• Sonuç bulunamadı

Şef Gürer Aykal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şef Gürer Aykal"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MÜZİK

TUrk müzik tarihi, batılı anlamda, henüz pek yenidir ;

Cumhuriyetimizin 1923 ' de resmen kuruluşuyla birlikte Büyiik Önder Atatürk'ün dev­ rim ci ve dünyanın ileri ülke - leriyle ayak uydurmaya yöne- lici çabalarından birisi de, u - lusal müziğimizin batılı anla­ yışla yeniden ele alınması,tüm dünyaya seslenebilecek bir bi­ çimde ve düzeydeki besteleri­ mizin ortaya çıkarılıp bunla - rın ulusal müzikçilerimiz ve müzik topluluklarımız yardı - mıyla sunulması yönünde o l­ muştur. . . Yüce Ata, bu ama - çına tam ulaşıldığını görem e­ den fani dünyadan ayrıldü A - ma, ondan sonra gelen arka - da şiarı ayni yolda yapıcı ça - Iışm aları ve yol gösterici tu­ tumlarıyla bu amaca ulaşıl - masını kolaylaştırdılar.Anka­ ra Devlet Konservatuvarı 'nın kurulması ve uygulama alanın­ da çok verimli hizmetleri ge - çen müzikçiler yetiştirmesi bu sayede gerçekleşti. Yıllar boyu değerli sanatçıları yu r­ dumuza kazandıran bu müzik okulu, orkestra yönetici si ola­ rak adı anılan kişileri sanat çevremize katmıştır. Bunlar - dan akla ilk gelen isim ler ; Hikmet Şimşek, Muzaffer A r ­ kan, Sabahattin Kalender, Fe­ rit Ttizün'dür.Bir bölümü bes­ teciliği, orkestra yönetmeni

Şef G ürer Aykal

olarak çalışmaya yeğ tutmuş­ la r, yeteneklerini o yönde ge - liştirm işlerdir.Işte,gelişm e - sini orkestra yönetmenliği yönünde sürdüren, hattâ sonı> radan o alanda yetişmek ça - basını gösteren kişilerden bi­ risi, genç bir keman üyesi o - larak 1962 yılında C. S. O. 'nın giriş sınavını kazanan Gürer Aykal 'd ır .. .

1942'de dünyaya gelen Ay - kal, müzik öğretmeni olan ba­ basının desteği ve girişimi sar yesinde, küçük yaşta bu uçsuz-, bucaksız sanat dalının yukarı­ larına doğru tırmanmak için yola çıktı. İlk derslerini ba­ basından aldıktan sonra, An - kara Devlet Konservatuvarı' - na başvurarak 1953 yılında Necdet Remzi Atak'm sınıfına kabul edildi. Mesleğinin ilk çalışm alarım bu çok değerli öğretmenle yapan Aykal, ken­ disindeki yetenekleri iyi öl - çüp tartan bir öğrenci olarak, ayni zamanda Adnan Saygun ile de bestecilik eğitimini sü r. dürmeye başlam ıştı.. .1962' - de başlayan bu çalışm alar 1969 yılında besteci ve orkest­ ra yönetmeni olarak mezun oluncaya değin sürdü ; bu ara­ da keman bölümünü bitirdik­ ten sonra C. S. O. 'nın üyesi olarak yedi yıl çalışan Aykal, yaz aylarını hiç boş geçirm i­ yor ve orkestra yönetmenliği için gerekli kursları, İngilte

-re'deki ünlü orkestra şefi Ge­ orge Hurst tarafından veri - len yaz seminerlerini izleye - rek tamamlamaya çalışıyordu. B ir yandan da, çok önemli olan uygulama olanaklarım, kuru - cuları arasında bulunduğu"An- kara Oda Orkestrası"nı yöne­ terek sağlamaya çabalıyordu, îki yıl süren bu çalışm aları da Devlet Konservatuvarı tun bes­ tecilik bölümünü bitirmesiyle sona erm işti. ArtıkAykal pro­ fesyonel bir orkestra şefi ol - maya yönelmek kararını g e r - çekleştirebilirdi 5 devletin sağladığı bir öğrenci bursu ile gittiği İngiltere'de Guildhall müzik okulunun yönetmenlik sınıflarım izlemeye başladı; burada ünlü şeflerden André Previn, Rudolf Schwartz, Le

