^ Uenf İstanbul
YAY I NI
îşgâl kuvvetlerinin ültimatomuna
Ali Riza Paşa boyun eğ in ce
;
23 OCAK 1920 COMA Ko: 217
GAZETESİ
HAZIRLAYAN
ÖMER SAMİ COŞAR
Mustafa Kemal dün
hükümeti suçladı
İstifa eden Harbiye Bakanına da, vatan vazifesini
yapmaktan mesul olduğunu bildirdi
Maras'ta sokak
çarpışmaları dün
de devam etti
ŞEHİTLERİN CESETLERİ BİLE
ş i d d e t l iA T E Ş
Y Ü Z Ü N D E N
T O P L A N A M A D I, ŞE
HİRDE
Y İY E C E K SIKINTISI
B A ŞL A D I.
MARAŞ Maraş içinde savaş bü tün şiddetiyle devam et mektedir. Altı kudretli dağ topunu gayet hâkim mev kiler olan Amerikan K o leji ile Kışla’ya yerleştirmiş olan Fransızlar dün bütün gün Türk mahallelerini a- teş altında bulundurmuş lardır.
Arslan Bey ile Doktor Mustafa, halkı teşkilâtlan- dırmak ve ağır zayiat ve rilmesini de önlemek için çırpınmaktadırlar.
Önceki gün ük çarpışma larda vurularak sokaklarda kalmış olan Türklerin ce setlerin; kaldırmak müm kün olamamıştır. Çoğu kar lar altında kaybolmuştur. Sokakların mühim bir kıs mı her iki tarafın yaygın ateşi altında olduğundan hareket etmek de son de rece zordur.
Osmank Milletvekillerin den Hırlakyan Agop’un Er menilerin çok olduğu Ku- vucak mahallesindeki bü yük taş ev; de bir kale ha line getirilmiş ve buraya da makinel; tüfek yerleş tirilmiştir. Hırlakyan Agop’ un. Maras'ta daha çarpışma larm başladığı ilk saatler de etrafındakilere:
« — 24 saatte Türklerı buradan atacağız!» dediği duvu'muştur.
Diğer taraftan Türk ta raflarına ağır zayiat ver- direbileeek bir başka nok ta da Abarabası kilisesidir Hırlakyan Affop’ıın iki oğ lu buradan ateşi idare et mektedirler. Klişede 300 kadar Ermeni ve Fransız bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilhassa kibseuin can ku- k s’ne verlestîril»n makine li tüfek irernc bîr s a b a v!
ateş altında tutabilmektedir. Dünkü çarpışmalar esna sında bu noktalara yaklaş mak imkânı elde edileme miştir.
2500 den fazla Fransız askeri ve bine yakın Er meni süâhlı gönüllüsü üe ümitsiz görünen bir sava şa tutuşmuş olan Maraş lılara dün jandarma depo sundan bütün silâhlar ve cephane alınarak dağıtıl mıştır. Fakat, yıkılan ve yanan evlerdeki halk, şid detli kar yağışı altında zor durumda kalmış, güçlükle diğer evlere dağılmıştır. Ayrıca şehirde gıda mad deler,- zorluğu çekilmesin den korkulmaktadır. Fran sız kuvvetleri hemen şeh rin bütün giriş çıkış nok talarını tutmuş vaziyette dirler.
A D A V A ’Y A
ULAŞAN TEK HABER! ADANA .— Fransız kumandanlık ka rargâhına, Maraş içinde çarpışmaların başladığına dair ük haber Ayıntab’tan gelmiştir.
Öğrendiğimize göre, Ma raş’ta General Keret ön ce telgrafla temas kura mamıştır. Bütün hatların Türk müîîyetçileri tarafın dan kesilmiş olduğu anla şılmış ve bu hal derin en dişe yaratmıştır.
Fransız askeri çevreleri Maraş’taki Fransız kuvvet leri yanında hiçbir telsiz makines; bulunmadığını ve hattâ muhabere güvercinle rine dahi şahin olmadıkla rını gizlememektedirler.
General Düfiyö, Aym- tab’tan aldığı alarm mesa-
U üzerine Maras’a gönde- ri’ mek üzere bir takvive
ANKARA İtilâ! devletlerinin, Harbi ye Bakanı ile Genelkurmay Başkam’nın 48 saat zarfında çekilmelerini isteyen bir nota verdikleri ve Ali Riza Paşa Hükümetinin de bu notaya bo yun eğdiği dün sabalı burada duyulmuş ve Heyeti Temsili ye’de heyecan ve sinirlilik ya ratmıştır. Mustafa Kemal Pa şa, bağımsızlığımızı sarsan böyle bir notaya boyun eğdik lerinden dolayı Başbakan ile Harbiye Bakanı’m ağır şekil de suçlamış ve hükümete, 1- cabında İstanbul İle bağlar kesilerek Anadolu’nun millî mücadeleye devam edeceğini bildirmiştir. İşgal kuvvetleri nin ültimatomuna boyun eğ miş olan Başbakan ise, Mus tafa Kemal Paşa’ya ültimatom vâri telgraf çekerek, Millet Meclisi’nin toplandığını hatır latarak bu İşlere karışmama sını ihtar etmiştir.
Mustafa Kemal Paşa önce Harbiye Bakanı’na aşağıdaki telgrafı çekmiştir:
«Vazifeden çekilmek su retiyle İngilizîerin talebine uymanız öyle ağır bir durum yaratır ki, sizin çekilmemek le ortaya çıkacağını düşündü günüz durumdan daha ağır olur. Bundan başka. Heyeti Temsiiiye’nin bir delegesi o- lan sizin, Heyeti Temsıiiye’ nin haberi olmaksızın ve hat tâ onun görüşüne rağmen ce kümeniz kabul edilemez, tn gilizlerin sizi zor kullanarak vazifeden ayırmaları ihtimali bile bizim hesabımızdadır ve buna karşı tedbirler alınmış tır. Binaenaleyh evvelâ nota yı aynen bildiriniz sonra olup bitenlerden bilgi vererek ka rarınuzı beklemenizi ve sarsıl maksızuı mevkiinizi muhafa za etmenizi kesin olarak is tiyoruz.»
CEMAL PAŞA’NIN SORUMLULUĞU
Harbiye Bakanı’nm istifa birliğinin teşküini emret miştir. Urfa ve daha do ğudaki Fransız garnizon larını takviye maksadiyle harekete hazır bekleyen birlik durdurulmuştur. A y rıca Pozantı ve daha ba zı merkezlere haber salı narak birlik gönderilmesi istenilmiştir. Fakat bütün bu takviye kuvvetinin bir ik; haftadan önce İslâhiye’ de toplanması mümkün gö rülememektedir. Bölgede şiddetli kıs münakaleyi son derece zorlaştırmaktadır.
sının katileştiğinin anlaşılma sı üzerine de Mustafa Kemal Paşa, Cemal Paşa’yı ağır şe kilde suçlayan aşağıdaki ikin ci telgrafı göndermiştir:
«İngilizîerin emri üzerinde Harbiye Bakanlığını bıraktığı nız anlaşılıyor. Devlet ve mil Ietimizin istiklâline dokunan bu çekilmeyi, ne olursa ol sun, kabul etmemek sizin ve bizim vazifemiz gereğidir. Biz vazifemizi sonuna kadar yapmak için her türlü tedbiri alıyoruz. Siz de, makamınıza oturup bakanlığınızı ifa et mek suretiyle vazifenizin ifa sına davet ederiz. Eğer şahsî veya içtihadi herhangi bir se heple durmak istemiyorsanız İngilizîerin notası üzerine de ğil müstakil bir milletin ba kanına yaraşır biçiminde ay rılırsanız Bakanlıktan bu su retle çekilmeniz, İngilizîerin müdahalesini ve istiklâlimi zin zedelenmesini kolaylaştı racaktır.- Eğer vazife başına gelmemekte ısrar ederseniz, İngilizîerin millî istiklâlimizi bozduğunu ilân ederken, Har biye Bakanı’nm da vatan va zifesin) yapmamaktan mesûl olduğunu ağır bir surette ilâ ve eylemek mecburiyetinde yiz. Notada yazılanları bir gün sonra bildirmeniz ve elân heyetimizle temasa gelemiye cek surette uzaklaşmanız va ziyeti ağırlaştırmaktadır.
BAŞBAKAN’A İHTAR Ayni zamanda Mustafa Ke mal Paşa dün Başbakan Ali Riza Paşa’ya da sert bir tel graf göndermiş, bu talebin devletin siyasî istiklâline kat’i bir tecâvüz olduğunu be lirterek şunları kaydetmiştir: «Siyasî istiklâlimize yönel tilen bu açık saldırıya devlet kabul edersek ve milletçe de göz yumarsak siyasî varlığı mız aleyhinde ve kötü kararla ra ve icraata kendi tarafımız dan vol vermiş olacağımıza şüphemiz yoktur. Binaenaleyh İngilizîerin İstanbul’da muhte mel tecavüzleri ne şekil ve ne dereceye varacak olursa olsun, dahil ve hariç nazarın da, Müdafaa! Hukuk Cemiye ti’ne dayandığı bilinen hükü metin, bu teklifi şiddetle red ve bakanla Genelkurmay Başkanı’nı behemehal muha faza etmesi kat'i isteğimizdir. Bunun dışında aysalca bir davranış, yalnız milletin istik lâline ve varlığına aykırı ol maz, hükümeti de, millete karşı vermiş olduğu sözden dönmüş ve istiklâl uğrundaki milli mücadelemizi geciktir miş ve güçleştirmiş duruma sokar.»
bul etse daiıi, biz, hükümetin heyetimize karşı taahhüdleri- ni ifa etmemekle, milletten aldığı kuvvetini tamanıiyle yi tirmiş olduğunu ve istiklâli zedeleyici tavır ve hareketin den dolayı hükümeti mesul addettiğimizi ilân etmek mec buriyetinde kalırız. Hüküme tin mukavemeti halinde, İn- giiizler Harbiye Bakanı’m cebren kaldırmak ve bütün hükümeti düşürmek yoluna gitseler bile, vaziyet gerek hariç ve gerek dahile karşı, onların emri ile Bakan feda etmek şıkkından daha müsait tir. İstanbul ile muhabere, İn gilizler tarafından men olu nursa, millî istiklâl uğrunda mücahedeî milliye ve diniye ilân etmek yolunda ilerleye ceğiz.»
«Millet Meclisi’nin en çok bir iki güne kadar çoğunluğa sağlayarak toplanması kesin olarak beklendiğinden, hü kümet her nevi husnsatı Mec iisin gözleri önüne serecek tir. Sizin bn konuda hiç bir teşebbüste bulunmamanız lâ zımdır. Çünkü söz, Millet Mee Iisi'nindir. Hükümet üyeleri durumun vehametini iyice an ladıklarmdan, işlerinin ve davranışlarının doğruluğuna inandıklarından en elverişli kötü durumu seçmişlerdir. Müdahalelere nihayet verile, eeği cumartesi sabahına ka dar bildirilmezse, hükümetin çekileceği ve bundan doğacak hadiselerin mesuliyetini ka bul etmiveeeği bildirilir.»
OLUP BİTTİLER
Buna Mustafa Kemal Paşa derhal cevap vermiş, Heyeti Temsiliye'nin karara varması için İtilâf Devletleri’nin ver dikleri notanın tam metninin ulaştırılmasını istemiş ve de miştir ki,
■ Bakanın değiştirilmesi için emir veren kuvvetin, Millet Meclisi’nin toplanmasına ve hükümetin açıklamasından sonra Meclis’in bir karar al masına izin verip vermiyece- ği de meçhuldür. Millet Mee lisi çalışmaya başlamadan ön ce ortaya çıkacak olup bitli lere hazırlanmak gerektiği i- çin, hükümetin kararmı an lamak istiyoruz. Millet Mecli si çalışmaya başlamadan ön ce, olup bittiler birbirini ko valar ve harici meselelerin mahiyetine uygun tedbirler almakta gecikiiirse, bundan doğacak mesuliyetin de Heye timize düşmeyeceğini kabul buyurursunuz. Millet Meclisi gerçekten toplanır ve çalış maya başlarsa, hükümete hiç bir şey için başvurmayacağı
fSÜKLÂL HARBİ GAZETESİ, CUMA 23 OCAK 1P20
Harbiye Bakanının istifası:
iikümet hakikati
ktan gizliyor
i-'m ıııiM iııiiiıu m m H iiH im m ffm m m m ifffm tır'
Kabinede-neler
görüşüldü?
Şeyhülislâm, Cemal Paşa’nın arkadaşları ile ihti
lâfa düştüğünü er : (lafia Sakanı ise “Hulusi şe
beklerden” istifa ettiğini bildirdi.
• A !i Rıza Paşa, hükü
metin istifaya karar ver
diğini fakat Cemal paşa,
nın “ Ben istifa edece
ğim” demesi üzerine vaz
geçtiğini bildiriyor.
Buraya gelen telgraflarda, Harbiye Bakanının istifası hu susunda kendisi tarafından ve rilen bilgi ile Ali Rıza Paşa ta rafından anlatılanlar bazı nok ta'arda birbirini tutmamakta dır.
Cemâl Paşa, İtilâf devletleri nin notasına karşı, bunda belir filen iddiaların yanlış olduğu nu izahına çalışıldığını fakat yüksek komiserlerin bunu ka bul etmediklerini bildirmekte ve şöyle demektedir:
«Anın üzerine üç şık mev zubahis oldu.
-1 — Notaya bu birinci kar şılıktan sonra cevap verme mek ve içindekilere kulak as mamak.
2 — Hükümetin toptan istifa etmesi.
3 — Benim istifam!
Cevap verilmemesi hâlinde burada bir iskanda! zuhurun dan korkuldu, ikinci yol tutu lursa, onların istediklerinin o - lacağı ve Ferit Paşa nın iş ba şına geleceği düşünüldü. Bi naenaleyh benim istifam ile Harbiye Bakanlığının vekâlet le idaresi tercih edildi.»
Ali Hiza Paşa ise bu olaylar hakkında Mustafa Kemal’e telgrafında şu açılamaları yap maktadır:
«İngiltere, İtalya ve Fransa temsilcileri, hükümete müşte rek bir ültimatom vererek ve gerekçe bildirerek 48 saat i- çinde bu isteğin yerine getiril mesini istemişlerdir. Bu ağır teklif karşısında hükümetçe durum enine boyuna görüşül dükten sonra toptan çekilmeye karar verildi. Millet Meclisi toplanmış bulunsaydı hükümet çe başka türlü davramlabilir- ( di. Tekliflerini geri aldırmak üzere, üç devletin temsilcileri nezdinde, ileri sürdükleri ge rekçe çürütülerek, gerekli te- şebbüsde bulunuldu. Temsilci ler tekliflerinde İsrar ettiler. Hükümetin çekilmesi kesinleş miş iken Cemâl Paşa, Millet Meclisinin henüz müzakerele re başlayamadığı bir zamanda kabinenin çekilmesinin vatanın yüksek menfaatlerine aykırı o - lacağını bizzat söyleyerek ve böyle bir buhranlı _ zamanda kabinenin istifasının. İstanbul’ u Anadolu’dan ayırmaya kadar varıp gayet vahim neticeler do ğurr,cağını ileri sürerek, kendi is'ifası ile meselenin halledil mesini tercih ekmiştir. Mesele nin safah"'*! bundan ibarettir »
, stanbul halkı, Harbiye Ba-| kanı ile Genelkurmay Baş
kanının hangi sebeplerle is tifa ettiklerini öğrenememiştir. Bu meselenin konuşulduğu son kabine toplantısında daha bazı bakanların da bulunmamaları hükümetin istifa ettiğine dair haberlerin yayılmasına sebep o'muş fakat bu haberler res men tekzip edilmiştir.
Al; Rıza Paşa, iki istifayı te- yid etmekle yetinmiş ve İçiş leri ve Adliye Bakanlarının bir tesadüf eseri olarak aynı gün de hasta düştüklerini, bu se beple kabüıe toplantısına gele mediklerin; söylemiştir.
