• Sonuç bulunamadı

Okul öncesi çocukların olumsuz davranışlarının olumluya dönmesinde kil etkinliğinin katkıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okul öncesi çocukların olumsuz davranışlarının olumluya dönmesinde kil etkinliğinin katkıları"

Copied!
289
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARIN OLUMSUZ DAVRANIŞLARININ OLUMLUYA DÖNMESİNDE KİL ETKİNLİĞİNİN KATKILARI

MÜKERREM DİNGE

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SERAMİK EĞİTİMİ UYGULAMALI SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ………(……) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Mükerrem Soyadı : Dinge Bölümü : Seramik Eğitim Bölümü İmza : Teslim Tarihi: TEZİN

Türkçe Adı : Okul Öncesi Çocukların Olumsuz Davranışlarının Olumluya Dönmesinde Kil Etkinliğinin Katkıları

İngilizce Adı : Contributors Of Clay Practises İn Preschool Children’s Behaviors Transition From Negative To Positive

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Mükerrem Dinge

(5)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Mükerrem Dinge tarafından hazırlanan “Okul Öncesi Çocukların Olumsuz Davranışlarının Olumluya Dönmesinde Kil Etkinliğinin Katkıları“ adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Seramik Eğitimi Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Bölümü Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman : ………

Başkan : ………

Üye : ………

Üye : ………

Üye : ………

Tez Savunma Tarihi …../….../…………

Bu tezin Gazi Üniversitesi Seramik Eğitimi Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Bölümü Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Ülkü Eser ÜNALDI Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(6)

iv

TEŞEKKÜR

Araştırma sürecinde bilgi birikimiyle çalışmaya ışık tutan danışmamım Yrd.Doç.Dr. OLCAY BORATAV’a değerli fikirlerini benimle paylaşıp çalışma sürecince yardım desteği olduğu için ve desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen Aileme çok teşekkür ederim.

(7)

v

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARIN OLUMSUZ DAVRANIŞLARININ

OLUMLUYA DÖNMESİNDE KİL ETKİNLİĞİNİN KATKILARI

Yüksek Lisans

Mükerrem Dinge

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kasım 2016

ÖZ

Sanat eğitimi, bireyin hayal gücünü kullanarak duygu düşüncelerini anlatabilmek amacıyla üretilen ürünler ile bireyin kendisini ifade edebilmesinde yararlanılan bir eğitimdir. Bu nedenle, okul öncesi çocukların seramik kil uygulamalarda, olumsuz davranış bozukluklarının çözümlenmesinde geçiş köprüsü olarak kullanılması, büyük önem taşımaktadır. Çocukların düşüncelerini coşku, hüzün, öfke vb. duygularını, dışa vurma gereksinimlerini kil ile kendilerini daha rahat ifade edebilmelerine olanak sağlanmıştır. Bu nedenle kil uygulama süreci ve sonucunda ortaya konulan ürünler, gözlenebilen davranışları değerlendiren bir çalışma olması nedeniyle de önemlidir. Bu çalışmada amaç, kil uygulamaların, okul öncesi çocukların olumsuz davranışlarına yönelik etkilerini incelemektir. Okul öncesi eğitimde sanat eğitimi içinde kil uygulamaların, olumsuz davranışlarına etkileri fotoğraflama tekniği ile izlenmiştir. Çocukların davranış değişimleri, sınıf öğretmeninin gözlemleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amaç ve kapsamı belirlendikten sonra; okul öncesi eğitimi, sanat eğitimi, okulöncesi çocukların gelişim özellikleri ve davranış sorunları açıklanarak bir çerçeve oluşturulmuştur. Araştırma nitel araştırma yöntemi ile tarama modelinde betimsel bir nitelik taşımaktadır. Araştırma Bursa ilinde belirlenen okul öncesi çocukların seramik çalışmaları ile oluşmaktadır. Araştırma öğretmen görüşleri

(8)

vi

kapsamında görüşme tekniği, gözlem ve fotoğraflama tekniği ile yapılmıştır. Okul öncesi çocuklara kil uygulamaları hakkında açık uçlu sorular yöneltilerek çalışmalar analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Okul öncesi çocukların kil çalışması ile yapılan değerlendirme sonucunda, okul öncesi çocuklar da sanat eğitimi, çocuğun bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimine katkısını sağlayabilmektedir. Okul öncesi çocukların kil uygulamalarda gösterdikleri performans, el-parmak küçük kas gelişimini desteklediği ve el becerilerini geliştirmedeki rolünün önemli olduğunu kil çalışma ortamının çocukların içsel sıkıntı ve enerjisinin dışa vurumu konusunda etkili bir araç olduğu, sanat eğitimiyle çocuklardaki enerji fazlasının kil yardımıyla doğru yönlendirilebildiğin de çocukların duygu ve düşüncelerini daha kolay dışa vurabildiği görülmüştür. Bu nedenle öğrencilerin kil malzemesi kullanılarak kişisel gelişimin sağlanabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Sanat eğitim, Seramik Etkinlikleri, Kil Uygulamalar, Okul Öncesi Çocuklar, Olumsuz Davranışlar

Sayfa Adedi: 276

(9)

vii

CONTRİBUTORS OF CLAY PRACTİSES İN PRESCHOOL

CHİLDREN’S BEHAVİOURS TRANSİTİON FROM NEGATİVE TO

POSİTİVE

Master’s Thesis

Mükerrem Dinge

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE of EDUCATIONAL SCIENCES

November 2016

ABSTRACT

Art education is an education that an individual benefits to express himself/herself by using imagination with the aim of expressing the feelings and the ideas. For this reason, it is of great importance that preschool children are used as a bridge to analyse negative behavior disorders in ceramic clay applications. Clay has further enabled the children to express themselves and to satisfy their needs to express their ideas, enthusiasm, sadness, anger and etc. As a consequence, the products revealed at the implementation process and the end are of significance in terms of the fact that it is a work which is able to evaluate the observable behaviours. The impact of clay implementations in art education in pre-school education on negative behaviours has been observed through the photography technique. Children’s behavioral changes have been realised in line with the class teacher’s observations. In this research, the aim is to examine the effects of clay applications on negative behaviors of preschool children. It is aimed that changes in children are monitored through observations of a classroom teacher by means of the photography technique for effects of clay applications that are within the scope of art education in preschool education on negative behaviors. Children’s behavioral changes have been realised in line with the class teacher’s observations. After the purpose and scope of the research has been determined, a framework is set by explaining preschool

(10)

viii

education, art education, development characteristics and behavioral problems of preschool children. The research is comprised of ceramic works effectuated by pre-school children. Qualitative research method and screening model that has descriptive characteristics are used in the research. The research was carried out through interview, photography and observation technique within the scope of teacher’s opinions. The studies are analysed and interpreted by posing open-ended questions about clay applications to preschool children. As a result of the evaluation of clay works of pre-school children, it is suggested that art education in pre-pre-school children makes a contribution to the children’s improvement of cognitive, affective and psychomotor development. The performance that the children have exhibited in clay works propounds that it supports the improvement of hand-finger muscle development, that the role it played is important, that it is an effective tool that helps children outpour their energy and internal boredom. It is also suggested that hyperenergy in children is canalized to a nonhazardous occupation with the help of clay and that it has further helped children express their feelings and ideas. As a consequence, it is extrapolated that personality development of children can be achieved with the use of clay.

Keywords: Art Education, Ceramic Activities, Clay Applications, Preschool Children, Negative Behaviors

Page Number: 276

(11)

ix

İÇİNDEKİLER

ÖZ……….i

ABSTRACT……….ii

BÖLÜM 1……….1

GİRİŞ………..….…….1

1.1 Problem Durumu……….……….1 1.2. Araştırmanın Amacı………....………3 1.3. Araştırmanın Önemi………..……….….…………3 1.4. Sayıltılar ……….……….…………...4 1.5. Sınırlılıkları ……….4 1.6. Tanımlar……….………..5

BÖLÜM 2………7

YÖNTEM………..…………..7

2.1. Araştırma Modeli………7 2.2. Çalışma Grubu………8 2.3. Verilerin Toplanması………..……8 2.4. Verilerin Analizi………..8

BÖLÜM 3………..9

KAVRAMSAL ÇERÇEVE………..……….…..9

(12)

x

3.1. Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri ...9

3.1.1. Okul Öncesi Bilişsel Gelişim Özellikleri………....…..10

3.1.2. Okul Öncesi Duygusal Gelişim Özellikleri………...…10

3.1.3. Okul Öncesi Psikomotor Gelişim Özellikleri………….…..…11

3.2. Okul Öncesi Çocuklarda Görülen Davranış Sorunları………12

3.2.1. Öfke……….13 3.2.2. Korku……….…………13 3.2.3. Saldırganlık………...…..…….14 3.2.4. Kıskançlık………...……..14 3.2.5. İnatçılık……….14 3.2.6. Utangaçlık……….……….…14 3.2.7. Kaygı……….……….14

3.3. Sanat ve Seramik Eğitimi……….…..15

3.3.1. Okul Öncesi Çocukların Kil ile Etkinlik Çalışmaları……..19

BÖLÜM 4………..………….………….21

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

………..……….…21 4.1. Sonuç………..….………..21 4.2. Öneriler……….…….……….…….22

KAYNAKLAR………..………..…….24

EKLER……….………26

(13)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Sanat eğitimi etkinlikleri, çocuklarda duyguların dışa aktarımında ortaya koyabildikleri özgür dünyalarının yansıtıldığı ortamlardır. Çocuklar sahip oldukları içsel duyguları yaratma gücüyle birleştirerek sanatsal alanlarda ortaya koyabilme fırsatını sanat eğitimi etkinliklerinde bulabilmektedirler. Bu etki neticesinde sanat eğitimi dersleri, birçok gelişim alanında olduğu gibi duygusal gelişimlerinde de fayda sağlamaktadır.

Sanat eğitimi ile yapılan etkinlikler, çocukların duygusal olarak başarma ve ürün ortaya koyabilme duygusunu da besler, bunun sonucunda içsel güven, başarma ve yeterli olabilme duygusunu yaşarlar. Böylelikle çocuğun özgüveninin, öz yeterliliğinin, öz saygısının ve birçok duygunun gelişimine yardımcı olur. Yapılan sanat eğitimi etkinlikleri sırasında yaşadığı olumlu duygular, çocuğu yaşama bağlar ve içsel mutluluk sevinci yaşar. Bu etkinin sonucunda öfke, kızgınlık gibi duyguların kontrol edilerek, yerine olumlu duyguların yerleşmesinde etken rol oynamaktadır.

Bu bölümde, kil etkinliği ve okul öncesi çocukların şiddete yönelik davranışlarına etkisi üzerine yapılan araştırmanın problemi açıklanmış, amacı ve önemine yer verilmiştir. Araştırma ile ilgili sınırlılıklar belirlenmiş ve kullanılan terimlerin tanımları açıklanmıştır.

1.1. Problem Durumu

Sanat eğitiminin, bireyler için gerekli olduğu düşüncesi ergen döneminden okul öncesi döneme kadar inmiştir. Hiddet, şiddet, içine kapanıklık gibi çocuklarda görülen davranış bozuklukları ve eksiklik gibi nedenlerden dolayı okul öncesi çocukların gelişim düzeyinde kendini ifade edebilme, gereksiniminin olduğunu söylemek mümkündür. Son yıllarda bu alanda yapılan çalışmaların artması bu araştırmanın desteklendiğini de göstermektedir.

(14)

2

Okul öncesi çocukların gelişiminde kil etkinliği ve olumsuz davranışlarına yönelik etkisi nedir? Sorusu temel problem olarak ele alınmıştır. Bu soru doğrultusun da araştırma gerçekleştirilmiştir.

Okul öncesi çocukların eğitimsel ve gelişimsel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hazırlanan sanat eğitimi dersleriyle, onlara sadece sanatsal bir eğitim verilmemiştir. Sanat yoluyla kendilerini ifade etme biçimi, bastırılan duygular, öfkeler ve bunların dışarıya yansıtılmasının kil uygulamaları ile sağlanabilir mi? sorusuna da yanıt aranmıştır.

Sanatçının yaşamına ve yaşantılarına yönelen bu anlayışa göre sanat eseri, bir ‘ayna’ olmaktan çıkıp, sanatçının iç dünyasına, ruhuna açılan ‘pencere’ olmaktadır. Sanat eserinde doğa, dış dünya, dış gerçeklik anlatılsa bile, bu, sanatçının duyguları ile değişime uğramış bir dünyadır ve önemli olan sanat yoluyla gerçekliğin doğru olarak yansıtılması değil, gerçekliğin sanatçıda uyandırdığı duyguların dile getirilmesidir. Sanat duyguların dilidir (San, 2008, s.79)

Sanat, bireyin kendince düzenlemeye çalıştığı, iç dünyasını açıklama biçimidir. Çocukları özgür bırakarak kendiliğinden yapılan çizimler, resimler vb. çalışmalar onların duygularını, düşüncelerini ve aile yaşantılarını ifade eder. Bu nedenle sanat çalışmaları çocukların zihinlerine pencere açmamızı sağlamaktadır. Çocuk oyun, resim, seramik vb. çalışmaları iç dünyasında algıladıkları, gördükleri düşündükleri ile her şeyi ifade etme biçimi oluştururlar. Bu tür sanatsal çalışmalarla onların duygusal durumları hakkında bilgi toplanması sağlanabilir. Sanat eğitiminin benlik gelişimi üzerindeki olumlu etkileri göz önüne alınarak, sanat eğitimi alan okul öncesi öğrencilerin problem çözme becerileri ile benlik saygı düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi sağlanabilir.

Okul öncesi çocuklara verilen sanat eğitimi derslerinin nasıl olması gerektiği öncelikle bu çocukları tanımakla ve gelişim süreçlerini bilmekle mümkün olacaktır.

Sanat eğitimi uygulanan okulda oluşturulan grupla yapılan kil etkinliği çalışmalarından yola çıkılarak tüm çocuklar için davranış ve duygusal durumlarını anlama alanında katkı sağlamasına yönelik bilgiler toplanmaya çalışılmıştır.

Aral, Kandır ve Yaşar (2000)’e göre, “İyi planlanmış sanat çalışmalarıyla çocukların değişik malzemelerle karşılaşması çocukların psikomotor, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri desteklenir”( s.149).

Sağlıklı ve yaşamını mutlu bir birey olarak sürdürebilmenin temel koşullarından biri olan bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve davranışsal özellikler bireyin şiddete yönelik davranışları üzerinde, kil etkinliklerin davranışlarına etkisinin ortaya konmasına aşağıdaki sorular ile yanıt aranmaktadır.

(15)

3

1. Kil etkinliklerin, okul öncesi çocuklarının el kas (psikomotor) becerilerine olan katkısı nedir?

2. Kil etkinliklerin, çocukların duyuşsal gelişimlerine olan katkısı nedir?

3. Kil etkinliklerin, okul öncesi çocukların bilişsel gelişimlere olan katkısı nedir? 4. Kil etkinliklerin, okul öncesi çocukların kişisel gelişimlerine olan katkısı nedir?

5. Kil etkinliklerin, kişisel bakımlarına ve düzenli çalışma alışkınlıklarına olan katkısı nedir?

6. Kil etkinliklerin, çocukların birbiriyle olan iletişimlerine ve sosyalleşme gelişimlerine olan katkısı nedir?

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın genel amacı, kil etkinliğinin ve okul öncesi çocukların olumsuz davranışlarına yönelik etkisinin neler olabileceği sorusu ile öğrencilerin seramik çalışmalarını incelemektir.

1.3. Araştırmanın Önemi

Bu araştırma, sanat eğitimi alanında, okul öncesi dönemindeki öğrencilerin davranış becerisi ve şiddete yönelik davranış düzeyleri arasındaki ilişkinin incelendiğinde araştırma olması bakımından önem taşımaktadır.

Sanat eğitimi, öğrencilerin sağlıklı, mutlu bir yasam sürdürebilmelerini hedefleyen eğitim programında, çok yönlü gelişimini sağlamaktır. Kil etkinliklerin şiddete yönelik davranışlara etkisini ve bu etkilerin kalıcılığını göstermesi açısından önemlidir.

Okul öncesi çocuklar duygusal karmaşa duygu durumları açısından düşünüldüğünde çalışma konusunun önemi ortaya çıkmaktadır. Çocukların sanat eğitiminde kil etkinlikleri ile şiddete yönelik davranışlarına etkisi davranış bozuklukların düzeylerinde değişiklik olup olmadığını incelemek bu bağlamda düşünüldüğünde çalışma önemli hale gelmektedir. Çocukların düşüncelerini, içindeki coşku, hüzün, öfke duygularını dışa vurma gereksinimlerinin kil yardımı ile kendilerini daha rahat ifade edebilmelerini sağlamak ve duygu, davranış sorunlarını en aza indirebilmek için önemlidir.

(16)

4

Okul öncesi dönemde sanat eğitimi uygun şekilde hazırlandığında çocukların yaratıcılıklarını geliştiren büyük bir potansiyel olmaktadır. Duygularını dille, müzikle ve programdaki diğer etkinliklerle ifade edemeyen çocuklar, sanat etkinlikleri ile kendilerini ifade etme imkânı bulmakta ve rahatlamakta, kendilerine özgü yeni ürünler oluşturarak doyuma ulaşmaktadırlar. Ayrıca çocukların sanat ürünleri onların duyguları ve düşünceleri hakkında eğitimcilere bilgiler verebilmektedir. Erken yıllarda çocukların neler düşündükleri, resimlerine bakılarak anlaşılamamaktadır. Ancak, resimler hakkında yapılan sohbetlerde bunu anlamamız mümkün olmaktadır. Çocukların sanat eğitimi sırasında makas, tutkal, boya ve fırçaları kullanması el-göz koordinasyonlarının gelişmesini, kavramlar ve problemler hakkında düşünmelerini sağlamaktadır (Edwards ve Nabors,1993; Eliason ve Jenkins, 1994).Grup olarak yapılan sanat çalışmaları çocukların birlikte bir şeyler planlamalarını ve bunu gerçekleştirmelerini, işbirliği içinde çalışmalarını sağlamaktadır (Edwards’dan aktaran Ulutaş ve Ersoy, 2004, s.2).

Okul öncesi çocuklarda sanat eğitimi, çocuğun iç dünyasını, duygularını, hayal gücünü ortaya çıkarmasına yetenek ve yaratıcılığının gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle kil etkinliği süreci ve sonucunda ortaya konulan ürünler, gözlenebilen davranışları değerlendiren bir çalışma olması nedeniyle de önemlidir.

Sanat dallarında olduğu gibi, bilişsel ve biliş öncesi aşamalarda gelen, kökeni alt bilinçte olan imgelerin, yeni düzenlemeler haline dönüşmesi ve bunların dışa vurabilmesi için en uygun malzemenin bulunmasından sonra, malzemede, üretici düşünme süreçleri içinde somut biçime yani maddeye aktarılması sürecidir. Önemli olan bu dışa vurmanın, anlatımın, ifadenin biçimidir (San, 1979, s.23).

Okul öncesi çocuklar için kil malzeme seçimi önemlidir. Çünkü çalışmalarında istediği ebatta üç boyutlu etkinlikler ile çocukların düşünmelerini sağlamak amaçlanmaktadır. Ayrıca hayal dünyalarını genişletmek, içindeki coşku, hüzün, öfke vb. duyguları dışa vurabilmek için kil ile yapılan çalışmalar aracılığıyla kendilerini daha rahat ifade edebilmelerini sağlamak bir diğer amaçtır. İstediği ebatta üç boyutlu çalışma şansı bulabilecekleri malzeme özelliği taşıması açısından kilin tercih edilmesi önemlidir.

Kil çalışmaları yaparak duygularını dışa vuran çocukların gözlenebilen davranış düzeylerinin incelenmesi ve bu konuda yapılacak sonraki çalışmalara ışık tutması çalışmanın önemini arz etmektedir.

1.4. Sayıltılar

Okul öncesi çocukların şiddete yönelik davranışları, ders öğretmeninin gözlemine dayanarak belirlenmiş, bu çocukların davranış sorunları olduğu varsayılmıştır.

Uygulama esnasında çocukların ders öğretmenin gözlemine dayalı bilgileri, doğru olduğu varsayılmıştır.

(17)

5

1.5. Sınırlılıkları

Bu araştırma; okul öncesi çocuklardaki var olan davranış sorunlarının (öfke, saldırganlık, endişelerin vb.) incelenmesi ve uygulanan kil çalışma sonrası oluşan duygu sorunlarındaki değişikliklerin gözlem yoluyla tespitini içermiştir.

Araştırma, Bursa merkezinde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocuklar için planlanan sanat eğitimi dersinin etkinlik süreçlerinin gözlenmesi ve bu çocukların öğretmenlerinin görüşleri alınmasıyla gerçekleştirilmiştir.

Kil uygulama çalışmaları, okulun sağlayacağı olanaklarla sınırlıdır.

Çocuklarda görülen davranış sorunları (öfke, korku, saldırganlık vb.) gözlem formu ölçeklerden yararlanılarak elde edilen öğretmen görüşleri ile sınırlıdır.

Okul öncesi çocukların, kil uygulamaları ile duygularının anlatımında seramik sanatı eğitiminden yararlanılmıştır. Seramik hammaddesi olan kil ile çalışmalarda, istediği ebatta üç boyutlu çalışma şansı bulmuşlardır.

Malzeme özelliği nedeniyle uygulamalarda boyut, ölçü vb. kısıtlamalar olmaması gereği düşünülmüştür.

Öğrenci grubundaki çocuklar için seramik sanatı eğitimin de şekillendirme yöntemleri (sucuk, çimdik ve plaka yöntemi) belirli bir program içerisinde uygulanması sağlanmıştır.

1.6. Tanımlar

Okul öncesi eğitim:

Eğitim, çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan ve çocukların daha sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan, bedensel, psikomotor, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğinin şekillendiği, ailelerde ve kurumlarda verilen eğitim süreci olarak tanımlanabilir (Girgin ve Gürşimşek, 2005, s.1).

Seramik:

“Seramik, geleneksel bir anlatım dili ile şu şekilde tanımlanır: Organik olmayan malzemelerin oluşturduğu birleşimlerin, çeşitli yöntemler ile şekil verdikten sonra, sırlanarak veya sırlanmayarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir” (Arcasoy,1983.s.1).

Kil:

Islandığı zaman çeşitli şekiller alabilen, geçirimsiz yumuşak yağlı bir toprak. Yeryüzünde (havanın kayalara olan tesiriyle meydana gelen), yer kabuğunun az veya daha derin yerlerinde tabakalar halinde mineral yataklarında dağılmış kütleler halinde bulunur. Keza göl ve okyanusların dibinde, çöllerin altında ve nehir deltalarında rastlanır Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli (kumdan ince) bir materyaldir. Kil mineralindeki atomlar ya bir kafes veyahut bir zincir

(18)

6

dizilişi şeklindedir. Kilin esas maddesi alüminyum silikat hidratı olup, türüne göre yanında sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve demir gibi diğer elementlerin bileşikleri de mevcut olabilir. Kilin ticari kıymeti, plastik özelliğinden ileri gelmektedir. Çünkü nemli kil, istenilen şekil verildikten sonra kurutularak veya fırında pişirilerek, şeklini muhafaza edecek biçimde sertleştirilebilir (Kil Nedir, 2013).

Davranış bozukluğu:

Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler kazanırlar. Çocuğun edindiği her yeni beceri beraberinde çözülmesi gereken bir sorunu da getirir. Gelişim dönemlerinde karşılaşılan sorunlar olağan ve geçicidir, ancak çocuk bu dönemlerde çevresindeki yetişkinlerin yanlış tutumlarına maruz kalırsa veya sorunlarını çözerken engellemelerle karşılaşırsa, dönemsel (olağan) diye nitelenen bu sorunların çözümü yeni gelişim dönemlerine ve çocuğun ileriki yaşlarına ertelenir. Bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar uyum ve davranış bozuklukları olarak adlandırılır (Tanı Özel Eğitim, 2013)

(19)

7

BÖLÜM II

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması izlenilen yol ve toplanan verilerin çözümlenmesinde kullanılan yöntem ve teknikler hakkında bilgi verilmiştir.

2.1. Araştırma Modeli

Araştırma, tarama modelinde betimsel bir nitelik taşımaktadır. Tarama yöntemi ile okul öncesi grubunda bulunan çocukların duygusal ve davranışsal yönden gösterdikleri davranış sorunlarının derecelerini ölçmeye ve öğretmenlerin bu konu ile ilgili görüşlerini ortaya koymaya yönelik bir çalışmadır. Buna göre, araştırma tarama ve sonuçları gözlem niteliğindedir. “Araştırma modeli ile plan ya da süreçtir. Bununla araştırmacı incelemekte olduğu probleme çözüm yolları ve cevaplar bulmaya çalışır“ (Kaptan, 1998, s.78).

Kaptan (1998)’a göre, “betimsel yöntem gerçeği bulmak için geçmişin tenkidi bir gözle incelenmesini, analizini, sentezini ve rapor edilmesini içermektedir”(s.83). Literatürlerden elde edilecek teorik bilgiler detaylı bir şekilde incelenerek bu bilgiler doğrultusunda gözlem formu kullanılarak uygulama yapılmıştır.

Çocuklarda görülen davranış sorunlarının (öfke, korku, saldırganlık vb.) tespiti için sistematik gözlem formu kullanılarak öğretmen görüşlerinden yararlanılmıştır.

Çalışmanın sonunda öğretmen görüşleri alınarak öğrencilerde görülen duygusal sorunlarındaki değişikliklerin tespiti yapılmıştır.

Çocuklarla gerçekleştirilen uygulamalar ile seramik eğitiminin okul öncesi çocuklarının bilişsel ve duyuşsal gelişimlerine etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır ve uygulamalar fotoğraflama yöntemi ile belgelenmiştir.

(20)

8

2.2. Çalışma Grubu

Bu çalışmanın grubu, Bursa ilindeki okul öncesi eğitim veren kurumlardan oluşmaktadır. Araştırma çalışması uygulamalı olarak, seramik temel eğitimi şeklinde uygulanmıştır.

Öğrenci grubundaki çocuklar için seramik temel eğitimi, şekillendirme yöntemleri (sucuk yöntemi, çimdik, yöntemi ve plaka yöntemi) belirli bir program içerisinde uygulanması sağlanmıştır.

Okul öncesi çocukların duygularının anlatımında seramik sanatından yararlanılarak kil çalışmalarında, çocukların kil ile oluşturacağı formlar konusunda çocuk yönlendirilmemiştir. Etkinliklerde baskıcı bir tutum, duyguların özgür şekilde ifadesine ket vurmaktadır. Burada tüm amaç, çocuk için; kendini tanıma ve iç dünyasındaki duygularını ifade etmeye yönelik bir çalışmadır.

2.3. Verilerin Toplanması

Sanat eğitiminin duygu aktarımında okul öncesi çocukları nasıl etkilediği ve etkiler sonucunda nasıl değişimler oluştuğunun belirlenmesi amacıyla verilerin bir kısmı kaynak taraması yolu ile elde edilmiştir. Araştırma için konuyla ilgili kitap, dergi ve konuya ışık tutacak tezlerden faydalanarak kurumsal bilgiler toplanmıştır.

Araştırma da veri toplamak amacıyla, araştırmacı tarafından sanat eğitiminin ve seramik sanatının olumsuz davranışlarına yönelik etkisini ortaya koyabilme ile ilgili sistematik gözlem formu kullanılmıştır. Bu kullanılan sistematik gözlem formunda yaş ve cinsiyet, etkinlik ve ortam, gözlem nedeni yorum ve öneriler gibi bölümlerinden oluşmuştur. Form için öğretmen görüşleri alınmıştır.

2.4. Verilerin Analizi

Kil etkinlikler okul öncesi çocukların olumsuz davranışları üzerine etkilerini tespit etmek amacıyla, literatür taraması ile belirlenen sistematik gözlem formu kullanılarak yapılan araştırma, betimsel yöntemler ile birlikte yorumlanarak, araştırma sorularına yanıt bulmaya çalışılmıştır.

Araştırmada gözlem formu ile öğretmen eşliğinde etkinliğin analizi yapılırken elde edilen analiz sonuçları ortak temalar altında toplanarak veriler belirtilmiştir.

(21)

9

BÖLÜM III

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.1. Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri

Okul öncesi çocukların gelişim özellikleri çocukların ilk bebeklik dönemine kadar uzanmaktadır. Gelişim, insan yapısında bulunan bedensel, duygusal ve zihinsel özelliklerin işlevine göre görevlerini sağlıklı yerine getirmesidir. Gelişim özellikleri uzman görüşlerine göre şöyle tanımlanmaktadır;

Doğar doğmaz bebek çevresiyle hızlı bir etkileşime girer; bilişsel gücünü artırmaya başlar. Bebeklik ve ilk çocukluk evrelerini kapsayan okul öncesi basamakta çocuk, çevreye uyma; çevresindekilerle iletişim kurma; ilkel kavramları geliştirme ve sorun çözme çabalarında bulunur (Başaran,1996, s.98).

Okul öncesi dönem, çocuğun gelişiminin hızlandığı yıllardır. Bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimin en hızlı olduğu bu yıllar gelişim psikologları tarafından sihirli yıllar dedikleri bir dönemdir. Bu dönemde kazanılan davranışların büyük bir kısmı yetişkinlikte bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık ve değer yargılarını önemli biçimde etkilemektedir (Deniz ve Erözkan, 2008, s.112)

Gelişim özelliklerini etkileyen dışsal faktörlerden bazılarını ele aldığımızda bunların aile, akraba, öğretmen, arkadaş ilişkileri ve kitle iletişim araçları olarak belirtebiliriz. Bu faktörlerin çocuğun gelişiminde oluşan olumlu-olumsuz özellikler kişilik yapısının oluşumunda etkili olmaktadır.

Davranış özelliklerinde olumsuz davranışları en aza indirmek, sağlıklı olarak olumsuz davranışların kontrol altına alınması, sanat eğitim etkinliklerinin yardımıyla mümkün olabilmektedir. Bu durum çocuk gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.

(22)

10

3.1.1. Okul Öncesi Bilişsel Gelişim Özellikleri

Bilişsel gelişim zihinsel düşüncelerin etkili kullanılmasıdır. Sanat eğitimi çalışmaları ile yapılan aktiviteler okul öncesi çocuğun bilişsel boyutunda kendini ifade etme, karar verme ve düşünme sonucunda ürünler ortaya koyma becerileri kazandırır.

Okul öncesi çocukların bilişsel gelişim açısından sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için gerekli olan problem çözme becerileri, sanat etkinlikleri ile gelişebilmektedir. Bilişsel yönden bireyin gelişimi üzerinde etken olan sanat eğitiminin, problem çözmede de etkili olması beklenmektedir. Sanat eğitiminin en önemli özelliği, bilişsel düşüncenin bilgiyi işleyerek dış dünyaya model oluşturulması ve aktarımıdır.

Bireyin bilişsel gelişim özellikleri uzman görüşüne göre şöyle açıklanmıştır;

Organizma doğum olayı ile birlikte öncelikle sahip olduğu refleksiz davranışlarını kademe kademe öğrenilmiş davranışlar ile yer değiştirmeye başlayacaktır. Bu aşama en çok ihtiyaç duyacağı gelişim alanı bilişsel gelişim alanıdır. Bu öğrenilmiş davranışların oluşumu bireyin artık yaşama uyum sağlama gerçeğini daha çok vurgulamaktadır. Biliş dünyamızı anlamayı kavramayı ve öğrenmeyi kapsayan bütün zihinsel süreçleri içermektedir. Zihinsel aktivitelere algılama, kavram oluşturma, dil edinme, sorun çözme vb. zihinsel aktiviteler örnek olarak verilebilir (Erçetin ve Tozlu, 2006).

3.1.2. Okul Öncesi Duygusal Gelişim Özellikleri

Okul öncesi çocukların duygusal gelişimi dış etkenler ile şekillenen ve zamanla kişilik halini alan, duygusal özelliklerdir. Çocukların içsel duygu oluşumunda bazı faktörler bulunmaktadır. Bunlardan en etkili olan faktörler, aile, akraba, öğretmen ve arkadaş davranışlarıdır.

Duygusal gelişim özelliklerinden mutluluk, gülme, sevme vs. gibi duyguların dışavurumunun ardından, dışsal faktörlerden gelen tepki sonucu duygusal baskılara da neden olabilmektedir.

Oluşan duygusal baskılar çocuk üzerinde oluşan olumsuz çatışmaları meydana getirir. Bunların sağlıklı şekilde dışa vurma gereksiniminin, sanat yardımıyla sağlanması, bireyin içsel gelişimi ve kişilik oluşumunda temel yapı taşı oluşturmaktadır.

Çocukların duygu ve duygusal gelişim sözcüğünün uzmanların görüşlerine göre tanımı şöyledir;

Duygu sözcüğü bireyin yaşamında bir canlanma, hareketlenme anlamına gelmektedir. “Çocuklar devamlı bir arayış ve her şeyi deneme çabası içeresindedirler ve çevrenin isteklerine

(23)

11

yüzünü buruşturarak, gülerek, ağlayarak tepki gösterirler. Bu tepkiler duygunun göstergesidir. Çocukların iç ve dış dünyalarından gelen etkiler ve herhangi bir olayın ona hoş gelip gelmeme hali, duygusal gelişimdir (Aral’dan aktaran Karaaslan, 2012, s.26).

Duygularda tıpkı diğer davranış kalıpları gibi bireyin sahip olduğu şemalar yolu ile öğrenilir. Bilişsel gelişim süreçleri ile etkileşimli bir gelişim gösteren duygusal gelişim süreçlerini hayal gücü, hatırlama, unutma gibi zihinsel işlevler doğrudan etkilemektedir. Ayrıca duyu organlarının kopyaladığı veriler sayesinde(korku, ses, görüntü vb.) organizma çok fazla sayıda duygu üretebilmekte ve bu da yaşamına doğrudan etkilemektedir. Duygusal gelişimde öğrenmenin etkisi özellikle taklit, deneme yanılma koşullanma gibi öğrenme biçimleriyle kendisini göstermektedir. Korku belki de bireyin öğrendiği en yaygın duygulardan birisidir. Genel olarak organizmanın temel duyguları, koşullanma ve model alma yolu ile öğrendiği kabul edilebilir. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde farkındalık yüzeyi daha düşük olarak yaşanan ve kendisini daha abartılı bir biçimde sergileyen duygu durumları yetişkinlikle birlikte daha çok analiz edilebilmekte uygun duruma uygun duygusal tepki vermek için birey daha çok çaba harcamakta hatta zaman zaman duygularını ifade etmek yerine daha çok bastırmakta ve savunma mekanizmalarını daha çok kullanabilmektedir (Erçetin ve Tozlu, 2006).

3.1.3. Okul Öncesi Psikomotor Gelişim Özellikleri

Okul öncesi çocukluk dönemindeki bir bireyin kil etkinlikleriyle edinebileceği kazanım psikomotor becerilerini büyük- küçük kaslarını etkili kullanılabilmesidir.

Sanat eğitimi ile oyun ortamına sahip olan çocukların kas ve motor kontrolü gelişmektedir. Çocuğun motor kontrolü kazanması ve etkili kullanımının gelişmesi için sanat etkinlikleri ile ihtiyacı olan deneyimleri edinmesi gerekmektedir. Sanat etkinlikleri için destekleyici materyal sağlanıldığı takdirde el kas gelişiminde olumlu yönde etkisi görülmektedir.

Gönen (2000)’e göre "büyük kasların motor gelişimi baş, gövde kollar ve bacakların hareketlerini kapsamaktadır. Küçük kasların motor gelişimi ise el ve ayak parmaklarının gelişimi ile ilgili becerilerdir”(s.32)

Kaya (2007)’e göre “okul öncesi dönemde resim çizme gibi sanat çalışmaları, ince motor becerilerin gelişimine ciddi bir katkı sağlamaktadır. Bebeklik döneminde el hareketleri oldukça sınırlıyken, okul öncesi dönemde çocuğun el becerileri gelişir”(s.57)

Çocukluk dönemindeki birey, büyük ve küçük kasların el becerilerine uygun sanat etkinlikleri oluşturulduğunda, dengeli bir gelişim gösterecektir. Sanat etkinlik çalışmaları destekleyici ve düzeltici eğitim ortamı oluşturulduğunda, psikomotor gelişiminde olumlu yönde gelişecektir.

Merill’in kuramına göre; psikomotor davranış; bir öğrenci belli bir uyarıcı durumunun varlığında özel bir sinirsel-kassal tepkiyi dış teşvik olmaksızın hızlı bir şekilde yerine getirebilir. Gözlenebilen davranış duraksamaksızın bütünlük içinde ortaya çıkan açık bir iskelet-kas tepkisidir. Önemli psikolojik durumlar özel bir ipucunun varlığı ve teşviklerin yokluğudur (Bacanlı, 1999, s.52)

(24)

12

Sanat etkinliği zekâ, vücut arası koordinasyonu kalın ve ince kas hareketlerini kontrol etme ve fiziksel beceri kullanımı yeteneklerini içinde barındırır. Fiziksel ve zihinsel gelişim özellikleri gösteren bir çocuk, sağlıklı büyüme ve gelişmenin önemli parçasını tamamlamaktadır.

Öğrencinin devimsel etkinlerde başarılı olması, onun arkadaşlarınca beğenilmesini sağlar. Beğenilme isteği, öğrencinin önemli bir gereksinmesidir. Beğenilme gereksinmesi, öğrenciyi devimsel etkinliklerde başarılı olmaya güdüler. Başarılı, olmak öğrencide güven duygusu ikinci bir güç olarak, yeniden öğrenciyi başarılı olmaya güdüler (Başaran, 1996, s.82)

3.2. Okul Öncesi Çocuklarda Görülen Davranış Sorunları

Okulöncesi çocuklarda görülen davranış, içsel duyguların dışavurumuyla diğer insanlar tarafından gözlenebilecek tüm eylemlerdir. Çocuğun sahip olduğu içsel benliğin davranış yoluyla çevresiyle istenilen şekilde sağlıklı ilişki kurabilmesidir.

Davranış sorunları; çocuğun çevre etkisi ve içinde bulunduğu ruhsal nedenlere bağlı olarak duyguların dışarıya davranışsal olarak aktarılması sonucu öfke, kıskançlık, inatçılık vb. davranışlar, ortaya çıkan olumsuz davranış biçimleri olarak nitelendirilir.

Yavuzer (1997)’ e göre, “gelişim evrelerinin getirdiği doğal zorluklara yakın çevrenin olumsuz etkileri katıldığında, çocuklukta bunlara tepki olarak çoğunlukla duygusal düzeyde bozukluklar görülebilir. Bu olumsuz tepkilere ’uyum ve davranış bozuklukları’ denir” (s.241).

Çocukların gelişim dönemlerinde olumsuz davranışlar nedeni ile karşılaşılan sorunlar çözümlenmeden çevrenin olumsuz tutumlarına maruz kalırsa çocuğun daha sonraki yaşlarına ertelenir. Bununla birlikte çocukta gelişim düzeyinde bozukluklar ve sorunlar görülür.

Çocuğun gelişim evrelerinde davranış bozuklukları hakkında uzman görüşleri şöyledir; Sürekli hırçınlık, sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık, okuldan kaçma, çalma, yangın çıkarma, sürekli başkaldırma ve kuralları çiğneme gibi belirtiler bu kümede toplanır. Davranış bozuklukları, çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı olarak iç çatışmalarını davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. Başka bir deyişle, bu çocukların çevreleriyle ilişkileri sürekli olarak gergin ve sürtüşmelidir (Yörükoğlu, 2003, s.288).

Bozukluğun gelişiminde pek çok biyolojik ve sosyal, psikolojik etmenin rolü vardır. Şiddetin fiziksel ve sözel saldırganlık içeren cezalar uygulayan ebeveynlerin çocukları da uyuşuz davranışlar geliştirebilmektedir. Boşanma bir risk etkendir ancak daha çok boşanma sonrası anne baba arasında süregiden düşmanlık, acımazlık ve şiddet içeren ilişkinin olup olmaması önemlidir. Ev içindeki Katolik koşullar davranım bozukluğu ve suç işleme ile ilişkili bulunmuştur (Kaya, 2007, s.240).

(25)

13

3.2.1. Öfke

Öfke, Biagio tarafından (1989),gerçek veya varsayılan bir engellenme, tehdit veya haksızlık karsısında oluşan bilişlerle ilgili ve kişiyi rahatsız edici uyarıcıları ortadan kaldırmaya yönelten, güçlü bir duygu olarak tanımlanırken; Törestad (1990) öfkenin planlanarak ortaya çıkan bir durum olmadığını, çoğunlukla, engellenme, haksızlığa uğrama, eleştirilme, küçümsenme gibi durumlarda oluştuğunu belirtmektedir. Spielberger ve arkadaşları (1991) öfkeyi, basit bir “sinirlilik” veya “kızgınlık” halinden, yoğun “hiddet” durumuna kadar değişen dereceli bir duygusal durum olarak tanımlamakta; Kassinove ve Sukhodolsky (1995), belirli bilişsel, algısal çarpıtmalarla bağlantılı fenomenoloji, içsel bir duygu durumu olarak tarif etmektedirler. Novaco, öfkeyi, bilissel-davranıssal model çerçevesinde açıklamaktadır. Araştırmacıya göre öfke, bilişsel olarak öfke diye etiketlenen ve düşmanlık (antagonist) içerikli bilişlerin eşlik ettiği, yoğun bir fizyolojik uyarılma durumudur. Öfke davranışı, çocukların istekleri karşılanmadığında veya çok yorulduklarında çocuklar tarafından gösterilen tehlikeli davranışlar olarak tanımlanabilir (Sasso,1990). Blecman, “Tehdit olmadığında da, bir dakika süreyle kontrolünü kaybetme, çığlık atma, ağlama, bir nesneyi fırlatma veya vurma.” Gibi yerini almayı öfke davranışı olarak tanımlamaktadır(1985, p.89).Öfke bütün yaslarda görülebilmesine rağmen genellikle çocukluk ile bebeklik dönemlerine bağlıdır. Öfke davranışları, çeşitli şekillerde ağlama, ayağını yere vurma, atma ve diğer davranışları şikâyet etme olarak tanımlanabilir, Öfke, çocuk davranışları arasında en yaygın olan davranışlardandır (Robins ve Novaco1999; Akt.Balkaya.,vd., 2003:193; Soykan, 2003: 20; Zırpoli) (2005) (Terzi, 2009, s.38)

3.2.2. Korku

Korku, tehlikeler karsısında gösterilen bir tepki türüdür. İnsanın kendi varlığını koruma güdüsüne dayanır. Doğuştan getirilen korkuda iki özellik bulunmaktadır. Beklenmedik anda bir etkinin birdenbire yapılması ile yabancılık ve değişik görünüşlülük. Ancak bunların dışında çevredeki nesne, yabancı insan, yadırganan ses ve hayvan gibi yakın nesneler de korku sebebi olabilir (Aral, Baran, vd. 2001, s.42).

Korku, vücudumuzda, bizi tehlikeli durumlarda düşünerek hareket etmemiz konusunda uyaran ve bununla da bizi koruyan, bir alarm sistemi gibi çalışır. Bu sistemin işlevi gayet basittir. Tehlikeli bir durumun farkına varırız, şimşek hızıyla ve otomatik olarak gergin ve dikkatli bir duruma geçeriz (Yarbaş, 2001, s.11).

3.2.3. Saldırganlık

Gerçeği kabul edemeyen insanın, gerçeğe zarar vermek amacıyla yaptığı girişimlere saldırma denir. Gerçeklere saldırmayı alışkanlığa dönüştüren insan, kavgacılığı, düşmanlığı süreğenleştirir ve giderek yeğinleştirir. Saldırgan insan gerçeğin, kendisine doğrudan saldıramadığında onu temsil eden simgesine, o da olmadığında seçtiği bir kurbana saldırır (Başaran, 1996, s.142).

Saldırgan çocuk, ruhsal sorunları nedeniyle yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı geçimsizdir ilişkileri gergi ve sürtüşmelidir parlamaya hazırdır kavgacıdır. Durmadan kuralları çiğner; sık sık ceza görür. Ana baba, öğretmen ve genellikle büyüklere karşı gelmeye eğilimlidir (Yörükoğlu, 2003, s.343).

(26)

14

3.2.4. Kıskançlık

Kıskançlık bir özlemden de ötede, insanın kendine karşı üstün gördüğü bir başkasına duyulan; kendisiyle ilgilenmesini ya da kendisini sevmesini istediği bir insanın başkasıyla ilgilenmesi ya da sevmesi karşısında duyulan yeğin olumsuz bir duygudur (Başaran, 1996, s.137).

Kıskançlık yakın ilişkilerdeki vefasızlık ve aldatmaya karşılık ortaya çıkarken hasetlik, kaynakların yada kabul görülmenin adaletsiz dağılımına tepki olarak meydana gelir (Yalçınkaya, 2011, s.390).

3.2.5. İnatçılık

İnatçılığın birçok nedeni vardır. Bunlar, ailelerin aşırı beklentilerinin olması, olumsuz aile tutumları, aile baskısıyla veya aileleriyle aralarındaki çatışmalarla, çocukların mizaçlarının zor ve gergin olmasıyla, psikolojik kökenli bir rahatsızlığa sahip olmak, okul problemleriyle, ilişkili olabilir (Schor ‘dan aktaran Yörükoglu, 2000, s.353).

İnatçılığın bir kişilik özelliği olarak neden olabileceği en önemli tehlikeler işbirliği yapma kapasitesini bozması ve inatçı insanların inatları ile kendilerine zarar verme potansiyeli taşımalarıdır (Çalak, s.287).

3.2.6. Utangaçlık

Yetkisi ailede, katı bir disiplinle büyütülen çocuklar genellikle özgüvensiz olurlar. Özgüvensiz çocuklar, gerçeklerle başa çıkmaktansa utangaçlığın ardına sığınmayı yeğlerler. Utangaçlık kendine güvenmemenin ürünüdür (Başaran, 1996, s.140).

3.2.7. Kaygı

Kaygı, tehdit veya tehlike karsısında duygusal, davranışsal ve fiziksel alanlarda otomatik olarak ortaya çıkan birtakım değişiklikler ve bunların öznel yaşantılarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Gündelik hayatımızın normal ve kaçınılmaz bir parçasıdır. Genellikle tehdit ve tehlikeler karsısında ortaya çıkan doğal ve sağlıklı bir cevap olarak değerlendirilir. Korku, kaygı ve stres tepkileri insanın hayatta kalması ve soyunu sürdürebilmesi açısından vazgeçilmez tepkilerdir. Bu tepkiler insanın belli amaçlar doğrultusunda hareket edebilmesini ve tehlikelere karsı kendini korumasını sağlar (Berksun, 2002, s.11).

3

.3. Sanat ve Seramik Eğitimi

Türk Dil Kurumunun sanat tanımı şöyledir;

1. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık: Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi.(T. Buğra.) 2. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım: İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu.(A. H. Çelebi). (aktaran sanat nedir? 2017).

Sanat ile ilgili birçok tanım bulunmaktadır. Sanat, en genel anlamıyla duygu, düşüncenin ve hayal gücünün görsel işitsel bir maddede vücut bulmasıyla ifade edilmesidir. Sanat, insanlığın tarih boyunca geçirdiği evrim sürecinde farklı biçimlerde her dönem varlığını

(27)

15

sürdürmüştür. Bunlardan bazıları, resim, müzik, seramik ve drama şeklinde karşımıza çıkmıştır.

İnsanın yaratıcılığını, düşüncelerini ortaya çıkarmada kullanılan sanat, insanoğlunun hayatı anlatım biçimi olarak değerlendirildiğinde çalışmalar ile insanlığın yaşama biçimleri, geçirdiği evrimler hakkında bilgi almak mümkündür. İlk insanlık tarihinden günümüze kadar her dönemde duygu ve düşüncelerini anlatma yolu olarak var olan sanat, insanoğlunun çeşitli amaçlar, ihtiyaçlar ve düşünceler doğrultusunda maddeye verdiği biçim ve seçtiği duygularını anlatım yoludur.

Jean-Marıe Chauvet ile iki arkadaşı 1994 yılının Aralık ayında Fransa'nın Ardeche Bölgesi'nde mağaralarda resimler bulmuştur. Fransız araştırmacı, Salomon Reinach, ‘bunun nedeninin "iyilikçi tılsım" olduğunu iddia etti. Ona göre insanlar avladıkları hayvanlar üzerinde üstünlük sağlamak için resim yapıyorlardı.’ Şeklinde açıklaması olmuştur. Bu tür açıklamalar, insanoğlunun resim yaparak kendini ifade etme tutkusu olarak karşımıza çıkar. Tarihin derinliklerine indiğimizde görüyoruz ki, insanoğlu yıllar öncesi duygularını mağara duvarlarına yaptıkları resimlerle ifade etmiştir.

Tolstoy sanat için; “sanat bir duyguyu yaşayan insanın, o duyguyu bilerek ve isteyerek başkalarına aktarma olayıdır“ demiştir. (Tolstoy, 2000, s.10)

Anlatımcılara göre sanat, ‘kendi duygularını dile getirmesidir. Bu duyguların başkalarınca paylaşılması ise aktarımcılar için önemlidir ve sanatın rolü yaşamımızı zenginleştirmektir. Bir insanın birey olarak kendi yaşamındaki yaşantılarının, duygularının çeşitliliği sınırlıdır. İnsanın yaşantı dünyası sanatla zenginleşir. Sanatın insana saylayacağı yarar da budur’ (San, 2008, s.83).

Sanatçının ifade ettiği duyguları başkalarına geçirebilmesiyle insan duygularını biçimlendiren, oluşturulan ve geliştiren şey sanattır (Tolstoy, 2000, s.15).

Sanat duyguların, heyecanların, yaşayışların ve düşüncelerin açıklama yoluyla geliştirilen maddeye aktarımıdır. Freud’a göre sanat, dinleyici ve seyirciler için içsel haz almanın ifadesidir.

Sanatsal dünyanın gerçek dişiliği, sanatçının uygulayacağı tekniğe ilişkin pek önemli sonuçları doğurmaktadır; çünkü gerçekte insana zevk vermeyen pek çok şey, hayal gücünün yarattığı oyunda bu gücü göstermekte, gerçekte tatsız pek çok duygu sanat yapıtında dinleyici ve seyirciler için bir haz kaynağına dönüşebilmektedir (Freud, 1995, s.105).

Sanatın bir başka yararı demek ki, insanların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamaktır. Bu iletişim düşüncesi bugün çağdaş yorumlarla gene gündemdedir. Tolstoy gibi düşünürler de, ancak belli duyguların aktarımını istemişlerdi. Onlarına göre sanat, insanlarda iyi duygular uyandırır, dolayısıyla insanları hem eğitir hem birbirine yaklaştırır (San, 2008, s.84).

Sanat eğitimi, kişinin düşüncelerini, yetenek ve yaratıcılığı ile estetik bir görünümüne ulaştırılmasıdır. Bireyin duygu düşüncelerini anlatabilmek amacıyla yapılan eğitimlerdir. Kişinin hayal gücü ile yaratıcılığının oluşması sanat eğitimi ile hedef alınmaktadır.

(28)

16

Programlar içeresinde bilişsel, duyuşsal, psikomotor ve iletişim becerilerini de kapsamaktadır. Yaratıcılık süreci olarak çocuğu özgür düşünmeye, özgür çalışmaya yöneltmesi amaçlanmaktadır. Sanat eğitimi ile kendini özgür bir şekilde ifade etmeyi öğrenen çocuk daha sonraki yaşantılarında başarılı ve düşüncelerini rahat ifade edebilen özgüven sahibi birey olacaktır.

Sanat eğitimi, yaratıcılık eğitiminin ön planda tutulduğu, ıraksak düşünmenin geliştirildiği, her öğrencinin kişisel gelişimi ve eğilimleri paralelinde yönlendirilmeye çalışıldığı en güvenilir ortamlardan biridir. Temel amaçları, çocuğu/genci, görmeye, aramaya, sormaya, deneme yapmaya, sonuçlandırmaya yönelik olan sanat eğitimi, eğitimin her kademesinde kesintiye uğramadan devam etmelidir (Buyurgan, 2012, s.1).

Sanat eğitimi, bireyin işbirliği ve yardımlaşma ile yapılan ürünün başlayıp bitirme sürecini tatmayı, üretken olmayı sağladığı için eğitimin her döneminde devam etmelidir.

Sanat hem öğrenme sürecinin hem de gelişim sürecinin etkin bir yardımcısı olabilir. Çünkü sanat, duygu ve düşünce arasındaki karşılıklı ve iç içe geçmiş bağlantıyı vurgular. İnsanın bu iki yönünün uyumunun sağlanması, bir anlamda eğitimin de temel amaçlarından olduğuna göre sanat, örgün ve yaygın eğitimde yer aldığında, tüm eğitim süreçlerini daha etkili kılabilecek bir güce sahiptir (San, 1979, s.1).

Sanat eğitimi, çocuk için yaratıcılığının ve hayal gücünün geliştirilmesidir. Kendini ifade eden çocuklar, sanatsal çalışmalar ile eğlenirken öğrenirler. Çocuklar için zevkli, eğlenceli, öğretici ve geliştirici olması nedeniyle çocukların gelişimleri için sanat, olmazsa olmaz bir alan olmuştur.

Okul öncesi çocukların kil uygulamalarda gösterdikleri performans, el-parmak küçük kas gelişimini desteklediği ve el becerilerini geliştirmedeki rolünün önemli olduğunu ortaya koymuştur. Seramik çalışma ortamının çocukların içsel sıkıntı ve enerjisinin dışa vurumu konusunda etkili bir araç olduğu, seramik çalışmalarıyla çocuklardaki enerji fazlasının kil yardımıyla doğru yönlendirilebildiğinde çocukların duygu ve düşüncelerini daha kolay dışa vurabildiği görülmüştür. Okul öncesi kurumlarında seramik eğitimi verilerek çocukların gelişim özelliklerine etkisi olabileceği tespit edilmiştir.

Çocuğun duygu ve düşüncelerini algılamasını, problemlerini, korkularını, kaygılarını, kızgınlıklarını, üzüntülerini, mutluluklarını, hayallerini, merak ettiklerini yansıtmalıdır. Okul öncesi dönem de verilen sanat eğitimi çocukların zevk alarak katılacakları etkinlikler aracılığıyla; kendisini etkileyen obje ve olaylara karşı olumlu tutum ve tavır geliştirmelerini, sanat çalışmalarına ilgiyi artırmayı, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmeyi geliştirici, hayal gücünü ve yaratıcılığını destekleyici nitelikte olmalıdır (Aral vd, 2000, s.149).

Okul öncesi dönemde sanat dalı olan seramik eğitiminin birçok yararı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi çocukların hayal güçlerini, kendilerini ve yaratıcı yeteneklerini algılamalarını sağlamasıdır. Çocuklara verilecek olan seramik eğitimi, onlara sanatsal bakış açısı kazandırır ve bilinçaltındaki duyguların kil uygulamalarıyla dışavurumuna olanak sağlar.

(29)

17

Sanat eğitiminde, çocuğun sanatsal etkinliklerde kendi isteğine bağlı olarak çalışmalara katılması yaşamlarını zenginleştirmede, hayal güçlerini etkili kullanmada onları destekleyecektir.

Sanat etkinliklerin içinde çocuk oyun oynarken içinde bulunduğu duygu, düşünceler ve davranışlar hakkında eğitimcilere bilgi veren eğitici etkinliktir.

Seramik eğitiminin çocuklarda, yaparak yaşayarak öğrenmelerine fırsat sağladığı için kil uygulamalarıyla üç boyutlu bilişsel olarak kavrayabilmesini kolaylaştırdığı, yaratıcılık düşüncelerinin aktarımı yönünde faydaları olduğu görülebilmektedir.

Uzmanlar için “grup olarak yapılan sanat çalışmaları çocukların birlikte bir şeyler planlamalarını ve bunu gerçekleştirmelerini, işbirliği içinde çalışmalarını sağlamaktadır” (Ulutaş ve Ersoy 2004).

Sanat eğitimin okul öncesi çocuklarda, uygulanmakta olan sanat dallarından bazıları tanımlanmaktadır. Resim, seramik, müzik, drama, dans vb. sanat dalları, çocuğun yaşamında eğitici ve etkileyici olarak önemli bir yere sahiptir. Bu eğitici etki, kişinin varlık bilincinin farkına varması tutum ve davranışlarda değişiklik meydana getiren bir etkinlik olarak kabul edilir.

Sanat dallarından olan müzik, resim ve dramanın okul öncesi çocuklar için gelişim etkileri uzman görüşlerine göre şöyle açıklanmaktadır.

Toplu ya da tek başına bir çalgı çalmak ya da ses veren bir araçtan ses çıkarmaya çalışmak, çocukta büyük ve küçük kasların gelişimine yardımcı olur. Okul öncesi kurumlarda Orff çalgılarıyla uygulanan müzik etkinliklerinde çocuk ksilofon, marakas, def gibi çalgıları çalmaya çalışırken hem ellerini hem de kollarını kullanmak zorundadır. Bu kasların kullanılması sonucunda kasların gelişmesi bedensel ve psikomotor gelişimini olumlu yönde etkilemektedir (Alpaslan’dan aktaran Aktaş 2013, s.16).

Resim eğitimi, özellikle okul öncesinde çocuğun coşkulu, meraklı, canlı, dış etkenlere açık duygusal özellikleri nedeniyle bu eğitimi alabileceği en iyi dönemdir. “Sanat eğitimiyle çocuk doğa ile insanlar arasındaki ilişkileri tanır, yaşamın zenginliğini görerek yaratıcı özgün düşünce birikimiyle onun gelecekteki entelektüel gelişimine de olanak sağlar” (Artut ‘dan aktaran Özalp 2012, s.1).

Drama sırasında çocuk gözlediği ve yaşadığı olayları değişik rollerle canlandırırken, sıkıntılarını, tedirginliklerini, korkularını, özlemlerini, çeşitli vücut hareketleriyle anlatır. Bu, çocuğa vücudunu koordineli bir şekilde istediği amaca uygun olarak kullanma fırsatı verir. Becerilerin gelişmesinde çocuğa kendi vücudunun özelliklerini tanıması için yardım etmek gerekir” (Karadağ ve Çalışkan’ dan aktaran Karaömerlioğlu, 2010, s.15).

Özetle sanat eğitimi, düşünmenin, yaratıcılığın geliştirildiği, her öğrencinin kişisel gelişimini desteklediği güvenilir bir eğitim dalıdır. Öğrencilerin yaratıcı düşüncelerini belirli kalıplara sokmayarak özgürce kendilerini ifade edebilecekleri şekilde olmalıdır.

(30)

18

Temel amaç; çocuğun sanat eğitimi yoluyla iç dünyasındaki çatışmaları, düşünceleri anlamayı ve olumlu kişilik kazanmasını amaçlayan bir etkinliktir.

Seramik eğitimin ham maddesi olan kil, çocukların hayal dünyalarının zenginleşebileceği, duygu, düşüncelerini daha kolay dışa vurabileceği içsel rahatlamaların yaşanabileceği bunun etkisiyle çocukların gelişim özelliklerinde olumlu etkisi olabileceği düşünülmektedir.

Okul öncesi çocuklar için kil etkinlikleri yaratıcılıklarını açığa çıkarabilecekleri ve iç dünyasındaki çatışmaları duygularını, kendilerini ifade edebilecekleri ortam yaratır.

Kil maddesi ile yapılan uygulamaların okul öncesi çocukların gelişiminde elde edilebilecek yararları maddeler halinde şöyle sıralanabilir:

1. Çocuk da hayal gücünü geliştirmesi 2. Düşüncenin somut olarak ortaya konması

3. Bağımsız düşünme ve karar vermesinin gelişebilmesi 4. Kendini ifade edebilmesinin sağlanabilmesi

5. İletişim becerilerinde olumlu katkının oluşabilmesi 6. Bilişsel olarak problem çözme becerisinin gelişebilmesi 7. Duyguların farkına varabilmesi

8. El kasların etkili kullanılabilmesi ve geliştirebilmesi şeklinde sıralanabilir.

3.3.1. Okul Öncesi Çocukların Kil İle Etkinlik Çalışmaları

Kil uygulamalar ve okul öncesi çocukların şiddete yönelik davranışlarına etkisi üzerine yapılan araştırma, okul öncesi çocukların seramik eğitimi ders saati çalışma esnasında öğretmenin görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. Haftada bir gün, 12 haftalık zaman diliminde uygulanmıştır. İki ayrı grup, toplam 40 öğrenci ile etkinlik çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Günlük sistematik gözlem formu kullanılarak öğrencilerin çalışmaları kayıt edilmiştir. Kil çalışmaları fotoğraflama yöntemiyle belgelenmiştir. Çalışma esnasında ve sonunda öğrencilerin düşüncelerini almak amaçlı açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Öğrencilerin açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar objektif olması için aynen yazılmış ve tırnak içinde belirtilmiştir. Birinci grup kil çalışmaları 1-20. Öğrenci, ikinci grup kil

(31)

19

çalışmaları ise 21-40. öğrenciden oluşmaktadır. Birinci ve ikinci grup kil çalışmaların sistematik gözlem formu ekler kısmında verilmiştir.

(32)
(33)

21

BÖLÜM IV

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde araştırma verilerine yönelik elde edilen gözlem, bulgu ve yorumlardan yola çıkarılarak araştırmanın sonucu ortaya konmuş, önerilerde bulunulmuştur.

4.1. Sonuç

Sanat eğitiminde amaç; Çocuğun var olan potansiyelini geliştirerek mümkün olduğu oranda sanat çalışmalarının yardımıyla olumsuz davranışları en az hale getirmek ve topluma uyumunu sağlamaktır.

Bu araştırma; okul öncesi çocukların almış oldukları etkinlik kapsamında resim, drama, seramik vb. olumsuz davranışları üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada elde edilen verileri fotoğraflama yöntemiyle belgelenmiş, açık uçlu sorular yardımıyla da oluşturulan ürünler ve gözlemler doğrultusunda sonuçlara ulaşılmıştır. Kil uygulamalarda, plaka, çimdik, sucuk uygulanan şekillendirme yöntemlerine öğrencilerin kendi isteğine bağlı olarak katılımı sağlanmıştır.

Sanat eğitimi ile bireyin edinim kazanması esnasında ve sonucunda yakın çevresindeki kişilere tutum ve davranışları biçimlenmektedir.

Bireyin kendi yeteneklerini kapasitelerini fark etmeleri farklı kişiler ile kurdukları iletişim sonucunda gerçekleşmektedir. Kendilerini sanat aracıyla ifade edebilmeleri, onların duygu gelişimleri ve kendilerini tanımalarına katkı sağlamaktadır. Kil etkinlikler, öğrencilerin öğrenirken formları bilişsel olarak kavrayabilmesini de kolaylaştırmaktadır. Yaratıcılık kavramının bu uygulamalar üzerindeki faydalı etkileri görülmüştür.

(34)

22

Öğrencilerin olumsuz davranışları azalıp olumlu davranış düzeyleri arttıkça, kendilerini daha yeterli hissetmeleri, beklenen ve istenilen bir sonuçtur. Benzer konularda yapılan araştırma sonuçları da bu durumu desteklemektedir. Sanat eğitimi alan öğrencilerin olumsuz davranışlarının çalışmalar esnasında olumlu davranışa dönüştüğü görülmüştür. Bu sonuca göre öğrenciler, üretkenlik arttıkça kendilerini daha değerli hissetmektedirler.

Okul öncesi dönemdeki öğrencilerden elde edilen sonuçlar, sanat eğitimi alan öğrencilerin uygulama esnasında yapılan ürünlerin gözlenmesinde yakın çevredeki kişilerin güncel olaylar ve tutumlardan etkilenerek biçimlendiği görülmüştür.

1. Kil uygulamaların, okulöncesi çocuklarının el kas becerilerine katkısı gözlenmiştir. 2. Duyuşsal düşüncelerin seramik çalışmalar ile ortaya konulması sonucunda, duyguların ifadesinde içsel rahatlamasına katkı gözlenmiştir.

3. Kil çalışmalar ile bilişsel gelişimlerindeki aşamalarda farklılıklar gözlenmiş olup üç boyutlu çalışmalar ile boyut kavramı oluştuğu görülmüştür

4. Okul öncesi çocuklarda seramik çalışmaları yaparken, kişilik gelişmelerine katkısı olduğu görülmüş disipline olma, dikkatini verme, yeteneklerini tanıma, başkalarının çalışmalarına duyarlı olma gibi özellikler oluştuğu gözlemlenmiştir.

5. Kil çalışmalar, ortamın temizlik ve düzen alışkanlık edinimlerine yardımcı olmuştur.

6. Kil uygulamalar esnasında çocukların birbirlerine yaptıkları ürünler yoluyla soru sormaları ve bununla ilgili iletişim sağlanması, sosyalleşme gelişimlerine katkı sağladığı gözlenmiştir.

Araştırma sonucunda, sanat eğitiminin olumsuz davranışlarına etkisi olabileceği gözlemlenmiştir. Etkinlik ile sanat eğitiminin uygulandığı öğrencilerde, kişilik algı ve olumsuz davranışlarının ortadan kalkmasına pozitif yönde etki ettiği görülmüştür.

4.2. Öneriler

Sanat eğitiminin resim, müzik, drama, seramik vb. gibi farklı alanlarında eğitim alan öğrencilerin olumsuz davranışlarını en aza indirmek için etkinlik çalışmalarından yararlanılabilir. Sanat eğitiminin bu eğitimi alan öğrencilere bilişsel, duyuşsal, psikomotor kişilik özellikleri gibi hangi boyutta etkisinin olduğu incelenebilir. Okul

(35)

23

öncesi öğrencilerin sanat eğitiminin daha sonraki eğitim aşamasında gelişim üzerindeki etkileri karşılaştırılabilir.

Sanat eğitimi ile okul öncesi çocuğun sanatları tanıması gerçekleşebilir. Resim, müzik, seramik, drama vb. etkinlikler duygu düşüncelerini anlatımında kullanılabilir. Sanat, etkinlikler ile çocukların gelişim dönemlerini sağlıklı geçirebilmeleri ve toplumsal yaşama uyumlu bireyler olarak katılabilmelerinde araç olarak kullanılabilmelidir. Okul öncesi çocuklar sanat ile ne kadar erken tanışırlarsa, kişilik gelişim ve yaşantıları o kadar düzenli olacaktır ve gelişim dönemlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabileceklerdir.

Sanat eğitiminin amaçlarının gerçekleşebilmesi için okullara, öğretmenlere, anne-babalara büyük görevler düşmektedir. Sanat eğitiminin gerekliliği konusunda, çocuklara sağlayacağı faydalar için aileler bilgilendirilmeli ve destekleri alınmalıdır. Bu doğrultuda okul öncesi eğitim alanında sanat etkinlik derslerine önem verilmesi gerekmektedir.

Öğrencilerin sanat eğitimi etkinlikleri yapabilecekleri ayrı bir atölye ve teknik olanakları oluşturulmalı, öğrencinin sanatsal etkinliklerden daha fazla yararlanması sağlanmalıdır.

Sanat etkinliklerinin sonuçlarının sergilenmesi önerilmektedir. Çalışma sonucunda böyle bir uygulamanın çocuklar üzerindeki etkisine göre, kendilerini özel hissetmelerini sağlayacağı düşünülmektedir

Elde edilen veriler doğrultusunda, okul öncesi eğitimdeki çocukların seramik eğitim sürecinde olumsuz davranışlara etkisinin başarılı oldukları gözlenmiştir. Çocukların içsel sıkıntı ve enerjisinin dışa vurumu konusunda kil etkinliğinin etkili bir araç olduğu anlaşılmıştır. Çocuklar etkinlik esnasında doğru yönlendirildiğinde, içsel duygu durumlarına etkili olabileceği tespit edilmiştir. Sonuçlar doğrultusunda okul öncesi çocukların olumsuz davranışlarına seramik eğitimi verilmesi önerilmektedir.

(36)

24

KAYNAKLAR

Aktaş, A. (2013). Okul öncesi öğretmenlerinin eğitim programındaki müzik etkinliklerini

uygulama durumları. Yüksek Lisans Tezi, Niğde Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Niğde.

Aral, N., Kandır, A. & Yaşar, M. C. (2000). Okul öncesi eğitim. İstanbul: Ya-Pa. Aral, N., Baran, G., Bulut, S., & Çimen, S. (2001). Çocuk gelişimi. İstanbul: Ya-Pa.

Arcasoy, A. (1983). Seramik teknolojisi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. Yayın:457.

www.katalog.marmara.edu.tr sayfasından erişilmiştir.

Bacanlı, H. (1999). Duyuşsal davranış eğitimi. Ankara: Nobel. Yayın:127. Başaran, İ. E. (1996). Eğitim psikolojisi eğitimin psikolojik temelleri. Ankara.

Bersun, O. (2002). Anksiyete ve anksiyete bozuklukları. Ankara: Damla Matbacılık Ltd.Şti. Yayın:7.

Buyurgan, S. & Buyurgan, U. (2012). Sanat eğitimi ve öğretimi. Ankara: Pegem. Çalak, B. (2009). Öfkeden sevgiye üç hakim duygu. İstanbul: Barış İlhan.

Deniz, E. & Erözkan, A. (Ed). (2008). Psikolojik danışma ve rehberlik. Ankara: Maya Akademi.

Erçetin, Ş. & Tozlu, N. (Ed.). (2006). Eğitim bilimlerine giriş. Ankara: Hegem. Freud, S. (1995). Sanat ve sanatçılar üzerine. (K. Şipal, Çev.). İstanbul: Yapı Kredi.

Girgin, G. & Gürşimşek, I. (2005). Oyunlarla kavram eğitimi etkinlik örnekleri öğretmen

ve aile el kitabı. Ankara: Anı.

Gönen, M. (2000). Çocuk eğitiminde drama. İstanbul: Eplison.

Okul öncesi. (2013). Sistematik gözlem formu. Erişim Tarihi: 7 Kasım 2013

www.onceokuloncesi.com

(37)

25

Karaaslan, K. Ü. (2012). Okul öncesi eğitimin ve diğer değişkenlerin ilköğretim 1. sınıf

öğrencilerinin duyguları tanıma ve ifade etme becerilerine etkisi. Yüksek Lisans

Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Konya.

Karaömerlioğlu, L. (2010). Okul öncesi eğitimde doğaçlama. Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Sosyal Bilimler Ensititüsü, Adana.

Kaya, A. (Ed.). (2007). Eğitim Psikolojisi. Ankara: Pegem.

Klaus, G. H. (2001). Korkuyu yenmek. ( L. Yarbaş, Çev.). İzmir: İlya Mc Laren. (2011). Duyguların dili. (Z. Yalçınkaya, Çev.). İstanbul: Butik.

Nedir com. (2007). Kil nedir?. Erişim Tarihi: 7 Kasım 2013, http://kil.nedir.com.

San, İ. (1979). Sanatsal yaratma ve çocukta yaratıcılık. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür. San, İ. (1979). Sanatsal yaratma ve çocukta yaratıcılık. Ankara: Türkiye İş Bankası.

San, İ. (2008). Sanat ve eğitim. Ankara: 4. Baskı.

Sanat Nedir?. (2017). Erişim Tarihi: 23 Ocak 2017 http://www.tdk.gov.tr

Tanı Özel Eğitim. (2013). Davranış bozukluğu. Erişim Tarihi: 7 Kasım 2013 Http://www.taniozelegitim.com

Terzi, E. E. (2009). Anasınıfına devam eden çocuklarda görülen davranış sorunlarının

öğretmen görüşlerine incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Tolstoy. (2000). Sanat nedir?. İstanbul.

Ulutaş, İ. & Ersoy, Ö. (2004). Okul öncesi dönemde sanat eğitimi. Ankara: Mart, Cilt:12 no:1, Kastamonu Eğitim Dergisi.

Yavuzer, H. (1997). Çocuk piskolojisi. (14 Basım). İstanbul: Remzi. Yörükoğlu, A. (2000). Çocuk ruh sağlığı. Ankara: Özgür.

(38)

26

Referanslar

Benzer Belgeler

SK-1 kuyusunda gerçekleştirilmiş olan sabit debili pompa testi sonuçlarının; farklı analitik yöntemlerle analiz edilmiş değişken debili test sonuçları ile sayısal

However young people are, or however old, most people want something. It may be something small like a toy or a book. It may be something expensive like a bicycle or a car.

Araştırmaya katılan Ceza İnfaz Kurumları Açık Öğretim Ortaokulu öğrencilerinin yazma kaygısı genel puanı ortalamalarının suç türü değişkeni açısından

類別:奶類 營養素:主要提供鈣質、蛋白質及維生素B2

E)when it is the happiest time imaginable 76-Despite the fact that the price was reasonable , …….. A)there were long queues outside the shop B)Jacqueline really wanted to buy the

Faktör 1 dikkat, bellek gibi bilişsel süreçlerin etkinliğini ar­ tırmak için mizahın kullanılmasını, Faktör 2 grupla ve karşı cinsle iletişinı-ctkilcşinı

Bu korku on- da kimi zaman ölüm korkusu, kimi zaman da görünmeyen yaratıklara karşı (özellikle fantastik öykülerinde) korku olarak ortaya çıkmaktadır.. Bunu “O (mu)?”

2030 hedefleri arasında yer alan ve UNESCO’nun da kültür için öncelikli alanlar olarak belirlediği, 4; herkes için nitelikli eğitim ve 11; sürdürülebilir şe- hir ve