21 OCAK 1970
Abdülmecid'in eseri
Son Halife Abdülmecid’in Nice şehrinde yapılan bir açık arttırmada yağlı boya bir tablosunun 160 bin liraya müşteri bulduğunu gazetelerde okurken, çocukluğumdaki bir sahne canlandı gözlerimin önünde.
Bilmem kaç yaşındaydım? Ya beş, ya da altı olacak. Slrkeci’de o zamanlar bir Paris Oteli vardı. İşte o otelin bir penceresinden rahmetli babam bana:
— «işte oğlum Halife...»
Diye bir faytona kurulmuş beyaz sakallı bir adamı göstermişti. Âlâyı vâlâ ile galiba Ayasofya’ya Cuma na mazına gidiyordu.
Son Halife Abdülmecld Efendi hakkındaki asıl ente resan anılar «Hürriyet» gazetesinin kurucusu rahmetli Sedat Simavi’den dinlediklerimdir.
Mütareke yıllarında Sedat Simavi Osmanbey’de bir apartmanda oturur ve o sıralar galiba «inci» dergisini çıkarırmış. Sedat Simavi bir sanat adamıydı. Basma ön ce bir karikatürist olarak girmişti. Zevk sahibiydi. O za manki inci mecmuasının sadece bir nüshasını bile İncele mek onun zevki hakkında yeteri kadar bilgi verir insana... Halife Abdülmecld Efendi o sıralar henüz «Veliaht» mış. Her hâlde o da «inci» yi okurmuş ki, bir gün gene Osmanbey’de oturan yâverl Sedat Simavi’ye gelerek ken disini Veliaht Efendinin Çamlıca’daki köşküne dâvet etti ğini bildirmiş.
Gitmiş dâvete Sedat Simavi... önce sanat üzerine ko nuşmuşlar... Sonraki ziyaretlerde daha çok açılmak fır satını bulmuşlar birbirlerine...
Veliaht yağlı boya resme meraklıymış... Eserlerini
göstermiş Sedat Simavi’ye... Alafranga musikiye pek
düşkünmüş.
— «Alaturkayı dinlerken tüylerim diken diken olur...» Der suratını buruştururmuş...
— «Şayet bir gün bana taht nasip olursa...»
Diye asıl Sedat Simavi’nin önemli bulup bana nak lettiği tasarılarını da şöyle sıralarmış:
«— önce şu sağdan sola Arapça yazıyı değiştirmenin bir yolunu arayacağım, öğrenilmesi zör bunun. Milletim kolayca okur - yazar olmalıdır.. Sonra başımızdaki şu fesi defedeceğim.. Giyim kuşamımız da pek karışık,. Ona da bir düzen vermek lâzım.. Hele dinde muhakkak reform lâ zım.. Sanat da önemli. Bu milletin her şeye eli yatkındır amma din meselâ resime engel olduğu için Batılı anlam da sanata katkıda bulunamıyoruz..»
Dermiş.
Bugün resime hâlâ günah diyen softalar acaba son Halifelerinin yapmış olduğu ve Nice’de büyük paralar kar şılığı el değiştireli resimleri için ne derler onu bilmem amma her konuda son halife Sedat Simavi ile anlaşırmış da bir noktaya gelince birbirlerinden buruk ayrılırlarmış. Çünkü veliaht sözünü saltanatla başlatıp gene kendisine nasip olmasını umduğu saltanatla bitirirmiş..
Sedat Simavi ise: «— Cumhuriyet..»
Rahmetli Sedat Simavi’nin dediği oldu. Amma kabul etmek gerekir ki, Sedat Simavi kazanırken, tek kaybe den gene de son halife değildir. Zira o da bir müslüman halifesinin bir yağlı boya tablo altına imza atabileceğini bütün mUslümanlara ispat ederek bu dünyadan göçmüş tür. Bir yağlı boya tablonun sanat eseri olduğunu Hazreti Muhammed’in Kuran-ı Kerim’de sözü edilen ve Tanrıya koşulan eş anlamında bir «put» olmadığını göstermiştir İslâm dünyasına..
Demek ki, Fatih Sultan Mehmet İle torunları arasına o kara taassup girmeseymiş bugün dünya sanat tarihinde nice nice Türk sanat dehalarının da isimleri pek âlâ bulu nacakmış. Amma ne çare ki, o kara taassubun kökü bu gün bile kurumadı ki Türkiye’de...
HİKMET B il.