• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Konut İç Mekan Ve Donatılarında Değişim Ve Süreklilik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de Konut İç Mekan Ve Donatılarında Değişim Ve Süreklilik"

Copied!
192
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĠSTANBUL TEKNĠ K ÜNĠ VERSĠ TESĠ  FEN BĠ LĠ MLERĠ ENSTĠ TÜS Ü

TÜRKĠ YE’ DE KONUT Ġ Ç MEKANLARI VE DONATI LARI NDA DEĞĠ ġĠ M VE SÜREKLĠ LĠ K

YÜKSEK LĠ SANS TEZĠ Gökçe CEYHAN

(502981068)

Tezi n Enstit üye Veril di ği Tari h: 21 Mayı s 2002 Tezi n Savunul duğu Tari h: 8 Te mmuz 2002

Tez Danı Ģ manı : Prof. Dr. Atill a YÜCEL

Di ğer Jüri Üyel eri : Prof. Dr. Hül ya Turgut (Ġ. T. Ü.)

Prof. Dr. Ni gan Bayazıt (Ġ. T. Ü.)

(2)
(3)

ÖNS ÖZ

Tez çalış ma m sırası nda beni dest ekl eyen ve her zama n yar dı mcı ol an Sayı n Tez Danı ş manı m Pr of. Dr. Atilla Yücel’e, anket çalış ma mda bana za man ayıran Ul udağ

Üni versitesi Mi marlı k Böl ümü öğreti m kadr osuna ve öğrencileri ne ve her za man yanı mda ol an aile me çok teşekkür ederi m.

(4)

Ġ ÇĠ NDEKĠ LER

ġEKĠ L LĠ STESĠ ÖZET

SUMMARY 1. GĠ RĠ ġ

1. 1. Gi ri ş ve çalış manı n a macı 1. 2. Çalı ş manı n neden ve önemi 1. 3. Çalı ş manı n sı nırl arı

2. KONUT Ġ Ç MEKANLARI VE DONATI LARI NI N DEĞĠ ġĠ MĠ (17. YY- 1983)

2. 1. Os manlılarda, 17. yy-18. yy konut iç mekanl arı ile il gili genel sapt a ma 2. 1. 1. Ai l eni n sosyal yaşantısı

2. 1. 2. Konut kült ür ü ve konut tipl eri

2. 1. 3. Konut mekanl arı ve mekan or gani zasyonu 2. 1. 4. Konut mekan donatıl arı

2. 1. 5. Konut mekanl arı nda dekor atif öğel er

2. 2. Yenil eş me ve batılılaş ma hareketleri ve konut kültür üne et kileri 2. 2. 1. Ai l eni n sosyal yaşantısı nda deği şi mler

2. 2. 2. Mi mari ort a m

2. 2. 3. Konut kült ür ü ve konut tipl eri nde deği şi mler

2. 2. 4. Konut mekanl arı ve mekan or gani zasyonunda değişi mler 2. 2. 5. Ye ni üsl up arayı şl arı

2. 2. 6. Konutl ar da yeni donatıl ar 2. 2. 7. De kor atif öğel er de deği şiml er

2. 3. Cu mhuri yet döne mi batılıl aş ma hareketl eri 2. 3. 1. Ai l eni n sosyal yaşantısı nda deği şi mler 2. 3. 2. Mi mari ort a m

2. 3. 3. Konut kült ür ü ve konut tipl eri nde deği şi mler

2. 3. 4. Konut mekanl arı ve mekan or gani zasyonunda değişi mler 2. 3. 5. Konutl ar da yeni donatıl ar

2. 3. 6. De kor atif öğel er de deği şim 2. 4. Savaş döne mi (1938 – 1950)

2. 4. 1. II. Dünya Savaşı nı n Tür ki ye’ de yarattı ğı ort a m ve bunun mi mari üzeri ne et kileri

2. 4. 2. Ye ni üsl up arayı şl arı

2. 4. 3. Konut i ç mekan öneril eri ve donatıl ar 2. 4. 4. De kor atif öğel er de deği şim

(5)

2. 5. Savaş Sonr ası Döne m ( 1950- 1970) 2. 5. 1. Mi mari ort a m

2. 5. 2. Konut kült ürü ve konut ti pl eri nde değişi mler

2. 5. 3. Konut mekanl arı ve mekan or gani zasyonunda değişi mler 2. 5. 4. Konutl ar da yeni donatıl ar

2. 5. 5. De kor atif öğel er de deği şim 2. 6. 1970- 1980 Döne mi

2. 6. 1. Ai l eni n sosyal yaşantısı nda deği şi mler 2. 6. 2. Mi mari ort a m

2. 6. 3. Konut kült ür ü ve konut tipl eri nde deği şi mler

2. 6. 4. Konut mekanl arı ve mekan organi zasyonunda değişi mler 2. 6. 5. Konutl ar da yeni donatıl ar

2. 6. 6. De kor atif öğel er de deği şim

3. GÜNÜ MÜZDE KONUT Ġ Ç MEKANLARI ( 1983-...)

3. 1. 1983’t en sonraki döne mde politi k, ekono mi k ve teknol oji k ort a m 3. 2. Sosyal yaşantı da deği şim

3. 2. 1. Batılı Et kiler 3. 2. 2. Tüketi ci Kült ür ü

3. 2. 3. Ma hr e m ve Ka musalı n Kaynaş ması 3. 2. 4. Bi rey ve Ail eni n Sosyal Yaşantısı 3. 3 Kent sel Çevre

3. 4 Mi mari Ort a m

3. 5 Konut kült üründe değişiml er 3. 5. 1. Konut ti pl eri

3. 5. 2. Konut mekanl arı ve mekan or gani zasyonl arı 3. 5. 3. Konut i ç mekanl arı ve donatıl arı

3. 5. 3. 1. Sı klı kl a kull anıl an ti pl er 3. 5. 3. 2. Sı klı kl a kull anıl an üsl upl ar 3. 5. 4. De kor atif öğel er de deği şim 4. SONUÇ

4. 1. Anket Çalış masını n Değerl endiril mesi 4. 2. Sonuç

KAYNAKLAR EKLER

(6)

ġEKĠ L LĠ STESĠ

ġekil 2. 1 18. Yüzyıl Ankara evi nde hare m, Resi m: d’ Ohsson,

Ka ynak: Tanyeli Uğur, 2001, Mahr e mi yet ve Konf or un Tari hi: Tür ki ye’ de Oda ( 15. -20. Yüzyıll ar), Sanat Dünya mı z, 81, YKY Ya yı nl arı, İst anbul, sf: 161

ġekil 2. 2 Al aşehir’de Yönetici Evi ni n Başodası, Resi m: All om, 1837

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 47

ġekil 2. 3 , ġekil 2. 4, ġekil 2. 5 Emi rhocazade Ahmet Bey bağ evi

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 170, 171

ġekil 2. 6 Yahnil er Bağ Evi

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 256

ġekil 2. 7 Ağabeyl er Bağ Evi

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 257

ġekil 2. 8 Gusül hane

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 268

ġekil 2. 9 Su kapl arı. Bakraç ve güğüml er.

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 268

ġekil 2. 10 Bi r odanı n girişi ni n oda içi nden görünümü, 1966

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 67

ġekil 2. 11 Türk evi nde odanı n mekansal böl ünmeleri

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 71

ġekil 2. 12 Alt ört üde döşe me ört üsü ve sedir ilişkileri, 1972

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

(7)

ġekil 2. 13 “Yuvarl ak ve di kdört gen yasl ağaçl ar, okl avaçl ar, ensıran, t aht a çanak,

maltız. ”

( Mutf ak gereçl eri)

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 257

ġekil 2. 14 “Saf ranbol u evi nde dol ap”

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 140

ġekil 2. 15 “Bursa evi nde dol ap”

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 140

ġekil 2. 16 “Bursa Muradi ye evi nde dol ap”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 49

ġekil 2. 17 “Bursa Muradi ye evi nde dol ap gözü”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 58

ġekil 2. 18 “Emi rhocazade Ahmet Bey bağ evi nde dol ap gözü”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 261

ġekil 2. 19 “Emi rhocazade Ahmet Bey bağ evi nde dol ap gözü”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 262

ġekil 2. 20 “Dat ça Reşadiye’de Hacı Mehmet Ağa konağı nda dol ap gözl eri”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 56

ġekil 2. 21: Safranbol u’da özenl e düzenl enmi ş ocak

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 193

ġekil 2. 22: Safranbol u’da dol apl arl a çevrel enmi ş açı k bir ocak

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 192

ġekil 2. 23: Çakırağa konağı nda yükl ük üst ünde süsl ü oda girişi

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 47

(8)

ġekil 2. 24: Yenişehir, Şemaki evi nde Edi rnekari dol ap kapakl arı nda manzara res mi Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 57

ġekil 2. 25 “Rauf Beyl er’i n evi nde kal e m işi süsl emel er”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 325

ġekil 2. 26: “Çok özenli bir t avan kapl aması ”

Ka ynak: Küç üker man Önder, 1996, Kendi Mekanı nı n Ar ayı şı İçi nde Türk

Evi, TTOK Yayı nl arı, İstanbul, sf: 168

ġekil 2. 27: “Bursa Muradi ye evi nde Kl asi k Os manlı t avan göbeği ”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 66

ġekil 2. 28: “Çanakkal e, Bayrami ç’te, Hadı moğl u Konağı nda Barok ocaklı bi r oda” Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 48

ġekil 2. 29: “Çanakkal e, Bayrami ç’te, Hadı moğl u Konağı nda Barok ocak”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 54

ġekil 2. 30: “Yenişehir Şemaki evi nde Barok ocak”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 54

ġekil 2. 31: ” Tokat’t a bir evi n sıvalı Neo- Rokoko tavanı ”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 68

ġekil 2. 32: “Çanakkal e, Adat epe’ de Mehmet Ağa Konağı nı n Barok pencerel eri ” Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 52

ġekil 2. 33: “Büyükada’ da Neo- Kl asi k pencere alınlı ğı ”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 42

ġekil 2. 34: “Büyükada’ da Art- Nouveau bal kon yaş mağı ”

Ka ynak: Günay Re ha, 1998, Türk Evi Gel eneği ve Saf ranbol u Evl eri, , Yapı Endüstri Mer kezi Yayı nları, İstanbul, sf: 42

ġekil 2. 35: “Les Villas d’ Ankara”, Suzan Kapsı z arşi vi

Ka ynak: Sey Yı l dı z, 1998, Cu mhuri yet Döne mi nde Konut, 75 Yıl da Deği şen

(9)

ġekil 2. 36: “Erken Cumhuri yet’te kentsel konut gerçeği ”, Akbaba, 1 Kanunusani 1937, s. 156

Ka ynak: Tanyeli Uğur, 1998, Yeni Topl u ma Yeni Konut, Üç Kuş ak

Cu mhuri yet, Tari h Vakfı Ya yı nı, İst anbul, sf: 140

ġekil 2. 37, 2. 38: “Ayazpaşa’ da kira evi iç mekanları ”

Ka ynak: Arkan Seyfi, 1935, Kira Evi - Ayazpaşa, Arkit ekt, sf: 129- 139 ġekil 2. 39, 2. 40: “Ameli El ektri k Şirketi ürünl eri ”

Ka ynak: Akçura Gökhan, Unut ma Beni- Ivır Zı vır Tari hi 1, sf: 42, 43 ġekil 2. 41: “Junkers Havagazı Şof beni il anı ”

Ka ynak: Akçura Gökhan, Unut ma Beni- Ivır Zı vır Tari hi 1, sf: 38 ġekil 2. 42: “Çamaşır maki nesi il anı ”

Ka ynak: Akçura Gökhan, Unut ma Beni- Ivır Zı vır Tari hi 1, sf: 41 ġekil 2. 43: “Fri gi daire buzdol abı il anı ”

Ka ynak: Akçura Gökhan, Unut ma Beni- Ivır Zı vır Tari hi 1, sf: 46 ġekil 2. 44: “AGA Mutf ak Ocakl arı rekl am bbroşürü kapağı ”

Ka ynak: Akçura Gökhan, Unut ma Beni- Ivır Zı vır Tari hi 1, sf: 36 ġekil 2. 44, 2. 45, 2. 46: “Sedad Hakı’nı n iç mekan önerileri ”

Ka ynak: 1931, Evl eri mizi n İçi, Arkit ekt ġekil A.1: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.2: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.3: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.4: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.5: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.6: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.7: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.8: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.9: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.10: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.11: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.12: Anket çalış ması sonuç grafi ği

(10)

ġekil A.14: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.15: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.16: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.17: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.18: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.19: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.20: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.21: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.22: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.23: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.24: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.25: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.26: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.27: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.28: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.29: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.30: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.31: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.32: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.33: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.34: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.35: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.36: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.37: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.38: Anket çalış ması sonuç grafi ği

(11)

ġekil A.39: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.40: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.41: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.42: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.43: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.44: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.45: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.46: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.47: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.48: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.49: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.50: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.51: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.52: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.53: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.54: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.55: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.56: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.57: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.58: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.59: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.60: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.61: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.62: Anket çalış ması sonuç grafi ği

(12)

ġekil A.64: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.65: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.66: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.67: Anket çalış ması sonuç grafi ği ġekil A.68: Anket çalış ması sonuç grafi ği

(13)

TÜRKĠ YE’ DE KONUT Ġ Ç MEKANLARI VE DONATI LARI NDA DEĞĠ ġĠ M VE SÜREKLĠ LĠ K

ÖZET

Türki ye’ deki konut i ç me kanl arı ve donatıları bugünkü duru ml arı na gel ene kadar yoğun bir değiĢi m s üreci geçir miĢtir. 18. ve 19. yüzyıll ardan iti baren konutl arda etki si görül meye baĢl anan Batılı yaĢa ma bi çi mleri, za man içi nde yerl eĢ miĢ ve günü müzde neredeyse t a ma me n gel eneksel bi çi mleri n yeri ni al mıĢtır. ÇağdaĢ yaĢa mı n kaynağı ve örneği olarak gösterilen Batı dünyası her yönüyl e i zl enmiĢ, hatta t aklit edil miĢtir. Bu hareketi n konut yaĢantısı na yansı ması, iç mekan bi çi mleni Ģi ve donatıl ardaki değiĢi mdi r.

ÇağdaĢ konut kült ürü, iç me kan bi çi mleni Ģi ve donatıl arı ile çoğu yönden Batılı örnekl ere benzeme kt edi r ancak ( az da ol sa) hal a korunan bazı gel eneksel bi çi mlenmel er, terk edile meyen bazı alıĢkanlıkl ar vardı r. He m Batılı he m de gel eneksel f or ml ar ki mi za man aynen korunarak, ki mi za man da deği Ģi me uğrayarak, hatta dejenere edilerek kull anıl makt adı r.

ÇalıĢ mada günü müz ol arak adl andı rıl an ve çalıĢ manı n ana konusunu ol uĢt uran döne m 1983 sonrası döne mdi r. Bu t ari hte batılıl aĢ ma, modernl eĢ me yakl aĢı mları deği Ģti ği, öncekil erden f arklı bi r karakter kazandı ğı ve bugünkü duru muna gel di ği i çi n, bu t ari hten i çi nde bul unduğu muz güne kadar ki za man dili mi hedef döne m ol arak seçil miĢtir.

Gel eneksel öğel eri n günü müzde nasıl yoru ml andı ğı ve dünyada ortaya çı kan sanat ve t asarı m akı mları nı n, eğili m ve modal arı n Türki ye’ deki konutl ara nasıl yansı dı ğı araĢtır ma boyunca irdel enmiĢtir.

Sonuç ol arak bu çalıĢ mada savunul an düĢünce; günü müzde konut kült ürümüzün bi r göstergesi ol arak, i ç me kan bi çi mlenmesi ve donatıl arı nı n, batılı ve gel eneksel f orml arı n her i ki si ne de benzer ve her i kisi nden de f arklı yönl eri il e kendi ne özgü bi r ko mpozi syon ol uĢt urduğudur. AraĢtı r ma çalıĢ ması çerçevesi nde; sözü geçen deği Ģi m s üreci bi r literat ür i ncel e mesi il e özetlenmiĢ, günü müz konut i ç me kan ve donatıl arı nı n bi çiml en mesi nde beli rli bi r t arz ol up ol madı ğı sorusuna anket çalıĢ mal arı, görüĢ mel er ve gözl e mler il e veri topl anarak cevap aranmı Ģtı r. AraĢtı r manı n çerçevesi kentte yaĢayan, ort a geli r sevi yesi nde, lise ve üst ü eğiti m sevi yesi ndeki ailel er ol arak sı nı rl andı rılmı Ģtı r. Sözü edil en çalıĢ mal ar sonucunda Türki ye’ de yaĢayan orta sı nıf ail el er bu son döne mde artı k Batılı yaĢa m bi çi mleri ni neredeyse t a ma me n i çselleĢtir miĢ ol duğu ve buna uygun donatı ve i ç mekan düzenl e mel eri terci h etti ği görül müĢt ür. Ancak i Ģlevden ve ki Ģisel zevklerden doğan pek çok t erci hi n kökeni nde artı k geçerlili ği azal mıĢ gel enekl eri n et kisi görül ebilir.

Çok basit bazı kökl ü gel enekl er ve çok uzun za mandı r s üregelen alıĢkanlı kl ar ( örneği n ayakkabı il e evl ere gi r me me k, konukseverli k ve konukl ara yöneli k her t ür hi z met i çi n gerekli düzenl e mel eri yap mak gi bi) bu süreç i çi nde kendi ni modern ve prati k Ģartl ara uydur muĢt ur. Bunl ar günü müz donatıl arı ve pl anl a mal arı ile modern bi r ki mliğe büründürül erek sürme kt edi r.

(14)

THE CHANGES AND THE CONTI NUALI TY OF HOUS E I NTERI ORS AND FURNI TURES I N TURKEY

SUMMARY

The i nt eri ors of houses and t hei r f urni s hi ngs have reached t hei r current st ate i n Turkey t hrough a very f ast change peri od. The western life st yles, whi ch st arted penetrati ng si nce 18t h and 19t h cent uri es, have t oday al most repl aced t he t raditi onal f or ms of li vi ng. The western worl d, whi ch has been seen as t he source of modern life, is f oll owed and even i mi t ated i n all areas. One of t hi s move me nt’s reflecti ons on t he house cult ure i s t he change of t he i nterior desi gn and t he f urni shi ngs of the houses.

I n Turkey t he cont e mporary house cul t ure i s very si mil ar t o t he western exa mpl es wi t h i ts i nt eri ors and f urni shi ngs, but still t here are s o me tradi ti ons and habi ts, whi ch still exi st. Bot h t he western and t he t radi ti onal f or ms are used so meti mes true to t hei r nat ure, so meti mes bei ng degenerated.

The peri od, whi ch i s call ed t oday or cont e mporary, i s t he mai n part of t hi s research and i s t he ti me peri od si nce 1983. One reason f or defi ni ng t hi s peri od as t he mai n part of t he research i s because t he moderni t y or westerni zati on proj ect si nce t he est ablishme nt of t he Turki sh Re publi c have gai ned t he most radi cal changes i n character and met hods i n t hi s peri od si nce t he At at ürk revol uti ons.

Throughout t he research, t he i nterpret ati on of t he t radi ti onal el e ments and t he desi gn move ments, trends and f as hi on of t he western worl d, i n t he Tur ki s h house are st udi ed.

As a res ult it i s concl uded t hat i nt eri or desi gn and t he f urni s hi ngs, as an i ndi cat or of Turki s h house cult ure, are havi ng ori gi nal characteri stics and an ori gi nal co mpositi on of f or ms, havi ng i ts sources bot h f ro m t radi ti onal and western f or ms.

Wi t hi n t he f ra me work of t he research t he change peri ods are s u mmari zed and t he questi on of “Is t here a specifi c st yl e i n t he cont e mporary houses?” i s ans wered by t he research met hods as questi onnai res, intervi e ws, and vi s ual observati ons. The group, whi ch i s subj ect t o t hi s research, is defi ned as consi sti ng of urban, mi ddl e cl ass f a mili es, i n whi ch at l east one of t he parents has mi ni mu m hi gh school educati on.

Thi s research s ho ws t he res ult t hat t he mi ddl e cl ass f a mili es i n Turkey has al most t ot all y adapted t he western li vi ng f or ms and even prefers t hese over t he t raditi onal f or ms. But one can still see that t here are t he effects of t he traditi ons, as t he causes of t he personal preferences.

So me t raditi ons, whi ch are very si mpl e but also very st rong and s ome habi ts, whi ch still li ve (f or exa mpl e not enteri ng t he house wi t h t he s hoes, hos pit ality and havi ng all t he necessary f urni shi ngs f or servi ng guests et c. ) have adapt ed t he ms el ves t o t he cont e mporary and practi cal condi ti ons. These are goi ng on wi t h t he modern adapt ati ons and addi ng a nati onal ( or l ocal) charact er to t he houses.

(15)

1. Gİ Rİ Ş

1. 1. ÇALI Ş MANI N AMACI

Tür ki ye’deki konut i ç me kanl arı ve donatıları bugünkü dur u ml arı na gelene kadar yoğun bir deği şi m süreci geçir miştir. 18. ve 19. yüzyıllardan iti baren konutl arı mızda et kisi gör ül meye başl anan Batılı yaşa ma bi çi mleri, zama n i çi nde yerl eş miş ve günü müzde neredeyse t a ma men gel eneksel bi çi mleri n yerini al mıştır. Çağdaş yaşa mı n kaynağı ve ör neği ol arak göst erilen Batı dünyası her yönüyl e izlenmiş, hatta t aklit edilmi ştir. Bu hareketi n konut yaşantısı na yansı ması, i ç mekan bi çi mlenişi ve donatılardaki değişi mdir.

Çağdaş konut kült ürü, iç mekan bi çi mlenişi ve donatıları ile çoğu yönden batılı ör nekl ere benze mekt edir ancak (az da ol sa) hal a kor unan bazı gel eneksel bi çi mlen mel er, t erk edile meyen bazı alışkanlıkl ar var dır. He m Batılı he m de gel eneksel f or mlar ki mi za man aynen kor unarak, ki mi za man da deği şi me uğrayarak, hatta dej enere edilerek kull anıl makt adır.

Çalış mada günü müz olarak adl andırılan ve çalış manı n ana konusunu ol uşt uran döne m 1983 sonrası döne mdir. Bu t ari ht e batılılaş ma, moder nl eş me yakl aşı mları deği şti ği, öncekil erden farklı bir karakt er kazandı ğı ve bugünkü dur umuna gel di ği i çi n, bu t ari ht en i çi ne bul unduğu muz güne kadar ki zama n dili mi hedef döne m ol arak seçilmi ştir.

Gel eneksel öğel eri n günü müzde nasıl yor uml andı ğı ve Batılı ül kel erden akt arılan akı m, eğili m ve modal arı n Tür ki ye’deki konutl ara nasıl yansı dı ğı araştır ma boyunca irdel enecektir.

Sonuç ol arak bu çalış mada savunul an düşünce; günü müzde konut kült ür ümüzün bir göst ergesi ol arak, i ç me kan bi çi mlen mesi ve donatıları nı n, Batılı ve gel eneksel for mları n her i kisi ne de benzer ve her i kisi nden de farklı yönl eri ile kendine özgü bir ko mpozi syon ol uşt urduğudur. Ar aştır ma çalış ması çerçevesi nde; sözü geçen deği şi m süreci bir literat ür i ncele mesi il e özetlenmesi, günü müz konut i ç me kan ve

(16)

çalış mal arı, gör üş mel er, gözl e mler ve görsel ör nekl e mel er il e veri t opl anarak cevap aranacaktır.

1. 2. ÇALI Ş MANI N NEDEN VE ÖNE Mİ

‘ ‘Yaşa ma Bi çi mleri’ ’ t üm dünyada il gi duyul an bir kavra m ol muşt ur. Konut kült ürü; konut i ç mekan ve donatıları ise yaşa ma bi çi mleri ni n mi mari açı dan il gilendi ği miz yönde bir yansı ması dır.

Konut kült ürünün yal nızca t üm dünyada il gi duyul an bir konu ol ması değil, Tür ki ye’de Cu mhuri yetin kur ul uşundan bu yana çok büyük bir deği şi m ve dönüşü m içi ne gir miş ol ması bu araştır ma konusunun seçilmesi nde et ken ol muşt ur.

Konut kült üründe sözü edil en deği şi m aynı za manda ail eni n ve bireyi n de za man içi nde geçirdi ği sosyal ve kült ürel değişi mdir.

Ev bi r bireyi n ya da t opl u mun kendi si ni nasıl gör düğünü yansıt makt adı r ( C. Jung). Bu nedenl e bir t opl umun konut kült ürü o t opl umun kendi si ni daha i yi tanı yabil mesi içi n det aylı olarak i ncel enmeye değecek bir konudur.

1. 3. ÇALI Ş MA Bİ Çİ Mİ VE ÇALI Ş MANI N SI NI RLARI

Batılılaş ma, yenil eş me gel eneksel bi çi mleri n artı k tı kandı ğı bir döne mde Os manlıları n hayatı na zor unl u ol arak gir miştir. Bunun ar kası ndan kur ulan Tür ki ye Cu mhuri yeti de geç mişi nden bağı msı z, yepyeni bir moder n endüstri t opl u mu yarat mak bili nci ve zorunl ul uğu il e (far klı bir yakl aşı mla da ol sa) batılıl aş mayı sürdür müşt ür. Batılılaşma ve yenil eş me hareketleri ni n başl angı cı ndan günü müze geçirilen politi k, ekonomi k, sosyal ve kült ürel t üm deği şi mler t opl um yaşantısı nı, birey yaşantısı nı ve dol ayı sı ile konut yaşantısı nı et kile miştir. Bu nedenl e çalış mada her el e alı nan döne mi n t üm bu yönl erden özetlen mesi ne ve sonuç ol arak bunl arı n konut yaşantısı na nasıl yansı dı ğı vur gul anması na çalışılacaktır.

Ül keni n döne ml er ol arak el e alı nmış deği şi mini n ( ve buna bağlı ol arak yaşa m bi çi mleri ni n ve konutları n deği şi mini n) ho moj en bir yapı i çi nde eşza manlı gerçekl eş mesi ol anaksı zdır. İ ncel enen kesi m asıl ol arak ort a sı nıf ailel erse de, t opl umda her t ürl ü deği şi min yukarı dan aşağı ya yayıl an bir yol i zl edi ği göz önünde

(17)

bul undur ul malı dır. Böyl e bir çalış mada, t opl u mun deği şi mi böl gel ere, eğiti m, gelir ve yaş gr upl arı na vs. bağlı ol arak farklı za manl a mal ar göst erdi ği nden, döne ml er birbiri nden net çi zgilerle ayrıla mazl ar. Za man zama n sözü edil en deği şi mler, i çi nde bul unduğu za manı n öneml i özelli kl eri nden ol duğu i çi n o döne mi n başlığı altı nda anl atıl makt adır a ma orta sı nıfta yaygı nl aş ması ort aya çı ktı ğı değil, onu i zl eyen döne ml er de ol muşt ur. Bu ti p karışı klı kl arı açı klı ğa kavuşt ur mak i çi n bu ti p deği şi mlerden he m ort aya çı ktı ğı he m de yaygı nl aştı ğı döne ml er de söz edilmi ştir.

Bu çalış ma çerçevesi nde anket çalış mal arı, gör üşmel er ve gözl e m t ekni kleri il e araştır ma yapıl mıştır. Ar aştır ma yapıl acak gr up orta sı nıf, ort a gelir gr ubundan, kentli ve ebeveynl eri nden en az biri ni n li se ya da daha üst ü eğiti m al mış ol duğu ail el er ol arak belirlenmiştir.

Çalış mada kull anılan veri kaynakl arı nı ol uşt uran ki şi ve ail el er Bursa ve çevresi ndendir. Üzerl erinde det aylı bir anket çalış ması yapıl an Ul udağ Üni versitesi Mi marlı k Böl ümü öğrencileri ise ağırlı klı ol arak Batı Anadol u’ dan ol mak üzere t ü m coğrafi böl gel erden gel mekt edirler.

(18)

2. KONUT İ Ç MEKANLARI VE DONATI LARI NI N DEĞİ Şİ Mİ (17. YY- 1983)

2. 1. OS MANLI LARDA, 17. YY- 18. YY

KONUT İ Ç MEKANLARI İ LE İ LGİ Lİ GENEL SAPTAMA

Os manlı Devl eti’ni n kurul uşundan yı kılışı na kadar geçen s ürede, Anadol u’ daki konutl ar ile il gili bil giler aslı nda son derece kı sıtlı dır. Konut kült ürü, i ç me kan ve donatıları hakkı ndaki kayıtlar he m çok az he m de yet ersi zdir. Resi m, edebi yat ve di ğer sanat dalları nda verilen eserler de konu ol arak konutl arı çok seyrek el e al makt adır ve konutl arı beti mle mekt en ol dukça uzaktır. Yapıl an araştır mal arda, ul aşılan bil giler genelli kle ancak 17. yüzyıl a ( ve nadiren de ol sa 16. yüzyıla) kadar geri ye git mekt edir ve bu bil gil eri n t ü m Os manlı Tür k’l eri ni n konut kült ür ünü açı kl ayı cı ol duğu t artış malı dır.

‘ ‘ Değil sıradan i nsanl arı n, hali vakti yeri nde kişil eri n evl eri ne ilişki n bil gil eri miz bil e anıtsal yapıl ar konusunda bil di kl eri mize göre azdır. Bir kere yangı nl ar depre ml er ve za man i çi ndeki ol ağan eski me evl eri ni n çoğunun yok ol up git mesi ne yol açı yor du. Ör neği n 18. yüzyıl dan kal mış bir yapı bul unsa bil e, öyl e çok deği şi kliğe uğra mı ş bul un makt adır ki, artı k ilk yapıl dı ğı za manki dur umunu sapt a mak zor dur. Ayrı ca en göst erişsiz ka mu yapı sı na bil e kon ması adet ol an bir t ari h kit abesi ne, evl erde he men hi ç rastlanma makt adır. (...) Günü müze kadar ul aşmı ş konutl arı n çoğu, döne ml eri ni n ileri gel en ail el eri ni n konakl arı dır; bunl arı n görke mli sel a mlı k böl üml eri di kkati çeker. Bugün boğazda hala az sayı da 18. yüzyıl dan kal ma yalı var dır. (...) Kagir yapı gel eneği ni n yaygı n ol duğu Kayseri gi bi yöreler de 15. ve 16. yüzyıllar dan bazı konakl ar kal mıştır.’ ’ [1, sf: 167, 168]

Bu geni ş döne m ve coğr af yadaki konut kült ür üne kaynak ol acak ör nekl er, bili ndi ği gi bi, genelli kl e çeşitli kayıtlarda sıradan konutl ara kı yasl a daha det aylı el e alı nmış ya da ayakt a kal abil miş zengi n evl eri ve sarayl ar ile sı nırlı kal makt adır. Bu konuda günü müze bil gi ve kanıtl ar ul aştıran bir başka kaynak da yabancı seyyah, t üccar ve sanatkarl arı n t utt uğu kayıtlar, anıl ar vs. yazılı bel gelerdir. Bu

(19)

ki şiler de ancak kı yı kentleri ni, zengi n ya da öne mli sayıl an kent ve kasabal arı gör müşt ür. Ayrı ca sıradan hal kı n yaşa mı yl a pek i l gilenme mi şl er ve genelli kl e er kek ol mal arı nedeni yl e aileni n yaşadı ğı hare m kı smı nı gör me mi şl erdir. Bu nedenl e günü müze ul aştırdı kl arı bil giler sı nırlı ve bel ki de gerçeğe uy mayan i zleni mleri n sonucudur.

Gör ül düğü gi bi geni ş anl a mda Os manlı döne mi ndeki konut kült ür ü ve biçi mleni şi günü müzde ancak genel hatl arı yl a, ki mi za man varsayı ml ara dayanar ak sapt anmakt adır ve kabaca 17. yüzyıl a kadar geri ye gitti ği söyl enebilir.

Batılı unsurl arı n Os ma nlı Devl eti’ne girişi Lal e Devri nde başl a mış ol sa da, Tanzi mat’a kadar ail e ve konut hayatı bu unsurlardan çok az et kilenmi şl erdir. Bu et kilenme genelli kl e beze me üsl upl arı ile konut yaşantısı na gir miş ancak mekan ve donatılar Tanzi mat’a kadar bu batılı üsl upl ardan çok et kilenmeyecekl er dir. Bu nedenl e ( bu çalış mada) Tanzi mat’a kadar ol an döne m Batılı unsurl ardan et kilenmeden önceki gel eneksel yaşa mı n te msil edil mesi açısı ndan el e alı nma kt adır.

2. 1. 1 Aİ LENİ N SOS YAL YAŞANTI SI

Ai l el er ol anakl arı ve evl eri ni n dur u mu el ver diği öl çül er de çekir dek ailel er ya da büyük ail el er ol arak yaşa makt aydı. Bu i ki aile ti pi nden hangi si ni n daha yoğun ol duğu konusunda bir fi kir birli ği bul un ma makt adır.

Deği şi k yör el ere, gel enekl ere, ail eni n ekono mi k şartl arı gi bi et kenl ere bağlı ol arak yakı n akrabalı k i çi ndeki birden çok çekirdek aileni n birarada yaşadı ğı büyük ail e ör nekl eri nde ebeveynl eri n bazı çocukl arı evl endi kt en sonra kendi aileleri il e ebeveynl eri ni n evi nde yaşa maya deva m ederl erdi. [2, 3]

Far oqhi i se çekir dek ail e yaşa mı nı n daha yoğun ol duğunu belirt mekt edi r: ‘ ‘16. ve 17. yüzyıllarda Anadol u’da bir evde çoğu za man t ek ail e yaşa makt aydı. Nedeni evl eri n çoğunun gayet küçük ol ması ydı. Kayseri’de 17. yüzyıl başl arı ndaki birkaç yıllı k bir döne me ait kadı si cilleri nde kayıtlı t ek ya da i ki odalı hane sayı sı t üm hanel eri n %60’ı nı ol uşt ur makt adır. Ancak bu oranı n daha büyük ol duğu da düşünül ebilir.’ ’ [1, sf: 168]

Bu döne ml er de sosyal yaşa mdan kı saca söz edil ecek ol ursa özelli kl e kadı nl arı n yaşantısı nı n dı şa kapalı ol duğu söyl enebilir. Er kekl er günün çoğunu dı şarı da

(20)

‘ ‘ Er kekl er gündüzl eri çalış mak i çi n dı şarı çıkarl ar, i şl eri bitti kt en sonr a kal an za manl arı nı kahvehanel erde geçirirlerdi. (...) Gündüz saatleri kadı nl arı n ev i şl eri ve ev i çi üreti mi gerçekl eştirdi ği za manl ardı. 50- 60 yıl öncesi ne kadar ı sı nma, ye mek pi şir me, ça maşır, bul aşı k yı ka ma, t e mizli k yap ma gi bi faali yetleri n son derece il kel teknol oji k düzeyl erdeki koşull arda yapıl dı ğı düşünül ecek ol ursa, hel e bu i şl ere, çocuk ve hast a bakı mı, ev eşyal arı ve gi yecek üret me gi bi faali yetleri de kat acak ol ursak, geç mişt e ev i daresi ni n zor ve e mek yoğun faali yetler ol duğu görül ecektir.’ ’ [4, sf: 56]

Ha ma m kadı nl arı n bi r araya geli p gör üşt ükl eri bir mekandı. ‘ ‘Suri ye’de ol sun, Mı sır’da ol sun, Anadolu ya da İst anbul’da ol sun (...) kadı nl ar ha mama yal nı z te mizli k a macı yl a değil, aynı za manda ahbaplı k etme k i çi n gi derlerdi.’ ’ [1, sf: 177] ‘ ‘ Kadı nl ar her hal de kent mer kezi ndeki dükkanl ara ancak özel bazı dur u ml ar da gi debili yorl ardı. Oysa kendi mahall el eri ndeki dükkanl ar farklı ydı. Hal ep ör neği nde t ut ul an kayıtlar, kadı nl arı n ‘ ‘kendi’ ’ mahall el erinde rahatsı z edil meden istedi kl eri gi bi sokağa çı kabil di kl erini göst er mekt edir.’ ’ [1, sf:167]

Hi z met karl arı n hi z met etti ği varlı klı evl eri n hanı ml arı i se ev i çi ür eti m ve ev hi z metl eri gi bi eyl e ml ere za man har ca madı ğı düşünül ürse bu kadı nl arı n yapacak çok fazl a şeyi ol madı ğı gör ülür. Kadı n gezgi n Par doe bu kadı nl arı n gündeli k yaşantısı nı şöyl e tarif et mekt edir:

‘ ‘... Hal ayı kl arı n si zi n kal ktı ğı nı zı anl a mal arı yl a, on t anesi ni n i çeri gir mel eri bir ol ur. Beş daki ka i çi nde, odada yat ağı nıza dair hi çbir şey ort ada kalmaz. Yat ağı nı zdan doğr u hama ma koşarsı nı z. Ancak buradan, i ki saatten önce çı k mazsı nı z. Bu i ş bitti kten sonra, bir Tür k kadı nı içi n artı k yapacak başka i ş yokt ur. Kal an i ş kokul u t espi hl eri par makl arı nı zı n arası nda çekerek, baş t uval eti ni birçok kez düzelterek t andır ört ül eri ni n altı nda ot ur mak, ya da yaş makl a f eraceyi gi yi p bir i ki caari ye il e birli kte dı şarı çı k maktır. Bu zi yaretler, (...) ( yaya) yapıl dı ğı gi bi; (...) arabanı n minderl eri arası na gömül erek de yapılır.’ ’ [5, sf: 36,37]

‘ ‘ Os manlı kentl eri nde yaşayanl arı n he men hepsi ni n ort ak yaşa m anl ayı şl arı da var dı. Mahall eye giri p çı kanı bil mek i st e mek, evl ere yabancıl arı n girmesi ni hoş karşıla ma mak bunl ar arası ndaydı. Eve gel en erkek konukl ar ev hal kı nı n arası na alı nmaz ayrı bir odada ağırlanırdı.’ ’ [1, sf: 177]

Özelli kl e İst anbul’ daki, zengi n ail el eri n evleri; misafirl eri n kabul edil di ği sel a mlı k ve ail eni n yaşadı ğı hare m ol mak üzere i ki böl ümden ol uş makt aydı. Sel a mlı k hare mden bağımsı z bir bi na ol abileceği gi bi evi n girişi nde ve alt katı nda bir kı sı m da ol abil mekt eydi. Sel a mlı k ol mayan evl erdeyse eve er kek mi safirler

(21)

gel di ği nde odal ardan biri genelli kl e başoda boşaltıl makt a ve er kekl er burada ot ur makt aydılar. Sel a mlık kı s mı konukl ara göst eriş yap ma arzusuyl a en güzel ve zengi n şekil de döşen mekt eydi. Hanı m mi safirler ise yi ne evi n büyükl üğüne bağlı ol arak varsa ayrı bir girişten hare me alı nmakt aydılar.

2. 1. 2. KONUT KÜLTÜRÜ VE KONUT Tİ PLERİ

‘ ‘Sanat t ari hçil eri, Os ma nlı kentlisi ni n yaşayı şı nda at al arı nı n göçebe geç mi şi ne bağl anan i zl eri özelli kle vur gul a mışl ardır. Bazı evl eri n bi çi mi, bahçeli evl eri n sevil mesi, eşyanı n az ol ması ve kol ay t aşı nabilir yaygıl arı n kull anıl ması hep bu doğr ult uda yor uml an mı ştır. (...) Tür k t ari hçileri n Os manlı kült ürünün göçebe geç mişi ni bel ki de aşırı derecede vur gul a mal arı ve Avr upalı seyyahl arı çoğunun Os manlı t aşra kentleri ne karşı il gisi z kal mal arı Avrupalıları n kenti n Os manlı i çi ndeki öne mi ni sürekli küçü msemesi ne yol aç mıştır. Oysa daha yakı ndan i ncel endi ği nde, bu kült ürün her şeye karşı n kentl e büyük bağl antısı ol duğu gör ül ür.’ ’ [1, sf: 180, 181]

Anadol u’ daki konut ti pleri ni n t e mel prensi pl erde ort aklı kl arı olsa da; i klims el ve coğrafi böl gel er, küçük ve büyük yerl eşi m biriml eri, konut sahi pl eri ni n zengi nli ği gi bi şartları n değiştirdi ği i rili ufaklı pek çok farklılı k sergile mekt edirler. Günü müze ul aşan ör nekl eri n büyük bir çoğunl uğu ni spet en daha büyük yerl eşi m biriml eri nden büyük ol asılı kl a da zengi n ailel eri n yaptırdı ğı konutl ardır. Aynı fi zi ki şartlara sahi p, aynı yöredeki, birbiri ne ko mş u konutl ar dışarı dan öne mli farklılı kl ar göst er me mekt e; sahi bi ni n zengi nli ği evin dı şı ndan değil i çi nden anl aşıl makt aydı. ‘ ‘Zengi nli k, oda sayısı na ve süsl e meye et ki eder, aynı yörel erdeki yapı m si st e mleri zengi n f akir ayrı mı ol maksı zı n aynı şekil de uygul anırdı.’ ’ [2, sf: 18]

Özelli kl e İst anbul’daki en üst t abakaya mensupl arı n konutl arı ysa he m dı şarı dan he m i çeri den son derece özenli ve göst erişli binal ardı. Bu konut ti pl eri konakl ar, köşkl er, yalılar, kasırlar ve sarayl ardır.

‘ ‘İstanbul’un çok katlı konakl arı nı n zengi n t aşra eşrafı na çok çeki ci geldi ği anl aşıl makt adır. Ankara’da 17. yüzyıl da, kuşkusuz İst anbul evl eri ni n et kisi il e, t ek katlı yapılardan çok katlı yapıl ara geçil miştir.’ ’ [1, sf: 169]

‘ ‘Özel yapıl arda yerel üslupl ar açı kça gör ül mekt edir. Ör neği bir ya da i ki katlı, düz ört ül ü, kapı ve pencerel eri ni n kenarl arı t aş oy mal arla bezeli Kayseri evl eri,

(22)

Konutl ar farklı yörel ere, gelir gr upl arı na vs. bağlı ol arak deği şi kli kl er gösterse de genel karakt erl eri nde ort ak nokt al arı da pek çokt ur.

‘ ‘Gayri müsli mleri n konut kült ürleri de Müsl üma nl arı nki nden ayrı değil di; parası yet enl er yöreni n üsl ubuna uygun evl er yaptırırdı. Ayrı ca Müsl ümanl arl a gayri müsli mleri n birbiri ne ev sattı ğı da çok gör ül ürdü.’ ’ [1, sf: 179]

2. 1. 3. KONUT MEKANLARI VE MEKAN ORGANİ ZAS YONU

‘ ‘Os manlı kent evl eri, ci nsi yet ayırı mına dayanan çok i şl evli mekanl ara sahi ptir.’ ’ [4, sf: 55] Varlı klı bir ail eni n evi nde ‘ ‘hare m’ ’, ‘ ‘sela mlı k’ ’ ve hi zmetlileri n kal dı ğı müşt e mil at böl üml eri bul un makt ayken; daha az varlı klı ki mseleri n evl eri böyl e böl üml ere sahi p ol ma makt aydı. Ort a halli ya da yoksul ailel eri n evleri birkaç odadan hatta bazen tek odadan ol uş makt aydı.

Har e mi n ‘ ‘öne mli özelli ği, kadı n mekanı ol ması dır.’ ’ Kadı nl ar gündeli k yaşa ml arı nı bu böl ümde sür dür ürl er, kadı n mi safirleri ni burada ağıl arlardı. ‘ ‘ Hare m er kek zi yaret çilere kapalı dır. Hatt a, evi n er kekl eri belli kurallar çerçevesi nde, ör neği n, kadı n zi yaret çileri n ol madı ğı, i çeri de soyunan, gi yi nen kadı n ol madı ğı anl aşıl dı kt an sonra hareme girebilirlerdi’ ’. [4, sf:55]

Şekil 2. 1: ‘ ‘18. Yüzyıl Ankara evi nde hare m’ ’

‘ ‘Erkeği n mekanı sel a mlıktı. Er kek zi yaret çiler burada kabul edilirdi. Sel aml ı k gecel eri yat ak odası i şl evi ni gör ür, er kek üyel er ist erlerse ye mekl eri ni burada yerl er,

(23)

di nl enirlerdi. Ama zi yaret çi ol madı ğı nda hare me de geçebilir, orada yeme k yi yi p, di nl enebilirlerdi. Kadı nl ar i se evde er kek ol duğu za man, hi z met et me a macı nı n dı şı nda, sel a mlı ğa giremezl erdi. (...) Sel a mlık, hare mden daha göst erişli ve düzenli ydi(...).’ ’ [4, sf: 55]

‘ ‘Sela mlı k, sadece İst anbul zengi nl eri ni n ya da t aşradaki eşraf ailel eri ni n konakl arı nda var dı. Sela mlı kt a konukl ar di vanhane adı verilen büyük bir odada ağırlanırlar, burada bazen hi z met çileri n konukl ara i kra m et mek üzere kahve pi şirdi ği ocaklı bir köşe de ol urdu. Yet erli yer varsa Sel aml ı k girişteki avl uda ayrı bir yapı ol arak i nşa edilirdi; avluda ayrı ca ahır ve hi zmet karlar dairesi de ol urdu. Böyl e konakl ar da ail eye ait i ki nci bir avl u daha ol ur bur aya dı şarı dan sadece kadı n konukl ar alırdı. O kadar varlı klı ol mayanl arı n evleri nde evi n beyi yabancı bir konuk ağırladı ğı nda odal ardan biri boşaltılırdı.’ ’ [1, sf: 170]

Şekil 2. 2: ‘ ‘Alaşehir’de Yönetici Evi nin Başodası’ ’

‘ ‘Seçki nl eri n ot ur duğu konakl ar da ail e üyel eri ni n yanı sıra yatılı hi z metlil er de bul un makt adır. Bu hi z metlileri n girebil di ği, hiz met etti ği ve yaşadı ğı mekanl ar da ci nsi yet ve hi yerarşi k düzene göre kesi n bir bi çi mde gr upl anmış ve sı nırlanmıştır. Özetl e, Tanzi mat öncesi Os manlı konakl arı, üyel er arası ndaki hi yerarşi yi vur gul ayı cı, özelli kl e ci nsi yet ve sı nıf farklılı ğı nı belirgi nl eştirici bir i şl eve sahi ptir.’ ’ [4, sf: 55]

‘ ‘Os manlı evl eri nde odalar, yeni çağ başl arı ndaki Avr upa evl eri nde ol duğu gi bi iç i çe yapıl madı ğı ndan, bir odadan öbür üne doğr udan geçil mezdi. Evi n çeşitli odal arı

(24)

daha çok bir sofanı n çevresi nde di zili ol ur evde yaşa m çoğunl ukl a bu sofa da geçer di.’ ’ [1, sf: 169, 170]

‘ ‘Bu yaşa m düzeni kı sme n Os manlı evi nde ot ur ma ve yat ma mekanl arı nı n bir biri nden ayrı ol ması anl ayı şı nı n bul un ma ması ndan kaynakl an makt aydı . Yat akl ar sabahl arı yükl ükl ere kal dırılır, oda ot ur maya uygun hal e getirilirdi. Ot ur ma me kanı ndan ayrı başlı başı na bir mutfak, sadece büyük evl erde ol ur du. Yani evl eri n büt ün odal arı çok işlevli ydi.’ ’ [1, sf: 170]

Konutl ar, kaba bir genelle me il e, avl udan girilen ahır, kiler, hi z metli odası, hel a, bazen de mutfak gi bi servis mekanl arı nı n yer al dı ğı, arsanı n ve yolları n et kisi ile geo metri k ol arak düzgün ol mayan ze mi n kat ve üzeri ndeki sofa ve odal arı n yer al dı ğı, çı kmal arl a daha düzgün bir geo metri kazanan üst kattan ol uş makt aydı.

Odal ar pek çok i şl evi bir arada karşılayan ana biriml er di. Donatılardaki sadeli k ve ağır mobil yal arı n kullanıl ma ması, aynı odada ot ur ma, yat ma, pişir me hatt a banyo yap ma eyl e ml eri ni n gerçekl eştiril mesi ni kol ayl aştır makt aydı. Çok i şl evlili ği n sağl anabil mesi i çi n odaları n ort a al anı nı n serbest kal ması ve o anda kullanıl mayan eşyal arı n kal dırıl ması zorunl uydu. Bu a maçl a sabit donatılar da odanı n çeperl eri ne yerl eştirilirdi. [6, sf: 196]

Şekil 2. 3: ‘ ‘Emirhocazade Ah met Bey bağ evi’ ’

Ayrı ca odal ar gecel eri birkaç ki şi ni n yat abileceği öl çekt e bir al ana i hti yaç duydukl arı ndan, ‘ ‘ mekan küçül dükçe gece yer de yat maya mani ol abilecek eşyal ardan kaçı nılırdı’ ’.[4, sf: 56]

(25)

Şekil 2. 4: ‘ ‘Emirhocazade Ah met Bey bağ evi’ ’

Şekil 2. 5: ‘ ‘Emirhocazade Ah met Bey bağ evi’ ’

Me kan biri mleri ve bunl arı n i şl evl eri hakkı nda genelle me yapar ken bu eyl e mleri n bazen birkaçını n bazen de t ümünün aynı mekan i çi nde gerçekleştiril di ği göz önünde bul undur ulmalı dır. Odal ar genellikl e eşit büyükl ükt e, kareye yakı n di kdört gen şekil deydi, başoda di ğer odal ardan daha büyük ve düzgün bi çi mli ol abil mekt eydi. Başoda ve sofa bugünkü ot ur ma odası na benzer eyl e mleri n yapıl dı ğı; ail eni n za man za man bir arada ot ur duğu bir mekana karşılı k gel mekt edir. [7]

Tü m odal ar sofanı n etrafı na çevrel enmekt e ve hepsi sofaya açıl makt aydı. Sof a he m bu mekanl ar arası nda bir geçiş he m de ail eni n bir arada günl ük akti viteleri ni

(26)

gerçekl eştirdi ği bir mekandı. Kadı nl ar gündüzl eri ye mek hazırla mak gi bi gündeli k işleri ve ev i çi üretim ol arak t anı mlanabilecek eyl e mleri genellikl e burada yaparl ardı.[7] Evi n mekan or gani zasyonuna, mevsi me (sofa açı k ya da yarı açı ksa kı şı n) göre bu eyl e mler evde ocak bul unan t ek oda ol an başodaya t aşı nırdı. Başoda evdeki en büyük, geo metri k ol arak şekli en düzgün odaydı ve çoğu za man evi n köşesi nde konu ml andırılma kt aydı. Burada genellikl e evi n reisi ol an çift yat makt aydı. [1, 7]

Zengi n evl er dahil t üm evl erde ot ur ma, ye mek ye me ve yat ma eyl e mleri aynı me kanda gerçekl eştiril mekt eydi. Çok seyrek ol arak, çok zengi nl eri n evl erinde, farklı a maçl arla kull anılan odalar dan ol uşan ‘ ‘suit’ ’ daireler ol urdu. [1, sf: 178, 179]

Ayrı bir mutfak ancak büyük, zengi n evl eri nde gör ül üyor du. Daha küçük evl erde ayrı mutfak ol up ol madı ğı t artış malı dır. El de m’ e göre ‘ ‘Pişir meni n genelli kl e bahçede açı k havada gerçekl eşti ği varsayıl makt adır’ ’. [8, sf: 259]

Ort a ya da daha altı sı nıflardan ail el er el e alı ndığı nda, mutfak deği şi k i siml er alsa da genelli kl e ze mi n katt a ve bahçede yer al makt adır. Her za man kapalı bir me kan ol mayabilir, bazı dur uml arda bir ocağın varlı ğı ye meği n pi şirildi ği yeri tarifleyebil mekt edir. Kayseri evl eri de benzer biçi mde kull anılan ve t afana ( veya t ogana) i s mi ni al an yaşama ve pi şir me mekanı na sahi ptir (İ ma moğl u, 1992). Ör neği n Er zur um’ da üst katta bul unan sofa yal nı zca geni ş bir mer di ven sahanlı ğı konu mundayken, ze mi n katta bul unan ve pi şir me me kanı da ol an t adır evi özell eş miş şekilleri ile günl ük yaşama mekanı dır ( Kar puz, 1984). [8, sf: 261, 262]

(27)

Gusül hane i se bazen ayrı bir mekan, bazen de dol ap kapağı nı n ar kası na gi zl enmiş bir ni şt e ya da dol aba depol anmış l eğen ve i bri kl e odanı n i çi ndeydi. Ama ancak bazı zengi n evleri n de ha ma m ol urdu. Sıradan ki msel er genelli kl e ma hall el er deki ha ma ml ara git mekt eydil er. [2]

Şekil 2. 8: ‘ ‘Gusül hane ’ ’ Şekil 2. 9: ‘ ‘Su kapl arı. Bakraç ve güğü ml er’ ’

Genel ol arak evl erde en üst kat esas kattır, yaşa ma mekanl arı burada yer al makt adır. Ze mi n katt a daha çok ser vis mekanl arı ve depol ar ol makl a bi rli kt e bazı odal ar da bul unabil mekt edir. Esas kattaki odal ardan en süsl ü, en büyük ol anı ve ki mi za man yol a doğr u çift sıra pencere di zileri ni i çeren konsollarla çı kma yapanı başodadır. [7]

Odal ardaki ve sofadaki me kan düzenl e mesi za manl a kendi i çi nde, ser vis ve kull anma al anl arı nı birbiri nden ayıran bir özelli ğe kavuş muşt ur. Bu ayırım me kanı n servis al anı dı şı nda kal an kı s mı nı n ze mi nden bir ya da birkaç basa mak yükseltil mesi (ort al a ma 20 c m), t avanda i ki böl ü m ar ası nda belirgi n dekor atif far klılı klar ve ki mi za man bu böl ün me duygusunu güçl endir mek i çi n i ki böl üm arası nda kull anıl an di kmel er, ke merl er ve par maklı kl ar ile vur gul anmakt adır. Bu yükseltil miş kı s ma seki ve ser vis mekanı ol arak bahsedil en böl üme seki altı den mekt edir. Seki altı aynı duvar boyunca konu ml andırılmı ş kapı, giriş ve dol apları da kapsa makt adır. Sözü edil en el e manl ar yal nı zca seki ve seki altı nı n fi zi ki ol arak ayrıl ması na değil aynı za manda oda girişi ni n adet a bir ev girişi kadar kor unaklı ve özenli ol masına hi z met et mekt eydi. Çoğu evde kapı dol apl arla bir arada, büt ünl ük i çi nde el e alın makt aydı.

(28)

Şekil 2. 10 ‘ ‘Bir odanı n girişi ni n oda içi nden gör ünü mü’ ’ ( Kapı nı n dol apl arla bir büt ün ol arak ele alı nması na ör nek)

Bazı ör nekl erde kapı dol ap kapakl arı arası nda adet a gi zl enirken, bazı ör nekl erde de odanı n i çi ne çı kı ntı yapan giriş böl ümü odanı n i çi ni n il k anda gör ül meyeceği bi çi mde yönl endiril miştir. Kullanılan yararlı al anı özelleştir meye yarayan bu yol sofada da uygul an makt aydı. Dol aşı m al anı dı şı nda kal an böl ü m vur gul anarak özelleştirilmi ştir. [7]

Şekil 2. 11 ( Tür k evi nde odanı n mekansal böl ün mel eri)

Konut mekanl arı nı n i şl evsel ve süs, göst eriş a maçlı böl üml eri ni Küçüker man ‘ ‘yararlı alt çevre’ ’ ve ‘ ‘soyutl anmış üst çevre’ ’ ol arak i ki ye ayır mıştır. Rahat kull anı ma uygun yüksekli ğe kadar ol an böl üme ‘ ‘yararlı alt çevre’ ’ der ken, i nsanı n

(29)

uzanabil eceği üst sı nırı n ( yakl aşı k 220 c m) üzerindeki böl ümü de ‘ ‘soyutlan mış üst çevre’ ’ ol arak adl andır mıştır. Buna göre; üst sı nır hi zası nda kapı, pencere, dol ap gi bi t üm yapı el e manl arı sonlanır, i ki böl üm birbiri nden belirgi n, kesi n bir yat ay hatl a ayrılır; çoğu za man bu sı nırı daha da vur gul ayan yat ay bir ahşap hat odanı n çeperi boyunca deva m et mekt eydi. Bu ahşap el e man bazen ‘ ‘yararlı alt çevreni n’ ’ son işlevsel donatısı ol an bi r raftı. Bu raf ki mi zama n t üm oda ya da birkaç duvar boyunca deva m eder ken, ki mi za man yal nı zca pencere üstl eri nde konu ml an makt aydı. [7]

Soyutl anmış üst çevrede’ ’ yer al an t epe pencereleri, t avan vs öğel er çok süsl ü ve göst erişli ydi. Dol aplar bu hi zada son bul mazsa ya par maklı klı açı k rafl ar (direkli k) ya da kapakl ar ve süsl ü kafesl erl e kapatıl mış bir sıra gözl e devam eder di. Dol apl arı n bu hi zada son bul duğu dur uml ar da kullanılan çözü ml er den bi ri kapakl arı n üst hi zası ndan t avana kadar süsl ü ahşap panellerin deva m ettirilerek dekoratif bir et ki yarat ması ydı. [7]

‘ ‘Kent i çi evl eri ni n bahçeli ol anl arı azdı; a ma avl ul arı nda birkaç ağaç ya da bazen süs bit kileri ol urdu. Zengi nl er bahçel eri ne fıski yeli süs havuzl arı yaptırırlardı a ma yazl arı doğanı n tadını çı kar mak içi n yazlı ğa gi dilirdi.’ ’ [1, sf: 170]

Çok nadiren gör ül en bir uygul a ma da, ( örneği n Safranbol u evl eri nde) sel a mlı kt a yapılan süs havuzl arı dır. [2]

2. 1. 4. KONUT MEKAN DONATI LARI

‘ ‘Os manlı evl eri ni n nasıl döşendi ği hakkı nda bil gileri miz mi mari bi çi m bil gileri mizden daha f azl a. Bununl a birli kt e günü müze kadar ul aş mış eşyaları n he men t ü mü zengi n aileleri n evl eri ne ait.’ ’ [1, sf: 170]

Konut donatıları gün boyunca deği şen i şl evl er i çi n kull anılan ev eş yal arı kol aylı kl a koyul up kal dırılabil mel eri i çi n mü mkün ol duğunca az ve hafifti, ağır mobil yal ar hi ç kullanıl ma makt aydı.

Yer döşe mesi çoğunl ukla ahşaptı ve duvar boyunca kesi ksi z deva m eden yerli sedirler de bu döşe meni n hafifçe yükseltili p üzeri ne ot ur mak i çi n mi nderl er ve yastı kl ar kon ması yl a ol uşt urul makt aydı.

(30)

Odal arda yere ve ki mi za man sedirleri n de üzeri ne halı seril mekt e; al çak, mi nder ve ört ül erle süsl ü sedirler duvar boyunca odayı sar makt a, sedirleri n üzeri nde sırt daya mak i çi n yastı klar kon makt aydı. ‘ ‘Sedirler ki mi za man halılar, kiliml er ki mi za man da çuha, kadife gi bi ku maşl arla kapl anırdı.’ ’ [9, sf: 71] ‘ ‘ Bir evi n zengi nli ği yastı kl ardan belli ol urdu. Bursa’da 18. yüzyıl başl arı nda kull anılan mi nderl er, evl erde de dokunabil en kaba i pekli ku maşt an yapılırdı. Zengi n evl eri nde kull anıl an di ba ve i pek kadife minderler ise daha göst erişli ydi.’ ’ [1, sf: 171]

Şekil 2. 12 ‘ ‘Alt ört üde döşe me ört üsü ve sedir ilişkileri’ ’

Ki li mler her evde bul unan yer yaygıl arı ndandı. Döşe me yaygıl arı nı n daha ucuz bir t ür ü i se keçel er di. Keçe deği şi k kalı nlı kl arda ür etil mekt e, bazen üst ü çeşitli motiflerle süsl enmekt eydi. [1, sf: 174]

Bunun yanı nda bazı evl erde hasır da kull anılırdı. Ha gop Mı nt zuri anıl arı nda bu çok et kilendi ği bu hasırlardan uzun uzun söz et miştir:

‘ ‘Türk evl eri nde gözü me en çok çar pan yer deki hasırlardı. On evden yedi seki zi hasırlı ydı. Har e mi n, sel a mlı ğı n her yanı nda yerl er hasır kaplı ydı f akat bu hasırl ar bi zi m dışarı da gör düğü müz kalı n kaba t ür den değil di. Sarı kehri bar r enkli ve i nce ör ül müş, halı gi bi ydi; üzerl eri ne bastı ğı mda gözl eri min i çi gül erdi. Geç miş yüzyıllardan beri hasırcılı k mesl eği r evaçt a ol agel miş İstanbul’da ünl ü hasırcılar vardı. (...) Özelli kl e biri, duvardan asılacak hasırlar, köşkl eri n odal arı nda cepheye asılan ve sül üs kit abel erle desenl endirilmi ş, ‘ ‘Maşallah’ ’ ya da Kur’an’ dan ayetler içeren hasır levhal arı yla ünl en mişti.’ ’ [10, sf: 25]

Gece serili p gündüz dol apl ara kal dırılan yat akl arda i se günü müzde hal a hi ç deği ş me mi ş ol an sat en yüzl ü pa muk yor ganlar kull anıl makt aydı. Yüz ol arak

(31)

genelli kl e parl ak i pekli kull anılsa da atl as, diba ya da daha basit ku maşl arı n kull anıl dı ğı da ol urdu. ‘ ‘Tür k yor ganl arı nda yüz ol arak bugün de parl ak, tek renkli sat en ku maşl ar kull anılır. (...) Yor gan çarşafı yor ganı n alt t arafı na t eğell enerek t utt ur ul ur. Bu adeti n 18. yüzyıl da ya da daha önce ol up ol madı ğı nı bil mi yor uz; a ma büyük ol asılı kl a var dı. 18. yüzyıl da Bursa’da yat ak çarşafları pa mukl u ku maşt an, seyrek ol arak da ket enden yapılırdı. Zengi nl er bürü mcük yat ak çarşafı kullanırdı.’ ’ [1, sf: 174]

Eşyal ar araası nda öne ml i yer t ut an doku mal ar bu sayıl anl arla sı nırlı değil di: ‘ ‘Orta halli bir kı za, en aşağı 30 - 40 çift ‘ ‘analı kı zlı’ ’ tabir edilen küçüğü 1 m2

, büyüğü 1, 5 m2

bi r biri ne eş ku maşt an sal aşbur astarlı, birer köşel eri i şl en miş ci ns ci ns bohça verilirdi. Bohçal ara verilen bu öne m her hal de evl erde şi mdi ki gi bi ne el bi se dol apl arı ne şifonyer ol ma dı ğı i çi ndi. O za man henüz konsollar da yoktu. El bisel er, di ğer eşyal ar hep bohça i çi nde sandı kl ara dol ap rafları na ve yükl ükl ere yerleştirilirdi. En çok i hti yaç duyul an eşyanı n kendi ne mahsus bir bohçası var dı. 2 m geni şli ği nde kür k, ha ma m, yat ak t akımı bohçal arı da ast arlı ve i şl e meli ol urdu. Sofra yaygıl arı na, ma ngal yaygıl arı na, sandı k, l eğen , i bri k, küp örtül eri ne ket en yüz geçirilirdi. Sedir, sedir yastı ğı ört ül eri, pencere per del eri, mu m i skeml el eri, l eğen, i bri k, küp kapakl arı, sandı k üst ü ört ül eri, on kişili k düğün iftar, t ehni ye sofral arı yaygıl arı, gündeli k küçük boy sofra yastı kl arı misafire i kra m edil ecek kahvaltı sofrası yaygıl arı, sofra el bezl eri, mut fak dol ap, raf yaygıları erzak ve il aç yaygıl arı, peşkirler, el, ayak , yüz havl ul arı, ha ma m t akı mları, yat ak yor gan çarşafları, yastı k yüzl eri, yastı k ört ül eri gi bi bu t ü m evde üretil miş doku mal ar işle meli ydi.’ ’ [9, sf: 67]

(32)

Mut fak i çi n ayrı bir mekan daha önce belirtil di ği gi bi ancak zengi n evl eri nde ya da belli yörel eri n evl eri nde ( Safranbol u evl eri gi bi) bul un makt aydı. Bu mut fak ye mek pi şir mek i çi n gerekli araç gereçl eri n ol duğu a ma bunun yanı nda ye mek ve ot ur ma eyl e mleri ni de karşılayan, kil ere yakı n bir me kandı. Ye mek sedir ya da varsa ocak başı nda seril miş bir yaygı üzeri nde hazırlanmakt a, gerekli kapl ar raflı dol apl ar da sakl an makt aydı. [7]

Ye mek yenen yer sofrası ahşapt an al çak ayakl ar üzeri ne konan yuvarl ak sofra taht ası, üzeri ne ört ül en sofra bezi ve bunl arı n en üst üne de madeni, deri ya da t aht a bir si ni koyarak kur ul makt aydı. Bu sofranı n çevresi ne di zil miş mi nderl er üzeri nde ot urul ur sofra bezi di zl eri n üzeri ne çekil erek ort adaki kapt an ye mek yenirdi. Her kese peşkir verilirdi. Sofra bezi kull anıl mayan evl erde bazen masanı n çevresi nde ot uran her kesi dol anan uzun bir peşkir di zl eri n üzeri ne ört ül ürdü.[1, 11]

‘ ‘Kahveyi her kes ayrı içerdi, bunun i çi n madeni zarfl ar i çi ndeki fi ncanl ar kull anılırdı. 18. yüzyıl başl arı nda çok yoksul kims el eri n t erekesi arası nda bil e böyl e kahve fi ncanl arı ve cezvel eri n bul unduğu gör ül müşt ür. (...) Sıradan kahve fi ncanl arı Küt ahya çi nisi nden yapılır, zengi nl er Çi n porseleni nden fi ncan kull anırlar dı. Büt ün 17. yüzyıl boyunca Çi n’den o kadar çok porselen it hal edil mişti ki, bugün hal a müzel erde gözl eri( mizi) ka maştıran İzni k çi nileri bu rekabet e dayana mayarak pi yasadan çekil mişti.’ ’[1, sf: 175]

Mut f ak ve ye mekt e kullanıl an kapl ar genelli kl e kal aylı bakır dan ol ur du. Hali vakti yeri nde bir ail eni n bir çok t encere ve sahanı ol urdu. Bazıları bunlardan çok göst erişli birkaç tanesi ni altı n kapl atır ya da üst üne adl arı nı kazıtırlardı. [1, sf: 175]

‘ ‘Gündeli k kull anılan t oprak çö ml ekl er ve sera mi k kapl ardan günü müze pek azı kal mıştır. Kent i çi kazılarda sı k sı k sera mi k ve çö ml ek parçal arı bul un makt aysa da, yakı n za mana kadar bunl ar ci ddi bir i ncel e meye değecek kadar değerli gör ül me mi ştir. Buna karşılı k müzel erde büyükl ü küçükl ü kasel er, l eğen ve i bri kl er ve ki bar aileleri n kullandı ğı daha başka sera mi k eşya bul un makt adır.’ ’ [1, sf:175]

Odal arı n dönüş mesi nde öne mli r ol oynayan ti pi k mobil ya gö mme dol aplar dır. İşlevl eri n deği şi mi sırasında deva mlı çı karılı p, kal dırılan eşyal ar gö mme dol apl ar da sakl anırdı. Bu dol apl ar t üm duvar boyunca irili ufaklı açı k raflar, daha büyük kapaklı gözl er ve - bazen- en üstte par maklı klı büyük gözl erden ol uşur du. Küçük gözl er de ufak t efek, daha büyükleri nde i se gi ysiler, yer sofrası, kap kacak gi bi eşyal ar sakl anırdı. Karşıladı kl arı i hti yaca göre dol apl ar ‘ ‘yükl ük, çubukl uk, kavukluk, t estili k, peşkirli k, l a mbalı k, cezveli k, fi ncanlı k, çi çekli k, fesli k, değnekli k, t e mbel deli ği’ ’ gi bi

(33)

isi mler alırdı.’ ’Dol apl ar erken ör nekl erde kapaklı büyük gözl eri n çoğunl ukta ol duğu, işlevsel ve yalı n donatılar dır, sonraki ör nekl erde küçük açı k gözl er göst eriş i çi n değerli eşyal arı sergile me a macı yl a çoğal mış ve kal an kapaklı gözl er de kapakl ar ağır bir süsl e meye boğul muştur.’ ’ [7, sf: 171]

Şekil 2. 14: ‘ ‘Safranbol u evi nde dol ap’ ’ Şekil 2. 15: ‘ ‘Bursa evi nde dol ap’ ’

( Oda girişi nde daha çok kapaklı ( Açı k rafları n çoğunl ukt a ol duğu ve yoğun büyük gözl eri n çoğunl ukt a ol duğu dolap) beze meli dol ap)

(34)

Şekil 2. 17 ‘ ‘Dol apgözl eri’ ’ Şekil 2. 18 ‘ ‘Dol apgözl eri’ ’ Şekil 2. 19‘ ‘Dol apgözl eri’ ’ Şekil 2. 20 ‘ ‘Dol apgözl eri’ ’

Uf ak t efeği sakl a mak i çin çek mecel er kull anılırdı. Gi ysileri n ve çeşitli eşyal arı n sakl andı ğı bir di ğer mobil ya i se sandı kl ardı. Ahşap ya da hasır, ayaklı ya da ayaksı z ol an bu sandı kl ar ‘ ‘çift olarak yapılır ve satılırdı.’ ’ [1, sf: 176]

Ocak sadece başoda da ol duğundan kı şı n ı sı nma zor du. Odun kö mür ü yakarak ısıtılan t andır adı verilen mangall ar ısıt ma i çi n kull anılır, üzeri ne bir yorgan ört üp sonra da yor ganı n altı na giri p t andırı n çevresine ot ur ul arak ı sı nılırdı. ‘ ‘ Ama 18. yüzyıl başl arı Bursa’sı ndaki bir bul guyu ül kenin en azı ndan Akdeni z çevresi ndeki t oprakl arı i çi n genell eştirebilirsek, mangalı n sadece i yi döşen miş evl eri n eşyası arası nda yer al dı ğı nı söyleyebiliriz.’ ’ [1, sf: 177]

Art an çalış ması nda ‘ ‘18. yüzyıl da İst anbul eliti nde gözl enen t üketi m t ut kusundan’ ’ ve bu ‘ ‘t üketi m ait öykün meni n18. yüzyıl ort ası nda alt sı nıflar i çi n de yaygı nlı k kazan mış ol ma olasılı ğı ndan’ ’ söz edi yor ve şu sapt a mada bul unuyor:

‘ ‘Gerek şehirli gerek de köyl ü t erekel eri nde döşe me eşyal arı, ör neği n ort a keçel eri, kili mler, kapı ve pencere perdel eri, ocak yaş makl arı, sofral ar, mi nder, yastı k ve döşekler, he men her evde gör ülse de genelli kl e ‘ ‘köhne’ ’ ol arak t anı mlan mıştır; çok seyrek ol arak bunl arı n dekoratif özelli kl eri ne, si mli şeritlere ve püsküllere, ayrı ca i şl e me kapı ve pencere per del eri ne r astlı yor uz. Yer döşe mesi nde mı sır hasırları, ve halılar nadiren karşı mıza çı kıyor. Di ğer yandan ( yat ak) çarşafı, yor gan ve yastı k sayıları gelir düzeyi ni belirleyecek kadar anl a mlı ve değişken değil; işle me seccade gi bi i şle me yor ganl ar, münakkaş yüz yastı kl arı da tek t ük. Ayrı ca he men hep bu döşe me eşyal arı nı n kull anıl mış, yı pran mış ol duğu kaydedilmi ş. Oysa seçki nl eri n t erekel eri nde t a m t ersi bir dur u ml ar karşılaşı yor uz. Hane hal kı ne kadar kal abalı k ol ursa ol sun gereksi ni mini n çok üst ünde, onl arca ve genelli kl e yeni ol dukları

Referanslar

Benzer Belgeler

Yeme ilave edilen antibiyotik veya probiyotik katkılarının lizozim aktivitesi, myeloperoksidaz aktivitesi, serum total protein, albümin, globülin, trigliserit ve kolesterol

專案說明會當日餐敘情形 數位圖書館專案經理需要具備的能力?

Sıbyan mektebinde ilimlere giriş derslerini aldığı, rüşdiyye mektebinde ise Arapça dilbilgisi, Gülistan, coğrafya okuduğu, Türkçe ve Fransızca okuyup

Pulmoner emboli olan akciğer kanserli hastalarda (Grup B- Pulmoner tromboembolisi olan akciğer kanserli hastalar), akciğer kanseri tanısı aldıktan sonra emboli gelişene kadar geçen

The two discovered rules in all resolutions closely resembled those used by human experts, and were able to make correct diagnoses in all cases. Results of tenfold

In order to clarify the issue, the specific aim of this study is to investigate the mercury concentration in blood of pregnant women, umbilical cord blood, placenta and

Sabiha Sertel’in Hukuk Fakültesi öğrencisi olan ortanca bir bomba gibi ağabeyi Celal Derviş, 1908 Devrimi sırasında Selanik’teki.. O günden beri Makedonya iyice

Bu arada mey in de- niz istikametinde olarak artan arsanın durumuna u- yularak mekânlar arasında hafif bir irtifa farkı bıra- kılmış olması ve yol kenarında mevcut binanın