• Sonuç bulunamadı

Galata'nın şairi "2 bin okur bana yeter" diyor:Berk:"Okur, bildiğinin dışına çıkmak istemez"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galata'nın şairi "2 bin okur bana yeter" diyor:Berk:"Okur, bildiğinin dışına çıkmak istemez""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~

(-*ı (SO'To

16 NİSAN 1985

| J ^ K Ü t l Ü B ^ I ! ^ > K I İ t I Û B

Galata'tun şairi “2 bin okur bam yeter” diyor

Berk: "Okur, bildiğinin

dışına çıkmak istemez"

• Fotoğrafı, düzyazıyı, şiiri birleştiren Galata adlı kitabını ilhan

Bşrk şöyle niteliyor: "Galata, şiirin kırk türlü yazılacağını gös­

terir sanki”

O D E R N (çağcıl) Türk şiirinin önde gelen adlarından İlhan Berk, geçtiğimiz günlerde Galata adını taşıyan son kitabının yayınlanma­ sıyla dikkatleri yeniden üstüne çekti.

Minyatürlerin, fotoğrafların, haritaların, düzyazı bölümlerinin bulun­ duğu kitap, Galata’yı tarih içinde dile getiriyor, onu adeta yeniden kuruyor. Kitabı dolayısıyla kendisine yönelttiğimiz sorulan yanıtlayan İlhan Berk, Türk şiirinin, “ söze dayalı” olduğunu belirtiyor ve Galata’nm sözü k i­ ram bir kitap olduğunu söylüyor.

“ Beni hep uçlar ilgilendirmiştir” diyen Berk, “ Okur, bildiğinin dışı­ na çıkmak istemez. Benim 2 bin okurum var. bu da bana yeter” şeklin­

de konuşuyor.

• SÖZE DAYALI ŞİİR

İlhan Berk’c yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

“ llzun yıllardır imgeye ve duyarlılığa dayalı geleneksel şiiri terk etli­ niz. İstanbul kitabınızda ilk çekirdekleri görülen betimleme öne çıktı ya­ pıtınızda. Hatta bir anlatı yazdınız. Bu kopuşun nedenlerini açıklar mısınız?”

1- Divan şiirini bir yana bırakırsak, Türk şiiji söze dayalı bir şiirdir. İmgeye bağlı dediğiniz şiirdir, doğrusu bilmiyorum. Hele bunun bir gele­

nek olduğu (yine divan şiirini bir yana bırakırsak) çok söz götürür. Önce

söze dayalı şiirle betimsel olan şiiri ayırmak gerek. İkisi de ayrı ayrı şey­

lerdir çünkü. Betimsel şiir daha çok Servetifunun şiirleriyle başlamıştır.

Söze dayalı şiire bir tepki diye (Tanzimat şiirine) düşünebiliriz onu. Bu

yönüyle şiirimizi yenilemiştir bile. Cumhuriyet şiirine gelince kimi şairler­ de Servetifunun betimselliği yine sürmüştür. Am a daha çoğu yine söze dayalı şiire bağlı kalmıştır. Nazım da son örnektir buna. Kısaca, Türk şiirinin geleneğinden söz edeceksek, söze dayalı şiirden söz etmek gerekir. Türk şiirinin söze dayalılığını ilk yıkan Ahmet Haşim'dir. Benim onu, çağdaş

şiirin babası gibi görmeme de hep bu tavrı neden olmuştur. Yine betimci

şiirin de ustası odur. Betim, Yahya Kemal ile daha bir büyür. Gerçi söz,

Yahya Kemal'de yine de ağır basar ama, betimdir asıl kantarın topunu çeken.

Bana gelince, beni her tür şiir ilgilendirmiştir. Bütün bütün imgesel şiire yaslandığım da oldu: Galile Denizi, Âşıkane, Mısırkalyoniğne, Çivi

Yazısı, Delta ve Çocuk. Öte yandan benim betimden anladığım imgesel

olan betimdir. Sheley, Bacon'ın düzyazısını şiir diye düşünür. İmgesel betime dayalı olduğu için. Belim, içerik olarak imgeseldir. Benim geleneksel Türk şiirine karşılığım ise çok başka yerlerdedir. İyice eğilinirse görülür.

“ Galata, fotoğrafın, düzyazınını ve şiirin birleşimi olarak görünü­ yor. Yapıtınızın İçinde nereye oturtuyorsunuz onu?”

• GALATA ÜZERİNE

2- Galata yalın imgenin ve betimin belki de altının <n çok çizildiği ki­

taptır. Düzyazı türünde olması onun imgesel olmasına engel değildir. Be­

tim, onda devimseldir, boyuna yer değiştirir, birçok elle yazılır. Böylece imgenin yeni boyutlarına atar kancasını. Söz altlı üstlü silinmiştir. Bildiği­ miz şiirin dışında bir şiirdir. Ben kitaba şiir sözcüğünün konmasını iste­ memiştim. Meme! Fuat buna karşı durdu, koydu. Böylece belki de şaşırtmayı bir ölçüde azaltmış oldu. Bilinen anlamdaki betime de karşıdır. Dahası bilinen anlamdaki belimi almak, ona dayanmamak için krokiler, fotoğraf­ lar, haritalar, minyatürler konmuştur. Bizde hâlâ düzyazı ile şiir birbirine sık sık karıştırılıyor. Bende betim ve imge yüz canlıdır, her yerde benim adıma çalışır.

B ir uç kitaptır Galata. Ş iirin “ kırk tü rlü ” yazılacağını gösterir sanki. O kur alışılmışa, bir ona saygılıdır. Bildiğinin dışına çıkmak istemez. Şiirin tek bir biçimi vardır onun için. Oysa beni hep uçlar, şiirin, o belalı uçlan ilgilendirmiştir, bir oralarda bulmuşumdur kendimi. Benim iki bin oku­ rum var, bu da bana yeter. Büyütmeyi de düşünmüyorum. Yazılan şiirle yazılsaydı, kötü bir kitap olurdu Galata. Ben telefon rehberlerinde büyük bir şiir bulurum, Galata’ ya öyle bakılmalı, bu bilinmeli.

• İSTANBUL DENEN

“ İstanbul düzleminde Bizans ve Osmanlı tarihi ilginizi çekiyor. Nasıl bir ilişki var sizce bu iki tarih arasında? İstanbul ortak bir kültürün sim­ gesi mi sizce?”

3- Yeryüzünün hiçbir kenti İstanbul gibi bütün bir ülkenin dününü, bugününü, (onun dünya kendiliğini de unutmamalı) kendinde toplama­ mışım gibi gelir bana. Bu yüzden onu başa almadan hiçbir şeye ad vere­ meyiz. Tarihi, yani bizi o yazar. Gelmiş geçmiş ve yaşayan bilincin kendisidir. Bütün zamanların belleğidir o. Her şeyi ona eğilerek, ona bakarak, onun hayatından çıkarırız. Tarihselci bir "kendini bird ir. Galata’yı basan ulu Galata fareleri yalnız Roma, Bizans, Osmanlı değildir. Cumburiyet'in de (onların Cumhuriyet için ne düşündüklerini bilmesek de) fareleridir.

• TÜRK ŞİİRİNİN

GÖRKEMLİ ÇAĞI

“ Türk şiirinin son beş yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir durakla­ madan ya da Murat Belge’nin deyişiyle bir bürokratikleşmeden söz edi­ lebilir mi?”

4- Bizde herkes, şiir üstüne konuşuyor. K im dir bunlar? Şiir sanatı da birçok sanatlar gibi bir uzmanlık işidir. Üstelik öbür uğraşlar gibi bir yön­ tem de koymaz. Okulu yoktur. Böyleyken şiirden söz etmek hakkını ken­ dilerinde nasıl bulurlar şaşıyorum. Çağdaş Türk şiiri en görkemli çağını yaşıyor. Dünya şiiri içindeki yeriyse o denli büyüktür. Kim i diller hapis­ hanedir, kapatılmıştır. Bizim dilim iz de öyle. Şiirse Jacobson gibi söyler­ sek, “ Kendini ancak dile getiren bir sözdür" şiir. Bütün acı buradadır. Çünkü dölyaıağı her şeydir.

Referanslar

Benzer Belgeler

özellikle (Goldene Apfel-K~z~l Elma, 35-73 sah.) mitinin ele al~nd~~~~ bölüm, bu konuda okuyucuya yeni veriler getirecek baz~~ sorunlar~~ ayd~nlatacak güçte de~il, kitabta ele

efkârın üzerin­ de en büyük hassaslıkla durduğu mesele, Haşan Saka kabinesinin, Peker ve arkadaşlarım iktidardan çekilmek zorunda bırakan eski tek parti

Bu çalışmada, baz yağ ve baz yağa hacimce % 2 konsantrasyon oranında borik asit (H 3 BO 3 ) ilave edilerek elde edilen yağ karışımı ile 260 N, 360 N ve 460 N sabit yüklerde,

The present investigation is made with the aim to represent peculiarities of behavior of macrohet- erogeneity parameter of elements in heterogeneous alloys and new technologies

Ai- lesinde esansiyel tremor öyküsü olan Parkinson hastalar ı n ı n % 56's ında önde gelen semptom tremor, % 36'sında bradikinezi, 8'de yürüyüş bozuklu ğu iken,

[r]

Taha Toros, Atatürk’ün, aynı gezisinde, Adana’da Türkçe konuşmayan 20.000 yurt­ taşın bulunmasından çok etkilendiğini de yazı­ yor) Adana