• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S Y M P O S I U yeni Yeni Symposium 43 (3): 114-117, 2005 M 114 G‹R‹fi Hezeyanî (delusional: sanr›sal) parazitoz, bir kifli-nin, aksi yöndeki nesnel kan›tlara ra¤men, bedeni-nin canl› organizmalar ta-raf›ndan istilâ edildi¤i içe-rikli sars›lmaz nitelikteki inanc›d›r (Lynch 1993). Bu tabloya psikiyatri prati¤in-de oldukça enprati¤in-der olarak rastlanmaktad›r. Bunun se-bebi -k›smen aç›klay›c› ol-mak üzere- hastalar›n flikâ-yetleri sebebiyle s›kl›kla dermatolog, enfeksiyon hastal›klar› uzmanlar› ve plâstik cerrahlar türünden hekimlerce görülerek, bu grup hekimler taraf›ndan tedavi edilmeye çal›fl›lma-lar› olabilir (Manschreck 2000). Parazitoz hezeyan-lar›n›n s›k karfl›lafl›lan iki türünden ilki, cilt üstünde veya alt›nda

böcekler/kurt-çuklar bulundu¤u fleklindeki hezeyan biçimidir ki buna Ekboam Sendromu (Dermatozoenwahn) denilmifltir. Di¤er türünde ise hasta, örne¤in ba-¤›rsak, mide gibi iç organlar›n›n bir parazit tara-f›ndan istilâ edildi¤i kanaâtini tafl›maktad›r (Ma-eda ve ark. 1998). Burada “bütün bedenin(in)” ba¤›rsak kurtlar› taraf›ndan tutuldu¤u hezeyan› ile giden nâdir rastlanan bir hezeyanî parazitoz vak’as› tart›fl›lacakt›r.

VAK’A

59 yafl›nda ilkokul mezunu erkek hasta. Evli. Eskiden aflç›l›k yaparm›fl. Hâlen çal›flm›yor. Bey-nine, iç organlar›na ve cilt alt›na yerleflerek rahat-s›zl›k veren ba¤›rsak kurtlar› flikâyetiyle gitti¤i dâ-hiliye hekimi taraf›ndan rahats›zl›¤›n›n fiziksel sebeplerden kaynaklanmad›¤› düflüncesiyle psi-kiyatri poliklini¤imize sevk edilmiflti. Önceden beri ba¤›rsaklar›nda yuvalanarak, o s›ralar

karn›n-da uyuflma ve yanma hissi yapan kurtlar›n, son za-manlarda h›zla ço¤al›p di¤er organlar›na yay›ld›-¤›n›, vücudunun muhtelif yerlerinde gezindi¤ini söylüyordu. Son 1.5 y›ld›r karn›nda, târif etmekte zorland›¤› türden uyuflma ve yanma benzeri his-ler duyuyordu. Bunun kurtlar taraf›ndan meyda-na getirildi¤ini ancak bir ay önce anlayabilmiflti. 1973 y›l›nda kurt düflürmüfl, gitti¤i doktor tara-f›ndan verilen ilâc› kullanarak tedavi olmufltu. Bu son rahats›zl›¤›nda ise ayn› ilâc› bulamad›¤›ndan, onun yerine eczac›n›n önerdi¤i “albendazol” muhteval› ilâçtan 1 ay içerisinde 16 kutu tüket-miflti. Bu ilâc›n etkisiyle kurtlar›n makat›ndan tam ç›kacaklarken, âniden korkup bir delik aça-rak ba¤›rsaklar›n›n d›fl›na, karn›na ve hayalar›na da¤›ld›¤›n› düflünüyordu. ‹lâc› kullanarak düflür-dü¤ü 3-4 adet kurdu gözleriyle görmüfltü. Bunla-r› 2-3 cm boyutlaBunla-r›nda 6 bacakl› hareketli beyaz

B

B

Burç Ça¤r› Poyraz*, Sevgi fiükran Ekmen**, Mehmet Kerem Doksat***

AN INTERESTING CASE OF DELUSIONAL PARASITOSIS ABSTRACT

We present a case of 59 years-old man with delusional disorder, somatic type, who strongly believed that almost all of his bodily parts were infested by worms. He was re-ferred to our outpatient clinic by an internist to whom he first contacted. With regard to our case’s unique presentation with the delusional content of “almost every part of his body being infested by worms”; compared to the reported delusional content of “either the internal organs, the skin or any particular organ” in the case series; the characteris-tics of the patient’s delusion and hallucinations, premorbid life-events and personality, and the response to pimozide therapy are discussed through review of literature. Keywords: delusional parasitosis, delusions of infestation, delusion of parasitosis, mo-nosymptomatic hypochondriacal psychosis, delusional disorder somatic type, pimozide

* Araflt›rma Görevlisi Dr., ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Psikiyatri AD ** Araflt›rma Görevlisi Dr., ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Nöroloji AD *** Prof. Dr., ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Psikiyatri AD

‹.Ü Cerrahpafla T›p Fakültesi Psikiyatri AD / kas›mpafla / istanbul / Tel: +90 212 548 4050 / 4230 / e-mail: johnjoebloggs@yahoo.com

‹‹R

R V

VA

AK

K’’A

A S

SE

EB

BE

EB

B‹‹Y

YL

LE

E H

HE

EZ

ZE

EY

YA

AN

NÎÎ P

PA

AR

RA

AZ

Z‹‹T

TO

OZ

Z

ÖZET

Bu sunumda, bütün bedeninin kurtçuklar taraf›ndan istilâ edildi¤i flikâyeti ile önce bir dâ-hiliye hekimine, takiben de onun yönlendirmesiyle poliklini¤imize baflvurmufl bir hezeyanî parazitoz vak’as› tart›fl›lmaktad›r. Hezeyanî parazitoz psikiyatri prati¤inin ender rastlanan tablolar›ndan birisidir. 59 yafl›ndaki bu erkek hastam›z, literatürde bildirilen vak’a serile-rindeki târiflerden farkl› olarak sâdece cildinin, iç organlar›n›n veya belirli bir vücut bölge-sinin de¤il bütün bedeninin parazitler taraf›ndan istilâ edildi¤i inanc›ndad›r. Vak’am›z›n bu müstesna özelli¤i de dikkate al›narak hastam›zdaki psikopatolojik özellikler, hastal›k ön-cesi kiflilik yap›s› ve hayat olaylar›, semptomun pimozid’e verdi¤i cevap literatürün göz-den geçirilmesi yoluyla tart›fl›lmaktad›r.

Anahtar Kelimeler: hezeyanî parazitoz, sanr›sal parazitoz, monosemptomatik psikoz, hezeyanl› bozukluk, sanr›sal bozukluk somatik tip, pimozid

(2)

S Y M P O S I U

yeni MYeni Symposium 43 (3): 114-117, 2005 115

fleritler fleklinde tan›ml›yordu. Son 1 ayd›r kurtlar özellikle geceleri yata¤›na yatt›¤›nda harekete ge-çiyorlar, bâzen cilt alt›nda sürünerek hayalar›nda ve bacaklar›nda s›zlama yap›yorlarm›fl. Bâzen de harekete geçen kurtlar› cildine bast›rarak eliyle geriye itiyormufl. Sordu¤umuzda, bir kere peni-sinden de ç›kmaya çal›flt›klar›n› ama ›k›narak ge-ri kaçmalar›n› sa¤lad›¤›n› söyledi. Son günlerde bu kurtlar ba¤›rsaklar›ndan ç›karak ensesine ka-dar gelmifller. Bir di¤er gün beynini istilâ ettikle-rini fark etmifl. Bunu bâz› gecelerde hissetti¤i bafl a¤r›s›ndan, her iki kula¤›na gelen f›s›lt›lardan an-lam›fl. Bir defas›nda kurtlardan biri aln›n›n ortas›-na kadar gelmifl, oradan kafas›n› ç›karm›fl, o da üstüne bast›rarak onu öldürmüfl. Sigara içti¤inde kurtlar rahats›z olarak bafl›n› terk ediyorlarm›fl. Ancak kurtlar› ezerek öldürmekten de çekiniyor-mufl, çünkü duydu¤una göre bu uygulama kan›n› zehirleyebilirmifl.

Özgeçmifl sorgulamas›nda aç›k bir bozukluk saptanmam›fl olmas›na ra¤men, hasta 6 y›l süre ile cinayet suçuyla yatt›¤› hapishâneden ç›kt›ktan sonraki dönemde (bundan 4 sene öncesi) anlatt›-¤›na göre art›k eskisi kadar faâl de¤ilmifl. Önceki arkadafl çevresini bulam›yor, pek çok fleyden zevk alm›yormufl. Vaktinin ço¤unu evinde geçiri-yor, insan içine ç›kmaktan s›k›l›yormufl. Kendisi-ni suçlu ve de¤ersiz hissediyormufl. Elefltirilmek-ten, cinayet iflledi¤i için insanlarca kötü karfl›lan-maktan korkuyormufl. Hasta anlatt›¤› bu dönemi “bunal›m” olarak târif ediyordu. Biz, paranoid özellikleri olabilece¤i ihtimâlini de göze alarak hikâyenin bu k›sm›n› depresyon ve sosyal izolas-yon lehine de¤erlendirdik. Babas›nda ne oldu¤u-nu tam anlatamad›¤› bir psikiyatrik rahats›zl›k ta-n›mlan›yordu.

40 y›ld›r 1 paket/gün sigara ve 15 sene öncesi-ne kadar 10 seöncesi-ne süre ile günde 1 büyük rak› kul-lan›m hikâyesi mevcuttu.

Hastan›n premorbid kiflilik yap›s› yak›nlar›nca efendi, oturmas›n› kalkmas›n› bilir, sosyal ve ko-nuflkan olarak tan›mlan›yordu. Hiddetlendi¤i çok seyrek oldu¤u, cinayeti de kendini korumak sâ-ik›yla ifllemek zorunda kald›¤› ifâde edildi.

Hastan›n bu flikâyetleri eldeki t›bbî veriler ›fl›-¤›nda hezeyanî düflünce lehinde de¤erlendirildi. Bu flikâyetlerine efllik eden baflka türden parano-id bir fikir veya hallüsinasyon târif edilmiyordu. Hastan›n kendine bak›m ve ilgisi orta düzeydey-di, giyimi sosyoekonomik düzeyi ile uyumlu idi. Gö-rüflme boyunca dostâne davrand›. Göz temâs› ku-ruyordu. Yönelimi tamd›. Dikkat ve hâf›za ifllevle-rinde bir kusur saptanmad›. Ça¤r›fl›mlar› amaca

yönelikti. Duygudurumu biraz depresif gözük-mekle beraber, sorgulamayla herhangi bir depresif flikâyet târif etmedi. Duygulan›m› duygudurumu ile uyumlu idi.

Hastan›n nörolojik muayene dâhil olmak üze-re fizik muayenesinde bir özellik bulunmad›. Göz dibi muayenesi normâldi.

Kraniyal MR, EEG tetkiklerinde, rutin biyo-kimya, hemogram, tiroid profili, B12, folat, seru-loplazmin ve bak›r düzeylerinde bir anormâllik saptanmad›. HIV ve VDRL/RPR serolojisi negatif bulundu.

Hasta ile hezeyanlar› konusunda do¤rudan münakaflaya girilmedi. Kendisine ilâç yaz›laca¤›, bu ilâc›n vücudunu güçlendirece¤i mesaj› veril-di. Hasta yak›nlar› hastan›n durumu hakk›nda bil-gilendirildi. Hastaya tedavi olarak pimozid 2 mg/gün baflland›. 3 hafta sonra kontrole ça¤r›ld›-¤›nda hasta daha rahat oldu¤unu söylüyordu. Kurtlar eskisi kadar rahats›z etmiyor, art›k uyku-sundan uyand›rm›yorlard›. Ba¤›rsaklar›na geri döndüklerini düflünüyordu. ‹çgörü hâlen mevcut de¤ildi. Semptomlar›ndaki azalma yak›nlar›nca da do¤ruland›.

TARTIfiMA

DSM IV TR’de hezeyanî (sanr›sal) parazitoz ad› alt›nda bir bafll›k bulunmamaktad›r. Bu klinik tablonun di¤er türden psikiyatrik bozukluklar ve t›bbi/nörolojik hastal›klardan ba¤›ms›z olarak gö-rüldü¤ü durumlar, daha genifl bir spektrumu temsil eden hezeyanl› bozukluk somatik tip tan› bafll›¤› alt›nda de¤erlendirilmektedir (American Psychiatric Association 2000).

Hezeyanî parazitoz farkl› etiyolojilere ba¤l› bir sendrom olarak kabûl edilir. Tablo tek bafl›na pri-mer bir psikiyatrik bozukluk olabilece¤i gibi, alt-ta yaalt-tan bir baflka psikiyatrik bozukluk yâhut fi-ziksel hastal›¤›n klinik örüntüsü içerisinde de gö-rülebilmektedir. Wilson ve Miller 1946’da bu sendromu gösteren hastalar›n› 4 etiyolojik gruba ay›rm›fllard›r: Toksik psikozlar, flizofreni, melân-koli ve paranoid bozukluk. Bu son grupta parazi-toz hezeyan› tek belirtidir. Kiflinin hayat› ile iliflki-li baflka sahalarda psikotik düflünce lehine bir ka-n›t yoktur. Tabloyu aç›klayabilecek baflka bir psi-kiyatrik bozukluk, nörolojik ve fiziksel hastal›k efllik etmez (Lynch 1993, Maeda ve ark. 1998). Vak’am›zda gerek muayene bulgular› ve hikâye gerekse yap›lan tetkikler aç›k bir organik hâdise ile baflka türden psikiyatrik bozukluk ihtimalini d›fllamaktad›r. Bunlardan yola ç›karak mono-semptomatik niteli¤i sebebi ile vak’am›za “Heze-yanl› Bozukluk, Somatik Tip” tan›s›n› koyduk.

(3)

S Y M P O S I U

yeni

Yeni Symposium 43 (3): 114-117, 2005 M

116

Hastal›¤›n her iki cinsiyette de kabaca eflit oranlarda görüldü¤ü (Manschreck 1999), kad›n cinsiyetinin artan yaflla birlikte bask›n hale geldi-¤i savunulmaktad›r (Trabert 1995). Hastalarda ön-ceki psikiyatrik hastal›k ve psikotik hastal›k için aile hikâyesi nâdir olarak müspettir (Munro 1988). Hastam›z›n özgeçmiflinde 15 y›l öncesine kadar süren ileri düzeyde alkol kullan›m› ve flüp-heli depresif duygudurum söz konusudur.

Vak’alar›n büyük ço¤unlu¤unda sinsi bir bafl-lang›ç tan›mlanm›flt›r. 52 hastal›k bir vak’a dizi-sinde hastalar›n %50’dizi-sinde semptom süresi 6 ay›n üzerindedir. Hastalar›n %52’si semptomlar›n› gövde, %40’› saçl› deri, geri kalan› s›ras›yla genital bölge ve göz kapaklar›nda târif etmektedir (Bha-tia ve ark. 2000). Takma difllerine uyum sa¤laya-mam›fl bir serebrovasküler hastal›k vak’as› ile ilgi-li olarak, hezeyan içeri¤inin (tek bafl›na) a¤›z için-de dolaflan parazitler flekliniçin-de oldu¤u bildirilmifl-tir (Maeda ve ark. 1998). Bizim vak’am›zda heze-yan bafllang›c› 1 ay öncesidir. Hastam›z neredey-se bütün bedeninin (iç organlar›, genital bölge, bacaklar, beyin ve saçl› derisinin) kurtlar taraf›n-dan istilâ edildi¤ini düflünmektedir. Hezeyan içe-ri¤indeki bu derece genifl bir lokalizasyonun lite-ratürde nâdir olarak bildirilmifl olmas› ilginçtir.

Organik hezeyanî parasitoz tablolar› genç has-talarda s›kl›kla madde kullan›m› (özellikle amfe-tamin) ve kafa travmas› ile, yafll› hastalarda ise se-rebrovasküler hastal›k ve demansla iliflkilendiril-mektedir (Munro 1988). Gerek organik nitelikli hezeyanî parasitoz gerekse di¤er organik heze-yanl› bozukluklara, bâz› vak’alarda subkortikal ve limbik beyin bölgelerini tutan lezyonlar efllik et-mektedir (Nagaratnam ve O’Neile 2000).

Hastal›¤›n oluflum mekanizmas›nda Berri-os’un (1985), kognitif ve sensoriyalist yaklafl›m-lar diye adland›rd›¤› iki hipotez öne sürülmekte-dir. Kognitif yaklafl›ma göre tabloya efllik eden hallüsinasyonlar (s›kl›kla taktil) hezeyana ikincil-dir ve misperception (yanl›fl idrak) türünden he-zeyan içeri¤ine uygun düflen yaflant›lar vasf›nda-d›rlar. Sensoriyalist yaklafl›m ise hezeyan›n bu tür hallüsinatif yaflant›lardan sonra meydana geldi¤i-ni iddia eder. Özellikle eski literatürde her iki gö-rüfl de taraflar›nca savunulmaktayken, bugün için sendromun hezeyan karakteri ön plâna ç›kar›l-maktad›r. Ancak, birçok vak’ada cilt temal› parazi-toz hezeyanlar›na (ki bu tema hezeyanî parazito-zun en s›k fleklidir) i¤nelenme, kafl›nt› gibi küte-nöz hislerin efllik etti¤i, bâzense bu durumun he-zeyandan önce geliflti¤i bir gerçektir (Maeda ve ark. 1988). Sunumumuzun konusu olan hasta son

1.5 y›ld›r kar›n bölgesinde uyuflma ve yanma his-setti¤ini söylemektedir. Bu hisleri karn›nda gezi-nen kurtlara sadece son 1 ayd›r ba¤lamaktad›r. ‹l-ginçtir, görsel ve iflitsel halüsinasyonlar, taktil ha-lüsinasyonlardan farkl› olarak, hadiseye ancak he-zeyan gelifliminden sonra dâhil olmufltur ve hasta taraf›ndan çok daha seyrek olarak yaflant›lanmak-tad›r. Bu durumda elbette tart›flmaya aç›k olmak-la beraber, taktil hallüsinasyonolmak-lar›n hezeyanî pa-rasitoz vak’alar›nda patofizyoloji ile do¤rudan bir iliflki gösterdi¤i, di¤er türden hallüsinasyonlar›n ise hezeyan› yorumlayan ikincil nitelikte yanl›fl idrakler oldu¤u iddia edilebilir. Korpus kallosum gliomuna sekonder geliflen bir hezeyanî parazi-toz vak’as›nda yazarlar, tümörün postsantral so-matosensoriyel korteksi tutuyor görüntüsü ver-mesinden yola ç›karak, bu bölgenin irritasyonu-nun oluflturdu¤u parestezi hissinin bir süre sonra hasta taraf›ndan kar›nca ›s›r›¤› fleklinde yorum-lanm›fl olabilece¤i varsay›m›nda bulunmufllard›r (Murthy ve ark. 1997).

Munro yüksek boflanma ve ayr›l›k oranlar›, sosyal izolasyon, iliflkileri sürdürmekte al›flkanl›k haline getirilmifl sorunlara dikkati çekmektedir (Nagaratnam ve O’Neile 2000). Ayr›ca ayn› yazar sosyal izolasyonun ikincil olmaktan çok premor-bid bir özellik oldu¤unu vurgulamaktad›r (Tra-bert 1995). Vak’am›zda hastal›¤›n bafllang›c›ndan 4 sene öncesine kadar süren tutukluluk dönemi-ni, hastan›n târifiyle bir “bunal›m” hâli takip et-mektedir. Hasta hapishâneden ç›kt›ktan sonraki uzunca bir devre boyunca hiçbir fleyi eskisi gibi bulamad›¤› için birçok sosyal ortamdan uzak dur-du¤unu, ço¤u fleyden haz alamad›¤›n›, ayr›ca sü-rekli memleket hasreti çekti¤ini anlatm›flt›r. Memleketindeki genifl ve canl› arkadafl ortam›n-dan uzaktad›r, art›k çal›flmamaktad›r, evlili¤i hâ-len sürse de efli ile nâdir olarak iliflkiye girmekte-dir. Sebebini sorgulad›¤›m›zda eflinin so¤uk dav-rand›¤›n› söylemektedir. Vaktinin neredeyse ta-mam›n› evde oturarak geçirmektedir.

Önceden beri hezeyanl› bozukluk tablolar›n›n tedavisinin çok zor oldu¤u söylenegelse de, çal›fl-malar ve vak’a bildirimleri %90’lara kadar ç›kan oranlarda tam veya k›smî cevab› iflaret etmekte-dir. 1975’te Kanadal› psikiyatrlar Riding ve Mun-ro’nun 5 adet somatik hezeyanl› hasta dizisinde pimozid’in tedavideki yarar›n› bildirmelerini ta-kiben pimozid, monosemptomatik psikozda te-davi seçene¤i haline gelmifltir. Takiple bir k›s›m vak’a sunumlar› ve iki adet plasebo kontrollü çift kör çal›flma ile pimozid’in etkinli¤i kan›tlanm›fl-t›r. Pimozid’in di¤er antipsikotiklerden farkl›

(4)

ola-S Y M P O ola-S I U

yeni MYeni Symposium 43 (3): 114-117, 2005 117

rak güçlü opioid reseptör antagonizmas› özelli¤i bulunmaktad›r. Bu özellik hezeyanlara parestezi, kafl›nt› gibi hislerin s›kl›kla efllik etmesi nedeniy-le, hâttâ bu hislerin hezeyanlara öncelik edebile-ce¤i göz önüne al›n›rsa, tedavide önemli olabilir (Elmer ve ark. 2000).

Tedavinin süresi tart›flmal› da olsa, cevap için 1 ilâ 4 hafta gerekmektedir. Tedavinin semptom-lar yat›flt›ktan sonraki birkaç ay boyunca devam ettirilerek takiben yavaflça azalt›lmas› önerilmek-tedir. fiikâyetlerin nüksetmesi durumunda tedavi-nin tekrarlanmas› savunulmaktad›r (Elmer ve ark. 2000). Bununla birlikte pimozid d›fl›nda bir tedaviyle (haloperidol, klorpromazin, triflupera-zin ve elektrokonvülsif terapi) tedavi edilen 19 vak’al›k bir hezeyanî parazitoz dizisinde hastala-r›n 11’inin tam remisyon gösterdi¤i, bunlardan 5’inin ise 3 y›ldan fazla remisyonda kald›¤› bildi-rilmifltir (Srinivasan ve ark. 1994). Haloperidol ve pimozid’e cevap vermeyen 3 adet hezeyanî para-zitoz vak’as›nda risperidon bafllanm›fl ve etkili bu-lunmufltur. Gene risperidon’un etkilili¤ini göste-ren 3 vak’a bildirimi mevcuttur. Bu ilâc›n özellik-le yafll› popülâsyonda pimozid’e yan etki bak›-m›ndan üstünlü¤ü olabilece¤inden bahsedilmek-tedir (Elmer ve ark. 2000). 4 hastadan oluflan bir hezeyanl› bozukluk dizisinde 60-120 mg doz ara-l›¤›nda klomipramin denenerek, bütün hastalar-da tehastalar-daviye önemli düzeyde cevap al›nabilmifltir. Söz konusu vak’alardan biri klomipramin tedavi-si öncetedavi-sinde pimozid’e direnç göstermifltir (Wa-da ve ark. 1999). Düflük doz ketiapin’in iyi geldi-¤i bir Erotomanik Tip Hezeyanl› Bozukluk vak’as› da bildirilmifltir (Doksat ve ark. 2002).

KAYNAKLAR

American Psychiatric Association (2000) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders DSM IV TR (Text Revision). 4. Edition, Washington, DC: Ameri-can Psychiatric Association.

Bhatia MS, Tushar J, Choudhary S (1994) Delusional para-sitosis: a clinical profile. Int J Psychiatry Med; 30: 83-91. Doksat MK, Ayd›n S, Savrun M (2002) Favorable response to low dose of quetiapine in a woman with cannabis abuse and erotomania. Bull Clin Psychopharmacol; 12: 89-91. Elmer KB, George RM, Peterson K (2000) Therapeutic

up-date: use of risperidone for the treatment of mo-nosymptomatic hypochondriacal psychosis. J Am Acad Dermatol; 43: 683-686.

Lynch PJ (1993) Delusions of parasitosis. Semin Derma-tol; 12: 39-45.

Maeda K, Yamamoto Y, Yasuda M, ‹shii K (1998) Delusi-ons of oral parasitosis. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry; 22: 243-248.

Manschreck TC (1999) Delusional Disorder and Shared Psychotic Disorder. Sadock BJ, Sadock VA, (editors). Kaplan and Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry. 7. Edition, Philadelphia: Lippincott Willi-ams & WilliWilli-ams, 1256-1257.

Munro A (1988) Monosymptomatic hypochondriacal psychosis. Br J Psychiatry Suppl: 37-40.

Nagaratnam N, O’Neile L (2000) Delusional parasitosis following occipito-temporal cerebral infarction. Gen Hosp Psychiatry; 22: 129-132.

Murthy P, Jayakumar PN, Sampat S (1997) Of insects and eggs: a case report. J. Neurol Neurosurg Psychiatry; 63: 522-523.

Srinivasan TN, Suresh TR, Jayaram V, Fernandez MP (1994) Nature and treatment of delusional parasitosis: a different experience in India. Int J Dermatol; 33: 851-855.

Trabert W (1995) 100 years of delusional parasitosis. Meta-analysis of 1223 case reports. Psychopathology; 28: 238-246.

Wada T, Kawakatsu S, Nadaoka T, Okuyama N, Otani K (1999) Clomipramine treatment of delusional disorder, somatic type. Int Clin Psychopharmacol; 14: 181-183.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Postoperatif uzun aksta sol ventrikül sistolik ve diastolik çaplar her ikî grupta artmıştır ve sirküler kapatma grubunda diastolîk çap anlamlı geniş

Uzman kişilerce portun takılması, huber iğnesinin kullanımında gereken dikkatin verilmesi, kullanılan enjektörün hacminin 10 cc ve üzerinde olarak belirlenmesi

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları