2S/9/1954
Osmaniye Karargâhına yapılan
Taarruzda Rahm iye hanım
Hazırlayan: H. Erkmen
Türkün zafer boruları ça lıp, zafer türküleri söyleni yor. Nihayet, sanki yoktan var olanbir millet şahlanıyor. Bu şahlanmış; damarları tu tuşturan bir kanın, o vücut içinde fırtınalar, şimşekler çaktıran, asırlar evvel. her zaman her yerde olduğu gi bi. bir gösterisi oluyor... Ge ne Türk ezilmiyor... Gene Türk mağlup edilemiyor.
Çünkü o, anasının nasihati ile, kendisine aslan, atını ceylân bilen bir ruh kuvveti ile bitmeden, tükenmeden, vuruyor, vuruşuyor... Başka larının vaz geçeceği yerde o müdafaaya başlıyor ve şahi kalar yaratıyor.
Bu ezilmeyen, mağlup edil meyen Türkün, ruh ve mane viyat ülkesini çoşturvıp taşı ran, Türk anasının, bu neti cedeki payı, onun yalnızca bir ilham kaynağı oluşunda değildir.
O, içerinin kadını, dışarı nın erkeği olmasını bilip, kun daktaki yavrusunun tek elile göğsüne bastırıp, sırtında ki lolar tutan ağırlığı ile cephe ye bir s£*dık cephane, bir top mermisi fazla götürmek azim ve iştiyakilede tutuşa rak muzaffer olmuştur.
O, evlâdı gibi elinde silah, kocası gibi sırtında ceket, bir erkek gibi cepheden cepheye koşup can alıp can vermesini can verip, şan almaşımda bil miştir.
Osmaniye ilçesinin, kay pak bucağının, Raziyeler kö yünden Rahmiye Hanım, iş gal ordularının etrafa vah şet saldıkları günlerde, va tanin selameti uğruna, bölge nin namlı mücahitlerinden Ha 6an ağanın müfrezesine gö nüllü olarak katılmıştı.
Rahmiye hanım, 1921 şu batında Haşan beyü civarın da işgal ordularına silah cep hane ve er sevkiyatmda pek büyük faydası olan demiryo lunun 9 ncu tüneline bu ik mal yolunu kapamak düşün cesile yapılan taarruza iştirak etmiş ve bu çarpışmada bir erkek gibi, vatana lâyık bir evlat olduğunu ispat etmiş tir.
Milli müfrezelerin işgal al tında bulunan yerlere, düş man karagâhlarma yaptıkla rı taarruzlardan ürken Fran sız İşgal kumandanlıkları ö- nemli yerleri, kuvvetleri pek ziyade bulunan birliklerle mu hafaza ediyorlar buralara a- detâ kuş - uçurtmuyorlardı. Bu yüzden ikmal yolu olan demiryollarının köprü, tünel gibi önemli yerlerini kuvvetli birliklerle muhafaza etmek te, demiryolu boyunca bindi rilmiş devriyeler çıkarmakta idiler.
Hergün biraz daha artan Fransız baskısında bu demir yolunun mühim rolü vardı. İşgal kuvvetleri bu yoldan her türlü ikmali yapıyor ve bu yüzden milli müfrezeler için, bazan çetin şartlar altın da savaşmak zaruret halini alıyordu.
Ne olursa olsun bu demir yolu üzerindeki nakliyatı kesmek lâzım' gelmekte idi. Bu düşünce ile milli müfreze lerin karargâhında bir plân hazırlanmıştı. Bu plân gere ğince. demiryolun 9 ncu tü nelinde ki düşmanın muha fız birliğine taarruz edilecek ve düşman buradan atılacak tı Bundan sonranakliyatı durdurmak güç olmayacaktı.
Bu tünele yapılan tarruz düşman üstün sayıda olması na rağmen muvaffak olmuş,
ve muhafız birliği selâmeti tüneli bırakarak kaçmakta bul muştu .Çarpışmanın başlan gıcında bu kahraman birlik şiddetle bir ateş ile karşılaş mış olduğundan mfrezeniıı iki elemanı yaralanarak iki taraf arasında kalmıştı. Bun ları orada bırakmak bu kü çük kuvvetin iki yiğidini kay betmesi demekti.
Rahmiye hanım bunu kı sa bir anda muhakeme ile derhal ileriye atılmış ve bu iki yiğidi geriye çekmeye mu vaffak olmuştu. Bu hareket müfreze içinde takdirle karşı lanmış ve bundan sonrada Kahraman Rahmiye hanım Tayyar namı ile anılmaya başlamıştı..
