• Sonuç bulunamadı

Bir başka incelik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir başka incelik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÖSEBASI

Ergun Göze

BÎR BAŞKA İNCELİK

Ü

stad'ın cenazesinde büyük bir kalabalık vardı. Bazı­ larına gör« Mareşal Çakmak'ın cenazesinden beri pek görülmemiş bir kalabalık. Bence bu cenaze merasiminde kalabalıktan daha mühim bir mânâ -bu sefer- cenazeye iştirak edenler bakımından vardı.

ö y le ya, profesöründen bakkalına m anavına, tüccarından imamına, İzmit'ten geleninden Fatih'teki odasından gelmişine kadar bu büyük kalabalık arı kovanına üşüşür gibi üşüştükleri bu tabutun çevresinde ne arıyorlardı?

Sanatın esrarlı formüllerini mi? Fildişi kulenin yolunu mu? Estetiğin prensiplerini mi? Muharrirliğin "gavamızım" mı?

Şu beyaz sakallı, müheykel zat kollarını değil sadece, gönlünü de sıvamış, tabuta yapışıyor. Şu köşede, saçlarını ilim uğruna ağartmış profesör belki hayatında ilk defa bu kadar hıçkırıyor.

Herkes kalabalığı tahmine çalışıyor. Ve deniyor ki "eğer, merasim gec i ktir i Iseyd i , Tü rkiye'n in dört bucağından gelenlerle, kalabalık Fatih Camii avlusundan caddeye kadar taşabilirdi."

E

vet o kalabalık orada ne arıyordu? Bu merâsim, bir sanatkâra mı yapılıyordu? Muhakkak ki onun tartışmasız tarafı sanatkârlığı idi aynı zamanda. Fakat sadece bunun için miydi bu heyecan, bu sevgi, bu duygu, bu beraberlik, bu ortaklık?

Bu, Üstad'ın, her şeyini uğruna feda ettiği ulvî duyguya ortaklıktan başka bir şey değildi. Bu öyle bir duygu ki en basit fert ile bir dehâyı aynı çizginin noktaları üzerinde buluşturabiliyordu. Bu öyle bir idrak ki, bilinen idrak şekillerinden epeyce başka. Üstad'ın "Reis Bey" isimli piyesini hatırladım şimdi. Reis Bey, coşup uzun bir tirada girişir. Muhatabı "hırsız"dır. Ceplerin nasıl kesilip içinin

T

T-

s W

2/2

boşaltılacağından başka bir şey bilmeyen bir hırsız. Reis Bey bir an durur ve şüpheyle sorar: "Beni anlıyor musun??.. "Anlıyorum" Amma cevabın acayipliğini kendisi de hisse­ der ki ilâve eder:"Anlamadan anlıyorum". İşte onun tabu­ tunun etrafına oğul arısı gibi üşüşenlerin hepsi en azından böyle bir idrak basamağından derece derece yükselerek onu anlayan, seven, sayan kimselerdi. Aynı duygunun ortağı.

Bu bir sanatkârla sanatseverlerin birleşmesi değildi. Bu onun da üstünde hem çok üstünde bir "BİR"leşme idî.

Bir olma, beraber olma idi.

Zamanın derinliklerinden gelen ve nasıl geldiği de her zaman pek bilinmeyen bir birlik ve beraberlik.

Bir ayrı nasip, bir ayrı tecelli!

Bu farkı tesbit edemeyenler yanılırlar. Bu fark, Mehmet Akif gibi, Necip Fazıl gibi insanlara biçilmiş kaderdir ve dünya planındaki bahtsızlıklara karşı bir İlâhî lütuftur. Bu kadere, bu lütfa ortak olmak için sadece aynı dili konuşmak kâfi gelmez. Çünkü dil de bir vasıtadır. Onu da tayin ve tasnif eden istikametidir. Peygamberlerle onları tekzip edenler, çıplak ayaklarına batsın kanatsın diye yola dikenler serpenler de aynı dili konuşmuşlardır.

Acaba aynı dili mi? Dil sadece kelime midir? Dilin de bir gayesi, bir gayeye göre mimarî kesbetmesi yok mudur? Muhakkak vardır. Ve fakat Necip Fazıl'a gösterilen bu derin, bu hazırlıksız, gıllıgışsız, kendiliğinden alâkanın sebebi sadece onun Türk dilini görülmemiş bir güzellik ve derinlikte işlemiş olduğu için değildir.

Ona gösterilen bu alâka, sevgi ve saygının sebebi bu dili gerçekten emsalsiz bir ustalıkla kullanmış olduğu kadar ve ondan çok fazla "Türk'ün ruh köküne" bağlılığıdır. Hep söylemişimdir. Mevlânâ Farsça yazsa da Türk şairidir, Nazım Hikmet, hem de TDK uydurukçasından arınmış bir dille yazsa da Türk şâiri değildir. Bir prof, yazarın dünkü yazısında yaptığı gibi Nazım Hikmet'i Mehmet Akif'le Ne­ cip Fazıl'm arkasından ortakdeğerimizolarak ilâna kalkmak, incelik duygusundan mahrumiyettir. Eğer kasıtlı değilse.

Bir "Berat Kandili" arefesinde rahmet-i Hakk'a ve şefaat-iPeygamberîye iltica eden Üstad'avebütün insanlığa "Berat ya Resulullah" diyelim aziz okuyucularım.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mitolojide kimera, tek bedende çok kimlikli yarat›k, a¤z›ndan alevler püskürten bir aslana benzeyen yarat›¤›n bafl› aslan, gövdesi keçi ve kuyru¤u y›lan fleklinde

A n ta ly a 'd a 25 Şubat’ta yaşamını yitiren K oç H olding’in Kurucusu ve Şeref Başkanı Vehbi Koç’un büyük kızı Semahat Arsel, ba­ basının

Osmanlı musikisinin en önemli kurumların- dan olan mehterhane, görüldüğü gibi savaş ve yürüyüş havaları çalan askeri bir bando olmak­ tan öte, ilahiler

taubuluıı eski şehremini Ord. Cemil Toi)U/.luııun cenazesi, dün yapılan hazin bir türenle kaldırılmış ve Zinclrlikuyu Asri Me­ zarlığındaki aile

Etraf tarafından görünmek için buralara gelen insanlar başka bir mekana alışmaya başladıklan zaman, ki galiba bu grup yavaş yavaş TIKE’ye kaydı bile, buranın işi çok

Cumhuriyetten sonra Osmaıılı hanedanına mensup olduğu için yurda döneme-

Çekirdek sayısı yazlık armutlarda en az Eğri Sap 4 çeşidinde 4.5 adet ve en fazla Kiraz 2 çeşidinde 7 adet olarak, güzlük armutlarda en az Uzun Zingil Hamşon 4.5 adet ve en

Samsun‟un aydınlatma düzeninde renk kullanımının nasıl olduğuna dair fikirleri sorulduğunda farklı yaĢ gruplarının ortak fikirlerinin aydınlatmanın rastgele