B M W
Sıkıyönetim, seçimlerle ilgili eleştirileri yasakladığı için
İstanbul basını susuyor, ancak İzmir gazetesi,
«Hayır, biz bunları seçmedik» diye yazıyordu
Bir yazar M eclis'e
«Piç» diyecek, bir kadın
hapse girecek, bir genç de
intihar edecekti...
| STANBU L basını
I 46 seçimlerini yo- rumluyamıyordu. Çünkü sıkıyönetim seçimler
üzerine gölge düşürecek
eleştirileri yasaklamıştı.
Ama aym günlerde İzmir’
de yayınlanan İzmir
gazetesinin başlığı şöyley- di:
“ — Hayır, biz bunları seçmedik 1”
A ym gazete, birkaç gün-; sonra da seçim sonuçlarım şu dört kelimeyle yorumla yacaktı:
Nezebi sahih olma yan çocuk” yani “ Anası, babası bilinmeyen çocuk. ”
Yazıda da sandığın ana, sandığa atılan oyların baba olduğu belirtilerek, oyların değiştirilmiş olduğu öne sü rülüyor ve yeni Büyük M il let Meclisi’nin “ anası ba bası belirsiz bir çocuk” ol duğu açıklanıyordu.
Çok ağır kelimelerin bu lunduğu yazıda imza yoktu. Sıkıyönetim İstanbul bası
lımda eleştirileri yasak
ladığı için Doğan Nadi, A h met Emin Yalman, Cihat Baban, Selim Ragıp Emeç ve Bedii Faik gibi ünlü y a zarlar da bu gazetede içle rini döküyorlardı. Acaba yazı bunlardan biri ta rafından mı yazılmıştı?
Sıkıyönetim sınırları dı şında İzmir’de çok ilkel makinalarda basılan “ İz mir” gazetesi kamyonlarla İstanbul’a getiriliyor ve o günün heyecanı içinde bazı günler İstanbul gazetele rinden bile çok satıyordu.
“ Anası, babası belirsiz çocuk” başhklı yazı bir
anda Ankara’yı karıştır
mıştı. Bakanlık derhal İz mir Başsavcılığını aramış, soruşturma açılmasını iste
mişti. Gazetenin sahibi,
• İzmir Savcılığı, soruşturma açtı...
Ancak yazının orijinali yakıldığı için
yazarı bulunamamıştı. Bunun üzerine
yazının sorumluluğu gazetenin yazı
işleri müdürü olarak görünen
Müçteba üstündağ'a kalıyordu.
Müçteba üstündağ, idam istemiyle
mahkemeye verildi
daha sonraki yıllarda Sağ lık Bakanı olacak Dr. E k
rem Hayri Üstündağ’dı.
Gazetenin etiketinde de
yazı işleri müdürü olarak Müçteba Uraz adlı bir ka dın gözüküyordu.
Demokrat Parti’nin ku rulduğu günlerde, parti y ö neticileri İzmir’de kendile rine bağlı bir gazete çıkart mayı düşünmüşlerdi. Sonra da bundan vazgeçilmiş, g a zetenin il başkanlığınca çı
kartılması kararlaştırıl
mıştı. Üstündağ bu görevi, İzmir’de oturmaya zorunlu tutulan aşırı solcu Naci Sa-
dullah’a vermişti. Onun
adına gazete afişleri hazır
lanmış fakat Celâl Ba-
yar’ın:
Bütün toplar bize çevrilmiştir. Sağa dönsem faşist derler, sola dönsem komünist. Ortada kalsam CH P’den neden ayrıldın, diyorlar” uyarısıyla Naci Sadullah’tan cayılmış ve görev Burhan Belge’ye ve rilmiştir.
• Y a z ıy ı
B u rh an
B e lg e m i
y a z m ış t ı?
Burhan Belge Türk siya sal topluluğunun belirli bir tipiydi. Renkli uslûbu, esp rili konuşması, derin kültü rü ve ünlü aile çevresiyle
siydi— 1930’lardan beri
Türkiye’nin kalbürüstü g a zetecilerinden biriydi.
Yakup Kadri, Şevket Sü
reyya, Kâzım Taşkentle
birlikte “ K adro” dergisini çıkartmış ve burada “ Bur han A saf” imzasıyla iyi bir ksılem savaşçısı olduğunu kanıtlamıştı.
Bir süre de Amerikalı ünlü artist Zsa Zsa Ga- bor’la evli olan Burhan Belge, savaş yıllarında da
Ankara Radyosu’nda
“ radyo gazetesi” saatini yüklenmiş uzun yıllar dışa rıya karşı Ankara’nın söz cülüğünü yapmıştı. Burhan Belge, 1945’de DP kurucu larının yanında yer almış ve İzmir’deki gazeteye baş y a zar olarak atanmıştı. Bu kavgacı yazar daha 1950
seçimlerine varılmadan
CHP adına “ siyasî mektup lar” adlı bir haftalık çıkara cak, kızgın bir C H P’li ola
caktı. Ama seçimlerden
sonra hemen tekrar D P ’ye dönecekti.
Bu imzasız yazıyı Burhan
Belge yazmamıştı. Ama-
onun da bulunduğu bir sof -
rada konu görüşülmüş,
onun fikirlerinden yararla nılmış, sonra da bir yedek-
subay tarafından kaleme
alınmıştı.
İzmir gazetesinde Bur
han Belge’nin yardımcı
larından biri de Nihat Kür- şat’tı. AP döneminde Basm Yayın ve Turizm Bakam olan Nihat Kürşat da o gece o masada bulunmuş, sonra da yazılan bu yazıyı gazete
ye getirerek yayınlanma sında görev almıştı.
• Y azın ın
so ru m lu lu ğ u
bir k a d ın a
k a lıy o r
Adalet Bakanlığı’nm
isteğiyle İzmir Savcılığı
harekete geçmiş ve yazının sahibi olarak Nihat Kür- şat’ı gözaltına almıştı. Fa kat yazı içindeki bazı keli meler onun Osmanlıca bil gisini bir hayli aşıyordu. Bu
nedenle hemen serbest
bırakıldı fakat hakkında da soruşturmayı saptırmaktan hakkında tahkikat açıldı.
O sırada gazete yönetici leri yazının “ orijinalini" y a karak yok etmişlerdi. Bu nedenle gazetede yapılan aramalar sonuç vermeyecek ve yazıyı kimin yazdığı anlaşılamayacaktı.
Savcılık, bu kez gaze tenin yazı işleri müdürünü çağırmıştı. Yazı işleri mü dürü İzmir DP İl Başkam Ekrem Hayri Üstündağ’m gelini Müçteba Üstündağ’- dı ama gazetede kızlık soy adını kullanıyordu. Aslında yazı işleri müdürlüğü göre vini Ustündağ’ın oğlu Bü lent Üstündağ yüklenecekti ama o sırada yedeksub aylık görevini yapıyordu. Karısı nın da kızlık soyadını kul lanmasının nedeni de bu y du.
Müçteba Uraz bir g e neralin kızıydı ve yazıdaki
İstanbul basını susarken İzmir gazetesi, “Hayır biz
bunları seçmedik" diye yazıyordu.
yarın lopıuıuyur
Ingiliz heyetine Başbakan
Attlee riyaset ediyor
tesisat
|rdü
bu la r v a n fa- iş!«* S*r»W»$M«n r frr t e m a lın a I ta tilim i m a-tm fı- timitfu iİH.k ■ ravor I H a y ır korumu t çdtl k m ı*»reşal
un ak
r a gidiyor t/n beganatı ■ 7 (Hu»u>9) — la- Ktvvkili Mareşal l y * n n A v a r a y a umalm&ku* (H u ş a *!) — Ç»km«k dûn K ıe n k ö rû o d tk i■ ziyaret odeo ga-
ıtu a iy la baaına i »«emiştir: «batla bemı*h- l i l - M il- bula&ayo-ı vatancUften» b y u u u T ü rk md* ; (.Uu h»">::!«?*** i, • t
! ttı**ı:ıkan uy-v*et * 1 '
B ıiic i'».- g »’ »i Wu h eyet:- ite van
\1 »- N . Sir.efx-i t'r-pr* »<• Duff Cof'.ver cLhıl Bulun
m *kra Ur.
Valıum bir açıklarımı
“ .. • .... ..0|, i,
■■■T'*' '•* A vu n »t M . i i t v j ; ■ >f-< r r.Y: '•-sı; « ■ >bar> y.*n d- »■' ie Va» tanecili«« iM.r-.r ■ '•> u ;ıv:*!«a İttzu<0it4 #4 ni-a:t jtur.
İ So i m 4 tv«i »,ıhıfwf~j
F I K R A
Nesebi şahit) olmayan çocuk
M x i« n i kanana au za u sekizinci babı ba yu karıdaki başlığı taçır
Dataokraaıya iotıkaliımzi bir doğama benzetecek oiunuık oevzaduı a o» ve btba*sm tayin etmek icabedecektir.
Bir baoreden farkaız olarak Türk mılieiı çocuğan doğma«
için «tu l k başında bâtıla s.fıyuM ile yapuğms «andığı meşru izdivacı C H P . n»u futunuzsa ve ıffotıat telvis etm«k aore- ı tiyle, zorbalıkla »¿ma geçerek utemedıgi bir raakarenettea
bugünkü m ahluk değdir.
B u g İn A N A bûiûn ız 'm p la n ile başbaşad». .
Zıvailı ana. zalim zorba
H e r ilİDtv.ı de T<irk tarihinin »ahifeleri kaydedecekti* T ü rk la n h ı :
A n a için: A n \ Bal, masam
Zorb» zaopar» ıçta de: K ftvuh. vicd a nca diyecektit.
Ö/le zavallı bir an» ki çektiği ırtıra p ia n d s y a a k t â « ( â e a iy e a bir çocuk d H ayaya getirmiştir.
Ya m .
N e s e b i a a H k i h o 1 m a y a a ç o o t t h S ı o ı düet re d â f o »a kim«e aevonyecaktir.
Çdakft f e n «o m m i m u» gvçebdecek timtta h » çocak-
aao. ^
Ihtittslafu utt gtdvu üe bğjra, ya«e re «oo sade « I k i hiçbir
g>.
Bundan iki
-üç gün sonra aym gazetede bir başmakale
yayınlanıyor ve Meclis için “Anası, babası belli
olmayan çocuk" deniyordu ve bundan sonra da kıyamet
kopuyordu.
Osmanlıca kelimeleri bile cek kadar da yetenekliydi. Savcılıkça çağrıldı, ilk sor gusu yapıldı ve "Büyük •Millet Meclisi” ne hakaret iddiası ve “ idam” istemiyle mahkemeye verildi.
Müçteba Uraz hamileydi. Mahkemeden çıkıp, iki eli kelepçeli jandarmalar ara
sında cezaevine götürü
lürken birçok Egeli onu Türkiye'nin “ Jan Dark” ı
olarak selâmlamıştı. O
günün İzmir'ini bilenler
Adliye binasıyla cezaevi
arasındaki yolun orta
sındaki Elhamra Sineması'- nı da anımsarlar. Bu sine mada İstiklâl Mahkemesi yıllar önce görev yapmış ve pekçok siyasî sanığa idam cezası vermişti. İşte M üç teba hanım her yargılama
ya giderken bu yoldan ve bu sinemanın önünden gelip geçerdi.
Bülent Üstündağ da eşi nin yargılanmasını büyük bir endişeyle izliyordu. Ar
tık duruşmanın sonuna
gelinmişti. Mahkeme ya
idam ya da uzun süreli ha pis cezası verecekti. İşte o günlerde Bülent Üstündağ gazetede etrafına topladığı
genç arkadaşlarına çe
nesinden ter damlarken
şöyle söylüyordu:
“ — Artık benim için inti
hardan başka seçenek
y o k !..”
Kendisini öldürebilir
miydi?
Gerçekten o yazıyı karısı mı yazmıştı? Eğer o yaz
mamışsa gerçek yazar
neden ortaya çıkmıyordu?
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi