TARİHTE
/ m
i'
ODANA
Mazide mümbit topraklara saplanan kılıçlar Çukurovada da mühim rol oynamışlardır. Bu ülkenin değeri karşısında kendiliğinden geçen hü kümdarlar ve milletler ona sahip olabilmek için birçok insan kanı dök müşlerse de Asyanm ortasından garbe yayılan ve her gittiği vahşî köşe lere hayat ve nur götüren Türk Ulusu burayı cennete çevirmiştir.
Toprağının bereketi karşısında milletleri cenge sürükliyen bu diya rın en eski tarihini vâzıh olarak okuyamıyoruz. Yalnız Orta Asyadaki Türk akınınm buraya da medeniyet getirdiğini ve hattâ nehirlerinin de ismini birlikte taşıyarak Seyhan ve Ceyhana hediye ettiklerini ahlıyoruz'
(Çukurova) ihtiyar tarihten de eskidir. Bu diyar, Dara ile İsken- deri, Kleopatra ile Mark Antuvanı daha dün seyretmiş gibi hatırasına yeni kaydetmiş bulunuyor.
Toprağının üzerinde eşsiz bir bereket, altında tarih kadar eski bir medeniyet taşıysan bu yurt köşesi birçok milletlerin hükümranlığım görmüş ve tahtlar devirmiştir.
Bir zamanlar Fenike, Asur ve Mısırlıların daha sonra Bizans, Y u nan ve Arapların, Hamdanilerin eline geçen bu diyar onların idaresi altından bir civa gibi kayarak hakikî sahibi olan Türklerde karar kıl mıştır.
İslâmlarm, Tolonilerin, Selçuk Türklerinin elinde bir müddet ka lan Çukurova bir müddet de Ramazan Oğullarının eyaleti olmuştur.
Bilâhare Yavuz Sultan Selimin Mısır seferinde Ramazan oğlu Ha lil beyin şehrin anahtarını padişaha teslim etmesiyle Adana, Osmanlı İmparatorluğunun idaresine geçmiştir .
Kâh yerli derebeyleriyle ve kâh saraydan tayin edilen mütesellim- lerle idare olunan Adana ve havalisi bir asır evvel Mısırlı İbrahim Paşa nın altı sene müddetle istilâsına uğramıştır.
Tanzimatı müteakip Halebe bağlı olarak sancak beyleriyle idare edilerek 1845 ten itibaren valiliğe kalbolunmuştur.
O zamanki Adana Vilâyeti cenubî Anadolunun hemen nısfını işgal eyliyecek kadar vâsi bulunpıakta idi.
Cumhu-4
riyet devrinin siyasî şartlarına uygun olarak valilikler ihdası Adan-,vı ilk zamanlarda küçültmüş ise de bilâhare iktisadi ve mülkî vaziyet göz önüne alınmak suretile Kozan ve Cebelibereket vilâyetleri ilga edilerek Adana Vilâyeti dokuz kazayı ihtiva eden Seyhan Vilâyeti şekline kalbo- lunmuştur.
Halen vilâyetin mesahası' 2.069.000 hektar ve nüfusu 386.373 dür. ★ ★ ★
Şimdi biraz da Adananın banilerini ve tarihî kıymetlerini tetkik edelim :
(Adana) Çukürovamn eski bir şehri olmakla beraber komşusu Mi- sis ve Tarsustan daha sonra kurulmuştur.
Ulu cami
Şehrin kuruluşu hakkında eski ve garp mitolojisi mevcuttur: Bi zans müverrihlerinden “ Etyen,, e göre: (1) “ Seyyarelerin yedincisi olan
(Uranüs) un (Adanus) ve (Sarus) namında iki evlâdı varmış. Bu iki kardeş Tarsusla harbederek Adana civarına gelmişler, biri şehre diğeri nehre isrrtini vermişler ve bugünkü Adana ve Seyhan oradan kalmıştır.,,
43
Bunu bir masal olarak kabul etmek lâzımdır. Seyhan ve Ceyhan, Orta Asyanın Seyhun ve Ceyhunundan aynen alınmış öz Türk kelime leridir.
Bazı Arap müverrihlerine göre Adananın banisi “ Harun Reşit,, in valilerinden “ Ebû Süleym Ezene,, dir.
