rh- > s 8
~ "1
C.yn\esı
ZKÜLTÜR- -^
amai
1
---CUMALI SANAT GALERİSİ SAHİBİ AYDIN ---CUMALI:
t 1» ! S
‘Galeriler, sanatı kişisellikten kurtardı’
O N yıllarda resim sanatının önem kazanmasıyla birlikte Türkiye'de sanat galerileri faaliyetlerinde de ni cel ve nitel bir artış gösteriyor. Ticari iliş kilerin dışında kültür ortamına katkıları nı yadsıyamayacağımız galericilikle ilgili sorularımızı Cum alı Sanat Galeri sahibi
Aydın Cumalı yanıtladı.
— Dünyada ve Türkiye'de galericili ğin önem kazanması nasıl oldu?
— Resim sanatının evrenselleşip bü yük önem kazanmasıyla Fransa’da, İtal
ya'da, İngiltere'de, Amerika'da 20. yy ba
şında bütün büyük kentlerdeki galeri sa yısı da hızla arttı. Galeriler sanatı kişisel likten kurtarmış, yeni akımların gelişme sinde büyük katkıları olmuştur.
Paul Durand-Ruel (1831-1922) imp-
resyonizmi destekleyen Am erika’da yap tığı sergiyle dünyaya tanıtan bir galerici dir. Paris'teki Beinheim-Jeune galerisi
Van Gogh, Cezanne, Matisse, fütüristle-
ri sergilemiş, ilk sergilerini açmış, tanıt mıştır. Daniel-Henry Kahmveiler 23 ya şındayken, 1907 yılında Picasso’nun 5 tab losu dışında bütün yapıtlarını satın almış
tır. Picasso, ölünceye kadar da ilişkileri kopmamıştır. Picasso’yu tanıtan D .H .
Kahntveiler’dir. Picasso “ O olmasaydı ben de meslek sahibi olam azdım " demiş
tir.
— Peki Türkiye’de nasıl oldu bu ge lişme?
— O n beş yıl önce Türk resminin us talarından Halil Paşa, Nazmi Ziya, Çal- lı’nın fiyatlarıyla Bedri Rahmi, Cihat Bu
rak, Orhan Peker, Turan E ro l’un fiyatı
aynıydı. Alıcı ilişki kurduğu, tanıdığı sa natçılardan başkasını bilmiyordu. Ressam fiyatını koyuyor, satarsa satıyordu. B aş ka bir şey düşünülmüyordu. A lan da
"B en bunu bir gün değerlendirir satarım”
diye almıyordu. Gerçek anlamda Kemal
Erhan ve Ali Koçm an’ın dışında bir ko-
leksiyoner yoktu. 1974 yılında Nazmi Zi-
ya’mn 1911 ’de Paris’te yaptığı bir tablo
ya beş bin lira veren çıkmadı. Ü ç ay sa tılmadı, sonra ben almak zorunda kaldım. Aldığım ilk tabloydu.
— Bir galerici olarak Türkiye’de re sim eleştirisinin durumunu nasıl değer lendiriyorsunuz?
— Galerici olarak gördüğüm iki üç ki şinin dışında kime Türk resminin geçmişi ile ilgilenmiyordu. Temelsiz bir pazar olu şuyordu. Sanatçılar da genellikle kendile rinden önceki kuşağa küçümseyerek ba kıyorlardı.
1975-1979 yılları arasında ilk kuşak, ikinci kuşak sanatçılarımızdan Şeker A h
met Paşa, Halil Paşa, Nazmi Ziya, R u hi Bey, İ.Çallı, Şevket Dağ, Feyhaman Duran’m yapıtlarını tanıttım. M od em re
sim sanatımızın ustalarından, hiç sergi aç mamış A li Çelebi (1975), Cevat Dereli (1976), Zeki Kocamemi (1976), İlhami
Demirci (1978), Cemal Tollu (1978) yıl
larında sergilerini açtım. Sanatımızda ger çek bir yeri olan Nedim Günsur - Cihat
Burak - Nuri İyem grup sergileri 1974 ve
1975 yıllarında konuşulan bir sergi oldu. Ben özgünlüğe, yaratıcılığa dikkat et lim. İster genç, ister orta kuşak, ister öl müş olsun sanatındaki özgünlüğe, yaratı cılığına inandığım ressamların sergilerini
açmaya çalıştım. Hata yapmadığımı on
Aydın Cum alı: "Ö zgürlüğe ve yaratıcılığa dik-
beş sene sonra da anlıyorum.
kat e ttim ."
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi