• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

II.ABDOLHM.1İD DEVRtNtN SON YILLARThıTIA GG'N""EYDcıUUA.ı'JADOLU tr..E KUZEY lRAKTA AşİRET

MÜCADELELER1 VE ~-ı:tLL1 AŞlR.ETtRE1st İBRA.HİNlPAŞA

Doç.Or.selçuk GüNAY·

Güneydo~u Anadolu ve Do~u .Anadolu öteden beri birçok göçebe veya yangöçebe aşL'"etlerin yaylak-lcışlak arasında yaşadı~ı bölgedir. Bu aşiretlerin en önernlilerinden birisi de. şüphesiz ki

rv1illi

aşiretidir. Osmanlı kayi'Uıklannda aslen BOOıUı (Beğdili) aşiretinden aynlın~ olarak zikredilen bu cemaat, Osmanlı arşiv belgelerinde "Türkınan Ekmd-ı Ulus" taitesine mensup olarak gösterilmektedir. Esasen OOneydo~wıun bu kalabalık aşireti ,

"Milli

Ek:radı",

"Milli-i

Kebir",

"rv1illi

Türkmaıu" ve

"Mil1i-i

S~ir" gibi iBimlerle aıulmakto.ydı. Ayıu zamanda bu qiret , Mardin, Diyarbakır, Ergani, Emınım, ~ Harran, Urfa

ve

Trablusşarn gibi geniş

bölgelere

kadar

umuyordu (ı)

• ) Doç Dr Selçuk GÜNAY. Atatürk o,uvFeıı-EdF»':Tarıh BolQAretlm üyeın

ı) Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivi Belgelerine Güre Osmanlı lmparatorluğwıdaoytnak, Aşiret ve eenıaatler, İstanbul 1979, 5.586-587.

Onyedinci yozytlda Milli A.şiretine mensup ilşiretlerden bir kısmı Erzurum

ve Kars tarıl11nrmda bulunuyordu. ()nsekizinci YUZyılda Diyarbekir Voyvodalığuıa tabi olan :tv1illi Aşireti , Erzurum-Urfa arasında mutemekkin olup, 11.000 çadır halkı olarak kaydedilmişti. 1i 11'de şekavetlerinden dolayı Rakka'ya isk.aıı edilen bu aşiret, 1718'de Erzurum taranaıma gelerek yerleşik ahaliye zarar verici failliyetlerde bulwıuyorlıırdl. Bu husu~ daha gen~ bilgi için bk: Cengiz Orhonlu,. Osmanlı Imparatorlu~unda Aşiretleri ıSkan Teşebbosü (1691-1696), h"1aııbul 1963,5.4:2-90 ve Yu&ufHalııçoğlu,XVLLL. YUZyılda Osmanlı ImparEUorlugunun İskan Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi.Ankara 1988, s.46, 52, 85.

(2)

1l.Abdülhamid döneminde Hamidiye Alayları.tun kunılmasıyla (1890) ~lıyan ~tlanma kıııa

zamanda

bütün Do~u ve Gnneydo~ aşiretlerini içine

alarak

gelişmiş ve

Milli

Aşiretini de kendine

dahil

etmiştir. Anadolu'nun kuzeydo~ ve güneydo~unu konımayı hedef

alan

bu yeni

askeri

teşkilat.

özellikle

Oüneydo~'da

en

kalabalık ve güçla aşiretlerden birisi olan

Milli

toplu1u~u görmezden gelernemi. Nitekim ilk teşkilAtlanmada merkez

Mardin

olmak üzere

Milli

Aşireti

4·1,42,43,44. alaylarta Hamidiye Birlikleri içinde

yer

almıştı. (2)

Daha

sonra merkezini Vİranfehir'e nakleden

Milli

Aşireti Alaylan, 1890 ve 1896 yıllannda Derseadete gelerek Podışah'ı ziyaret etmişlerdi. Bu ziyaretlerde aşiret reisi

Kaimmakam

İbrahim Paşa

da

bu1umnuş ve LL. Abdülhamidden birçok hediye ve

ta1tifatlar

gönnüştü (3).

Bir müddet sonra mirlivalı~a yukseltilen İbrahim Paşa'run yönetiminde 41,42 ve 43. Hamidiye Alaylan buıunuyordu (4).

Bu sıralarda

Milli

Aşireti iki kısmı halinde bulunuyordu. Bunlardan birincisi, Yenişehir taraflarıııda bulunan Timavi Kabilesi ve Resulayn ile Mardin arasındaki fırka idi.

Diyarbekir

bölgesinde yeralan di~er kabileler, Hamidiye Alaylanna mensup olan

Tayy,

Karakeçi,

Kiki,

Cubur, Miran Şerabi ve Dakori aşiretleriydi (5).

2) Bayram Kodaman, Hamidiye Hafıf Süvari Alaylan, İst. Üniv. Ed.Fak. Tarih Dergisi, Sayı: 32, ktanbul 1979, s. 468.

3) Bu hususta bkz: Servet-i Flliıwı , C.Vll, Sayı: 195 ve lkdam, Sayı:

748, 750, 75ı.

4) SahıAnı~i Vildyet-i Diyatbekir, 1321, s.95-99.

5) SalnAnı~i Villlyet-i Diyarbekir, 1321, s.l71-172. Mark Sylcs'm t~bitine göre Milli Aşireti şu kabilelerden meydana geliyordu : Danan, Seydan, Kirmı,

(3)

Konumuzla ilgili bir di~er aşiret de Arap Şemmor aşiretidir.

Eski

devirlerden beri orta. Arabiitanıda Necid'de oturan Tayy boyunun mühlın bir kolu olan bu kabile, XV11. ytızyılın ortal.annda kuzeye doım ilerleyerek Suriye çöllerini ele geçirdi. tmparator1u~ merkezi

idaresinin

gtıçsnzlüAünden

faydalanan

Şemmarlılar

Rakka

bölgesini

de i~gal etmi~ti. Ancak güneyden

harekete

geçen bir başka Arap aşireti olan Anezeler Şenunar Aşiretini bu bjlgeden 8ümltışlerdi(6).

Osmanlı ~iv belgelerinde B~dad ve Musul Vilayetleri

dahilinde

gösterilen bu aşiretC) bölgedeki Arap aşiretlerinin en güçlülerinden biriydi. B~dad, Deyrizor ve l'v1usul

dahilinde

yıışıyan Şemmarlıların wnwni reısi olmı Ferhan Paşa'nın vefatından

sonm

bu aşiret B~dad, Musul ve Deyrizor firkalan olmak 11zere üç kısma ayrılmıştı. Her bir fırkaya adı

geçen

Ferhan Paşa'~o~

reülik

yapmaktaydı(8). Dudilumlı, Halacan, Kelis-Merdon, Kumnareş, Şarkiyon, EL, Kavat, Oaşi, Meşkenli, Kalendelan, Hacı Bayram, Hasenek.an, Hala Jari, EIya, Isyadaı, Ttırkan, Nasriyon, Cuvaıı. Sartaıı, Usbahan, Matmiyeh, Çenıikan, Barguhan,

Hisaliyeh, Ciyareş, Zirefkan, O~başı, Bucak, HOii)'an, Beski, Hacı-Menli, Kasyonı, çokalı, Merdig, Otergeç, Canbek Beyleyaıı, Porga., Dirican, Kav, Mulikaıı. Mark Sykes, The Khalip& Last Heritage, Londra 1915 1915. &.575­ 576.

6) FO.Sütner, ~uzlar, lll. bsk. 1980 ktaııbul, &.193, Şenunarlar hakkında

daha geniş bilgi için bkz: A.Guillaume, "ŞemmOf"

LA,

C.ll,

s.

406-408. 7) Cevdet

TorkaY,

a.g.e., s.697, Tanzimattan Sonra 1846-48 Yıllarmda Harput Eyaletine Bagıı Behisni Sane$. dahilindeki Siverek Kazasını y~alıyan Şemmar Aşireti şekavetiyle meşhurdu. Bu aşiret, Zeydan, Huzaa, Essaboh, Abduh EI-Amur, En-Necm, El-Berie, EI-UIyan, Er-Rumus, En­ Nedbe ve EI-Eslenı aşiretlerinden meydana gelen 3200 kişilik bir stlvan gücQ çıkarabiliyordu. Bu hususta bkz: Abdullah Saydam, Tanzimat Devrinde

Halep

ve Musul Dolaylaruıda Aşiretlerin Yol Açtıkları Asayiş Problemleri, Ondokuz ~ıs Uııi. E~ak.. Dergisi, Sayı: 8, Samsun 1993, s.243-257.

) Ebubekir Hazim Tepeyran, Canlı Tarihler, 1stanbull944, s.333.

(4)

Hamidiye Alaylan kunıJduktan sonra özellikle Oüneyd~u'da eskiden

beri S1lfegelmekte olan BŞiret mücadelelerinin gittikçe art~ı görillmekteydi. Bu mücadelelere }uz kazandıran bir 1.UlSur

da,

alaylara

mensup olan aşiretlerin imtiyazlarmclan faydalanarak rakip ve menfaat mücadelesi içinde olduklan aşiretlere kartı film ve mücacleleei bir tavır içine gİrnliş olmalandır. Di~er

taraftan

teşkil edilen alaylann do~dan do~ya ıv. Ordu merkezine ~lı olmalan mevcut mahalli otoriteleri dinlememe ve itaat etmeme gibi

mahzurlar

ortaya çıkannasının yanısıra, aşiret çatışmalarını da hızlandırıyordu. özellilde mülki bakımdan herhangi bir filllÇ işleyen aşiret alaylan hiçbir sebeble aynı makamlarca

muhakeme edilemiyor

ve

nihai kararlar

İstanbul'da

aluuyordu.

Tabiatıyla bu gibi

durumlar naho,

olayların

meydana

gelmesine zemin hazırlıyordu

(9).

Bu

mücadelelerden birisi de

Y8Z

&ylarını

v

sn ve Bitlis

civarında

oturup,

~ı Musul Vi1Ayetinde geçiren Hamidiye 50. alayıne menJUp

Em,

Aşiretitıirı Doski Aşiretine tecavnz

ederek

elli dolayında kifiyi kat1etınegiydi. Doski aşiretinin de intikam hareketine girişece~i kati gözüküyordu.

Bu olaylarnı önüne

geçmek

maksadıyla Şuriy-ı Devlet karanyla

Ertu,

Aşiretinin Dicle'nin s~ tamfuıdaki Süveydiye mevkiinde kışlarnası uygun görülmüş, anc.ak Ertuşluıann IV. Ordu Müşiriyetinin koruması altında olmasından dolayı bu karar gere~i gibi uygulanamamıştı (10). 9) Selçuk Günay, Hamidiye Hafif Sovari Alaylıırı., (1890-1918) (BasılınamlŞ doktora te:zı) Erzurum 1983, ~.27.

(5)

Tabiatıyla buton bu olaylar mahalli otoritelerle lV. Ordu Müşiriyeti arasındaki irtibat kopuk1u~undan ve çekişıneden de kaynaklanıyordu.

O11neydo~ Anadolu'da aşiret mücadelelerinin bir öm~i de Hamidiye

Alaylan 48. alayım teşkil

eden Miran

Aşireti

reisi

Mustafa

(Musto)

Paşa'dır. Diyarbekir Vilayerine ~lı Cezire (Cizre) kasabasında ve Dicle kenarında otur811 bu aşiret, en çok Musul Villiyeti

a.halisini

ve aşiretlerini tehdid eder bir görünüm arz.ediyordu. 1901 yılında Miran Aşireti

Arap

aşiretlerinden Gergeri1ere taamız

ederek

birçok insanın öldürülmesine ve birçok hayvanın gasbedilmesine sebeb olmuştu

(1 1).

Alman müellifi. P.Rohrbach'ın "Clıreli

Mustafa

Paşa İbrahim

Paşa/dan

daha

müthiş

bir hayduttu."

(12) diyerek vasfetti~i Mustafa Paşa, 1901-1902 arasında Cizre ile Musul arasında bulunan elli kadar

İsl.8rn ve Hıristiyan köyonü yawna ve tahrip etmişti. Hatta İbrahim ve Must.afa Paşa.1ann kurulması hedeflenen B~dad Demiryolunu tehdid ve tahrip etmesi tehlikesi bile mümkün gôrülüyordu . Alman müellifi P. Rohrbach eserinde bu aşiret mucacielelerinden dolayı Musul ve çevresinin manız ka1dı~ı ekonomik bunalımı şöyle anlatır:

"1901 senesinde Musu/'a

vardığtm

zaman gayet

şiddetli bır

soguk

hukum suruyordu. Sokaklar

ka/ın

bir

kar tabakasıyla kaplı

ldl... Bu

yakacak yok/ugunun

sebebını

sordugum zaman

şımaldekı orman/ık

daglardan /ce/ekler

vasıtasıyla

odun ve kömflr getiren tflccarm

Dicle/nin iki

yakasınt tutmuş

olan Mustafa

Paşa/nın adamları

l~)EbubekirHazım Tepeyr~A.g.e., s. 318-319.

ı..·)P.Rohrbach, Han-ı Saltan81- Batdad Demiryolu, ktanbul1331, &.61.

107

(6)

tarqfından

haraca kesildikleri ve naklettikleri

malların

:kgerini

muadil bir para (jdemiyenlerin bu mallan ellerinden zorla

alındıktan başka

kendileri de birçok k(jta muamelelere

ugradıklan,

Avrupa'dan

getirilip Samsun-Diyarbekir tarikiyle Ekezire Çtilunun k.enarma

(Diyarbekir'e) kadar

katır

veya deve 'ile oradan da cenuba dogt'u

kelekle sevkolunan

malların

dahi

aynı

vergiye tabi tutu/dutu

cevabını aldım.

Filhakika Musul'da bulundutum mUddet

esnasında

Rusya'dan

vesair memleketierden gelip gunluk ihtiyaç maddelerinden

sayılan

pekçok

şeyin

bu arada

petrolanflatı

aç dtirt misline

firlamıştı. "(13).

Ancak şüphesiz ki en büyük aşiret mücadelesi

?vfilli

Aşireti ile Arap Şemmarlı1ar arasında cereyan eden çatışmadır. Bu mücadele ile ilgili ıv. Ordu Müşiri Zeki Paşa, :Mardin eşrafından Abdüigafur Efendi'ye gönderdiAi yazıda , Şemmar Aşiretinin kanwı ve nizam tanımayanık

Milli

Aşiretine karşı tecavtızkM hareketlerde bulwıduAunu belirterek , alaylara mensup olmasından dolayı rvrulilere silah verildi~ini ve aliıl zararlı olacak toplulu~W1 ŞenunarWar o~ını beyan etmekteydi. Zeki Paşa aynı zamanda Şemmar Aşireti reüıi Faris Paşa'nın Padışah'ın

kahnna

manız kalmaması için Abdüigaftır Efendi'nin mutavassıt rolünü üstlenmesini istiyordu (14).

Mardin eşrafından Seyyid Abdüigafiır Etendi ise, Şemınar Aşiretinin Deyr-i Zor Fırkası Şeyhi Faris Paşa ile münasebet kurdu~u, adı geçen şeyhlerin Padışah'ın emrine it.aatkar olduklarını ancak daha önce

13)p.Rohrbach, A-g.e., ii.61-62. 14) E.Hazmı

Tepeyran,

A-g.e., s.322.

(7)

kendilerini katI

ve rna1lannı ya~ma eden

1brahim

Paşa'nın kanunen tedib edilmesini iatedilderini belirtiyordu (15).

Bunun tızerine Müşir

Zeki

Paşa, Seyyid Abdülgafur Efendi'ye gönderdiAi yazıda, di~er aşiretlerin Şenunar Aşiretiyle birleşmiyetek bir

tat'ata

ayn1mMl gerekti~ini beyan ediyordu.

Ayru

zamanda Şemmar Aşireti fırka reisleri Faris ve Ferhan Paşalara yazdı~l mektupta Şemmar Aşiretini itaate davet ederek Hamidiye Süvari Alayları TeşkilAtına mensup aşiretlerin

kahredici

gücüne maruz kalmalanıu istemedi~ beyan ediyordu. Zeki Paşa bu hususta ,öyle diyordu:

".. Çflnktl

İbrahim Paşa

ve

aşireti

asker oldugundan kendilerini

muhafaza için silah ve cephane verilecektir. Halife-i

Zişan

ve

Padışah-ı Kudsiyetnişan

Eftndlmiz Hazretierinin umum

hakkında

lütf­

u merhameti ne mertebe ali ve

mebzııl

ise kahr-u

gazab-ı

mfllOkitnelerl dahi

o

nisbetde

şedid

ve mflessirdir. Bu hareket-i gayr-i

mergıJbede

devam ve

ısrar

etmiyerek attibe-i ftlek mertebe-i Hazret-i

ZiJJuJlahiye

arz-ı

nediJmet ve

deMıet

ile

istifayı

kusur ederseniz,

hakkınızda hayırlı olacağı şüphesizdir"

(16).

Bu gelişmeler üzerine Şemmar Aşireti ileri gelenleri her

iki

taraf arasmda bir saatlik bir

mesate

kalmMUl8 mwnen neticeni.n iyi bir ~ekilde sonuç~ıru düşünüyorlardı. Bu yüZden Seyyid Abdülgafur Eteııdi, lV.Ordu Müşirine yazdı~l yazıda

1bmhim

P . ve aşiretine silnh. ~ltımııun ertelenmesini istiyordu (17).

15) E.Hazım Tepevraıl., A.g.e., ~.322.

16) Ebubekir HaZııD Tep'evran. A.g.e.• ~. 322-323. 17 ) Ebubekir . H.azım Tepeyran, A.g.e., s. . " "3~4.

(8)

Ancak

anlaşılan oydu

ki,

İbrahim Paşa aşiretiyle ŞemmarWann ü7.erine yürümekte kesin

olarak

kararlıydı. Arabulucu olarak hareket eden Abdu1g8fur Efendinin de bu faaliyetleri neticesiz kalmaya mahkumdu.

Nitekim olaylar başlamadan evvel Diyarbekir Valisi Halid immsıyla Sadarete gönderilen yazıda

:Milli

Aşiretiyle

Karakeçi

ve Şemmar Aşiretleri arasında geçimsizliAin izalesi hususunda fırka

kumandatu

vekil bırakılıp çöl bölgesine do~ gidildiAini ve durumun incelemeye alındığını beyan ediyordu (ı 8).

Ancak:

mahalli idarecilerin meseleyi yatıştınnak ve incelemek hususundaki gayretleri netice vennekten uzakt.ı. Nitekim Zor Mutasamflığından 2 Mayıs ı 3ı 7 tarihiyle Dahiliye Nezaretine gönderilen yazıda,

:Milli

ve ŞetlUliar aşiretlerinin arasının düzeltilmesi hususundaki bütiln gayretlerin sarfedildiAi,

fakat

bu yolda hiçbir neticeye ulaşılamadığı

beyan

ediliyordu (ı~.

Şenimar Aşireti

daha

önce lbrahim Paşa'dan gördükleri kötü muamele ve tecavozatın intikamuu almak duygusuyla hareket ediyordu. Bu gayeyle adı geçen aşiret, İbrahim Paşa'nın bulunduğu Vinınşehir'e gelmiş, ancak Osmanlı askerinin ve janc1anııasının harekete geçirilmesiyle bu bölgeden geri çeki1ıni~ti(2Ü).

Bu suretle geri çekilen Şemrnar Urbaru üzerine harekete geçen İbrahim Paşa, :Mazı~ ve Diyarbekir'den etrafına topladığı kuvvetlerle

18)BO~ Yıldız Sad. Hus. Maruzat, 414/55 19) BOA,. Yıldız Sad. Hus.Maruzat, 416/5 20) BO~ Yıldız Sat!. Hus. Maruzat, 416/5

(9)

Şemmarlı1ar uzerine yür'ümüştü. Ayrıca İbrahim Paşa, Diyarhekir jandarma kuınandaruyla Zor Müfreze zabıtuu kendisiyle ittifak ettinneye muvaftftk olmuşttl. Böylece birkaç bin kişilik bir kuvvete

&ahip

olan İbrahim Paşa, ŞammarWara yapu~ı hücumda onları fena bir suretle kırarak yozbinden fazla koyun. yırrnibine yakın deve ve birçok emva1i ele geçinnişti(21).

NüfuslUl. kat1edilınesinin yaıusıra birç.ok kadının da. ırzına tasallut edildi~ini ve vahşiyane tec.avüzlerde bu1lUl.Uldu~unu Zor Mutasamfı Ahmed Şükri Bey Dahiliye Nezaretine flundu~u raporda, beyan ediyordu (22). Zor Mutasan'1İı aynı zıunanda ŞamınarW.ann münhezimen bölgeyi terkederek çöl bölgesine do~ harekete

geçtiklerini

belirtiyordu.

Bu olaylara bizzat şahid olan yukarıda

zi.kri

geçen AbdÜıgafiır Efendi müşahadelerini şöyle anlatır:

lIŞ'emmarltların çadınna

dogru gitdim. Oraya

yarım

saat mesafede

Teletarik tepesine muvasalat ederek tepenin azerine

çıktım.

Ve

d6VflŞ

yerini

müşahade

eyledim. Develerin vesair

hayvanların bağınnalan

ve

insanların gıırülrasü

ve rafek

sadaları

pek

müthişti.

Mecburen

tepede kaldun.

Ş'emmarlılar kırıldılar

ve

rahammaı

edemeyerek

Resu/ayn'a

doğru aşağıya

firar erdiklerini

gardiıkarnden

oraya

yakın

olan

İbrahim Paşa/nın çadırına gitdım. Alard/rı

Hamidiye

Afirlfvası

Bahaeddt"

Paşa/nın

Mardin tarafindan oraya ge/diginl gurdflm.

Şu acıklı

vakalarla

Şemmarltların

büyük

şeyh/erinden

birkaç

kişi

ve

urban/anndan hesaba gelmez insanlar

uldaği1nü İbrahim Paşa

21) BOA, Yldız Sad. Hus. Manızat, 416/5 22) BOA,. Yıldız Sad. Hus. Maruzat, 416i.5

(10)

tarafindan bir

yazbaşı

ve bir seyyare neleri

yaralanıp,

bir nefer de

İbrahim Paşa

adamlan tarafindan yine

yaralandıkım ve

Ki/rt

devşinnelerinden yetmiş ne./erin öldüğü ilan olımuyordu"

(23).

Bölgede görev yapaıı Nizarnıye Yınninci Süvari Alayı zabitieri düzenledilderi ortak raporda bu feci olayları ve vahşeti aksetliriyorlardı. Onlııruı raporuna göre İbrahim Paşa bu vahşi tecavuz1eri sadece seyrediyordu (24).

Diyarbelcir

Valiligi

de olayla ilgili olarak alınan tedbirlerin bir neticeye varamadı~1tu belirterek, Şemmarlılann tehevvür ve heyecanıyın İbrahim Paşa'nın kimseyi dinlememesinin teciatın gelişmesinde temel sıeOObler oldu~unu beyan ediyordu. Ayru mmanda

Şemmaı' Aşireti ve heyecana gelen di~er :Mardin aşilirinin yerleşik ahaliye bir :zarar vermemesi için gerekli tedbirlerin alındı~1tU adı geçen valilik Dahiliye Nezaretine gönderdi~i telgrafufunede belirtiyordu (25). Bu olaydan sonra rvIilli Aşireti reisi İbrahim Paşa S~1t)da Diyarbekir Jandanna KWTIandaru Aziıııet Paşa ve solwıda Diyarbekir eşrafmdan Niyazi Efendi oldu~ halde olay mahallinden çadınna avdet ediyordu. Müfreze mülazıllu Tahsin Efendi marifetiyle iki üç bin dolaylarında aiıikerilli harp nizamuıda dizen İbrahirn Paşa'ya, "Nettr·i Am" denilen askerleri tarafından "İn yensuru Sultan İbrahim in yensuru Hidiv-i Çöı, Ebu'l-Hamud, Yensuru Sultanu'l-ber

tbrahim"

gibi tezahüratL'lf yapılıyordu. Mardin ve Zor ınutasamflıkları tarafından "J\1akarn-ı

23) E.Hazım Tepeyran, A.g.e., ~. 325. 24) E.Hıızım Tepeyran"A..g.e., s. 325. 25)BOA,. Yıldız Sad. Hus. Maruzat,416/5

(11)

Hilatet ve lrnamet-i Kübraya" itaatsiz1ik ola.rak vasıt1anclınlan bu hareketin yaıu!il1ra İbrahim Paşa, bu vukuata yol açan Azrnet Paşa ve Niyazi Etendi'nin "Rumeli Beylerbeyli~i" payesiyle ta.ltifat1arou

:Mabeyn-i

Hümayundan istiyordu (26).