Evliya Çelebi meşhur Seyahatnamesinde (2), Kâtip Çelebi de (Cl- hannümasında) Adananın (Emirülmüminin Reşit) tarafından kurulduğu yazılıdır. İstanbulda Nuruosmaniye kütüphanesinde yazma eserler ara sında bulunan ve “ 1006” Hicrî yılında (Muhammed bini Ömeri şehir biaşık efendi) tarafından yazılan “ MenazirüPavalim,, adlı eserde Adana hakkında şu satırları okuyoruz :
“ Yakut kavli üzere Ezene iki mevzi’dir. Evvel: Ebû Aptullah Sükû- nî kavli üzere tariki tekkeden şarkî Tüzerde bir cebel vardır. Ona Eze ne derler. Sani: Tarsus kurbunda beldei meşhuredir. Kitabürreşatiden menkuldür. Yakup kavli üzere Ezene Şamda bir Medinedir. Masisa ve Ezene beyni on iki mildir. Ezeneyi Emirülmüminin Reşit bina edip Mu hammed Bini Reşit itmam etti- (3)
Adananın eski bir isminin de “ Kızılhisar,, olduğunu (Nüzhetülbül- dan velitenşütülihvan,, adındaki eserde okuyoruz.
Üniversite kütüphanesinde 1474 numarada kayıtlı bulunan bu eser de deniliyor ki:
“ 30 bin nüfusu havi olan “ Ezene,, namı diğer Kızılhisar şehridir. Nehri mezkûrun üzerinde “ Custinyanus,, Kayser zamanından baki bir Kantara vardır. Ebülfeda der ki: “ Ahmet kâtip,, Adana ve Tarsus Ha run Reşidin binagerdesi olduğunu rivayet etmiş ise de beldeteyni mer- kumeteyn Harun Reşitten mukaddem dahi burada bulundukları mu hakkak olduğu cihetle zannıma göre kâtibi mumaileyh bina tabiriyle tamir ve ıslahını murat etmiştir.,, (4)
Adananın eski bir isminin de “ Erdene,, olduğunu “ Bühçetülmena- zil„ de görüyoruz.
Mezkûr kitap Adana hakkmdaki bahsine şöyle başlamaktadır: “ . . . Aslı Erdene imiş. Çakıttan dokuz saattir, bir küçük kalesi var dır. Şehrini Reşit Halife binasına şüru edip ömrü vefa etmemekle oğlu
(2) (Evliya Çelebi Seyahatnamesi) C: 9.
(3) Menazirül’avalim. Yazma. Nuruosmaniye kütüphanesi No. 3426 yaprak: 205-206.
44
Mehmet itmam etmiştir. Nehri Seyhan ki Kızılırmak tabir ederler. Ö- nünden mürur eder. (5)
Bu hususta Arap müverrihlerinin yegâne dayandığı me’haz “ Ah met kâtip,, tir. Nitekim Nuruosmaniye kütüphanesinde bulduğumuz
(Takvimilbüldan) adlı arapça yazma' eserde de “ Ahmet kâtip,, e göre Ezeneyi Harun Reşit bina etti. “ Yakut,, a göre “ Müşterek,, de Edene bi- ladı suğurun meşhur bir şehri olarak kaydedilmektedir. (6)
“ Suğur,, düşmanla hemhudut olan tahkim edilmiş şehir ve arazı demektir. İşte eskiden Adana da böyle kalesi ile düşmana siper vaziyet te bulunuyordu.
Eskiden Adana eski harflerle “ dal,, ile “ Edene,, şeklinde yazılırken “ Edirne,, ile iltibasından dolayı Mahmut Nedim Paşanın sadareti sıra sında bir fermanla “ Atana,, şeklinde yazılmasına karar verilmiştir.
(5) (Bühçetülmenazil” Mehmet Edip Bini Derviş. Üniversite: Sahip M olla kütüp hanesi 1277 No.
(6) Takvimilbüldan (arapça yazma) Nuruosmaniye kütüphanesi No. 3002 yap rak: 52 - 53.
cenup seyahatinde!
Ada nadan,
ayrılırken!
Atatürk
Akbaşlı frıuhteşem Toroslarla mavi ve şirin bir denizin arasındaki düzlüğe, “ Altınova,, diyoruz!
Altın sarı bulunduğundan mı yoksa başak altın renkli olduğundan mı ona bu adı verdiler. Yalnız bütün meziyetlerile “ Çukurova muhte şem. Toroslarla, uysal ve sıcak bir denizin kolları arasında deniz ruhu ile dağ kafasını perçimleyen taze bir varlıktır.
Baharda yeşil, koyu gökten ve durgun denizden daha yeşil olan Çu kurova yaz mevsiminde tatlı cıvıltılı kanarya göğsü gibi sapsarı, son bahar girerken yurdun hayatını elyafına bağlayan ve insanlarının bah tını tanzim eden bir pamuk aklığına sahiptir.
Bu ülkenin her karış toprağında bereketin ve hayatın sırları sak lıdır. Ona, ulusların dökülen kızıl kanları belki Özlüğünü ve feyizkâr- lığını vermiştir. Tarih kadar eski bir düzlük olmasına rağmen her an enerjik bir varlık gibi gençtir.
★ ★ ★
Meşhur “ Piyerloti,, (Adana Türkiyenin kalbidir) demişti.. Ilık se ması, göz alıcı yeşilliği ve toprağının fışkıran bereketi ve bol mahsulde Adana Türk vatanının özlü bir köşesidir!
Bu vatan parçasının hemen her köşesi feyzin şaha kalkmış bir rem zidir. Onun yoluna hayatını bağlıyan üzerinde yaşayan insanlar değil iktisadı rüştünü idrak eden bütün bir Türkiyedir •
Devirlerin ve devrimlerin bile bu ovanın kıymeti üzerinde rolleri vardır. Saltanat devrinin Kapitülâsyon heyulası Çukurovayı sarstığı kadar hiçbir ülkeyi bu kadar sarsmamış ve öşür belâsı münbit Çukuro va çevresi kadar hiçbir köşede bu kadar Azrailleşmemiştir!
★ ☆ ★
OsmanlI İmparatorluğunun son günlerinde anavatanın parçalanma sına karar verildiği zaman bütün Emperyalistlerin kanlı gözü hırs dolu bir bakışla Adana topraklarına çevrilmişti. İnsanı caniliğe sevkeden dünya güzeli dilber bir kız gibi, tamah ye hırsı damarlarında kan ola rak gezdiren eli uzun adamların gözüne çarpan mücevher doıu bir ha zine gibi düşmanların gözlerini kana boyayan Adana diyarı emperya list duygulara kolay kolay esir olamazdı. Nitekim bu diyarda birçok dev letlerin körleşmiş emellerde gömülü idi. Nihayet bir anlaşmadan sonra Fransızların haksız istilâsına uğrayan Altınova sahiplerinin kendisini
46
kurtarmak için nasıl yurdu terkederek birer aslan gibi boğuştuğunu az zamanda gördü!
Bu ovanın her karış toprağı Türk kanlarile yuğurulmuş ve özleş- miştir. Kuvvetli oluşu göz kamaştırıcı keskin bir güneşi emdiği kadar Türk kanını da emmiş olmasındadır.
Onun her karışına binlerce insan harcamayı göze alan asil Türk, ni hayet onun nurlu toprağından düşman çizmesini bir süprüntü gibi dı şarı atmıştır.
Tarihte kılıçların kınından çıkmasına milyonlarca insanın boğazlan masına hep mümbit toprakların göz alıcı verimi sebep olmuştur. Bunu son defa denemek isteyen emperyalizmin zehirli tohumlarını Türkün gösterdiği yüksek kahramanlık temizlemeğe kâfi gelmiş ve bu toprağı hürriyetine kavuşturmuştur...
Tarihte kahramanlığın örneklerini gösteren istiklâl savaşından son ra Cümhuriyetin nuru ile bir kat daha ününü ve meziyetini artıran Çu kurova Türkün göğsünü kabartacak kadar yüksek bir bereket diyarı olmuştur.
★ ★ ★
İstiklâl mücadelesinde Adananın kurtuluşu, pamuğun kurtuluşu, portakalların kurtuluşu, buğdayın kurtuluşu idi. Bugün 16 ncı Cümhu- riyet yılma girerken o kurtuluştan bugüne kadar feyizli yılların eser lerine ve hızına hayretle dönüp bakıyoruz... Ve bu bakıştır ki bize eski devrin ziraî inkişafı öldüren elemli yılların ve bugünkü rejimin nur saçan tekâmül etmiş eserlerini mukayeseye sevkediyor. Böyle az zaman da gözle görülür bir meseleyi mukayese etmek bile caiz değildir. Hiç
gece ile gündüz mukayeseye sığar mı?
★ ★ ★
Atatürk rejiminin bu mümbit topraklarda bir tohum ürer gibi hızla inkişafı Çukurovanm kahramanca övünebileceği bir meziyettir, istiklâl ve mücadele fikrinin ve ilhamı ilk defa bu diyarda aldığını söyleyen o büyük Başın bu sözü Çukurovayı yegâne değerlendiren tarihî bir söz dür! Bu diyarın çocuklarının Ata’nm ardından nasıl bir coşkunlukla koştuğunu ve memleketin Kurtuluş savaşında ve inkılâbın her safhasın da her zaman ilk hızile yer tutmakta olduğunu hepimiz biliyoruz.
Az bir zamanda Türk vatanının her köşesindeki ziraî, sınaî ve İkti sadî kalkınmanın eserlerini doya doya seyrederken yarın için en büyük bir hızın gözbebeklerimizden kalbimize doğru akın yaptığını hissediyo
ruz. Ve biliyoruz ki her işaret bir inkılâbın yapılması demektir. Bu top
raklarda üzerine düşen devrim vazifesini her zaman başarmış ve başar mağa hazır bulunmuştur.
.1
jsf jıııfu S •
Seyhan Vilâyeti Akdenizle Torosların arasında mahsur en mümbit ve en verimli biı* toprağa maliktir.
Şimalinde Niğde, şarkında Maraş ve garbında İçel Vilâyetile kom şudur.
Feyiz ve bereketin timsali olan büyük bir ovaya maliktir. Eskilerin Kilikya dedikleri eski Adana vilâyeti tarih kadar eski bir medeniyetin sahası ve meşhur muharebelerin meydanı olmuştur.
Tarihî ve İktisadî ehemmiyetine ilâve edilmesi lâzım gelen askerî ehemmiyeti Seyhan Vilâyetine hususî bir değer vermektedir.
Vilâyetin 1935 tahririnde nüfusu (383.645) kişi ve mesahası (20.690) metre murabbaıdır. Nüfus kesafeti (19) dur.
Vilâyetin merkezi (76.473) nüfusa malik Adana şehridir. Merkezle beraber vilâyette on kaza on sekiz nahiye (1051) köy mevcut olup (714) muhtarlık vardır. Şehrin nahiyelerde birlikte nüfusu (130.401) dir. Mer kez nahiyesinde (80), Karataş nahiyesinde (33), Misis’te (13), Tuzlada (15) köy mevcuttur.
Şehrin nüfusunu medenî hal bakımından şu suretle tahlil edebiliriz: 41.116 Bekâr 30.021 Evli 4.854 Dul 404 Boşanmış 78 Meçhul 76.473 Y E K Û N
Şehrin nüfusunu tahsil itibarile tefrik edecek olursak : 22.267 Okuyup yazma bilen
338 Yalnız okumak bilen
53.871 Okuma yazma bilmiyen (Bu miktarın bugün yarı sından fazlası okuyup yazma öğrenmiştir. Bu ra kam 935 yılı tahriri nüfus rakamıdır).
52
Şehrin nüfusunu yaş itibarile tetkik edersek şu neticeyi alırız. 42.926 25 yaşından küçük 25.100 25 - 49 arasında 7.661 50 - 74 arasında 768 75 den yukarı 18 yaşı meşhul 76.473 Y E K Û N
Adanada (259) ecnebi tabaalı kimse mevcut olup bunların (124) ü İran ve diğerleri de Alman, Fransız, Ingiliz ve sairedir.
Adananın arazi vaziyeti de şu şekildedir. % 8 Bağ bahçe
% 2 Orman
% 10 Gayrikabili zer % 80 Tarla
Kazalarile beraber vilâyetin nüfusu medenî hal itibarile şu suretle
tefrik edilebilir : 206.337 Bekâr 145.626 Evli 20.570 Dul 1.274 Boşanmış 9.778 Meçhul 383.645 Y E K Û N
Vilâyetin bu nüfusunda (7324) vatandaş sakattır. Bunun (2532) si kadındır. Vasati olarak senede vilâyette (1500) kişi ölmektedir. Vilâyetin amum nüfusunun (184.120) kadın (199.525) erkektir. Bu nüfusu kazala rımız itibarile gösterecek olursak aşağıdaki neticeyi alırız :
Nüfusu Mesahası Nüfus kesafeti 130.471 17.855 54.226 24.028 12.073 27.941 41.843 31.151 24.119 19.938 383.645 2.960 1.060 1.785 835 2.035 1.515 4.555 2.265 850 2.830 44 17 30 29 6 18 9 14 28 7 Adana nahiyeleri] e Bahçe Ceyhan Dörtyol Feke ** Kadirli KaraisalI Kozan Osmaniye Saimbeyli Y E K Û N 20.690 19
Mazide Adana Osmanlı tarihinde bir eyalet olarak kaydedilirdi. Bir zamanlar Ramazan Oğullarının idare merkezi olmuş daha sonra kâh müs takil ve başka vilâyetlere bağlı olarak yaşamıştır. îlk evvel Konya, da ha sonra Malatya, Şam ve Halep eyaletine bağlı bulunan Adana, ancak 1845 tarihinde müstakil eyalet haline ifrağ edilmiş ve valiler tayin edil- miye başlamıştır.
