• Sonuç bulunamadı

Başlık: Esrar Dede'nin Mübarek-Name Adlı MesnevisiYazar(lar):ATİK, HikmetCilt: 44 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000119 Yayın Tarihi: 2003 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Esrar Dede'nin Mübarek-Name Adlı MesnevisiYazar(lar):ATİK, HikmetCilt: 44 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000119 Yayın Tarihi: 2003 PDF"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1 s. 373-398

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevİsİ

HikmetATİK

Dr., Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Abs/raet: Masnavı of Asrar Dada Names Mubarek-Nama. In addition to his Dıvan, he has amesnevı which is titled Mübarek-name. Among his other works are Tezkire-i Şuara-yı Mevleviyye, Fütüvvet-name, and Lügat-i Talyan. We aim present the life of Esrar Dede, his literary career, and his work Mübarek-name. Esrar Dede had grown under the influence of the last representative of Dıvan literature Şeyh Galip. His poems are sensual, emotionaland ariful.

Key Words: Esrar Dede, Mübarek-name, Sema', Aşk, Mevlevf.

Giriş

Esrar Dede, 18. Yüzyılın ikinci yarısında yetişen, şairliği ve

tezkireciliği ile ön plana çıkan önemli bir Mevlevı şairidir. Kaynaklar i748ı

yılında İstanbul Sütlüce'de doğduğunu ve asıl adının Mehmet olduğunu

belirtir .ı

Kaynaklarda Esrar'ın toplum içindeki statüsü ve tahsili hakkında yeterli bilgi olmamasına rağmen yazmış olduğu eserler onun ilrnf ve edebı yönüyle ilgili bilgileri ihtiva etmektedir. Eserlerinden onun ilrnf ve edebı yönünü

i Esrar Dede'nin doğum tarihini Saadettin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri (İstanbul 1936,

III ii 344- i352) adlı eserinde 1748 olarak verir. Fakat bu tarih hiçbir kaynağa dayanmamaktadır. Daha sonraki yapılan çalışmalarda da bu tarih kabul edilerek çalışmalar devam etmiştir. Biz de makalemizde bu tarihe itibar ediyoruz.

2 Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri IIli i344-1 352 İstanbul 1936, ılhan Genç, Esrar Dede,

(2)

374 A ÜİFD Cilt XLIV (2003) Sayı i

anlamak mümkündür. Mesela Tezkire3 ve Dıvan'ındaki Arapça ve Farsça

şiirler onun bu dillere de vakıf olduğunu gösterir. Ayrıca Dıvan'ında

bulunan Rumca mülemma,4 ve Lügat-i Talyan5 adlı eserinden de bu dilleri

de bildiği anlaşılmaktadır.

Ancak, Esrar'ın bu dilleri nerede, nasıl ve hangi seviyede bildiğine dair tam bilgiler kaynaklarda mevcut değildir. Bu kadar fazla lisanı bir arada bilmesi ve bu dillerde şiirler yazıp eserler vermesi, Esrar'ın çok iyi bir tahsili olduğunu ve kendisine sağlanan tahsil imkanlarını çok iyi değerlendirdiğini göstermektedir.

Yine Esrar'ın yazmış olduğu üç nüsha Şeyh Galip Divanı onun biraz

da hat sanatı çalıştığını ve yazısının çok güzelolduğunun önemli bir

delilidir.6

Belirttiğimiz gibi Esrar Dede, Mevlevı bir şairdir ve bu tarikata Şeyh Galip vasıtasıyla girmiştir.? Sadettin Nüzhet Ergun, Esrar'ın Mevlevf1iğe

girişi hakkında İhsan Mahvı'nin basılmamış olan eseri "Mevlevı

Şairleri"nden Esrar'daki Galip sevgisinden ve Mevlevıliğe girişinden bahsederek şu bilgileri veriyor: " ...Bu sebeple Şeyh Galib'in Esrar Dede üzerinde feyyaz bir tesiri vardır, fakat bu tesir Esrar Dede 'nin eşarından ziyade hüviyyet-i dervışanesinde, irfan-ı manevısinde görülmektedir. Esrar Dede tari'k-i feyz refik-i Mevlevı'de mazhar olduğu mertebe-i ulviyeyi Şeyh Galip Dede'nin hadeka-i marifetinden müşahede ettiği için:

Şadr-an-şadr eriştik bu deme Dile gelmem kime geldim giderim Zan olan yerde vücfidum yoJ.<.dur Zann-ı Galip'de veli müstetlrim

demiş, bütün irfaniyle şeyhine medyun olduğunu ilan etmiştir."s

Yine Esrar'ın Divan ve Tezkire'sindeki kendi ifadelerinden, ondaki

Şeyh Galip sevgisi çok bellidir. Dıvan'daki şu beyit bu sevgiyi göstermeye güzel bir örnektir:

"Reh-i Monla-yı Rfimda Esrar Mürşidim her makarnda Galip'dir,,9

3Tezkire için bkz .. ilhan Genç. age., s. XI.

4Esrar Dede, Divan, 1257, s. 40.

5Lügat-i Ta/yan, Millet Ktp., Ali Emin, Manzum. no: 766.

~tıhan Genç, age., s. XII, Saadcttin Nüzhet Ergun, age. IILI i344. ılhan Genç, age., s.xvııı.

8S. Nüzhet Ergun, age., 1II/1345.

(3)

Esrar Dede'njn Mübarek-Name Adlı Mesnevfsj 375

Mevlevfliğe intisap eden Esrar Dede'nin bundan sonraki hayatı, mürşidi olan Şeyh Galib'in denetimi ve gözetimi altında devam etmiştir. Onunla her

an beraber olacak kadar yakın dostluk kuran ve sohbetlerinde sürekli

bulunan Esrar, mürşidinin yanından hiç ayrılmamıştır.1O

Esrar'ın Mevlevflikten önceki hayatı çok silik, içe dönük ve sessizdir.

Bu sessiz olma özelliği daha sonra da devam etmiştir. Kendine Galata

Mevlevfhanesi'nde bir oda verilmiştir.1l Esrar, bu odada münzevf bir şekilde

yaşamış ve hayatını şiir yazarak verimli bir şekilde sürdürmüştür.

Esrar Dede, 27 Receb 2 i1126 Ocak i796 tarihinde vefat etmiştir. Galata

Mevlevfhanesi 'nin bahçesine Mevlevf dervişi Fasih Dede 'nin yanına

defnedilmiştir. ıı

Esrar Dede'nin ölümü büyük yankılar uyandırmıştır. Galip bu duygulu

ve vefalı müridinin vefatına çok üzülmüştür. Şeyh Galip bunu kaleme aldığı

bir mersiyeyle anlatmıştır.13 Bu çok hüzünlü bir dille yazılan mersiye

edebiyatımızın ve de Galip'in eşsiz şiirlerinden biridir.

Esrar, Divan Edebiyatı geleneğiyle yetişmesine rağmen asıl ününü

Mevlevflik dairesinde kazanmıştır. Şiirlerinde Mevlevfliğe ait terim ve

temaları işlemiştir.

Şiirinde ve irfanında en büyük etki sahibi Şeyh Galiptir. O, yukarıda da belirttiğimiz gibi Şeyh Galiple çok iyi bir dosttur. Onun şiir sohbetlerine katılarak ondan çok etkilenmiştir. Zaten onu Mevlevfliğe kazandırıp şiir ve sanat yönünü geliştiren mürşidi Şeyh Galiptir.

Esrar şiirlerine de yansıdığı gibi çok duygulu ve rind-meşreb bir şairdir.

Divan'ındaki "Duygulu, içli ve rind kişilik taşıyan tasavvuff şiirleri onun oldukça başarılı olduğunu kanıtlamaktadır." 14 Yazdığı gazellerde "dert

motifi"ni işleyişi onun duygu lu bir şair olduğuna örnektir.

Esrar Dede'nin kaleme aldığı beş tane eseri vardır. Bunlar: Dıvan,ls Tezkire-i Şu 'ara-yı Mevlevıyye;6 Lügat-i Talyan, Fütüvvet-niimel7 ve

Mübarek-niime' dir.

Bu eserlerden Mübarek-name dışındakiler üzerinde yapılan çalışmaları dipnotlarda belirtmiştik. Mübarek-niime'nin nüshaları ve metni üzerinde ise ilk defa biz bu çalışmayı ortaya koymuş bulunmaktayız.

LoBkz. Saadettin Nüzhet Ergun, age., III11345.

ilS. Nüzhet Ergun, age.,lIf/1345.

12S. Nüzhet Ergun, age., III/1345.

13M.Muhsin Kalkışım, Şeyh Galip Divan'ı, Akçağ Yay., Ankara 1995, s.433.

14ılhan Genç, age., s. XXXII.

15Osman Horata, Esrar Dede Hayatı, Eserleri ve Şiir Dünyası, KB. Yay., Ankara 1998.

16ılhan Genç, age., s. 32.

17Hasan A.I.iKasır, "Türk Edebiyatında Fütüvvet-n~meıcr ve Esrar Dede Fütüvvet-namesİ", Atatürk Univ, Sosyal Bilimler Ens. Dergisi, Haluk Ipekten Armağanı, 1993, s.107.130.

(4)

376 AüİFD Cİlt XLIV (2003) Sayı i

l-Mübarek-Name

Mübarek-name, Esrar Dede'nin Mevlevf ayinlerinde yapılan semanın

mahiyetini anlatmak üzere kaleme aldığı1s 145 beyitlik bir küçük

mesnevfdir. Fil'ilarün Fa'ilarün Fa'ilarün Fa'ilün kalıbıyla yazılmıştır.

Esrar, eserin giriş kısmında Mevlana'yı över. Bu övgü bazen çok fazla

abartılır. Öyle ki Esrar kainatın Mevlana'nın feyzinin nuruyla zuhur ettiğini söyleyecek kadar övgüsünü ileri götürür.

Esrar Dede daha sonra da sema'ı detaylı olarak edebf bir dille anlatır. Ona göre sema meclisi; matemi-sevinci, soğuğu-sıcağı bir arada bulunduran; dervişleri aşk şarabının deryasına gark eden bir meclistir.

Mübarek-name'nin Süleymaniye Kütüphanesinde iki orijinal nüshası ve matbu Divan'ın (İst. 1257) sonunda bir nüshası bulunmaktadır (s.148-153).

Mübarek-name ile ilgili daha geniş bilgi ve değerlendirme, eserin metni verildikten sonra bu çalışmamızda yapılacaktır.

Ll. Mübarek-Name'oio Nüshaları

Yaptığımız kütüphane çalışmaları ve katalog taramalarında Esrar Dede tarafından kaleme alınmış olan Mübarek-name'nin iki tane yazma nüshasına ulaştık. Bunlar;

1.1.1. SI Nüshası, Mübfırek-name-est, Süleymaniye Kütüphanesi, Halet

Ef., No: 694 (vr 115a-l19a) İstinsah Tarihi: 1809

Müstensih : İsmail b. Mustafa

Varak: 4, ölçü: 220x150 (265xI20), satır: 19, yazı: talik, cilt: kırmızı

meşin kaplı karton kapak, etrafı yaldızlı, kağıt : aharlı beyaz kağıt,

zencirekli .

Başı: Bareka'llah ey 'uh1m-ı vaI:ıdet-i Monla-yı 'aşl.c Ij:ai:ret-i Ij:ünkar-ı Ekber memleket-ara-yı 'aşl.c

Sonu: ' Aşl.c-ıMevlana'dan itme gönlümü ya Rab cüda

Ancal.col lazım bana dünya vü 'ul.cbabir yana

Esrar'ın Dıvan'ının da bulunduğu bu nüshada, Halet Efendiye ait vakıf mührü, Mustafa Nuri Dede adına bir mühür ve Hekimbaşı Mesud Efendiye ait mülkiyet mührü vardır. Bu nüsha 143 beyitten oluşmuştur.

1.1.2. S2 Nüshası, MübQrek-name-i Esrar Dede, Süleymaniye

Kütüphanesi, Hacı Mahmut Efendi, No: 3741 (vr 141b-146b): İstinsah Tarihi: 8 haziran 1839

Müstensih : Hacı Hüseyin Yaver

(5)

Esrar Dede'nin Mübarek-Name Adlı Mesnevisi 377

Varak: 6 , ölçü: 170xl20 ( 265x120) , satır: 15, yazı: nestalik, cilt: sırtı ve kenarları meşin kaplı, üzeri ebrulu karton kapak; kağıt: aharlı beyaz kağıt.

Başı: Baı-eka'lIah ey 'uIGm-1 va!)det-i Monla-yı 'aş~ Ijazret-i Ijünkar-ı Ekber memleket-aı-a-yı 'aş~

Sonu: ,Aş~-ı Mevlana'dan itme gönlümü ya Rab cüda

Anca~ ol lazım bana dünya vü 'u~ba bir yana

Başında Hacı Mahmut Efendi'nin vakıf mührü olan ve yine Esrar'ın

Divan'ını da içeren bu nüshada müstensih kaynaklı hatalar çoktur. Ayrıca bu

nüshada, Hz. Peygamberimizin isimleri, Mevlana'nın adı, Şems-i Tebrizı ve

diğer tasavvuf büyükleriyle birlikte ismi geçen bazı şahıslar kırmızı

mürekkeple yazılmıştır. Eser 145 beyittir.

Esrar Dede tarafından kaleme alınan Mübarek-name'nin, klasik

mesnevı geleneğinden farklı olduğu söylenemezse de onun ele alınarak bir

makale içerisinde de olsa günümüz okuruna kazandırılmasının fayda

sağlayacağına inandığımızdan üzerinde bu iddiasız çalışmayı gerçekleştirdik.

Mübarek-name'nin tenkitli metninin oluştururken, yukarıda tanıttığımız ve elimizde bulunan iki yazma nüshadan faydalandık. çalışmamızda, tenkitli

metin hazırlanmasında kullanılmakta olan bilimsel usullere riayet ederek

Mübarek-name'nin tam bir nüshasını oluşturduk.

2. Mübarek-Name'nin Metni

Fa'ilatün Fa'ilatün Fa'ilatün Fa'ilÜn

I-Bareka'lIah ey 'ulum-ı va!)det-i Monla-yı 'aş~ Ijazret-i Ijünkar-ı Ekber memleket-ara-yı ' aş~ 2- Menşe' -i ser-çeşme-i nur-i !)a~ı~atdir özün

Cami' -i esraı--ı erkan-ı ıarf~atdir sözün 3- Nur-ı feyzinden ?:uhur itmiş bu cümle kainat

zahnı gösterınede bal~a meraya-yı şıf1it 4- Şemssin mablu~ şem' -i !)üsnünün pervanesi

Rişte-i envarının can baglu bir dıvanesi imemleket-adi-yı : mülket-ara-yı Sı.

