• Sonuç bulunamadı

Başlık: ASETiLKOLİN VE PGF2a 'NIN KOBAY İNCE BAĞIRSAK TONUSU ÜZERiNE ETKiLERiYazar(lar):SAĞMANLIGİL, Vedat;İRİADAM, Mehmet;EMRE, Bahri;ŞİRELİ, MeltemCilt: 42 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000733 Yayın Tarihi: 1995 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ASETiLKOLİN VE PGF2a 'NIN KOBAY İNCE BAĞIRSAK TONUSU ÜZERiNE ETKiLERiYazar(lar):SAĞMANLIGİL, Vedat;İRİADAM, Mehmet;EMRE, Bahri;ŞİRELİ, MeltemCilt: 42 Sayı: 4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000733 Yayın Tarihi: 1995 PDF"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniv Vet Fak Derg 42: 519-526.iı)L)5

ASETiLKOLIN VE

PGF2a

'NIN KOBAY iNCE BAGIRSAK

TONUSU ÜZERiNE ETKiLERi

Vedat SAGMANLIGİL* Mehmet İRİADAM** Meltem ŞİRELİ* Bahri EMRE***

The effects of acetylcholine and PGF2a on the motility of guinea-pig smail intestine.

Summary: In this study, 12 adult albino guinea-pigs (weight 300-350 gr) were used. The control group (fed) was allowed water and food at lihi/um. In the experimental group, water was given ad lihitum hut the food was removed for 72 hr before the animals were used. On the days

(~r

use, the f.:uinea-pigs

were killed by cervical dislocation and a mid line incision was made in the peri-toneal cavil)'. The small intestinal segments (2cm) were identijied, removed and flushed with tyrode solution. These segments included-jirst, the mid jejwıum 100

cm to the ileo-caecal junction and second, the mid ileum 40 cm to the ileo-caecal junction. Af ter tying aif hoth end

(~r

the segment.\' with a ligature, they were placed in the isolated orf.:an hath and their movements were recorded on a kymograph hy means of a universal le ver,

Acetylcholine was used as the muscarinic cholinerf.:ic secretagogue. DU/er-ent concDU/er-entrations

(if

the acetylcholine were addeel to the hathing jluid (tyrode) at two and those of PGF2a at four minute intervals and the tissue was washed twice between two doses. In the fed and 72hr starved small intestinal segments, the means of the amplitudes of the contractions induced hy difjerent concentra-tions of acetylcholine and PGF2a were shown on the non-cumulative concentra-tion response curves.

At the heginning, using acetylehaline at the dose of 3xlO.5 M in hoth fed and starved mid jejunum and ileum showed that the al11plitude of contraction ohtained in the starved jejunum was sif.:'ı{ficantly higger than that in the fed one. In contrast to this, the contractiOlI of the stan'ed ileum was signijicantly lower than that of the fed (hoth p<O.OI). These sign{ficant difjerences disap-peared after using varies concentrations of PGF2a (except at 100 ng/ml) and acetylcholine.

The contractions mused by PGF2a in hoth small intestinal segments were not as big as those ohtained by using acetylcholine. As it happened with acet)'-choline (3xlO-5 M), PGF2a at the dose

(~r

100 ng/ml musal signijicantly higger contractions in the starved mid jejwıum and fed ileum compared to the fed mid jejwıum and starved ileum respectively (hoth p<0.05).

Özet: Bu çalışmada, 12 adet ergin heyaz kohay (300-350 gr) kullanıldı. Kontrol grubuna (tok) sulan ve yemleri ad libitum verildi. Deney gruhundaki-lere (aç), sulan ad lihitum verildi fakat hayvanlar denemeden önce 72 saat aç hırakılddar. Koha"lar bovwı eklemlerinden kınlarak öldürüldü ve kann hölgeleri açıldı. ıiı~:e hağı;'sak segmentleri tespit edildikten sonra çıkanlan 2

*Arş, Grv., Dr., A.Ü. Veteriner Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı. Ankara. **Araş. Gör.. H.U. Fen-Edehiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü. Şanlıurfa. ***Prof. Dr., A.U. Veteriner Fakültesi Fi/yoloji Anabilim Dalı. Ankara.

(2)

520 V. SAGMANLIGIL - M. ıRİADAM - M. ŞiRELi. B. EMRE

cm' lik parçaların lumenleri tyrode ile temizlendi. Bu segmentlerden birincisi, medial jejwıum ileo-sekal noktaya 100 cm ve ikincisi, medial ileum ileo-sekal noktaya 40 cm uzaklıktaki parçalar olmak üzere iki tanedir. Bu parçaların her iki ucu dikiş ipliği ile bağlandıktan sonra izole organ banyoswlQ yerle,çtirildi ve bağırsak hareketleri üniversal kaldıraç ile kimoğraf üzerine kaydedildi.

Asetilkolin, muskarinik kolinerjik uyarıcı olarakkullanıldı. Asetikolinin değişik konsantrasyonları tyrode içerisine ikişer dakika ara ile, PGF 2a'nınkiler ise dörder dakika ara ile katıldı ve iki doz arasında doku iki kez yıkandı. Tok ve 72 saat aç ince bağırsakta, asetilkolin ve PGF2a'nlfl değişik konsantrasyonları ile oluşan kasılmaların ortalamaları kümülatif olmayan konsantrasyon cevap eğrileri şeklinde gösterildi.