-Ankara

I T - T a t » î k i

on Lovett gibi büyük sanatçı - larla birlikte çalışm alaryap- mak olanağını buldu. İki yıllık İngiltere eğitimi sonunda iki yıl da İtalya'da orkestra şef - liği ve çok seslilik konuların­ da kurslar gören Gürer Aykal, 1971'de Sienna'daki "Accade -

mia Chigiana"nın orkestra şefliği bölümünü ve 1972 ' de İngiltere'nin en önemli müzik okullarından birisi olan "Ro - yal Academy of Music"i bi - tirdi. Genç sanatçının birbiri arkasına sıralanan başarılı e - ğitlm diplomaları bununla da kalm adı; 1972 - 73 sezonunda gittiği Roma'da ünlü Santa Ce- cilla müzik akademisinin o r ­

kestrasını şef Franco F e r ra - ra*nın denetiminde yönetti . Gösterdiği başarıyla kendisi­ ne özel sertifika verildi; genç sanatçının bir zamanlar hayâl ettiği olaylar birbirini kova - lamış ve istediği gerçekleş - inişti.

Dünümüzde C . S . O ' nın şef yardımcısı ve Ankara Dev­ let Konservatuvarı'nın orkest­ ra şefliği bölümünün başkam olan Aykal,geçtiğimiz sezon­ da bir dış konser gezisini ba­ şarıyla tamamlamış bulunmak­ tadır. 1975 nisan ayının 7.gü - nü akşamı 1 9 ,30'da Thtaris - tan Sovyet Cumhuriyeti 'nin başkenti Kazan kentinde, Dev­ let Konservatuvarı'nın salonu­ nu dolduran 600'denfazla sa­ yıdaki dinleyici önünde İlhan Usmanbaş'in " B a le S ü iti", Prokofiev'In "Klasik Senfoni'i- si ve Şostakoviçin Opus 70 do­ kuzuncu senfonisinden oluşan programım sunan genç yönet­

menimiz Kazakistan Devlet

Filarmoni Salonu'nda verilen dinleti de çok başarılı olmuş­

tu. Gerçekten sanatçının, geçtiğimiz sezonda C. S.O. İle sunduğu dinletilerin hepsi ilerisi için güzel umutlar bes­ lenmeye olanak sağlayan, ba -

şan lı sanat gösterileriydi . . . Genç şefin, yakın gelecekte , orkestramızın başında verim­ li konser çalışm aları yapacak değerli bir müzikçiolarak a l ­ kışlanacağım bekliyoruz.

•JDANİYAL ERİÇ

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sıvıların için- deki moleküller kısa mesafelerde birbirlerini ittikleri için, tanecikler arasındaki mesafe sıfıra yaklaşırken sıvıların çift-bağlılaşım

Araştırmacılardan Piotr Hanczyc şimdiye kadar kimsenin sadece ışıkla bu hastalıkların tedavi edilebileceğini düşünmediğini ve keşfettikleri bu yeni yöntemin Alzheimer,

We calculate the collisional width of giant quadrupole excitation for 12"Sn nucleus at finite temperature in Thomas-Fermi approximation using a description for the

Sanatını genellikte a - kademik kural ve uygulama - ların dışında geliştiren Ali­ ye Berger'in yapıtlarında ya­ şam dolu kişiliği, doğa ve ya­ şama tutkusu,

man Şahin, Nail Çakırhan’m bir başkaldırı şairi olduğunu vurgularken, gazetemiz yazan ve Mimarlar Odası Genel Baş­ kanı Oktay Ekinci de, Çakır- han’ı

Elde edilen bu bulgulara göre, araştırmanın “okul dışında dinî eğitim içerikli faaliyetlere katılan ergenlerin Tanrı algıları, umut ve sosyal kaygı

üç sahnesi, bir şehirde üç evi ve üç şehirde bir Mercedes ara­ bası ve yine üç şehirde bir ge­ cede üç bin lira kazancı vardı. ÇATILMIŞ