• Sonuç bulunamadı

Dişhekimliği Fakültesinde Protez Kliniği İle Diğer Kliniklerde Hasta Anksiyetesinin Araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dişhekimliği Fakültesinde Protez Kliniği İle Diğer Kliniklerde Hasta Anksiyetesinin Araştırılması"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt 4, Sayı 2, 2001

DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNDE PROTEZ KLİNİĞİ İLE DİĞER KLİNİKLERDE

HASTA ANKSİYETESİNİN ARAŞTIRILMASI

A. Kemal ÖZDEMİR* H. Deniz ÖZDEMİR** Akın COŞKUN*** Semih TAŞVEREN*** ÖZET

Anksiyete: kişilerin tehdit olarak algıladığı durumlara karşı tepkisi olarak onaya çıkar. Dişhekimleri olarak genellikle karşı karşıya,kalınan bu durum, hasla ve hekim açısından çeşitli problemlere sebep olmakladır.

Bu araştırmamızda yapılacak olan tedavilerde uygun ted-birlerin alınabilmesi amacıyla anksiyete sorunun sosyo-demog-ralik durumuna göre hangi hasta türünde ve yapılacak tedavi-nin tipine göre diş hekimliğitedavi-nin hangi kliniğinde daha çok görül-düğünü belirlemeyi amaçladık.

Araştırma C.Ü. Dişhekimliği fakültesinin beş ayrı kliniğine başvuran toplam 151 denek üzerinde yapılmıştır. Bu deneklere tarafımızdan hazırlanan sosyo-demografik anket ile beraber anksiyetenin durumluluk ve süreklilik değerlerini ölçen STAI -I ve II formları birlikte uygulanmıştır.

Araştırmamızın sonuçlarında klinikler arasındaki değer-lerde anlamlı bir fark bulunamamıştır. Eğitim, yaş. cinsiyet, da-ha önceki kişisel tecrübeler ve yöresel faktörlerin da-hastanın ank-sıiyetesinde etkili olduğunu düşünmekteyiz.

Anahtar Kelimeler:Dişhekimliği korkusu, dişhekimliği anksiyetesi.

SUMMARY

Anxiety appears as a reaction against the States that people perceive as threals. This sitituation that the dentists generally face, causes various problems for doctor.

In order to lake proper precoutions in the treatments which will be practised in this research, we aimed to determi-ne that: in which sort of patients (according to socio-demog-raphic condition of the problem) and in which clinic of dentistry (according to type of treatment which will be practised) the an-xiety is more generally seen.

This research has been practised on a total of 151 sub-jects who has applied Dentistry Faculty of Cumhuriyet Univer-sity. The STAI-l and II forms that measures the situation and continuity of anxiety has been practised together with the so-cio-demographic poll prepafed by our side.

At the and of our research, we thınk that education, age sex, preceeding personal experiences and local factors are effective.

Keywords:. Dental fear, dental anxiety.

GİRİŞ

Anksiyete yaşamı tehdit eden ya da tehdit şeklinde algılanan içten veya dıştan kaynaklanan bir tehlike veya tehlike olarak algılanıp yorumla-nan bir durum karşısında; korku, endişe, gerginlik gibi subjektif olarak hissedilen bir durumdur ve şahsiyetin bütünlüğünün tehdit edildiği her durum-da, ortaya çıkar.

Anksiyete, şahsiyetin genel strese karşı mü-cadelesinin bir ifadesi olarak kabul edilir. Ruhi stre-se karşı şahsiyet, anksiyete ile cevap verir. Pato-jen herhangi bir uyarana karşı şahsiyetin ruhi den-geyi sağlamak için yaptığı mücadelenin ifadesi olarak anksiyete oluşur.

Anksiyete, hem psikolojik hem de fizyolojik parametreleri olan bir emosyondur.9 Psikolojik

be-lirtiler: Kuruntu, korku, kaygı, kötü bir şey olacağı endişesi, panik, yok olma duygusu, irritabilite, yor-gunluk, bitkinlik, uykusuzluk ve konsantre olmada güçlüktür.

Anksiyete de somatik belirtiler; baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik, çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, sık idrar yapma, motor gerginlik ve huzursuzluk, paresteziler ve ağız kuruluğudur. Fizik bulgular ise; terleme, soğuk nemli deri, taşikardi,aritmi,yüzde kızarma veya solgunluk, refleks canlılığı, titreme, kolay ürperme ve yerinde duramamadır.

Tehlikeli koşulların yarattığı kaygı türü ge-nellikle her bireyin yaşadığı geçici duruma bağlı bir kaygı oluşturur buna "durumluluk (anlık) kaygı" denir. Bazı kişiler ise sürekli olarak huzursuzluk içinde yaşar. Genellikle mutsuzdur. Doğrudan doğ-ruya çevreden gelen tehlikelere bağlı olmayan bu kaygı türü içten kaynaklanır. Öz değerlerinin tehdit edildiğinin zannetmesi ya da içinde bulunduğu du-rumları stresli olarak yorumlaması sonucu birey kaygı duyar. Buna da "sürekli kaygı" denir.7,8,9

Dişhekimleri olarak genellikle karşı karşıya kalınan bu durum, insanların diş tedavilerini gecik-tirmelerine, hiç yaptırmamalarına bu şekilde gittik-çe büyüyen diş problemleriyle birlikte ayrıca yapıl-makta olan tedavide de zorluklarla karşılaşılması-na sebep olur.8,10

Diş ile ilgili endişesi olan hastalarla;

1-İletişim kurmak, işbirliği yapmak daha zor-dur,

2-Tedavileri daha uzun sürer ve bu kişiler dişhekimleri için stres kaynağıdır.

3-Diş tedavileri esnasında yüksek anksiye-teli hastalar; randevularına gelmezler ya da geç gelirler ve diş hekiminin planlı ve düzenli çalışma-sını önlerler.

Son yıllarda hasta anksiyetesini ortadan kaldırmak ve çalışmaları kolaylaştırmak amacıyla ilaç tedavilerinin, psikolojik terapinin yanında güzel

71 *C.Ü.Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi A. D. Doç.Dr **C.Ü. Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Uz. Psk.

(2)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001 CİLT: 4, SAYI: 2

kokunun da etkili olduğu konusunda çalışmalar li-teratürde yer almaktadır. 3,6,8,9,10

Bu araştırmamızda yapılacak olan tedaviler-de uygun tedbirlerin alınabilmesi amacıyla anksi-yete sorunun sosyo-demografik durumuna göre hangi hasta türünde ve yapılacak tedavinin tipine göre diş hekimliğinin hangi kliniğinde daha çok gö-rüldüğünü belirlemeyi amaçladık.

MATERYAL VE METOD

Araştırmamız için, Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Protetik Diş tedavisi, Periodontoloji, Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cer-rahisi, Diş Hastalıkları ve Tedavisi ve Oral Diag-noz kliniklerine ilk defa başvuran 30'ar deneğin gö-nüllü olarak ve rastgele seçilmesi amaçlanmıştır. Tedavi kliniğindeki iki deneğin formları hatalı bulu-narak çıkarılmış, protez kliniğinde ise fazladan doldurulmuş olan 3 form da araştırmaya dahil edil-miştir. Böylece çatışma toplam 151 denek üzerin-de yapılmıştır.

Deneklerin 86 sı kadın, 65'i erkektir. Bu de-neklere tarafımızdan hazırlanan sosyo-demografik anket ile beraber anksiyetenin durumluluk ve süreklilik değerlerini Ölçen STAI-I ve STAI-II formları birlikte uygulanmıştır. Araştırmanın verileri 2000 yılında toplanmıştır.

Durumluluk ve sürekli kaygı envanteri, Spi- elberger ve arkadaşları tarafından 14 yaş ve üzeri olan genç, öğrenci, hasta ve normal yetişkinlerde anksiyete düzeyini ölçmek için geliştirilmiştir. A. Le Compte ve N. Öner tarafından Türkçe'ye çevrile rek lise ve üniversite öğrencilerine uygulanmış olan bir testtir.7,6

Elde edilen değerler istatistiksel olarak de-ğerlendirilerek sonuçlar alınmıştır.

BULGULAR

Araştırmamızın bulguları tablolar halinde ve-rilmiştir. Her tablonun altında açıklaması yer al-maktadır.

TABLO-1: Cinsiyete Göre Hastaların Durumluluk

ve Süreklilik Anksiyete Değerleri

Dişhekimliğine gelen kadın ve erkek hastala-rın süreklilik ve durumluluk anksiyete puanlan kar-şılaştırıldığında farklılık istatistiksel olarak önemli-dir (P<0.05). Buna göre erkeklerin Süreklilik ve Du-rumluluk Anksiyete Testi değerleri kadınların de-ğerlerinden daha yüksek bulunmuştur.

TABLO-2: Yaş Gruplarına Göre Ayrılan

Hastalarda Durumluluk ve Süreklilik Anksiyete Değerleri Yaş Durumluluk Anksiyete X±Se Sürekli Anksiyete X±Se 25< n-64 39.37±1.14 43.2 1± 0.97 26-35 n=37 4224±2.17 42.24± 1.43 36-45 n-25 38.68 ± 2.30 42.40 ±1 40 46-55 n=16 40. 18 ±2.98 45 75 ±1.96 56> n=9 38.44 ±3 30 42.88±2.97 SONUÇ KW-=1.45 P>0.05 KW=3.03 P>0.05

Fakültemize tedavi olmak için gelen hastala-rın yaş gruplahastala-rına göre Süreklilik ve Durumluluk Anksiyete Testi puanları karşılaştırıldığında fark-lılık istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (P>0.05) (Tablo-2).

TABLO-3: Hastaların Eğitim Durumlarına Göre

Anksiyete Sonuçları Eğitim Durumu Durumluluk Anksiyete X± Se Sürekli Anksiyete X+ Se Okur-Yazar Değil n=7 40.57 ±2.53 46. 14 ±2. 17 ilkokul n=24 39.87 ±2 02 46.41 ±1 79 Ortaokul n=11 39.00 ±3.69 41.18±3.31 Lise n=45 4l.24±1.47 42.77 ±1.21 Yüksekokul n=64 39.26 ±1.54 42.06 ±085 SONUÇ KW=2.54 P>0.05 KW=8.41 P>0.05 Cinsiyet Durumluluk Anksiyete X–± S e Sürekli Anksiyete X–+Se Kadın n=86 41.86+1.13 37.5 + 1.38 Erkek n=65 44.94+0.92 40.64+0,78 SONUÇ t=2.36 P<0.05 t=3.54 P<0.05

Hastalarımızın eğilim durumlarına göre;

sü-reklilik ve durumluluk anksiyete puanları incelen-diğinde farklılık istatistiksel olarak önemsiz bulun-muştur (P>0.05) (Tablo-3).

(3)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001 CİLT: 4, SAYI: 2

TABLO-4: Kliniklere Göre Hastaların Durumluluk ve

Süreklilik Anksiyete Sonuçları

TABLO-6: Meslek Gruplarına Göre Hastaların

Anksiyete Değerlerinin Karşılaştırması

ği Fakültesi Bölümleri Anksiyete ksiyete X±

Se Tedavisi n=33 agnoz ve Radyoloji n= 30 Cerrahisi n =30 i n=30 ları Tedavisi n=28 n=151 0.05 05

Tablo-4 de görüldüğü gibi Cumhuriyet Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinin çeşitli bölümlerine başvuran hastaların sürekli ve durumluluk anksiyete puanları karşılaştırıldığında farklılık istatistiksel olarak önemli bulunamamıştır (P>0.05).

TABLO-5: Daha Önce Dişhekimine Gitme Sebebine Göre

Hastaların Durumluluk ve Süreklilik Anksiyete Değerlerinin Karşılaştırılması.

Gitme Nedeni Anksiyete

iyete X"±Se 9

zliği

a Bolüme Gidenler

>0.05 P<0.05

Çeşitli şikayetleri nedeniyle dişhekimine giden bireylerin durumluluk anksiyete puanları kar-şılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Aynı bireylerin süreklilik anksiyete puanları karşılaştırıldığında ise istatistiksel olarak farklılık anlamlı bulunmuştur (P<0.05). Daha sonra çeşitli nedenlerle ilgili bölümlere giden bireylerin süreklilik anksiyete puanları ikişerli olarak karşılaştırıldığında muayeneye gelen bireylerin puanları ile dolgu, protez ve birden fazla nedenle giden bireylerin puanları arasındaki farklılık anlamlı bulunurken (P<0.05), diğerleri arasındaki farklılık ise istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur (P>0.05) (Tablo-5).

Meslek k anksiyete X± Se ksiyete X±Se

n=45 0 4 n=11 89 2 n=42 3 5 ı n=40 9 1 eslek n=13 4 5 n:151 P>0.05 P>0.05

Hastaların mesleki durumları açısından süreklilik ve durumluluk anksiyete puanları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05).

TARTIŞMA

Tablo-1 de görüldüğü gibi, hastaların cinsiyete göre anksiyete puanlan incelendiğinde kadınların durumluluk anksiyete puanları erkeklerden daha düşük bulunmuştur. Bu sonuç literatür bilgilerimizle uyumlu değildir.2,3 Görgün,4 Locker,6 İle Çuhadaroğlu'nun1 çalışmalarında erkeklere ait değerleri daha düşük bulmuşlardır. Sebebin ayrı bir çalışma araştırma ile araştırılması uygun olacaktır.

Yaş gruplarına göre anksiyete değerlendir-melerinde literatüre baktığımızda; DAS (Dental Anksiyete Skalası) ile yapılan çalışmada Locker; değerlerin genç yaşlarda daha yüksek olduğunu belirtmiş.(6) Çuhadaroğlu, zayıfta olsa yaşın ilerlemesi ile kaygı puanının düştüğünü,1 Görgün ve ark. yaşlıların daha fazla tolerans gösterdiklerini DAS değerlerinin daha düşük olduğunu bildirmiş-lerdir.(4) Doerr de 55 yaş ve üzerinde daha düşük anksiyete değerleri bildirmiştir, Elter'in çalışması da bu yönde sonuçlar vermiştir.2,3 Bizim de çalışmamızda (Tablo-3'te) görüldüğü gibi anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen en düşük değerler 56 yaş ve yukarısında bulunmuştur. Güllen ve ark.5 Tam protez uygulamasının anksiyete üzerine etkisini araştırdıkları çalışmada; 53-85 yaşlarında (Ort: 61) 120 hastada ortalama anlık anksiyeteyi bizim değerlerimize göre (Ort: 56,77) daha yüksek tespit etmişlerdir.

Hastaların eğitim durumu ile anksiyete arasındaki ilişkiyi araştıran Spilberger. "Eğitim seviyesi yüksek olan bireyler stres ile baş etmede etkin beceriler geliştirmiş bulunurlar. Buna bağlı olarak

(4)

C.Ü. DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DERGİSİ 2001 CİLT: 4, SAYI: 2

da yeni çevrelerin ve olayların yarattığı baskıları tehdit edici olarak algılamazlar" demektedir. Çuha-daroğlu da Spilberger'in görüşünü desteklemekte-dir. Ancak, Görgün ve ark. çalışmalarında en yük-sek anksiyete lisansüstü eğitim yapmış olanlarda bulunmuştur.1,4 Doerr ve Elter eğitim süresi arttıkça anksiyetenin azaldığını bildirmiştir.2,3 Araştır-mamızda eğitim durumuna göre anksiyete puanla-rına bakıldığında (Tablo-3); anlamlı bir tark bulun-mamıştır. En yüksek anksiyete puanı lise mezun-larında, en düşük anksiyete puanı ise ortaokul me-zunlarında onu takip eden yüksek okul mezunla-rında tespit edilmiştir.

Fakültemiz kliniklerine başvuran hastalar üzerinde yaptığımız bu araştırmada anksiyete pu-anları incelendiğinde klinikler arası anksiyete farkı anlamlı bulunamamıştır (Tablo-4). En yüksek ank-siyete puanı Ağız-Diş-Çene Hastalıkları ve Cerra-hisi kliniğine başvuran hastalarda çıkarken, bunu Protetik Diş tedavisi kliniği hastaları izlemiştir. Çu-hadaroğlu da araştırmasında protetik tedavinin ki-şilerde anlamlı bir seviyede durumluluk anksiyete-sinden söz ettiren tedavi metodu olduğunu söyle-mektedir.1 En düşük değerler Diş Hastalıkları ve Tedavisi kliniğine başvuran hastalarda belirlenmiş-tir. Bizim elde ettiğimiz anksiyete değerleri benzer araştırmalarda bulunan değerlerden daha düşük çıkmıştır. Bu durumun yöresel ve sosyo-ekonomik faktörlerden etkilendiği düşünülmüştür. Diş tedavi-sinin fakültede ve devlet imkanları ile yaptırılacak olmasının verdiği rahatlık ve güvenin, sonuçları et-kilemiş olabileceği düşünülmektedir.

Tablo-5 de, daha önceden ne sebeple diş-hekimine gittiniz sorusuna verilen cevaplar ile anksiyete puanları değerlendirilmiştir. En yüksek anksiyete değeri "dolgu yaptırmak sebebiyle git-tim" diyenlerde çıkarken, en düşük eğer "protez yaptırmak sebebiyle gittim" diyenlerde bulunmuş-tur. Bu durum önceden edinilen ağrılı, sıkıntılı tec-rübelerden kaynaklanmış olabilir.

Tablo-11'de deneklerin meslek gruplarına göre yapılan sınıflamasındaki anksiyete değerle-rinde en yüksek sonuç ev hanımlarında bulunmak-tadır. Bu sonuç kadınlardaki anksiyetenin yüksekli-ği bilgileriyle1,2,3,4,6,9,10 uyumludur, ancak çalışma-mızdaki toplam 85 kadın deneğin 40'ı ev hanımı statüsündedir. 45 kadın denek ise çeşitli meslek-lerde çalışmaktadır, bu durum sosyo-ekonomik durumun kadınlarda anksiyeteyi düşürdüğü fikrini akla getirmekteyse de buna yönelik bir araştırma ile doğrulanması gerekir.

SONUÇLAR

Araştırmamızın sonucunda elde edilen bul-gulara göre; literatürde genellikle belirtilenin aksi-

ne, tüm hastalarda erkeklerin durumluluk ve sürek-lilik değerleri kadınlarınkine göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.

Yaşa, eğitim durumuna ve mesleklerine göre durumluluk ve süreklilik anksiyete değerleri kıyas-landığında anlamlı bir fark görülmemiştir.

Klinikler arasındaki değerlerde anlamlı bir fark bulunamamıştır. Ancak, araştırmamızın önemli bir bulgusu beklenenin aksine, bütün klinik-lerde süreklilik anksiyete değerleri, anlık (durumlu-luk) anksiyete değerlerinden daha yüksek çıkmış-tır.

Hastalar önceki tecrübelerine göre değer-lendirildiğinde durumluluk ve süreklilik değerleri açısından en düşük değerler protez hastalarında çıkarken, ilk muayene sebebiyle hekime giden hastalarda her iki anksiyete tipinde de en yüksek değerler tespit edildi.

Araştırmamızın sonuçlarında eğitim, yaş, cinsiyet, daha önceki kişisel tecrübeler ve yöresel faktörlerin etkili olduğunu düşünmekteyiz. Böyle bir araştırmanın değişik ve daha kalabalık gruplar üzerinde tekrarlanması sonuçlar üzerinde etkili olacaktır. Elde edilen verilerin ışığında yeni para-metrelerin araştırılması yararlı olacaktır.

KAYNAKLAR

1 - Çuhadaroğlu İ., Aydın B.: Protetik Tedavide Anksiye-te Değerlendirmesi, Marmara Ün. Diş Hak. Fak. Derg. 1 (8), 7-12, Aralık 1985.

2- Doer, P.A , Lang P , Nyquist, L.V., Ronıs, D L ; Fac- tors Associated With Dental Anxiety, JADA, 129, 1111-1119, 1993.

3- Elter, J R.. Strauss, R.P.. Beck, J.D.; Assessing Den- tal Anxiety, Dental Care Use and Oral Status in Older Adults. JADA. 126.591-597, 1997.

4- Görgün S., Yazıcıoğlu B., Öztas B.: Ankara Üniversi tesi Dişhekimliği Fakültesine Başvuran Hastalarda Dental Ank siyete Skalasının Belirlenmesi, A.Ü. Diş Hek Fak. Derg. 20 (2), 217-222, 1993.

5- Gülten T., Özkal ş., Güllen A., Günay Y.; Tam Protez Uygulamasının Anksiyete Üzerine Etkisi, Dişhek Derg.. 30,

134-185. 1998.

6- Locker, D., Lidell, A., Burman, D.; Dental Feat and Anxıety in Older Adult Popıılation, Communıty dent. Oral epide- miol, 19. 120-4, 1991.

7- Öner N., Le Compte A.; Süreksiz Durumluluk/Sürekli Kaygı Envanteri El Kitabı, Boğaziçi Ün., 1985

8- Özçelık B., Kıtraner T., Ataç B., Beksaç S ; Endodon- tik tedavi öncesi görülen Stresin Psikolojik ve Endokrinolojik Parametrelerle Ölçümü, Selçuk Ün. Dış Hek. Fak. Derg., 7 (1), 43-46, 1997.

9- Sculiy, S.J.;Psikiyatri, Çev:Refet Saygılı, Ege Un. Yayınları no:136, Ege Ün. Basımevi, İzmir, 1990

10- Stabholz, A., Peretz. B.; Dental Anxiety among Pali- ents Prior to Different Dental Treatments, Int. Dent. J., 49, 90- 94, 1999.

Yazışma adresi:

Doç. Dr. A. Kemal ÖZDEMİR

Cumhuriyet Ün. Dişhek. Fak. Protetik Diş Ted. A.D. Kampüs/SİVAS

E:Mail: aozdemir@cumhuriyet.edu.tr 74

Referanslar

Benzer Belgeler

KONYA / ILGIN Ilgn ehit Musa Altn Anadolu SML HEMRELK ALANI K/E 367.82 1 KONYA / CHA. NBEYL Borsa stanbul Anadolu SML HEMRELK ALANI K/E 366.68 2 KONYA

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) araştırma görevlisi yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından YÖK, ÖYP Temmuz dönemi taban ve tavan puanlarını

Okul dışında popüler müzik alanında profesyonel olarak çalışmadıkları, Hazırlanan gitar eğitiminin öğrencilerin eşlik yapma, doğaçlama çalma ve transpoze

[r]

MERKEZ K/E İng.. MERKEZ K/E

Benzer şekilde, insanların çevresel tutumlarının, çevresel davranışlarını etkilediği; ancak, çevre bilgisinin çevresel davranışların tatmininde yetersiz kaldığı

Yüksekokulu Bilişim Güvenliği Teknolojisi 46,25 95,7. 108251186 Çarşamba Ticaret

Sonuç: Çalışmada kadınların, dul olanların ve psikiyatrik tanısı olan bireylerin anksiyete ve depresyon açısından daha riskli gruplar olduğu belirlendi.. Bu bulgular,