Tabiatıyla bu olaylar Güneydo~u Anadolu'da aşiretler arasında mücadelenin ıyıce şiddetletunesine ve intikam duygularuun ı...'llvvetletunesineyol açmıştır. Nitekim Şemmar Aşiretinin tec-ElVÜZ8İ1Yla kervan ve ticaret yollannın kapandı~l hakkında mülki amirIere bazı. müracaatların vaki oldu~u görülüyordu.

.Ancak

Diyarhekir va1i1i~i bu müracaat ve iddiaların sırf kizbden ibaret oldu~unu beyan ediyordu

(-27).

Ancak tabiatıyla hetlOZ olayın heyecarwu ÜZerinden atamaı....uş ŞetnmarWann yerli ahaliye herhangi bir ıecavo.zatta bulunmarnası için bazı. askeri tedbirler aluuna cihetine gidilmiştir. Diyarbekir Va1ili~i nahoş olaylara meydan vernıemek yolunda IV.Müşiriyetine yapılan müracaatlann neticestz kaldı~ını heyan ederek alınacak bazı tedbirlerin ozerinde duruyordu. Bu cfirnleden olarak iki bölük piyade askerinin. Yenişehic'den almarak, bölgede bulurum. Hamidiye ve Nizamiye süvarilerinin harekete geçirildi~i beyan ediliyordu (28).

Şemmarlıların herh.angi bir tecaV1lzatma karşılık yardımcı kuvvet rolü oyna.mak

uzere

seyyar kuvvetlerin ileriye alumiliS! da kararl.aştınlnuştı. Anc.ak bu seyyar lm'VVetlerin Şemrnar Urbanının bu tec.aV1lZünü önlemek için yeterli olmadiğ! da görülüyordu. Esasen bu suniarda

26) BOA Yıldız Sad. Hu&. M.aruzat. 416/5 27) BO~ Yıldız Sad. Hus. ~420/31

28) BOA, Yıldız Sad. Hus. Maru.zat, 420/31 113

(12)

- - -

-Yenişehir ve Siverek aha1üıi mahalli makamlara başvurarak Şemmarhlar ve anlam iltihak eden aşiretlere karşı devletin nizamiye güçleriyle kendilerini korumasuu istiyorlardı (29). Bu yüzden Diyarbekir Va1ili~i Şemmarlıların defi için Yenişehirdeki süvarilerle Cizrede'ki piyadeleriıı seyyar kuvvetlere muzah.eret etmesini isteyerek, ıv. Ordu Mü,iriyetine Dahiliye Nezareti tarafından durumun bildirilmesini istemekteyili.

Dahiliye Nezareti ise sadrazaııılı~a konu ile ilgili 20 ~ustos 1317 tarihinde gönderdiği yazıda ŞemmM Aşiretinin hareketinin sadece l\tfillilerden intikam alınaya yönelik 01du~wlu ancak bu hareketlilikten ürken yerli ahaliyi konunak için alınma.lIı lazmı gelen tedbirleri sıralıyordu. Ancak Dördüncü Ordu Muşiriyetine bu hususta yapılan müraCaatlarm da neticesiz kaldıgı ayıu yazıda belirtilmeldeydi (30). Anlaşılan oydu ki, ıv. Ordu Müşiriyeti Hamidiye A1ayları'na. mensup aşiretlerin bu aşiret mücadelelerine

daha

tazla müdahale etmesini isterneyen bir

politika

içinde gözu1.'1lyordu.

Sadoret Makamı da olaylarla ilgili :Mabeyn'e gönderdi~i yazıda, şemmar Aşiretinin kervan yollarım kapadı~ı ve Yenişehir ahalisinin mahsur kaldı~l yolunda Yenişehir ruhanı reislerinin yaptı~ı müracaatUl asılsız oldu~urtu belirtiyor ve Şenunar Drbaıurun sırf "Ahz-ı sar : intikam" duygusu ile hareket etdi~ini ve gerekli askeri tedbirlerin alınması için Seraskerlik rv:Iakamına durumun tekiden bildirildi~ini beyan ediyordu (31).

29) BDA., Yılda Sad. Ruı:. Maruıat, 420/.31

30) BOA., Yılda Sad. Hus. Mııruzat, 420/31 31) BOA. Yılda Sad. Hus. Maruza.t, 420/31

(13)

Tabiatıyta bu ğa1ebe İbrahirn Paşa'ıwı kendisini bölgenin haklıni olarak gönneye başlamasına sebebiyet venni,tir. Paul Rohrbach'a göre İbrahim Paşa bu tahakküme vanın davranışlaruu devam etdirebilmek için Yıldız Ricaline büyük rüşvetler veriyordu. Miran Aşireti relSı Cizreli l\1ustafa Paşa da ona göre ayıu yolu takip ediyordu (32).

Şemmar Aşiretinin yanısıra Arap

EI-

Ah.ef aşiretini de perişan bir vaziyete koyan İbrahim Paşa'ya karşı bu iki ~iretin reideri B~dad havalisi.ndeki Arap Aşiretlerinden Deyrizor şenunar fırkası reisi Faris P.'dan yardım istedifer. Faris Paşa onbin

kifilik

bir lı..'1.lwet hazırlayarak

Milli

AşiretininkafşlSma dikilmişti (33).

İbrahim Paşa'nın kuwetleri ancak üçbin kişi mddesinde oldu~undan ataylarn mensubiyetinden dolayı devlete müracaat ederek kendisine k-uvve-i imdadiye gönderilme~ini istemiştir. Bu taleb ve ricası binbeşyüz piyade ve be~1lZ slivan ile korşıitlııan İl.mt11im Paşa bu kuvvetle Şemmar Urbarwu 1903 yılında tekrar ikinci bir m~1ubiyete uwatımştı (34).

Bir adı

da

(Berho AAa) olan İbrahim Paşa'run en yakın yarduncıları Hamidiye Alaylarında Yüzbaşı Vekili rütbesiyle görev yapan Hüseyin Kanco Efendi ile as1en Çeçen olup Diyarbekir Vilayeti Alay Kumandan1ı~ı görevinde bulıman Aziınet Paşaydı (35).

32) P.Rohrbadı, A.g.e., s. 59

33 ) P. Rohrbach, A.g.e.,s.60 ­

34) P. Rohrbach, A.g.e.,&.60

35) Şevket Beysano~lu, Ziya GUluılp'iıı Dk yazı Hayatı, 1iıanbu1 1956, s.71

(14)

İbrahim Paşa'nın baskısına ve tecaVUZUne uwayarı sadece Şemm3rWar de~ildir. Bunun yaıusıra Bucak, Beran, Ane7.e, Kamkeçi, Cubur ve Tayy Aşiretleri de Mili Aşiretinin karşısında duramamış ve d~11mlŞ1ardır(36).

Milli

Aşiretinin bu galebelerini takiben

Mardin

bölgesinde Şemmar, Cubur ve Tayy aşiretleri arasında mücadeleler baş1adı~ınA dair haberler geliyordu. Hamidiye Alayları içinde 47. alayı te,kil

eden

Tayy Aşİreti eskiden

Arap

Yanınadasınm kuzeybatısmda yaş3rken, sonradan Diyarbekir, ~-ıUfml Vilayetleriyle ~-ıardill ile Sincar ve Habur ile Dicle arasındaki bölgede yaşıyan güçlü bir aşiretdi (37).

Nusaybin'de bulunan

1\1ardin

Mutasamfı adı

geçen

aşiretlerin Nusaybin'e yaklııştıklarııu ve ahaliden "Huwe" adı altında

para

toplaınaya teşebbüs ettiklerini bildiren bir telgrafla

(38)

DiY3rbekir Valili~inin dikkatlerini çekmek istemişti. Diyarhekir Valili~inin bu durumcL'l gayesi meskün yerlerin

zarar

gömıemesiydi.

özellikle

bu hususwı bir "İrade-i Seniyye" oldu~w)w) aşiret ileri gelenlerine bildirilmesi ve hareketlenen bu aşiretlerin bölgelerine çekilmesi

_..

__

...- .- - ­

36) Ziya Göka1p, bu olaylar hakkında daha &onra yazd~ı "Şaki İbrahim Destanı" adlı maılZlUlıesinde:

Beraziyi Ane:zeyi dağıtdı Karakeçi gö~üs gerdi ugraştı Seller gibi Şemmar kanı akıtdı Direi Beğ Arslan gibi savaşıı

Mızrak dikti Karakeçi yurduna Esir dUştlı ahir bu çöl kurdunadiyerek bu vakaları lıınIir eder. Bu hususta bkz. Şevket Beysaııoğlu, A.g.e., s.71, 72, İbrahim Paşanın Karakeçi, Tayy ve Berazi aşiretleri üzerine yOrümesi hillmda bkz. Mark Sykes, The, Kha1iphs Last Heritage, &.324-325.

3'7) Bu hUimst.a bkz. Kfiınm:u'l-A'wu, C.ıv, s.3030,H.H.Brayy, "Tayy"

RC.l:!.s.70

(15)

gerekiyordu. Bu yüzden 13] 9 yılı TvIayısmcL'l Şemmar Aşireti reisi Farsi Paşa'ya., Cehur Aşireti reifii SULtan Ağa, Şemmar Şeyhlerinden Ali Abdürrazık ve Hadi ile Abdülkerim, Ta.yy Aşireti reisi Ali ve Miraım Aşireti reisi Abdülkerim Beyler itaatlerini şu cümlelerle arzediyorlardı:

''}"laksad-ı AlııJwddese -i Hazret-i Hilafetpenahiyi anldyarak kema/-i itaat/e emr-ii ferman-t hümayuna imtisa/ ve beyin/erimiwe mevcut oları münafereti izale ve yekdigerlerimiz/e masa/aha ederek fimabad rıza-i ikthi-i /!alifi>-i risa/etpenahi hiktfina hiçbir halin vukuuna meydım vermeyeceğimize yemin etdi.~imizi ve ha/~ley-i ruy-i zemin efendimizin duay-ı tevırfiıd-ü ömr-fl şevket-i Hiktfetpenahileriyle /isan­

i ubudtyeti tezyin ey/edigimizi arz ederiz /i (39).

Böylece Diyarhekir Va1isi Mehmecl Nazım Sadarete bu hususta gönderdi~i telgrafta aşiretlerin meskiID bölgelerden çekilerek bölgelerine döndügünü bu suretle münaferetin izale edilerek maksadın husule geldi~ini bildiriyordu (40).

Böyle.ce rakiplerini kısa zamanda. silıneyi başaran İbrahim Paşa aşiretine komşu ve içerilerinde Türkmen ve Arap Aşiretleri olmak üzere otuzbir aşireti kendine bağlaınayı becenniş ve gücünü iyice art1rnıaya muvaffak olınuşru. O dönemde

Milli

Aşireti bu katılmalarla büyük bir nüfus kesatetine ulaşmışu. Bu birli~e dahil aşiretler şunlardı: Guraıı. Hıfuk.dn, Çimkan, Kumtasan, Seydan, Div, Sermestan., Şarkıyaıı. Çuvaıı. Dudkfuı. Nasran, lviino, Şükran, Seykful, BerknhMl, Garacine,

39) BOA... Yıldız Sad. Hus. Maruı.at.. 448!8i 40) BO.~ Yılda Sad. Hus. Marlızai 448/87

(16)

Adviin, Be1ddire, Hadidi, Abyan, Semitan, Naiman., Şerabı, Reşan, Cemaleddin, İ2011i, Harekful, Nünul, Benih., Türkön, Kejan. Bınllardan, KaracadaA'da yaylıyan Turkanffırkfu\ ile KejanlKecanlı aşiretleri aslen

Türkmen, BekkMe, Advfuı, Didi,Oeracine, Şerabi kabileleri ise Araptı (41).

Oüneydo~u'da bu şekilde iyice güçlenen İbrahim Paşa , aşiretleri sinilirdikten sonra yerleşik ahaliye

zarar

verici birtakım hareketlere başlıyordu. Nitekim İbrahim Paşa'run bu hareketleri çevre ahaliginin zararına olarak: 1903'den itibaren başlamı, ve gittikçe artarak devam etmiştir. Bunun neticesi olarak Diyarhekir ahalisi büyok1ü ve küçüklü olarak telgra.fhaneye koşarak, "Birinci-Telgratluıne Vakası" adı verilen olaym gerçekleşmesinde etkili olnıuşlardtr. Ancak: :Mabeyne çekilen te1graflar gOnUçilUZ katmı" İbrahim P.'nın ,ekavetine got\ verememiştir. Bu cümleden olarak İbrahim Paşa'nın Urfa hududunu tecaVüz etdi~i görülüyordu (42). Nezdine gönderilen Urfa memurlarına İbrahim Paşa, aşireti efradım toplamadan gitmey~ini beyan etdi~ gibi Urfa'nm Kaba Haydar ve Dö~erlü nahiyeleri ile Bombad ve Evim ~aç nahiyeleri halkı da Milli Aşiretinin bu hareketlerinden oldukça mhatsızlık duymakta ve bu rahatsızl.ıkL.mnı mahalli makamlara. iletmekteydiler. Nitekinı Halep Valili~inden Sadaret Makamına gönderilen telgrafhfunede ayıu gelişmeler vurgulatuyordu (43)

41) Urfa SaJnilmesİ. İstanbul 1927, s.99

42) BOA,

Yddu..

Sad.· Hus. Maruzat,474/82; Şevket Beysanoglu,A..g.e.,s.72

43) BOA, Yıldız Sad. Hus. Maruzat,474!82

(17)

Sadaret rv1aka.nıı İbrahim Paşa'nın derhal me'vasma döıurıe~ini arzu ediyordu. Ancak anlaşılan oydu ki, İbrahim Paşa'da böyle bir lwreket etnaresi gözükmüyordu. Billlll rağmetl sadaret ma.kaım bu konudA. kesin kararlıych(44).

J\rıcak Sadcu'et tv'fil.kfuiIlH.lH bu kCbUt ~ara.l'lılıtlı ja lbrahırn Pilıja'}'ı bü faaliyetlerinden vazgeçinneye yetmeyecekti. Nitekim özellikle Diyarhekir Vilayetinde mütegalliMne hareketler kendini göstermeye başlıyordu. Devlet hazinesinin uwadı~ı zararların yaıusı.ra Diyarbekir köylerine yapılan tecavUz1erle ahalinin mahsulatı mahvediliyor, mal ve ha}vanlBn y~n8 ediliyordu (45). Bu konuyla ilgili Sadrazamlıgm 20 Temmuz 1321 tarihiyle Mabeyne gönderdi~i yazıda halkın bu

tecavazlerden çok rahatsız ve perişan oldu~u an.1at.ılarak İbrahim Paşa'nın dalla önce Çıkaıi irade mucibince Yemen'e &ürülme&i gerektigi beyan ediliyordu. Sadaret Makaınma göre İbrahim Paşa'nın Diyarbekir bölgesinde orunnnsının büsbütün mrarh o1.acagı kesindi. Bu ynzden Paşa'nın ailesiyle beraber ya mahalli ikamete mecbur tutularak ya da memuren Yemen'e veya başka bir cihete sürülmesi gerekiyordu (46). Fakat bütün bu teklifler netice itibariyle olumsuz ka1m~a mahkilındu. !brahim Paşa Siverek ta1'afmdan başka Nusaybin ve Diyarbekir Vilayeti etrafındaki köy ve yerle~im merkezlerini tehdid euneye devam e.diyordu. Hatta !brahim Paşa'ıun bu taşkın1ıkla.nnın Haleb Vildyeti dahiline kadar uzadı~ı görülüyordu. Sadaret !v1akamına göre işin acı tarafı bu taarnızların ~suuf·ı askeriye"ye mensub bir kişi tarafından icril.

44) BO.\, YıldlZ.Sad. Hus. M.aruzaı,.474!82

45) BOA,. Yıldız.Sad. Hus. M.aruzaı,.491!1 46) BOA Yıldız.Sad. Hus. M.aruzaı,.491!l

(18)

edilmiş olmasıydı (47). Sadrazamlık meselenin yine askeri yolla çözümleneceğine inanıyor ve durumun Seraskerliğe bildirildiğini saraya arzediyordu.

Bütün bu taarruz1ar ve tecavüzlerden en

fazla

payı Diyathekir Vililyetinin aldıAı kesindi . Bu yüzden Diyarbekiı' Şehri ahalisini temsilen İdare Meclisi heyeti sadıırete mutassa1 bir şifreli telgraiha.me yolladılar. Vali Mehmed Nazım Paşa baştrı olmak üzere bu telgmfia imzaları olanlar Haklın Ömer Müfti, Defterdar :rv1alik, Müfti Subhi, aza Maralkiyan, aza Ohillu-ıes, a7J1 Abdülkadir ve Nakib Mesud gibi

Diyarhekif'in ileri gelen kişileriydi (48).

Bu telgrafa göre,

tbrahin)'

Paşa hüsn-i niyet sahibi olmayan bir kişi olup, 1\.1usu1 Vilayetiyle Zor .rvıutasamt1ığı dahilinde bulunıuı urban ve aşairi etrafına toplamıştı. üzerine asker gönderilerek Vi.l1lyetin şark

cihetinden çıkanlmış ise de, bu tedbirden münfail olarak köy basmak ve ya~ma yoluyla tbrahim Paşa karşı hareketlerde bulunuyordu. Şikayet sahiplerine göre, bu tecav1lz1erden dolayı halk artık ne olursa olsun, mukabele nok1asma gelmişti (49).

Tdgmfuı bu hale çare olmak ü:zefe zabıta kııvvetlerinin harekete geçirildiği ve bu aşiretleri bölgelerine dönmeye :zorlaınak üzere Behram Paşa'ıun görevlendirildiği beyan ediliyordu. Ancak bütün bu tedbirlerin yeterli olmadığı da göze çarpıyordu. Çünkü

!brahim

Paşa Diyathekir merkez köylerine tecavüıle yağma hareketlerine

dahi

girişmeye cüret

4'"1 ) BOA, Yıldız.Sad. Hus. Maruzat,490/13 48) BOA" Yıldız Sad. Hus. Maru.zat., 49111

(19)

edebiliyor ve bu hareketleriyle bölgede :sakin dum diger aşiretlere de kötü örnek olabtiıvordu ~ 1-50'1. Bu mutfııısa1 tehmıfın ~ son kısmı şU .

ifadelerle bitiyordu:

".. emt-u

/emıatı-t hwnd)-1Jtı-u

Hazret-i

Hikıletpenahi

hukm-i aJisine

tevfikan tnumaile:;•.h Yemen1e 'izam

bUJ/urulmadıgı

halde ma'a aile bu

havaliden

aldınlmak

suretiyle ahalinin teskin-i hiyecam muktezi

idtıgflndell ve

bugün onbir karye ahalisinin

eşya

ve

hl1}vanlarıyla havj1arıtıdtm

merkez-i

vikıyete

geldiklerinin ve

bi-luifilıi teakı aşair

mamureden

çıkanlmakta ise de İbrahim Paşa'nın

tecavuzatdan hali

kalmayacagl1ll1l

-ve mumaileyh buradan

alınırsa, aşair-i

saireye

mucib-i intibah olduktan

başka

havflerinden

naşi başına

toplanan

urban

ve aşairin

derhal

dağtkıeaklarının

artma ietisar olunur.

Fertmm.

Ft 19

Temmuz sene

1321" (51).

Aynı günlerde Diyarbekir Müftüsü Subhi Efendi ve )imıibeş arkadaşı, M1OOun-ı Sadarete

gönderdikleri

yazıda, mazlum feryadlannın yUksek

makamlara

u1aşmadıguu belirterek İbrahim Paşa'run

tedibi

husUSlUida hiçbir

tedbicin

a1mmadıguu beyan ediyorlardı. "Düşman-ı

medeniyet"

olanık vasıt1andırı1ıın İbrahim Paşa'nın

fukaraya, urbana ve

ekrarla çok zıırnr1ıınnm dokundugu belirtilen yazıda köyahalisinin fevc, feve vilayet merkezini doldurduğu da belirtiliyordu. Yazınııı son kısmı şu feryadıarla sona eriyordu:

"Ufrlum sekene-f vi/ayet günden gütle telafisi kabil olamıyacak

hasaratdan mahv ve

perişan

olurlar. Ejkilr

ve

ahvaJ-i

istila~ıtlnesi

50) BOA, Yıldız Sad. Hus. Maruzat. 491/1 51) BOA, Yıldız Sad. Hus. Maruz81, 491 il

(20)

ahali-i mutiyeyi

he:veCClt1

içindi'

bıraktı.

Temadi edetl

t~'ca\!Uzatını

hukUmetin merkez-i vilayddeki kuwe-i

zabıta

ve askerlyesi

mukavemet edemwecek dereceye

.

.

vardırdt.

HukUmet-i

Şahaneden başka

ilticagdh aramaya diyanetimiz manimr.

İstanbul'daki

hami/eri

sayesinde mucib-i intibah olacak icraat görmiyecek ise nereye

mUracaat edecegimizinferman

buyurolmasına

binlerce teba-i

şahane muntazırlardır. Ferman

i'

(52).

Bütün bu müraCaatlar ve feryadlar Hilafet Makamının konu ile ilgilenrııesine sebeb olmu~nır. Bu şikayetlerin ilgili makamlara erişmesinden sonraki günlerde 26 Temmuz 1321

tarihli

bir irade çıkarılıyordu. Buna göre, İbrahim Paşa bölgesine döıunesi için yapılan tebli~atı, çekirge istil.ası dolayısıyla llŞireti halkuun öteye beriye ~11dıgı ve hayvanlarının iaşesini fıl~lamak gayefıliyle arazide buhındu~u şeklınde eevaplıvordu (53\ Ane.nk ll. Abdolhamid aynı likil'de de~jldl. nınılwll Pillja hemen gen döıune1.i ve gashetti~i ma11an iade etmeliyeli. Dördüncü Orduy~u Humayun Mü"iri de ayıu durumu bir telgrat1a 1\tfabeyn-ı Hwnayunu haberdar etmişti. tradede İbrahiın Paşa hakkmda nıuame1e-i kanuninin icrası ve gerekli sonıştunnanın yapılması için Diyarhekir ve Ha1ep Vilayetlerine bir heyet-i tahkikiyenin görevlendirilmesi hususunda ernif veriliyordu (54).

Diyarhekir Valiliği bütun bu olaylardflll sotını gelişme istidadı gösteren hadisatı tahkik içın Vali mua";ru Mina Efendi'yi görevlendiriyordu

52) BOA, Yıldız Sad. Hus. lVIaruzat... 491/26

53) Bo.,\ lrade-i Bususiye, Gen. Nü: 544, Hus. No: 17 54) BOA, lrB-de-i Husustye, Gen. No: 544. Hus.No: 17

(21)

(55). Ancak TabiAtıylıı bu tedbirler halkııı ga1eyaıu ve ,ikayetlerini onternekten uzaktı.

1905 yılı Temmuz ayında meydana gelen bu olaya "1.Telgrafuame olayı" adı verilir.

Halk

bizzat Mabeynle

telgraf

irtibatı kurarak İbrahim Paşa ve hamilerin.den ,ikayetlerini iletiyordu. Sonunda telgramameyi işgal eden

halk

dunımun yatış~ı yolwıda verilen teminatla sakinleştirilerek ~ıtı1maya muvaffak olunuyordu. Diyarbekir ahalisinin bu toplulu~Wl insanları katlederek ma11arııu ya~ma

eden

ıbrahim P.'dan şikayetleri neticesiz kalmaya mahkümdu(56).

