• Sonuç bulunamadı

Girişimci kişilik özelliklerinin öğrencilerin girişimcilik eğilimlerine etkisi: Sannio Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi'nde karşılaştırmalı bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Girişimci kişilik özelliklerinin öğrencilerin girişimcilik eğilimlerine etkisi: Sannio Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi'nde karşılaştırmalı bir araştırma"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

YÖNETİM ORGANİZASYON BİLİM DALI

GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN ÖĞRENCİLERİN

GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİNE ETKİSİ: SANNİO ÜNİVERSİTESİ

VE SELÇUK ÜNİVERSİTESİ’NDE KARŞILAŞTIRMALI BİR

ARAŞTIRMA

ARİF DAMAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. ADNAN ÇELİK

(2)
(3)
(4)

iii TEŞEKKÜR

Üniversite hayatım boyunca deneyimleriyle geniş bilgiler sunan, güncel olay-lara değişik bakış açısı kazanmamı sağlayan, uzmanlaşmış kişiliğiyle, liderlik tarzıy-la her zaman yol gösterip öncülük eden, tez araştırmam ile ilgili her türlü yardım, ilgi ve önerileri ile çalışma azmimi kuvvetlendiren saygıdeğer Hocam Prof. Dr. Adnan ÇELİK’e,

İtalya Sannio Üniversitesi’ne kabul sürecinde ve İtalya’da bulunduğum süre içerisinde deneyimleriyle, tavsiyeleriyle ve beni yeniliğe, gelişime teşvik etmesiyle her türlü bilgi ve yardımda bulunan değerli Hocam Prof. Biagio SİMONETTİ’ ye,

Araştırmamda ve diğer konularda kıymetli görüşlerini esirgemeyen, her za-man destek veren ve teşvik eden değerli Hocam Yrd. Doç Dr. Aysel GÜNEY’ e,

Araştırmanın sonlandırılmasına yakın desteklerini esirgemeyen kıymetli Araştırma Görevlileri Hande ULUKAPI, Akın ABUL, Kazım KARABOĞA, Kema-lettin ERYEŞİL ve Mehtap ÖZTÜRK’ e

İtalya’da hem anketlerin dil çevirisi ve uygulaması konusunda hem de arka-daşlık bağlamında desteğini ve yardımlarını esirgemeyen arkadaşım Francesco CA-TALANO’ya, tez yazım sürecinde arkadaşlığıyla devamlı yanımda olan Hüseyin Barış NEVRUZ’a,

Ayrıca, İtalyan arkadaşlarım, Thea MESSİNA, Piera ZERILLO, Fatima IN-TORCIA, Ilaria SARRACO, Francesco LEGROTTAGLIE, Rosella LANGHINI, Roberta MUOLLO, Gretel GİL, Gigi SALIERNO, Gaia M.C. IALEGGIO’ ya

Tüm eğitim hayatım boyunca desteklerini esirgemeyen, her zaman yanımda olan sevgili aileme, annem Sebile DAMAR’a, babam Rüstem DAMAR’a ve kız kar-deşlerim Hatice PARÇİL, Nasiye KAHVECİ ve Nuriye ÖZKAN’a,

Teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

iv

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

ÖZET ... Vİİ SUMMARY ... İX TABLOLAR LİSTESİ ... Xİ ŞEKİLLER LİSTESİ ... Xİİ GİRİŞ ... Xİİİ BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE KAPSAMI 1.1.GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI ...1 11.1.GİRİŞİMCİLİK KAVRAMININ TANIMI ... 1

1.1.2.GİRİŞİMCİLİK İLE İLGİLİ BENZER KAVRAMLAR ... 8

1.1.2.1.Yöneticilik ... 8

1.1.2.1.1.Yönetici ile girişimci Arasındaki farklar ... 10

1.1.2.2.Liderlik ... 10

1.1.2.3.İşveren ... 11

1.1.2.4.Tacirlik ... 12

1.1.2.5.Esnaflık ... 12

1.1.2.6.Patron ya da işyeri (işletme) Sahipliği ... 12

1.1.2.8.Teknisyenlik ... 13

1.1.3.GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ ... 13

1.1.4.GİRİŞİMCİLİK NEDENİ ... 14

1.1.5.TÜRKİYE’ DE GİRİŞİMCİLİK TEORİSİNİN GELİŞİMİ VE GİRİŞİMCİ TERİMİ ... 15

İKİNCİ BÖLÜM GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE GİRİŞİMCİLİK SÜRECİ 2.1.KİŞİLİK KAVRAMI ... 20 2.1.1.KİŞİLİK İLE İLGİLİ KAVRAMLAR: ... 21 2.1.1.1.Karakter ... 21 2.1.1.2.Mizaç (Huy) ... 21 2.1.1.3.Benlik ... 21 2.1.1.4.Yetenek ... 22 2.1.2.KİŞİLİĞİ OLUŞTURAN FAKTÖRLER ... 22 2.1.2.1.Kalıtımsal Faktörler ... 22 2.1.2.2.Aile Faktörleri ... 23 2.1.2.3.Sosyo-Kültürel Faktörler ... 23

2.1.2.4.Coğrafi ve Fiziki Faktörler ... 23

2.1.2.5.Diğer Faktörler ... 24

2.2.KİŞİLİK KURAMLARI ... 24

(6)

v

2.2.2.ERİK HOMBURGER ERİKSON (1902-1994) ... 25

2.2.3.ABRAHAM MASLOW’UN KİŞİLİK KURAMI (1908-1970) ... 26

2.2.4.BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK KURAMI ... 27

2.3.GİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİ ... 29

2.3.1.BAŞARI İHTİYACI ... 29

2.3.2.KONTROL ODAĞI ... 30

2.3.3.BELİRSİZLİĞE KARŞI TOLERANS... 30

2.3.4.KENDİNE GÜVEN ... 30 2.3.5.RİSK ALMA EĞİLİMİ: ... 31 2.3.6.YENİLİKÇİLİK... 31 2.4.GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ... 31 2.5.GİRİŞİMCİ KİŞİLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ... 32 2.5.1.AİLENİN ETKİSİ ... 32 2.5.2.EĞİTİMİN ETKİSİ ... 32 2.5.3.KÜLTÜRÜN ETKİSİ ... 33 2.5.4.ÇEVRENİN ETKİSİ ... 34 2.5.5.KİŞİSEL DEĞERLER ... 34

2.5.6.YAŞ VE CİNSİYET ... 34

2.5.7.İŞ TECRÜBESİ ... 35

2.5.8.ROL MODELLERİ ... 35

2.6.GİRİŞİMCİLİK SÜRECİ ... 35

2.6.1.FIRSATLARIN BELİRLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ ... 37

2.6.2.GEREKLİ KAYNAKLARIN SAPTANMASI ... 37

2.6.3.İŞ PLANININ GELİŞTİRİLMESİ ... 37

2.6.4.SONUÇLANAN GİRİŞİMİN YARATTIĞI SONUÇ ... 38

2.7.GİRİŞİMCİLİĞİN TEMEL FONKSİYONLARI ... 38

2.8.GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ ... 38

2.8.1.İŞİN MÜLKİYET BOYUTU AÇISINDAN GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ ... 39

2.8.1.1.Kamu Girişimcileri ... 39

2.8.2.PİYASA EKONOMİSİ İÇİNDEKİ GİRİŞİMCİLER ... 39

2.8.2.1.Fırsat girişimciliği ... 39

2.8.2.2.Yaratıcı girişimcilik ... 39

2.8.2.3.Esnaf Girişimcisi ... 40

2.8.3.BÜYÜKLÜK BOYUTU AÇISINDAN GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ ... 40

2.8.3.1.Büyük Girişimciler ... 40

2.8.3.2.Orta ve Küçük Girişimciler ... 40

2.8.3.3.Saf Girişimci... 41

2.8.4.NİTELİKLER BOYUTU AÇISINDAN GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ ... 41

2.8.4.1.Tepkisel Girişimcilik ... 41

2.8.4.2.Durgun Bürokratik Girişimcilik ... 41

2.8.4.3.Bilişimci Girişimcilik ... 41

2.8.4.4.Dinamik Girişimcilik ... 42

2.8.4.5.Olağan Girişimcilik ... 42

2.9.GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI FAKTÖRLERİ ... 44

2.9.1.İŞ OLANAĞININ BULUNMASI ... 45

(7)

vi

2.9.3.YÖNETİM YETENEĞİ VE TECRÜBESİ ... 46

2.9.4.ÖZ SERMAYE VE KREDİ OLANAKLARI ... 46

2.9.5.RİSKE KARŞI SİGORTA ... 46

2.10.GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARISIZLIK FAKTÖRLERİ ... 47

2.10.1.KURULUŞ YERİNİN İYİ SEÇİLMEMİŞ OLMASI ... 47

2.10.2.REKABET FAKTÖRLERİNİN DİKKATE ALINMAMASI ... 47

2.10.3.SERMAYE YETERSİZLİĞİ ... 47

2.10.4.KİŞİSEL UNSURLAR ... 47

2.10.4.1.Ticaret Bilgisinin Yetersizliği ... 47

2.10.4.2.Hazırlıklı olmadan işe başlamak ... 48

2.10.4.3.Yetersiz Zaman ... 48

2.11. GİRİŞİMCİLİK İLE İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMALAR... 48

2.12.İTALYA’DA VE DÜNYADA YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 50

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İTALYAN VE TÜRK YÜKSEKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİ ÜZERİNE ETKİSİ 3.1.ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ ... 52

3.2.ARAŞTIRMANIN KAPSAMI ... 52

3.3.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ... 53

3.4.ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ ... 54

3.5.ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ ... 55

3.5.1.GENEL BULGULAR ... 55

3.6. GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ FAKTÖR ANALİZİ VE İFADELERİN GÜVENİLİRLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 62

3.7.FARK TESTLERİ ... 64

3.8.ALAN BULGULARI ... 65

3.9.REGRESYON ANALİZİ ... 82

3.10. HİPOTEZLERİN TEST EDİLMESİ ... 84

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 85

KAYNAKÇA ... 91

(8)

vii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Arif DAMAR Numarası 124227011004 Ana Bilim /

Bi-lim Dalı İşletme/ Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. Adnan ÇELİK

Tezin Adı

GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN ÖĞRENCİLERİN GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİNE ETKİSİ: SANNİO ÜNİVER-SİTESİ VE SELÇUK ÜNİVERÜNİVER-SİTESİ’NDE KARŞILAŞTIR-MALI BİR ARAŞTIRMA

ÖZET

İnsan; gelişen, büyüyen ve gelişen teknoloji içinde yer alan örgütler için vaz-geçilmez bir unsurdur. İnsan aldığı eğitimle çevresindeki fırsatları görebilir, risklere katlanabilir ve yaratacağı yeniliklerle kendisine, ailesine, topluma, çevresine ve için-de bulunduğu örgüte katkı sağlar.

İnsan faktörünün gelişmesinde eğitim ve öğretimin yanı sıra doğup büyüdüğü çevre, ailesi ve ailesinin eğitim durumu, kültürel yapısı, model aldığı kişilerin yete-nek ve yaşam tarzları da etkilidir. Ayrıca kişinin doğuştan gelen karakter özellikleri, hayata bakış tarzı, hayal gücü, benlik duygusu ve duygusal yapısı da bireyin girişim-ci kişilik özellikler kazanmasında önemli rol oynamaktadır. İnsanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran en önemli özellik akıl ve bunu kullanım yeteneğidir. Bireyin yaşamı boyunca aldığı eğitim ve bu eğitim sonucunda elde ettiği bilgi birikimi ge-lişmesini etkilerken, yaşadığı sorunlar ürettiği çözüm yolları, sevinçleri, hayal kırık-lıkları yaşanan olumlu ve olumsuz tecrübelerle birleşerek yaşam gücünü bulmasına yardım etmektedir. Karakterini geliştirmesini, örgütsel yapılar içinde yer edinmesi sağlayacak davranışlar kazanmasını ve kendine olan özgüvenini arttırarak bireyin girişimcilik eğilimde bulunarak başarılı olmasını da sağlayacaktır.

(9)

viii Bu çalışmamızda Sannio ve Selçuk Üniversitesi’nde yükseköğrenim öğrenci-lerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimleri araştırılmakta ve girişim-ci kişilik özelliklerinin girişimgirişim-cilik eğilimine etkisi incelenmektedir. Ayrıca öne çı-kan demografik özelliklerin bu faktörlere olan etkisi araştırılmaktadır. Bu bağlamda Sannio Üniversitesi (Benevento) ile Selçuk Üniversitesi’nde yükseköğrenim gören öğrencilere yönelik yüz yüze bir anket çalışması gerçekleştirilmiş ve sağlanan veriler istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen verilerin istatiksel analizleri sonu-cunda, başarı isteği, yenilikçilik, belirsizlik toleransı, kontrol odağı, duygusallık, aile, cinsiyet, anne-babanın mesleği, öğrenim görülen bölüm İtalyan ve Türk öğrencileri-nin girişimcilik eğilimini etkilediği tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklemini her iki üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik, Fen ve Hukuk Fakültelerinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır.

(10)

ix

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Arif DAMAR Numarası 124227011004 Ana Bilim / Bilim

Dalı İşletme/ Yönetim Organizasyon

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof.Dr. Adnan ÇELİK

Tezin İngilizce Adı

THE IMPACT OF ENTREPRENEURSHIP PERSONALITY CHARACTERISTICS ON ENTREPRENEURHIP TENDENCY OF STUDENTS: A COMPARATIVE STUDY AT SANNIO AND SELCUK UNİVERSITIES

SUMMARY

Human is an indispansible element for organizations in times of continious devolopment, growth and rapidly devoloping technology. However, an extremely important element of the human provides benefits and creates a value for family, environment, society, country and even the world, is possible owing to innonative applications created by taking risk and realizing the oppurtunity at the end of educa-tion and trainning. Altough no proof, the place where the person born and grow up, parents’education level and style of growing, starring models, abilities from innate, character, habit, sense of ego are effective in winning the individual's entrepreneurial personality traits. In addition, a person's inherent character traits, outlook on life style, imagination, sense of self and emotional structure also plays an important role in winning personality traits of an individual entrepreneur.

The most important feature that makes us human and distinguishes from other creatures is to have an intelligence and to have ability to use it. As recei-ved training throughout an individual's life and the knowledge obtained in this study

(11)

x results have an impact on development; the difficulties, solutions produced, joys, disappointments, combined with the power of life is to help you find experienced positive and negative experiences. The development of character will enable the acquisition, will allow the winning behaviors within organizational structures and succeed bulunarak self-confidence by increasing the individual's entrepreneurial ten-dency.

In our study, entrepreneurial personality traits and entrepreneural tendency of Italian and Turkish students are investigated and characteristics of entrepreneur of these dimesions is examined effect of entrepreneural tendency. A survey by face to face conducted on students who are studying at University of Sannio and Selcuk we-re and data is statistically evaluated. The data obtained as a we-result of statistical analy-sis, performance requests, innovation, ambiguity tolerance, locus of control, emotion, family, gender, parents' occupation, department section has been found to affect the entrepreneurial tendency of the Italian and Turkish students. The survey sample inc-ludes faculties of Economy, Engineering, Science and Law at both universities.

(12)

xi TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1.1: Girişimciliği Tanımlamaya Yönelik Yaklaşımların Özeti ... 5

Tablo 1.2: Girişimci Teorilerinde Girişimsel Fonksiyonun Yönleri ... 6

Tablo 2.1: İnsan Yaşam Döngüsünde 8 Aşama ... 26

Tablo 2.2.:Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi ... 27

Tablo 2.3.: Büyük Beş Faktör Modeli ... 28

Tablo 3.1: Demografik Özelliklere İlişkin Frekans Dağılımı ... 55

Tablo 3.2: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yaş Dağılımı ... 57

Tablo 3.3: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyet Dağlımı ... 57

Tablo 3.4: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Fakülte Dağılımı ... 58

Tablo 3.5: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Sınıf Dağılımı ... 58

Tablo 3.6: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Akademik Ortalama Dağılımı ... 58

Tablo 3.7: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Yabancı Dil Düzeyleri Dağılımı ... 59

Tablo 3.8: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ebeveynlerinin Mesleki Dağılımı ... 60

Tablo 3.9: Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Kişisel Özellikleri Dağılımı ... 60

Tablo 3.10: Analizden Çıkarılan İfadeler ... 63

Tablo 3.11: Girişimcilik Ölçeğine İlişkin Faktör Analizi ... 64

Tablo 3.12: Normallik Testi ... 65

Tablo 3.13: Yaşa Göre Girişimcilik Boyutlarının Analizi ... 66

Tablo 3.14: Rank Değerleri ... 67

Tablo 3.15: Cinsiyet Açısından Girişimcilik Boyutlarının Analizi... 68

Tablo 3.16: Fakülte Açısından Girişimcilik Boyutlarının Analizi ... 69

Tablo 3.17: Rank Değerleri ... 70

Tablo 3.18: Sınıf Açısından Girişimcilik Boyutlarının Analizi ... 71

Tablo 3.19: Rank Değerleri ... 72

Tablo 3.20: Akademik Ortalamaya İlişkin Girişimcilik Boyutlarının Analizi ... 73

Tablo 3.21: Rank Değerleri ... 74

Tablo 3.22: Girişimcilik Dersine Katılan Öğrencilerin Girişimcilik Boyutları ... 75

Tablo 3.23: Genel Ruh Hali Açısından Girişimcilik Boyutlarının Analizi ... 76

Tablo 3.24: Rank Değerleri ... 77

Tablo 3.25: Öğrencilerin Kişisel Özellikleri Açısından Girişimcilik Boyutları ... 78

Tablo 3.26: Rank Değerleri ... 79

Tablo 3.27: Türk ve İtalyan Öğrencilerinin Girişimcilik Boyutlarının Karşılaştırılması... 80

Tablo 3.28: Regresyon Analizi ... 82

Tablo 3.29: Anova Tablosu, Katsayılar, Model Özeti ... 82

(13)

xii ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1: Araştırma Modeli ... 81 Şekil 2: Girişimci Kişilik Özellikleri ve Girişimcilik Eğilimi İlişkisi ... 83

(14)

xiii GİRİŞ

Dünyada küreselleşme ile birlikte bilgiyi arama, bilgiye ulaşma ve bilgiyi elde etme sorunu ortadan kalkmıştır. Dünya tek bir ülke konumuna gelmiş, bunun sonu-cunda da her türlü faaliyet, üretim, teknoloji ve bilgi kullanabilme becerisi artmıştır. Bu da bilgi paylaşımın ve diğer unsurların etkin-verimli- karlı bir şekilde kullanılma-sı sonucunu doğurmuştur.

İşletmelerde üretim faktörlerinin (emek, sermaye, doğal kaynaklar, teknoloji ve girişim) kıt olması nedeniyle zor bulunması ve etkin bir şekilde kullanılmaması pek çok riskin de üstenilmesi sonucunu doğurmuştur. Günümüzde bilgiye ulaşımın ko-laylaşması ve teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması üretim faktörlerinin kullanıl-masını kolaylaştırırken, bu bilgi bombardımanın altında kalan bireyleri de kararsız hale getirmektedir. Bu yüzden de örgütlerde bilgiyi elde etmek kadar bu bilgiyi doğ-ru yerde ve zamanda kullanılabilecek kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kişiler, yeni-likçi ve yaratıcı zekâları sayesinde, kendisi ve toplum için değer yaratabilecek, geliş-tirebilecek bilgiyi üretim faktörlerini bir araya getiren ve karşılaşılabilecek riskleri göze alan, girişimci kişiler olarak adlandırılmaktadır.

Eğitim bir ülkenin gelişmişlik göstergelerinden biridir. Girişimcilik kişilik özelliklerinin oluşması, aile ile başlar ve eğitim ile devam eder. Bu yüzden, genç bireylerin aldığı eğitim girişimcilik eğilimlerini etkilemekte, topluma yeni ürün ve hizmetler sunarak toplumsal refahı sağlamaktadır. Ancak girişimci kişilik; sadece eğitimle, aile ve diğer bazı genel faktörler neticesinde oluşmamakta; deneyim, göz-lem, farkındalık, yenilikçilik ve yaratıcılık yeteneklerine sahip olmayı da gerektir-mektedir.

Çalışmamızda söz konusu olan üniversite öğrencilerinin aile, eğitim ve diğer tüm faktörler yoluyla kazandıkları kişisel özellikler, toplumsal gelişmenin sağlanma-sı açısağlanma-sından girişimcilik eğiliminin İtalya ve Türkiye’de araştırılmasağlanma-sı önem arz et-mektedir.

(15)

xiv Araştırmada ilgili üniversitelerin Fen, Hukuk, Mühendislik ve İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi’nde öğrenim gören İtalyan ve Türk öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri, girişimcilik eğilimleri ve öne çıkan demografik özelliklerinin bu faktörle-re etkisi araştırılmaktadır. Üniversite öğfaktörle-rencileri ile yüz yüze anket çalışması yapıl-mış ve elde edilen verilen istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir.

Çalışmamızın ilk bölümünde, girişimcilik kavramının tanımı, kapsamı, giri-şimciliği tanımlamaya yönelik yaklaşımlar, girişimcilik tanımı yapan araştırmacılar, girişimciliğin önemi, diğer kavramlarla ilişkisi, Türkiye’de girişimcilik teorisinin gelişimi ve girişimcilik eğilimleri araştırılmıştır.

İkinci bölümde ise, kişilik kavramı, kişilik ile ilgili kavramlar, kişiliği oluş-turan faktörler, kişiliğin açıklanmasında öne çıkan bazı yaklaşımlar ve araştırmacılar, girişimci kişilik özellikleri, girişimci kişiliği etkileyen faktörler, girişimcilik süreci, girişimciliğin temel fonksiyonları, girişimcilik türleri, girişimcilikte başarı ve başarı-sızlık faktörleri, girişimcilik ile ilgili yapılan ulusal ve uluslararası çalışmalar ince-lenmiştir.

Çalışmamızın son bölümde; İtalya ve Türkiye’deki yükseköğretim öğrencileri-nin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimi araştırılmıştır. Bu bağlamda, İtalya Sannio Üniversitesi ve Türkiye Selçuk Üniversitesi’nde ilgili fakültelerde oku-yan öğrencilerin yaş, cinsiyet, okudukları bölüm, bulundukları sınıf ayrıca yaşadıkla-rı çevre, kültür, alınan eğitim açısından girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimleri araştırılmıştır. Sonuçta İtalyan ve Türk öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik eğilimleri karşılaştırılmıştır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE KAPSAMI

Bu bölümde, girişimcilik kavramı, girişimcilik ile yakından ilişkili kavramlar açıklanmakta ve girişimciliğin tarihçesi anlatılmaktadır.

1.1.Girişimcilik Kavramı

Girişimcilik, küreselleşmenin etkisiyle birlikte ülkelerin en önemli rekabet aracı, yenilik ve yaratıcılık sermayesi ve gelişmişlik göstergesi haline gelmiştir. Giri-şimcilik, girişimcinin belirsizlik durumlarında karar verme, risk alma, fırsatları yaka-lama ve uyguyaka-lama süreçlerine verilen addır. Dolayısıyla; girişim, girişimci ve giri-şimcilik kavramları birbirileriyle yakından ilgili kavramlardır.

1 1.1.Girişimcilik Kavramının Tanımı

Girişimcilik başlangıçta “bir iş bitiren, aktif olan kişi” anlamında orta çağda kullanılmıştır (Swedberg, 2000: 2). Girişimci, kelime olarak, “üretim için bir işe giri-şen, kalkışan kimse, müteşebbis”; girişimcilik ise, “girişimci olma durumu” olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr). Girişimcilik kavramı milattan önce 4.yy’a kadar dayanmaktadır (Karayiannis, 2003: 553-563).

İngiliz yazarlar için girişimcilik kavramı, yeni ve ufak çaplı iş olarak tanımla-nırken; Almanlar girişimciliği şaşırtıcı güç ve zenginlik olarak ifade etmektedirler (Drucker, 1985).

Richard Cantillon (1680-1734) uluslararası alanda modern iktisatın kurucusu olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda o yetenekli bir bankacı ve tacirdir. Değişim ve piyasa talebinin yol açtığı risklerin taşıyıcısı olarak tanımladığı girişimci kavra-mını ilk defa kullanan bilim adamıdır. En ünlü eseri “ Essay on the Nature of Com-merce in General”, onun iktisadi düşünce temellerine ve toplumdaki girişimcilik ro-lüne yaptığı öncülüğün en önemli kanıtıdır (Filion, 1997: 2). Bütün bu bilgiler ışı-ğında, 1755’ te Fransız ekonomist Richard Cantillon, kullandığı ve girişimci anlamı-na gelen “entreprendre” ifadesi, ekonomik anlamda, kazanç elde etmek isteyen ve belirsizlikle başa çıkmaya istekli, ileri görüş ve yenilikçilik yeteneği olan bir kişi

(17)

2 olarak ifade etmiştir (Ağca ve Yörük, 2006: 159). Aynı zamanda girişimci, mal veya hizmeti belirli bir fiyattan alan ve belirsiz bir fiyattan satan, kar elde etmekten arbit-raja kadar birçok fırsat arayışı içinde olan, katlanılabilir risk alan spekülatördür. Can-tillon, tanımında da belirttiği gibi girişimci ile risk unsuru ilişkilendirilmektedir ve risk, gerçekleşmesi istenmeyen bir durumun ortaya çıkma olasılığıdır (Sciascia ve De Vita, 2004: 4). Bu tanımlamalar ışığında girişimcilik, üretim sürecinin ve ekonomik yapının temel taşıdır. Girişimcilik geleneksel üretim faktörlerinin en uygun bileşke-sini aynı zamanda rekabeti ve yenilikçi arayışı, risk iştahı ile birleştirerek üretim sü-recini başlatan faaliyetler bütünüdür (www.tusiad.org.tr). Bu bağlamda girişimci, karışıklık ve kaos durumlarında fırsatları yakalayan bireyler olarak tanımlanmaktadır (Kuratko ve Hodgetts, 1998: 5).

Nicholas Baudeau (1730-1792), 1797 yılında Fransız ekonomist olan bilim adamı, girişimciyi benzersiz düşünce ve fikirler ile farklı yenilikler yaparak maliyet-leri azaltma, karları arttırma becerisi gösteren bir yenilikçi olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte Cantillion’ un yapmış olduğu girişimci kavramına biraz daha netlik kazandırmaktadır (Hebert ve Link, 2006: 590).

Adam Smith (1723-1790), iktisat biliminin öncüsü olarak kabul edilen bilim adamı, 1776 yılında yayınlanan “Ulusların Zenginliği” adlı eserinde girişimci kişiyi şu şekilde ifade etmektedir (Sciasci ve De Vita, 2004: 4).

 Girişimci, maceracıdır. Çünkü riski sever ve arar.

 Girişimci, geleceği tahmin edip planlar yaptığı ve proje düzenleme kabiliye-tine sahip olduğu kişidir.

 Girişimci karşılığı uygun bir şekilde ödenmişse, işe yarar yatırımlar için ölçü-lü risk alan spekülatördür.

Schumpeter (1883-1950), girişimciyi; yeni düşünceler, fikirler, mal ve hizmet oluşturmayı yenilikçilik kabiliyeti ile yürüten, tüm kaynakların arasından benzersiz ya da aynı şeyleri farklı yöntemlerle üreten birey olarak tanımlamaktadır. Bu tanım-lamaya göre; yeni kişiler, yeni birleşimleri tamamen eski araçlarla üretebilmektedir-ler (Fiş ve Wasti, 2009: 130). Schumpeter, 1934 yılında tanımladığı girişimcilik ve girişimci kavramı, o günden bugüne dünyada tam kabul görmüş bir tanımına

(18)

rast-3 lanmamaktadır (Lee vd., 2005: 28). Schumpeter’ e göre girişimci; yeni ürünler, yeni süreçler geliştirme, yeni ihracat pazarları bulma, yeni hammadde, yarı mamul arz kaynakları bulma veya yeni bir organizasyon yapısı oluşturma gibi işletme açısından yeni birleşimler yaratarak mevcut ekonomik düzeni yıkan kişi olarak tanımlamıştır. Schumpeter’e göre girişimci; ekonomik sistemde var olan sosyal ve kurumsal engel-lerin üstesinden gelerek mevcut durumu zorlayarak yenilikler gerçekleştiren, top-lumda değişimi yaratan kişi ve kurumlardır (Müftüoğlu v.d., 2004: 4).

Peter Drucker (1985) girişimciliği, mevcut kaynakları değerlendirmek sure-tiyle zenginlik üreten, kapasite yaratan, yenilikçi faaliyet olarak adlandırmaktadır (Lee, vd., 2005: 28). Girişimci yeni bir şey bulmaz, yeni bir şey icat etmez; yürüyen bir sistemde küçük bir farklılık yaparak genel anlayışı, genel kabulleri de değiştire-bilmek, alışılagelmişin dışına çıkmak ister ve bu da bir devrimci girişimciliktir (Öz-göker ve Öztürk, 2008: 32). Bir başka tanımda ise, girişimci kıt kaynaklar arasında iyi bir bağlantı, düzen, uyum sağlayan yargısal kararların alınmasında uzmanlaşmış kişi olarak ifade edilmektedir (Casson, 2003: 20).

Isreal Kırzner (1973), rekabet ve girişimcilik adlı eserinde girişimciyi; piya-sadaki kar sağlayan gelişmeleri araştıran, bulan ve bunlarla uğraşmak için hazır bu-lunan kişi olarak tanımlamaktadır. Aynı zamanda piyasadaki arz ve talep dengesinin yeniden şekillenmesine bu fırsatları değerlendirerek yardımcı olmaktadır. Ayrıca arz ve talep arasında oluşan farklılıktan kar sağlayacak şekilde faaliyet göstermektir (Landström, 2004: 38-39).

Girişimci kavramı değişik disiplinler tarafından farklı biçimlerde ifade edilse de, bunların hemen hemen hepsinde ortak noktalar ve hiç değişmeyen özellikler var-dır. O da, girişimcinin daima diğer bireylerin baktığı ancak farkında olmadığı fırsat-ları görüp, bunfırsat-ları birer iş fikrine dönüştürebilmesi ve risk almaya yatkınlığıdır (Ti-tiz, 2002: 7).

Örneğin ekonomistler, üretim unsurlarını bir araya getiren ve kaynakları etkin kullanmak suretiyle üretim yapıp sonucunda para kazanan kişi; işadamı, gözü kara bir yatırımcı, hırslı ve ihtiraslı bir rakip, bir müşteri veya bir müttefik olarak; psiko-log, bir şey elde etmek, bir şeye ulaşmak, bir şeyi denemek, diğerlerinin elindeki bir

(19)

4 otoriteyi paylaşmak isteyen yüksek motivasyonlu kişiler girişimci olarak tanımla-maktadır (Yılmaz ve Sünbül, 2009: 195-203). Kapitalistlere göre girişimci, başkaları için zenginlik yaratan kaynakları kullanmanın daha iyi yolunu bulan, verimsizliği azaltan ve başkaları için istihdam yaratan kişi olarak ifade edilmektedir (Öneren, 2012: 10).

Girişimci, bir iş gerçekleştirmek için uğraşan ve bundan korkmayan kişidir. Üretim faktörlerini –emek, sermaye, doğal kaynaklar- en önemlisi insan faktörünü bir araya getirerek, iktisadi mal ve hizmet üretimi için gerekli girişimi başlatan, ayrı-ca üretim için gerekli finansal kaynakları ve mal ve hizmet için pazarları bulan kişi-dir. Ekonomik değerlerin yaratılması için gereken üretim faktörlerin birleşimi, biyo-lojik veya mekanik bir olay olmayıp, insan tarafından gerçekleştirilir (Çelik ve Ak-gemci, 1998: 18). İşte girişimcilik dediğimiz bu işlev ile pazardaki fırsat ve gelişme-leri belirleyerek, pazar fırsatlarını ve gelişmegelişme-lerini iş fikrine dönüştürerek, risk üstle-nerek aynı zamanda üretim faktörlerini (emek, sermaye, doğal kaynaklar) bir araya getirerek bir toplumda ekonomik, sosyal ve yenilikçi değerlerin meydana getirilme-sine katkıda bulunulmaktadır (Tekin, 1998). Girişimci, daima değişimi arar, bulur ve bunu fırsat olarak görür, kullanır (Drucker, 1985: 25). Bu bağlamda girişimcilik, uy-gulamada yokluktan değerli bir şey ortaya çıkaran yaratıcı eylemeler gösteren kişidir. Aynı zamanda eldeki kaynakların yetersizliğine ve kaynakları dikkate almaksızın fırsat peşinde koşmaktır (Lambing ve Kuehl, 1997: 10). Neyin, nasıl, ne zaman ve ne için üretileceğine karar veren, bu konuyla ilgili çalışmalar yapan kişilere ihtiyaç du-yulmaktadır. Bir mal veya hizmet üretmek, pazarlamak için sahip olduğu ya da dış kaynaklardan sağladığı sermaye ile üretim faktörlerini bir araya getiren, bu girişimde bulunurken sonuçlanan kar veya zararı göze alan coşkulu kişiler girişimci olarak ifa-de edilmektedir (Dinçer ve Fidan, 2003: 16).

(20)

5 Tablo 1.1: Girişimciliği Tanımlamaya Yönelik Yaklaşımların Özeti

Girişimcilik Modeli

Temel Amaç veya Odak Noktası Varsayım Davranışlar ve Yetenek-ler Durum Mükemmel İnsan Okulu

Girişimci sahip olduğu sezgisel yetene-ği(altıncı his), özellik-leri ve içgüdüözellik-leriyle doğar.

Sezgileri olmadan do-ğan birey, herkes gibi ölümlü(gereksiz) olur-du. Sezgi, kuv-vet, enerji, inatçılık ve öz saygı. Başlangıç. Psikolojik Özellikler Okulu Girişimciler, onları güdüleyen benzersiz tutumlara, değerlere ve ihtiyaçlara sahiptir. İnsanlar değerlerine uyarak davranırlar; bu davranış onları tatmin etmeye yönelik ihtiyaç-lardan kaynaklanır. Kişisel de-ğerler, risk alma, ba-şarma ihti-yacı ve di-ğerleri Başlangıç

Klasik Okul Girişimsel davranışın temel özelliği yenilik-tir.

Girişimciliğin kritik tarafı, sahip olmadan ziyade gerçekleştirme süreci olmasıdır. Yenilik, yaratıcılık ve keşif Başlangıç ve Erken Büyüme Yönetim Okulu Girişimciler, iktisadi girişim düzenleyicile-ridir. Aynı zamanda girişimciler, sahip olduğu riskleri üstle-nen, planlayan ve yö-neten kişilerdir. Girişimciler, yönetimin teknik fonksiyonlarında eğitilebilir ve geliştiri-lebilir. Üretim plan-lama, insan-ları organize etme, aktif-leştirme ve bütçeleme. Erken Büyüme ve Olgun-luk Liderlik Okulu Girişimciler, öncü kişilerdir ve insanların ihtiyaçlarına kendi ihtiyaçlarına kendi tarzını uyarlayabilme yeteneğine sahiptirler.

Girişimci tek başına hedeflerini başaramaz ancak diğerleriyle bir-likte başarabilir. Motive et-me, yönlen-dirme ve liderlik etme Erken Büyüme ve Olgun-luk İç Girişim-cilik Okulu Girişimsel Yetenekler, karmaşık örgütlerde kullanışlı olabilir. İç girişimcilik, Pazar yaratma ve hizmetleri genişletme amacıyla bağımsız birimlerin gelişmesidir.

Örgütler hayatta kal-mak için uyum sağlama ihtiyacı duymaktadır-lar; girişimci faaliyeti örgütsel yapıya yön-lendirir ve yönetici hale gelir. Fırsatlara uyanıklık, karları mak-simize etme Olgunluk ve deği-şim.

Kaynak: Cunningham ve Lischeron, 1991: 47

Öncelikle, girişimcilik kavramını farklı bakış açılarını yansıtan bir dizi dü-şünce okulu bulunmaktadır. Ancak tek başına hiçbir disiplin girişimsel kavramı açık-lamak için araçlar sağlamamaktadır. Bu bağlamda girişimciliğin ne olduğu konusun-da uzlaşı sağlanmamış olması şaşırtıcı değildir. Tablo 1.1.’ de gösterilen düşünce okullarının girişimcilik sürecini anlamada faydalı bilgiler sağladığı görülmektedir.

(21)

6 Bu okullar kişisel özellikler, yönetim ve mevcut girişime uyum sağlama göz önünde bulundurularak sınıflandırılmıştır. Bir girişimin başlangıç, büyüme ve olgunlaşması-nın girişimsel durumları farklı davranış ve yetenekler gerektirmektedirler (Cunning-ham ve Lischeron, 1991: 45-46).

İktisadi teoriler, girişimci fonksiyonlarında büyük çeşitlilikler ortaya çıkar-maktadır. Bu teorilerin girişimcilik alanına sağladığı önemli katkıları Tablo-1.2 ‘de özetlenmektedir.

Tablo 1.2: Girişimci Teorilerinde Girişimsel Fonksiyonun Yönleri

Araştırmacı period Risk alan Arbitraj-cı(uzmanlaşmış yatırımcı serma-yeci yönetici yenilikçi Cantillion 1680-1734 +++ ++ + 0 0 Say 1767-1832 ++ 0 - +++ ++ Marshall 1842-1924 + ++ +++ +++ 0 Menger 1840-1921 - + - ++ 0 Knight 1885-1972 +++ 0 - - + Schumpeter 1883-1950 - + - - +++ Kirzner 1930- - +++ - 0 0 Kaynak: Praag, 1997: 11

-: bu yönü açıkça dışarıda 0: bu yönü dahil değil. +: bu yönü dolaylı dahil ++:bu yönü açıkça dahil +++:bu yönü teori için gereklidir

Tablo-1.2’de risk alma genellikle girişimsel fonksiyonun içine dâhil edilmesi gerektiğini göstermektedir. Menger, Schumpeter, ve Kirzner açıkça ifade etmektedir-ler ki; onların girişimci diye nitelendirdiketmektedir-leri risk alan kişietmektedir-ler değiletmektedir-lerdir. Cantillion ve Knight’ a göre, risk alma girişimcilerin anahtar fonksiyonudur. Kirzner, arbitraj faaliyetlerinin girişimci için temel öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır. Girişim-cilik teorilerinde girişimcinin sermayeci olup olmadığı önemli konulardan biridir.

(22)

7 Sermayeci ile girişimcinin birleşimi Say, Menger, Knight, Schumpeter ve Kirzner’in aksine Marshall ve Cantillion güçlü bir destek vermektedir. Marshal da sermaye fonksiyonunu girişimci faaliyetlerinin gerekli işlevi olarak belirtmektedir. Yenilikçi faaliyetlerin girişimcilik faaliyetlerine dâhil edilmesine karşı hiçbir itiraz bulunma-maktadır. Tabii ki, yenilik fonksiyonu Schumpeter’in girişimcilik fonksiyonu için gereklidir (Praag, 1997: 12).

Karl Marx (1818-1883), ekonomik gerçeklik içerisinde bulunan burjuvazi (kapitalistler ve proletarya (işci sınıfı) olarak yapmış olduğu bölünme içerisinde giri-şimcilerin yer almamasından dolayı girişimciliği ihmal etmiştir (Formaini, 2001: 4). Ancak Marx, sanayi devriminde yaşamasına ve araştırmasını geliştirmesine rağmen, bu dönem, kapitalizmde girişimci rolünün reddedildiği ve ekonomik analizde sosyal ve ekonomik dönüşümler olarak açıklanmaktadır (Lara ve Hontangas, 2011: 104).

Leon Walras (1834-1910), üretim faktörlerinin en önemli unsuru olan giri-şimciye hayati bir rol vermekte, kendinden önceki Fransız araştırmacılar ile aynı görüşte olmayıp girişimcinin fonksiyonunu kapitalistlerden dikkatli bir şekilde açık-lamaktadır (Formaini, 2001: 6).

Sanayi Devriminden sonra John Stuart Mill 1848 yılında yayınlanan “Princip-les of Political Economy” adlı eserinde yönetsel faaliyetler içinde girişimcinin rolünü tanımlamıştır. Mill’e göre, girişimcilik için kazanma kabiliyeti, geliştirilmiş beyin, muhtemel avantajları görmek için azim ve büyük çaba göstermek gibi bazı özellikle-re geözellikle-reksinim duyulmaktadır (Sciasci ve De Vita, 2004: 4).

Max Weber (1864-1920), 20.yy’da kültürün girişimcilik üzerinde etkisi oldu-ğunu belirten ilk araştırmacıdır. Bu bağlamda, din kişinin temel değerlerini ve inanç-larını etkilediğinden beri kültürü büyük ölçüde etkilemektedir (Bwisa ve Ndolo, 2011: 20-21).

Low ve Mac Millan (1988) girişimciliği “yeni kurum yaratılması” olarak ta-nımlarken, William Bygrave (2006) girişimciliği sadece iş açısından değil hayal gü-cü, esneklik, yaratıcılık, insiyatif alma, isteklilik kavramlarının varlığı ve değişimi görmek için bir fırsat olarak tanımlamakladırlar (Ashokan vd., 2012: 2)

(23)

8 Girişimci toplum için değerli kabul edilen insanlardır. Değerli olan insan ise, üreten, üretirken değer yaratan, yarattığı değerlerle insanları mutlu eden, insan yaşa-mına güzellikleri katan kişidir. Michaelangelo’nun resmi, Shakespeare’in şiiri ve Mimar Sinan’ın mimarisi bu tanıma en iyi örneklerdir (www.ttso.org.tr). Böyle in-sanlar, işlerini en iyi şekilde hatta elinden geldiğinden fazlasını ortaya koymaktadır-lar. Bu bağlamda girişimci sadece kendisi için değil çevresindeki diğer kişiler için ve toplum için bir değer üretmek için çalışan ve çevresindeki insanlarla beraber gelişen kişidir.

Girişimci, toplumun ihtiyaç duyduğu ürünleri ve hizmetleri üreterek veya ti-caret yaparak kar etmeyi amaçlayan, bu amaçla kendi işini kurmak için harekete ge-çen ve iş fikrini gerçekleştirmek için araştırma, planlama, örgütlenme ve koordinas-yon çalışmaları yapan, sonuçta gerekli bilgi-beceri, işyeri, eleman, makine-ekipman vb. işletme girdileri ile finansman kaynaklarını bir araya getirerek kendi işini kuran kişidir (Sanlı ve Şahsüvar, 2005: 3). Bir diğer açıdan girişimcilik; parasal ya da kişi-sel tatmine bir ödül sonucuyla ulaşmak amacıyla, zaman ve çaba harcayarak, finan-sal, psikolojik ve toplumsal riski üstlenerek farklı değerde mal ya da hizmet yaratma sürecidir (Yurtseven, 2001: 14).

1.1.2.Girişimcilik ile İlgili Benzer Kavramlar

Girişimci kavramı ile işveren, yönetici, sermayedar, patron, tacir, patron, li-der, teknisyen gibi benzeri kavramlar birbirilerinin yerine kullanılmakta ancak bilin-diği gibi aynı kavramlar olmadığı anlaşılmaktadır.

1.1.2.1.Yöneticilik

Her örgüt karar verme yöntemlerine, faaliyetler arası koordinasyon yollarına, uyum sağlama esnekliğine, iletişime ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda örgüt, yöne-time ihtiyaç duymaktadır (Can, 1999: 21). Kısaca yönetim; başkaları vasıtasıyla iş görme faaliyetidir. Başkalarına iş gördüren kişi de yönetici olarak tanımlanmaktadır. İktisat teorisinde, üretim faktörleri emek, sermaye doğal kaynaklar olarak kabul edi-lirken, günümüz bilgi toplumunda iktisadi mal ve hizmetlerin üretilmesinde insan

(24)

9 faktörünün önemi artmaktadır. Aslında teknolojinin gelişimiyle fiziksel anlamda emeğin rolü azalmış gözükse de, insan faktörü vazgeçilmez hale gelmektedir.

Girişimci ve yönetici kavramları, bazı eserlerde aynı anlamda kullanılmakla birlikte, aralarında önemli sayılabilecek farklar vardır. Gerçekten de ekonomik mal ve hizmetlerin üretilmesi ve pazarlanması amacıyla, üretim faktörlerinin yani, doğal kaynaklar, emek ve sermayenin yanı sıra bu üç temel girdiyi uyumlu bir biçimde bir araya getirecek, yani neyin, nasıl, ne zaman ve niçin üretileceğine karar veren kişile-re ihtiyaç duyulacaktır. Acaba bu kişi girişimci midir yoksa yönetici midir? Bu iki kavramı birbirinden ayırt edebilmek için girişimci ve yönetici kavramlarını tanımla-mak gerekmektedir (Arıkan, 2002: 33).

Bildiğimiz gibi sanayi devrimiyle başlayan süreçte fiziki emek faktörü önemli yer tutmaktaydı. Günümüze gelindiğinde, bilişim çağının hızıyla ve ona bu hızı ka-zandıran robot ve bilgisayara dayalı üretim süreçleri ile birlikte insan, emeğin fizik-sel emek olarak kullanmaktan çıkıp, beyinfizik-sel gücünü kullanmasını sağlayan yönetfizik-sel emek, girişimcilik gibi fikri emek unsurlarını daha çok kullanır duruma gelmiştir. Böylece insan daha üst düzeydeki yeteneklerini değerlendirme imkânı bulmuştur (Müftüoğlu ve Durukan, 2004). Bütün organizasyonlara hayat veren ona başarma güdüsü veren unsur ruhtur. Mekanik bir organizasyona hayat veren ve onu başarıya götüren ruhu aşılayan, kar ve risk üstlenmeksizin, ürün veya hizmet üretimi için ge-rekli olan üretim faktörlerini bulan ve birleştiren, girişimci adına işletme ile ilgili işleri yürütme sorumluluğu olan kişiye yönetici denir. Bu doğrultuda girişimci vası-tasıyla kazandıkları yetkileri kullanırlar. Girişimciler aynı zamanda birer yöneticidir ancak her yönetici girişimci değildir (Tikici ve Aksoy: 2009). Bir yönetici, riskleri en aza indirmeye çalışırken, girişimci bu konuda çok daha gözü karadır. Bir patronun asıl işi, sahip olduğu varlığı idame ettirmek ve geliştirmek iken bir girişimci, varlığı-nı pekâlâ riske atabilir (Titiz, 2002: 8).

Sonuç olarak; yönetici, oluşabilecek riskin sorumluluğunu taşımayan ekono-mik mal-hizmet üretmek ve bu mal-hizmeti pazarlamak için üretim faktörlerini dü-zenli bir şekilde bir birleştiren ve böylece işletmeyi amacına uygun olarak çalıştırma sorumluluğunu üstlenen kişidir (Çetin, 1996: 31).

(25)

10 1.1.2.1.1.Yönetici ile girişimci Arasındaki farklar

Micheal E. Gerber, Girişimcilik Tutkusu adlı kitabında girişimci ve yönetici arasındaki farklılığı şu şekilde ortaya koymuştur (Gerber, 1997: 26).

 Girişimci gelecekte, yönetici geçmişte yaşar.

 Girişimci için kontrol önemliyken yönetici için düzen önemlidir.

 Girişimci yeniliklerle başarı sağlarken, yönetici var olan duruma bağlı kalır.

 Girişimci fırsatları kovalar, yönetici hep problemleri görür.

 Yönetici bir ev yapar ve sonuna kadar orda yaşar. Girişimci evi inşa eder ve anında bir sonrakini planlamaya başlar.

 Yöneticinin işleri düzgün ve özenlidir. Girişimci ise yöneticinin sıraya soka-cağı işleri yaratır.

 Yönetici girişimcinin arkasından ortalığı toparlayan kişidir. Girişimci olmaz-sa temizlenecek bir şey de olmaz.

 Yönetici olmazsa işler ve toplum yürümez. Girişimci olmazsa yenilik olmaz.

1.1.2.2.Liderlik

Lider kişilik; insanları seven, onlara saygı duyan, onları dinleyen, önemseyen, onların ihtiyaçları ve sorunlarıyla ilgilenen ve bu sorunlara çözüm üretebilecek bece-riye sahip olduğunu gösteren kişidir. Liderin iletişim yeteneği yüksek olup, insanlarla ilişkilerinde kullandığı ana yöntem "empati" yani kendisini başkalarının yerine koya-rak düşünebilme becerisidir (Birçek, 2008: 29).

Liderlik kavramının içerik açısından geniş bir konuyu kapsaması ve herkesin içinde öncü olma veya birine bağlanma gereksiniminin duyulması, konuyla ilgili çok fazla araştırma yapılmasına sebep olmuş ve birçok bilim dalı da (yönetim bilimi, siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji vb.) liderliği kendi alanı çerçevesinde tanımlamaya çalışmıştır (Gül ve Şahin, 2011: 239). Bu bağlamda; liderlik ve yöneticilik kavramla-rı çoğu zaman aynı anlamda kullanılmaktadır ancak her ikisi de birbirinden farklı kavramlardır. Yönetici en basit tanımıyla başkalarına iş yaptıran kişidir. Lider ise; başkalarından ayrılan yönleriyle fark edilen ve amaçlara ulaşmak için başkalarını etkileyen kişidir. Aralarındaki temel benzerlik her ikisinin de amaçlara ulaşmak için

(26)

11 faaliyetlerde bulunmasıdır (Atıgan, 2010: 76). Tam anlamıyla lider, grup üyelerinin hissettiği ancak ortaya çıkmamış ortak düşünce ve istekleri makul bir amaç biçimde ortaya koyan ve grup üyelerinin potansiyel güçlerini bu amaç etrafında faaliyete ge-çiren kişidir (Eren, 2003: 525). Yönetici ve liderlik kavramları bazı bilim adamları tarafından eş anlamlı olarak görülmesine rağmen aslında bu iki kavram birçok açıdan birbirilerinden farklı anlamlara sahiptirler (Genç, 2004: 25):

 Yönetici, tavır olarak daha şahsi ve çekingendir. Lider ise, yeni fikirleri uygu-lamaktan ziyade daha dinamik ve yeni fikirleri ortaya çıkarırlar.

 Yönetici, işlerin nasıl yapılacağı sorusu üzerine odaklanırken; lider, sonuçlar yani hangi hedeflerin gerçekleştirileceği, hangi yenilik ve değişim için ne tür ka-rarların verileceği üzerine odaklanır.

 Yönetici, süreçlere teslim olurken; lider, süreçlere hâkim olurlar.

 Yönetici dar görüşlüdür; lider ise geniş bir bakış açısına sahiptir.

 Yönetici, yapılar ve sistemler üzerinde yoğunlaşır; lider ise insanlar üzerinde uğraşır.

 Yönetici benzer bir kişiliğe sahipken; lider eşsizdir.

 Yönetici muhafazakâr; lider ise, yenilikçidir.

 Yönetici, kar-zarar noktasıyla ilgilenirken; lider ise, geniş bakış açısıyla yeni ufuklar arar.

 Yönetici, kontrole güvenir; Lider ise, güven verir.

 Yönetici, kendi isteklerini başkalarına baskı yoluyla yaptırmaya çalışırken; li-derler ise, kendi isteklerini başkalarının da isteği haline getirir.

1.1.2.3.İşveren

İşletme, ekonomi ve sosyal politika alanlarında işveren kavramı; işçi veya iş gören istihdam eden, işgücü kiralayan ve bu sıfatla işgücü sahiplerine karşı sorumlu kişi olarak tanımlanmaktadır (Müftüoğlu ve Durukan, 2004: 13). İş Kanunu’nun 2. Maddesine göre, bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştı-ran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmaktadır.

(27)

12 1.1.2.4.Tacirlik

Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Dolayısıyla gerçek kişi tacirden söz edilebilmesi için bir ticari işletme bulunmalı, bu ticari işletme işletilmeli ve tacir, bu işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmeli-dir. Tacir olabilmek için işletmenin açıldığının ilgili makamlara bildirilmesi gerekir. Tacirler iflasa tabiidirler, bir unvan kullanırlar, kanunen zorunlu defterleri tutarlar, işletmelerini ticaret siciline kaydettirirler, ticaret karnesine tabidirler ve ticari faali-yetleri için fatura kullanırlar (TTK/12-21).

1.1.2.5.Esnaflık

İster gezici olsun ister bir dükkânda, belirli tacir sıfatını kazanacak kadar sermayesi olmayan ve geliri daha çok emeğine dayanan, bağımsız olarak çalışan kişi olarak tanımlanmaktadır (TTK/15). Bir başka tanıma göre esnaf; iktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmaya dayanan ve yıllık gayri safi geliri yasal çerçevede belirlenen miktarı aşmayan sanat ve ticaretle uğraşan kişidir (Çelik ve Ak-gemci, 1998: 7).

1.1.2.6.Patron ya da işyeri (işletme) Sahipliği

İşletme sahibi olmanın göstergesi, işletmenin mülkiyetine sahip olmaktır. Doğal olarak herhangi bir işletmenin mülkiyetine sahip olan her kişi işletme sahibidir (Çelik ve Akgemci, 1998: 9). Oysa girişimcilik risk alabilme, dinamizm, yaratıcılık, yenilik niteliklere sahip olma ve her zaman üretme, değer katma ve başarılara doy-mama olarak tanımlamak, girişimcilik ve işletme sahipliği arasındaki farkı kanıtlar niteliktedir.

1.1.2.7.Sermayedar

Bir işletme kurmak adına gerekli olan sermayeye (mal ve hizmet üretmek için gerekli olan üretim araçlarına) sahip kişi olarak tanımlanmaktadır. Toplumun ihtiyaç-larına cevap verebilecek olan sermaye sahibi kişinin girişimcilik özelliklerine sahip olması beklenemez. Hiçbir girişimcilik özelliği olmayan kişiler sahip oldukları

(28)

ser-13 mayeyi girişimci yeteneklerine sahip kişilere vererek veya ortaklık kurarak, girişimi harekete geçirme yolunu tercih edebilirler (Güney, 2008: 67).

1.1.2.8.Teknisyenlik

Teknisyen “bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, kendin yap” ilkesi doğrul-tusunda hareket eden kişi olarak tanımlanmaktadır. Teknisyen tamir yapmayı sever. İşleri parçalara ayırıp tekrar birleştirir. İşlerin hayal edilmelerinin değil, tersine ya-pılmaları gerektiğini bilir. Girişimci gelecekte, yönetici geçmişte, teknisyen günü-müzde yaşamaktadır. Başka bir ifade ile girişimci hayal eder, yönetici süsler, teknis-yen gerçekleştirir (Gerber, 1997).

1.1.3.Girişimciliğin Önemi

Sanayi ötesi toplum olarak da adlandırılan bilgi toplumuna geçişle birlikte, insan emeğine olan ihtiyaç ve üretim üzerindeki ağırlığı azalırken, bilgiye dayalı emeğin üretim üzerindeki ağırlığının artmaya başladığı günümüz bilgi çağında giri-şimciler ekonomide ve toplumda, radikal yeniliklerin ve gelişmelerin kaynağını oluş-turan baş aktörlerdir (İraz, 2010: 190). Tarih boyunca girişimcilik her daim bireyle-rin, bölgelebireyle-rin, ülkelerin ekonomik, sosyal, kültürel vb. alanlarda gelişmesini sağla-yan vazgeçilmez bir unsur olarak görülmektedir.

Ekonomik büyümenin dinamosu olan girişimcilik, işsizlik sorununa önemli ölçüde çözüm sağlamakta; yeni düşünceler, yenilikçi fikirler ile yaratıcı ve gelişime açık uygulamaların yayılması ve uygulanmasında öncü olmaktadır (Berk, 2009: 8). Girişimciliğin ekonomik ve sosyal fonksiyonu olmak üzere temel iki fonksiyonu vardır (Bozkurt vd., 2012: 233). Ekonomi alanında girişimcilik; istihdam ortamının genişletilerek işsizliğin önlenmesinde, toplumun her kesiminin refah düzeyinin yük-seltilmesinde ve orta sınıfın güçlendirilmesinde, bölgesel gelişmişlik düzey farklılık-larının ortadan kaldırılmasına veya azaltılmasına, yeni teknoloji üretiminde olduğu gibi atıl kaynakların etkin ve verimli kullanılmasında ve genel olarak toplumsal barı-şın sağlanarak bütünleşmesinde işlevseldir (İlhan, 2005: 218). Girişimcilik sosyal alanda ise; birçok teknolojik buluşun toplumun yararı için yenilikçi ürün ya da hiz-metlere dönüştürülmesinde, değer yaratmada, toplumsal yapı da ya da

(29)

değişim-14 ci/yenilikçi bir sürecin başlatılmasında, girişimciliğin risk üstlenme, yenilikçi ve ön-cü olma niteliğinden dolayı tüm toplumların değişim ve gelişim süreçlerinde işlev-seldir (Bozkurt vd., 2012: 233).

Bilindiği üzere toplumu oluşturan bireyler yaşamlarını sürdürebilmek için de-ğişik mal ve hizmetlere ihtiyaç duyarlar ve bu mal ve hizmetleri bireysel olarak üre-temedikleri için işletme adı verilen organizasyonlar kurarlar (Arıkan, 2002: 39). Böy-lece girişimcilik faaliyetleri ile yeni firmaların doğmasına yol açmaktadır. Yeni kuru-lan firmalar ile birlikte yerel ekonominin kalkınması, işsizliğin azalması, vergi gelir artışı, bölgesel faaliyet etkinliğinin artması ile birlikte bölgesel gelirin bölge içinde kalması gibi stratejik etkiler sağlamaktadır (Özkul ve Dulupçu, 2007: 75).

1.1.4.Girişimcilik Nedeni

Girişimcilik faaliyeti genellikle bireyin arzu ve isteği doğrultusunda oluşmak-tadır. Bu açıdan girişimcilik faaliyeti, niyet edilerek yapılan planlı bir davranıştır (Naktiyok ve Timuroğlu, 2009: 85-103).

Girişimcilikle ilgili mevcut kitaplar, makaleler, tezler incelendiğinde; insanla-rı girişimciliğe yönelten birçok etmen söz konusu şüphesiz. Bunlardan en önemlisi olarak “kâr elde etme isteği” söylenebilir. Kâr elde etme isteğinin yanı sıra “bağımsız olma isteği” ve “kişisel tatmin sağlama isteği” de ana etmenler olarak sıralanabilir. Bu üç tane, kişiyi girişimciliğe sevk eden ana özelliği takip eden başka faktörlerden de bahsedilebilir ki bunlar (Ergüder, 2011: 21):

 Başkasından emir almama yani kendi kendinin patronu olma,

 Yapmaktan hoşlanacağı, zevk alacağı bir işte çalışmak,

 Maddi olarak refah içinde yaşayabilmek için gerekli miktarda para kazanma isteği,

 Kimsenin göremediği ya da yakalayamadığı fırsatları bulup, kendi işini kur-ma isteği,

 Çevresi tarafından fark edilme, tanınma ve saygınlık kazanma isteğidir. Bu doğrultuda kişiyi girişimciliğe yönelten bu faktörlerin insanla olan ilişki-lerinin incelenmesinde fayda vardır.

(30)

15 İnsanlar, yaşamlarını sürdürebilmek ve mutlu bir yaşam için çeşitli ihtiyaçla-rını karşılamak zorundadırlar. Dolayısıyla ihtiyaç, tatmin edildiğinde haz ve doyum, tatmin edilmediği zaman ise acı ve üzüntü veren bir duygudur. Ancak ihtiyaçların derecesi ve şekli, yaşa, cinsiyete ve sosyal sınıflar ve mesleklere, insanların yaşadığı toplumun yapısına göre değişiklikler gösterebilmektedir (Özer, 2008: 13). İnsan ihti-yaçları çeşitlilik göstermekle birlikte, insanoğlunun sınırsız sayıda ihtiyacı bulun-maktadır. Bu yüzden insanlar bir şeyler üretmek, keşfetmek için çabalamakta, faali-yette bulunmakta, topluma değer katmakta ve fayda sağlamaktadır. Böylece girişimci kişiler, insanlara kendilerini anlatmak, başkalarını anlamak, kendi ihtiyaçlarının öte-sinde toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, karşılıklı yardımlaşmak ve anlaşmak üzere giriştikleri her türlü faaliyet girişimcilik ile yakından ilişki kurmaktadır.

1.1.5.Türkiye’ de Girişimcilik Teorisinin Gelişimi ve Girişimci Terimi Türkiye’de girişimcilik tarihine bakıldığında, girişimcilik sürecinin devletin uyguladığı ekonomi politikalardan bağımsız olmadığı görülmektedir. Başka bir ifade ile Türkiye’ de girişimcilik tarihi, girişimciler ve devlet arasındaki ilişkinin tarihiyle de yakından ilgilidir. Burjuvazinin gelişimi için 1923’ten günümüze kadar 5 ana dö-nem olarak ayrılmaktadır (Öztürk, 2008: 29):

 1923-1929 arasında “özel girişimciliğe teşvik”,

 1930-1946 arasında “devletçilik ve yansımaları”,

 1946-1960 “liberal ekonomiye geçiş”,

 1960-1980 “planlı ekonomi denemesi”,

 1980’ den günümüze dek “ dışa açık liberal ekonomiyi sayabiliriz.

Osmanlı İmparatorluğu’ nun son dönemlerinde, ekonomik girişimciler, Sana-yi devriminden sonra Batı ile daha sıkı ilişkide olan ve bilgi alışverişinde bulunan Yahudi, Rum, İtalyan asıllı Türk vatandaşlar idi. Bunlar bankerler, ithalatçılar ve genellikle tüccarlardır (Güney, 2008: 18). Bu dönemde işlerin yabancı uzmanlar ara-cılığıyla gerçekleştirilmesi Osmanlı Paşa Ailelerinden gelip, bugün sanayici olarak hatırlayabileceğimiz kişilerin yok denecek kadar az olmasına sebep olmuştur (Arı-kan, 2002: 13).

(31)

16 Cumhuriyet döneminde, ülke Kuruluş Savaşıyla siyasal bağımsızlığını ka-zanmasıyla birlikte, ekonomik bağımsızlığı kazanmak için de bir milli burjuvazi ya-ratma çabasına girilmiştir. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar da bu temel girişimi desteklemektedir (Arıkan, 2002: 14). Kongrede, hammaddesi yurt içinde üretebilen sanayi dallarının kurulması, el işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fab-rikalara veya büyük işletmelere geçilmesi sanayi sektörleri tarafından kurulamayan teşebbüslerin devletçe ele alınması, özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir devlet bankasının kurulması, demiryolu inşaat programının oluşturulması gibi özel girişim-ciliği canlandıracak iktisadi önlemler kararlaştırılmıştır (Koç, 2000).

Aslında 1923-1929 döneminde oluşturulan politikalar, 1908-1918 dönemi arasında Osmanlı Devleti’nin ekonomi önemli rol oynayan İttihat ve Terakki Fırka-sı’nın girişimcilik kavramının gelişimi olarak görülebilir. Bu anlayışın temelinde sürdürülen sanayi politikalarıyla milli bir girişimci burjuva sınıfı oluşturmaktı. Nite-kim 1913’te yerli üretimi arttırmaya yönelik çıkarılmış olan Teşvik-i Sanayii Kanu-nu’nun 1927’ye kadar yürürlükte kalması bu durumu kanıtlar niteliktedir (Öztürk, 2008: 29). Teşvik-i Sanayii Kanunundan sonra ticaret politikaları kapsamında eğiti-len ve sanayide çalışmaları için ordudan terhis edieğiti-len asker kökenli bürokratların, bizzat devlet eliyle ekonomik faaliyetler yapmak için yönlendirildikleri gerçeği açık-ça görülmektedir (Candan, 2011: 164-165). Dünya genelinde yaşanan 1929 Ekono-mik krizi, özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri ile beraber genç Türkiye Cumhuriyetin-de Cumhuriyetin-de, ekonomik istikrar ve gelişmeCumhuriyetin-de Cumhuriyetin-devlet müdahaleciliğini ön plana çıkarmıştır. Sümerbank, Etibank, Merinos, vb. kuruluşların doğması ve gelişmesi bu anlamda değerlendirilebilir (Küçük, 2005: 34).

1930-1946 döneminde ise 1929 yılındaki Büyük Buhran nedeniyle Türki-ye’de de devletin piyasadaki rolü öne çıkmış, izlenen katı devletçi anlayış sıklıkla kamu müdahalesini öngören bir ekonomi anlayışını ortaya çıkarmıştır. Bu yıllarda “devletçilik” anlayışı çerçevesinde devlet, büyük ölçüde üretimi gerçekleştiren, ula-şım, bankacılık ve finans alanında etkin, gerektiğinde piyasaya doğrudan müdahale eden, fiyatlar üzerinde kontrol sağlayan bir role bürünmüştür (Öztürk, 2008: 29).

1942 yılında Varlık vergisi Kanunu çıkarılmış ve piyasa içerisinde para bol-luğu ile birlikte fiyatlar genel düzeyi önemli derecede yükselmiştir. İthalatta aşırı kar

(32)

17 durumu ortaya çıkmış ve bazı azınlıklar yüksek kazançlar elde etmeye başlamıştır. Kanun, bu olağanüstü kazanç ve servet üzerinden bir kereye mahsus vergi alınması kararlaştırılmıştır. Bu durumun amacı milli burjuvaziyi öne çıkarmak, yabancı burju-vaziyi ortadan kaldırmaktı ancak istenilen ve beklenen sonuç gerçekleşmemiştir (Aş-kın vd., 2011: 66-67).

1946-1960 döneminde DP, 1947 yılında kongresinde açıklanan programında devletçiliği ret etmemiş ancak ekonomi de özel teşebbüs ve sermaye faaliyetlerinin esas olduğunu belirtmiştir. Bu hükümetin 1954 yılına kadar uyguladığı ekonomi poli-tikaları, 1954 yılından sonrakilerle faklıdır. O dönemde kurulan şeker ve çimento fabrikalarında da özel teşebbüsün katılımı sağlanmıştır. Özel teşebbüsün gelişmesi ve daha aktif hala gelmesi sağlanırken kamu sektörü de yatırımlara devam etmiştir. So-nuç olarak; özel teşebbüs, hukuki ve fiili olarak garanti altına alınmış ve hızlı geliş-mesi temel hedef olarak belirlenmiştir (Şener, 2005: 142-143). Bu bağlamda 1950’den sonra gelişen “her mahallede bir milyoner yaratma” özlemi Türk girişimci-si yaratma çabasının bir sonucudur (Arıkan, 2002: 15). Hatta özel sektörü geliştirme-ye yönelik daha önceki dönemlere kıyasla çok daha önemli daha belirgin adımlar atılmıştır. Örneğin 1950’de Sınai Kalkınma Bankası’nın kurulması, sağlanacak kre-dilerle özel sektörü geliştirmeyi hedeflemiştir. Bu uygulamada yaşanan sıkıntılara rağmen girişimcilik tarihimizde önemli adımlardan biri olarak kabul edilmektedir (Candan, 2011: 166).

1960-1980 dönemi ise “planlı ekonomi denemesi” olarak adlandırılabilir. Sa-nayi politikasının temelini “ithal ikameciliğin” oluşturduğu bu dönemde, DPT’nin kurulması ve daha sonra da bu sürecin girişimini başlatmasıyla süreç uygulanmaya çalışılmıştır. Ancak 70’ li yıllardaki politikalar, yaşanan petrol şokları, Türkiye’nin Kıbrıs Çıkartması, ideolojik kavgalar, ve ardından gelen ekonomik ambargo gibi nedenlerle dış ödemeler dengesi, enflasyon ve işsizlikle kendini gösteren ekonomik darboğazlar, derin siyasi istikrarsızlıklar ve askeri darbeler iş dünyasının performan-sını düşürmüştür (Öztürk, 2008: 31).

Bu yaşanan olumsuzluklarla birlikte girişimcilik konusunda 1980 yılından iti-baren önemli gelişmeler gerçekleşmiştir. Bu durum 24 Ocak 1980 kararlarıyla yürür-lüğe giren ekonomideki strateji değişikliği çok önemli bir gelişmenin kapısını

(33)

arala-18 mıştır.1960-1980 döneminde sanayi politikalarının bel kemiğini oluşturan ithal ika-meciliği, 24 Ocak 1980 tarihinde alınan kararlarla birlikte terk edilerek serbest piyasa ekonomisi içerisinde ihracata yönelik kalkınma stratejisine geçilmiştir. Bu kararla, serbest piyasa ekonomisi sistemini ve bu sistemin en önemli unsurları olan girişimci-leri destekleme anlayışı gelişmiştir (Arıkan, 2002: 16).

Türkiye’nin girişimcilik tarihine baktığımızda Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)’nin kurulması milli burjuvazinin gelişimini etkileyen en önemli durumlardan birisidir. Özellikle yoğun siyasi olayların olduğu bir dönemde, bu ku-rum ile birlikte iş dünyası ve milli burjuvazi hem sınıf çıkarlarını hem de daha önceki dönemlerdeki meşrutiyetini geri kazanmayı amaçlamıştır (Candan, 2012: 149).

Sonuç olarak Türkiye’de girişimciliğin geliştirilmesi için TÜSİAD yayınladı-ğı raporda yapılması gerekenleri aşayayınladı-ğıdaki gibi özetlemektedir (TUSİAD, 2002: 23-24):

 Girişimcilik ile ilgili açık bir vizyon oluşturulmalı, bu stratejiler geliştirilmeli ve hükümet programlarında öncelikli olarak yer verilmelidir.

 Şirket kuruluşu, işleyişi, kapanışı ve vergi işlemlerine ait genel zorluklar azal-tılmalıdır.

 Fikri mülkiyet haklarına yönelik yasalar hem teoride hem de uygulamada ge-liştirilmelidir.

 KOBİ’lere sağlanan destekler arttırılmalıdır.

 Risk sermaye alanı oluşturulmalı ve finansman seçenekleri arttırılmalıdır.

 Girişimciliği destekleyen kuruluşlar ile girişimciler arasında iletişim ağı oluş-turulmalı ve aralarında eşgüdüm sağlanmalıdır.

 Girişimciliğin ekonomideki yeri önemi topluma anlatılmalı ve girişimciler için uygun kültürel ortam yaratılmalıdır.

 Bilişimci girişimcilik ve her türlü girişimcilik performansı ülke çapında araş-tırılmalı ve uluslararası alanda da karşılaştırma yapılmalarıdır.

(34)

19

 Girişimciler için kayıt dışı ekonomi kayıtlı hale getirilerek, kamu borçlarının azaltılarak, yolsuzlukların engellenerek, faiz ve enflasyonun düşürülerek uygun teşvik ortamı yaratılmalıdır.

2000’li yıllar ülkede ekonomik krizle başlamış ve 2001 krizi sonrasında ulus-lararası finans kuruluşlarının desteğini alabilmek amacıyla Güçlü Ekonomiye Geçiş adlı program, yabancı sermaye için gerekli koşullarını sağlayarak ekonomik geliş-mede yabancı sermayenin desteği amaçlanmış ve bu durum Türkiye’nin Avrupa Bir-liği üyelik sürecine adım dönemi olmuştur (Candan, 2012: 157).

2007-2013 dönemini kapsayan 9.Kalkınma Planı ile birlikte; aktif işgücü po-litikaları, başta girişimcilik ve istihdam garantili programlar, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetleri ile işletmelerde eğitim seminerleri olmak üzere işgücü yetiştirme ve mesleki eğitim kursları aracılığıyla yoluyla yaygınlaştırılması planlanmaktadır (DPT, 2007: 86).

(35)

20 İKİNCİ BÖLÜM

GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE GİRİŞİMCİLİK SÜRECİ Bu bölümde kişilik kavramı, kişiliği oluşturan faktörler, kişilik kuramları, gi-rişimcilerin kişilik özellikleri, girişimcilik süreci açıklanmaktadır.

2.1.Kişilik Kavramı

Kişilik kelime olarak, “bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerin bütünü, şahsiyet” olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr). Kişilik sözcüğünün kaynağı, Yunan tiyatrolarda drama oyuncularının kullandığı maskelere verilen “persona” isminden almıştır. Bu maske gerçek kişiliği değil, oyuncuların oy-nadığı tiplemeyi temsil etmekteydi. Aynı zamanda bu kavram, zaman içerisinde ki-şinin gerçek tavır ve davranışlarının bütününü anlatmak için kullanılmaya başlanmış-tır (Aslan, 2008: 8).

Sosyal yaşantının bir parçası olan kişilik, yüzyıllar boyunca ilgi görmesine rağmen bilimsel gelişimine, 1930’lu yıllarda kişilik psikolojisinin sosyal bilim alan-larından ayrı bir bilimsel disiplin olarak ortaya çıkmasıyla başlamıştır (Yelboğa, 2006: 198). Kişilik, bireylerin düşünce, duygu ve davranış gibi psikolojik tepkilerin-deki ve farklılıkları belirleyen sadece yaşanan an, içinde bulunulan biyolojik durum veya sosyal ortam ile açıklanamayan biçimde süreklilik gösteren özellikler ve eğilim-ler olarak tanımlanabilir (Taymur ve Türkçapar, 2012: 155).

Her birey karmaşık bir sisteme sahiptir. Bu yüzden bir kişiyi tam anlamıyla anlamak ve tanımak oldukça zor ve uzun bir süreci kapsamaktadır. Bir bireye ait olan tüm özellikler o bireyi anlamaya yardımcı olmaktadır. Kişilik kavramı ve kişilik özellikleri bu noktada önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyler fizik-sel özelliklerinde olduğu kadar, davranışları, algılamaları, alışkanlıkları, karar verme-leri, düşünce yapıları gibi özellikleriyle de birbirilerinden ayrılmaktadırlar (Günel, 2010: 44).

(36)

21 2.1.1.Kişilik ile İlgili Kavramlar:

Kişilik, huy, karakter terimleri çoğunlukla karıştırılmaktadır. Bu durum bazen anlam karmaşasına yol açabilmektedir. Kişiliğin en önemli fonksiyonları algılamak, hissetmek, düşünmek ve bütün bunları bütünleştirerek amaçlı davranışlara dönüştür-mektir. Bu bağlamda kişilik, huy ve karakterin dinamik etkileşimin bir sonucudur (Aslan, 2008: 9). Kişilik kavramı içerisinde karakter, huy ve benlik kavramları yer alır. Huy, daha çok kalıtım ile belirlenen, kişiliğin duygusal özellikleridir. Çabuk kızmak, öfkelenmek, sıkılganlık, neşeli olmak, içe dönük, dışa dönük olmak gibi. Karakter ise kişiliğin ahlaki yönüdür. Karakter, belli ahlak ölçülerine göre değerlen-dirilen kişilik yapısıdır. Karakterin oluşması, kalıtımdan çok sosyal çevrenin etkisin-dedir (Kaya, 2012: 194)

2.1.1.1.Karakter

Karakter, çevre ve yetiştirmeyle gelişmiş, öğrenilmiş tutumlardır, dolayısıyla zamanla değiştirilebilecek özellikler içermektedir (Sayın ve Aslan, 2005: 277). Aynı zamanda karakter, kişiliğin bel kemiğidir. Belirli bir zaman dilimi içinde kişinin sa-hip olduğu kişilik özellikleri, karakterin görünümünü oluşturmaktadır. Sosyal ve ah-laki açıdan karakter, bireylerin bu konudaki farklılıklarını ifade etmek amacıyla kul-lanılmaktadır. Karakter, bireyin yaşadığı çevrenin toplumsal değerleri ve ahlaki ku-ralları ile yakından ilgilidir (Erdurur, 2012: 33).

2.1.1.2.Mizaç (Huy)

Mizaç, Arapça bir kelime olup “bir şeyle karıştırılmış başka bir şey” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda mizaç ve huy eşanlamlı kelimeler olup günlük yaşantı içinde kişiye özgü duygusal tepkilerdir. Genel olarak mizaç, kişiliğin kalıtımla ilgili özelliklerini temsil eder, dolayısıyla kişilik ve karakter, mizaçtan daha kapsamlıdır (Bilgiz, 2006: 137).

2.1.1.3.Benlik

Bazen kendilik bazen benlik bazen de özdeşim dediğimiz kimlik bilinci haya-tımızı, başarılarımızı veya başarısızlıklarımızı etkileyen en önemli öğe olarak

(37)

karşı-22 mıza çıkmaktadır (Taşgit, 2012: 4). Benlik kavramı, bireyin algılamalarının, geçmiş yaşantılarının, gelecekle ilgili amaçlarının, sosyal rollerinin onun zihninde temsil edilmesi ve kavramsal ben olarak odaklaşmasıdır (Sayıner vd., 2007: 254).

2.1.1.4.Yetenek

Kişiliği oluşturan kavramlardan biri olan yetenek ise; bireylerin belirli olay, olgu, durum ve ilişkileri algılayabilme, analiz edebilme, çözümleyebilme ve sonuç-landırabilmeye ilişkin bazı zihinsel özellikleri ve bunları gerçekleştirmeye yönelik bedensel niteliklerin hepsini içermektedir. Bu bağlamda yetenek, bireyin zihinsel ve bedensel açıdan sahip olduğu özellik ve niteliklerin tümüdür (Sarıtaş, 1997: 535).

2.1.2.Kişiliği Oluşturan Faktörler

Kişilik, insanın duyma, düşünme, davranma biçimlerini etkileyen etmenlerin kendine özgü görüntüsüdür. Devamlı olarak içten ve dıştan gelen uyarıcıların etkisi altında olan kişilik, bireyin biyolojik ve psikolojik, kalıtsal ve edinilmiş bütün yete-neklerini, güdülerini, duygularını, isteklerini, alışkanlıklarını ve bütün davranışlarını içine almaktadır (Yelboğa, 2006: 198). Kişilik, geçmişin, şimdiki zamanın ve gele-ceğin oluşturduğu bir bütündür. Psikoloji alanına göre; kişiliğin gelişimi, ergenlik dönemi sonunda tamamlanır, ancak yaşamın daha sonraki dönemlerinde de gelişme-nin ve değişikliklerin ortaya çıkması olasıdır. Yetişkinlik döneminde de tamamen aynı kalması ve tamamen değişmesi söz konusu değildir ve genetik unsurlar, aile, eğitim ve sosyal çevre gibi etkenler ve bu etkenlerin birleşimiyle oluşmaktadır (Soy-sal, 2008: 7).

2.1.2.1.Kalıtımsal Faktörler

Kişilik genel olarak kalıtım ve çevre faktörlerinin birleşiminden oluşmakta-dır. Kalıtım, fiziksel karakteristikleri içermektedir. Çevre ise kültürel, sosyal ve du-rumsal faktörlerden oluşmaktadır. Kültürel değerler ve normlar bireyin kişilik ve davranışlarının gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır. Kalıtım kişilik özelliklerinin ne kadar gelişebileceği hakkında sınırlama getirir ve çevre bu sınırlamalar içerisin-deki gelişimini belirlemektedir (Isır, 2006: 39).

Şekil

Tablo 1.2: Girişimci Teorilerinde Girişimsel Fonksiyonun Yönleri
Tablo 2.2.: Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Şekil 1: Girişimsel Motivasyon ve Girişimcilik Süreci Modeli
Tablo 3.1: Demografik Özelliklere İlişkin Frekans Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrencilerin teknoloji kullanım özelliklerine göre algılanan anne baba tutum ölçeği alt boyut puanlarının değerlendirmesine bakıldığında; haftada 2-3 kez bilgisayarda zaman

Adam Yayınları’nın şiir alanında övünülecek bir biriki­ mi var. Kitaplarını bastığı bütün şairleri değil, yalnız top­ lu yapıtlarını bastığı şairleri

Bu yüzden, bu çalışmada uleksitin amonyum sülfat çözeltilerindeki çözünürlüğünün optimum şartları Taguchi yöntemi ile belirlenmesi amaçlanmıştır..

Eveningness was associated with higher depression and anxiety, and in turn, elevated levels of depressive and anxious symptoms were related to increased aggression.. This finding may

In this study, therefore, we investigate whether electromagnetic waves produced by a cell phone in call or in stand-by mode increase the apoptosis and oxidative stress in

yıl sonra yurda döndüğünde Harbiye ve Tıbbiye*ye resim öğret­ meni olmuştur.. Türkiye’de izlenimci akımın en

Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları bilişsel davranışçı tekniklere dayalı olarak oluşturulan öfke yönetimi programının öğrencilerin sürekli öfke düzeyinde azalma, öfkeyi

Yirmi dört bin yedi yüz on sekiz sayfalık, tek cilt, ilk sözcüğün baş harfi hariç büyük harf, son sözcüğün sonundaki nokta hariç noktalama işareti kullanılmamış,