r u' O '
Zümrütten akisler
A. M. C. Şengör
Masal deyip geçme!
f
j üH ■
■■■
Bugün, iki hafta önce yayınlanm ış(l4 Mart 1998; CBT no. 573) bir yazıma CBT yayın yönetiminin eklediği bir öz cümlede yapılan bir yanlışı tartışmak niyetindeydim. Eyvah ki mümkün değilmiş! Eyvah ki 17 Mart Salı sabahı gazetelerde halkbilimlerindeki büyük bilginimiz Pertev Naili Boratav'ın ölüm haberini okudum! O Boratav ki, insa noğlunun bilimsel yöntem kullanmadan veya, en azından, bunu bi linçli bir biçimde yapmadan, ürettiği akıl ve el ürünlerininin bulunma sı, toplanması, sınıflanması ve yorumlanmasına bir ömür vermiş bir insanoğluydu. O Boratav ki, insanoğlunun fikir ve zevk zenginliğinin ortaya dökülmesi için taban tepmiş, dirsek çürütmüştü. O Boratav ki, Atatürk'ün zindandan çıkardığı halkının unutulmuş akıl ve el emekle rini bilimin korumacılığına almak için didinmişti. O Boratav ki, Ata-‘ türk ve Hasan-Âli Yücel aydınlığından sonra ülkemize çöken o meş'um gecenin ikiz zebanileri aptallık ve cahillik tarafından yerin den, yurdundan, kürsüsünden edildiği halde, elleri tuttukça, gözleri gördükçe, kulakları duydukça, insanın yarattıklarının peşinden koş maktan geri kalmamıştı—yetişemediği, sokulmadığı yerlere sâdık ha yat arkadaşıyla ulaşmıştı. O Boratav ki, insan olma onurunun insana saygı duymakla başladığını anlatmak için nefes tüketmişti. Az Çittik Uz Cittik'in yazarı, Zaman Zaman İçinde çalışan Boratav'a kuşkusuz pek çok gerçek ağıt, pek çok da
tekerleme düzülecektir. Ben ne birini ne de diğerini yapabilirim. Kaldı ki O'nun ilk izcilerinden
olduğu, in "»
tiği alanın ben doğru dürüst ne '
dinleyicisi ne de okuyucusu ola bildim. Denebilir ki zaten bir je ologun masal âlemiyle ne işi
verdir?
I
f
Benim masal âleminde çocukluğumdan sonra yapma ya başladığım ikinef gezinti As
ya kıtasının jeolojik yapısı hakkındaki fikirlerin tarihçesini incelerken karşıma çıkan Kaşgarlı M ahm udun Divân-ı Lûgat-it-Türk’ündeki bir dünya haritasıyla başladıydı. 1077 yılında Bağdat’da yapıldığı sanı lan bu haritada Belhî ekolü denilen Arap beşerî coğrafyacılarının in kâr edilemez bir etkisi vardır. Dairesel şekil, bilhassa Asya'yı çevrele yen dünyanın neredeyse şematik denilebilecek çizimi, deniz, nehir, göl, şehir sembolleri hep insana Belhî, al-İştahri, İbn Havkal ve Mak- sîdî gibi büyük coğrafyacıları içeren bu ekolün ürünlerini hatırlatır. Ancak iş Asya'nın iç kısımlarını çizmeye gelince, Kaşgarlı'nın kullanmış olduğu açıkça görülen bilgileri hiçbir Arap coğrafyacısında bulamıyo ruz. Hattâ al-Harizmî'nin Surat al-Ard (Dünyanın Resmi) adlı kita bında verilen koordinatlardan Prof. Fuat Sezgin in baştan kurabildi ği 9. yüzyılın meşhur Ma'mun haritasında bile bu bilgiler yoktur. Kaşgarlı'nın haritası Orta ve Kuzey Asya hakkında şaşılacak derecede doğru bilgilerle doludur. Bu bilgileri insan Çin kaynaklarında da bula maz. Kaşgarlı, Divân'da ne yazık ki bu haritanın kaynakları hakkın da hiçbir şey yazmamıştır. Kaşgarlı'nın kaynakları Orta Asya'da 11. yüzyılda— ve hiç kuşkusuz bundan önce de— ciddî bir coğrafi bilgi havuzunun varlığını göstermektedir. Bu tahmin, pek kabaca da olsa, O'nun memleketlisi ve çağdaşı Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilik'ince de doğrulanmaktadır. Elde başka yazılı kaynak olmadığına göre bu coğrafî hâzineye nasıl ulaşılacaktır?
İşte burada masallar imdadımıza yetişmektedir. Boratav'ın söy leyip yazmaktan usanmadığı gibi, masallar kâğıda dökülmemiş halk bilgisinin en zengin anonim arşividir. Bu nedenle büyük bilgin yayın- larında"hem genel olarak masal okuyucusunun, hem de halkbilimi in celemelerinde Türk masalının somut, yeri, yurdu belirli belgelerine başvurmak isteyeceklerin yararlanabilmelerini sağlamak amacım" gütmüştür. Bu yeri yurdu belli masallar, bizlere dağlar, ovalar, nehir ve göller gibi yerel coğrafya, hattâ volkanizma, sel, deprem gibi jeolo ji verilerinin halk bilincine geçmiş şekillerini sunmakta, artık kaynak ları kaybolmuş eski haritaların hangi bilgi dağarcığının eseri olduk larını, hattâ bazan bu bilgilerin nasıl toplanmış olduklarını öğretmek tedir. Boratav bize bilimciyle halkın birbirlerine el uzattıkları d henüz keşfedilmemiş, haritlanmamış, âlemde kılavuzluk eden bilgelerden biriydi. O'nun kıymetini bilmek eserini yaşatmak ve sürdürmekle mümkün olacaktır. Acaba onu yapabilecek kadar akıllandık mı?
575/5
Taha Toros Arşivi