Diğer taraftan Şeyhülislâm Efendi de, istifaların sebebini soran (Jurnal Doryan) gazete sinin bir muhabirine şunları söylemiştir:
« — Hükümetin istifa edeceği katiyen ya andır. Arkadaşları ile vukua gelen ihtilâftan do layı istifa eden Harbiye Bakanı Cemâl Paşa’dan başka kimse istifa etmemiştir. Bir kaç ar kadaşımızın kabini toplantısın da bulunmamaları bir eser; te sadüftür.»
Nafia Bakanı Hadi Paşa da bir gazeteciye şunları söylemiş tir:
« — Cemâl Paşa’nın istifası hususi sebeplerden ileri gelmiş olsa gerekir. Cemâl Paşa’nın çekilmesi biz; müteessir etmiş tir. İstifa sebepleri hakkında fazla malûmatım yoktur.»
Bundan sonra gazeteci ile Hadi Paşa arasında şu konuşma cereyan etmiştir:
— Gazete!erden biri dün ak- tedilen kabine toplantısında bu istifanın pek hararetli müza kerelere mevzuu teşkil etti ğini yazmıştır!
— Hayır. Kabine toplantısın da bu hususta böyle müzakere ler cereyan etmemiştir.
(AKŞAM ) gazetesi ise «res mî mehafile» atfen verdiği bir haberinde Cemâl Paşa’nm is tifasını sırf bir bütçe meselesi
olduğunu halka duyurmakta dır.
Genelkurmay Başkanlığına şimdilik ikinci Başkan Kâzım Paşa bakmaktadır.
ALEMDAR, Yurt
dışından
sermaye buldu!
Tasviriefkâr gazetesi şu haberi vermektedir:
ALEMDAR gazetesi (Antant) gazetesi üe birleşmiş ve idarehane sini karşı tarafa naklet meye başlamıştır.
Malûmdur ki, İstanbul gazeteleri köprünün İs tanbul cihetinde, Rum ca, Ermenice ve Fran sızca gazeteler de köp rünün Beyoğlu cihetin de, hazırlanmaktadır. ilk defa bir Türkçe basılan gazete (ALEMDAR) Bey oğlu cihetine nakl; me kân eylemektedir.
Diğer taraftan ALEM DAR gazetesinin, mem leket dışından sermaye tedarik ederek koman dit şirketi haline geti rilmesi ve Hürriyet İti lâf Partisi’nin fikirlerini neşredecek surette ter tibat alınması hususunda karar alındığı öğrenilmiş, tir. Bundan böyle ALEM DAR’ın yazıları hep bir fikri mahsus ile bir gaye için yazılacak ve muha lefet orada toplanacak tır.
Meclis
neler
• • • •
goruşuyor c
Milli Meclis dün ikinci toplantısını yapmış ve şu iki konu üzerinde uzun tartışmalarda bulunmuştur:— Meclis’in 12 ocakta yapılan ilk toplantısından za bıtlarda «fevkalâde içtimaa diye mi yoksa «alelade içti ma» diye mi bahsedilecektir?
— Meclis’te hâlen nisap temin edilmiş midir, edil memiş midir?
Dünkü toplantıda ilk defa Heyeti Temsiliye üyele rinden Sivas Milletvekili Rauf Bey’in, Trabzon Millet vekili Hüsrev Bey’in de hazır bulundukları örü lm ü ş ve uzun tartışmalardan sonra «fevkalâde içtima mı?» yoksa «alelâde içtima mı?» konusunda bir karar almamadan
İkinci konuya geçilmiştir.
Nisap meselesinde, Milli Meelis'teki Damat Ferit ta raftarı Hürriyet İtilâfçılann müştereken bir oyuna gi riştikleri müşahade edilmiştir. Bunlar, Meclis’te hâlen 80 küsur milletvekili olduğunu, halbuki Meclis’in tüm mev cudunun İçişleri Bakanlığı’na göre 256 olması gerektiği ni, bu vaziyet nisap bulunmadığını söyleyerek müzakere lerin bu mevcud bulununcaya kadar ertelenmesini iste mişlerdir. Bu vaziyette, işgal altında ve ayrılmış toprak lardan milletvekili gelemiyeceğine göre Meclis hiç bir zaman çalışamıyacaktır.
FERİT PAŞA OYUNU
Celâl Nuri Bey, bu görüşe şiddetle karşı gelmiş ve demiştir ki:
«— İstilâya uğrayan memleketlerde seçim yapılamı yor. Binaenaleyh 250 mensubu toplıyamayız hiç bir vakit ve binaenaleyh hiç bir vakit Meclis de açılamıyacak. O zaman bu bina üzerine kiralık levhası asmak icap eder.»
Karahisar Milletvekili Ömer Fevzi ise Meclis’in açı. lamıyaeağında ısrar etmiş durmuştur.
Uzun müzakerelerden sonra nisab bulunduğu ve mü zakerelerin başlayabileceği kararlaştırılmıştır.
Bu arada Celâleddin Arif Bey, beş kişilik bir Meclis Heyeti hâlinde Padişah’a geçmiş olsuna gittiklerini, has ta bulunduğundan kendilerini kabul edemediğini, fakat Padişah’m Meclis’e selâmlarını getirdiğini söylemiştir. Meclis’te, selâmı şahane milletvekilleri tarafından ayak ta dinlenmiş ve alkışlanmıştır.
Bundan sonra milletvekilleri yemin etmeye başlamış lardır.
I
...
A ya n üyesi Rum
ve Ermeniler
istifa edecek
Patrikhaneler, istifa halinde bunlara ayan üyesi ma
aşlarının verilmeye devam edileceğini bildirdi
Patrikhanelerin talebi üzeri ne Ayan Meclisindeki Rum ve Ermeni üyelerin istifalarını
IstanhuVda tevkifler
olursa
nadolu da ki fariliz
M U S T A F A K E M A L P A Ş A D Ü N B Ü T Ü N K O L O R D U L A R A
EMİR VERDİ, R A V L İN S O N ’ ÜN K A Ç IR IL M A M A SIN I !3T E D I
ANKARA .— Mustafa Kemal Paşa, îs- tenbul’da İngiliz kuvvetle rinin saldırılarını, genişletip bazı milletvekillerini tev - kif etmeler; ihtimâline kar şı tedbir almak zorunlusu nu hissetmiş ve kolordu ?.*t kumandanlarına dün yolla dığı emirlerde, bölgelerin
de bulunan İngiliz subayla rım göz hapsinde bulun durmalarını ve İstanbul’da tevkiflerin yapılması halin de de bunları yakalamala rını bildirmiştir.
Erzurum’da Karabckir Paşa’ya çekilen telgrafta ise aynen şöyle denilmektedir: «İngilizler, İstanbukda te
cavüzü arttırarak Bakan lardan veya milletvekillerin den bazılarını ve bilhassa Rauf Bey’i tevkif ederlerse bilmukabele Anadolu’da bu lunan İngiliz subayları tev kif edilecektir. Binaenaleyh Erzurum’da bulunan Rav- linson’u kaçırmamak için şimdiden tedbirler aılnma- sını rica ederim.»
verecekleri öğrenilmiştir. Ha tırlarda olduğu gibi Patrikle rin emri ile Rum ve Ermeni azınlık milletvekili seçimlerini boykot etmişlerdir, ve yeni Mecliste ne bir Rum ne de bir Ermeni milletvekili bulunmak tadır. Yalnız bir Yahudi mil letvekili vardır.
Âyân Meclisinden istifa et mesi beklenen Rum’Iar Aristi- di Paşa, Mavroyeni Efendi, Le gofet Efendi. Vagljyer; Efendi dir. Ermeni ayan üyeleri ise Aram Efendi. Azarvan Efendi ve Dilberzade Efendidir.
Patrikhaneler, istifaları ha linde bu zevata ayandan aldık ları maaşların verileceğini de bildirmiştir.
Fransa’dan 31
harp
esiri geldi
Fransa'da bulunan harp e- sirlerinden biri subay olmak üzere 3 T1 kişi dün
Marsilya'-f l p n e p ı H n p i m i r ’ Çî' CÎir,
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi