• Sonuç bulunamadı

Konya Arkeoloji Müzesi pişmiş toprak kandiller kataloğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya Arkeoloji Müzesi pişmiş toprak kandiller kataloğu"

Copied!
153
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ARKEOLOJĠ ANA BĠLĠM DALI

KLASĠK ARKEOLOJĠ BĠLĠM DALI

KONYA ARKEOLOJĠ MÜZESĠ PĠġMĠġ

TOPRAK KANDĠLLER KATALOĞU

Dilek ÇELĠK

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Dr. Öğr. Üyesi Zafer KORKMAZ

(2)

i

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Dilek ÇELİK Numarası 124203012001 Ana Bilim / Bilim

Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Konya Arkeoloji Müzesinde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller Kataloğu

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Dilek ÇELĠK

Öğrencinin imzası (İmza)

(3)

ii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Dilek ÇELİK Numarası 124203012001 Ana Bilim / Bilim

Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Zafer KORKMAZ

Tezin Adı Konya Arkeoloji Müzesinde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller Kataloğu

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan ………başlıklı bu çalışma ……../……../…….. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

iii

T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Dilek ÇELİK Numarası 124203012001 Ana Bilim / Bilim

Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr. ÜyesiZafer KORKMAZ

Tezin Adı Konya Arkeoloji Müzesinde Bulunan Pişmiş Toprak Kandiller Kataloğu

ÖZET

Aydınlanma gereksinimi geçmiĢten günümüze insanoğlunun hayatında her dönem önemli bir yere sahip olmuĢtur. Bu gereksinim sebebiyle aydınlatma araçları sürekli değiĢim göstermiĢtir. Hiç Ģüphesiz bu değiĢim içerisinde çalıĢma konumuzu oluĢturan piĢmiĢ toprak kandiller büyük önem arz ediyor.

AraĢtırma konumuz Konya Arkeoloji Müzesi‟nde yer alan bir grup piĢmiĢ toprak kandili katalog çalıĢmasıyla sunmaktır.

ÇalıĢmamızda ilk olarak Konya‟nın Tarihçesi ve Konya Arkeoloji Müzesi hakkında kısaca bilgi verdik. Konumuzu oluĢturan kandilin tanımına ve tarihsel geliĢimine kısaca değindik.

Tamamı satın alınma yoluyla müzeye kazandırılan, asıl konumuz olan altmıĢ sekiz (68) adet kandil, burun, gövde, kulp formları baz alınıp, kendi aralarında dönemsel farklılıklar göz önüne alınarak on altı (16) tip altında incelendi. Bazı tipleri incelerkenkendi içinde alt tipler oluĢturma gereği duyulmuĢtur. Bir adet tipoloji dıĢı kandil örneğimiz mevcuttur.

Tip ayrımı kronolojik olarak sıralanmıĢtır. Erken dönem kandilimiz M.Ö.6. yüzyılın sonu, en geç kandil örneğimiz ise M.S. 10. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Kandiller satın alınma yoluyla müzeye kazandırıldığı için kandillerin muhtemel üretim yerini saptamak sorun teĢkil etmiĢtir. Biz bu sorunu kandillerin kil ve form özelliklerini, diğer müzelerdeki benzerleri ya da yayınlardaki benzerleriyle analoji çalıĢmasıyla destekleyip, stil kritik yoluyla tiplere ayırarak aĢmaya çalıĢtık. Ayrıca kandillerdeki süsleme ve ikonografi kandilleri tanımlamamıza kolaylık sağlamıĢ, kandilleri tarihlendirmeme de etkili unsurlardan biri olmuĢtur.

(5)

iv

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Dilek ÇELİK Numarası 124203012001 Ana Bilim / Bilim

Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr .ZaferKORKMAZ

Tezin İngilizce Adı Catalog Of Clay Oil Lamps The Archeology Museum of Konya

SUMMARY

The need for lightning has played an important role in human life from past to present. Due its necessity lighting tools have changed continuously. Clay oil lamps, which form the working plan of this thesis, play definitely a great importance in the lightning process.

This thesis is presented by a catalogue of clay oil lamps located in Archeology Museum of Konya in Turkey. In this study, first brief information about the history of Konya and Konya Archeology Museum is presented, and then brief information about the clay oil lamps, their definition and development is presented.

This study is based on sixty eight (68) clay oil lamps, which are purchased and located in Archeology Museum of Konya. To determine the period of lamps and to make a more comprehensive research, the lamps have been divided under fifteen (16) types based on their periodic differences, the nozzle and body and handle forms of the lamps. While examining some types of these fifteen types, it was necessary to create subtypes within themselves. One non-typological clay oil lamp is available. The type distinction is listed in chronological order. The earliest clay oil lamp is dated to the end

of the 6th century B.C. and the latest one is dated to the 10th century A.D.

Due to the oil lamps were purchased to the museum it was problematic to determine the possible production place. To overcome this problem, we dated the lamps based on style-critic method and worked by analogy by looking at their stylistic types, the characteristics of clay, and compared them with similar ones in other museums and publications. In addition, the decoration and iconography on the lamps made the work easier to define the oil lamps and was one of the effective elements to date the oil lamps.

(6)

v ÖNSÖZ

Aydınlanma insanlığın varoluĢundan günümüze önemli bir ihtiyaçtır. Ġnsanlar çağlar boyunca bu ihtiyacı gidermek için çeĢitli çözümler aramıĢlardır. Bu bağlamda ortaya çıkan piĢmiĢ toprak kandiller uzunca bir süre kullanıldıkları için farklı dönemlere tanıklık etmiĢ, birçok kültürün, sanat akımının yansımasını izleyebildiğimiz önemli bir arkeolojik materyali olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Tezimin konusunu, Konya Arkeoloji Müzesinde bulunan bir grup piĢmiĢ toprak kandilin kataloğunu oluĢturmaktadır. Bu konu çerçevesinde söz konusu kandillerin tipolojisi oluĢturularak katalog Ģeklinde sunulmaktadır. Öncelikle çalıĢmamın her aĢamasını destekleyen, her zaman fikir alıĢveriĢi yapabildiğim, değerli danıĢman hocam Dr. Öğr. Üyesi Zafer KORKMAZ‟a, tez konumu belirlememe yardımcı olan beni hiçbir zaman geri çevirmeyen, bilgi paylaĢımlarından dolayı değerli hocam Dr. Öğr. Üyesi Deniz PASTUTMAZ SEVMEN‟E, teĢekkürü borç bilirim.

Müze çalıĢmalarında her türlü kolaylığı sağlayan, aynı zamanda yol gösteren Konya Arkeoloji Müzesi çalıĢanı Arkeolog Enver Akgün‟e, çalıĢma aĢamamda kaynak desteklerinden dolayı değerli hocam Doç, Dr. Mehmet TEKOCAK‟a, çok değerli arkadaĢlarım müze uzmanı Elif Tosun YILDIRIM‟a ve Müze AraĢtırmacı Mustafa Burak ERMĠġ‟e, fotoğraf çekimlerinde yardımlarından dolayı Merve DABAN‟a, çizim çalıĢmaları için Seda BAĞCI‟ya, çeviriler için kuzenim Seher KARAMAN‟a, kaynak taramamda yardımlarından dolayı mesai arkadaĢım Arkeolog Ġbrahim CEYLAN‟a, çalıĢmamın her aĢamasında yanımda olan değerli arkadaĢlarım Arkeolog Emel YURTSEVEN‟e ve Sanat Tarihçi Zehra ÖZCAN‟a teĢekkür ederim.

Ve hep yanımda olan beni her zaman destekleyen canım aileme sonsuz teĢekkürlerimle...

(7)

vi ĠÇĠNDEKĠLER

Bilimsel Etik Sayfası ... i

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... ii

ÖZET ... iii SUMMARY ... iv ÖNSÖZ ... v ĠÇĠNDEKĠLER ... vi KISALTMALAR ... viii 1.GĠRĠġ ... 1 1.1.Amaç ... 1 1.2. Kapsam ... 2 1.3. Yöntem ... 2

2. TEZ KAPSAMINDA DEĞERLENDĠRĠLEN KANDĠLLERĠN ARAġTIRMA .. 4

TARĠHÇESĠ ... 4

3. KONYA ARKEOLOJĠ MÜZESĠ KANDĠLLERĠ STĠL KRĠTĠĞĠ VE TARĠHLEME ... 11

3.1 Arkaik Dönem Kandiller ... 11

3.1.1 Tip-1 Çanak Formlu Kandiller ... 11

3.1.2. TĠP-2 Köprülü Burunlu Boru Askı Delikli Kandil ... 12

3.2. Helenistik Dönem Kandilleri ... 13

3.2.1.TĠP - 3 Ephesos Tipi Kandiller ... 13

3.2.2. TĠP -4 Kulakçıklı Kandiller ... 16

3.3. Roma Dönemi Kandilleri ... 17

3.3.1. TĠP- 5 Derin Hazneli Kandiller ... 17

3.3.2. TĠP-6 Volütlü Oval Emzikli Kandiller ... 18

3.3.3. TĠP- 7 Spiral Kulaklı Kandiller ... 19

3.3.4. TIP-8 Metalik Kandiller ... 20

3.3.5. TĠP- 9 Yuvarlak -Kısa Burunlu Kandiller ... 21

3.3.5.1. Kalp Burunlu Kandiller ... 21

3.3.5.2. ‘‘U’’ Burunlu Kandiller ... 22

3.3.5.3. Kısa Burunlu Kandiller ... 23

3.3.6. TĠP- 10 Fitil Delikleri Gövdeye YerleĢik Disk Formlu Kandiller ... 24

3.3.7. TĠP- 11 Demlik Tipi Kandiller ... 25

3.3.8. TĠP-12 Çok Burunlu Kandiller ... 27

3.3.9. TĠP- 13 Oval Formlu Kandiller ... 27

3.3.10. TĠP- 14 KuĢ Formlu Çark Yapımı Kandiller ... 28

(8)

vii

3.3.12. TĠP 16 Vandal Tipli Kandiller ... 30

3.4. Tipoloji DıĢı Kandil ... 31

4 . KANDĠLLERĠN SÜSLEME UNSURLARI ... 33

4.1. Ġon Kymationu ... 33

4.2. Çizgi Kümeleri /Kabartma Noktalar ... 34

4.3. Asma Dalları /Üzüm Salkımı ... 34

4.4. Palmiye Dalı ... 34

4.5. Kantharos Ġçinde Thyrsos ... 35

4.6. Yaprak Biçimli Rozet Süslemeleri ... 35

4.7. ġua ... 35

4.8. Çarkıfelek ... 36

4.9 Kalp Biçimli Yaprak ... 36

4.10. Haç ... 36

4.11. Anch veya Crux Ansata ... 37

4.12. Eros ... 37 4.13. Aslan ... 38 4.14. Kartal ... 38 4.15. Yunus Balığı ... 39 4.16. Mask ... 39 4.17. Planta Pedis ... 39 4.18. Ġmzalar ve Monogramlar ... 40 5.DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ ... 46 6. KAYNAKÇA ... 51 7.KATALOG ... 56

ÇALIġMA KONUSU KANDĠLLERE BENZER KANDĠL ÖRNEKLERĠ ... 134

(9)

viii KISALTMALAR

Bkz. : Bakınız

CM. : Santimetre

Çiz. No : Çizim Numarası

Env. No : Envanter Numarası

Kat. No. : Katalog Numarası

Res. No. : Resim Numarası

M.Ö. : Milattan Önce M.S. :Milattan Sonra No. : Numara P. : Plate (Levha) Foto. : Fotoğraf S. :Sayfa Vb. : Ve benzeri Yy. : Yüzyıl

(10)

1 1.GĠRĠġ

1.1.Amaç

Tarihin her safhasında, insanlar ihtiyaçlarını karĢılamaya yönelik çeĢitli çözüm yolları aramıĢlardır. Ġnsanlığın en önemli ihtiyaçlarından biri olan aydınlanma içinde çok çeĢitli yöntemler aradıklarını görüyoruz. Bu arayıĢ içinde aydınlatma araçları arasında önemi yadsınamaz kandillerin çok uzun bir zaman diliminde kullanıldığını görmekteyiz. Bu çalıĢmadaki amacımız Konya Arkeoloji Müzesi‟nde bulunan bir grup piĢmiĢ toprak kandili burun, gövde, kulp formları baz alınıp kandilleri kendi aralarında dönemsel farklılıklarına göre gruplanarak tipolojisini oluĢturmaktır. Ayrıca tipolojisi oluĢturulan söz konusu bu kandiller üzerinden dönemin insanlarının günlük yaĢamı, sanatsal faaliyetleri, kültürel farklılıkları ve etkileĢimleri ve aynı zamanda inançları bağlamında fikir edinebilmek amaçlanmıĢtır.

ÇalıĢmamızda Arkaik, Helenistik ve Roma Dönemlerine ait kandil örnekleri bulunmaktadır. Konya Arkeoloji Müzesi‟nde çalıĢmamız için bize sunulan kandil örneklerinden mümkün oldukça farklı dönemlerden kandil örneklerini seçerek, çalıĢmamızda kandilin tarihsel geliĢimini, dönemsel farklılıklarını bir nebze sunmayı amaçladık.

Grafik 1

(11)

2 1.2. Kapsam

Bu çalıĢmada satın alma yoluyla Konya Arkeoloji Müzesine kazandırılmıĢ altmıĢ sekiz (68) adet kandil incelenmiĢtir. Bu kandilleri çalıĢma kapsamımıza alırken belirleyici form özellikleri ve dönemleri göz önüne alınarak kandiller seçilmiĢ olup geniĢ bir zaman aralığı ile oluĢturulan farklı dönemlerden kandil örnekleri çalıĢmanın kapsamını oluĢturmaktadır.

1.3. Yöntem

Antik Çağ‟da kandillerin dönemlere göre birçok tipe ayrıldığını görüyoruz. ÇalıĢmamda kandiller burun, kulp, gövde ve kil yapılarındaki farklılıklara göre sınıflandırılmıĢ, diğer müzelerdeki veya yayınlardaki benzerleriyle karĢılaĢtırılıp tarihlendirilerek tipolojik olarak gruplandırılmıĢtır.

ÇalıĢma konusu kandillerin belli bir amaç doğrultusunda tek tek tanımları tarihlendirilmesi yapıldı. Bu çalıĢmalar fotoğraf ve çizim çalıĢmalarıyla desteklenip kapsamlı literatür taraması ve analoji çalıĢmalarıyla katalog halinde derlenmiĢtir. Kaynak tarama çalıĢmamız esnasında, Ġngiliz Arkeoloji AraĢtırma Enstitüsü‟nde araĢtırmamıza konu olan kandiller ile ilgili birçok esere kolaylıkla eriĢme imkânı bulduk. Bunun yanı sıra kütüphaneler arası kaynak paylaĢımı sayesinde Türkiye‟nin farklı kütüphanelerin de bulunan kandil ile ilgili birçok kaynağa kolayca eriĢim imkânı bulabildik. AraĢtırma konumuzda; Vindonissa kandillerini çalıĢan Roma piĢmiĢ toprak ve metal kandilleri incelediği eserde, kandilleri otuz beĢ ayrı tipte inceleyen S.

Loeschcke‟nin eseri, H. B. Walters‟ ın British Museum kandillerini incelediği eseri, O.

Broneer‟ın Korinth kandillerini Arkaik Dönemden baĢlayarak M.S. 7.yüzyıla kadar geniĢ bir zaman içinde değerlendirdiği eseri, R.H. Howland‟ın Atina Agorası kandillerini çalıĢtığı eseri, yine Atina Agorası kandillerini çalıĢan Perlzweig‟in eseri, Mainz Müzesi eserlerini çalıĢan H. Menzel, ve D.M. Bailey‟nin British Museum kandillerini 4 cilt halinde çalıĢtığı eserleri, Hayes‟in farklı bölgelerden gelen kandilleri incelediği eseri D. Ivanyi‟nin Pannoia kandillerini çalıĢtığı eseri, Ġstanbul Arkeoloji Müzesi, Arkaik Dönem ve Helenistik Dönemi kapsayan kandiller kataloğunu hazırlayan D.Kassab- T.Sezer‟in çalıĢması, H. Metin‟in Kibirya antik kentinin kandillerini çalıĢtığı doktora tezi, N. Öztürk‟ün Kyzikos antik kentinin kandillerini çalıĢtığı doktora tezi, D. Pastutmaz‟ın Knidos antik kentinin kandillerini çalıĢtığı yüksek lisans tezi, G. Tuluk‟un

(12)

3

Ġonya Bölgesi Helenistik Dönem kandillerini çalıĢtığı doktora tezi referans olarak kullandığımız baĢlıca kaynaklardır. Ayrıca konuyla ilgili birçok süreli yayın, makale çalıĢmamıza referans olmuĢtur.

(13)

4 2. TEZ KAPSAMINDA DEĞERLENDĠRĠLEN KANDĠLLERĠN ARAġTIRMA

TARĠHÇESĠ

Tarihin her aĢamasında insanlar ihtiyaçlarını gidermek için çeĢitli yollar aramıĢlardır. AteĢin kullanımı öğrenildiğinde insanlar, ateĢten yararlanma yoluna gitmiĢler ve en önemli ihtiyaçlardan olan aydınlatma için ateĢi kullanmıĢlar dolayısıyla

aydınlatma araçları ortaya çıkmıĢtır 1

. Coğrafi koĢulların aydınlatma araçlarının geliĢiminde etkili olduğu görülmektedir. Ġlk kandiller genel anlamda yanıcı sıvılardan ve bu sıvıları içine çekebilen, kolayca yanabilen doğal bitkilerin birleĢtirilmesinden oluĢmaktadır. Dolayısıyla “ilk geliĢen aydınlatma aracının meĢale olduğunu

görmekteyiz; meĢaleyi kronolojik olarak, kandil ve mum izler”2. “Kandil, antik çağda,

içine yağ konularak, bir fitil yardımıyla yakılan, aydınlatmayı sağlayan ve erken

dönemlerden itibaren, günlük yaĢam içerisine girmiĢ bir aydınlatma aracıdır”3. “Antik

dönemde oldukça fazla kullanılan ve kazılarda çokça karĢılaĢtığımız buluntu grubunu

oluĢturan kandil 4

, Grekçe ‟de λuχυοs olarak kullanılmıĢ olup Lykhnos kelimesi ile ifade edilmektedir. Bu kelime Ennius, Lucilius, Lucretius ve Virgilleus tarafından kullanılmıĢtır. Latince Lychnus (lamba, ıĢık anlamında) veya Lucerna (Lamba, kandil anlamında) olarak adlandırılmıĢtır. Varro, lux kelimesinden gelen Lucerna teriminin bir Latin kelimesi olarak türetildiğini ve daha sonra candelae ve meĢalelerin yerine tek

baĢına kullanılmıĢ olduğunu söyler”5. Aydınlatma aracı kandilin ilk defa Paleolitik

Çağda ortaya çıktığı biliniyor. Neolitik Dönemde ise; deniz kabukları ve ayaklı, geniĢ kapların kandil olarak kullanıldığı anlaĢılmaktadır. Deniz kabuğu içindeki helezon Ģeklindeki kısım fitilin yerleĢmesini kolaylaĢtırmaktaydı. Filistin‟de kandil oldukları

anlaĢılan deniz kabuğundan yapılmıĢ eĢyalar bulunmuĢtur6

. Kandilin kökeninde birçok kültür unsuru gibi doğu medeniyetlerine dayandığını görüyoruz. Mısır‟da, Eski Krallık Çağına ait hiyeroglif iĢaretler arasında kandil betimlemeleri görülür. Mısır Orta Krallık Çağında ise piĢmiĢ toprak kandillere rastlanmıĢtır. Ur Kral Mezarlarında ortaya

1Ġnanan, 2004, 4. 2Çokay, 2000, 2. 3Kıralı, 2018, 8. 4ġahin, 2008, 6. 5Walters, 1914, 12. 6CoĢkun, 2007, 11.

(14)

5

çıkarılan altın ve gümüĢ kandillerden Mezopotamya‟da Sümerler zamanında yağ kandili

kullanıldığını anlaĢılmaktadır7.

Anadolu‟da kandilin ilk olarak farklı formlarda üretildiği düĢünülmektedir. Bu düĢünceye sevk eden durum “Kültepe, Acemhöyük, ve AliĢar‟da kandil olabileceği düĢünülen üzüm salkımı Ģeklinde, asılarak kullanılan kaplardaki yanık izleridir. Hitit yerleĢim yerlerinde yapılan kazıların hiçbirinde henüz somut olarak bir veriye rastlanmadı. Ancak KoĢay‟ın KuĢsaray Höyüğü kazısında, Hitit tabakasında bulduğu kap, kandile benzemektedir. Friglerin merkezi olan Gordion‟da yapılan kazı araĢtırmalarında ise piĢmiĢ topraktan ve taĢtan yapılmıĢ kandil örnekleri ortaya çıkarılmıĢtır.

M.Ö. 6. yüzyılda çark yapımı kandillerin yapılmaya baĢlandığı bilinir. Miken Saraylar Döneminde ise alçak çanak formunda kandillerin kullanıldığı, kökeninin ise Erken Tunç Çağı Mezopotamya‟sına dayandığı öngörülmektedir. Bu kandillerin bir kenarı fitilin muntazam durması için hafif içe dönük yapılmıĢtır. Anadolu‟da da Sardes

kazılarında M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen tabakalarda kandiller bulunmuĢtur8

. Arkaik Dönem‟ de “Atina, Korinth ve Batı Anadolu‟da yeni tipler üretilmiĢtir. Bunlar; köprülü

ağızlı ve askı deliklidirler”9

.

Zamanla artan kandil üretimi, kandilin iĢlevsel olarak daha fazla kullanıldığını göstermektedir. Bu geliĢimlerle birlikte kandil formu değiĢerek Ģekillenmeye baĢlamıĢtır. Antik dönemin kandil yapım ustaları, kandil taĢımasını kolaylaĢtırmak için kandilin yağ ve fitil kısmını derinleĢtirip üst kısmını kapatarak, diskus kısmı oluĢturulmaya baĢlanmıĢtır. Klasik Dönem‟ de ise küresel gövde yaygın olarak kullanılmıĢtır. Bunun sonucunda ise üst kısım iyice kapanmıĢtır. Ağız ise uca doğru

daralarak yuvarlatılmıĢtır10

. M.Ö. Geç 4. yüzyıl M.Ö. erken 3. yüzyıldan itibaren,

yerini çift dıĢbükey gövdeye bırakmıĢtır11

. M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren kandillerin gövde ve ağız geliĢimi olarak Grek kandillerin geliĢimini iki ana parçada incelemek mümkündür. Gövde önceleri düz ve açık kâse formunda iken daha sonra kenar çerçeveleri görülür. Kenar çerçeveleri giderek kandilin üstünü kapatır bir Ģekil almıĢ

7Arar, 1995, 9. 8Metin, 2012, 21. 9Walters, 1914, 8. 10CoĢkun, 2007, 16. 11Pastutmaz, 2001, 5.

(15)

6

böylece kandilde tek bir delik kalana dek kapanarak kandilin diskus bölümü

oluĢmuĢtur12. Ağız ilk örneklerde kenar çerçevesinden kısmen çıkıntı yapar, daha

sonraki tiplerde ise ağız tüp Ģeklinde uzanır13. GeliĢim içinde görülen bir baĢka yenilik

de kandillere kulpun takılmasıdır. En erken kandil örnekleri ile M.Ö. 4. yüzyıla kadar olan Grek kandillerinin geliĢimine genel olarak bakıldığında, kandillerin derinliği artmıĢ, kandilin üstünün kapanmasıyla diskus oluĢmuĢtur, burun kısmı uzamıĢ ve

çoğuna kulp eklenmiĢtir14

. M.Ö. 4.yüzyılın sonlarına doğru ise kandillere kulakçıklar

eklendiği görülmektedir15

.

M.Ö. 3. yüzyılda çark yapımı ile birlikte kalıp tekniğiyle kandil üretimine devam edilmiĢtir. Kalıp tekniğiyle üretim yapan, dönemin en önemli merkezleri Küçük Asya‟da yer alan Knidos ve Ephesos olduğu tespit edilmiĢtir. M.Ö. 1. yüzyıl ve M.S. 1.yüzyılda ise Ġtalya‟da yeni formlar üretilmiĢ olup, kandiller ezici bir üstünlükle bütün antik dönem pazarlarda hatırı sayılır bir rant elde etmiĢlerdir.

M.Ö. 3. yüzyıl kandillerinin en belirgin form değiĢikliği üst kısmın içeri doğru kapanması ve burun kısmının uzamasıdır. Gövde çift konik veya iki ucu basık küre Ģeklindedir. Ağız ise dairesel ya da kesik tiptedir. Bu tip kandillerde kulp nadiren görülür. Kandilin diskusunda bulunan yağ koyma deliği ise, küçüktür. Gövde formları mercimek biçimindedir. Bu tipteki kandil örnekleri “Esguiline, Priene, Thera, Kıbrıs ve Kuzey Afrika‟da” görülür. Bu tip kandillerin üretimi M.Ö. 1. yüzyıla kadar devam

etmiĢtir16. Helenistik Dönem kandillerinde figürlü bezeme için bırakılan alan genelde

omuz kısmıdır. Bu yüzden kandillerin omuz kısımları genelde bitkisel motiflerle bezenmiĢtir. Bazı özel üretim kandillerin motiflerle özenli iĢçilikle daha kaliteli yapıldığı görülmektedir. Kalıbın kandil üretiminde kullanılmasıyla birlikte, yeni formlar ve kandil üzerinde omuz dıĢında, geniĢ bir alanda kabartma süsleme yapmak mümkün

olmuĢtur17

. Helenistik Dönem kandillerinde süsleme unsuru olarak genelde sarmaĢık, defne, asma, zeytin, mersin, üzüm gibi bitkisel motifler çelenk biçimde Ģekillendirilerek kullanılan popüler bezemelerdir. Kandiller de bir diğer süsleme unsuru olarak da dönemin seramik ve mimari bezmelerinde kullanılan geometrik bezemeler spiraller ve

12Brooner, 1930, 8. 13Brooner, 1930, 9. 14Çokay, 1996, 16. 15Howland, 1958, 94-96. 16Walters, 1914, 5. 17Bailey, 1972, 22.

(16)

7

“Ġon Kymationu” kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca mitolojik sahnelerin de anlatıldığı tasvirleri kandiller üzerinde sıkça gördüğümüz süsleme unsurudur. Özellikle Dionysos ile iliĢikli mitolojik figürler, yarı tanrısal tasvirler, efsanevi varlıklar ve masklar özellikle M.Ö. 2. yüzyıldan sonra fazlaca kullanılmıĢtır. Ayrıca, günlük hayattan birçok sahne de kandiller üzerine iĢlenmiĢtir. Balıkçılar, avcılar, yıkanma ve temizlenme, spor aktiviteleri ve cinsel içerikli yatak odası sahneleri bezeme olarak görülür.

Roma Dönemi‟nde de kandil üretimi oldukça önemli bir yere sahiptir. Helenistik kökenli “böbrek gövdeli kandillerin” formları Roma Döneminde üretimi devam ettiğini

görmekteyiz18. Kandiller derin hazneli kaideden üst gövdeye doğru geniĢleyen bir

forma sahiptir. Kandillerin diğer bir özelliği gövde kısmından buruna geçiĢte mahmuz Ģeklinde bir çıkıntının olmasıdır. Ancak bu çıkıntı geç dönemlere doğru kaybolmaktadır. M.Ö. 1. yüzyıl ve M.S. 1.yüzyılda ise Ġtalya‟da yeni formlar üretilmiĢ

ve bu kandiller bütün antik dönem pazarlarında yerini almıĢtır19. Bunlar köĢeli ya da

yuvarlak olan volütlü buruna sahip, genelde kabartma süslemeleri birinci yüzyıl kaynaklarda „‟Factory Lamps‟‟ olarak geçen „‟Fabrika kandilleri‟‟ üretilmiĢtir. Bu

kandiller bronz kandillere öykünerek yapılan piĢmiĢ toprak kandillerdir20

. M.S. 2. yüzyılda kısa yuvarlak burunlu kandiller ortaya çıkmıĢtır. Bu kandil grubu M.S. 3.

yüzyıla kadar geniĢ bir coğrafyaya yayılmıĢtır21. Roma Döneminin popüler kandil

gruplarından biride “ Tea Pot” yani “demlik formlu” kandillerdir. Bu kandil grubu M.Ö. 1. yüzyılın son çeyreğinden burun formlarının uzantısına göre M.S. 5. ve 6.yüzyıla

kadar üretimi devam etmiĢtir22

.

M.S. 3. yüzyılda itibaren muhtemelen yağın pahalı olmasından dolayı Ġtalya‟da kandil üretimi azalmıĢtır. M.S. 3. ve 4. yüzyıllarda Mısır‟da kurbağa kabartmalı kandiller ortaya çıkmıĢ, Bu kandil grubu oval formludur. Yine aynı dönemde kurbağa kabartmasının yanı sıra, oval formlu kandillerde palmiye dalları ve rozetler de, kullanılan süslemeler arasındadır. M.S. 4. yüzyıl kandilleri, Geç Roma Döneminden Erken Bizans Dönemine kadar olan süreçte geçiĢ evresi oluĢturmuĢlardır. Ayrıca Erken Bizans Döneminde fitil delikleri gövdeye yerleĢik disk formlu kandillerin sıkça kullanıldığını görmekteyiz. Bizanslılar, yaygın olarak Antik dönemin kandil formunu kullanmıĢlardır. M.S. 4.yüzyıldan 6. yüzyıllar boyunca haç motifli, Afrika tipi kandiller,

18Hayes, 1980, 28. 19Dağlı, 2008, 12. 20Metin, 2012, 22. 21Pastutmaz, 2001, 13. 22Bailey, 1988, 418.

(17)

8

ya da üzerinde kutsal monogramlar, azizler ya da haç betimi olan Hıristiyanlık

Kandilleri üretilmiĢtir 23

. Kandil formlarında burun kısmının daha uzun, diskus çevreleyen düĢük kenar çerçevesi yüksek dekorasyon, diskustan fitil deliğine kadar

uzanan kanal ve kaidelerdeki halka genel form özelliğidir24. Bizans Dönemi‟nde kalıp

yapımı kandiller bozulmaya ve yavaĢ yavaĢ terk edilmeye baĢlar. Sonraki dönemde kısmen çark tekniğinde üretilmiĢ kandiller görülür. M.S. 8.-9. Yüzyıllardan itibaren kandillerin iyice seyrekleĢmeye ve mumların kullanımının yaygınlaĢmaya baĢladığı

görülür25

.

ÇalıĢma konumuzu oluĢturan, piĢmiĢ toprak kandiller çanak çömlek yapımında kullanılan kilden yapılmıĢtır. Bu nedenle hamurun kalitesi ve renkleri üretildiği merkeze

göre değiĢiklik gösterir26. Kandil üretimi için uygun seramik kili çoğunlukla Akdeniz

bölgesinin büyük bölümünde bulunur. Kilin bileĢim olarak bölgeden bölgeye farklılıklar

gösterdiği gözlemlenmiĢtir27

.“Grek kandillerinin hamuru, genellikle boyalı vazoların yapıldığı hamur ile aynıdır. Knidos, Ephesos ve Küçük Asya‟nın diğer Ģehirlerinde çoğunlukla koyu gri hamur kullanılmıĢtır. Roma döneminde, Grek Ģehirlerindeki kandiller devetüyü renginde, Kıbrıs‟ta kırmızımtırak, kahverengi, Nauktris‟te koyu

kırmızı, Campania ve Nepels‟te yeĢilimsi sarı renkten hamurdan yapılmıĢtır”28

.

PiĢmiĢ toprak kandillerin, üç yapım tekniği vardır: elde, çarkta ve kalıpta. Elle kandil yapımı erken dönemlerde yaygın olmakla beraber, Helenistik Dönemde de

görülmektedir29. ÇalıĢmamızda çark yapımı ve kalıp yapımı kandil örnekleri mevcuttur.

“Orta Bronz Çağı II‟de M.Ö. 2000 – 1500 baĢlayan çark yapımı kandiller”, görülmektedir. “Çarkta Ģekillenen kandil gövdesi, deri sertliği kıvamındayken ip ya da tel yardımıyla, çarktan kesilerek alınır ve kesilerek alınan bu yerde ip izlerinden dolayı halkalar oluĢur. Burun ve kulp ise, gövde çarktan alındıktan sonra aplike edilirdi”. Burun, Ģekillendirilip, hazır hale getirilerek, önceden delinmiĢ kandil gövdesine yerleĢtiriliyordu ya da masif bir parça Ģeklindeki burun, metal ya da ahĢap bir alet

yardımıyla deliniyordu30 . 23Bailey, 1972, 17-19. 24Fırat-Metin, 2011, 144. 25Özgül, 2012, 13. 26Arar, 1995, 7. 27Bailey, 1972, 14. 28Arar, 1995, 7. 29Kassab-Sezer, 1995, 15. 30Dağlı, 2008, 13.

(18)

9

Helenistik Dönemden itibaren kalıplama tekniği, kandil üretiminde en yaygın yöntem haline gelmiĢtir. Ġlk kullanılmaya baĢlandığında çark yapımı kandillerin üretimi

devam ettiğinden çağdaĢ çark yapımı kandillerine benzemektedir31. Roma Döneminde

piĢmiĢ toprak kalıplardan baĢka, alçı kalıplarda sıklıkla kullanılmaktaydı. Fakat piĢmiĢ toprak kalıplar, alçı kalıplardan daha uzun süre dayanıyordu. Kilden yapılmıĢ kalıp fırında piĢirildikten ve alçı kurutulduktan sonra kullanmaya hazırdı. Kandillerin günlük hayatta önemli bir yer teĢkil etmesi nedeniyle kandil yapımında kalıp yöntemi ile birlikte seri üretime geçilmiĢtir. Seri üretime geçilen kalıp yönteminden günümüze çok fazla kalıp örneği ulaĢmamıĢtır. Bunun nedeni kandil yapımında alçı kalıplarında kullanılmasıdır. Alçı kalıp fırınlanmadan yapıldığı ve yapımın kolay olması nedeniyle sıkça kullanılmıĢtır. Alçı kalıpların yanında kil kalıplarda kullanılmıĢtır ve günümüze gelen kalıp örnekleri daha çok kildendir. Kil kalıp alçıya göre daha gözeneklidir ve kandil üzerine yapılacak motifin kusursuz kopyasını en iyi Ģekilde ortaya çıkarmaktadır

32. Kalıbın oluĢturulması için öncellikle bir modele ihtiyaç vardır33. Kalıpla kandil

üretiminde iki değiĢik yöntem uygulanıyordu. Kalıp tekniğinde “patris” ve “matris” adı verilen iki kalıp çeĢidi vardır. Patris tam bir kandil formunda ve pozitif olarak kullanılır. Matris ise kandilin alt ve üst kısımlarını oluĢturacak Ģekilde hazırlanmıĢ olup

negatif olarak yapılmıĢ bir kalıptır 34

“Matris” yönteminde Islak kil, kandilin üst ve alt yarısını oluĢturacak kalıpların içine, ince bir tabaka halinde elle yayıldıktan sonra bu iki kalıp birleĢtiriliyor ve kurumaya bırakılıyordu. Yeterince kuruduktan sonra kandil, kalıbın içinden alınıyordu. Gereken yerlerde ıslak kille birleĢme sağlanıyor ya da fazlalıklar bir aletle temizleniyordu. Kandilin Kulp/ tutamak gibi kısımları eksikse

sonradan ekleniyordu35.

“Mülaj yani kopyalama bu teknikte, kalıp herhangi bir kandilin doğrudan üzerinden alınmasıyla yapılır”. Bu yöntemin daha çok kandillerin bol olduğu ticaretin yoğun olduğu bölgelerde kullanıldığı tespit edilmiĢtir. Kopyası alınan kandilde desenler ve kabartmalar çabuk aĢınabilir. Her kopyalamada kandilin üzerinde kalan kil taneleri

artar ve kandile zarar verir. Kopyası alınan kandillerde kalite düĢüktür36 .

31Ġnanan, 2004, 11. 32Ġnanan, 2004, 13-14. 33Ġnanan, 2004. 11. 34Bailey, 1972, 13. 35Özkönü, 2006, 15. 36Ġnanan, 2004 14-15.

(19)

10

Kandiller genelde beĢ bölümden oluĢmaktaydı37. Yağın konduğu ana bölüm

kandilin gövde kısmıdır. Bu bölüme Romalılar da “Ġnfundibulum” denirdi. Fitilin konduğu emzik kısmı bu bölüme yine Romalıların bu kısma “Rostrum” ismini verdiği görülüyor. Bazı kandillerin üstü kısmı açık bazılarınınki ise kapalı olarak üretilmiĢlerdir. Üstü kapalı olan kandillerde kullanılan kapak kısmına ise “Diskus” adı verilirdi. Diskus da doldurma delikleri havalandırma delikleri olurdu. Bunlardan “çift burunlu olanlara bilychnis, ikiden fazla buruna sahip olanlara da polymyxus adı verilir”. Diskus kısmını çevreleyen özelliklede Helenistik Dönemde süslemenin yer aldığı kısma omuz adı verilir ki bu Grekçe “Margo” anlamına gelmektedir. Kandilin en alt kısmında bazen düz, bazen de dıĢa çıkıntılı olan kaide bölümü vardır. Kandili taĢımaya yarayan kısma tutamak denilmektedir. Tutamak kısmı genelde gövdeden arka kısmında yer alır. Bazı örneklerde ise tutamağın yanında gövdenin her iki yanında dıĢa çıkıntılı ip askı bölümleri yapıldığı görülür. Bu örneklerin yanında tutamaksız kandillere de

rastlanmaktadır38

.

“Keten, kenevir gibi bitkilerden ve iĢlenmemiĢ yünden yapılan fitil kandilin yanmasını sağlar”. Fitil için antik “Yunan‟da ellykhnion, antik Roma‟daise “verbascum” denilmekteydi. Erken dönemlerde, kandillerinde yakıt olarak hayvan yağı kullanıldığı düĢünülür. Öte yandan fındık, ceviz, susamyağı, balık yağı ve Hint

yağından yararlanılmıĢtır”39

. Ancak kandillerde yakıt olarak çoğunlukla zeytinyağı kullanılırdı. Kandilden yağın dökülmemesi için kandilin ağzı kısmı kapanırdı.

Öncelikli kullanım amacı aydınlatma olan kandillerin, farklı amaçlar içinde

kullanıldığı görülmektedir 40 Antik çağda kandiller her sosyal sınıf tarafından

kullanıldığını görüyoruz. Maddi durumu düĢük insanlar genellikle çark ve kalıp yapımı kandilleri, zenginler ise, bu kandillerin özenle hazırlanmıĢ olan metal örneklerini kullanmıĢlardır. Yanma süresi yağın kalitesi ve fitilin kalınlığına bağlıdır. IĢığın

artırılması kandil sayısının ya da burun sayısının arttırılmasıyla mümkün olmuĢtur41

. Bundan dolayı iki burunlu kandiller oldukça yaygın olarak kullanılmıĢtır. Bu tip kandillere daha çok kutsal alanlarda rastlıyoruz. Kutsal mekânları aydınlatan kandiller söndürülmeden sürekli yakılmıĢtır. Buralarda ele geçen kandiller oldukça kaliteli ve

37Okunak, 2005, 39. 38Okunak, 2005, s 39-40. 39Çokay, 1998, 17-18. 40Okunak 2005, 41. 41 Bailey, 1972, 10.

(20)

11

gösteriĢlidir. Fakat çok burunlu kandiller, tek burunlu kandillere göre daha fazla yakıt tüketmektedir. Buna bağlı olarak da büyük bir gövdeye sahiptir.

Antik çağda kandilin çeĢitli amaçlara yönelik olarak kullanıldığı tespit edilmiĢtir. Özel evlerin ve halka ait binaların aydınlatılmasında, Ģenliklerin aydınlatılmasında ve bunun yanında tapınaklarda adak eĢyası ve mezarlarda ölü hediyesi olarak da kullanılmıĢtır. Evlerde kandiller, duvarlardaki niĢlere, ya da raflara yerleĢtirilmiĢtir. Bazı durumlarda tavandan sarkıtılan zincirlere asılmıĢ, ya da masa

üstüne konulmuĢtur42

.

Kandilin çok yaygın olmasa da bir diğer kullanım Ģekli ise, kehanet amaçlıdır. “Kehanet kandilin alevine göre belirlenirdi”. Çocuğa verilecek ismin belirlenmesinde kullanılırdı. “Kandillere isimler verilerek yakılıp, en son sönen kandilin üzerindeki isim çocuğa verilirdi”. Kandillerin geçmiĢten günümüze dinsel kullanımda ön planda olduğunu ve kutsal kitaplarda bahsedildiğini görüyoruz.

3. KONYA ARKEOLOJĠ MÜZESĠ KANDĠLLERĠ STĠL KRĠTĠĞĠ VE TARĠHLEME

3.1 Arkaik Dönem Kandiller

3.1.1 Tip-1 Çanak Formlu Kandiller (Kat. No. 1, Foto. No.1 , Çiz. No. 1)

Çanak formlu kandiller, piĢmiĢ toprak kandillerin öncülü olarak kabul edilir. Kandil kökeni Mezopotamya‟ya dayandığı, daha sonra geniĢ bir coğrafyaya Mısır,

Yunanistan, Güney Ġtalya, Kuzey Afrika‟ya yayıldığı öngörülüyor43

.

Bailey, çanak formlu kandilleri Kıbrıs ve Al-Mina çalıĢmasında incelemiĢtir. Kıbrıs çalıĢmasındaki çanak formlu kandillerini geç örneklerini M.Ö. 3 yüzyılın ortalarına tarihler. Al- Mina örneklerini ise daha erken tarihe, M.Ö. 700-600 arasına tarihler44. Çanak formlu kandillerin M.S. 12. yüzyılda tekrar üretildiği görülmektedir. Kandil

42Özgül, 2012, 19. 43 Kassab-Sezer 1995, 27. 44 Bailey, 1975, 232.

(21)

12

grubunun sırlı45 örneklerinin Anadolu Selçuklu Dönemi ve beylikler döneminde yaygın

olarak kullanıldığı bilinmektedir46

.

Kandilin erken örneklerde gövde kısmının daha derin yapıldığı ve ağız kenarının geç dönem örneklerde belirginleĢtiği görülmektedir. Gövdenin ön kısmına elle bastırılarak Ģekillenen burun kısmının erken örneklerde daha kısa olduğu, burun

kısmının zamanla Ģekillenerek daha uzun yapıldığı görülmektedir47

.

ÇalıĢmamızda Kat No: 1‟ de yer alan kandil örneği, derin hazneli, badem gövdelidir. Ağız kısmı dıĢa doğru eğim yapar. Burun kısmı gövdenin iki yanından bastırılarak ĢekillenmiĢ erken örneklere göre uzun olarak yapılmıĢtır. Kandil örneğini katalog çalıĢmasında belirtiğimiz benzer örneklerden yola çıkarak M.Ö. 6. yüzyılın sonuna tarihlemek mümkündür.

3.1.2. TĠP-2 Köprülü Burunlu Boru Askı Delikli Kandil (Kat. No. 2, Foto. No. 2, Çiz. 2)

Bu kandil tipi formundan dolayı “boru askı kandiller” olarak literatüre girmiĢtir48. “Boru askılı kandiller bir çubuk ile taĢıma amaçlı yapılmıĢtır”. Kaide bölümünden açılan delikten gövde ile yekpare olacak Ģekilde yukarıya doğru uzatılan çubuklu kandillerin boru askısı erken örneklerde gövde boyunu geçmezken, geç örneklerde daha

uzun yapıldığını görmekteyiz49

. Çarkta ĢekillendirilmiĢ yayvan ve sığ bir gövde formuna sahip kandiller, tek burunlu yapılmakla birlikte iki burunlu örnekleri de

karĢımıza çıkmaktadır50

.

Bu tip kandillerin ilk üretim yerleri „„Doğu Ege‟de Rhodos veya Samos‟‟ olarak

kabul edilir 51 . „„Rhodos‟da tip 2 ye ait büyük bir kandil grubu Lindos‟da‟‟

bulunmuĢtur. Atina‟da bulunan bu tip kandiller, Lindos‟da bulunan benzerleri gibi M.Ö.

45 Sır Tekniği: Fırında piĢirilen çini veya seramik yavaĢ yavaĢ soğutulan fırından alınır.

Desenlendirilecekse boyama kısmına getirilir. Desenli ve desensiz olarak hazırlanmıĢ olan bu çini veya seramiğin üzerine, piĢince ĢeffaflaĢan renkli veya renksiz sır çekilir. ġeffaf sır kurĢundan imal edilen sülyen, kuvars ve cam kırıklarının öğütülmesi ve biraz buğday unu suyla karıĢtırılması ile elde edilir. Sırlamadan sonra çini veya seramik yeniden fırınlanır. Öney 1988,79-88.

46 Kassab-Sezer, 1995, 27. 47 Kassab-Sezer, 1995, 27. 48 Howland, 1958, 39. 49 Pastutmaz, 2001, 9. 50ġahin,2008, 51 51 Kassab- Sezer, 1995, 53.

(22)

13

525‟den sonraya tarihlendirilmiĢtir 52

. Bu kandillerin yapımında kullanılan kil, Blinkenberg‟e göre Lindos yerleĢmelerindeki ev içi kullanıma yönelik çanak çömlekteki kille benzer yapıdadır

“Yunanistan‟da Atina ve Thorikos, Ege‟de Thasos, Samothrake, Samos, Rhodos, Batı Anadolu‟da Smyrna, Kıbrıs‟da, Mısır‟da Naukratis, Kyrenaika‟daki Tokra

gibi geniĢ bir yayılım alanı olduğu görülür”53

. Kandil tipinin Attika‟da ve değiĢik

formlarla Sicilya‟da üretimine devam edilmiĢtir54

. Bu tip Attika55 üretimine göre M.Ö.

VI. yüzyılın ikinci yarısı ile 480 yılları arasına tarihlendirilmiĢtir56

.

Kandillerin formu çok kullanıĢlı olmamasına rağmen hem maliyetinin ucuz olması hem de kolay üretilmesi nedeniyle döneminde geniĢ bir alana yayılmıĢ kandil

grubudur57. Bu gruptaki kandil profilleri genelde, alçak yan kenarlara doğru eğim

yapan hafif dıĢa eğimli kaideye, düz ve içe doğru eğimli omuza sahiptir. Omuz ile gövdenin birleĢtiği yer ile konik boru askı deliğinin kaideyle birleĢtiği yerde keskin açı yapar. Kaidenin ortasında konik profilli ve geniĢ boru askı deliği vardır. KarĢılıklı iki burunlu kandillerin bazılarında burun, gövdeden daha yüksek bir profil gösterir. Burun

kısmı gövdeye yerleĢik biçimdedir. Bu tip kandillerde kulp bulunmamaktadır58

. ÇalıĢmamızda katalog bölümünde kat no:2‟de yer alan kandil bu kandil formuna örnek teĢkil eder. Katalog çalıĢmasında belirtiğimiz benzer örneklerden yola çıkarak M.Ö. 550 - 480 yıllarına tarihleyebiliriz.

3.2. Helenistik Dönem Kandilleri

3.2.1.TĠP - 3 Ephesos Tipi Kandiller

(Kat. No. 3, Kat. No.4, Kat No. 5, Kat. No. 6, Foto. No. 3, Foto. No. 4, Foto. No. 5, Foto. No. 6, Çiz. No. 3, Çiz. No. 4, Çiz. No.5, Çiz. No. 6)

Bu tipte değerlendirdiğimiz kandil örneklerinin hamur ve astar renkleri ve gövde formları bakımından değerlendirildiğinde, daha çok dönemin metal kandillerine

52 Howland, 1958, .39. 53 ġahin, 2008, 21. 54 Kassab -Sezer1995, 52. 55 Howland, 1958, 39. 56 Kassab -Sezer, 1995, 51. 57 Howland, 1958, 39. 58ġahin, 2008, 521.

(23)

14

öykünerek yapıldığını görüyoruz59

. Howland 49A60 grubunda incelerken, Broneer Tip

19 61 ‟da inceler. Kandillerin karakteristik özelliği metal kandillere benzetilmek

amacıyla, iyi piĢmiĢ, sert yoğun gri renkte hamurdan üretilmiĢ olmalarıydı62

. “Bruneau,

Efes tipi kandilleri 11 grup altında analiz ettiğini görüyoruz”63.

Kalıpta üretilen Ephesos tipi kandillerde süsleme unsuru olarak bitkisel “yaprak motifleriyle süslü damarlı geniĢ yaprak, üçgen biçimli yaprak, lotus taç yaprağı ve palmet, sivri ve yuvarlak uçlu yaprak, kalp Ģeklinde yaprak ve dil motifleri, iç içe geçmiĢ daireler, daire içinde nokta motifi, dil motifi, “Ġon Kymationu”, nokta, spiral, birbirine bağlı spiral, ok ucu, dikey çizgi, eĢkenar dörtgen, birbirine bağlı spiral çizgi, kalp motifleri gibi geometrik süslemeler tercih edilmiĢtir”. Bunun yansıra üçlü mersin yaprağı, ortadan ikiye ayrılmıĢ yaprak, oval yaprak, lotus çiçeği, kare görünümlü çiçek, ahududuya benzer bitki ve üzüm salkımı gibi bitkisel süslemelerin omuz üzerinde süsleme olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu süslemeler genelde yuvarlak omuzlu kandillerin omuz bölümünde görülmektedir. Omuz bölümü dıĢında ise süsleme alanı olarak burun üzeri tercih edilirken genelde kurdele ile bağlı thyrsos, nokta, üç nokta,

üçgen ve yunus motifleri süsleme olarak kullanıldığı görülmüĢtür64

.

“Ephesos Tipi Kandilleri” ilk olarak "Wood” tarafından incelenmiĢtir. Ancak çok belirgin özellikleriyle diğer kandil tiplerinden ayrılan grup için Walters tarafından “Ephesos Tipi Kandiller” tanımı kullanılmıĢtır. Ephesos kandilleri uzun süre popüler olarak kullanılmıĢ, ticaret yoluyla çeĢitli yerlere de ihraç edildiği için geniĢ yayılım

alanı olmuĢtur65. Kalıpla üretilen kandil grubu özellikle Akdeniz bölgesinde geniĢ bir

coğrafyaya yayılmıĢtır 66

. Kandil grubunun tek üretim yeri Ephesos değildi, ancak

üretiminin ağırlıklı olarak Ephesos‟ta yapıldığı tespit edilmiĢtir67

. Ephesos tipi kandiller iki temel biçimde üretiliyor. Çift konik profilli, gövdede keskin hatlar, ok ucu Ģeklindeki burunlu kandiller M.Ö. 2. Yüzyılda üretilirken, M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile M.Ö.1. yüzyıllar arasında ise aynı formda ama yuvarlak uçlu ve düz tablalı burunlu kandiller

59 Tuluk, 1996, 50. 60 Howland, 1958, 170. 61 Broneer, 1930, 159. 62 Tuluk, 1996, 62. 63Öztürk, 2003, 55-56. 64ġahin, 2008, 166. 65ġahin, 2008, 166. 66 Bailey, 1972, 18. 67 Tekocak, 2013, 709

(24)

15

üretilmeye baĢlanıyor. Kandiller arasındaki burun formu farklı olsa da iki kandil formu aynı dönemlerde eĢ zamanlı olarak üretilmeye devam etti.

ÇalıĢmamızda bu tipe ait kat. no. 3 – kat. no. 6 numaralı kataloglarda yer alan dört adet kandil örneği mevcuttur. Kat. no: 3 ‟teki kandil, gri renkte hamurdan yapılıp, kalıpta ĢekillendirilmiĢtir. Yuvarlak formdan ziyade oval bir gövdeye sahiptir. Hafif iç bükey olan diskusun ortasında büyük bir doldurma deliği, etrafında ise simetrik olarak

açılan üç adet yağ deliği mevcuttur68. Ortada yağ deliğinin etrafının çevreleyen yüksek

halka çerçeve iki kandil örneğimizde de görmekteyiz. Kandilin omuz kısmında paneli “Ġon Kymationu” süslemesi vardır. Gövdeyle ok ucu Ģeklindeki uzun keskin burnu birbirine bağlayan uzun bir boyuna sahiptir. Kulp dikey olarak gövdeye sonradan aplike edilmiĢtir. Yuvarlak kaidenin ortasında atölye mührü olduğu düĢünülen “A” monogram

mevcuttur69. Kandil benzerlerinden yola çıkılarak M.Ö. 2 yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Kat No: 4‟deki kandil örneğimizde kat no: 3‟teki kandilimizle yakın benzerlik göstermektedir. Aralarındaki en belirgin fark ok ucu Ģeklindeki burun yerine yuvarlak uçlu ve düz tablalı burun formudur. Kat. no: 4‟teki kandil örneğimizde uzun burunu gövdeye bağlayan boyun üzerinde yunus balığı süslemesi, omuz kısmında ise yuvarlak rozet motifleri mevcuttur. Kat no: 4‟deki kandili benzerlerinden yola çıkarak M.Ö. 2. yüzyılın son çeyreği ile M.Ö. 1. yüzyıl arasına tarihlendirebiliriz. Kat no: 5 ve kat no: 6‟da yer alan kandillerimizi erken örneklerin devamı olarak değerlendirebiliriz. Kat no:5‟teki kandil örneğimiz içbükey olan dar diskusun etrafı yüksek iki halka ile çevrilidir. Halka kulplu kandil uzun oval fitil delikli buruna sahiptir. Kat no: 6‟daki kandilimizin dar hafif içbükey diskusun etrafı bir halka ile çevrilmiĢtir. Omuz kısmında dönemin en popüler bezemelerinden olan Ģua motifi vardır. Gövdenin alt kısmından geniĢ halka kulpu kandilin omuz kısmından gövdeye bağlanmıĢtır. Kat No: 5 ve kat No:

68

Bruneau, 1965,s.55-56; Ayrıca doldurma deliğinin çevresinde bulunan küçük delikler Ephesos kandilleri için ayırıcı özelliklerden biridir. Bu delikler, hazneye yağ doldurulduğu esnada haznedeki havanın dıĢarıya çıkması ve yüzeyde biriken yağın içeriye akmasını sağlamaktadır. Doldurma deliği etrafında simetrik olarak açılan bu hava delikleri kandilin asılmasına yardımcı olmak amacıyla da açılmıĢ olabilir. Genellikle üç adet olan bu delikler, bazı örneklerde bir tane ya da üçten fazla olabilmektedir. Kandilin etrafını çevreleyen yüksek çerçeve de yağın dökülmeden doldurma deliğine dökülmesini sağlamaktadır.

69

Walters, H.B., “Catalogue of the Grek and Roman Lamps in the British museum, London, 1914, s. 5-7 Bazı kandillerin alt ve üst kalıpları karıĢmasın diye kandilin alt kısmına “A” harfi iĢaret olarak basılmıĢtır. Bu tip örneklere Londra‟da British Museum‟da görmek mümkündür.

(25)

16

6‟da yer alan kandillerimizi benzerlerinden yola çıkarak M.Ö. 2. yüzyılın son

çeyreğinden M.Ö. 1.yüzyıla70

tarihlendirebiliriz.

3.2.2. TĠP -4 Kulakçıklı Kandiller

(Kat. No. 7, Kat. No.8, Foto. No. 7, Foto. No. 8, Çiz. No. 7, Çiz. No. 8)

Helenistik Dönemde kalıp tekniğinde yapılan kandil grubunun hamur renkleri genelde gri ve formları dönemin metal kandillerine öykünerek daha keskin hatlı olarak üretilmiĢlerdir. Gövdelerinin her iki yanında stilize yaprak Ģeklindeki çıkıntıların bulunması nedeniyle literatüre “kalp yapraklı kandiller” adıyla girmiĢtir. Kalp yapraklı kandil grubunun kökeni M.Ö. 4. yüzyılın sonlarına doğru çark yapımı kandillerde kulakçık biçiminde kandillere dayanır. Bu kulakçıklar, zamanla stilize sarmaĢık yapraklı, fiyonk biçimli, volüt ya da dikdörtgen biçiminde formlarla varlığını

sürdürmüĢlerdir71. Gövde kısmının yanlarında yer alan bölüm çark yapımı kulakçıklı

kandiller gibi sonradan aplike edilmiyordu. Alt ve üst kalıplar halinde yarım halde

gövdeyle birlikte birleĢtiriliyordu72

. Üstten bakıldığında çanak görünümlü iç bükey diskusa sahiptirler. Kandillerin kaidelerinde genelde alpha sembolü olduğu için “Alpha

Kulaklı Kandiller” olarak da adlandırıldığı bilinir73

. Bu tip kandiller yoğun olarak

Pergoman‟ da karĢımıza çıktığı için çıkıĢ noktası Pergamon olarak düĢünülür74

. “Schäfer kalp olarak tanımladığı kulakçıklara sahip, uzun burunlu ve düz ağızlı

pergamon örneklerini M.Ö. 1.yüzyılın ikinci yarısına tarihlemiĢtir”75

. Ancak fiyonk

görünümündeki kandillerin Ephesos‟a özgü olduğu düĢünülür76

.

ÇalıĢmamızda bu tipe ait kat no 7‟deki kandil, koyu gri hamurdan yapılmıĢ hem rengi hem keskin profiliyle dönemin metal kandillerine öykünmeye kanıtlar niteliktedir. Çift konik gövdeye sahip, hafif içbükey olan diskusu ortasında yiv bulunan bir bantla çevrilidir. Diskusun ortasında doldurma deliği mevcuttur. Kandilin omuz kısmı kabartma Ģeklinde “Ġon kymationu” ve yaprak bezemeleri ile süslüdür. Kırık kulpunun gövdeye bağlandığı bölümde kabartma Ģeklinde fiyonk süslemesi kandilin Ephesos

70

Kassab –Sezer, 1995, 120 benzeri için bkz; fot:318

71 Tuluk, 1996, 38. 72 Kassab –Sezer, 1995, 108. 73Kıralı, 2016, 29. 74 Kassab –Sezer, 1995, 108. 75Tavukçu, 2006, 125. 76 Kassab –Sezer, 1995, 108.

(26)

17

üretimi olabileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Kandil uzun düz tablalı yuvarlak buruna ve yuvarlak halka içinde düz kaideye sahiptir. Kandili katalog çalıĢmasında belirttiğimiz benzer örneklerden yola çıkarak M.Ö.1. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirebiliriz.

Yandan çıkıntılı bir diğer örneğimiz gövdenin orta kısmında dikdörtgen çıkıntılı77

kat no: 8‟de yer alan kandil gri renkli hamurdan yapılıp, üzeri koyu gri hamurla astarlanmıĢtır. Çift konik gövdeye sahip, hafif içbükey olan diskusu ortasında yiv bulunan bir bantla çevrilidir. Diskusun ortasında büyük bir doldurma deliği mevcuttur. Omuz kısmında üzüm salkımı süslemesi kabartma Ģeklinde yer alır. Diskustan gövdeye geçiĢte uzun bir boyunla burun kısmına bağlanmıĢtır. Oval geniĢ ağızlı fitil deliğine sahiptir. Dikdörtgen çıkıntıları gövdenin ortasından her iki yana doğru çıkıntı yapmıĢtır. Kandil yuvarlak düz kaideye sahiptir.

Bailey, benzerlerinden yola çıkarak bu tipi M.Ö. 2 yüzyılın ortasından M.Ö.

1.yüzyılın ortasına kadar döneme tarihler. Kandilin form olarak benzerleri, Bailey78

ve

Howland79 British Museum „daki çalıĢmalarında, Aphrodisias Müzesi‟nde80, Ġstanbul

Arkeoloji Müzelerinde81

görülmektedir. Dikdörtgen kulakçıklı kandil örneğini M.Ö 2. yüzyılın sonu ile M.Ö. 1. yüzyılın baĢına tarihleyebiliriz.

3.3. Roma Dönemi Kandilleri

3.3.1. TĠP- 5 Derin Hazneli Kandiller

(Kat. No. 9, Kat. No.10, Kat No. 11, Foto. No. 9, Foto. No. 10, Foto. No. 11, Çiz. No. 9, Çiz. No. 10, Çiz. No.11)

Bu kandil grubu literatüre Loeschke tarafından Tip VI grubuna dâhil edilirken,

Hayes ise “böbrek Ģeklinde gövdeli kandiller” olarak adlandırmıĢtır82. Kandiller derin

hazneli kaideden üst gövdeye doğru geniĢleyen bir forma sahiptir. Kandillerin diğer bir özelliği gövde kısmından buruna geçiĢte mahmuz Ģeklinde bir çıkıntının olmasıdır.

77 Bailey, 1975, 202. 78 Bailey, 1975, 203. 79 Howland 1958, 166. 80Kıralı, 2016, 29. 81 Kassab –Sezer, 1995, 123. 82 Hayes, 1980, 28.

(27)

18

Ancak bu çıkıntı geç dönemlere doğru kayboluyor. Bu kandil grubunun en erken örnekleri M.Ö. 6.yüzyılın ikinci yarısı ve 3. yüzyılın çeyreğine tarihlenen Agora‟nın 12 A Tipi arasında görmek mümkündür. Gruba ait kandillerin Pergamon atölyesi örnekleri

Schafer tarafından M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilmektedir83

. Kandil grubu benzerlerinden

dolayı Pergamon atölyesine atfedilir84

.

ÇalıĢmamızda bu tipe ait kat no: 9- kat no 11‟de yer alan 3 adet kandil örneği mevcuttur. Çark yapımı olan bu kandiller üstten daire formundaki gövdesi derin ve dik profilli, içbükey olan diskusun merkezinde büyük yuvarlak doldurma delikli, kısa ve uca doğru daralan burunlu, oval fitil delikli, gövdeden buruna geçiĢte karĢılıklı mahmuz Ģeklinde birer çıkıntı yer alır. Kat no: 9‟daki kandil yüksek halka kaideli iken kat no: 10‟daki kandilimiz düz kaidelidir. Ancak kat no: 11 de yer alan kandilimiz gruba dâhil iki kandilden farklı olarak gövde kısmında da mahmuz çıkıntısı yoktur. Ġstanbul

Arkeoloji Müzelerinde 85

ve AkĢehir Müzesi‟ndeki86 benzerlerinden yola çıkarak kat

no: 9 -10‟ da yer alan kandil örneklerini M.Ö.1. yüzyıl ile M.S. 1. yüzyılın ilk çeyreğine kat 11‟de yer alan kandil örneğini ise M.S.1 yüzyılın ilk çeyreğine tarihlendirebiliriz.

3.3.2. TĠP-6 Volütlü Oval Emzikli Kandiller (Kat. No. 12, Foto. No. 12, Çiz. No. 12)

Bu kandil grubu burunun iki yanında bulunan volütlerinden dolayı literatüre bu isimle girmiĢlerdir. Volütlü kandillerin tipolojisini ilk olarak Dressel Roma‟daki

kandilleri incelemiĢ ve daha sonra Loescheke87

tarafından Vindonissa eserleri ile

birlikte incelenmiĢtir88

. Bu kandil grubunun erken örnekleri Helenistik Döneme tarihlendirilir. Volütlü oval emzikli kandil grubu üzerinde çalıĢan Walters, bu kandilleri

genel olarak M.S. 1. yüzyılı gösterir89. Kandil tipinin belirleyici özelliği önce de

bahsettiğimiz gibi emziğin iki yanındaki volütleridir. Volütlü kandiller kalıp yapımı kandiller olup, iç içe geçmiĢ sarmal halka çizgilerle çevrili dar omuzlu, genellikle

83Schäfer, 1968, 119. 84 Kassab –Sezer, 1995, 98. 85 Kassab –Sezer, 1995, 98. 86 Tekocak, 2013, 710. 87 Loescheke, 1919, 226. 88Yılmaz, 2012, 40. 89 Walters,1914 24.

(28)

19

bezemeli olan diskusta bir adet yağ deliği olan geniĢ yuvarlak formlu diskusların nadir de olsa bezemesiz örnekleri bulunmaktadır.

ÇalıĢmamızda bu tipe ait kat no:12 numaralı bir adet kandilimiz mevcuttur. Kandil üstten bakıldığında dairesel bir forma sahiptir. Kandilin omuz kısmı yivlerle sınırlandırmıĢtır. Hafif içbükey diskusun yüzeyi deforme olmuĢtur. Diskus kısmında ayakta sağ tarafa bakan insan ve kandilin yüzeyinin deforme olmasından dolayı anlayamadığımız nesne betimi mevcut. Yuvarlak öne doğru uzatılmıĢ emziğin iki yanında volütlere sahiptir. Koyu gri hamurdan yapılmıĢtır. Bu tipin kandillerinde genelde kaide bölümünde atölye mührü olur. Ancak düz, yuvarlak kaidesinde atölye mührü yoktur. Kandil örneğini katalog çalıĢmasında gösterilen benzerlerinden yola çıkarak M.S. 1. yüzyıla tarihlendirebiliriz.

3.3.3. TĠP- 7 Spiral Kulaklı Kandiller (Kat. No. 13, Foto. No. 13, Çiz. No. 13)

Kandil grubu gövdenin iki yanında iç içe sarmal bir Ģekilde gövdeye yapıĢık kulakçıklardan dolayı bu ismi almıĢtır. Kandil grubunun kökeni aslında Helenistik

Döneme dayanmaktadır 90

. Kandilin benzerleri Szentleleky tarafından 1.yüzyıla,

Agora‟da ise M.S.1. yüzyılın ikinci çeyreğine verilmektedir. Kandil Bailey91

tarafından

M.S. 40-80 yılları arasına tarihlenmektedir92. O. Broneer bu kandil tipini, tip 24

grubunda değerlendirir. Kandilin burun kısmında volütler bulunur, özünde daha önceki kulakçıklı kandillerden türediği öngörülür. M.S. 2. yüzyılın birçok kandil çeĢidinde

kulak çıkıntıları olmadan bu kandil formunun üretiminin devam ettiğini söyler93

.

S. Loeschke, Vindonissa çalıĢmasında omuz tipi benzerlerini M.S. 1. yüzyılın

üçüncü çeyreğine tarihler.

ÇalıĢmamızda bu kandil grubuna ait Kat. No: 13‟te yer alan sadece bir adet kandilimiz mevcuttur. Kandil bezemesiz hafif içe doğru eğimli terazi kefesi Ģeklinde etrafı iki yivli diskusun “U” biçimindeki üstü kanallı sarmal buruna bağlanmaktadır. Kandilin sprial Ģeklinde kıvrımlı kulakçıklarının ortası deliktir. Muhtemelen kulakçıklar

90

Öztürk, 2003, .64.

91

Bailey, 1980, benzeri için bkz. type B Q88 Group ĠĠ

92

Barın, 1995, 93.

(29)

20

aynı zamanda taĢıma içinde kullanılıyordu. Kandil örneğini katalog bölümünde yaptığımız analoji çalıĢması sonucunda M.S. 1. yüzyılın ortalarına tarihlendirebiliriz.

3.3.4. TIP-8 Metalik Kandiller (Kat. No. 14, Foto. No. 14, Çiz. No. 14)

Bu kandil grubu “Fabrika Kandiller” olarak literatüre girmiĢtir.Bu kandil grubunun bu isimle anılmasının sebebi, dönemin Kuzey Ġtalya bronz kandillerine öykünerek üretilmiĢ olmalarıdır. Loeschcke, tip 9 ve tip 10 olarak iki grupta inceler. Loeschcke bu ayrımı diskustan buruna bir kanala bağlananlar ve bağlanmayanlar olarak yapar. Erken örneklerin diskusun etrafını çeviren yüksek halka bir kanala buruna bağlanmadığı, daha geç örneklerinde ise discusun etrafını çeviren yüksek halkanın burun kısmına bir kanala

bağlandığı görülmektedir94. Broneer Tip 26, grubu içinde değerlendirdiği kandil tipinin

M.S. 1. yüzyılın sonlarına doğru yaygın olarak kullanıldığını ve Loeschcke, gibi form

özelliklerine göre ve bunun yanı sıra kil kalitesine göre iki gruba ayırır95

. Kandil

grubunun büyük çoğunluğu Ġtalya üretimidir96. Metal kandiller Ġtalya dıĢında birçok

merkezde taklit edilmesine rağmen Anadolu‟da bu tip kandil taklit eden atölyenin varlığından herhangi bir araĢtırmacı bahsetmemektedir. Heimerl, Pergamon‟daki

Fabrika kandillerini değerlendirilirken bunların ithal olduğunu söylemiĢtir97

.

Metal kandillere öykünerek yapılan kat no:14‟te yer alan kandil örneği Loeschcke‟ nin form özelliklerine göre ikiye ayırdığı metalik kandil tiplerinde ikinci grupta yer alır. Kandil içe doğru meyilli hafif içbükey disckusun etrafını saran kanala burun kısmına bağlanmaktadır. Omuz kısmında kulp ile burun kısmının mesafesini ortalayacak karĢılıklı iki adet kabartma çizgi yer almaktadır. Bu kandil grubunda çok sevilen ve oldukça çok karĢımıza çıkan mask kabartması diskus içinde simetrik olarak üç kabartma halinde yer almaktadır. Kandil örneğini katalog çalıĢmasında belirtiğimiz benzer örneklerinden yola çıkarak M.S. 2. yüzyıl ortalarına tarihlendirmek doğru olacaktır. 94Loeschcke, 1919, 255. 95Broneer, 1930, 87. 96Broneer,1930, 88. 97Öz, 2014, 46.

(30)

21 3.3.5. TĠP- 9 Yuvarlak -Kısa Burunlu Kandiller

Bu gruptaki kandilleri “Kalp Burunlu”, „„U Burunlu”, Kısa Burunlu”, olmak üzere üç alt baĢlık altında değerlendirdik. Kandil grubumuzun ortak özelliği kısa burun formlarının gövdeye direk bağlanmasıdır.

3.3.5.1. Kalp Burunlu Kandiller

(Kat. No. 15, Kat. No. 16, Kat. No. 17, Kat No.18 Foto. No. 15, Foto. No. 16, Foto. No. 17, Foto. No. 18, Çiz. No. 15, Çiz. No. 16, Çiz No.17, Çiz. No 18)

Bu grupta yer alan kandillerin karakteristik özelliği burun formlarının kısa oval formda olmaları ve burun üzerinde kalp süslemesinin olmadır. Bu tip Broneer

tarafından Tip XXV98

olarak adlandırılırken, Ivanyi tarafından Tip VIII olarak literatüre girmiĢtir. Ancak kimi araĢtırmacılar Loeschcke Tip VIII grubuna hem kalp biçimli hem

de burnunun üzerinde düz bir çizgi olan kandilleri dâhil ederek incelemiĢtir99

. Burun kısımlarında yer alan kalp formundaki plastik kabartmadan dolayı kalp burunlu

kandiller olarak adlandırılmıĢlardır100. Kandil grubu Ġtalya üretimi olarak kabul görür101.

Akdeniz ve Batı Anadolu‟da geniĢ yayılım alanı buldukları görülmektedir102.

J.Perlzweig M.S. 1.yüzyılın ikinci yarısı ile M.S. 2. yüzyılın baĢına

tarihlemektedir103. Bailey Efes kandillerinin içinde değerlendirir, Traianus Dönemine

tarihler104. Walters ise M.S. 3.yüzyıla yakın bir dönem verir105. Genel olarak kandil

grubu M.S.1 yüzyıl ile M.S. 3. yüzyıla kadar farklı tarihler verildiğini görmekteyiz.

ÇalıĢmamızda bu gruba ait kat no:15-18 numaralı dört adet kandil mevcuttur. Bu gruptaki kandillerin, yuvarlak formlu, geniĢ ve hafif içbükey diskuslara sahip, genelde açık kırmızı renkte oldukları bariz olarak görülmektedir. Kalp burunlu kandiller

genellikle yüzük kulplu olarak karĢımıza çıkmaktadır106. Ancak kalp burunlu kandillere

98Broneer,1930, 85. 99Tekocak, 2013, 712. 100Perlzweig, 1961, 84. 101Walters, 1914, 142-156. 102Pastutmaz, 2001, 13. 103Perlzweig, 1961, 85. 104Bailey, 1988, 380. 105Walters, 1914, 179. 106Kıralı, 2016. 39.

(31)

22

dâhil ettiğimiz kat:18 nolu kandilimiz gibi kulpsuz örnekleri de mevcuttur. Kalp burunlu kandil grubuna kat no:16 ve kat no:17‟de yer alan kandiller formları bakımından yakın benzerlik göstermektedir. Kat no:15 ve kat no:16‟da yer alan kandillerde diskus bezemesi olarak kantharos içinde aĢağı doğru sarmaĢık bezemesi mevcuttur. Ancak omuz kısımlarında “Ġon Kymationu” kat no:15‟de omuz bitimine kadar devam ederken, kat no16‟da omuz bezemesi omuz yarısında sonlandırılmıĢ ve süsleme olarak kullanılan “Ġon kymationu daha küçük boyutlarda yapıldığını görmekteyiz. Kat no:17‟de yer alan kandilimizin diskusunda birbirine dolanmıĢ iki adet yunus balığı ve omuz kısmında süsleme olarak yine ion kymation‟u görmekteyiz. Son olarak kat no:18‟de yer alan kandilimiz daha önce de bahsettiğimiz gibi kalp burunlu kandil grubunda nadir olarak görülen kulpsuz örnektir. Diskus kısmında Ģua motifini görmekteyiz. Omuz kısmı bezemesizdir. Kalp burunlu kandil grubu için yaptığımız literatür taramamızda kandil kaidelerinde ayak mührü planta pedis sıkça rastlanan kaide mührü olduğunu görüyoruz. Bizimde çalıĢmamızda kat no: 15 ve kat no 17‟de yer alan kandillerimizde planta pedis mevcuttur. Kandil altında yer alan ayak baskı damgasının,

Efes ve çevresindeki bir atölyenin üretimi olabileceğini akla getiriyor107

. Roma Döneminde üretilen kandillerde sıkça karĢımıza çıkmaktadır. Özellikle MS 1. yüzyıldan sonra, Akdeniz Bölgesi‟nde üretilmeye baĢlandığı ve kandil ustaları tarafından sevilerek kullanılan bir atölye mührüdür. M.S. 3. yüzyılın sonuna kadar kullanıldığı

bilinmektedir108. Kalp burunlu kandil örekelerini katalog çalıĢmasında belirtiğimiz

benzerlerinden yola çıkarak M.S.1. yüzyılın 2. çeyreğinden 3. yüzyılın sonuna kadar tarihlemek mümkündür.

3.3.5.2. „„U‟‟ Burunlu Kandiller

(Kat. No. 19, Kat. No. 20,Foto. No. 19, Foto. No. 20, Çiz. No. 19, Çiz No. 20)

Loeschke‟nin Tip VIII grubuna ait olup, burun formlarına göre alt gruplara

ayırdığı “U” burunlu kandil109

grubunun burun tipi, burnunun üzerinde düz bir çizgi olan “U” formu oluĢturacak Ģekilde kandil gövdesine bağlandığı kısa burunlu

kandillerdir. Bailey tarafından Cn. B olarak isimlendirilen kandil grubudur110

. Kandil 107Kıralı, 2016, 39. 108Perlzweig, 1961, 86. 109Loeschke,1919, 139-143. 110Pastutmaz, 2001, 13.

(32)

23

grubu kalp burunlu kandillerle aynı dönemde üretilirken aralarındaki en bariz fark kısa burun hattını belirleyen kandile grubuna adını veren “U” Ģeklini oluĢturan çizgidir.

ÇalıĢmamızda bu gruba ait kat no:19, kat no 20 numaralı 2 adet kandilimiz mevcuttur. Kat no: 19‟da yer alan kandilin yuvarlak içbükey diskus yağ deliğinin etrafında palmiye dalı ve yaprak bezemesi bulunuyor, kat no:20 numaralı kandilin terazi kefesi Ģeklindeki diskusun etrafı yivlidir. Diskusun iç kısmındaki betimde ise oturur vaziyete elinde üflemeli bir müzik aleti ile tombul olarak betimlenmiĢ eros figürü vardır. Grubun karakteristik özelliği olan kısa burnun gövdeye geçiĢte bir çizgiyle sınırlandırılması iki kandilde de mevcuttur. Ġki kandilin de yüzük kulplu olduğunu görmekteyiz. Kalp burunlu kandiller gibi kırmızı boyalı olan kandiller de yuvarlak kaidelidir. Kandil grubunu katalog çalıĢmasında yaptığımız analoji çalıĢması sonucu M.S. 2. yüzyılın baĢı ile M.S. 3. yüzyılın sonuna tarihlendirebiliriz.

3.3.5.3. Kısa Burunlu Kandiller

(Kat. No. 21, Kat No.22, Kat No. 23, Kat No. 24, Kat No. 25, Kat No. 26, Kat No. 27, Foto. No.21, Foto. No. 22, Foto. No. 23, Foto No. 24, Foto. No. 25, Foto. No. 26, Foto. No. 27, Çiz. No. 21, Çiz. No. 21, Çiz. No. 22, Çiz. No. 23, Çiz. No. 24, Çiz. No.25, Çiz. No. 26, Çiz. No.27 )

„„Kısa Burunlu Kandiller‟‟ baĢlığı altında incelediğimiz kandiller kalp ve “U burunlu” kandillerden küçük detaylarla ayrılır. Burunda yer alan içbükey Ģeklindeki kısım, yarısı ağza gelecek Ģekilde kısa ya da kesik formlu olarak, ağzın içinde olacak

Ģekilde devam etmektedir111. Kalp burunlu kandiller ile üretimi devam eden kısa

yuvarlak burunlu kandilleri, Loeschke 112 Tip VII olarak incelerken, Ivanyi‟de

çalıĢmasında tip VII grubunda incelemiĢtir113

.

ÇalıĢmamızda bu gruba ait kat. no: 21 - 27‟de yer alan yedi adet kandil örneğimiz mevcuttur. Kat no:21‟ de yer alan kandil üstten bakıldığında, armudi ve basık gövdeli, hafif içbükey diskusu çok deforme olduğu için üstünde önceden bezeme olup olmadığı anlaĢılmamaktadır. Omuz kısmında asma dalı ve üzüm salkımı Ģeklinde bezemeler gözlenmektedir. Kısa gövdeye yerleĢtirilmiĢ yuvarlak kısa bir buruna sahiptir. Kandilin

111Kıralı 2016, 44.

112Loeschke, 1919, 139-143. 113Ivany, 1935, 10.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca şairin terkib-i bendinin Bağdatlı Rûhî’ye nazire olması ve bu şiirin kayıtlı olduğu mecmuanın 162. yüzyıl şairlerini havi olmasından hareketle

Ek olarak araĢtırmada, meslektaĢının tıbbi hata yaptığına tanıklık eden hemĢirelerin HTHEÖ toplam puan ortalamasının anlamlı olarak daha düĢük olduğu ve bu

Sonra, sanat hayatının kırkıncı yıldönümü münasebetiyle temsil edilecek “ Bir Kavuk Devrildi” hakkında intlbalannı öğrenmek istemiştim!. Şehir Tiyatrosu

Kolon eksenleri için iki farklı kabul ile yapılan çözümlerden elde edilen düğüm noktası (d.n.) deplasmanları ve dönmeleri düşey yükler için çok fazla

Tüm bu üretim, aktarım ve işlev özellikleriyle yalan haber, halk bilimcilerin çalışma alanı olan halk bilgisi ürünlerin- den farklı değildir.... Ayrıca yalan

Peki, dans etmenin eğlenceli olmasının yanında özellikle yaşlılar ve kronik bir hastalığı olanlar için tedavi edici özelliğe sahip olduğunu biliyor muydunuz.. Tabii ki

Ayrıca hiyerarşik regresyon analizi sonuçlarına göre; tanımlanmış öz uyum boyutunun iş performansına yönelik etkisinde bireylerin yaşam doyumu aracı rolü tespit edilirken;