• Sonuç bulunamadı

'Genç rejisör-aktör Haldun Dormen yay sporlarını seviyor' klüplü değil fakat Feneri tutuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'Genç rejisör-aktör Haldun Dormen yay sporlarını seviyor' klüplü değil fakat Feneri tutuyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

S S P O P

. Sahife 3

Genç rejisör - aktör

n

Dormen yay sporlarını seviyor ‘

klüplii değil fakat Feneri tutuyor

FIRSAT BULDUKÇA P İN G -P O N G O Y N A Y A N H A LD U N , A M ER İ­

K A ’ DA REJİSÖRLÜK TA H S İL ETM İŞ T İR . ŞİMDİ İLK FIR S A TTA

ESKRİM DERSİ A LM A K N İY E T İN D E ...

Yirmi seneden beri oturduk­

ları apartmanın önündeydi. Bir arkadaşı ile konuşuyordu. Biraz geciktiğimiz için neredeyse git­ mek üzereydi. Genç sanatkâr o

kadar meşgul ve yapacak o ka­ dar işi var ki.. Her şeyden ev­ vel çevresine elinden gelen yar­ dımı yapmak istiyor. Bu da bir hayli zamanı alıyor olmalı..

uauıun oKumasını çok sever

aşkta

ıini çevirirken, boş vakitlerini iğer arkadaşlariyle birlikte kâ- - ıt oynamak suretiyle geçirmek- ; îydi.. (Tabii Véronique Passa- - i’den geri kalanları...)

-Yakışıklı artist, kumarda da aybetmekte oluşu karşısında endisinl pek fazla üzüntüye aptırmamıştır. Zira nasıl olsa - aktlnin büyük bir kısmını işe ? ıhsls ettiğinden aşkla uğraşa- ' ık zamanı kalmıyordu. Gregory

eck’in kumardaki talihsizliği •landada başlamıştı. Moby Dicki evirmeğe orada başladıkları za- ıan ne vakit masanın başına o- ırsa, hiçbir zaman iyi kâğıt gel- lemekteydi. işin asıl garip ta- ıfı Gregory Peck’in birinci sınıf oker oyuncusu olmasıdır. Buna ığmen ısrarlı bir surette kay- etmesi arkadaşlarını bile hay­ liler içinde bırakmıştır.

Kumarda kaybeden Peck, aşk- ı da kaybettiğini Kanarya ada­ rında bulunduğu sırada öğren­ iştir. Karısının kendisi aleyhi- ı açtığı boşanma dâvasını ka- •ndığı Peck’e bildirilmiştir.. ! eşhur artist, bir müddet aldı- - bu habere inanamamış, sonra . lyük bir üzüntüye kapılmıştır, aamafih Gregory Peck UzüntU- dni pek fazla belli etmemiştir. - ışka erkekler olsa muhakkak ' ndilerinj içkiye verir, sigara *

Şişlide, inkılâp Müzesi kar­ şısındaki apartmanlardan bi­ rinde oturuyor. Beraber merdi­ venleri çıkıyoruz, önümüzde yol gösterirken dikkat

ediyo-eckheıtı kumarda

kaybetti

'oby Dick" isimli filmini çevi-

joker oynadığı halde hep

* * *

la karısı da ondan ayrıhverdi

dumanları arasında saatlerce de­ rin düşüncelere dalarlardı.. Gre­ gory Peck, bunun yerine işine tahsis ettiği saatlerini daha faz­ la arttırmak suretiyle içindeki sıkıntıyı kabil olduğu kadar a- zaltmıştır. işte bu sırada Gre­ gory Peck’in Véronique Passani ile olan dostluğunun biraz daha arttığı müşahade edilmiştir. Ya­ kışıklı artistin teselliye muhtaç bulunduğunun farkına varan Vé­ ronique, bütün zekâsını kullana­ rak onu avutmağa çalışmıştır. Bir Fransız gazete muharriri o- lan Véronique bu arada mecmua­ sına yazılar göndermeyi de ihmal etmemiştir.

Güzel Fransız dilberi, Peck’e romantik bir şekilde bağlanmış­ tı. Bazan onu günlerce görmez, fakat daima yakınında hisseder­ di... Gregory Peck’ln karısından ayrıldıktan sonra bir sarsıntı devresi geçirmekte olduğunu çok iyi. anlıyor, ona göre hareket e- diyordu. Peck’in yuvası olmuş, çocukları kendisinden a- lınmıştı...

Gregory Peck, Âmerikaya döndüğü vakit, arkasından Vé­ ronique de geldi.. Hollywood’da önce Peck, bir gün sonra da Vé­ ronique gitti. Sinema merke­ zine gelen Peck etrafının gaze-

<Vevamt s. ncidet

Haldun Dormen

A y l a M E R İH

Haldun kardeşinin köpeği İle..

rum da, vücudunda büyük bir hareket kabiliyeti ve esneklik var. Her haliyle o kadar rahat gözükyor ki. Birinci kattaki dairelerine giriyoruz. Geniş ve rahat bir evin sıcaklığı hemen hissediliyor. îç içe açılan sa­ lonlar stil eşyalarla döşenmiş.. Kıymetli masaların üzerine ser­ piştirilmiş biblo ve gümüşler zevkle seçilmiş.. Duvarlarda tablolar var.. Sanatı seven bir ailenin içinde olduğunu hissedi­ yor insan..

Belki de Haldun Dormene ait olan bir kütüphaneye giriyoruz. Bir köşede pik-up, yanında plâk lariyle.. Belli ki çok sık kulla­ nılıyor.. Daha bunu düşünür­ ken, yanılmadığımı anlıyorum, genç sanatkâr bir plâk koyuyor ve zevkle dinliyoruz..

— imkân buldukça daima müzik dinlemek büyük zevkte­ dir, diyor.

Rahat koltuklarda Oturuyo­ ruz. Oldukça büyük bir buldok- kurt melezi Dönmenin hemen yanında. Korkunç görünüşüne : rağmen öyle munis bir şekilde

yanaşmış ki..

— Çok seviyorsunuz galiba, diyorum.

— Kardeşimin köpeği, ger­ çekten çok severim. Evde oldu­ ğum zamanlar yanımdan pek ayrılmaz.. Fakat gariptir, bu görünüşüne rağmen o kadar korkaktır ki.

Konuşmaya başlamadan ev­ vel genç aktör ve rejisörümü­ zün kısaca hayatını öğrenmek istiyoruz, anlatıyor:

— Babam Kıbnsh, annem İstanbulludur. Ben 1928 de Mer­ sinde doğdum. Üç aylıkken ora­ dan ayrıldığımızı söylerler. îs- tanbulda büyüdüm ve okudum. Orta tahsilimi GalaJ&ş&rayd*f. ■ Liseyi Amerikan ' kolejinde ta­ mamladım. O sene tiyatro tah­ sili için Âmerikaya gittim ve Yale Üniversitesinin rejisörlük bölümüne kaydoldum. Orada i- ki sene kaldım ve bu arada, rodyada da olmak üzere yirml- otuz piyeste oynadım. 1952 de mezun olduktan sonra, birkaç arkadaşla New-York eyaleti i- çinde 7000 nüfuslu bir kasaba olan Saranae Lake'de aynı isim­ de bir tiyatro kurduk, iki sene de orada çalıştım. Hâlâ idare meclisindeyim ve muntazaman

mektuplaşıyorum, l

— Kaç kişilik bir kaörd He ı ve nasıl bir binada çalışıyordu­ nuz?

— Yirmi beş kişilik bir kad­ ro ile başladık. Ufak bir atöl­ yemiz bile vardı. Fazla olmasa bile dekorlarımızı ve kostüm­ lerimizi kendimiz hazırlıyor­ duk. Şehir meclisinden bir bina istediğimiz zaman bi­ ze eski bir kilise binasmı verdiler. Orasını düzeltmek pek zor olmadı, Böylece 280 kişilik bir tiyatro kazandırmış oluyor­ duk.

— Memlekete ne zaman dön­ dünüz?

— 1954 yılı başında geldim. (Devamı 5. sahifede)

Referanslar

Benzer Belgeler

胞裂性與非胞裂性桿狀病毒系統表現膜蛋白之比較與研究 中文摘要 為探討非胞裂性桿狀病毒表現系統之優點及可行性,在本研究中使用

Karoten ve klorofil ayn› yaprakta birlikte bulunduklar›nda, güneflten gelen k›rm›z›, mavi-yeflil ve mavi ›fl›klar› so¤ururlar, bu yüzden yapraktan yans›- yan

Ortalama üç yılda bir, özene bezene film yapan Kusturi- ca’nın üçüncü filmi olan, 1989 yapımı, bu yıl İstanbul festi­ valinde izleyeceğimiz Çingeneler Zamanı da

İstanbul Haber Servisi - Park Oteli inşaatı dün Beyoğlu Bele­ diye Başkanı Hüseyin Aslan ta­ rafından mühürlendi.. Aslan, 1987’den bu yana kamuoyunu meşgul eden

Yetiş, dünya ülkeleri ile Türkiye’nin yaptığı bilimsel işbirliklerinin Türk bilim insanlarının, uluslararası bilim arenasında daha fazla söz sahibi olmasını

Ilki 8.000 nüfuslu oldu~unu söyledi~i Antalya'da Türkler nüfusun 2 / 3 olup kalan~~ te~kil eden Rumlar, sadece Türkçe bilirlerdi; ikincisi bugünün büyük ~ehri (198o

Rausc- hecker liderliğinde yürütülen bir diğer güncel çalışmaya göre ise doğuştan kör olan kişilerin görme duyusuyla ilgili be- yin bölgelerinin bazı

Göçmen aileler arasında yaygın olan akraba evliliğine bağlı, tedavisi uzun ve çok pahalı olan hastalıklar karşısında sigorta şirketleri de yeni kısıtlamalara gitmek