t
Ölümünün
60
inci yıldönümünde:
H ÜYÜK TÜRK ÇÜ s
A h m e t V
/■Nna devrinin rakip ve kıs- ^ kanç ricali «Serrtigûn kü tüphane», «her tarafı dikenli bir yuvarlak» derdi. Keçeci Za de Fuat Paşa daha ileri gide rek:
— Ahmet Vefik efendi mi?.. O binek taşı cesametinde bir pırlantadır, <ama ne evâni-i ziy nete yarar,-ne de kaldırıma ko nur!
Diyecek kadar târizli his lerini saklıyamtadı. Güzel es prilerini bazan tarize kadar gö türen Fuat Paşa, Büyük Va tanperver Namık Kemal için de: «Onu hem daragacma aş malı, hem de gidip altında ağ lamalı» demişti. Âli Paşaya ge lince, Mustafa Reşit Paşanın yetiştirdiği ve lüzum gördüğü zaman onun aleyhine dönen bu vezir, görünüşte fevkalâde na zik olmasına rağmen kendisine rakip saydığı şahsiyetlerle uğ raşmaktan geri kalmazdı. Ziya Paşayı, diyar, diyar dolaştıran, Namık Kemale binbir güçlük çıkaran Âli Paşa ruhan serazât, cesur ve mücadele için cidal yapmaktan çekinmeyen Ahmet Vefik Paşa ile de uğraştı. Fa kat onu çok kuvvetli ve müte- eellit bildiği için mücadelesini tabiatı icabı vasıtalı ve perde arkası yaptı.
Ahmet Vefik Paşa devrinin nev’i zatına mahsus bir şahsi yeti idi. Hani Yahya Kemal’in üstad İbn-ül Emin için yazdı ğı:
Hezâr gıpte o devr i kadîm efendisine meşhur mısrama Süleyman Na zif merhum:
Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendine mısraı ile cevap vermiş ve bu beyitten de üstâd-ı kemalât Mahmut Kemalin portresi doğ muştur. Bu beyti şimdi gerile re giderek Ahmet Vefik Paşa hakkında da aynen tekrar ede biliriz.
Değerli tarihçimiz Abdurrah- man Şeref Bey diyor ki: «Ah met Vefik Paşa afif, müsta kim, malûmatı vâsi, şedid, va tanperver, cevval, cebbar bir simâ-yi mehip idi. Fransızcayı ve farisiyi pek güzel söyler ve telâffuzda eda-yi milliyi izhar eyler idi. Mütalâaya meftun olduğundan pe8 çok âsar ve kü- tüp gözden geçirmiş ve oku duğu şeyler kuvvetli hafızasın da âvân-ı şeyhûhetine değin si linmemiş idi. Fakat o kadar çok mahfuzatı dimağında mun tazam istif olamıyarak nakle derken birbirine karıştırdı. İnat derecesine varan sebat ve metaneti ve mübalâğaya meyli ve istibdat-ı harekât ı darb-ı mesel hükmüne girmiştir. Ma amafih en garip icraatında bi le aransa bir hikmet bulunabi lir. Hodpesend ve hodrey ol makla hiç bir müşkülün karşı sında aciz göstermeyip bilme diği mesail hakkında bile hü kümler uydurur ve sonra da bir kahkaha salı verirdi.»
PAŞANIN HAL TERCÜMESİ
n hmet Vefik Paşa 1823 de
* * doğdu, babası hariciye me muru Ruhiddin efendidir. Pa şa lise tahsilini Fransada, St. Louis lisesinde yaptı. Vali, se fir, nazır, Başvekil oldu. Son vazifesi ancak üç gün süren Başvekilliğidir. 1882 kasımın dan 2 Nisan 1891 tarihine ka dar mazuiiyst hayatı sürdü, kendini ilme verdi ve o tarih te Rumelihisarındaki yalısında
Yazan :
R. N. EVRİMER
Ahmet Vefik Paşa öldü. Paşa bulunduğu muhte lif memuriyetlerde iffet ve is tikametiyle hakikî şöhret yap mıştır.
Yine Abdurrahman Şeref merhumun yazdığına göre Da- avi nâzın iken esnafa borcun dan dolayı mahkûmiyet ilâmı alan ricalden biri o zamanın â- deti veçhile hayvan ile neza ret dairesine gitmiş, Ahmet Vefik Paşa bu zatı odasında alıkoymuş ve lakırdı ile vakit geçirtmiştir. O sırada o zatın hayvanını pazara gönderip sat tırmış, esnafın alacağı parayı alıkoyduktan sonra bakiyesini ona teslim eylemiştir.
BES BAKIMDAN AHMET VEFİK PAŞA
H hmet Vefik Paşayı: 1 — “ Devlet adamı, 2 — Tarihçi, 3 — Edebî mütercim, 4 — Dil ci, 5 — Türkçü olarak beş ay rı bölümde incelemek lâzımdır. Devlet adamı Ahmet Vefik Pa şa, büyük bir iffet ihtirası için de yaşadı. Hak ve hakikati mü dafaa yolunda ikbali ve serveti istihkar eyledi. Bu yüzden ha yatının son dokuz yılını mazu- liyetle para sıkıntısı içinde ge çirdi. Yine Abdurrahman Şeref Beyin ifadesine göre: «Onun eş yası fersûde ve hattâ minder örtüleri yamalı idi. - Tenezzül edip te ne zam-mı maaş, ne de güzeşte maaşlarının tesviyesini istemiştir.»
Paşa kötüler ve kötülüklerle mücadele ettiği için etrafında zaman, zaman bir husumet hal kası peyda olurdu. Dürüstlüğü nisbetinde sertti. Sadaret müs teşarı iken bir gün sadr-ı a’za- ma kızmış, üç, dört defa çağ rıldığı halde sadr-ı â’zamm ya nma gitmemiş, odasının kapı sını kilitleyip oturmuştur.
Paşa buna mukabil sevdiği insanları tam mânasiyle sever ve evinde onlara büyük misa- firpervelik gösterirdi. Eski bir idareci der kiz «İyi bir devlet adamı emzice-i milleti mizac-ı devletle mezcetmeyi bilendir. Ahmet Vefik Paşa emzice-i mil leti çok iyi bilirdi; fakat mi zacı devlete asla uymamıştı. O devrin telâkkisine göre iyi devlet adamı değildi. Bu yüz den bulunduğu İdarî vazife lerde büyük işler göremedi, daima bildiğine göre amel et tiğinden icraatında zaman, za man yalnız kalırdı. Son yılları nı mazuliyetle geçirmesi yine
bu yüzdendir. »
TARİHİ ESERLERİ
■Tarihçi Ahmet Vefik Paşanın büyük hizmeti millî tarih sahasında, velev sistemli olma sa dahi, büyük bir aşk ile ça lışmasıdır. Tarihimizi M. 1299 dan başlatan eski tarihçileri mizin bu görüşüne mukabil pa şanın millî tarihin diğer şube lerinden bahsetmesi hakikaten dikkate şayandır. «Şecere-i Türkiye» si. Darülfünunda tak rir ettiği dersleri muhtevi «Hik met-i Tarih» i, «Fezleke-i Ta- rih-i Osmani» si devrine göre birer kıymet ifade eder. Ah met Vefik Paşa sade Türkçeve taraftardır.
Ahmet Hamdi Tanpmar dos tumuz, Paşanın eski naşirlerin hatasını tekrar ettiğini söyle mektedir. (1) Bazı cümlelerin de dilinin vazıh olmaması Pa şanın sade ve açık bir dil ta raftan olmadığına delâlet et mez ve zaten böyle umumi bi hüküm vermek te doğru değil dir. Zira Paşenın diğer e«evk ri, hele «Lehçe-i Osmani» si Türk dilinde millî şuurun u- yandığmı tebşir edici esaslı va sıflar taşımaktadır.
Paşanın edebî mütercim o- larak ta hizmeti büyüktür. Mo- liere’in dokuz eserini neşren, diğer eserlerini hece vezniy le bazılarını tatbik ve bazıları nı da doğrudan doğruya tercü me suretiyle dilimize çeviren Ahmet Vefik Paşa Tiyatro ha yatımızın gelişmesine hizmet eden birinci sınıf adamlarımız, dandır.
Paşa memleketin tercüme kü tüphanesinde Hugo’nun Herna- ni’sini, Voltaire’in Mikrome- ğa'sını, Fenelonün açık bir dille Telemaque’ını kazandır mıştır. Shakespeare ve Schil-, Ier’in bazı r’-~ lerini efe tercü me ettiği ifade edilmekte ise de evrak-ı metrûkesi arasında bunlar bulunamamıştır. Zaten -bizde evrak-ı metrûke ekseri yetle onun, bunun elinde dai ma perişanlığa ve kaybolmağa mahkûmdur. Hani Şinasi’nin büyük bir emekle hazırladığı ve hepsini bitirempdiği lûgatm müsveddeleri ve hani Namık | Kemal’in Cezmi’sinin ikinci cil-; di nerede?... Ölenle basılma yan eserlerinin de öldüğü en çok Bizde görülür.
TÜRKÇÜLÜK İDEALİ
K hmet Vefik Paşa Türkçü * * olarak da bÜ3Ük bir şahsi yettir. Millî âdet ve gele" -ğe büyük bir ehemmiyet veren ve bunu evinde de bütün icap- lariyle tatbik eden Paşanın ge rek dil, gerek tarih sahasındaki çalışmalarında Türkçülük o- nun bütün bir aşk ile gönül verdiği en asil idealdir. B ".”k mütefekkir Ziya Gökalp onu Türkçülüğün mübeşşirleriııden sayıyorsa bunda tamamiyle hak lıdır. Şark ve Garp ilimlerine ait o derin bilgisini, görgüsünü Türkçülüğün emrine ve hizme tine veren ve bunu bir ömür boyunca ideal bilen Ahmet Ve. fik Paşaya Büyük Türkçü de mek, elbette onu yerinde bir vasıflama olur. Hakikî Türk çülük ancak millî ideal etra fında harareti eksilmiven bir aşk ile ve en geniş mânadaki gönül feragati ile çalışmaktır.
(1) İslâm Ansiklopedisi S.
207 - 280
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği I Taha Toros Arşivi