• Sonuç bulunamadı

Oyuncaklarda devr-i alem

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Oyuncaklarda devr-i alem"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

1 9

.

yüzyılın ikinci yarısı Türkiye için yenilikler ve değişimler zamanıdır. Ve o günlerin mucizelerin­ den biri de fotoğraftır.

Bu dönemde değişimin mo­ toru konumundaki çocuklar, annelerinin ellerinden tut­ tukları gibi soluğu nevzuhur oyuncakların arz-ı endam eylediği fotoğraf stüdyoların­ da almasını bilmişlerdir. Bu anlamda, o dönemin ço­ cuk fotoğrafları, çocukluk ta­ rihimizin küçük ve gösterişli belgelerindendir. Çocuk fo­ toğraflarının vazgeçilmezleri­ nin başında da oyuncaklarla çekilmiş olanları gelir. Üç te­ kerlekli bisikletler, bebekler, tahta atlar, çemberler ilk an­ da adını sayabileceğim iz stüdyo oyuncaklarındandır. Yine o dönemde Abdullah Frères, Phébus, Sébah &

Jo-T h e second half o f the 19th century was a tim e o f innovation and change fo r Turkey, and photography, itself one o f the new wonders o f the time, reflects many aspects o f this phenomenon. Mothers grabbed th e ir children by the hand and rushed them o ff to the fash­ ionable photographic studios, which w ere equipped with a range o f scenery and stage props to suit clientele o f all ages and inclination. Among these were new-fan­

gled toys to capture the imagina­ tion o f the children o f this new age.

Tricycles, dolls, rocking horses, and hoops were just a few o f the toys to be found at celebrated s tu d io s like A b d u lla h Frères,

Çocuk portreleriyle ün yapan fotoğraf stüdyosu Phebus’un atı dillere destandı. Stüdyonun sahibi Bogos T a rku lya n ’ın 1890’larda Paris’ten getirdiği at, 70-80 cm yüksekliğindeydî (üstte solda). Stüdyo­ da {ocukların bayıldığı bir başka aksesu- var: Ü{ tekerlekli dev bisiklet (solda). The Phebus photographic studio was as famous for its horse as for child portraits. This horse had been brought from Paris by studio owner Bogos Tarkulyan in the 1890s and was about 70-80 cm in height (above left). Another accessory which the children who came to the studio loved was a large tricycle (left).

jSJ.QRftNt)’ SU E de

76

(3)

Photographs^ de la courroyaJe de Presse.

Phebus, and Sebah and Joaillier in Istanbul. Phebus, famous fo r its child portraits, possessed a horse that became legendary. Nearly a metre high, this beautiful to y horse was brought back fro m Paris by studio owner Bogos Tarkulyan in the 1890s.

In the studio o f the Abdullah Brothers, Photographers by Appointm ent to His Majesty the Sultan, started o ff with a tricycle, and soon had an enviable collection o f toys. Am ong the studio equipment used in creating imaginative scenes indoors which appealed to adults and children alike were beautifully decorated boats. Seated in these the subject could give the illusion o f having been p h o to g ra p h e d g lid in g d o w n th e

j.n

liw W W I

Sebah & Joaillier fotoğraf stüdyosunun pastoral dekorunu hülyalı gözlerle tamamlayan bir kız çocuğu (üstte). Servanis fotoğrafha­ nesindeki bu ufaklık, bir elinde tahta araba, bir elinde kırbaç kim bilir hangi hayal âleminde? (sağda). / A little girl with a dreamy expression perfectly suited to this pastoral decor in the studio of Sebah and Joaillier (above). A child in the Servanis stu­ dio with a wooden carriage and a whip, perhaps imagining her­ self as a coachman (right).

aillier gibi büyük stüdyolar oyuncaklarıyla da nam salarlar. Çocuk portreleri konusunda ün yapan Phebus’un atıysa dillere destan olmuştur. 70-80 santimetre yüksekliğindeki bu oyuncak atı, Phebus’un sahibi Bogos Tarkulyan 1890’lar- da, Paris’ten alır getirir.

Saray Fotoğrafçıları namıyla bilinen Abdullah Biraderler’in üç tekerlekli bisikletle başlayan oyuncak koleksiyonu da zamanla bebekler, çemberler ve orijinal stüdyo dekorlarıyla çoğalır gider.

Su şehri olan İstanbul ve bir yarımada özelliği taşıyan ülkemizde maceralı yolculuklardan biri de hiç şüphesiz denizlere doğru olacaktır. Belki de bu yüzden oyuncaklardan sonra vazgeçilmez stüdyo dekorları arasında en çok göze çarpanı ince işlemeli, orijinal desenleriyle göz alıcı ka­ yıklar olur. 19- yüzyılın son çeyreğinde stüdyo­ ları süsleyen oyuncakları, daha sonraları büyük mağazalarda, özellikle Beyoğlu’nun meşhur Ço­ cuk Bonmarşesi ve Japon Mağazası’nda bulmak

77

(4)

Fotoğraf stüdyolarından çocukların hayatına giren oyuncaklardan biri de çemberdir. Pera 429 adresindeki Photo L’Aigle’de fotoğraf makinesine hü­ zünle bakan bu yumurcak, çember çevirmenin heyecanını henüz keşfedememiş olsa gerek (altta sağda). / The hoop was another toy which chil­ dren discovered at photograph studios. The little boy with a serious expression looking into the camera at Photo I’Aigle at 429 Pera seems not to have yet discovered the fun of playing with a hoop (below right).

mümkündür. Bu iki mağaza “oyuncak cenneti” olarak zirvede yarışırlar. Oyuncakların önce konaklara, sonra da ülkenin birçok yerine gitmesi de yine bu yıllara rast­ lar. Eyüp oyuncakçılarına ısmarlanan el yapımı tahta

Bosphorus.

The toys which appeared first as studio props soon became available in the fashionable shops o f Beyoğlu, above all in the famous Çocuk Bon- marşesi and Japon Mağazası, These tw o establish­ m ents sold to ys galore fo r th e c h ild re n o f Istanbul's wealthier families, and in time the new fashion fo r to y s spread to th e p ro vin ce s. Although these shops also sold locally made tra­ ditional wooden toys o f the kind made by the

(5)

Zamanın ithal oyuncaklarından trotinet (üstte). Stüdyoların ve çocukların vazgeçilmezi: Renk renk boyalı tahta atlar... Sağdaki fotoğrafın çekim tarihi 16 Ocak 1914. / A scooter imported from Europe (above). No studio was without its rocking horse, which were favourites with every child. The photograph on the right is dated 16 January 1914.

oyuncaklar da bu mağazaların vazgeçilmez oyuncaklarındandır. Ne var ki topaç, dön­ me dolap, beşik, cambaz, tef, davul, araba, testi, kaynana zırıltısı vb. adlarla anılan bu oyuncaklar gösterişten uzak olduklarından çocuk fotoğrafları içinde pek fazla bir yer bulamazlar. Bunların, aksine Paris’in meş­ hur mağazalarından büyük bir heyecan ve şamatayla ısmarlanan oyuncaklar İstanbul, İzmir ve Selanik gibi büyük şehirlerde ayrı bir önem arzetmişlerdir.

İlk zamanlarda halk dilinde “velespid” adıyla anılan bisiklet ise ülkemizde önce büyüklerin ilgisini çeker. “Bisiklet Kita­ b ın ın yazarı Gökhan Akçura bakın nasıl anlatıyor bu konuyu: “Tarik gazetesinde

toymakers o f Eyüp fo r centuries, such as to p s , w h irlin g to y s k n o w n as d ö n m e d o la p, d o ll's cradles,

jumping jacks, tam ­ b o u rin e s, drum s, carts, and rattles, it

was n o t th e se

fa m ilia r ty p e s w h ic h w e see in studio photographs o f children in large cities like Istanbul, Izmir and Salonica. Instead o n ly to ys

o rd e re d w ith

e x c ite m e n t and p rid e fro m w e ll- known Paris shops had the right aura o f glamour to be immor­ talised in photographs.

The bicycle was a favourite feature o f late 19th century studio photography. This invention first attracted the attention o f the

80

(6)

82

S K Y L IF E N İS A N A P R IL 2 0 0 1

31 Ağustos 1885 ta­ rihinde yer alan bir habere göre, Mösyö Tomas Stefans na­ mında bir Amerika­ lı, velespid ile önce İstanbu l’a gelmiş, buradan da İzmit’e geçmiştir. İzmit’ten beş günlük bir yol­ culuktan sonra An­ kara’ya ulaşan Ste- fans’ı, kentte Vali Paşa Hazretleri, me­ murlar ve bini aşkın Ankaralı yollara çı­ karak seyretmişler­

dir. Bisikletli Amerikalı, AnkaralIların ricalarını kıra­ mamış ve ‘üç defa şose üzerinde velespid ile yürü­ yüp 1200 yarda mesafeyi iki dakika ile on dört sa­ niyede kat etmiştir.’ Gazete, Mr. Stefans’ın daha sonra Vali ve görevlilerle vedalaşıp, Yozgat’a doğru hareket ettiğini yazar.”

Tanzimatla başlayan bisiklet yolculuğu, Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde de sürer ve bisiklet fo­ toğraf stüdyolarının vazgeçilmez oyuncakları arası­ na girer. Bisikleti olmayan çocukların eğlencesi de çember olacaktır. Yine stüdyoların vazgeçilmez oyuncaklarındandır çember. Tahta atlara ise daha çok fotoğraf stüdyolarının gösterişli köşelerinde

bi-Turkish public when an American cycled across Turkey on his velocipede. Gökhan Akçura, author o f a book about the history o f the bicycle in Turkey, tells u s ,1 On 31 August 1885, Tarik newspaper reported th a t an American by the name o f M r Thomas Stephens had arrived in Istanbul on his velocipede, and from Istanbul cycled to İzmit. From there he had travelled in five days to Ankara, where a crowd o f over one thousand peo­ ple, including the governor and city officials had gath­ ered to watch his arrival. A t their request he had ridden up and down the road three times, covering a distance o f 1200 yards in tw o minutes and fourteen seconds. M r Stephens later took his leave o f the governor and the

officials, and set o ff fo r Yozgat.’

For children w ith ­ o u t a bicycle, a hoop was the next best thing, and both make th e ir appear­ ance in c h ild re n 's photographs, along with to y horses. For children the chance to sit on those mar­ v e llo u s ro c k in g horses was proably

m o re im p o rta n t th a n th e p h o to ­ graph its e lf. T he hobbyhorse, ances­ t o r o f th e m o re sophisticated rock­ ing horse, was evi­ dently no less pop­ u la r than bicycles and hoops. O n into th e 2 0 th ce n tu ry, Denizlerle çevrili İstanbul’da yaşayan çocukları hayal âleminin maceralı yolculuklarına taşıyan dekorlardan biri de

stüdyolardaki göz alıcı, ince işlemeli kayıklardı (en üstte). Cadde-i Kebir 163, Galata adresli Photo Amerika’da çekilen bir fotoğraf (üstte). / Boats were among the studio accessories, enabling children living in Istanbul to imagine them­ selves on an exciting voyage up the Bosphorus (top). A photograph taken at Photo Amerika, at 163 Cadde-i Kebir in Galata (above).

(7)

nilir. Fotoğraf çektirmekse işin bahane­ si... Tahta atların atası sayabileceğimiz değnek atlar ise en az bisiklet kadar, çemberler kadar ilgi görmüştür çocuk­ lardan. Tayyareler ise fotoğrafçıların icad ettiği en son ve en keyifli stüdyo dekor- lan arasındadır. Keyifli bir maceraya ça­ ğıran bu tayyare dekorlan, ince bir res­ sam işçiliğiyle hayat bulduğu için sosyal tarihimiz açısından da birer belge hük­ mündedir.

Tayyareler geçip gittikleri şehirlerden genel görünümler arzeder: Sanki, o şeh­ rin üzerinde uçuyormuşsunuz gibi bir inandırıcılıkla hazırlanmışlardır. Bisiklet, tahta at, çember, kayık veya tayyare de­ korları çocukların uzak ülkelere doğru seyahate çıktıkları hayali oyuncaklar ka­ dar büyük bir yer kaplar kalplerinde. Yalnızca ülkemiz' çocukları için değil, dünyanın bütün çocuklarına sorsanız onlar da size aynı cevabı vereceklerdir. Topaç ve bebekten sonra yeryüzünün en güzel oyuncaklarıdır bunlar... Yoksa bunca çocuğun, anne ve babalarının el­ lerinden tutup stüdyolara koşarak bay­ ramlık elbiseler içinde, heyecanlı pozlar vermelerinin, fotoğraflar çektirmelerinin

ne anlamı olurdu? •

Foto Ahmet gibi birçok fotoğrafçı, sokak fotoğraflarını aksesuvarlar kullanarak eğlence­ li hale getiriyordu (üstte). Bebekler kız çocukları arasında en çok ilgi gören oyuncak­ lardır (solda). 20. yüzyılın

ortalarına doğru görkemli atların yerini daha küçük atlar alır (altta). / Street photographers, such as Foto Ahm et, also used accessories (above). Dolls became increasingly popu­ lar with little girls as the century went on (left). As we approach the mid-20th century, toy horses are still popular (right).

w e find aeroplanes making their appear­ ance as th e m o st exciting new piece o f studio decor. The adventurous atmos­ phere they created is tangible in such pho­

to g ra p h s , w hose

sce n e ry f o r th e se photographs was so meticulously painted th a t th e y p ro v id e

useful documentary records. The subject appears to be flying over cities spread out below, depicted with convincing realism.

These delightful photographs taken In photographic studios fitted up like theatres, and with toys to enhance the illusion, carry us into the imaginative world o f childhood. On bicycles, wooden horses, boats o r planes, children could dream they were journeying to far-off lands. So adventure awaited the children who set o ff fo r the photog­ rapher, dressed in their best clothes and holding their m other and

father by the hand. •

* Yusuf Çağlar, yazar. * Yusuf Çağlar is a writer.

84

S K Y L IF E N İS A N A P R IL 2 0 0 1

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

det-i Vücüd'un - ne tür bir yoruma girilirse girilsin - esas dayanaklarının ayet ve hadisler olduğu ortadadır. Diğer en önemli bir husus da akla güvenmeyip bütün

Seyrek: Sistemik lupus eritematozus (iç organlarda ilhitaplanmaya neden olan bağışıklık sistemi hastalığı), ellerde veya ayaklarda hissizlik veya karıncalanma,

Ciltte elastikiyet ve sıkılık üzerinde pozitif etkilere sahiptir, ciltte dengeyi sürdürür, ciltte değişim süreçlerini destekler, kolajen sentezini uyarır, damar

Ayrıca, kan basıncında belirgin bir artış; düşük doğum ağırlıklı bebeklerde, yeni doğanlarda ve sebebi belirsiz düşük tansiyonu olan yetişkin hastalarda

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:. 

Phileas Fogg, oyunda yirmi bin İngiliz sterlini kazandıktan sonra saat yediyi yirmi beş geçe arkadaşlarından izin isteyip Reform klüpten ayrıldı.. Uşak, Bay Fogg’un

 Beta blokörler, digoksin veya kinidin (kalp hastalıklarını tedavisinde ve bazı sıtma türlerinin tedavisinde kullanılır) gibi kalp hastalıkları (örneğin

Nişan taşında tesis ettiği stüd- yosunda bir çok yeni sesli filmler imal edi- yor.. Bu tâlimlerde temsil ve musikî kadar dekora da büyük bir