• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Tanzimat ilan edilmişti, fakat ne yapacağını kimse bilmiyordu!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Tanzimat ilan edilmişti, fakat ne yapacağını kimse bilmiyordu!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y a z a n : SÜ LE Y M A N KANI <■» Tercünaö, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika n o. 35

Tanzimat ilân edilmişti, fakat ne

yapacağını kimse bilmiyordu!

Eski fikirli rakipleri de bittabi boş durmuyor, ıslahat ve terakki- yatı tasip için ellerinden geleni

geri koymuyorlardı.

Bütün heyeti hükümete mazar­ ratı dokunan hoşnutsuzluk haki­ katen endişeyi badi olacak bir ma­ hiyet kesbetmeğe başlamıştı. Aha­ liyi ıslahat neticeleri hakkında kor­ kutmak için bililtizam 259 yalan, yanlış havadis işaa ediliyordu. Her tarafta raayanm hürriyeti ve müsa­ vat namına kıyam edecekleri söy­ leniyordu.

Harita yapmak küfürmüş!

Rüştiye mekteplerinde coğrafya için haritalar tertip olunmuştu,

Damat Sait paşa: (Mektep ço- cukiarma böyle tersirnatm göste­ rilmesi seran caiz değildir!) diye­ rek harita kullanılmastm küfre nisbet etmiş, şiddetli itirazlarla padişah nezdinde müessir teşeb­ büslerde bulunmuştu.

Reşit paşa haricî siyasetin icap ettiği en mühim tedbirleri düşü­ nürken memuriyetinin ilk günle­ rinden itibaren zatı ve icraatı aley­ hinde bu yolda vukua gelmekte olan tezvirat ve tesvilât ile de uğ­ raşıyordu.

Reşit paşa çocuklarının mualli­ mi Fransız M, Foru kendisine kâtip almıştı.

Düşmanları bu vesile ile de aley­ hine entrikalar çevirmeğe koyul­ dular.

Damat Sait, Rıza, Mehmet Ali paşalar gibi sırf hükümet ve dey- let işleri ellerinde kalması için ken­ disini düşürmek istiyen üç mühim düşmanı karşısında kalmıştı. Bun­ ların en dehşetlisi haritaları bile işte küfre nisbet ediveren seras - ker Sait paşa idi.

Bu üç zatın tevabii de efendile­ rde birlikte Reşit paşanın himmet ve gayretini türlü iftiralarla dinde mübaiâtsızlık suretinde gösteriyor, safdilleri ikna yolunda her ted­ bire baş vuruyorlardı.

Böylece Reşit paşanın hasım- ları çoğa vardı. Kendisi de hari­ ciye nezaretinde gösterdiği resa- net ve salâbeti, sürati sadaretinde gösteremedi.

Oinsiziik ittihamı

Eski fikirlilerin Reşit paşayı | âmme efkârında çürütmek için aleyhinde yapılan her türlü tas- niat ve işaat arasında dinsizlikle ittiham en müessir hücum silâhı idi.

Tehzil de tanzimat aleyhinde fikirleri beslemek hususunda bundan aşağı kalmıyordu.

Zamanenin şu tabibi reşidini gör, kim Revaç vermek için kendi kârusanatına, Vücudu naziki devlet rehini sıhhat iken Düşürdü reyi sakimi firengi illetine

Kıtası gibi hicviyelerle Reşit paşanın freııkmeşrepliği ilân edil­ mekle kalmıyor, Reşit paşa ile başı hoş olmadığı halde cihan seraskeri Rıza paşa bile askerî tensikat yapı­ yor diye bu tezyiflere teşrik edi­ liyordu.

Yarım sağ, yarım sol, yarım sağ ile Ki bunca bahadirlik oldu heba! Oyuncağa döndü gaza ve cihat; Bu hale sebeptir Reşit ve Rıza!

Tanzimatı hayriye raüessisi Av­ rupalIlarla ziyade ihtilât eylediğin­ den, karantine usulünü terviç gibi

Gaihane hattının okunduğu yer

(Mısırda tatbik ediliyordu) usulü cedideye inhimakinden dolayı mü- teassıplarm taan ye düşnamma uğruyordu.

Damat Fethi paşa da usulü ce- didenin vaz ve tesisinde Reşit paşa ile hemfikir olmasile avam indinde medhul bulunuyordu. O zamana kadar istedikleri gibi harekete alış­ mış memurlar da tanzimatı hayriye bağlarından sıkılıyorlardı.

Reşit paşa tanzimatı hayriyeyi nüfuzlu vükelânın istedikleri gibi sathî bir ilân ile bıraksa idi nefsine bu kadar düşman toplamayacaktı. Fakat o işi ciddî tutuyor, tatbikatta gayret gösteriyordu.

Bu gayreti bazan «sarayın mua­ melâtını tasip» telâkkisine uğruyor,

paşanın dairei nüfuzu sarayı taz­ yik derecesine kadar varması en- derunda da gözler açıyordu.

Sultan Mecitte zıt fikirleri telif meyilleri, daha doğrusu tanzima- tın süratli adımlarını geri almak emeli uyandığı hissolunuyordu.

Teceddüt devresine girilmiş ise de yeniden yeniye yapılacak işle­ rin başında bile hep birer eski adam bulunuyor, bunlar da işlerin tanzimi ve terakki ne yollara git­ mekle hasıl olacağını bilemiyor­ lardı.

Memleket vasi, mesai mahdut idi.

Tekâmül emrindeki vukufsuzluk idare heyetini uyuşturuyordu.

Reşit paşa mukarrerat ve icraa­ tının sebeplerine, âmillerine akıl­ ları ermiyenlerin itirazlarını tadil ve taklil ettirecek yolda gitmek za­ ruretini hissediyordu. Bu yüzden sıkıntılı bir mevkide kaldı.

Devletin takviyesine, milletin tenmiyesine müteallik maddeler­ den kâğıt üstünden ayrılabilenler az oldu!

Islahat meselesi

Islahata başlamadan evvel da­ hili ihtiyaçlar lâyıkile tetkik edil­ miş değildi. Tanzimat ilân edilir­ ken gözler zaten dahilden ziyade harice matuf idi.

Reşit paşa da mansibından uzak­ laşmamak yahut tekrar sadarete gelmek hırsı içinde esaslı ıslahat projelerini, tasmimlerini ihmal ve talik mecburiyetini hissediyordu.

Tanzimatı hayriye ilânının ha­ riçte bıraktığı tesirlere, uğradığı telâkkilere gelince: Garpte nik­ binler Gülhane hattı hümayunu- nunda bir ihya ve teceddüt devri, bedbinler ise Avrupaya karşı

dev-Topkapı sarayının İç bahçesi

let teşkilâtınca bir taklit ve nüma­ yiş, büyük ve kaba bir yalan gör­ düler.

Bu hattı hümayun şarkın tahin­ de büyük bir tesir yapmıştır. Şark meselesinin mebdeini çok uzaklara götürmeğe ihtiyaç yoktur. Bu meb­ dei gerek devleti âliyenin, gerek Avrupa devletlerinin umumî siya­ setlerinde o kadar derin tahavvül- leri intaç eden Gülhane hattı hü­ mayununun ilânı tarihine bağla­ mak daha doğru olur.

Fransızların (osmanlı şartı) de- ı dikleri Gülhane hattı hümayunu-

i

nunda devlet 1789 prensiplerinin her türlü nazarî tevil ve tefsirlere müsait olan şeriatın ahkâmından nebaan ettiğini gösteriyordu.

Bu vesikayı kaleme alan Abdül- mecit zamanının en liberal adamı ve terakkiyatın muharriki Reşit paşa Avrupayı iyi tanıyordu.

Avrupada onun hürriyetperver- Iiğine, siyaset hedefindeki ulviyete inananlar çoktu. Ancak teşebbüsü­ nün müessir olup olmıyacağmda, idealini tahakkuk ettirip ettiremi- yeceğinde şüphe ediliyordu. Şüphe ve tereddüt içinde bulunanlar ona devleti âliye hakkında Avrupamn hayırhahlığını ikaz ve celbeyle- mek emelini atfediyorlardı.

Büyük devletler padişah ile asi vali Mehmet Ali paşa arasındaki davayı rüyete koyulmuşlardı.

Padişah istibdadına tuzak

Yalnız ahvalin künhüne vakıf olanlar ve resmî kavvaliyetin ha­ kikî manalarını anlıyabilenlerdir ki Reşit paşanın Gülhane hattı hü- mayunile padişah istibdadına kur­ duğu tuzağı keşfedebildiler: Bu hattı hümayun osmanlı imparator­ luğunun manevî ve fikrî bal ve va- ziyetile hiç te telifi mümkün olmı- yan yeni bir takım kanunların, za­ hiren mükemmel bir manzumesi idi; bunda Avrupamn devleti âli- yeye teveccüh ve yardımını celp emeli kendisini kuvvetle gösteri­ yordu; fakat ayni zamanda bu­ nunla hükümdarın keyif ve istib­ dadına manialar da ihdas ediliyor­ du.

İkinci Mahmuda bu maniaları kabul ettirmek daha güç olurdu; zayıf ve mütevellin mizaçlı, genç Abdülmecide bunları isaf ettir­ mekte Reşit paşa büyük müşkülât ile karşılaşmadı.

(Arkası var) Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak şiddetin sözel, ekonomik, psikolojik yönlerinin olduğu bilinmekte, eşler arası şiddet konusunda daha sağlıklı değerlendirmelerin ortaya konulabilmesi için

Milletimin münevverlerine, mensup oldukları Türk kütlesinin, zaten asırlar- danberi var olan şahsiyetini bugünün ilim, teknik ve felsefe sahasında

I hope you are keeping excellent health and Allah will grant you good health and success in all

Sertel Demokrasi Ödülü yıl içinde demokrasi için en iyi savaşı vermiş olan gazete ve gazeteciye verildi.. Gazetecilik ödülü Nadire Mater’e, gazete ödülü ise

Daha sonra rad­ yoda adımı duyunca arkadaş­ larına benim oğlan çok hislidir.. Müzik

Moskova Güzel Sanatlar Akademisi'nde başladığı eğitimini, Rus ihtilalinde Türkiye'ye gelerek, İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademesi'nde devam ederek, bitirdi.. Çallı

Extramedullary plasmacytoma accounts for 4% of non-epitelial tumors of the nasal cavity, parana- sal sinuses and nasopharynx and they usually occur in patients between 6 and 7

EŞİ EN B U YU K DESTEĞİ ' &gt; , } Barış Manço, sanattaki başarısının yanısıra birbiri ardına hazırladığı televiz­ yon programlarında, gücünü eşinin