Başlangıçta, asetilkolinin 3xlO-5 M'lik konsantrasyonunun tok ve 72 saat aç medial jejunum ve ileumda kullanılması ile, aç jejunumda olu,mn kasılmanlfl boyutu toktakinden (kontrol grubu) daha hüyük iken tersine, tok medial ileumda açtakinden (deney grubu) daha büyük bir kasılma gözlemlendi. Her iki farklılık da istatistikselolarak önemli hulundu (p<O.OI). Bufarklılıklar, PGF2a (100 ngl ml'lik doz hariç) ve asetilkolinin değişik konsantrasyonlarınlfl kullanılmasmdan sonra ortadan kalktı.

Her iki ince bağırsak parçasmda PGF2a tarafından oluşturulan kasılmalar, asetilkolinin doğurdukları kadar büyük değildi. PGF2a'nın 100 ng' lık dozu, aç medial jejunum ve tok ileumda ha,çlangıçta asetilkolinin oluşturduğu gihi, tok medial jejwıum ve aç ileumdan daha büyük kasılmalar doğurdu. Bu farklılıklar da istatistikselolarak önemli bulundu (p<0.05).

Giriş

Açlığın ve yetersiz beslenmenin bağırsak salgısı üzerine etkilerini inceleyen çalışmalar. asetilkolin, siklik adenozin mono fosfat (cAMP) ve 5-hidroksitriptofan (5HT) gibi ago-nistlerin ve E. coli toksini gibi bakteri toksinle-rinin denenmesi ile tokluğa göre ince (9. iO, 37. 38) ve siklik AMP hariç diğerleri ile kalın ba-ğırsakta (23, 3 i, 32) salgının arttığını göster-mektedir. Bu aşırı salgının tedavi edilemeyen ve çoğunlukla bakteriyel kaynaklı olmayan is-hale ve ardından da ölüme neden olduğu uzun yıllardan beri bilinmektedir (I 7). İshal konu-sunda araştırma yapan Chang ve Field (I 2) is-halin artırılmış bağırsak tonusuna bağlı olduğu-nu bildirmişlerdir. Bu değerlendirmeler aşırı salgı doğuran açlığın ve uzun süreli yetersiz beslenmenin tonus üzerine etkisinin olabileceği ihtimalini desteklemektedir. Bu amaçla açlıkta değişik hayvanlarda in vivo koşullarda yapılan çalışmalarda (4. 5. i 1, 26, 27). bağırsak düz kaslarında yer değiştiren bir elektriksel aktive-nin oluştuğu gösterilmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz agonistlerden asetil-kolin. 5TH, E. coli toksini gibi etkenlerin ya-nında histamin ve prostaglandinin ko bay • rat. fare ve tavşan ince bağırsağında kasılmalar oluşturup bağırsak tonusunu değiştirdikleri

de-ğişik çalışmalarda bildirilmektedir (I 8. 19, 2i,

30, 34, 35). Bunlardan asetilkolin ile yapılan denemelerde (I 5, 37, 38) bağırsak hareketleri ve emilimi arasında pozitif bir ilişkiden söz eden hipotez de (L5) çürütülmüşlür. Kobay ileu-munda yapılan çalışmalarda (8, 20, 22. 24), yüksek dozda asetiIkolin tarafından oluşturulan kasılmaların izole organ banyosundaki Ca++ ve Mg++ konsantrasyonu ile direk ilişkili olduğu fakat düşük dozdaki asetilkolinin yüksek kon-santrasyondaki Ca++ tarafından baskılandığı bildirilmiştir. Sonuçta asetilkolinin hem emili-mi azaltıp salgıyı artırdığı (37. 38) hem de ba-ğırsak tonusunu değiştirdiği (29. 33. 35) bugün için bilinmektedir. Bunun yanında bağırsak içe-risinde doğalolarak yüksek bir duyarlılık yara-tan prostaglandinlerin de bağırsak hareketleri-nin kontrolünde roloynadığı kanıtlanm ıştır (I, 2.3,4,7).

Açlığın bağırsak tonu su üzerine etkilerini görmek amacıyla fare ince bağırsağında yapılan önceki denemelerde asetilkolin (29) ve PGF2a'nın (30) etkileri gözlenmiş her iki ago-nistin de ince bağırsak boyunca farklı segmen-ter cevapları oluşturduğu özellikle asetilkoliniıı aç fare distal iIeumunda toklardakine göre dah;j büyük kasılmalar gösterdiği tesbit edilmiştir.

(3)

ASETILKOLlN VE PGF2a':'-IIN KOBA Y INCE BAGIRSAK TONlJSU ÜZERiNE ETKILERI 521

Bu çalışmada, kobay ince bağırsağında açlık durumunda in vitro koşullarda asetilkolin ve PGf2a'nın bağırsak tonusuna etkileri ve seg-menter farklılığın olup olmadığının tesbiti amaçlanmıştır. Bu tür çalışmaların son yıllarda özellikle geri kalmış ülkelerde açlığın ve uzun süreli besinsel yetersizliğin (malnutrition) ölümlere yol açan ishalle sonuçlanmasının ne-denlerine ışık tutacağına inanmaktayız.

Materyal ve Metot

Araştırmada, 300-350 gr ağırlığında 12 adet beyaz kobay kullanıldı. Hayvanlar tok ve 72 saat aç olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Başlan-gıçta 6'şar olarak ayrılan gruplardan aç bırakJ-lan 2 hayvanın ince bağırsağı değerlendirileme-di, böylece 6 tok 4 aç hayvan denemeye alındı. Her iki gruptaki hayvanlara suları ad libitum verildi. Kontrol grubu olarak değerlendirilen ilk gruba (toklar) yemleri ad fibitum verilirken, ikinci gruptakilere denemeden önce 72 saat yem verilmedi. Bu sürelerin sonunda kobaylar önce 0.2 cc ketalar verilerek sakinleştirildi ve boyun eklemlerinden kırılarak öldürüldü. Karın bölgesi makasla kesilerek açıldı ve ince bağır-sak alınarak tyrode çözeltisi (NaCl 8 gr. KCl 0.2 gr. CaCl2 0.2 gr, MgCI2 0.1 gr. NaHC03 i gr, NaH2P04 0.05 gr ve i litre distile su) içeri-sine konuldu. Bağırsak, çevresindeki mezente-rik dokudan dikkatlice arındırıldı ve her biri iki-şer cm olmak üzere iki parça alındı. Bunlar sekumla ileumun birleşme yerinin 100 cm yu-karısından alınan medial jejunum ve yine bu birleşme yerinin 40 cm yukarısındaki alınan medial ileum olmak üzere iki parçadan oluş-maktadır. Bu birleşme yerinin hemen yukarısın-dan alınan distal ileum anatomik olarak eğri bir duruş gösterip izole organ banyosunda tesbiti de güç olduğundan değerlendirilemedi. Bu iki parçanın lumenleri tyrode çözeltisi ile yıkana-rak temizlendi. Daha sonra tyrode solusyonu içerisinde 4 saat 4°C'da bekletildi. Buradaki amaç bağırsaktaki spontan peristaltizm olasılı-ğını ortadan kaldırmaktı (33). Bekleme süresini takiben bağırsak parçalarının her iki ucu bağla-narak kapatıldı. Alt uç, izole organ banyosunda (C.f. Palmer. 416/6110) bulunan dokunun ko-nacağı 30 ml'lik cam tüp içine sarkıtılmış hava-landırma borusunun ucundaki çengele, üst uç ise universal kaldıraca bağlandı. Kaldıracın diğer tarafına 0.5 gr ağırlık uygulandı. Bağırsak parçasının asılmasını takiben 60 dak. beklendi ve ilk olarak asetilkolinin deneyimizde kullanı-lacak en yüksek konsantrasyonu (3x i0-5 M) ve-rildi. Dokunun iki kez yıkanmasını takiben 20 dak. dokunun eski tonusunu kazanması için beklendi ve PGf2a'nın i, 3, 10, 30, 100, 300 nglml'lik konsantrasyonları dörder ve ardından

20 dak. beklenerek asetilkolinin 10-7, 3xlO-7, 10-6, 3xlO-6, 10-5 ve 3xlO-5 M'lık konsantras-yonları ikişer dakikalık aralarla solusyona katıl-dılar. Her doz için yıkama işlemi, prostaglandi-nin verilişini takiben 2 dak., asetilkolinin ise verilişini izleyen ve cevabın oluşması için ye-terli görülen 30 saniyenin sonunda yapıldı. Organ banyosunun ısısı 3TC' da muhafaza edil-di ve tüp içindeki tyrode eriyiği, deneyin baş-langıcından sonuna kadar %95 0r%5 CO2 gaz karışımıyla havalandırıldı.

Kümülatif olmayan konsantrasyon-cevap eğrileri, asetilkolin ve PGf2a'nın değişik kon-santrasyonlarında elde edilen kasılmalar mili-metrik olarak ölçüldükten ve ortalamaları alın-dıktan sonra en yüksek kasılma ortalaması % 100 olarak tanımlanarak ve diğer tüm kasıl-maların ortalama değerleri bu yüzdeye göre he-saplandıktan sonra grafik üzerinde gösterildi.

istatistikselolarak, tok ve aç bağırsak par-çasından elde edilen kasılma değerlerinin (mm) karşılaştırmaları asetilkolin ve PGf2a' nın her konsantrasyonu için ayrı olacak şekilde "Stu-dent-t test" ile yapıldı (33).

Bulgular

Medial jejunumda, ilk olarak kullanılan asetilkolinin en yüksek konsantrasyonu (3x 10-5 M) ile 72 saat aç dokularda elde edilen kasılma-ların ortalaması tok olana göre %78 oranında daha büyük ve istatistiksc1 olarak önemli (p<O.OI) bulundu. Aynı zamanda deney boyun-ca gerek PGf2a ile ve gerekse asetilkohn ile elde edilenlerin içerisinde en yüksek olan bu değer % i00 kabul edilerek diğer kasılma ortala-malarının yüzdeleri buna göre hesap edildi (Şekil i ve 2).

Asetilkolinin bu büyük dozunu izleyen yı-kama ve 20 dakikalık beklemeden sonra PGf2a'nın değişik konsantrasyonları denendi. PGf 2a düşük konsantrasyonlarında (1, 3 ve iO ng/ml) tok ve aç dokularda kasılma oluşturmaz-ken, 30 ng/ml ile sırasıyla tok dokuda %9 ve aç dokuda %7 oranında küçük ve istatistiksel açı-dan önem ifade etmeyen kasılmalar doğurdu. PGf2a'nın dozu arttırıldığında (100 ng/ml) tok medial jcjunumda oluşan kasılmanın boyutu (%9) bir önceki doza göre değişmezken aç do-kuda bu değer %20 idi ve tok olana göre farklı-lık önemli bulundu (p<0.05). PGf2a'nın dene-nen en yüksek konsantrasyonu her iki dokuda da eşit boyutta (%13) kasılmalara neden oldu.

(4)

522 V. SAGMAI\LIGiL - M. ıRİADAM - M. ŞiRELi - B. EMRE 3x 10-710-6 3x 1o-tı 10-5 3x 10-51 Asetilkolin (M) • Tok (6) o 72 saat aç (4) 10 30 100 3001110-7 Prostaglandin Fı•. (ng/ml) 3 % Kasılma 100 90 80 ._'-. 70 60 SO 40 30 20 10 O OL 3x 10-5111 Asetilkolin (M)

Şekil 2. \'İedial jejunumda. tok ve 72 saat aı,: kobaylarda. PGI:2a ve asctilko!inin ı,:qitli konsantrasyonlarda serozal verilmesiyle elde edilen kümülatif olmayan konsantrasyon cevap eğrileri. Sonuı,:lar aritmetik onalama standaıt hata

şeklinde gösterilmiştir.

Figure 2. Non-cumulative concentration response curves of the medial jejunum from fed and 72hr starved guinea-pigs to the serosal addition of PGF2a and acetylcholine at various concentration. Result<; are plotted as mean SE.

a)

bL

Şekil ı.Medial jejunumda. tok (a) ve 72 saat aç (b) kobaylarda. PGF2a.ve asetilkolinin çeşitli konsantrasyonlarda seroza! verilmesiyle elde edilen

kasılmalar.

Figure 1. The contractions of the mid jejunum from fed (a) and 72 hr starved (b) guinea-pigs to the serosal addition of

PGF2a and acctykholine at various concenu'ation.

yarak denendi. Asetilkolinin denenen en düşük iki konsantrasyonunda (10-7 ve 3xlO-7M) tok dokuda (%26 ve 36) aç olana göre (% i 1 ve 13) daha büyük fakat istatistikselolarak önem ifade etmeyen kasılmalar gözlemlendi. Doz arttıkça beslenme bakımından farklı bu iki dokuda olu-şan kasılma yüzdeleri biribirine daha yakın ola-rak tespit edildi. Bu değerler i0-6 M için sıra-sıyla %37 ve 40 iken, 3x 10-6 M'lık konsantrasyonda her iki dokuda elde edilen ka-sılma yüzdeleri aynı bulundu (%5 ı). Asetilkoli-nin konsantrasyonu yükseldikçe tok dokuda elde edilen kasılma değerlerini yakalayan aç doku cevapları en yüksek iki konsantrasyonda (10-5 ve 3xlO-5M) %80 ve 90 iken tok dokuda bu değerler %63 ve 80 olarak tespit edildi fakat aralarındaki farklar istatistikselolarak önemli bulunmadı.

Tok ve 72 saat aç medial jejunumda. PGF2a'nın denenmesinden sonra asetilkolin yine yıkama ve belirli bir süre beklemeden (20

dak.) sonra düşük konsantrasyonlarından

başla-Medial jejunumda PGF2a ve asetilkolinin değişik konsantrasyonlarında oluşturulan kasıl-malar ile hazırlanan klimülatif olmayan kon-santrasyon-cevap eğrisi (Şekil 2) incelendiğin-de, asetilkolin ile elde edilen kasılmalarda tok ve aç bağırsak arasında medyan efektif dozlar

(5)

ASETİLKOLlN VE PGF2a'NIN KOBA Y INCE BAGIRSAK TONUSU ÜZERINE ETKiLERI 523

aL

hL

Şekil 3. Medial ileumda. tok (a) ve 72 saat a~ (b) kobaylarda, PGF2o. ve asetilkolinin çeşitli konsantrasyonlarda serozal verilmesiyle elde edilen

kasılmalar.

Figure 3. The contractions of the mid jejunum from fed (a) and 72 hr starved (b) guinea-pigs on the serosal addition

of PGF2o. and acetylcholine at vaıious concentration.

(ED50) açtsından çok büyük bir fark gözlenme-di. Aç medial jejunumdaki değerin 3x1O-6 M, tok olanda ise 10-6M olduğu tespit edildi.

% Kasılma

100

Medial ileumda, medial jejunumun tersine asetilkolinin başlangtçta kullanılan en yüksek konsantrasyonu (3xıo-5M) tok dokuda en yük-sek kasılmayı oluşturdu (Şekil 3 ve 4). Tok ile-umda başlangıçta oluşan ve deney boyunca elde edilen kasılmalara göre en yüksek bulunan bu kasılma %i00 olarak değerlendirildiğinde, aç dokuda elde edilen kasılma boyutu %48 olarak tespit edildi ve aralarındaki fark da istatistiksel yönden önemli bulundu (p<O.OI).

Asetilkolinin bu başlangıç dozundan sonra PGF2a'nın denenen en düşük konsantrasyonIa-nnda (I ve 3 ng/ml) tok ve aç dokuda kasılma görülmedi. PGF2a'nın LOve 30 ng/ml'lik kon-santrasyonlarında tok medial ileumdan cevap alınamamasına karşın 72 saat aç dokuda düşük boyutta (%3 ve 6) kasılmalar gözlendi. PGF2a'nın dozunu arttırdığımızda (lOOng/ml)

aç bağırsakta bir önceki cevabın (%6) aynısı elde edilirken, tok bağırsakta bu değer % 16 idi ve aralanndaki farklılık istatistiksel yönden önemli bulundu (p<0.05). PGF2a'nın denenen en yüksek konsantrasyonunda (300 ng/ml) her iki dokuda %5 dolayında kasılma görüldü.

• Tok (6) o 72 saat aç (4) 90 80 70 60 SO 40 30 20 10 O OL

3xıaj il

Asetilkolin (M) 3 10 30 100 3001 p0-7 Prostaglandin f2. (ng/rnl) 3x 10-71O-Ii 3x 1

<r

10-5 3x 1051 Asetilkolin (M)

Şekil 4. Ytedial ileumda. tok ve 72 saat a~ kobaylarda. I'GF2ave asctilkolinin ~eşitli konsamrasyonlarda serozal veıilmesiyle elde edilen kümülatif olmayan konsantrasyon cevap eğrileri. Sonu~lar aritmetik ortalama standaıt hata

şeklinde gösterilmiştir.

Figure 4. Non-cumulative concentralion response curves of the medial ileum from fcd and 72 hr star,'cd guinca-pigs to the serosal addition of PGF2a and acetylcholine at various conccntration. Results are plotted as mean SE.

(6)

524

Medial ileumda, PGF2a.'nın değişik kon-santrasyonlannda denenmesinden sonra medial jejunumda olduğu gibi bu kez küçük konsant-rasyonlarından başlayarak asetilkolin uygula-ması yapıldı. Bu denemelerde başlangıçtaki dozun tekrarı da (3xlO-5 M) dahilolmak üzere asetilkolinin denenen bütün konsantrasyonları n-da toklar lehine bir tablo gözlemlendi fakat aç dokuda elde edilen kasılmalar ile aralarında is-tatistiksel olarak herhangi bir fark görülemedi. Asetilkolinin denenen konsantrasyonlarında tok ileum parçasında elde edilen kasılma yüzdeleri %5, 15, 18, 30, 46 ve 56 iken aç dokuda bu de-ğerler sırasıyla %0, 0, 0, 8, 24,41 ve 53 olarak tespit edildi.

Medial ileumda PGF2a. ve asetilkolinin de-ğişik konsantrasyonlarında oluşturulan kasılma-lar ile hazırl<)l1ankümülatif olamayan konsant-rasyon-cevap eğrisini (Şekil 4) incelediğimizde, asetilkolin ile elde edilen kasılmalarda tok ve aç bağırsak arasında medyan efektif dozlar (EDso) açısından farklılık gözlemlendi. Aç medial ile-umda bu değer 3x 10-6 M iken, tok segmentde

ıo-s M olarak tespit edildi.

Tartışma ve Sonuç

Aç köpeklerde Bueno ve ark. (5,6) tarafın-dan yapılan in vivo denemelerde gözlemlenen düzensiz ve bunu izleyen düzenli bağırsak hare-ketlerinin benzerinin Ruckebusch ve ark. (35) tarafından kobaylarda da görüldüğü rapor edil-miştir.

Mevcut kanıtlar (4, 16, 28) prostaglandin-lerin normalde bağırsak tonusu ve salgısını etki-lediğini göstennektedir. Açlık sonucu oluşabile-cek tonus değişikliklerini gözlemleyebilmek amacıyla denediğimiz agonistlerden biri olan PGF2a. ile fare ince bağırsağında olduğu gibi (30), kobay ince bağırsağında da asetilkolinin ile elde edilen boyutta kasılmalar oluşmadı. İki uyarıcının etki şekillerini karşılaştırdığımızda, etkisini direkt olarak muskarinik reseptörlere bağlanarak gösteren asetilkolinin, hücre içi sik-lik AMP düzeyini arttırarak indirek veya diğer bir görüşe göre (I 3) adrenerjik reseptörlere bağ-lanarak etkisini gösteren PGF2a.'ya göre ince bağırsak düz kası üzerine daha etkili olduğu so-nucunu çıkarabiliriz. Daha önce fare ve rat ile yapılan ve ince bağırsakta açlık durumunda sal-gılama fonksiyonunun incelendiği çalışmalarda da (32, 37, 38) hücre içi siklik AMP düzeyini arttıran maddelerin tokluğa göre daha fazla salgı oluşturmadıkları, buna karşın kolinerjik uyanclların önemli oranda farklılı~ gösteren salgı doğurduklan tespİt edilmiştir. üte yandan

V. SAGMANLlGIL - M. tRİADAM - M. ŞİRELl- B. EMRE

PGF2a.'nın 100 nglml'lik konsantrasyonu dışın-dakilerin aç veya tok meçlial jejunumda ve ile-umda istatistiksel farklılık gösterecek kasılma-lar oluşturamadıkkasılma-ları gözlemlendi. PGF2a.'nın medial jejunumda aç doku, medial ileumda ise tok doku lehine farklılık gösteren bu etkisi, yine aynı dokularda başlangıçta asetilkolin ile elde edilen kasılmalar ile boyut açısından olmasa da nitelik olarak benzerlik göstermekte ve anlam ifade etmektedir. PGF2a. küçük de olsa kobay . medial jejunumda kasılmalar oluştururken, fare-. de medial jejunumda açlık ve tokluk

durumun-da herhangi bir etki göstennediği Sağmanlıgil ve ark. (30) tarafından vurgulanmaktadır. PGF2a.'nın fare ileumunda da etkisini gösteren aynı çalışmada proksimal kısımlarda prostag-landinin etkisi görülmezken distal bölgede ben-zer konsantrasyon artışı ile bağlantılı olarak dü-zenli olmayan kasılmalar tespit edildiği belirtilmiştir. ü çalışmada farklı olarak fare dis-tal ileumunda PGF2a. düşük konsantrasyonların-da konsantrasyonların-daha etkili bulunmuştu. Bu çalışmakonsantrasyonların-da anato-mik özelliği nedeniyle kobay distal ileumunu kullanamadığl için ileum açısından karşılaştır-ma yapkarşılaştır-mak zorlaşmaktadır. Yine değişik in vitro çalışmalarda (19, 21, 36) PGF2a.'nın düşük konsantrasyonlarında rat, tavşan, yarasa ve kobay ileumunda uzunlamasına, PGF2a.'nın ise hem uzunlamasına hem de dairesel düz kas-larda kasılmalar oluşturduğu bildirilmiştir.

Kobay ince bağırsağında muskarinik ve kolinerjik bir madde olan asetilkolinin etkili bir konsantrasyonda başlangıçta denenmesi duru-munda medial jejunumda açlıkta, medial ileum-da ise tokluk durumunileum-da maksimum kasılmala-rı oluşturduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuçtan . kobay ileumunun 72 saat açlıktan jejunuma göre daha fazla etkilendiği sonucu çıkabilir. Medial jejunumda prostaglandin ve ardından asetilkolinin kullanıml sonucunda tok dokuda asetilkolinin etkisi artarken aç olanda büyük bir değişiklik görülmemiştir. Medial ileumda ise tok dokuda asetilkolin ile başlangıçta elde edi-len yüksek kasılmanın, deneyin sonlarında aynı konsantrasyon ile yarısı boyutunda oluşmasının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Dokuda yorgunluk nedeniyle oluştuğu düşünülen böyle bir farklılığın, diğer segmentlerde görülmemesi bu düşünceyi bir parçada olsa zayıflatmaktadır. Kobay ileumunda asetilkolin ilc yapılan çalış-malar (22, 24) ince bağırsağın bu kısmında ase-tilkolinin etkisinin direk olarak kolinerjik resep-törlere olduğunu, fakat inhibisyonun a ve B resepçör!eri tarafından sağlandığını bildirmek te-dir. üte yandan, uyarıimış kobay ileumundan bırakılan asctilkolin etkisinin morfjn ve benzeri

(7)

ASETİLKOLİN VE PGF20'.'NIN KOBA Y İNCE BAGIRSAK TONUSU ÜZERiNE ETKiLERI 525

anesteziklerle azaltıldığına ilişkin goruş (I 4) hayvanların öldürülmesinden önce sakinleştiril-meleri amacıyla verilen anesteziklerin in vitro koşullarda dışarıdan verilen asetilkolin için de etkili olup olamayacağı sorusunu akla getirmek-tedir.

Tok ve 72 saat aç kobay medial jejunum ve ileumunda asetilkolinin oluşturduğu kasıl-malar arasında ED50 değerleri açısından karşı-laştırma yaptığımızda, başlangıçta kullanılan dozu (3x 10-5 M) ile aç medial jejunumda mak-simal kasılma oluşturan asetİlkoline karşı resep-tör affinİtesi açısından büyük bir fark gözlene-medi. Bu değer tok jcjunumda 10-6M iken aç doku için 3x 10-6 M olarak tespit edildi. Dene-yin sonlannda aynı doz ile her ikj doku arasın-da kasılma boyutu açısınarasın-dan fark görülmemesi de bu karşılaştırmayı desteklemektedir. Medial jejunumda olduğu gibi medial ileumda da aç

dokunun asetİlkolin için tespit edilen EDso de-ğeri 3x 10-6 idi, fakat tok ileumda daha büyük bir konsantrasyon olan 10-5 M ile maksimal ka-sılmanın %50'si boyutundaki kasılma elde edi-lebildi. Reseptör affiniteleri açısından yaptığı-mız bu karşılaştırmaların daha anlamlı olabilmesi için kobay ince bağırsağındaki mus-karinik resep~9r1erin dağılımını bilmemiz ge-rekmektedir. Ote yandan bu tür bir karşılaştır-manın sağlıklı olabilmesi için "reseptor reserve" veya diğer bir ifadeyle aktif olmayan reseptörlerin az olması gerekmektedir (25). Kobay ince bağırsağında aktif olmayan resep-törlerle ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanıl-mamıştır.

Sonuç olarak, kobay ince bağırsağında ase-tilkolin ve PGF20'.'ın oluşturduğu kasılmalar açısından medial jejunum ve ileum arasında farklılık tespit edildi. Daha önce fare ince bağır-sağında yapılan denemelerde gerek asetilkoIin ile ve gerekse PGF20'. ile medial jejunumda aç doku lehine bir farklılık görülmezken, kobayda 72 saat açlıkda daha büyük kasılmalar gözlendi. Farede proksimal ve distal kısımları incelenen ileumun, kobayda medial bölümü denendi ve aç dokudan daha büyük olduğu tespit edilen tok dokudaki kasılmalar ile faredeki proksimal ve distal ileuma göre farklılık gösterdi. farede en büyük kasılmaların gözlemlendiği distal ileum, kobayda anatomik olarak kıvrımlı oluşundan ötürü denenemedi.

Kaynaklar

ı.Hennet!, K., Eley, G. and Scholes, G.H. (1968).

If-fecı of prosrag/mıdiııs 1;1aııd £2 mi humıııı, guiııea-pifl aııd rar isolared smail iıııesrilıe. Br J Phamıacol. 34. 630-638.

2. Hennet!, K., Eley, G. and Seholes, G.H. (1968).

Ef-fecı of prosraglııııdiııs Eı ııııd E2011iııre.wiııal moriliry iııthe guiııea-pig aııd rat. Br J Phamıacol, 34, 639-647.

3. Bennet!, K., Eley, K. G. and Stoekley, H.L. (1976).

bıhibition of peristalsis in guiııea-pig iSOla/ed i/eum aııd calon by drugs that b/ock prostag/aııdin syıııhesis. Br J

Phar-rnacol, 57, 335-340.

4. Sennetl, K. and Fleshler, B. (1970). Prostaglandins aııd the gasıroilltesliııa/ıracı. Ga~troenterol, 59, 790-800. 5. Bueno, 1.., Fioramonti, .I. and Ruekebuseh, Y.

(1975). Raıe of jlow of digesta aııd e/ecırica/ activity of ıhe smail ill/esıiııe iııdogs and sheep. J Physiol. 249, 69-85.

6. Bueno, i.. and Ruekebuseh, Y. (1977). Migratiııg

myo-e/ecıric comp/exes: DisruptiOll, eııilaııcemell/ aııd disorgaııi-~ation. In: Gastrointestinal Motility in Health and Disea~e, cd. Duthie, H.L. MTP Press Ltd., Lanecstcr.

7. Burakoff, R., Naslos, E. and Won, S. (1990). Effects

of fia aııd of iııdoıııerhaciıı 011rabbiı smail and large

ill/esti-ııal moti/it)' iııvivo. Am J Physiol, 258, G231-G237.

8. Hurgen, A.S.V. and Spero, L. (1970). The efJecls of ea/cium aııd magııesium 011the respOlıse of iııtestiııııl smooth muscle /o dn/gs. Br J Pharrnacol. 40, 492-500.

9. Carey, H.V. (1992). Ufecıs offasıiııg aııd hibenıaıion mi ioıı secreriOlI iıı Kround squirre/ iııtestiııe. Am J Physiol, 263,

RI203-1208.

10. Carey, H.V. and Tueker, K.F.. (1991). bltesıina/ secre-tioıı is a/rered by ıhe absence of hııııinal coll/eııts iııpig/ets.

Gastroenterul, 100, A681.

ıı. Carison, G.M., Hedi, H.S. and Code, C.F. (1972).

Mechaııism of propagarioıı of ill/estiııal ilırerdigesliı'e m)'oe-/eetric complex. Am J Physiol, 222.1027-1030.

12. Chang, E.B. and Field, M. (I966).llI/estiııa/ e/ecıro/yıe ırall.rport and diarrhea/ dis/'ase. Gastroenterol, i, 148-180. 13. Clegg, P.c. (1966). A/lIagoııism by prostaglandins of ıhe

respOlıses of various smoOlh ntuscle preparations to sympat-/ıomimeıics. Nature, 5028. 1137-1139.

14. Cox, B.M. and Weinstock, M. (1983). The effecı of Ilııalgesic drugs 011 ıile release of acetylcilo/iııe from

e/ectri-callv stimulated guiııea-pig ileum. Br J Pharnıa Chemother,

27,81-92.

15. Cummins, A ..J. and Alrny, LI'. (1953). Studies on ıile

re/aıiOllship /Jelli'eeıı motility aııd a/Jsorpıion iıı ıhe /lIIl1Ialı smail intesıiııe. Gastroenıerol. 49, 58. 66.

16. Fried, .I., Santhanakrishnan, LS., Himizu, .I., Lin, C. H., Ford, S.II., Ruhin, II. and Gri~as, E.O. (1969). Prostaglandiıı aııwgOlıisıs: S)'lılhesis al/L/ smo-oıh l1Iuscle ııctiı'it.". Nature. 223, 208-2ıo.

17. Helweg-Larsen, P., Hoffmayer, H., Kieler, .I., Thaysen, E.H., Thaysen, I'. and Thygesen, P.

(1952). Famiııe disea.re iıı Gemımı coııcelltratiOlI camps: comp/icaıiOlls ıınd sequels. Acta Med Scand, 274,1-460.

18. Hitotsubashi, S., Akagi, M., Saitou, A., Yamana-ka, H., Fujii, Y. and Okarnoıo, K. (1992). Actioıı of

Fschericlıiıı coli !leaı-sll/IJ/e enterolOxiıl II011 iso/med

secri-Olıs of mol/se ilel/m. FEMS Microbiology Lcllcrs. 90,

249-252.

19. Horton, E. W. and Main, I.H.M. (1963). A

compari-soli of tile bi%gica/ activities of four prostaglaııdiııs. Bri! J

Pharıııacol. 2ı.182-]89.

20. Harwitz, L., Von Ha~en, S. and .Joiner, P.D. ( 1967). Acetvlcholiııe aııd calcil/nt 011 membraııe

permeabi-lin' aııd cOlltraclion of iıııestiııal smooıh musc/e. J General pıiysiol. 50,1157-1172.

(8)

526

21. Karim, S.:\1.M. and Hillier, K. (i 96R). A sellSilil"e

mel-hod for the assay of pros/(lglaııdiııs E i' hi, 1-'1cc aııd F2a'

Europ J Pharmacol, 4, 205-210,

22, Kosterlitz, H.W., Lydon, R.J. and Walt, A.J. (I 970). The effeeıs of adrenaline, ııoradrenaline aııd isopre-ııaliııe 011inhibilOry a-and lJ-adreııoeeplOrs in ıhe longitııdi-ııal mııscle of ıhe guinea-pig ileum. Europ J Pharmacol, 39, 398-413.

23. Nzegwu, H.C., Young, A. and Levin, R.J. (1987).

Effeet of starmtioıı aııd refeediııg 011eleeırogenie ioıı ıraııs-port iıı ıhe raı coloıı: a modelfor familıe diarr/ıoea. Guı, 28,

AI395-AI396.

24. Paton, W.D.M. and Vizi, E.S. (1969). The inhibiıol}'

acıimı of ııoradrenaliııe and adreııalilıe 011aeetvleholiııe out-pııt by !iııinea-pig ileımı loııgitııdiııal mııscle sırip. Br J

Phar-macol, 35, 10-28.

25. Przyhorski, S.A. and Levin, R ../. (1993). c'lılerocyıes

011 rat jejııııal villi bill 1101iıı the erypts possess m3 mRNA for

the M3 muscariııie reeeptor loealized by iıı siılıhybridizatiOll.

Ex Physiol. 7R, i09- i 12.

26. Read, N.W. (1980). The migraıiııg mOlor complex aııd spoıııaııeoııs fllIeıaliolı of ıransmııral pOIl'lllial dilferl'lıce iıı

ıhe hltnımı smail in/esıiııe. In: Gasıroinlesıinal moıiliıy, cd. Christensen. New York: Raven Press.

27. Ruckehusch, M. and Fioramonti, .I. (1975). h'ieeırieal

spikiııg aetiviıy aııd propıılsioıı in smail iilIesıiııe iıı fed aııd fasıed ra ts. Gasırnenıerol, 68, i500-i508.

2R. Sanner, J.H. (1969). Aıııagoııizm of ProSıa!ilaııdilı 1:2 bl' I-Aeeıvl-2-18-Chloro-IO,II-lJiln'drodibellz / b, fl /1.4/ o.w-zepiııe-IO-Carbonvl) Hydraziıı(' ISC-I9220). Arclı Inı Phar-macodyn, ı80,46-50.

V. SAGMAJ',;UGIL - M. IRiADAM - M. ŞiRELi - B. EMRE

29. Sağmanlıııil, V., Emre, n.and Çelehi, F. (1994). Aç ı'e tok farelerde, medial jejımum, proksimalı'e dis/(ll ilewnda aselilknliııiıı olu,HlIrdlığlı kasılmalar ile elde edileii 11011-kümülati! cevap eğrileri. AÜ. Vet Fak. Dcrg., 41, 456-468.

30. Sağmanlıııil, V., İriadam, M., Emre, n. and Şireli, :\1. (1995). PgF2a'ıı111fare iııee bağır.mRıııa eıkisi. AU Vel

Fak Derg. 43(2) (Baskıda).

31. Sağmanlıııil, V. and Levin, R.J. (1995). Elecırogeııic

ioıı seereıioıı in proximal, mid aııd distal eolon from fed and sıan'ed miee. Comp Biochem Physiol, 106C, 449-456.

32. Sağmanlıgil, V. and Levin, R.J. (1995). Effects o.f

die-tary deprivaıion.. 011 smail and large iıııeslinal ioıı Iral1.lport

iıı ıhe mouse. AU Yet Fak Derg. 43(2) (Baskıda).

33. Üstünes, L. (1993). izole kobav ile/mıu preparaıı. Izole Organ Preparaıları ı.Düz Kas Preparaıları, Türk Farmakoloji Derneği Eğitim Sempozyumları Dizisi II, 65-127. Ankara_ 34. Von Der Ohe, M.R., Camiileri, :\1. and K vols,

L.K. (1994). A 5I-1T3 aıııagoııisı correcıs the po.'"ıprondial eoloııie hypertoııie re.'pOlıse in cardııoıd diarrhea.

Gastroen-(erol, 106,ıi84- i 189.

35. Weisbrodt, N.W. (1987). MO/ilit)' of ıhe smail intesıiııe. In: Physiology of ıhe GaQroinıesıinal Traeı, 2nd edu, cd. Johnson. L.R. Raven Press, New York.

36. Yılmaz, H. (1992). Prosıaglaııdiııler. Al' Yeı Fak. Dcrg. 37.516-537.

37. Young, A. and Levin, R ../. (1990). Diarrlto(!a famiııe

aııd malııulriıioıı: Im'esıigatioııs usiııg a rat model: i . .fejıı-lıalltypersecreıiOll iııdııeed hv stan.atiOlI. Gut, 31,43-53.

3X. Younıı, A. and Levin, R.J. (1990). Diarr/ıoea famiııe

aııd malıııııritioıı: Im'esligarioııs IIsilıg a rat model: I. 1Ical Inper.l'ecretioıı iııdııeed by s({Jrmlion. Guı, 31, 162-169.

Şekil

Figure 2. Non-cumulative concentration response curves of the medial jejunum from fed and 72hr starved guinea-pigs to the serosal addition of PGF2a and acetylcholine at various concentration
Şekil 3. Medial ileumda. tok (a) ve 72 saat a~ (b) kobaylarda, PGF2o. ve asetilkolinin çeşitli konsantrasyonlarda serozal verilmesiyle elde edilen

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca, Türkiye’de partiler arasında uyuşma olması önemlidir, yoksa eğer iki parti ulusun refahı konusunda radikal olarak farklılığa düşerse yeni oluşan parlamento

asıl kuruluş amacı: Osmanlı Devleti içinde örgütlenerek, isyan ve ihtilal çıkarmak, milli şuuru felce uğratarak yabancı müdahalesini kolaylaştırmak, İngiliz

Türkiye’deki ilk planlı sanayi hamlesinin hazırlık ve uygulama safhasında büyük bir misyon üstlenen Sovyet Rusya açısından gelişen tarihi ilişkiler ve nüfuz

İştirâk çevresinin yayın faaliyetine başlaması, sosyalizm gibi yeni bir fikri savunması ve Osmanlı Sosyalist Fırkası’nı kurarak siyaset alanında

Bugün için istenen özelliklerde yeni binalar yapılması hemen mümkün olmadığı takdirde mevcut binaların tamir veya tadilleri suretiyle mümkün olduğu

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü ATATÜRK YOLU

Öte yandan Yunan siyasi tarihi açısından bir dönüm noktası niteliğinde olan 1922 “Küçük Asya yenilgisinden” Kral ve yandaşları sorumlu tutulurken, o dönemde

Dönemin Barış Gönüllüleri Türkiye Bürosu Müdürü olan Ross Pritchard, Barış Gönüllüleri’nin toplum kalkınması çerçevesinde köy kalkınması faaliyetlerine