Beslenme ve Diyet Dergisi / J Nııîr and Diet 26(1):1-4,1997
BİLİÇSEL YETENEĞİN
GELİŞİMİNDE BESLENMENİN ROLÜ
_________________________________________________Prof. D r. A yşe BA Y SA L* Editörden
Ö Z E T
Gebelik başlangıcı ve sırasındaki kadının malnütris- yonlıı olması, iyot, demir, fo lik asit ve elzem yağ asitle rinden yetersiz beslenmesi, dölün sinir sisteminin geli şimini olumsuz etkileyerek biliçsel performansı gerile tir. Doğumu izleyen giinderde bebeğin malnütrisyon du rumunda olması da aynı şekilde etkilidir. Beden ve akıl sağlığı yerinde çocuklara sahip olmak için anne adayı ve annelerin yeterli ve dengeli beslenmeleri ve sofrada iyotlu tuz kullanmaları gereklidir.
Anahtar Kelimeler: Bilinçsel yetenek, gebelik, beslenme A B ST R A C T : Effect o f Nutrition on Cognitive Abiliti-es
Deficiencies o f iodine, ir on, folate and essential fatty acids as \vell as general malnutrition before and during pregnancy cause impairment on the development o f
central nervous system o fth e fe tu s and debiliate cogni tive function consequently. Malnutrition during first months o f life also cause similar impairment on cogni tive ability. Adequate and balanced nutrition and use o f iodized salt before and during preqnancy and Lactation ar e very iınportant fo r having physically and mentally healthy children
Key Words: Cognitive ability, pregnancy, nutrition GİRİŞ
Ana-çocuk sağlığında hedeflenen amaçlar çocuk ölümlerini gelişmiş ülkelerin düzeyine indirmek ve malnutrisyonu ortadan kaldırmaktır. Aşılama, enfek siyon hastalıklarının önlenmesi ve ishalli hastalıkla rın tedavisine yönelik çalışmalarda çocukların yaşa tılması hedeflenmektedir. Yaşatılan çocukların hepsi sağlıklı mıdır? Sağlığı; beden, akıl, ruh ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımladığımızda bu soruyu olumlu yanıtlamak güçtür. Çünkü beslenme yetersizliği sadece fiziksel gelişimi değil, beyin yapı ve işlevlerinde de etkilidir.
* Hacettepe Üniversitesi ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi
Bu yazıda biliçsel gelişimle ilintili beslenme faktör leri üzerinde durulacaktır.
M alnütrisyon ve Biliçsel Gelişim
Gelişmekte olan ülkelerde malnütrisyon önemli sağ lık sorunlarından biridir. Malnütrisyonun temel ne deni yokluk veya bilgisizlik ve ilgisizlik nedeniyle çocuğun yeterli miktarda uygun besinleri alamaması dır. Malnütrisyon çocuğun bedensel büyümesi kadar biliçsel yeteneğinin gelişimini de engeller.
Ancak değişik ülkelerde yapılan çalışmaların sonuç ları, biliçsel yeteneğin, malnütrisyon kadar olumsuz çevre koşullarından da etkilendiğini göstermiştir ( 1). Örneğin malnütrisyonlu çocuk içinde bulunduğu olumsuz koşullardan alınıp çevresel uyarıları bol olan bir ortama getirildiğinde biliçsel yeteneği iyileş mektedir. Bu tür çalışmalar malnutrisyonlu çocukla rın tedavisinde yeterli miktarda uygun besin temini kadar, çevresel ortamın da düzeltilmesi gerektiğini işaretlemektedir.
İyot Yetersizliği ve Biliçsel Gelişim
Dünya Sağlık Örgütü ve U N IC E F gibi uluslararası örgütlerin tahminlerine göre kadınlar gebelik öncesi ve sırasında yeterli miktarda iyot almış olsalardı 20 milyon insanın beyin özürlü olması önlenebilirdi. Günümüzde yaklaşık bir milyar insanın iyod yeter sizliği riski altında, 200 milyonun guvatrlı olduğu bildirilmektedir (2). Gelişmiş ülkelerde iyotlu tuzun kullanımının yaygınlaştırılmasıyla iyot yetersizliği sorun olmaktan çıkmıştır.
Gelişmekte olan ülkelerde 20 milyon insanın kreti- nizm riski altında olduğu, 3 milyonun ağır mental ge rilikten etkilendiği tahmin edilmektedir. Ülkemiz iyot yetersizliği açısından riskli bölgeler içinde yer almaktadır. Toprak erozyunu iyot yetersizliğini her geçen gün daha da arttırmaktadır.
İyot yetersizliğine bağlı endemik kretinizm. miksö- demik ve nörolojik olmak üzere iki şekilde ortaya çı
9 BAYSALA.
kar (3). Klasik miksödemik kretinizm sıklıkla Çin ve Afrika’nın bazı yörelerinde gözlenmiştir. Başlıca be lirtileri; cücelik, tembellik, ellerde titreme, öğrenme güçlüğü gibi biliçsel yeteneğin düşüklüğüdür. M ik södemik kretinizmin görüldüğü yörelerde selenyum yetersizliği de sorundur. Selenyum ile iyot arasında ki etkileşim, troid bezi ve karaciğerde selenyum içe ren enzimlerin sentezi için önem taşımaktadır (4). Nörolojik tip kretinizm mental gelişimde m iksöde mik tipten daha önemlidir. Başlıca belirtileri; sağır- lık-dilsizlik, spastik dipleji, gözde kapanm a ve gör me bozukluğu ve mental geriliktir. Günlük iyot ali minin 25 mikrogramın altında olduğu bölgelerde gö rülmektedir. Nörolojik kretinizmde gebelik öncesi ve gebelik sırasında yetersiz iyot alımı önem taşır. Ö zel likle gebeliğin birinci ve ikinci üç aylık dönem lerin de anne adayının çok yetersiz düzeyde iyot alması, nörolojik kretinizm riskini arttırır. Diyetle iyot alımı bölgenin cografik ve jeolojik durumuyla ilintilidir. Sürekli erozyona maruz dağlık arazilerde yaşayan in sanlar besinleriyle yeterli iyot alamazlar. Birçok ülke sofra tuzunu iyotla zenginleştirip kullanımını yay gınlaştırdıklarından iyot yetersizliği bozukluklarını ortadan kaldırmışlardır. İyot, ekmek ve yağ içine de katılabilmektedir. Yeni G in e ’de kretinizm sıklığı %80 civarında iken, iyotlu yağ kullanımı uy g u la m a ya konduktan sonra doğan 593 bebekten sadece bi rinde kretinizm görülmüştür. Gebelik öncesinde iyot lu yağ enjeksiyonu ile olumlu sonuçlar elde edilmiş tir (5).
Ülkemizde 1970’lerden itibaren iyotlu tuz piyasaya verilmesine karşın, kullanımı yaygınlaştırılamamış- tır. Bunun başlıca nedeni, halkın bilinçsizliği ve halk eğitiminden sorumlu kişilerin ilgisizliğidir. T ürki y e ’de beyin özürlü çocuklara her yıl yenileri eklen mesine karşın, bunda iyot yetersizliğinin rolü yete rince araştırılmamıştır. Özürlü doğumlarda sadece akraba evliliği neden gösterilerek geçiştirilmektedir. Son iki yıl içinde Dünya Sağlık Örgütü ve UNI- C E F ’le işbirliği yapılarak konu üzerine daha çok eği- linmeye başlanmıştır. Sağlıklı doğum yapm ada iyot lu tuz kullanımının ne kadar önem taşıdığı her fırsat ta genç kızlar ile gebe ve emzikli kadınlara anlatıl malıdır.
D em ir Yetersizliği; Beyin işlevi ve Biliçsel P erfo r m ans
D em ir yönünden beslenme durum u ile biliçsel işlev arasında önemli ilinti olduğu çeşitli araştırmalarda belirlenm iştir. Demir çok önemli temel besin öğesi o l m a k t a birlikte aşırı alımı toksik etki gösterir. Bu (jcf]|e dem irin beyin hücreleri tarafından alımı
transferrin ve o nun alıcılarını içeren iyi bir sistem le düzenlenir. D e m irin h ü c r e ç a l ı ş m a s ı n d a k i işlevleri kadar d o p a m in , se ro to n in , k a t e k o l a m i n , g a m m a ami- no butirik asit'v e m iy e lin o l u ş u m u n d a d a rolü vardır. B eyinin hızlı geliştiği d ö n e m d e b e y in h ü c re le rin in d em ir alım ı, m iy elin o l u ş u m u n a p a r a le l o la r a k h ız la nır. D e n e y h ay v a n ları ü z e rin d e k i ç a l ı ş m a l a r , d o ğ u m u izleyen g ü n le rd e y etersiz d e m i r a lim in in b e y in in d e m ir içeriğini d ü ş ü r d ü ğ ü n ü , s o n r a k i d ö n e m l e r d e aşırı dem ir verilse bile bil d u r u m u n ta m o la r a k düzeltile- m ediğini g ö ste rm iştir (6 ).
D e m i r y e t e r s i z l i ğ i D ü n y a n u f u s u n u n y a k l a ş ı k % 15’ini e tk ile m e k te d ir. D ü n y a S a ğ lık Ö r g ü t ü ’nün tah m in lerin e göre g ü n ü m ü z d e tü m d ü n y a d a 1.3 m i yar insan a n e m ik tir ve b u n d a n s o r u m l u b e s in ö ğ e s i nin b aşın d a d e m ir g e l m e k te d ir . D e m i r y e t e r s iz l iğ in den en çok k ü ç ü k ç o c u k la r , g e b e ve e m z ik li k a d ın la r etk ilen m ek te d ir. D e m i r y e te rs iz liğ i o la n ç o c u k la r dikkatsizdirler ve e n te lle k tü e l p u a n l a r ı d ü ş ü k tü r . Bu ço cuklar anlatılanları k a v r a m a d a y e t e r s iz k a lm a k ta , anlam a süreleri u z a m a k ta d ır . B a y le y M e n ta l G e liş im indeksi u y g u la n a n a n e m ili ç o c u k l a r ı n n o r m a l ç o c u k lardan d a h a d ü ş ü k p e r f o r m a n s g ö s te r d ile r i b u lu n m uştur (7). A n e m i n in te d a v isi ile h e m a t o l o j i k d u ru m d a iy ileşm e o l m a s ı n a k a rşın e n t e lle k tü e l p e r f o r mans d ü z e lm e m iş tir. Ç ift k ö r ç a p r a z d ü z e n d e , a n e m ik ç o c u k la r ü z e rin d e p la s e b o v e y a d e m i r te d av isi sonucu a n e m in in d ü z e ltil m e s i y le biliçsel y e te rs iz li ğin düzeltildiği g ö s te r ilm iş tir ( 8 ). B u b u l g u l a r d e m ir yetersizliğinin bey in g e liş im in in y a v a ş l a d ı ğ ı d ö n e m de o lu şm ası d u r u m d a te d a v i ile b iliç se l y etersizlik d ü z e ltile b ilm e k te , e rk e n d ö n e m d e ( d o ğ u m ö n c e s i ve d o ğ u m u izleyen aylar) d e m i r y e te rs iz liğ i k alıcı etki y a p m a k ta d ır. G e b e lik ö n c e s i ve g e b e l i k s ır a s ın d a k a dının d e m ir y ö n ü n d e n y eterli b e s l e n m e s i b e b e ğ in b e yin gelişim ini o lu m lu e tk ile d iğ i gibi d e m i r d e p o l a r ı nı da üst d ü z e y e ç ık a r a ra k d o ğ u m s o n r a s ı ilk 4 -6 a y da d e m ir y e te rs iz liğ in in o l u ş u m u n u d a ö n le y e b ile - m ektedir.
D e m ir y ö n ü n d e n yeterli b e s l e n m e d e a lın a n d e m ir miktarı k a d a r d e m ir in b iy o y a ra r lı lığ ın ın arttırılm ası da ö n e m ta ş ım a k ta d ır. Y e m e k l e r d e C v ita m in i içeren besinlerin alım ı bitkisel b e s in le r d e k i d e m i r i n b iy o y a - rarlılığını arttırırken ç a y , k a h v e ve d iğ e r ta n e n içeren iç ece k ler d ü ş ü r m e k t e d i r . D o ğ u r g a n l ı k d ö n e m i n d e k i kadınların b u n a u y g u n b e s l e n m e a lış k a n lığ ı k a z a n maları a n e m in in ö n l e n m e s i n d e , d o l a y ı s ı y l a b e y in g e lişimi yeterli b e b e k le r in d o ğ u m u n d a ö n e m taşır. B e beğin 4 aylık a n n e sü tü y le b e s l e n m e s i biliçsel y e te r sizlikleri ö n le m e a ç ıs ın d a n ö n e m lid ir .
Y a ğ A sitler i ve S in ir S is te m i İ ş le v i
BILIÇSEL Y E T EN E Ğ İN G E L İŞ İ M İN D E BE SL E N M E N İ N ROLÜ
3
lu doymamış yağ asitlerini içeren diyetler verilerek yapılan çalışmalarla yağ asitleri ve sinir işlevleri ara sındaki ilintiler açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalış malardan elde edilen verilere göre n-6 yağ asitlerinin yetersiz alımı refleks gelişiminde gecikme, anlatılan ları birbirinden ayırt etmede zayıflık, çabuk unutma gibi biliçsel performans düşüklüğüyle sonuçlanmıştır (9). Benzer şekilde linoleik/linolenik oranı yüksek, n-3 yağ asitlerinden yetersiz ayçiçeği, mısır yağı ile beslenen deney hayvanlarında ışığa karşı retina yanı tında ve görme olayında anormallikler gözlenmiştir. Gebeliğin üçüncü üç aylık döneminde insan beynin de ve retinada n-6 araşidonik asit ve n-3 DHA biriki mi olmaktadır. Bitkisel sıvı yağ içeren mama ile bes lenen bebeklerin dokularının DHA düzeyi insan sü tüyle beslenenlerden daha düşüktür. Bu veriler özel likle erken doğan veya düşük doğum ağırlıklı bebek lerin yalnız linoleik ve linolenik asitleri içeren ma malarla beslenmelerinin beyin ve retinanın gereksin mesi olan D H A ’yı karşılayamayacağı belirtilmiştir. DHA eklenmiş m am a verilen bebeklerde görme işle vinin verilmeyenlerden daha iyi olduğu gözlenmiştir (9).
Aynı şekilde erken doğan bebekler onbir aylık olduk larında uygulanan Bayley ve Mental ve Psikomotor Gelişim indeksi, DHA içeren balık yağı eklenmiş mama ile beslenenlerde, bitkisel yağlı mama alanlar dan daha iyi bulunmuştur.
Vitamin ve Diğer M ineral Yetersizlikleri ve Sinir Sistem inin işlevi
Deney hayvanları, gebelik sırasında folik asit, B 12 vi tamini, B6 vitamini, E vitamini ve pantotenik asitten yetersiz diyetle beslendiklerinde sinir-tüp hastalığı oluşturulmuştur. Aşırı A vitamini alımı da aynı bo zukluğa neden olmaktadır.
İnsanlar üzerindeki araştırmalar folik asit yetersizli ğinin sinir-tüp hastalığıyla ilintili olduğunu göster miştir. Döle embriyonik dönemde yeterli folik asit sağlanamaması bu hastalığın en önemli oluşum nede ni olarak kabul edilmektedir. Serum folat düzeyi dü şük olan gebe kadınlara ek folat verildiğinde hastalı ğın oluşumu önlenebilmektedir (10). Daha önce si nir-tüp bozukluğuyla çocuk doğuran anneye günlük 4 mg ek folik asit verilmesinin hastalığı büyük ölçü de önlediği bildirilmiştir Sinir-tüp bozukluğunun ön lenmesi için gebelik öncesi ve gebeliğin ilk ayında kadının yeterli miktarda folik asit alması gerekmek tedir. Folik asidin en iyi kaynakları et, süt, taze seb ze ve meyvelerdir. Sütün ışıklı ortamda aşırı kayna tılıp bekletilmesi, sebzelerin pişme sularının dökül mesi, piştikten sonra bekletilmeleri önemli miktarlar
da folik asit kaybına neden olmaktadır. Gebelik baş langıcında annenin diyeti gözlenerek gerekirse kan folat düzeyi ölçülerek folik asit eklemesi yapılmalı dır.
Sinir-tüp bozukluğunda ikinci faktör çinko yetersiz liğidir. Annenin çinko yönünden yetersiz beslenmesi sinir-tüp bozukluğu riskini arttırmaktadır. Folik asit ten zengin besinler genellikle çinkodan da zengindir. Ayrıca folik asidin emilimi çinko varlığında kolay laşmaktadır. Bu nedenle sinir-tüp bozukluğunda çin ko yetersizliğinin bağımsız faktör olamayacağı görü şü vardır.
Gebe kadınlara multivitamin preparatı vermek sakın calı olabilir. Gebe kadına verilecek preparatta A vita mini bulunmamalıdır. Doğal kaynaktan sağlanan A vitamini yeterlidir. Günlük gereksinmenin birkaç ka tı A vitamini alımı da dölün sinir sistemi gelişimini olumsuz etkiler.
• •
Sonuç ve Öneriler
Beyin gelişiminin çok hızlı olduğu doğum öncesi ve doğumu izleyen günlerde oluşan beslenme yetersizli ği ve dengesizliği beynin yapı ve işlevini, dolayısıy la biliçsel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, gebe ve emzikli kadının beslenmesi, her yönden sağlıklı bebeğin dünyaya gelmesinde önem taşır. Gebelikteki beslenmede, gebelik öncesi beslen me durumu da etkilidir. Besin öğeleri depoları yeter siz olarak gebe kalan kadınların bu durumları, beyin yapısının şekillendiği birinci üç aylık dönemdeki dö lün mental gelişiminde kalıcı gerilik oluşturabilir. Buna göre, gebelik sırasında olduğu kadar, gebelik öncesi dönemde de kadının beslenmesine özen gös terilmesi gerekmektedir.
Gerek ana rahminde gerekse doğumdan sonraki ilk yıllarda oluşan malnütrisyon bedensel büyüme kadar biliçsel yeteneği de sınırlayan faktörlerden biridir. Annenin gebelik başlangıcı ve sırasında malnutris- yonlu olması (BKI: 18 altı), dölü olumsuz etkileye bilmektedir. İlk üç yaşta geçirilen malnütrisyon da biliçsel gelişimi olumsuz etkilenmektedir. Çocuğun biliçsel perform ansında beslenme durum u kadar içinde yaşadığı çevrenin sosyo kültürel koşulları da etkilidir.
Biliçsel gelişimde etkili olan besin öğelerinin başın da; iyot, demir, folik asit ve elzem yağ asitleri gel mektedir. Ülkemiz coğrafik özellikleri nedeniyle iyot yetersizliğinden etkilenen bölgelerin içinde yer al maktadır. Benzer durumda olan ülkelerde olduğu gi bi iyotlu tuzun kullanımının yaygmlaştırılmasıyla hu
4
BAYSAL A.sorun düzeltilebilir. Bu da sürekli ve etkin bir eğitim programının uygulanmasını gerektirir.
Demir ve folik asit yetersizliklerinin önlenmesinde hatalı beslenme alışkanlıklarından kaçınılması, ge rektiğinde ek preparat verilmesi gerekmektedir. A şı rı A vitamini alımı da dölde olumsuz etki yapacağın dan kullanılan preparatta A vitamini bulunmamasına dikkat edilmelidir. Demir ve diğer iz elementlerin aşırı alımıda dölün gelişimini olumsuz etkileyeceğin den kullanılan preparatlarda bu hususa dikkat edil melidir. Tek başına demir eklemesi yapıldığında, bir-gün tek başına demir bir bir-gün çinko preparatı verilme si uygundur.
Biliçsel gelişimi etkileyen diğer beslenme faktörü el zem yağ asitleridir. Gebe ve emzikli kadınların haf tada bir-iki kez balık tüketmeleri n -3 yağ asitlerine olan gereksinmelerini karşılayabilir. A vitamini ayrı larak özel olarak hazırlanmış balık yağı preparatla- nndan da yararlanılabilir.
K A Y N A K L A R
1 • Polıtt E, Gorman KS, Engle PL, Martorel R, Rivera J. arly supplementary feeding and cognition. Serial no. 58M 1993°8r S° CİCty Research Child Development 2. ICCIDD. IDD Newsletter 11, 1995
3. Delong GR. Effect of nutrition on brain development in humans. American Journal of Clinical Nutrition 57: (Suppl.2) 286, 1993.
4. Arthur JR, Nicol F, and Beckett GJ. Selenium defici- ency thyroid hormone metbolism and thyroid hormone deiodinases. American Journal of Clinical Nutrition 57: (Suppl.2) 239, 1993.
5. PKaroah POD. Iodine supplementation trials. Ameri can Journal of Clinical Nutrition 57: (Suppl 2) 276,
1993.
6. Dallman PR, Spirito RR. Brain iron in the rat: Extre- mely slovv tumover in normal rat may explain the long- lasting effects of early iron defıciency. Journal of Nut rition 107:1075, 1977.
7. Walter T. iron Deficiency and Behavior in Infancy. a critical review. In: Dobbing J. ed. Brain, Behavior and iron in the Infant Diet. London: Springer-Verlag, 1990. 8. Idjradinata P, Pobitt JD. Reversal of developmental de lays in iron deficient anemic infants treated with iron. Lancet 341: 1, 1993.
9. Burger SE, Haas JD, Habicht JP. Testing the effects of nutrient deficiencies on behavioral performance. Ame rican Journal of Clinical Nutrition 57: (Suppl. 2) 295,
1993.
10. Kretchmer N, Beard JL Carson S. The role of nutrition in the development of normal cognition. American Jo urnal of Clinical Nutrition 63: 997, 1996.
11. MBC Vitamin Study Research Group. Preventıon of neural tube defects: Results of the Medical Researc Council Vitamin Study. Lancet. 338.131, 1991.