Günler, milli kuvvetlerin; kendilerinde defalarca üstün işgal kuvvetlerini kasıp ka vurması ve onlara ağır dar beler vurması ile geçer, Bun ların Hepsinde de, bu kuvvet lerin fedakâr Tayyarı silah arkadaşlarına bir cesaret ve örnek kaynağı olmaktadır.
Ayni şeninin temmuz ayın da Osmaniyedeki işgal kuv vetlerinin bir müstahkem mevki haline getirilmiş karar gâhmda yine baskın tertip e- dilir. İşgal kumandan! ı ğ ı
Türklerin hergün muhtelif yerlerde, sayılarına bakma dan yaptıkları cüretkârane taarruzları nazara alaVık bu karargâhı, makinalı tüfekle rin ölüm ateşleri kustuğu bir kale haline getirmiştir.
Fakat; milli kuvvetler için, böyle bir manianın vatan indinde değeri olmadığından taarruz belirli gün ve saatte Osmaniyedeki düşman karar gâhına bir sel halinde azim ve iştiyakla devam etmek ten geri kalmamıştı.
Karargâhın duvarları önün de meydana getirilmiş bu ateş şeddi, yerinden fırlayan herkesi o anda yere yıkmak ta Ve bu yüzden taarruz şid deti gittikçe azalmakta idi. Geçen her dakika seneler gibi uzamakta ve gine her geçen dakika bu kahraman birliğin mağlubiyet ihtimalini arttırmaktaydı.
Birden, karargâhın taş du varlarında akisler yapan tiz bir ses sanki ateş muharebe sini bastırır ve arkadaşları na vatan severlik yarışında vol gösterir.
— Ben kadın olduğum hal de ayakta duruyorumda, siz erkek olarak saklanmaktan utanın ıyormusunuz?..
Bu ses, her çarpışmada ar kadaşlarına cesaret aşılayan Birliğin kahramanı Tayyarın sesi
idi-Bir anda intikam duygusu ile bezenmiş vatan aşkının şahlandığı kahramanlar, bu sesi yine bu duygunun süs lediği bir his- ile dinlediler. Onlarki, bu düşman önünde ilk gününden beri dize gelme miş kimselerdir. Nasıl olurda şimdi, gülerek koştukları ö - lüm endişesi onları yere çivi lerdi. Bu olacak şey
değildi-Kahraman Tayyarın bu ses lenişi ile ’ileri fırlayışına, yine bu kahramanlar kahramanı birlik, bir aslan kükremesi ile cevap vererek ileri atı lır.
Düşen kalır. Fakat yetişip aşılması güç olmayan duvar lara fırlayan kahramanlar, bu ölüm kusan makinalı tü fekleri ve bunların, bu tüfek lerden cesaret alan müdafi- lerini çelik pençeleri ile sı ğındıkları siperler içinden ko parıp alırlar. Bir anda karar gâhm kapısı kırılır ve dalga lanan bayrak aşağı iner yeri ne bu vatanın ilelebet şerefle dalgalanacak, şeh l kanların dan renk alan şanlı bayrağı yükselir.
Karargâhın biraz evvel ö- lüm kusan mağrur halile, bu anda barut kokulan içinde te
ri c. .v 11 (ı iv. i ¿i pavragıiâ vatan aşkile süslendiği bir ija le dönüşü, etrafı sükûnete ka vuşturmuş: yer yer yükselen şükran duları içinde bulunu lan havaya ulvi bir manzara vermişti.
Gün görmüş ihtiyarlar, ge linlik kızlar, yarasından kan sızan fakat halinden şi kayet etmeyen hu kahraman ların yarasından akan kanı durdurmağa uğraşmakta; Va tan için canım seve seve ve ren mübarek şehitlere son va zifelerini yapmaktaydılar.
Biraz evvel aşkile tutuşup yandığı vatan için ölüme a- tılan fedakâr Tayyar, Rahmi ye hanımda, bu mübarek şe hitler içinde halâ yarasından sızan kanla, tek sevgilisi Alla hma, uğrunda can verdiği va tanın aziz topraklarının sine sine kavuşmuştu. Karargâ hın ulaşılmak istenilen kapı sına 10 adımlık bir yerde te miz alnına yediği namert bir kurşunla mübarek şehitleri miz arasına katılan Rahmiye hanım bu vatan için ölüme güerek koşan vatan evlatla rından biridir. Aziz ruhu mak- beresinde sükûn içinde uyu sun.
Yarın
"Fatsa'lı Rıza
Onbaşı
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi