldızlamadır. Türk tezhip sanatını altın kullanılarak yapılan kitap süsleme sanatı diye tanımlayabiliriz. Tezhip, yalnız altın yaldızla yapılan işleri ifade etmez, altının yanı sıra boya da kullanılarak, sadece kitaplarda değil, hat levhalarında, fermanlarda, hatta ahşap ve deri üzerinde geleneksel motiflerin uygulandığı tezyinattır. Tezhip yapan kişilere Müzehhib veya Müzehhibe denir (Kurfeyz, 2003, s. 6).

Tezhip, özellikle küçük ebatlarda hassas bir şekilde uygulanan bir kitap süsleme sanatıdır. Altınla birlikte toprak boyalardan çeşitli renklerin kullanıldığı, ince fırça tekniğinin önem kazandığı bu sanat, yazma eserlerde yazının (hattın) bezenmesi, en güzel biçimde giydirilmesi olarak hayata geçmiştir. Başlangıçta kûfi mushaflarda görülen bu sanat zamanla çok gelişmiş ve fevkalade incelmiştir. Kur-an-ı Kerim'den başka diğer yazma eserlere de intikal eden süslemeler, tarihî boyutta akıl almaz derecede çeşitlilik kazanmış, zenginleşmiştir. Yazma eserlerde sadece birkaç parça tezhipli kısım olanlar yanında, çoğu tezhiplenmiş olanları da bulunmaktadır. Yazma eserlerde tezhibin yanında daha iri formdaki çiçek ve motiflerle düzenlenmiş ve sadece altınla işlenmiş halkâr adı verilen bir süsleme tarzı yaygın olarak görülmektedir. Yüzyılları aşan bir geçmişte yaşanarak bugüne gelen bu sanat, vazgeçilmez bir estetik değer ve ayrıcalıklı bir zenginlik göstergesi olmuştur. Hüsn-i hattı yani güzel yazıyı ve cilt sanatlarını tamamlayan, onlara ahenk ve

(33)

güzellik kazandıran tezhip; devlet büyüklerinin, önemli kişilerin veya kitapseverlerin kütüphaneleri için yazılan başta dinî kitaplar olmak üzere, divanları, mesnevileri, tarihî, ilmî, edebî el yazması kitapları, güzel yazı levhalarını, murakkaat denilen güzel yazı albümlerini, tuğraları süsler (İ. Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 29).

Tezhip, kollektif çalışmak suretiyle ortaya konulan geleneksel sanatlardandır. Kitabın hatta tarafında yazılma işlemi tamamlanınca cetvelkeş, altın, siyah mürekkep veya sürh denilen kırmızı boya ile sayfa kenarlarına cetvel çeker. Usta ve çıraklar, müzehhibin hazırladığı deseni kağıda silker, bir veya birkaç müzehhip de boyama işlemini tamamlar. Bu işler saray nakkaşhanelerinde veya büyük müzehhiplerin atölyelerinde yapılmıştır (Özen, 2003, s. 2).

Tezhibin ana malzemesi altındır. Altın, varak yani ince yapraklar halinde kağıt arasında saklanır. Bu tür altın doğrudan doğruya yapıştırılarak kullanılabilir. Ama ince desenler için ezilerek kullanılır. Bir pota içinde Arap zamkı ve su ile parmakla ezilir. Daha sonra zamkın fazlasının alınabilmesi için suyla karıştırılır. Altın zerrecikleri dibe oturunca üstteki suyun fazlası akıtılır. Kalan az miktarda su ise tozdan korunmuş bir yerde kurumaya bırakılır. Böylece altın, boya gibi fırça ile sürülebilecek bir malzeme haline gelir. Yeşil altın ya da gümüş de renk etkileri elde etmek için yan yana kullanılabilir. Ancak gümüş, kağıdın zamanla bozulmasına neden olur. Bir tezhibin hazırlanmasında klasik yol şöyledir: İnce kağıt üzerine bir desenin tümü ya da yinelenen bölümlerinden yalnızca biri çizilir. Deseni oluşturan çizgiler, birer milimetre kadar aralıkla iğne ile delinerek bir kalıp hazırlanır. Bu kalıp,süslenecek yüzey üzerine yerleştirilir. İnce kömür tozu dolu küçük bir torbacık kalıp üzerinde gezdirilir ve ana yüzeye geçirilir. Boyama işlemine altınla başlanır. Hafif jelatinli su ile sulandırılan altın, fırça ile sürülür. Altının parlaması için de "Zermühre" denen bir alet kullanılır. Bu, parlak yüzeyli bir taştır. Bunun için genelde akik tercih edilir. Bir sapa oturtulan bir taşın yüzeye sürülmesi ile altın parlak bir görünüm kazanır. Daha sonra çok ince bir fırça kullanılarak konturlar çizilir. Bu konturlara tahrir denir. Konturların çizilmesiyle zemin renklerinin altın yüzeye akması bir derece de olsa önlenmiş olur. Sonra sıra zemin kısımlarının renklendirilmesine gelir. Zeminde genellikle lacivert kullanılır. Bu bir ölçüde dönem üslubuna ve sanatçıya göre de değişir. En sonunda renkli ayrıntılar eklenir. tığlar çekilir, zeminde serpme, nokta ya da tarama gibi son rötuşlar yapılır (Demiriz, 1999, s. 98).

(34)

2.3. Tezhip Sanatının Tarihçesi

Türk tezhip sanatı uzun bir geçmişe sahiptir. Dönem dönem ya evrensel nitelikler kazanarak zirvelere ulaşmış, ya farklı arayışlar içinde olmuş ya da gerilemeler göstermiştir. Bu farklılıkları daha net ortaya koyabilmek adına tezhibin tarihçesi dönemlere ayrılarak incelenir. Tarih boyunca Türklerin çeşitli kollara ayrılarak aynı bölgede veya farklı bölgelerde hüküm sürmesi hatta birbirleriyle savaşarak güç elde etmesi sebebiyle birbirini devam ettiren tekdüze kronolojik bir seyir vermek çok zordur. Genel bir gruplama yapacak olursak Türk tezhip sanatını: Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Beylikleri, Osmanlı Devleti, Cumhuriyet dönemi olmak üzere yedi döneme ayrılabilir. Doğal olarak tarih yakınlaştıkça günümüze gelen eser sayısı çoğalmakta, tarihlendirmeler kolaylaşmaktadır. Ancak Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklular'a ait bugüne gelebilmiş tezhipli eserler için net ayrımlar yapmak mümkün değildir. Bu dönemlerden kalan eserlerin tarihlendirilmesi ve aidiyeti daha çok tahminlerle olmaktadır (İ. Özkeçeci ve Özkeçeci, 2007, s. 31).

Türklerde tezhip sanatı, Uygur Türkleri'ne kadar uzanır. Orta Asya'da, Karahoça'da yapılan Turfan kazılarında bulunmuş vakıf yapan Maniheist Uygur rahipleri minyatürlerde süsleme öğesi olarak kullanılan stilize edilmiş bitkisel motifler, daha sonraki dönemlerde karşımıza çıkan bitki kökenli " hatâi"lerin prototipleridir. Tezhip sanatında bulunan en erken örnekler; XII. ve XIII. yüzyıl Selçuklu eserlerinde bulunur. XIII. yüzyılda medeniyetlerinin ve sanatlarının zirvesine çıkan Selçukluların başkentleri ve aynı zamanda önemli bir sanat merkezi olan Konya'da Selçuklu sarayına bağlı sanatkârların elinden çıkmış sade, ancak olgun tezhibi eserler, "Konya stili" denebilecek üslubun en güzel örnekleridir. Tezhip sanatını Anadolu'ya getiren Selçuklular, "Rumi" motifini getirmişlerdir. XI. yüzyıl Selçuklu tezhibinde daha çok geometrik formlar, geçmeler kullanılmıştır. XIII. yüzyıla doğru gelindikçe geometrik formlara ilaveten bitkisel motifler ve rûmiler oldukça dolgun ve iridir. Selçuklu döneminin en belirgin tarzı "münhani"lerdir. Selçuklu, Mısır Memlûkları ve Beylikler dönemi tezhibi, motif, kompozisyon ve renk özellikleri bakımından birbirine benzer (Taşkale, 2010, s. 65).

Topkapı Sarayı Kütüphanesi'ndeki XIV. yüzyıla ait olduğu sanılan yazmanın baş sayfa tezhibinde ise Selçuklu sülüsü denilen tipte beyaz yazılar karşımıza çıkar. Lacivert zemin ve canlı renklerle tüm sayfayı aralıksız kaplayan bu tezhip de dönemin tipik bir ürünüdür. XV. yüzyılın ilk yarısından Osmanlılara ait pek az tezhipli örnek kalmıştır. Bunlardan biri de Sultan II. Murat için yazıldığı bilinen, müzik konulu kitaptır. Baştaki iki sayfada rûmi

(35)

ve küçük çiçekli tezhip tüm sayfayı kaplamaktadır. Bu yapıt, klasik Osmanlı tezhiplerinin öncülerinden biridir. Aynı kitabın bir başka sayfasında ise çeşitli tezhip düzenlemeleri bir araya getirilmiştir. Yazı oval bir madalyon içine alınmış, tezhip için açık renk bir zemin tercih edilmiştir. Rumilerin egemen olduğu süslemeyi, küçük çiçeklerin oluşturduğu zarif bir çerçeve sınırlamaktadır. Fatih Sultan Mehmet dönemi, birçok sanat dalında olduğu gibi, tezhipte de bir doruk noktasıdır. Fatih için hazırlanan birçok yapıt, ağırbaşlı ve olgun bir üslup sunar. Daha önceki dönemlerde Kur'an-ı Kerim tezhipleri ön planda idi. Oysa Fatih döneminde bilim ve sanatla ilgili telif ve tercüme pek çok yapıtla karşılaşılır. Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde bulunan yazmanın baş sayfasında yapıtın Fatih'in kitaplığına ait olduğunu belirten tuğralı mühür yer almaktadır. Yine Fatih'in özel kitaplığı için hazırlanmış olan Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki yazmanın (Damat İbrahim Paşa 819) zahriye sayfasında Fatih için hazırlandığını belirten satırlar, ortada daire madalyon içinde yer almaktadır. Bu örnek sayfanın tümünü kaplayan tipik bir Fatih dönemi tezhibidir (Demiriz, 1999, s. 99).

XVI. yüzyıl, tezhip sanatında başka bir açıdan da doruk noktasıdır. Bu dönemde metin kısmından önce gelen tam sayfa tezhipler çok zengin süslemelidir. Zeminde lacivert rengin egemenliği azalmıştır. Altın ve lacivert zemin hemen hemen dengededir. Rumiler ve çiçekler yine gözde formlardır, ama işçilik aşırı derecede incelmiştir. Yüzyılın başına ait olan bir Kur’an-ı Kerim'in (Topkapı Sarayı Küt. H.70/71) baş sayfasında süslemenin aşırı yüklü olduğu görülür. Sanatçı burada ustalığını gösterme çabasına girişmiştir. XVI. yüzyılda Kur’an-ı Kerim tezhipleri ön plandadır. Çok önem verilen örneklerde yazılan önce tezhipli iki sayfa bulunur. Ama normal örnekler, metnin ilk iki sayfası ile başlar. Bunlarda başlıklar ve geniş çerçeveler yazıyı adeta ikinci plana itmiştir. 1523/24 tarihli, Kânunî için hazırlanmış olan ve bugün Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde bulunan Kur'an-ı Kerim (EH.58), altın zeminin ağırlık kazandığı klasik bir tezhip örneği sayılabilir. Yapıtın zahriye sayfasında ise Kânunî için hazırlandığını belirten satırlar bir şemse içindedir. Zemin renklerinin açık oluşu, genel görünüme bir hafiflik kazandırmaktadır. Aynı yapıtın bir başka sayfasında da hattatın adı belirtilmiştir. Tezhibi yapan müzehhip ya da nakkaş unvanını taşıyan ustanın adı çok sık belirtilmez. Bu örnek, şemsenin altındaki salbek denilen kısımda nakkaşın adının bulunmasıyla önem kazanır (Demiriz, 1999, s. 99).

Kânunî Sultan Süleyman dönemi, birçok yeni üslubun ve tekniğin uygulandığı son derece zengin bir dönemdir. Kânunî döneminde, diğer sanat dallarında olduğu gibi tezhip sanatında da altın devir yaşanır. Klasik motif ve tekniklerin büyük bir ustalıkla

(36)

kullanılmasının yanı sıra, dönemin en önemli müzehhibi "Karamemi" ile lale, gül, karanfil, sümbül, servi ağacı ve bahar dalı gibi birçok bahçe çiçek ve bitkilerin yarı stilize olarak tezhip sanatında ilk kez kullanıldığı bu döneme, tezhip sanatında "Klasik Dönem" adı verilir (Taşkale, 2010, s. 67).

Karamemi, Kânunî Sultan Süleyman zamanında yaşayan, süsleme sanatında büyük etkisi olan bir sanatçıdır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesine T 5465 no. ile kayıtlı Kânunî'nin Muhibbi mahlası ile yazdığı Divan, dönemin başarılı örneklerinden biridir. Bu yapıtın 1566 yılında tamamlanan nüshasının ilk sayfasında Hatâi olarak adlandırılan geleneksel, stilize bitki motiflerinden oluşan güzel bir hâlkâr örneği görülmektedir. Aynı yapıtın başka bir sayfasında ise natüralist motiflerin klasik tezhibe girmeye başladığı görülür. Tığlardaki laleler bu açıdan ilginçtir. Bir başka sayfada da cetvel dışında Karamemi atölyesinin ürünü tipik bir hâlkâr örneği yer almaktadır. Gül, karanfil, lale, sümbül türünden çiçekler natüralist üslubun habercileridir. Sayfa içindeki tezhipli küçük bölümlerde ise farklı bir üslup dikkati çekmektedir. Karamemi yönetimindeki saray nakış atölyesinin Osmanlı süsleme sanatına natüralizmi getirdiği bu örneklerden anlaşılmaktadır. Karamemi'nin adının bulunduğu sayfada ise lale, Manisa lalesi karanfil ve güllerle adeta bir bahçe görünümü yaratılmıştır. Sanatçının adı, gül fidanının kök kısmında yer almaktadır (Demiriz, 1999, s. 100).

Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunan Murakka Albüm'ün (EH. 2327) XVII. yüzyıl sonu yada XVIII. yüzyıl başlarına ait olduğu sanılmaktadır. Bu albümde yazının fazla boğulmadan süslenmiş olduğu dikkati çekmektedir. Zaten bir yazının tezhiplenmesinde yazı-süsleme dengesinin kurulması, başarı ölçülerinin başlıcalarından biridir. XVIII. yüzyıl tezhibinde çiçek önemli bir yer tutmaktadır. Sayfanın ortasında oldukça natüralist buketler ve tek çiçekler bu dönemde sık sık görülmeye başlar. Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunan Hizb el Azam (M 418) adlı dua kitabında baştaki tam sayfa tezhibin zemini altındır. Natüralist ve stilize motifler aynı düzenleme içinde kullanılmıştır. XVIII. yüzyılda sayfa kenarındaki güller de natüralist birer küçük çiçek ya da bukete dönüşmüştür. XIX. yüzyılda Batılı akımlar, tüm sanat dallarında olduğu gibi süsleme sanatında da ağırlık kazanmıştır. Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunan 1862 tarihli Kur'an-ı Kerim'in baş sayfasında Rokoko üslubu görülür. Altın zemin, iri yaprakla, stilize güller, iğne arkası ile yapılmış noktalarla Rokoko'ya özgü aşırı bir süsleme oluşturulmuştur. XIX. yüzyılın sonlarında ulusal akımlar ise yeniden sanatımıza girmiştir. Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunan ve baş sayfası klasik tutumla tezhiplenmiş olan Kur'an-ı Kerim (MR 4) bu akımın

(37)

izlerini taşır. Ancak matbaanın yurdumuza girmesiyle birlikte tezhip yavaş yavaş önemini yitirmiştir. Yine de özellikle dinî kitaplar elle yazıldığından tezhip sanatı son zamanlara kadar varlığını sürdürmüştür (Demiriz, 1999, s. 101).

XIX. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Hüseyin Hüsnü Efendi ve Osman Yümni Efendi (1839-1919), rokoko ve klasik üslupta eserler vermiş müzehhiblerin başında gelirler. Hüseyin Hüsnü Efendi ve Osman Yümni Efendi'nin eserlerinin rokokodan klasik üsluba geçiş özellikleri taşıdıklarını söylemek doğru olabilir (Taşkale, 2010, s. 69).

XX. yüzyıl Cumhuriyet döneminde tezhip sanatındaki gelişmelerin merkezi, "Güzel Sanatlar Akademisi" olmuştur ve bu gelenek halen devam etmektedir. Klasik tezhip eğitiminin yanı sıra, "Serbest Tasarım" dersi amacına ulaşmış ve 2000'li yıllardan itibaren klasik özelliklerden yola çıkarak yeni arayışlar içerisinde çalışmalar yapılmaktadır. Aynı kalıpların tekrarı sanatın gelişimini engellediği kadar müzehhipleri de yormaktadır. Son dönemlerde XIII. yüzyıldan günümüze, farklı üslupların bilinçli bir şekilde incelenip bazı öğelerin bir arada ya da geliştirilmiş olarak tasarlanıp uygulanması, farklı çalışmaların ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Tezhip sanatında serbest ve özgün tasarımlar; formlar ve renk geçişleri; kağıt renklerinde renk geçişleri ve efektler; doğal ve yapay öğelerin kullanılması; bazen bir konunun işlenmesi, gelecekte ortaya çıkabilecek yeni tarz ya da üslupların prototiplerini oluşturmaları açısından önemlidir. Bu bağlamda sanatkârların, motif, desen, kompozisyon, tasarım ilkeleri, renk uyumu, teknolojinin imkanlarını abartıdan uzak yerinde kullanma ve yazıyla uyum gibi hususları göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Klasik kurallara ve geçmişe körü körüne bağlanıp geleceğe kapıyı kapatmak, sanatın gelişimini engeller (Taşkale, 2010, s. 87).

2.4. Türk Tezhip Sanatının Ustaları

Osmanlılar, siyasette olduğu gibi sanatta da merkezleri olan İstanbul’da kıymetli müzehhipler yetiştirmişlerdir. Çok ince bir sanat olan tezhibin değerli ustaları yüksek maaşlarla Saray Nakışhanesi’nde çalıştırılırlar, devlet namına resmî işleri tezhip ederlerdi. Ayrıca bu üstatlar büyük devlet adamlarına, zenginlere, ileri gelenlere de eserler yaparlardı. Bu arada isimlerini bildiğimiz birkaç Türk müzehhibinden bahsedelim: 15. ve 17. yüzyıllar arasındaki en meşhur Türk müzehhipleri, 1436 yılında, “Tevarihü’l-Ervah” isimli tıp kitabının tezhiblerini ve resimlerini yapan Ahmed b. Hacı Mahmud Aksarayî (Konya), Fatih Sultan Mehmed’in baş nakkaşı Baba Nakkaş, 1547’de, bugün Topkapı

(38)