Bu tarihten çok evvel de Adanaya valiler tayin olunmuşsa da maz but ve daimî olarak bu tayinlere bir fermanla Tanzimattan sonra tesa düf eylemekteyiz.
Mısırlı İbrahim Paşanın Adanayı işgalini ve Tanzimatı müteakip Halepten ayrılan Adana 1845 de Arif Paşanın valiliğile müstakil vilâyet olmuştur.
Bu tarihten itibaren Adana valiliğine tayin edilen valilerin müd detlenle beraber listesini şu suretle tertip etmiş bulunuyoruz :
Yıl ismi Ne kadar valilik ett
1845 Arif Paşa 9 ay dört gün
1845 Haşan Hakkı Paşa 1 sene yedi ay 3 gün
1847 Osman Nuri Paşa 11 ay bir gün
1848 îşkodralı Mustafa Paşa 3 sene 4 ay 12 gün
1851 Ziya Paşa (1) 3 sene 5 ay 25 gün
1854 Halil Kâmil Paşa 2 sene 8 ay 25 gün 1856 Tekrar Ziya Paşa 1 sene 9 ay 29 gün
1858 Ahmet Paşa 2 sene 5 ay 14 gün
1861 Hurşit Paşa 8 ay 15 gün
1861 Ali Rıza Paşa 3 sene 14 gün
1864 Veysi Paşa 2 sene 2 ay
1867 Halil Paşa 11 ay 24 gün
1868 Takittin Paşa 2 sene 4 ay 28 gün
1870 Naşit Paşa 2 sene 12 gün
1877 Yaver Paşa 1 ay yedi gün
1872 Mahmut Nedim Paşa 1 sene 4 ay dokuz gün
1874 Saffet Paşa 4 ay 4 gün
54
Yıl İsmi
1874 Kayserili Ahmet Paşa (2) 1875 Nusret Paşa
1876 Tevfik Paşa 1878 Ziya Paşa
1880 Hacı Akif Efendi 1881 Abidin Paşa 1885 Raif Paşa
Haşan Tahsin Paşa (Tayin 1887 Hacı Haşan Bey
1888 Sırrı Paşa
Mustafa Asım Paşa (Tayin 1888 Şakir Paşa
Halit Bey
1890 Çaycı Hacı İzzet Bey 1891 Nasuhi Bey
1892 Faik Paşa
[ Ne kadar valilik ettiği 3 ay 2 gün 6 ay 28 gün 1 sene 11 ay 22 gün 1 sene 11 ay 27 gün 7 ay 27 gün 4 sene 7 ay 14 gün 1 sene 8 ay 17 gün Udisi halde gelmemiştir)
1 sene 6 ay 21 gün 7 ay 12 gün
ildiği halde gelmemiştir) 2 sene bir ay 17 gün
(Vazifeye başlamamıştır.) 10 ay 10 gün
1 sene 7 ay Faik Paşadan sonra gelen valiler sırasile şunlardır:
Hüseyin Hilmi Paşa, Bahri Paşa, Cevat Bey, Cemal Paşa, Babanı xade Mustafa Zihni Paşa, Muammer Bey, İsmail Hakkı Bey, Cevdet Bey,
Mustafa Nedim, Nazım, Emin, Nedim, Nazım, Celâl, Esat, (vali vekili)» İşgal yılında Bağdatlı Abdürrahman (Fransızlar tayin etmiştir)
Fransız işgali sırasında vilâyet merkezi Pozantıya nakledilmişti. Burada ilk vali vekili İsmail Safadır. Ondan sonraki vali (Nuri Con- feer) dir. Nuri Beyden sonra Hilmi ve Hamit beyler de valilik yaptılar. Adananın istirdadında Vali (Hamit) beydir. Bundan sonra sırasile Hacı Adil (Merhum Sabık Meclisi Mebusan Reisi ve Adliye Nazırı) Refet (Halen Bursa Mebusu) Hilmi (Halen Seyhan Mebusu) Mustafa Reşat (Elyevm Şûrayı Devlet Reisi) Müştak Lûtfi, Vehbi (C. H. P. Genyön- kurul üyesi) Mümtaz beydir. Onun tekaüt olmasile 934 yılından beri 'Tevfik Hadi Baysal Valimiz bulunmaktadır.
ADAEIA
pa
Y
k
UM
vf HAYA
VA
z
T
y
ET*
Adana Türkiyenin sıcak şehirlerinden biridir. Kışı mülâyim ve tat lıdır. Yazın üç aylık yaz mevsimi biraz ağır şartlarla devam eder.
Adanada en çok sıcaklık gölgede “ 44” , en çok soğukluk — 8 dir. 930, 934 yılları vasatisinde Adananın vasatı hararet derecesi 18.6 dır. 935 de bu miktar 20.7 olarak tesbit olunmuştur.
930 - 934 dün azamî sühuneti 42.2, asgarî sühuneti — 6.2 dir. Ayni sene vasatisine göre bir yılın 144 günü açık, 176 günü bulut lu ve 45 günü kapalı ve yağmurlu olarak geçer.
Yağmur miktarı her sene tahavvül etmektedir. 928 de 510 milimet re, 931 de 997 milimetre ve 936 da 789 milimetredir.
Havanın rutubet derecesine gelince Marttan İkinciteşrin başına ka dar 50 - 70 arasındadır. Cenup rüzgârları fazla tebahhurata mâni oldu ğu için en sıcak aylarda bu tebahhurat 810 milimetreyi geçmemektedir. Mevsimlere göre vasati sühuneti bulmak istersek kışın 12, ilkba har 21, yaz 29, sonbahar 20 dir.
Vilâyetimizde Parti teşkilâtı kurulalıdanberi halkımızın geniş mik yastaki alakası hudutsuz bir şekilde bu ulusal müesseseye toplanmıştır.
Her memleket meselesinde en şuurlu hareketlerin mihrakı olan C. H. Partisi bütün yurttaşların candan bağlandığı ve kaynaştığı bir yuvadır.
Menfi fikirlerle, memlekete ve millete muzır düşüncelerle hiçbir zaman böyle temeli kandan ve imandan yuğurulmuş bir inkilâp mües- sesesi sarsılamaz.
O, kendi kuvvetini vatandaşların dileklerinden ve kudretli bünye lerinden almış yekpare ve Atasının işaretlediği yolda yürüyen millî bir varlıktır.
Partinin Seyhan İlindeki muvaffakiyeti üye adedi cidden göğüs ka bartacak vaziyettedir .
Ocak ve kamun adedinin son Parti kongresinde mühim nisbette çoğaltılmasile en hücra köşelere kadar Partinin müşfik elini uzatmış
Partiler Cumhuriyet
Bayramı
Parti kongresi
, C. H. P. İJyonkurulu
^ ... . ..—....-.„T*. fâmmm — --.... .... ... •59
bulunuyor. Üye adedi vilayet dahilinde 936 yılında (2 ı.940) iken bu miktar 938 yılında (33.230) a iblâğ edilmiştir. Bu miktar birçok felâket ler atlatan AdanalIların kendisini kurtaran Partisine karşı olan rabıta sını göstermiye kâfidir.
Vilâyet çevresinde en son vazife gören (72) kamun (505) Parti ocağı mevcuttur. Kazalarımızdaki ocaklarla Partililer adedini gösteren aşa ğıdaki cetvel bu hususta gereken malûmatı vermektedir.
İlçeler adı Kamunlar sayısı Ocaklar sayısı Ocaklara yazılı üye sayısı Adana KaraisalI Ceyhan Kozan Kadirli Feke Bahçe Dörtyol Saimbeyli Osmaniye 8 46 7.859 5 82 7.794 20 105 5.231 18 87 4.689 5 36 2.165 1 12 1.853 4 41 1.821 4 23 634 1 38 622 6 35 562 Yekûn 72 505 Y E K Û N 33.230 33.230
Türkiyenin cihan devletleri arasındaki bariz karakteri ziraatçili- ğidir.
Topraklarımızın verim kabiliyetinin yüksek ve her mahsule elve rişli oluşu memleketimize haklı olarak hususî ve zengin bir imtiyaz bah şetmiş bulunuyor.
Türklerin tarihte akıncılığı, kahramanlığı kadar çifçiliği de meş hurdur. Toprak karıştırmayı ve orada hayat aramağı Türkler kadar ön de düşünen hiç bir millet yoktur.
Tarihte Türkler zamanlarını ya akın yaparak geçirmişler veya boş vakitlerinde yurdu süslemek ve toprak kuvvetlerini harekete getirmek le uğraşmışlardır.
★
Bugünkü Türkiyede ziraat gün geçtikçe kara sapandan makineye doğru ilerlemektedir.
Bahusus Türkiyenin asıl ziraatçi kısmım vilâyetimiz teşkil etmek tedir. Çukurova o kadar verimli ve özlü bir topraktır ki 17 milyon Tür kün karnını doyurabilecek ve onların giyeceği kumaşı temin edecek ka dar cevhere maliktir.
Saltanatın kara sapanından Cümhuriyetin makine ve motörüne hızla geçmekte olan Çukurova her yıl verimini arttırmakta ve ikinci bir Mısır denilmeğe lâyık bir seviyeye yükselmektedir.
Cümhuriyet Nafıasının başarıcı ve hayat verici eli bilhassa Çuku- rovayı kuraklıktan kurtarmak için son yıllarda ülkemize de uzanmış bu lunuyor.
31 milyonu Çukur ovanın altın yaratan kabiliyetine terkeden cüm huriyet hükümeti ziraatimizde de mühim bir inkılâp ve inkişafı işaretle mektedir. Yarın sulama kanallarının ikmalinden sonra Çukurova haki kî değerini kazanmış ve Türk ziraatçiliği ulaşılmaz bir irtifaa çıkarılmış olacaktır.
★
Rakamlarla vilâyetimize bakacak olursak:
Halen Seyhan Vilâyetinde 2.069.000 hektar arazi mevcuttur. Bunun. 766.759 hektarında ziraat yapılmaktadır. Vilâyet nüfusunun % 44,7 nis- beti bizzat arazi sahibidir. Vilâyet arazisi şu suretle tevezzii
etmektedir-61
Hektar
Her sene sürülüp ekilen tarla 714.923
Çayırlar 82.760 Otlak ve yaylak 34.400 Mer’alar 572.807 Sebze bahçeleri 4.138 Meyva bahçeleri 685 Bağlar 6.371 Zeytinlik 40.080 Ormanlık 462.386 Ürün getirmeyen topraklar 150.530 2.069.000 Her sene sürülüp ekilebilen tarlalar vilâyetimiz dahilinde 87.21 kişi tarafından işletilmektedir. Bu rakam Adana mmtakasmda küçük çifçiden ziyade büyük çifçi bulunduğunu ve arazinin külliyetli kısmının büyük çifçi elinde bulunduğunu göstermektedir.
Esasen çifçilerimizi büyük, orta ve küçük diye üçe ayırmak müm kündür. Aşağıda dekar itibarile araziye malik bulunanların miktarı va- zih bir surette gösterilmektedir. Başta Adana merkezi olmak üzere ka zalarımızda mevcut arazi ile bunlara malik olan çifçi adetlerini bu tab loda mukayeseli bir surette mütalea etmek mümkündür.
Seyhan vilâyetinde dekar itibarile araziye malik olanlar
Kazası Dekar Dekar Dekar Dekar Dekar Dekar
5— 50 51— 100 101— 301— 501— 1001— 300 500 1000 3000 Adana 10989 2818 2219 330 347 __ Kozan 617 1729 819 1611 316 32 Kadirli 4613 1049 225 649 55 29 KaraisalI 7785 3261 1475 2675 — _____ Feke 10743 — — — _____ _____ Saimbeyli 5115 665 77 — — — Osmaniye 1600 600 217 500 250 5 Ceyhan 8281 7800 301 1702 431 130 Dörtyol 685 492 131 34 4 2 Bahçe 2350 700 200 150 10 2 52778 19114 5664 7651 1413 200
62
Kazası Dekar Dekar Dekar Dekar Yekûn
3001— 5001— 10001— 20000 5000 10000 20000 fazla Adana 171 9 2 2 16887 Kozan — — --- — 5124 Kadirli 5 3 0 0 6628 KaraisalI • --- — — — 15196 Feke — — — — 10743 Saimbeyli — — — — 5857 Osmaniye — — — — 3172 Ceyhan 200 11 — — 18856 Dörtyol — — — — 1348 Bahçe --- - _ — — — 3412 376 23 2 2 87223
Çukurovada inkişafı teşvik edilmeğe değer bir çok mahsulâtı arziye vardır. Bunlardan hint yağı, keten tohumu ve şeker kamışı başta gelir.. Bilhassa son yıllarda şeker kamışından şeker istihsali için bir fabrika ku rulması hakkındaki etütler de ilerlemektedir.
Yukardaki yer mahsullerinden başka vilâyetimiz dahilinde zeytin, fıstık, üzüm yetiştirilmesine de ehemmiyet verilmektedir.
Pirinç zeriyatına 2.651 hektar arazide devam edilmekte ve şayanı memnuniyet neticeler alınmaktadır.
Kara Sapandan Motöre:
Cümhuriyetin ilânı Çukurovada yeniliğin ilânı olmuştur. Saltana tın kara sapanı yerine modern çift aletleri kaim olmağa başlamıştır. 1937 sonunda yapılan bir istatistikte vilâyette bulunan motor ve maki neler şunlardır:
Âlâtı ziraiye isimleri Adedi
Pulluk 7.209 Tırmık 234 Kültivatör vesaire 252 Mibzer 209 Çapa makinesi 194 Çayır makinesi 32 Orak makinesi 2.241
63
Biçer bağlar orak makineleri 60
Biçer döğer orak makineleri 35
Beygir tırmığı 68
Çayır toplayan makineler batöz vesaire 32
Elle çevrilen harman makinesi 17
Muharrikle çevrilen harman makinesi 27
Balya makinesi 5
Kalbur makinesi 2
Tohum temizleme makinesi 47
Mısır daneleme makinesi 6
Lokomobil ve lokomotif 21
Pulluğa bağlı motor 39
Traktör 167
Traktörlü pulluk 108
Santrafüş tulumba 130
Madenî ve haşebî yayıklar 667
Tereyağı yuğuran makine 160
Adamda Ziraî Müesseseler:
Adana çifçiliğinin inkişaf ve tekâmülü için hükümetimizin aldığı tedbirler ve bu meyanda Ziraat Bankasının çifçi borçlarım tecil eylemesi gibi çifçi kudretini arttıran sebepler yerinde birer muvaffakiyettir.
Adanada ziraat müdürlüğü, ziraat mücadele istasyonu, ziraat baş- teknisiyenliği, üretme çifliği ve ıslâh istasyonundan başka mahallî te şekkül olarak Ziraat Odası ve çifçi birliği de mevcuttur.
Bunların en başında ziraat mücadele istasyonu gelmektedir. Türki- yede ilk defa 1930 yılında îzmirle beraber muhitin ehemmiyetine meb- ni Adanada tesis edilen bu istasyon bugüne kadar verimli işler başar mıştır. İstasyonun mmtakası yalnız Adana olmayıp bütün cenup ha valisidir.
Mücadele istasyonu Dörtyolda portakal hastalıklarile ve bilhassa Çukurovadaki pamuklara ârız olan yeşil kurtlarla mücadele etmekte dir. Müessesenin biri böcek, diğeri mantar hastalıklarile uğraşan iki şu besi vardır. İstasyonun Çukurovada geçen yıl yaptığı pamuk hastalıkla- rile mücadelesine ait grafik bize esaslı bir filyr vermektedir.
61
ciye hastalıklarile ve muzir hayvanatla süne haşeresile ve bağ hastalık- larile mücadele yapmaktadır.
Islah istasyonu üretme ve nümune çifliklerile Adana ziraatinde to humların ıslahı ve muhite uygun tipler tesbiti ve halka tamimi gibi mü him bir ziraî inkılâp unsuru olarak faaliyet göstermektedir.
Ziraat Odası 929 dan itibaren esaslı çalışmasına geçmiştir. Makine nin ve gübrenin Adana çifçisine tamimi, köylüde ağaç sevgisinin uyandı- rılması, tahmin bürosu ile yakinen alâkadar olup Çukurova mahsullerinin tahmininin yapılması ve istatistikler tanzimi, amele komisyonlarının ter tibi ve çifçinin resmî makamatta her türlü işlerinin takibi Ziraat Odası nın faaliyetleri meyanmdadır.
Çifçi birliğinin tesisi 1.10.1930 tarihine raslar. Mibzer ve çapa kullanılmasının teşviki; pamuk istihsalinde amele ihtiyacının azaltılma sı ve ovanın her türlü mahsulünün maliyetinin ucuza mal edilmesi Zi raat Vekâletine çifçi dertlerinin raporla bildirilmesi, münavebe usulü nün tamimi, muhtaç köylüye tohumluk dağıtılması çifçinin bankadaki kredisinin tanzim ve takviyesi, hava kurumuna yardımının temini gibi mahallî işlerle meşgul bulunmuştur.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi
0 0 1 5 8 0 3 3 9 0 1