T7bU0ok>s
1 0 6 y ı l d a n beri ü l k e m i z e
n i c e d e ğ e r l e r
k a z a n d ı r a n
D A R U Ş Ş A F A K A
Yazan : AH ARSLANOĞLUeçtiğimiz yüzyılın
or-G
talarında, Aksaray'ın Sofular semtinde o- turan ve gayet yakın arkadaş olan Daire-i Askeriy- ye Ruznâmecisi Yusuf Ziya Bey ile Muhtar ve Tevfik bey- ler akşamları bir araya top landıklarında milletin geri kal mışlığından yakınıp İslâmın ilerlemesi ve yükselmesi yo lunda birşeyler yapılması ge rektiğinden bahsederlerdi. Ak şamları mutad buluşmalarında aralarında dertleşip konuştuk ları tek konu hep bu olurdu. Yusuf Ziya Bey, sabahları daireye giderken, Kapalıçarşı'nın açılmasını Çarşıkapı'daki kah vehanelerde oturarak bekle yen küçük ve gencecik çırak ları gördükçe içinin nasıl sız ladığını anlatırdı hep. Bu ço cukların gençlerin okumaları ve birşeyler öğrenmeleri ge rektiğini ileri sürer, bu fikrini arkadaşları Muhtar ve Tevfik beyler de yürekten kopup ge len bir heyecanla destekler lerdi.
Daha sonra biri Maliye Nâzırı Yusuf Ziya Paşa, diğeri Sad razam Gazi Ahmet Muhtar, ö- teki ise Vidinli Tevfik Paşa a- dıyla tarihe geçecek bu üç ar kadaş bu amaçlarını tatbik saf
hasına koymakta gecikmedi ler. 1864 yılında «Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye»yi kurdu lar. Sonra giriştikleri bu hayır lı teşebbüsü çevrelerine de yaydılar. Oldukça geniş bir ta raftar buldular kendilerine. Beyazıt'ta, Simkeşhane içinde ki Valide Emetullah Kadın Mektebi binasını tamir ettire rek burasını faaliyete geçirdi ler. Kapalıçarşı’daki dükkân larda çıraklık eden çocukları burada okuttular.
Simkeşhane içindeki okul faa liyetini sürdürürken Yusuf Zi ya Bey ve arkadaşları bu işi daha da genişletip okuma ola nağına sahip bulunamayan
cümle Müslüman çocuklarına açık bir mektep haline getir meyi düşündüler. Kurdukları Cemiyet çevrede gittikçe ar tan bir ilgi uyandırmış ve pek çok hayır sahibinin büyük yar dımlarıyla güçlenmişti. Fatih’in Haliç’e bakan sırtla rında ve Sultan Selim ile Fa tih Camilerinin arasındaki sa hada Bahriye Feriki Mâşûk Pa- şa’nın konağının bulunduğu arsayı düşündükleri işe en el verişli yer olarak tespit etti ler. Burada büyük bir mek tebin inşasına giriştiler. Bu arada Paris Sefirliğinden İstanbul’a dönmüş bulunan Sakızlı Esat Paşa da
kendileri-Egltlm ve öğretim alanında uzun yıllar kendisine özgü metod ve kitaplarla iyi bir tahsil veren Darüşşafaka Cumhuriyet döneminde de önem ve değerini korumuştur. Resimde bu ünlü öğretim yuvasının tarihi binası görülüyor...
22
■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■
u n l u k ü l t ü r ve
L İ S
ne her yönden yardımcı ol muştu. Esat Paşa, Paris çevre sinde bulunan «Prytanee Mili- taire de la Flâche» mektebin de olduğu gibi, kız ve erkek yetimlere mahsus bir okul ku rulması fikrini ileri sürmüş ve bu fikri pek benimsenmişti. Bu nedenle «Darüşşafakat-ül İslâ- miye» nin tesisi yolunda çalış malara girişilmiş ve Fatih sırt larında yapılacak okul binası nın plânları da Dolmabahçe Sarayı Mimarı Ohannes Bal yan Kalfa'ya hususî surette çizdirilmişti. Şehremini Ser- ver, Erkân-ı Harbiye Reisi Mahmut paşalarla mimar M. Bariruni’den oluşan bir heye tin nezaretinde yapılan inşaat dört sene sürmüş ve üç kat tan ibaret, biri kızlar diğeri erkeklere mahsus iki taraflı güzel bir bina ortaya çıkmıştı. İnşaat için 31.000 altın lira harcanmış, bu paranın üçte bi rini hükümet, geri kalan kıs mından 2.000 lirayı Mısır Hi- divi İsmail Paşa, 1.000 lirasını Maliye Nâzırı Mustafa Fazıl Paşa vermiş, geri kalan kısmı nı da cemiyetin aracılığı ile hayırsever kimseler ödemiş lerdi.
Ve Darüşşafakat-ül İslâmite, 12 Haziran 1873 günü mera simle açılıp hizmete başla mıştı.
Başta Süleyman Paşa'nın bu lunması yüzünden mektep güçlü bir öğretmen kadrosuna sahip olmuş, askerî okulların en değerli ve en seçkin öğ- renmenleri bu mektebin öğre tim kadrosunda vazife almış lardır. Darüşşafaka, kurulduğu tarihten 1894 yılına kadar Sü leyman Paşa’nın yönetiminde pek büyük bir ilerleme kaydet mişti. Ancak 1895 yılında top lantıların yasaklanması ve or taya konulan kısıtlayıcı tedbir ler yüzünden Darüşşafaka’da- ki öğretim kontrolden uzak kalmış, bu da mektebin gidi şinde bir duraklamaya yol aç mıştı. 1903 yılında okul Maa rif Nezareti'ne devredilmiş
i-Lisenln çeşitli dallarda kazandığı kupalardan bazıları...
e ğ i t i m o c a ğ ı
E S İ
se de yine bir sonuç alınma sı mümkün olamamıştır. Bu devrede de idaresizlik yüzün den okulun fena bir duruma düştüğü görülmüştür.
1908 yılında, Meşrutiyetin ilâ nından sonra bu mektebin si nesinden yetişip ortaya çıkan eski mezunlar yetiştikleri yu vaya şükran borçlarını ödemek üzere faaliyete geçmişler ve bu teşebbüs sonucu okulun Maarif ile ilgisi 1909 yılından itibaren kesilerek yine eski statüye bağlanmıştır.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE
Eğitim ve öğretim alanlarında uzun yıllar kendine özgü me tod ve kitaplarla iyi bir tahsil veren Darüşşafaka Cumhuri yet döneminde de önem ve de ğerini korumuş ve Cumhuri yet hükümetlerinin de büyük yardım ve desteğini görmüş tür. Bu arada yeni sınıflar ilâ vesiyle tam bir lise haline ge tirilm iştir. Bu arada Refik Say dam ve Recep Peker hükümet leri döneminde yapılan yar dımlarla yeni binalar eklen miş ve okul gelişip genişle miştir. Ancak kurulduğu anda dahi alınması düşünülen ve bi nası bu amaçla iki kısım ola rak inşa olunan Darüşşafaka’ ya kız öğrenci alınması bir türlü tahakkuk ettirilememiş ve bu hâl yıllar ve yıllar boyu sürüp gitmiştir.
1950’lerde girişilen önemli bir hamle ile Darüşşafaka, kültür dersleri hariç, İngilizce öğre tim yapan bir kolej haline ge tirilm iş, son yıllarda kız öğren cilere de kapılarını açmıştır. 106 yıldan beri Türk irfan ha yatına hizmette bulunan Da rüşşafaka bu sürenin içinde yüzbinlerce memleket evlâdı nı ve yetim çocuğu yetiştirmiş ve her alanda memlekete nice değerler kazandırmıştır.
Bu okulun sıralarından yetişen ünlü yazar Ahmet Rasîm «Ge celerim» adlı eserinde bu o- kulda geçen sekiz yılını en gü zel şekliyle dile getirir. Şair İlhami Safa ise bu irfan yuva sı hakkındaki duygularını şu mısralarıyla şiirleştirir:
Banileri Yârab ne büyükmüş, bu ne himmet Şakirtleri elbette olur
Şâkir-i nîmet Gayret, ki eder gıpta size
kalbi Safa’nın
Ben sâyie-i sakfında yetiştim bu binanın
Darüşşafaka gibi bir kültür ve irfan ocağını bu vatana kazan dıran kurucuları ve şimdiye dek bu yuvayı yaşatan ve ya şatmaya çalışanları minnet ve şükran ile anarken aramızdan geçenleri de rahmetle yâdet- mek isteriz.
Kaydetmedi tarih-i maarif bir eşini, Yıllar yılı sen yaktın evet
ilm ateşini
Darüşşafaka lisesinin müzesinden bir görünüm...
23