Sarayı Kütüphanesinde 563 numarada kayıtlı Kur’an-ı Kerim’in tezhiplerini yapan Mehmed b. İlyas, Kanunî Sultan Süleyman’ın müzehhip başı Mehmet Karamemi, Mehmet Çelebi (lakabı Kambur), Hafız Osman’ın birçok Mushaf”ını tezhip eden Hasan Çelebi, III. Ahmed zamanında, Lale Devri’nde klasik tezhip şekilleri de zamanın getirdiği üsluplara ayak uydurarak “Şükûfe-Çiçek” tarzına dönüşmüştür. Artık şükûfe üslûbunda tezhipler yapılmaya başlamıştır. Bu çağın meşhurları ise Yusuf Mısrî, Haydarpaşalı İbrahim, Ali Üsküdarî, Bursalı Hezarfen, Üsküdarî’nin yolunu takip eden Çâkerî’dir. I. Abdulhamid Dönemi’nde de (1774-1789) Hezargradlı Mustafa isimli müzehhip meşhurdu. XIX. yüzyıl başlarında, III. Selim zamanında Ahmet ve kardeşi Atâ, II. Sultan Mahmud zamanında Hasan Karamanî, Lazgradlızâde Ahmed, Lâlelili Şâkir, Sultan Mecid ile Sultan Aziz’in müzehhibi Hacı Hasan Sâlih üstad müzehhiptirler. II. Abdulhamid zamanında ise (1875- 1909) Tevfik Efendi, Lâleli Şakir’in talebesi Nureddin Efendi, Hüsnü Efendi, Bahaeddin Efendi ile Hakkı Bey tanınmış müzehhiplerdir. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) Şark Tezyinî Sanatları Şubesi açılmış ve derslere 1936-1937 yılında başlanmış, yazı hocası Kamil Akdik, yazı hocası İsmail Hakkı Altunbezer (Tuğrakeş), Sedefkar Vasıf, Müzehhib Yusuf Çapanoğlu Türk Çiniciliği ve Desenleri Feyzullah Dayıgil, minyatür Ord. Prof. Dr. Ahmed Süheyl Ünver, altın varak üretimi Hüseyin Yaldız, hoca olarak atanmış ve hattat Mustafa Rakım Unan ise daha sonra bu kadroya katılmıştır. Sonraki dönemde bu hocaların yerlerine İranlı Hüseyin Tahirzade, hat için Halim Özyazıcı, Rikkat Kunt, Muhsin Demironat, Necmeddin Okyay, gibi kıymetli üstadlar, başa getirilmişlerdir ve sanatımızın icrası devam etmiştir. (Aksu, 2015, s. 22).

Zaman içinde unutulmuşluğa terk edilmiş bu zarif ve zor sanat, son 10 yıl içinde bu sanata gönülveren çeşitli grup ve kişilerce canlandırılmıştır. Günümüzde Türkiye’deki pek çok üniversitede “tezhip bölümleri” ve belediyelerce açılan kurslar yetenekli sanatçılar yetiştirmektedir (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2012, s. 39).

2.4.1. Mehmed Karamemi ve Muhibbî Divanı

XVI. yüzyılın ortalarından itibaren Türk süsleme sanatına yeni bir üslup ve yenilik getiren saray atölyesinin başnakkaşı Kara Mehmet, Karamemi’dir. Tarihçi Gelibolulu Mustafa Ali 1586 yılında yazdığı Menakıb-Hünerveran isimli eserinde Karamemi’den “Şah Kulu nakkaşın tilmizi ekremi ve Sultan Süleyman Han nakışhanesinin üstad-ı muhteremi müzehhip Karamemi” şeklinde bahseder. XVI. yüzyılda mimari süsleme, çini, kitap

(39)

tezyini motiflerini, çeşit çeşit çiçek türlerini üslup birliği içinde eserlerinde görmek mümkündür. Karamemi üsluplaştırarak kullandığı motiflerin yanı sıra tabiattan aldığı bahçe çiçeklerini resmetmiş, ağaçları minyatürde olduğu gibi serbest tasarımlar halinde kullanmıştır. Bahar dalları Karamemi’nin en çok kullandığı motiflerden biridir. En önemli eserlerinden bir tanesi kendi imzasını taşıyan Kânunî Sultan Süleyman’ın Muhibbî Divanı’dır (Aksu, 2015, s.90). Her biri diğerinden faklı olan tezhiplerle bezenen bu divanın müzehhibi sarayın baş müzehhiplerinden Karamemi adıyla tanınan ve adını da öyle yazan Kara Mehmet’tir (Kültür Bakanlığı Yayınları [KBY], 2001, s. 4). Hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmamakta olup, doğum ve ölüm tarihi bilinmemektedir.

XVI. yüzyıl klasik tezhibin doruk noktasıdır. Motif, renk ve kompozisyon zenginliği, tekniğin mükemmelliği, desende görülen çeşitlilik ve incelik, lacivert zemin üzerine altının bol ama renklerle çok uyumlu kullanılışı bu devir tezhibinin başlıca özellikleridir. Başlıklar çeşitlenmiş; dikdörtgen başlık tezhibinin üstüne taç, mihrap formları ya da dilimli süslemeler eklenmişti. Tığlarda da çizgiler zenginleşmiş, rûmilerin katılmasıyla zarif motifler ortaya çıkmıştır. XVI. yüzyılın son yarısında tığlarda çiçek motiflerine de görmek mümkündür. Kânunî Sultan Süleyman döneminin saray baş müzehhibi Karamemi, bu dönem tezhibine damgasını vurmuştur. Padişahının Muhibbî mahlasıyla yazdığı şiirlerinin toplandığı Divan'ının her sayfasını doğal çiçek motifleriyle hâlkâr tarzında süslemiştir. Şiir aralarındaki koltuk tezhiplerinin de hepsi birbirinden farklıdır (Özen, 2003, s. 8).

Muhibbî Divanı’ndan örnekler Kânunî Sultan Süleyman’ın, 1520-1566 yılları arasında Muhibbî mahlası ile yazdığı şiirlerini içerir. 370 sayfa olup, Kara Memi’nin imzalı eserin hattat’ı Mehmed Şerif’tir. Eserin sayfalarındaki yazılar iki sütun şeklinde yazılmış etraflarına altınla çerçeve yapılmıştır. Klasik tezhip anlayışına tabiat sevgisini, kendi yorumunu, zevk ve sanat anlayışını eklemiş ve bunları en güzel şekilde aksettirmiştir. Kitabın her sayfasında yazı etrafına hâlkâr yapılmıştır, çerçevenin içinde koltuklara yer verilmiş ve içleri değişik çiçeklerle süslenmiştir. Cetvel dışında kalan sayfa kenarları ve ara metinlerdeki ve koltuklarda farklı desenlerle tekrardan kaçınılmıştır. Hâlkârlarda sulandırılmış gümüş ve altın kullanılmıştır. Mavi, kırmızı, pembe, turuncu ve yeşil renkler eklenmiştir. Bitkisel motiflerde inanılmaz bir çeşitlilik vardır. Tabiatı en güzel şekilde eserin sayfalarına nakşetmiştir. Küçük otlar dahil olmak üzere, her çeşit bahçe çiçeği ve ağaçlar, yapraklar eserde, işçilik ve benzersiz kompozisyonlarla yerleştirilmişlerdir. Natüralist tarzdaki farklı motifleriyle çiçek kataloğu gibidir (Özsoy, 2013, s. 97).

(40)

Bütün sayfaların cetvel dışında son derece ilginç hâlkâr bezeme bulunuyor. Hepsinin aynı elden çıkmadığı kalite ve zevk farkından anlaşılıyor. Bitkisel bezemeli olanların çoğunun kalite bakımından üstün ve çok değişik olmaları dolayısıyla Karamemi'nin eseri oldukları söylenebilir. Bunlarda pek çeşitli çiçek yanısıra stilize hatâiler, bulut, çintemani ve rûmi gibi geleneksel motifler de yer yer yardımcı olarak kullanılmıştır. Naturalist bitkiler ise bazen zeminden çıkan tam bitki, bazen de dekoratif bordürler içinde değerlendirilmiştir. Lale, karanfil, menekşe, calendula, süsen, gül, gül hatmi, bahar, sümbül. Ayrıca servi ağacı, iri hançerî yapraklar, palmet şeklinde yapraklar, afyon kozası. Cetvel içi bezemede küçük başlık ve koltuk kompozisyonları: İki sütun halindeki yazıların arasına serpiştirilmiş, hemen hemen hepsi birbirinden farklı desenlerde yüzlerce küçük başlık bulunmaktadır. Kânunî divanını teşkil eden şiirlerin hepsinin başlıklarında küçük bezemeler vardır. Bunların bir kısmında rûmi, hatâi, bulut ve benzeri motiflerden klasik tezhip veya daha serbest kompozisyonlar vardır. Büyük bir kısmında ise yeni bir üslubun doğuşunu gösteren çoğu çiçekli natüralist bitkisel örnekler bulunmaktadır. 12-15 mm. genişlikteki bu küçük vignettelerde kullanılan çiçekler, tezhip sanatına, hatta süsleme sanatına ilk defa burada girmektedir denilebilir. Başlıca çiçek çeşitleri: Gül, lale, sümbül, karanfil gibi sonradan klasik dönme bezemesinin hemen hemen bütün dallarında kullanılan karakteristik çiçekler. Ayrıca calendula, menekşe, süsen, hatmi, bahar, narcissus, selvi ağacı. Bütün bu çiçekler, yer yer geleneksel motiflerle aynı kompozisyon içinde bulunuyorlar. Bazısında simetrik veya sonsuz desenler içinde tamamen Türk bezemesi kurallarına uyan kompozisyonlar var. Bu yazma için tipik olan örnekler ise, çiçeklerin adeta doğanın içinde imiş gibi göründüğü, küçük bir bahçeyi andıran kompozisyonlardır. Karamemi'nin imzasının, bu son özelliğe sahip kompozisyonun altında bulunması, rastlantı sonucu olmadığı değerlendirmekle birlikte, bu tür bezemenin Karamemi'nin getirdiği bir yenilik olduğu kaçınılmaz bir gerçektir (Demiriz, 2005, s. 20).

Ahmed Karahisari’nin yazdığı Kuran-ı Kerim süslemeleri de Karamemi’ye aittir. Her sayfasında ilk satırı muhakkak, beş satırı nesih, bir satırı sülüs, beş satırı nesih, son satırı muhakkak hatla düzenlenmiş, sülüs ve muhakkak satırlara göre nesih satırlar kısa tutulmuştur. Serlevha tezhibinde Karamemi’nin bahar dalı kompozisyonları görülmekte olup altın zeminle ayrılmış paftalar, çivit lacivert zemin ile bütünleşmektedir. Rûmi motifli kompozisyonlar bulut motifleri, hatâi, penç, goncalarla zenginleştirilmiştir. Gayet ince çekilmiş cetveller ve ince işlenmiş tığlar esere zerafet katmaktadır (Aksu, 2015, s. 90).

(41)

Kânunî Sultan Süleyman döneminde, sanatta yepyeni kavramların belirdiği sırada, nakkaşbaşı Karamemi Osmanlı süsleme sanatının repertuarını yeni baştan yapılandıracak, bu akımın başyapıtı da Kânunî Sultan Süleyman'ın "Muhibbî" mahlası ile yazdığı şiirlerden oluşan divanı olacaktır. Muhibbî Divanı adı ile tanınan eser (İÜK T5467), Sultan II. Abdülhamit döneminde (1876-1909) Topkapı Sarayı'ndan Yıldız Sarayı Kütüphanesi'ne aldırılmış, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise Atatürk'üm emri ile İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ne verilmiştir. Karamemi, bu eserin tezhipleri ile Osmanlı sanatında yepyeni bir üslubun doğuşunun yollarını açmıştır. Altın zeminli oyma şemse ve köşebentler üzerine siyah hatâi ve bulut motifleriyle süslü, miklepli klasik Osmanlı tarzı kırmızı bir deri cilt içinde 23,65x16,5 cm. boyutlarındaki 370 sayfalık eser, 973/1566 Mart ayında tamamlanmıştır. Hattatı Mehmet Şerif'tir. Nakkaş, eserin son sayfalarına doğru iki yerde (İÜK T5467, 357a ve 375b) özel bir tezhip alanına beyaz mürekkeple "Müzehhib el-fakir Karamemi el-hakir" imzasını atmıştır. El farkından anlaşıldığına göre, nakkaşhaneden bazı sanatçıların eserin tezhiplenmesine yardımcı olduğu görülüyorsa da, Osmanlı sanatında bir dönüm noktası oluşturan Karamemi'nin yanında onların katkıları söz konusu edilemez (Atasoy, 2002, s. 134).

Eserin başındaki zahriye sayfasında, madalyonun ve iç bordürün içinde küçük çiçekler, madalyonun dışında rûmi ve en dışta, tığlarında ise laleler dikkati çeker. Bunu izleyen sayfalarda alışılmış çift sayfalık klasik tezhip uygulanmış görünürse de, koltuklarda, yani metnin iki yanında ince uzun dikdörtgen alanlarda Karamemi'nin tezhibe sunduğu bir yenilik olarak çiçek açmış bahar ağacı yer alır. Eserin sayfalarındaki yazılar ikim sütun halinde düzenlenmiş ve bunlar bir altın cetvel ile çerçevelenmiştir. Cetvel dışında kalan sayfa kenarlarındaki hâlkârlarda da, metin aralarındaki tezhiplerin motifleri, kompozisyon şemalarındaki bazı değişikliklerle uygulanmış; aynen tekrardan kaçınılmıştır. Sayfalarda tek tip düzen yerine, bazen bir boydan bir boya satırlara da rastlanmakla birlikte, esas itibarıyla iki sütun arasındaki değişik başlık ve koltuklarla, her sayfada değişiyormuş hissi veren zenginlikte farklı düzenler kullanılmıştır. Tezhipleri gazel başlıklarında veya koltuklarda; boyuna, enine, ince uzun, kareye yaklaşan genişlikte olsun, değişik büyüklükteki dikdörtgenlerin içinde yer alır. Sayıları fazla olmayan ve daha çok kitabın sonralarına doğru rastlayan sayfalarda, bu süslemeli dikdörtgenlerin sayıları dörde, hatta yediye kadar çıkar. Bazılarında geniş alan bırakılıp, yazı ve çiçek motifleri birbirine karışmış olarak uygulanmıştır. Çoğunlukla her sayfada iki adet olan, yer yer sayıları üçe çıkan bu gazel başlıkları veya koltukların dikdörtgen alanlarının içleri alışılmış rûmiler ve

(42)

Çin bulutları gibi motiflerle doldurulmuştur. Genellikle dikdörtgenler içine, sayfa ortasına gelecek şekilde kartuşlar oturtulmuş, bunların içlerine ara başlıklar yazılmıştır. Yatay dikdörtgenlerin içlerine, dikine sıra sıra yerleştirilmiş, altın renkli, kırmızı ve açık yeşil serviler dizilmiş, aralarında mine çiçekleri ve sümbüller konmuş, servilerin yerine bazen laleler ve sümbüller de dizilmiştir. Yatay dikdörtgenler içinde, aralarında bir yazılı kartuş olan ve aksi yönde, kökleri birbirine bakar şekilde yerleştirilmiş iki servi motifi de pek çoktur. Yine kırmızıdan çeşitli tonlardaki yeşile kadar değişen renklerde, serviye benzer, belki de servinin değişik bir türünü simgeleyen, fakat yaprak yapısı serviden çok tüye benzer görünüşte bir başka ağaç motifi de aynı sıklıkta işlenmiştir. Yatay olarak sayfanın bir yanından diğer yanına kadar uzanan dikdörtgenler, ortada birer yazılı kartuşla iki bölüme ayrılır. Bunların içleri, servilerden başka, balık sırtı motifler veya rûmili, bulutlu, rozetli, mineli desenler ile doldurulursa da bunlardan daha fazlasını natüralist görünümlü çiçek motifleri süsler. Ortadaki yazı kartuşunun yanlarından çıkan ikişerden dört sivri yaprak kümesinin içinden uzanan dallar üzerinde kırmızı, turuncu laleler ve birer dal üzerinde sümbül ve laleler iki yana çıkar; sümbül dallarını ikişer yaprak arasından çıkan dal üzerinde sarı ayn-ı sefaları, mavi laleler izler, sarı zerenler de dalın ucunu süsler. Eğimleri birbirine göre yerleştirilmiş karşılıklı çiçekli dallarda da; iki yana açılan yapraklar veya üst üste çapraz konmuş, birbirinin üstünden geçerek adeta zincir oluşturan bir dal üzerinde sıralanan yapraklar görülür. Kompozisyon, karşılıklı iki gül dalının kıvrılarak doldurduğu bazı örneklerde de zarafet ile natüralist üslubun son derece hoş bir uyumunu ortaya koyar. Sevilerek kullanılan bir başka sayfa süsleme düzeninde ise, birer kenarları iki yandan cetvele dayalı, dikine dikdörtgenler ve alttan adeta bunları birbirine bağlayan, içi yazılı bütün veya yarım kartuşlu bir yatay dikdörtgen bulunur. Dikine dikdörtgenlerin içlerini yanları çiçekli serviler, lale demetleri, çiçekli ağaçlar, üzeri tomurcuklarla dolu güller doldurur. Diğer çiçeklere göre daha büyük boyutlardaki süsenler de dikkati çeker (Atasoy, 2002, s. 140).

Genel olarak mavi ve bazen kırmızı mine çiçeklerinin, lalelerin, sümbüllerin, yaprakların ve çiçek açmış bahar ağaçlarının yanında, karanfillerin, zerrinlerin, ayn-ı sefaların, süsenlerin, mor menekşelerin ve güllerin tüm ayrıntılarıyla çok daha natüralist işlendikleri görülür. Karamemi'nin imzasını taşıyan sayfaların birinde çeşitli yerlerdeki minelerle selviler tam bir süsleme dolgu motifi halinde stilize edilerek ele alınmıştır. Sayfanın alt kısmındaki kırmızı ve mavi laleler de açıklı koyulu tonlarla boyanışları ve formlarıyla bir dereceye kadar kalıplar halinde kullanılmıştır. Bir köşedeki pembe karanfilde ise böyle bir

Şekil

Şekil 1. Yaprak:1(İnalöz, 2007).
Şekil 2. Yaprak:2 (İnalöz, 2007).
Şekil 4. Hatâi:2 (Birol ve Derman, 2001, s. 77).
Şekil 6. Penç:2 (Birol ve Derman, 2001, s. 54).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Singh ve ark.’nın (117) laringoskopi ve trakeal entübasyon uygulanan 40 olgu üzerinde yaptıkları çalışmada esmolol, lidokain ve nitrogliserinin hiperdinamik yanıt üzerine

A) look/was going to eat B) looked/will have been eaten C) was going to look/was eating D) had been looking/had been eaten E) have been looking/will be eaten. 10- I... forward

Ancak insanın bilgisi açısından, onun bedensel özelliklerini iyi tanıması ne kadar önemli olsa da, insanı sadece bu yönüyle tanımak, onun kendisini, fizikî

Oysa Yakup Kadri’nin roman­ larında ne konak yaşamasının inceliklerine rastlarız; ne de sevecen gözlem­ lere.... Cumhuriyet dönemi romancıları devrimlere,

黃帝內經.靈樞 逆順肥瘦第三十八 原文

Küme- nin yo¤un merkezinde nötron y›ld›zlar› ve beyaz cüce içerenlerin d›fl›nda, normal y›ld›zlar›n olufltu8rdu¤u ikili sitemler de var.. Ancak bunlar›n

Sıfır yığılmalı sayma veri modellerinin başlıcaları; sıfır yığılmalı poisson regresyon (zero inflated regression-.. Sayma Verisi Modelleri Üzerine

Divan şiirinin poetikasının bir bütün olarak ortaya konmasında Azmîzâde Hâletî ve ona benzer şairlerin kendi şiirleri hakkındaki görüşlerinin ve genel