(6)

378

AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı i

5- ~ble-i ehl-i n~ar aldı anınçün !)azretifi Kim bilür herkes 'aHi I.cadr-ina~ar mahiyyetin 6- Hep 'avaIimden idüp ceylan geldin ademe

Künbed-i ~aI.c-1'anaşırda idersin zemzeme 7- Nagmelerle eyledin her dürlü ta!)mfd ü şena

Gah tenzih gah teşbih gah illa gah la 8- Admı gerçi Celalü '1-J:IaI.cI.cRfimf söyledin

Lik gah Adem gem Ijatem gehi J:Iaydar didin 9- Ademiyyet batemiyyet vaşfının 'unvanıdır

Can-ı 'alemsin vücfidun kainatın canıdır 10- Devr-i A!)med'de ~uhfirun aldı batmü'l-evliya

Sende ~ahir aldı hep esrar-ı batmü'l-enbiya 11- Evliya-i !)ai:reti'I-15uds-iMu!)ammed ser-te-ser

Ijatemiyyet sendedir diyü şehadet itdiler 12- ŞeYb Şadrü'I-J:IaI.cI.cu I.cu~bu'l-'irifin tbn-i ' Arab

Senden abz itdi Fütfi!)at-ı tlahiyyatl heb 13- Şeh Feridü'd-din-i ' Anir u Senayi mfi-be-mfi

Eyledi dergahma şıdI.c-1dil ile ser-fürfi 14- Ey mu!)aI.cI.ciI.clersana burhan-ı tebşir aldılar

Bende aldı sana a şahan ki hep pir aldılar 15- Senden abz itdi rüsfimun Şeh Baha-i NaI.cşbend

Zülfüne aldı senin sünbül gibi bir merd ben d 5 bilür: bulur S2.

7 gehi Ijatem : - S i. IOhep:-S2.

12 itdi : itdiler S2. 14 ey: ol S2.

(7)

Esrar Dede'nin Mübarek-Name Adlı Mesnevisi

16- Gülşenf gül-zar-ı ' aş~ında senin bülbül gibi RGşenf çeşm-i çeragın ya~dı senden gül gibi

17- NGr-ı va~det ~ulmet-i keşret celal ile cemal Neydigin aiilar iki ~arf-i lebinden ehl-i ~al 18- Meşnevı' den mışr' ayni old ı mürşid ~alibe

Bir beyit pesdir yeter irşad 'a~l-ı ~alibe

19- La ile illa'yı beyne'l-'uşbu'ayn eyler 'ıyan Ma~har-ı ~at oldugın iden bilür ehl-i beyan 20- Zfr-i destine alup kevn ü mekanın gerdişin 'Uşbu'ayn ile açar ıman ü küfrün bıbaşın

21- Destine ma~har yedü 'Ilah sırrı bı -çGn ü çera

Şübhe yo~dur bende ey 'ayn-i Mu~ammed Muş~afii

22- Mer~aba ey m~har-ı esrar-ı cümle enbiya Mer~aba ey ~airetiii burhiin-ı can-ı evliya 23- Mer~abii ey rG~u'I-~udüs ayınedar-ı ~airetiii

Mer~aba 'İsa vü can müştii~-ı feyi-i şol:ıbetin

24- Mer~aba ey NG~-ı ~Gfiin-ımeiiihir mer~abii Mer~abii kim bendedir dünyii vü mii-fihii sana 25- Mer~abii ey kiiinatın mublisi hem biilişi

Mer~aba sensin kemale erdiren her na~Işl 26- Mer~aba ey mihr-i 'iilem-tiib-ı can-ı can-ı can

Ey nihiin-ender-nihan olan tecellf-i 'ıyiin

2ıbi-çün ü :biçün -S2. 23ey: -S2.

(8)

380 AÜİFD CiltXLIV (2003) Sayı i 27- Merl)aba ey şuretin terkfb-i ma'nf-i ilah

Merl)aba ey milket-i ma'nfde 'aif padişah 28- Merl)aba ey şah-ı Manşuru'I-Hva-i mn-i nev

Merl)aba ey Rum'da il)ya iden 'ayfn-i nev 29- Ehl-i Rum'u eyleyen 'ayfn-i 'aş~a aşna

~udretiyle vaz' iden her guşeye bir reh-nüma 30- Nun ile on sekiz bin 'alemi mem1ı1iden

,Arş ü ferşin arasın pür-nefba-i hu hu iden 31- Pertev-i ruhsannın yek }em'ası hurşfd-i şuz

Şemsi pervane ider envarı itdikçe pervaz 32- Kim ki bir kerre dise ya l:Ia:iret-i Monla-yı Rum

Şüphesiz euş eyler ol dilde yenabi'-i 'u1ı1m

33- ~ufl-i gene-i 'ilm-i muıla~dır o nam-ı Müeteba OLisimle açılır dergah-ı 'irfan-ı IJuda

34- İsm kim meema'a-i ism-i Celalu'llahdır zatına va~ıf olanlar l:Ia~'ıla agahdır 35- Fitne-i devrana ba'Iş eünbiş-i ebrasudur

,Alemi I)aşr eyleyen yek na'ra-i ya hu'sudur 36- Aşiyan itmiş vüefid-ı pakini ' An~a-yı 'aş~

~alıb-ı ra'nası olmuş şuret-i zfba-yı 'aş~ 37- Zfihir olmuş 'aleme bu şfiret-i ra'na ile

Velve1e salmış cihana şev~-i huy u I)ay ile

30 ferşin : ferş S i /pür : bir S i.

32 MonHi-yl : MonHi-j S i / diş eyler ol dilde: ol dilde diş eyler S i. 33 OL isimle: O ismiyle S i .

(9)

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ

38- Şureti şuret degildir canı can-ı ma'nfdir Şuretinin geldigi 'alem cihan-ı ma'nfdir 39- Şfireti şuret degil 'ayıne-i dıdardır

,Aş~dır başdan başa kendisini i:?:hardır 40- Kendisin bu 'aleme i:?:hardanmakşudı var

Yohsa mümkin mi ola şuret o nfir-i Kirdigar

41- Ma~şadı ol kim cihanı eyleye agah-ı 'aş~ Ta bileler kimdigin 'alem o şahen-şah-ı 'aşI.c 42- ' Aş~dır ismi şerffi şonra Mevlana dimiş

,AşI.ciken kendüsini 'alemde 'aşı~ eylemiş 43- Bir bölük üftade-i 'aşI.cile ~ılmış müstevı

Şonra dönmüş adların ~oymuş gürfih-i Mevlevı 44- Her birisi ' aşI.cdangayri vücudun münkiri

,Aş~dır zıra ser-a-ser kainatın ma:?:harı 45- Oldılar müstehlik-i derya-yı bı-payan-ı ~at

Başlarından aşdı emvac-ı :?:uhurat-ıŞıfat 46- La-mekana irdiler gülbang-ı rObanflerin 'Arşın üstünde çalarlar kös-i şultanflerin

47- Reh-neverd-i 'aşI.c1kim durmaz sema' -Ira~ş ider Hem sefer-ender-valandır hem vaıan-ender-sefer 48- RaI.cşa-imihr-i vücudunda iderler reş-i nur

Şeş cihet envarına hem ma:?:haru hem durdur

40 kendisini: kendisi bir S2.

43 ~ılmış : itmiş S2 II gürı1h-ı : gerde-i SI. 44 zira : -S 1.

45zat :'aş~ Si.

48 Bu beyit SI nüshasında yok.

(10)

382 AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı i 49- Çün elif Çlzı nedareddir sema'ın 'arifi

Saye 1)ag-ı istiva-yı şemsin oldur va~ıfı

50- Yek medar üzre döner pergar-ı tedbıratdır Asuman-ı candan te'şır-i 'ulviyyatdır

5

ı-

Aldı her bir devri bir 'ayıne-i aşar-ı I:Ia~ İştiya~ından göründi şuret-i dıdar-ı I:Ia~ 52- Guşe güşe mihr ü mah (u) abter-i çarb-ı cemal

Devrinin kesbince te' şırin bulur da'irde 1)al

53- çarı] çarı] ecram-ı 'ulviyyat-ı eflak-ı vücud OLzaman a1)kamının icrasına eyler vürud

54- Devr devr ol afitabın pertevi efzün olur Dem-be-dem germiyyet-i aşar-ı dıger-gün olur 55- İbtidanı çarl]da 'arif bilür kim ka' inat

Yek-medar-ı no~ra-i fat üzredür eyler şıfat

56- Hem ikincide bi1ür kim no~ranın sırrı beyan Devr-i da'ir sür'at-i no~rayla zahirdir heman

57- No1.<ranınesrannı şonra beyan idem sana Dal]i ilerüde ol sırra olursun aşina

58- Şimdi bu devri n beyanın dinle guş-ı I]uş ile Da'iditı afila bu manzume-i pür-cuş ile 49 elif : elfe Sıiisaye-i : şane-i S2ioldur: oldı S2. 50 perkar-ı : perka Sı.

5ıdevri: devr S2.

53 ecram : eczam S2 i cllak-ı : ella Sıii at:ıkamınıii : ai:ıkamıii S2. 55 Bu beyit Sınüshasında yok.

56 sım: tizi S2. 57 ol: o

sı.

(11)

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ

59- Şalişin al)kamı bf-nuı~ı zeban eyler ~uhGr Bil üçüncünün rumGzun nGr nGr-ı nGr-ı nGr 60- Yol.<.üçüncüde beyan olmaz neler ~ahir olur Vardıgın dem anla kim ne şfveler bahir olur

61-Turra-i zülf-i şanem aldı gülG-gfrim benim Yobsa vaşf-ı l)üsnüne yetmişdi ta~rim benim 62- I.<flü ~alim mG-be-bG yagmaya virdi kaküli

.Kılca fikrim ~almadı araya girdi kaküli 63- İl.<.tidarımI.<.almadıgüftare amma neyleyem

:&almasın bu nev-suban naI.<.ışheman ben söyleyem 64- Feyz-i Mevlana beni ıGtf-i gGya eyledi

Nuıl.<.umırGl)-i 'inayatıyla il)ya eyledi 65- Çıl.<.madanser-rişte-i Esrar elimden ey Ijuda

Eyle bu levl)-i beyanın l)üsn-i tekmflin 'aıa 66- Cünbiş-i gönlüm meded dest-i rızadan çı~masın

Sırr-ı güftarım derGn-i aşinadan çı~masın 67- Söyle ey kilk-i suban-pfra inayet va~tidir

Yardan luıf u kerem feyz-i hidayet val.<.tidir( 68- İstima' eyle sema'ın sırrını ey Mevlevf

Ta ki feyzinde ~uhGr itsin fütı1l)-ıma'nevf 69- Nüh felek nabGd iken var idi 'alemde sema'

,Alem-i ~at idi yogiken (bu) adernde sema'

63 ben : -

sı.

67 feyi-i hidayet :'inayet SI.

(12)

384 AÜİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1 70- Ui-mekanıfi afitab-ı bi-zevalidir sema'

Bairetifi mir'at-ı envar-ı cemalidir sema' 7

ı-

Ravia-i mülk-i sema' oldı behişt-i 'aşı~an

Ijal~ olup nur-i scma'yile sirişt-i 'aşı~an( 72- Her birisi 'aş~-ı Mevlana'yile l)ayretdedir

Ijaliya müstagra~-ı didar olup ccnnetdedir 73- Va'de-i ferdayı bilmez 'aşı~-ı şeydaları

Bu'l-'aceb divanelerdir l)aldir ferdaları 74- Öyle MevHina'ya 'aşı~dır ki ol l)ayranlar

Şıd~ ile Mevla'sıdır 'alemdeki şuIıanlar 75- Cenneti ~ayd eyleyüp bir guşe-i dergahma

Eylemiş tertfb-i meclis dudman-ı rahma 76- Cem' idüp ol meclise mal)şul-i sur u matemi

Lübb idüp bir bezme almış germ ü serd-i 'alemi 77- Ta ki ser-mest olalar bir cam ile ehl-i fena

Gar~-ı derya-yı şarab-ı feyi olup ser-ta be-pa 78- Öyle bir meclisdir ol meclis ki sa~si Ijuda

Guşe guşe mest-i müstagra~ hezaran evliya 79- Ruh-ı Al)med zfb-i şadrıdır o bezm-i dil-keşifi

Sırr-ı Baydar sagarıdır ol şarab-ı bi -gışıfi 80- Devr-i Adem gerdiş-i peymanesinden münceli

Meclisinde dönmede devriyye-i sırr-ı 'Ali 8

ı-

Sırr-ı devr-i Adem anda 'alemü 'I-ekber odur

Sırr-ı devr-i 'alem anda ademü'l-ekber odur( 71 mülk-i sema' : mülk-i - S2.

(13)

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ

82- ' Aş~dır ol meclisin germiyyet-i bazan hep ,Aş~a agah olmayan eıvarına eyler 'acep • 83- ' Aş~dır sal.<fvü cam ü bade vü nu~l ünedım

,Aş~dan ğayri vücudun aşlı yo~ Allah 'alim 84- ' Aş~ olur ser-ta-~adem nüh cur'a-nuş-ı sağan

Neş'e-i 'aşliyyesiyle ülfet eyler her biri(

85- ' Aş~ kim ehl-i dile rindanedir her cilyesi Neş'e-i :?atın bilen insanadır her cilyesi

86- ' Aş~ ol gencfnedir kim macerası dildedir Perdesi ma~m:?una zıddiyyet-i kamildedir(

87- ' Aş~ oldicami'ül-ezdad-ı aşar-ı vücud

Cem'an ü far~an ami'ila mütte~id bud u nebud(

88- ' Aş~ sırrı faş-ender-faş iken bu 'aleme Perde perdedir gelen idrak ibn-i Ademe(

89- ' Aş~ bi'~-~at 'aleme ıiisvalığa mecburdur Şureta geh ~ays ü geh Ferhad ü geh ManşOr'dur

90- Adını andıkça Esrar'ı ider rüsva-yı mest Gezdirir meY-banelerde bı-ser ü bı-pa-yı dest(

91- Bilmem ol sal.<fbu gün me st eyleyüp neyler beni ,A~lımı yağmalayıp aşufte-gu eyler beni( 84 eür' a-nı1ş : eür' a-gı1ş S i.

86 ol: o Si. 87 bı1d u : bı1d - S2.

88 perde perdedir: per ender perde Si. 90 br -pa-yı des! : br -pa-yı me s! S i.

91 bu gün me st eyleyüp : bu gı1ne me s! idüp S i.

(14)

386 AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1 92- Oldı bu göfilüm barab-ender-barab-ender-barab

Oldıgı günden beri ta cur'asında neş'e-yab 93- Ah ah ey 'aş~-ı kafir ah ah ey bı-vefa

Eyledin alJvalimi yek-ser tebah ey bı-vefa(

94- Ey gönül ey malJşer-i gavga-yı 'aş~-i fitne-ser Eyledin Esrar'ı da kendin gibi bı-pa vü ser 95- Gerdun-i cana ta~ıp zencır-i şev~in ' aş~-ı pak

Ruy-i 'a~lı nabun-ı eyvah eyler çak çak(

96- Dürlü dürlü fitneden yüz gösterüp 'alemlere ,Aşı~ı mulJtac ider zehr-ab-dan merhemlere(

97- Ey nice Manşur-ı l:Ia~-guyl şanem-ban itdi 'aş~ Ey nice ~utbun mekanın kafiristan itdi 'aş~(

98- Eyelinden 'aciz Eflatun u Calinuslar Eyanın derdiyle çak çak olur namuslar 99- Ey nice temkinler yagmaya virdi derd-i 'aş~

Ijırmen-i 'a~lı bütün esdi şavurdı derd-i 'aş~ 100- ' Aş~dır 'alemleri gavgalara duş eyleyen

Ijun-İ 'uşşa~ı döküp derya-yı pür-cuş eyleyen(

i

LO

ı-

Fitnesiyle rOy-i lJan u bale baglar ba'zısın Berhemen-veş zülfden zünnara baglar ba'zısın(

93 yek-ser teb5h : ah yek tebah S2. 95 na-biin : na men S i.

96 zehr-ab-dan-ı : zehr iden S i. 97 şanem-ban : şafban S i.

100 pür : bin S2.

(15)

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ

102- ' Aş~ oldifeylesofi' eyleyen agter-perest

,Aş~ itdi millet-i tersayı peygamber-perest 103- ' Aş~ itdi A/:ımed-i Mugtarı ma'şı1~-1 Ijuda

Kendiyi kendinde sevdi ijazret-i Rabbü'l-vera

104- 'Aş~ ol cananedir kim kainat dil-gastesi ijı1r-1cennet turra-i tarrarının ser-bestesi ıo5-Ijanuman-1 'aşı~a ateş urup başdan başa

Urdurur agir ser-i sevdasını taşdan taşa(

106- Gamzesine duş olanların onulmaz yaresi Gar~a-i derya-yı gun olur dil-i şad paresi( 107- TIg ber-kef olsa bir kez ma/:ıvolur milk-i cihan

çarg-ı heftümde düşer geri beyane el-eman ıog-Ijasm-ı canı Zal u Sam 'ın ~ahraman-ı fitnesi

Padişahlar hep esfr-i na-tuvan-ı fıtnesi

109- Perde-ender perde-ender-perdedir bazarlıgı Yardır amma sever gayet ile agyarlıgı ii0- ' Aşı~ına bildirip kendisini bin naz ider

Şonra 'aşı~dan dönüp arz-ı niyaz-ı agaz ider

111- Eyleyip suz u güdaz eyler hezar efgan uzar Kendi J:ıüsnünden diler kendisin itsin kam-kar

112- Tutf vü mir'at-veş 'aşı~ olup /:ıayret-eda ,Aş~ ider pfş ü pes-i mir'at-ı /:ıaşr-i ma-cera

105 abir ser-i sevdasını: ser-i sevdasını fibir S2. 106 duş: dost S2.

(16)

388 AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1 i13-'Aş~ l:Ia~~'lfi 'aşı~ı l:Ia~~ ise 'aş~ıfi 'aşı~ı

Far~ olunmaz bir tarafdan fa'i~ından la}Ji~l(

114- Şems-i va}Jdet-tab-1 nüh eflak-ı hüviyyetdir ol İsmdir amma müsemma-yı rububiyyetdir ol

i i5- "Künlü kenz" esrarını ıma ider her nüktesi "Lı me'allah" remzini ifşa ider her nüktesi

ı ı

6- ' A.şı~ıfi ah-ı derı1nı nur-i A}Jmed'den gelür

,Aş~-ı 'aşı\'<'nale hep kuy-i Mu}Jammed'den gelür

i

ı

7-l:Ia~ Cenab-ı A}Jmed'i gönderdi kim bu 'aleme Sırr-ı 'aş~ı eylesin tebliğ ibn-i A.deme

ı

18- Evvela nazil olan ayet ki "bismi'lIlih"dır No\.<.tanıfiremzin pes-i ba'da gören agahdır

ı

i9- Anca~ ol bir no\.<.tanıfitefsıridir IS:ur'an hep Oldı herkes sırrını ta}J\.<.i'\.<.de}Jayran hep

120- No\.<.tanıfisırrına va\.<.ıfIjayder-i Kerrar'dır l:Iamil-i 'ilm-i ledünru A}Jmed-i Mubtar'dır

121- Nur-ı A}Jmed no\.<.ta-iIjayder'de oldı ber-\.<.arar Medd-i ~ıııü'ş-şems ol ser-bal\.<.a(y)ı eyler medar

122- Şems-i Tebrizı ki oldur no\.<.ta-iateş-feşan Virdi her bir ~erresi Tur-ı tecelli'den nişan

123-Mevc-i deryayı şada-yı Şems-i Tebriz itdi cuş Çarb-ı çarumda Mesl}Ja guş idüp oldı bamuş

JI3f:1a~:-Sı.

i i 8 olan ayet: itdigi S i . i22 tecellfden : tecelliidan S2.

(17)

Esrar Dede'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ 124-Şems sırrı bir '~ım esrardır ey Mevlevı

Lık laf~ u ~arfe şIgmaz ol rumuz-ı ma'nevı

125- Dfde çünki na~ra-dar-ı canib-i Tebriz olur Eşkimin her ~aıresi derya-yı ateş-bız olur

126-Asuman-ı fikri me ism-i şerifi çün gelür Cism-i baki ser-be-ser burşıd-i ateş-riz olur

127- 'Aş~dır ser-ta-~adem ol no~ıa-i devr-i 'AIf I:Iazret-i Ijünkar'dandır bu rivayat-i celı

i28- No~ıa tefsır olsa ger ~at-ı 'Alı ~ahir olur Ijayder'in ma'nası Şemsü'd-dın'den bahir olur

129- Şems tefsır olsa ser-ta-pa beyan-ı 'aş~dır Zfrt-ı paki şu'le-paş-1 asuman-ı 'aş~dır

130- 'Aş~ tefsır olsa Mevlana Celalü'd-dın çı~ar OL mu'ammadan anın resm itdigi 'ayın çı~ar

13i-'Aş~ Mevlana'ya m~har oldugiyçün 'aş~dır

Şanma kim ol 'aş~a ma~har oldugiyçün 'aş~dır 132- Ijanedanında anın terbiye gördü ibtida

Şonra 'aş~ım diyü şaldı 'aleme şad macera

133-Tıfl-ı bane-perveridir ol Ijüdavend'in ki 'aş~ ijüsnünün pamali oldı Mışr u Bagdad u Dımaş~ 125 di'de: di'dede Si.

126 fikrime: tekrime S2.

i29 ser-m-pa beyan-ı: ser-ta beyaban-ı Si. 132 ibtida : anın S i.

133 Ijildavend'in : Ijüdavend S 1IIl:Iüsnünün : l:Iüsnilne S iiu : - S i.

(18)

390 AÜİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1 134- 'Aşl.<ın oldur neydigin ta'lfm iden ta Ademe

Belki' aşI.<ı'aşı'< idüp irsal iden bu 'aleme

135- Derd-i 'aşl.<a duş iden devranı ol meh-paredir Cümle' aşl.<ından anın kevn ü mekan ayaredir

136- I:Ialet-i zfbasının Qayranı 'alem bfş ü kem 'Aşl.<ının aşuftesidir ehl-i dil Rum u 'Acem

137- Münteha-yı menzil-i 'uşşal.<dır ol bar-gah Asitan-ı feyz-i Monla'ya düşer her merd-i rah

138- Her sülukun mültecasıdır nigah-ı pfr-i 'aşı'< Ser-bülend-i gayridir şaQib-külah-1 pfr-i 'aşı'<

139- Zfr-i destinden olur saliklere tal.<sfm 'aşı'< Bi'l-fi'il celb-i rızasıyla olur tesırm 'aşı'<

140- Sufiyanın baliya oldur veliyy-i ni'meti Evliyanın I.<uvvet-i candır ziya-ı şOQbeti

141- Mülket-i Rum'un buşuşan ba'Iş-i il.<balidir Al ü evladı bu mülkün şimdi Qüsn-i I.<alidir

142- AI ü evladıyla eflake zemfn itmekde naz Cümle ol dergaha eyler ka'inat 'arz-ı niyaz

i43- On sekiz bin iilemin evlad-ı Monla canıdır Rah-ı taQkfl.<in bütün ol ~atlar burhanıdır

144- Ya llahf Al-i Mevlana'yı eyle müstedam ljaşre dek evlad-ı Şıddfl.<f'ye vir Qüsn-i devam

ı38 gayridir. garidir S2.

14ıQüsn-i ~iilidir : Qüsn ü ~alidir Sı. 142 •arz-ı niyaz : •arz u niyaı SI. ı44 Qüsn-i devam: hüsn ü devam Sı.

(19)

Esrar Dede'nin Mübarek-Name Adlı Mesnevisi

145-' Aş\.<-ıMevlana'dan itme göfilümü ya Rab cüda Anca\.<ol lazım bana dünya vü 'u\.<babir yana

391

3. Müb3rek-Name'nin Değerlendirmesi

Esrar Dede'nin Şeyh Galip vasıtasıyla Mevlevfliğe girdiğini, kısa bir zamanda girdiği tarikatı benimsediğini, şiirlerinde mensup olduğu tarikatın özelliklerini yansıttığını ve çok içli bir şair olduğunu yukarıda belirtmiştik.

Şimdi de Esrar Dede'nin Mübarek-name'sinin işlemiş olduğu temaları

esas alarak değerlendirmesine geçelim. Takdir edileceği gibi eserin bütün muhtevası ve sanatlarını da içine alan bir çalışma, makale boyutlarını çok

zorlayacağından sadece eserde geçen ana temaları ele alarak bu

değerlendirıneyi yapmayı uygun gördük. Bir de şunu belirtmeliyiz ki ele

aldığımız bir konuyla ilgili olarak eser içinde bir çok beyit var olabilir ve her

beyitte de farklı bir yorum ya da bakış açısı bulunabilir. Biz

değerlendirmemizde temelolabileceğine inandığımız ifadelerin geçtiği

beytleri almayı ve açıklamalarını yapmayı düşündük.

3.L.Aşk: Esrar'ın Mübiirek-name'sinde sıkça kullandığı ve

Mübarek-name'de en çok geçen tema aşktır. Aşkın değişik tanımları, teşbih ve mecazlarla anlatılır. Mevlana'nın aşkı nasıl değerlendirdiğini vurgulayarak söze başlayıp onun asıl isminin aşk olduğunu söyler.

Şureti şaret degil 'ayfne-i dfdardır

,Aş\.<dırbaşdan başa kendisini I~hardır(39)ı9 Ma\.<şadıol kim cihanı eyleye agah-ı 'aş\'< Ta bileler kimdigin 'alem o şahen-şah-ı 'aşı'< ,Aşl.<dırismi şerffi sonra Mevlana dimiş ,Aşı,<ile kendüsini 'alemde 'aşıl.<eylemiş(41-42)

Esrar'a göre; Mevlana'nın asıl gayesi bütün alemi aşkdan haberdar

etmekdir. Aşk hiçbir zaman fani şeylere bağlanıp heba edilmemeli, aşkın asıl

gayesi bilinmeli. Yani insanlar mecazf aşka değil hakiki aşka yönelmeli.

Hakikf aşk ise ancak Yüce Allah'a duyulan aşkdır. Allah dostlarına göre aşkların en güzeli ve en ulvfsi Cenab-ı Allah'a karşı duyulanıdır.

Esrar şu beyitlerle aşkın önemini anlatırken onun aşığı ne hallere

düşürdüğünden bahseder.

(20)

392 AÜİFD Gıt XLIV (2003)Sayı i Ey nice Manşur-ı J:Iak-gfiyl şanem-bfuı itdi 'aş\'<'

Ey nice \.<.u~bunmekanın kafiristan itdi 'aş\'<'(97)

Eyelinden 'aciz Efla~un u Calinusıai° Eyanın derdiyle çak çak olur namuslar (98)

,Aş\.<.dır'alemleri gavgalara duş eyleyen

Ijun-i 'uşşa\.<.ıdöküp deryayı pür-cuş eyleyen (100)

Esrar, aşkın alemde kavga sebebi olduğundan, aşıkların kanını akıttığından. aşığın aklını başından nasıl aldığından, Hallac-ı Mansur'un aşkından dolayı darağacına gitmesinden bahsederek aşkın, aşığın başına getirebileceği şeylere işaret eder. Herkesin aşkın elinden ne kadar aciz olduğundan, aşk derdinden ar ve namustan nasıl vazgeçtiğini beyitlerinde ifade eder. Hatta Eflatun gibi büyük bir filozofun bile aşkı anlama ve anlatmaktan aciz olduğunu söyler.

Esrar'a göre aşk öyle bir şeydir ki; filozofu yıldızlardaki güzellik ve ahenge hayran bırakarak onlara taptırır. Aşk ile bir putperest peygamberlerin mesajındaki güzelliklere vurulur ve peygamberliğini kabul eder.

'Aş\.<.oldı feylesofi eyleyen abter-perest

'Aş\.<.itdi millet-i tersayı peygamber-perest (102)

Cenab-ı Allah da Hz Muhammed'e "habibirn" derken aslında kendini yani yarattığı güzelliği sevmektedir.

'Aş\.<.itdi A1)med-i Mubtarı ma'şu\'<'-ı Ijuda

Kendüyi kendinde sevdi Ijazret-i Rabbü'l-vera (103)

'Aş\.<.J:Ia\.<.\.<.'ln'aşı\.<.ıJ:Ia\.<.\.<.ise 'aş\.<.ın'aşıl.o

Far\.<.olunmaz bir ıarafdan fa'i\.<.ından la1)i\.<.1(113)

Mevlana ile Şems-i Tebrizi'nin arasındaki sevgiden bahsederken de Mevlana'nın ilmini Şems'den aldığını ve mürşidiyle bütünleştiğini anlatır. Esrar'ın ifadesiyle, Şems tefsir olsa ortaya aşk çıkar, aşk tefsir olunca da Mevlana ortaya çıkar.

(21)

Esrar Dede 'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevfsİ Şems tefsır olsa ser-ta-pa beyan-ı 'aş~dır Zfrt-i paki şu'le-paş-1 asuman-ı 'aş1.<dır

,Aş~ tefsır olsa Mevlana Celalü'd-dın çı~ar

OL mu'ammadan anın resm itdigi 'ayın çı~ar (129-130)

, Aş~dır sa1.<fvü cam ü bade vü nu~l ünedım ,Aş~dan gayri vücOdun aşlı yo~ Allah 'aif m (83)

393

3.2. Hz. Peygamber: Hz Peygamberimiz de Mübdrek-niime'de sıkça ve

sıfatları vurgulanarak geçer. Esrar, bir beyitte aşığın içinden gelen o yanık ve içli ahın Hz. Peygamber'in nOrundan geldiğini ve aşığın inlemelerinin de O'nun olduğu yere duyduğu özlemden geldiğini vurgular. Çünkü burada anlatılan aşık bir Hak aşığıdır.

,Aşı~ın ah-ı derOnı nOr-i Al)med'den gelir

'Aş~-ı 'aşı~ nale hep kOy-i Mul)ammed'den gelir (116)

Başka bir beyitte de, Allah'ın Hz. Muhammed'i insanlara aşkı tebliğ etmek için gönderdiğini söyler.

I:Ia~ Cenab-ı Al)med'i gönderdi kim bu 'aleme Sırr-ı 'aş~ı eylesün teblıg ibn-i Ademe (117)

Yine bir beyitte Hz. Peygamberin ilm-i ledün sahibi olduğunu ve bir nokta olan ilmin Hz. Ali tarafından bilindiğini, ilmin onda karar kıldığını belirtir.

I:Iamil-i 'ilm-i ledünnı Al)med-i Mubtardır No15.ıanın sırrına va~ıf I:Iayder-i Kerrardır

NOr-1 Al)med no15.ta-i I:Iayder'de oldiber karar

Medd-i ~ıllü'ş-şems ol ser-bal15.ayl eyler medar (120-121)

3.3. Diğer Peygamberler: Esrar Dede, eserinde, Hz. Muhammet'ten

başka bazı peygamberleri de zikreder. Eserde insanlığın atası ve ilk peygamber Hz. Adem, Hz. NOh ve Hz. Isa geçmektedir. Hz. NOh tufan zikredilerek geçerken Hz. İsa'dan da Mesıh ve Isı olarak bahsedilmektedir.

(22)

394 A ÜİFD Cilt XLIV (2003) Sayı 1

Merl:ıaba rGl:ıu'I-~udüs ayınedar-ı I:ıazretin Merl:ıaba 'İsı vü can miişta15-ı feyz-i şol:ıbetin

Merl:ıaba ey NGI:ı-ı tGfan-ı me~ahir merl:ıaba

Merl:ıaba kim bendedir dünya vü ma-fiha sana (23-24)

3.4. Hz. Ali: Hz. Ali de Hz. Peygamber'le birlikte bazı beyitlerde zikredilir. Onun ilminden. ilminin öneminden ve Hz. Peygamber' e olan yakınlığı belirtilerek beyitlerde geçer.

Nur-ı Al:ımed no~ta-i ijayder'de oldı ber-~arar Medd-i ~ıııü'ş-şems ol ser-bal~ayı eyler med ar

ijamil-i 'ilm-i ledünnı Al:ımed-i Mubtardır

No~çanın sırrına va~ıf ijayder-i Kerrardır (120-121)

3.5. Hadisler: Mübfırek-Ilame'de tasavvufi eserlerde sık kullanılan ha-dislerden sadece iki tanesi geçmektedir.

"Künlü kenz" esrarını ıma ider her nüktesi21 "Li me'alla/ı" remzini ifşa ider her nüktesi (115)22

3.6. MevHina Sevgisi: Tarikata girdikten sonra şairimizde öyle bir

Mevlana aşkı ortaya çıkar ki Mübfırek-nanıe'deki şu beyit onun Mevlana sevgisinde geldiği zirveyi anlatır;

NGr-i feyzinden ],:uhur itmiş bu cümle kii'inat zatını göstermede balI:-a meraya-yı şıfat (3)

Esrar, bu beyitte iilemin Mevlana'nın nurundan ortaya çıktığını söyleyerek Hz. Peygambere ait bir sıfatı Mevlana'ya atfetmiştir.

Esrar'da büyük ve coşkulu bir Mevlana sevgisi vardır. Bu yüzden

Mübdrek-l1ame'nin ilk beyitlerini Mevlana'yı överek yazmaya başlar. Daha sonra da Mevlana'nın değişik yönlerini farklı teşbihler ve kıyaslar yaparak

II Bu hadisin tam meali şudur; "Ben gizli bir hazine idi m bilinmek istedim ve Beni bilen

insanlar yarattım." Aclilnı, Şeyh ısmail b. Muhammed, Keşfü'l-Hafii, IILI 32.

22Hadisin tam metninin meali şöyledir: "Benim Allah katında öyle hir halim vardır ki, benim o halime, ne bir melek yaklaşabilir, ne bir peygamber ulaşalıilir." Aclilnf, Şeyh ısmail b. Muhammed, age., I11I73.

(23)

Esrar Dede 'njn Mübarek-Name Adlı Mesnevisj .395

övmeye devam eder. Peygamberlere mahsus olan bir çok özelliği ona atfederek övgüsünü daha da ileri götürür.

Hep 'avalimden idüp cevlan geldin ademe Künbed-i !a~-ı 'anaşırda idersin zemzeme

Nagmelerle eyledin her dürlü tabmfd ü şena Gah tenzfh gah teşbfh gah illa gah la

Adını gerçi Celalü'l-ija~~ Rumf söyledin Lık gah Adem gem Ijatem gehf ijaydar didin

Ademiyyet batemiyyet vaşfının 'unvanıdır Can-ı 'alemsin vücudun kainatın canıdır

Devr-i Abmed'de ?:uhurun aldı batmü'l-evliya Sende ?:ahir oldihep esrar-ı batmü'l-enbiya (6-10)

Esrar Dede, bu beyit1erde Mevlana'yı överek onun sözlerinin hepsinin bir olan Allah'ı övme ve O'na hamddan ibaret olduğunu, adını CeHileddin Rumf olarak belirttiği halde, bazen Adem, bazen Hatem (hatemü'l-enbiya olan Hz. Muhammed), bazen de Haydar (Hz. Ali) olarak söylediğini belirtir.

Adem olmasının, O'nun aynı zamanda Hatem olmasının da bir vasfı olduğunu, yani Mevlana'nın yaptığı tasavvufi terbiye ile peygamberlerin hepsinin varisi olduğunu söylemektedir. Çünki bütün peygamberler Allah tarafından insanları iyi ve güzelolana yönlendirmek için gönderilmiştir. Mevlana da insanları sevgiye, aşka ve dostluğa davet ederken peygamberlerin yaptığı bir görevi yapmaktadır.

Diyamondi Keçeoğlu da bir yazısında Mevlana için "Mevlana'da Musevf, Musa'sını bulur. Isevf, Isa'sını bulur. Mevlana'da Muhammedf hem Musa'yı, hem ısa'yı hem de bütün peygamberlerin ve her iki cihanın sultanı olan Habib-i Hüda, Peygamberimiz Efendimizi bulur.,,23 diyerek Mevlana 'nın özelliğini vurgulamaktadır. Her dinden insan tarafından sevilmesi ve fikirlerinin kabul edilerek değer verilmesi Mevlana'nın ne kadar evrensel değerlere sahip bir kişi olduğunun bir göstergesidir. Esrar aslında övgüsünü bu kadar ileri götürmekde haksız da sayılmaz.

Esrar Dede şu beyitle Mevlana 'nın bu misyonuna bütün evliyanın şahit1ik ettiğini söylemektedir.

(24)

396 AÜİFD Cilt XLIV (2003) Sayı i Evliya-i Qaireti'l-l.<.uds-iMUQammed ser-te-ser

Ijatemiyyet sendedir diyü şehadet itdiler (ll)

Daha sonra da Muhiddin İbn-i Arabı, Feridüddin Attar ve Senayı gibi büyük zatlann da Mevlana'nın dergahında yetişmiş olduğunu, onun feyziyle eserler ortaya koyduğunu belirtir. "Merhaba" ile başlayan ve Mevlana'ya övgülerin yer aldığı beyitlerle ona olan sevgisini dile getirir.(22-28)

MerQaba ey kainatın mublisi balisi

MerJ:ıaba sensin kemale erdiren her nal.<.ışı(25)

3.7. Mesnevf: Mevlana'nın en önemli eseri olan ve kendisinin ağzından bizzat söylediği, Hüsamettin Çelebi'nin kaleme almış olduğu Mesnevı'den bahsederken, akıl sahiplerini irşad ettiği, hatta onun bir beytinin bile irşada yetebileceğini vurgular.

Meşnevı'den mısra'ayni oldı mürşid talibe Bir beyit pesdir yeter irşad-ı 'al.<.l-ıgalibe (l8)

3.8. Mevlevflik: Esrar Dede, Mevlevflerden bahsederken de şöyle der: Bir bölük üfıade-i 'aşl.<.ile itmiş müstevı

Şonra dönmüş adların l.<.0ymuşgürılh-i Mevlevı (43)

Yani" Bir bölük aşığı aşkla aynı kıvama getirmiş, daha sonra da dönüp bunlara Mevlevı adını vermiş." Burada 'dönüp' kelimesiyle Mevlevflikteki semaya da işaret edilmektedir.

3.9. Sema': "Mevlevı ayinlerinde dönmek, oynamak, güzel ses ve

müzikle vecde gelmek,,24 gibi manalarına gelen sema' da Mübarek-name'de çokca kullanılmaktadır. Esrar, bir beyitte sema'ı daha dokuz felek yok iken bile vardı diye belirtir.

Nüh felek nabı1d iken var idi 'alemde sema' ,Alem-i ~at idi yogiken (bu) adernde sema'(69)

Başka bir beyitte de, sema'ın aşıkların cenneti olduğunu ve aşıkların göz yaşının sema'dan yaratıldığını söyler.

(25)

Esrar Dede 'nİn Mübarek-Name Adlı Mesnevisİ

Rav:la-i mülk-i sema' old ı behişt-i 'aşı\.<.an Ijal\.<.olup nOr-i sema' yile sirişt-i 'aşı\.<.an(7i)

397

Yani; "Sema' ülkesinin bahçesi aşıkların cennetidir. Aşıkların gözyaş-ları sema'ın nOrundan yaratılmıştır."

Esrar, sema'ın önemini de şu beyitle açıklar: Öyle bir meclisdir ol meclis ki saJ.efsiIjüda GOşe gOşe mest-i müstagra\.<.hezaran evliya (78)

Yani; "Sema' meclisi öyle bir meclistir ki, orada Aııah sakidir ve o mecliste binlerce evliya sarhoş dolaşır."

3.10. Şahıslar: Esrar Dede, MübQrek-name'de bazı efsanevı

kahramanlar ve tasavvuf büyüklerinden de bahseder. Bunlar, Nakşibendı,

Dede Ömer Ruşenı, İbrahim Gülşenf, Kays, Ferhad, Hallac-ı MansOr, İbn-i

Arabı, Calinus, Ellatun, İran mitolojisinin efsane kahramanları Zal ve

Sam'dır.

Gülşenı gül-zar-ı 'aş\.<.ıfidasenin bülbül gibi ROşenl çeşm-i çeragın ya\.<.dısenden gül gibi (16)

Senden abz itdi rüsOmun Şeh Baha-i Na\.<.şbend Zülfüne oldı senin sünbül gibi bir merd bend (I 5) ,Aş\.<.bi'~-~at 'aleme rusvalıga mecbOrdur

ŞOreta geh ~ays ü geh Ferhad ü geh Manşur'dur (89) Ijaşm-ı canı Zal ü Sam'ın \.<.ahraman-ıfitnesi

Padişahlar hep esır-i na-tuvan-ı fıtnesi (I 08)

3.11. Şems-i Tebrizi':Şems-i Tebrizı, Mevlana'nın mürşidi olduğundan

MübQrek-name'de bahsi sıkça geçmektedir. Esrar, denizlerin dalgalarının onun sadasıyla coştuğunu, onun ilmiyle ateşler saçan bir nokta olduğunu ve

o ateşin her bir zerresinin Tur Dağında Aııah'ın tecellisinden bir nişan

olduğunu anlatır.

Şems-i Tebrizı ki oldur no\.<.ıa-iateş-feşan Virdi her bir ~erresi rOr-i tecellfden nişan Mevc-i deryayı şada-yı Şems-i Tebriz itdi cuş

(26)

398 AüİFD Cilt XLIV (2003) Sayı i

Başka bir beyitte de Şems'in tefsirinden ortaya aşk çıkacağını ve aşkın tefsirinden de ortaya Mevlana'nın çıkacağını söyler.

Şems tefsır olsa ser-ta-pa beyan-ı ' aş~dır Zilt-ı paki şu'le-paş-ı asuman-ı ' aş~dır (129) 4. Sonuç

Mübarek-name Esrar Dede'nin kaleme aldığı önemli bir mesnevıdir. Her ne kadar klasik mesnevı geleneği dışına çıkamasa da eser ihtiva ettiği

konularla dikkat çekmektedir. Aşk, sema', Mevlana ve Mevlevılik

konusunda söylenen sözler çok manidardır. Esrar'ın içinden gelen Mevlana sevgisini ifade ediş tarzı da çok içli ve samimfdir.

Esrar Dede'nin Mübarek-name adlı mesnevısi günümüze kadar gelmiş

ve üzerinde şimdiye kadar ilmı bir çalışma yapılmamıştır. Biz bu

çalışmamızda eserin nüshalarını tespit ederek sağlam bir metin ortaya

koyduk. Böylece, geçmişte kaleme alınmış olan bir eseri de günümüz okur ve araştırıcılarına kazandırmaya çalıştık.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu sebeple, mahkemece, borçluya ait bu malların teminat olarak gösterilmesi bahis konusu olduğu takdirde malların değeri­ nin bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi ve

Bu nedenlerle, Yargıtay Başkan ve üyelerinin hukukî sorumlu­ luğunun kabul edilmesi için belirtilen gerekçeleri de gözönüne ala­ rak, Danıştay Başkan ve üyelerinin

45. Bu noktaya aşağıda istisnalar bölümünde bir başka boyutta yine değinilecek.. kirliliği kontrol) masraflarına katlanması durumunda ise k.ö. ilkesi­ nin dar

Bu formüle göre, bir seçim çevresinde partiler ve bağımsız adaylann aldıklan geçerli oy sayılan, 1.5'dan başlayıp o çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına

onaylanmasının kararnamenin tümünün onaylandığı anlamına gele­ ceğine karar vermiştir. NOT: 1958 Fransız Anayasası'na göre Hükümet, programının icrası için

Kanunda Bankanın bundan böyle Hazineye, her yıl cari yıl genel bütçe ödenekleri toplamının, bir önceki mali yıl genel büt­ çe ödeneklerini aşan tutarının %12'den

Gerçekten, imparatorluk sınırları içinde, çeşitli hukukî adetle­ rin (uygulamaların) birleşme süreci, esaslı farklılıklar göstermekte­ dir; Roma'nın genel baskısı

Bu kurallardan hareketle, AYM'nin, ilke olarak, ret istemi hakkında bir karar vermeden o dava veya işe bakamayacağı, dolayısıyla reddedilen Başkan veya üyenin ret istemi