Di~er

tarafum

olayların

tahkiki

ve ve aşar

vergisinin

ihalesi hususlarını gerçekleştirmek nzere Vali Muavini Mina Efendi Siverek Kımısı yoluyla İbrahim Paşa'nın merkezi olan Yenişehite vası1 olm~. Burada İbrahim Pqa ile görüşen Mina Efendi, Paşanm yanlış yolda oldu~u ona

anlatmaya

çalşıyordu. :Mina Efendi bu goro.~e sırasında İbrahim Paşa'nın pann~ın.da Mısır Valisi Kavalalı Mehmed

Ali

Paşa'nın o~lu İbrahim P.ya ait bir yüzü~ün. bu1wıdu~w1U ve bWlWl

:tbrahim

Paşa'nın devlete olan isyancı tutumunu aksettirdi~ini resmi makamlarn bildiriyordu. (57).

55) BOA, Yıldız Sad. Hus. Manızat, 491/53, İbrahim Paşa/nın artan bu şikayetler karşısında faaliyetlerinin tahkik edihne&i için bir tahkik heyetinin kurulması hakkm.da bir irade dahi çıkarılmıştır. Bunun için bkz: BOA, lrade-i

Hus. Gen No: 544, Hus.No: 17(7 Ce.m8Ziyyü.levvel 1323).

56) BOA, Yıldız Sad. Hus. Manızat, 491153. Şevket Beywıo~lu, AnIt1an

ve Kitabelenyle Diyarbekir Tarihi, C.1l, s. 711, Diyarbakır 1987_

57) BOA, Yıldız Sad. Hus. Manııat, 491/53. İbrahim Paşa'nın Mısır Hidivleriyle olanilişkisi gençlik yıIJarına dayanmaktadır. Tayy ve Şenuııar kabileleriyle mücadeleye giren ve devletçe tutuldanan amcası Mahmud Bey'i

(22)

Bu sıralarda Diyarbekir Valiliğiııi meşgul eden bir başka olay da, cinayetle mahkum olup tutuklanması gereken İsmail Ağa adındaki bir şeririn devlete teslim edilmemesi yolunda. rvtaden SancaAında.

Milli

Aşiretinin gösterdi~i mukavemetdir. Yozelliyi aşkuı

Milli

atlıları mahkumu teslim etmeyeceklerini beyan etmelerinin yanıram üçyüZtl aşkın çadır k.'1lrduranık halkın ekin ve tar1a1annı tarlalarını tahrip yolunu tercih ediyorlardı. Aynı :nınuında. kendi reisIeri tarafindan emir verilmedikçe hükümet memurlarııu kendi bölgelerinde redif vesa.ir hükümet i~lerine müdahale etdinneme kararını a1dıklannı bildirerek jandatmaların silahlarım almaya teşebbüıı ediyorlardı. Diyarbekir Valili~inin bölgede icriiy-ı hükümet etmek için deıtıal tedbirler alınması yolundaki teklifi Sadaret yoluyla rvtabeyne bildiriliyordu (58). Dununu tahkilde görevlendirilen Vali Muavini

Mina

Efendi

tbmhim

Paşa'nın devlet için olan vehametini ve tehlikeli durumunu aksettinnektedir.

ona

göre İbrahim Paşa Diyarbekir Vilayetinin Milli .Aşiretine mensup oluşwıdmı azami bir şekilde faydalanmaktadır. Di~er taraftan yerleşik ahalinin perişan olması yolunda pWfa her türlü kötülü~o yapmakta ve devletin varlı~ azaltmaktadır. Ateşli 1ıi.1ah1ara sahip olan ~1illi Aşireti ıV. Ordu Müşınyetininve Vilayetin emirlerinin aksine hareket etmektedir. Mina. Efendi devletin bu duruma derhal ve acilen çare aramasını ister. Eğer devlet bu ı;ekilde gerekli tedbirleri

alacak

olursa, İbrahim Paşa'nın kuvvetine

zaaf

gelecek ve çevresine

kurtannalc. için önce Mı&ır'a &onra da ktanbul!a gitm~ ve Mı&ır Hidivi kınail Paşayla gemşerek aıncasnıı kunarmışu. Mark Sykes, A.g.e." 320-321

(23)

toplananlar ~ılacaktır. Ancak bu şekilde tedbirler a1uuııa7Sa., İbrahim Paşa'ıuti zulüm ve tililddileri ona göre artarak devam edecek-ıir(59). Bu sırn1arda İbrahim Paşa da Mabeyne ç.ekti~i telgratmda, yaptı~ı birçok kötülü~ü örterek olaylan başka türlü yonımlamak cihetine gidiyordu. Diyarhekir Vilayeti he.li.rtil.en .bu hususların llliaf·ı haki.ka.t oldu~u yolunda Sa.dıırete Mükerrer yazılar gönderiyordu. Sadaret Makamı ise halkın hayvanatım

gasbeden

ve hannanlannı yakan aşiret güçlerinin mfunurelerden çıkarı1dı~ını,

ancak

bu defa aşiretin

?\1aden

cihetlerine doWU tecaV1lZ1ere başladıAuti bildiriyordu(60).

Anlaşılan oydu ki, devlet bütün tedbir ve iste~e

mwnen

İbrahim

Paşa'nın y~a ve soyguncu1u~a varan hareketlerini önleyemiyordu. Di~er

taraftan

devlet güçleri

arasmda

helirsizli~e varan otoriteyi birleştirerneme gibi hususlar da İbrahim Paşa'nın bu hareketlerini kolaylaştınyordu.

1907 yılı İbrahim Paşa'nın bu kabil hareketlerini daha da artırdı~ı bir dönem olmuştur. Nitekim özellikle bu hareketlerin Diyarbekir

ahal.isini

tekrar harekete geçirdi~ini ve ikinci telgmf vakasuun 1907 yılının son gl.1nlerinde meydana gel~ini görüyoruz. İlkönce ValiHasarı Fehmi Beğ ile görüşme imkaıu sağlayan kalabalık te1gra.fuameyi işgal ederek, onbir gün süreyle bu işga1lerini. devam ettirerek duruınu !vfubeyne bildirme yolunu aradılar(6i).

59) BOA, Yıldız Sad. Hus. Maıı.ı.ıa:ı, 491157

60) BOA., Yıldız Sad. Hus. MarW1l1, 491/104

61) Şevket Beysanogıu,A.g.e., s.7 5

(24)

Bu süre içinde te1gratlıaneyi işgal eden halk, Fransızca haberle~rneyi s~layan bir teşkilata sahip olup, Hindistan, Çin ve Awstra1ya gibi ülkelerle Avnıpa'nın muhaberesini s~layan

telgmfha.nenin

dış alemle olan ~ını kesmeye muvaffak olmuşlardı. Tabiatıyla bu gelişme de Bııb-ı

A1i'yi

telaşlandırmıştı (cı).

Gerek

aha1inin

Mabeyne birçok telgrat1ar çekmesi ve gerekse de

Sadaret Makamının

konu

ile ilgili yazılan 1ıfabeyn'e ulaşmış ve yeni bir takım tedbirlerin a1ırnnası Makam-ı Hilafet tarafından kararlaştırılmıştı.

Bu cümleden olarak gasbedilen emval ve hayva:natın istirdad edilerek sahiplerinde iadesi, JAZım gelenlerin tedibi, tecaV1lZatın bir daha tekerrürünün önlenmesi, gerekirse tecaVOZün engellenmesi için ukeri tedbirler alınması ve halkın heyecanının ya~ gibi tedbirler alınması LL. Abdolh.arnid tarafından irade buyunıluyordu

(63).

Konu

ile ilgili olarak takip eden günlerde

bir

askeri heyet-i rnahsusanın

tahkikat

yapınak için görevlendirilmesi ve

telgrafhanede

bu1uruınların yerlerine ~ılarak işleriyle meşgul oInlOSı yolunda

iradenin

zuhur etmesi meselenin boyutlarının bir hayli büyüdü~1ln devlet tarafından anlaşılması manasına geliyordu (04).

Nihayet Devlet

1bra.hirn

Paşa hakkında gittikçe artak şibyetler

üm'ine

meseleyi mükemmelen inceleyip karara ~layacak bir

tahkikat

152) Şevket Beys81'lo~lu, Anıtlan ve Kitabeleri ne Diyarbakır Tarihi, C.ll, &.744.

63) BOA, lrade-i Hususiye, Gen. No: 1023, Hus. No: 4

64) BOA, lrade-i Hususiye, Gen. No: 1043, Hus. No: 52 (14 Şevval1325) 126

(25)

komi&yonu meydana getinneyi kararJaştınyordu. Bu görevi yürütmek ÜZere "Yaveran-ı Hazret-i Şehriyari"den Birinci Ferik Talat Paşa ile

"Teftiş-i Askeri Komisyonu" azasından Kainuııska.m Fehmi Bey görevlendiriliyordu. Bu heyetin birinc.i göre\-;' ibrahim Paşa hakkındaki şikayetleri

tahkik

etmek, ikincisi de Muş'a giderek burada Hamidiye .A.hıy1an ile ilgili bir inceleme yapmaktı (65). Ancak daha önce görevlendirilen di~er "heyet-i ta.hkikiye"ler gibi bu komisyon da ciddi bir çalışma gösteremedi((\(\).

Ancak müracaatlann çok1u~u ve devamlı olması İbrahim Paşa'rıni

ilk

önce ma.iyyetiyle bember Halep'e sürtılmesi ardından da ikinci bir emirle 41. Hmnidiye Alayı ile beraber inşa edilmekts. olan Hicaz Demiryolunun geçti~i yerleri muhafaza vazifesi verilip şam güneyindeki :Ma'an'a gönderilmesi ile neticelenecekti(ö7).

23 Temmuz 1908 'de Meşrutiyetin ilan edilmesi de İbrahim Paşa ve aşiretinin de tavır ve tutumlannda

fazla

bir değişikliğe yol açmadı. l\r1eşrutiyet ilan edildi~i zaman lbrahim Paşa alayları ile birlikte Şaın'dan l\rledine'ye gitmek için hazırlaıuyordu. Ancak Meşrutiyetin ilanını takib eden gtlnlerde İbrahim Paşa'fWi o zamana kadar yapamadığı bir harekete, yani isyan hareketine başladı~l müşahade

(5) BOA, Irade-i Hususiye, Gen. No: 1054, Hus. No: 52 (17 Şevval1325) 66) BOA, 1903 yılmda görevlendirilen "Heyet-i Tahkikiye" , "Boyacı" 1akabıyla anılan Erkan-ı Harp Feriki Ziya Paşa'nın b8ikanlığl altında iliniye,

adliye ve askeriye sınıflarına mensup kişilerden oluşuyordu. Ş.Beys8no~lu, Ziya Gülüılp'in ilk yazı hayalt. ~. 73.

(7) Ş.Beysano~lu, s.76. Bu sıralarda (1907) İbrahim Paşa 14.000 kişilik bir Su\'ari gUcüne sahipti. Bu hususta bkz: Mark Sykes, A.g.e., s. 302.

(26)

ediliyordu. Bu isyan hareketini hızlandıran bir sebep de halkın Dersaadet'e çekti~i ikaz ve tehdid telgrat1anydı.

Tenkili hakkında emir gelen İbrahim Paşa Fırat Nehrini birçok

zorlukla

geçerek Urfa ile Viranşehir arasındaki Sometre harabesine gelerek burayı

katargah

ittihaz etmiffli. Burada o~lu Abdülhamid (Hamud) de kendisine 300 kişilik bir kuwetle katıldı. Viranşehirdeki ruzamiye kuvvetleriyle savaşa girişen

ve

buradaki kuvvetleri kuşatma altına almak isteyen İbrahim Paşa muvaffak olamayarak, yüZelliye yakın olü vemli~ ve geri çekilmeye mecbur olm~tur (68).

1brahim

Paşa'run bu ani harekatı karşısında derluıl

nizami

kuvvetler

ve

aşiret güçlerinin bir araya gelmesiyle ikibinbeşynzü mütecaviz bir kuwet hazırlama cihetine gidildi. Bu birli~e

dahil

olarak Gönüllü

Redif

Tabunı, Arap Tayy Aşiretinden 47. Hamidiye Süvari A1ayı ve Mardin

'in güneyindek-i Amavur Nahiyesinden toplanan ikiyüz kişilik bir süvari birli~i de vardı. Bütün bu kuwetlerin komutanhAt Diyarbekir Nizamiye Kumandam Ferik Emin Paşa'ya tevdi edilın~ti

(69).

üzerine

bu

külliyetli

mİ1"1arda askerin

gelmesi

İbrahim Paşa'run Viranşehir'den t1rar ederek Detik'e dOrt saat mesafedeki

Hilili

Köyündeki

!vfilli

Aşireti ileri gelenlerinden Hüseyin Kaneo'nun künna iltica etmesine gelıep oluyordu. Emin Paşa, Mi İbrahim Paşa'ya bir

68) Ş.Beysano~lu, Ziya Gökalp'in tık yazı Hayatı. s. 158, Ş.Beyiiano~lu,

Anıtlıırı ve Kitabeleriyle Diyarbekir Tarih~ 5.743-744, Mustafa Akif Tütenk,.

Diyarbe.k..ifin Son 60 Yıllık (1892-1952) ValuıJarı, Kara Amid Der. Sayı: 4,

1960 ktanbu~ s. 320

(27)

mektup yazarak kaçırdı~ı devlet malı silahların teslimini istiyordu(1°). tbmhini Paşa ise Mecli!.-i Mebusa'mn toplantlsuıda İstanbul'a gidece~ini ve şimdi teslim olmaya~1JU söylüyordu

Bunun uzerine askeri harekata devam eden tedibci kuvvetlerinin zorlamasıyın İbrahim Paşa bin

kadar

at1ısıyla Sincar D~111a gelınişti. Ancak burada tenkil kuvvetleri içinde

yer

alan Karakeçi (41. Hamidiye Suvan Alayı), Şemmar aşiretleri bölgede bulunan birkaç

yoz

hane Yezidi taHesi hanelerine hl1cum ile büyük y~alarda bu1uıunuşlardı (71)).

Emin P.'nuı teslim teklitlerini reddederek ~ıusu1 tarafına

çekilen

ıbrahim Paşa'run. bu geri çekl1iş1 Slta8mda vetat etdiği şayiaı;ı çıknuştı.

Esa.~en Ibrahim Paşa'nın zevc:esiyle o~lu Abdullinmtd (Aşıretler arasında Hamud adıyla ıneşhurdu) Bey'in bu yolda gönderdi~i te1grafm

gerçek

olup oımadı~1JU anlamak

için

olunun muayene

edilmesi

yolunda Mardin ve Zor Mutasamtltklarınaemir veriliyordu (72).

Nitekim yapılan tahkikat neticesinde İbrahim Paşa'ıun öldü~ü Takvim-i Vakayii'de yer alan şu resmi tebli~le beyan ediliyordu:

"Çakmak Geçidinde (çag Çag Nehri boyunca) Sajiye Esved nam

malıa/de

medjim bulunan

Afil/ili İbrahim'In

kabri

Iıq/rolunarak

orada

mflteve.lfay-i mumaik'yhi

tantymı

zevata irae o/undukta cesed-i

mezbur merkum

İbrahim

'in oldugu

bi't-teşhis

ol babda tanzim

OIUtllltl

mazbatayı Iıamil

olan

mufreıe bfnbaşlSı

Fevzi Efendi

şimdi

avdet

etmiş olmagı.a

ve ailesi de burada olup beraberce Diyarbekir'e

70) Ş.Beysano~lu, Ziya Gökalp'in

LIk

Yazı Hayatı, s. 159.

11) ş. Beysano~lu, Anıtlan ve Kitabeleri

ne

Diyarbekir Tarih~ s.744-745 72) Takvim-i Vaki:ly~ Sayt 68, Ramazan 1326/5 Ekim 1908.

(28)

getirileceği

ve

aşiret

halkt

Viranşehir

ve Kasr-t Hüseyin (Kanco)

mürettebat-t askeri

muhafazasında

olarak

meviJlarına gönderileceği

maruzdur

/i (73).

Gerçekten İbrahiın Paşa, Nusaybin'in 5·6

saat

kadar güneyinde bulunan Kevkeb Tepeleri civarındaki Safiye nam mahalde ölrnü,tü. Yolda zamarı.., zaman saldırılara u~yan ve altınları ya~ma edilen lbrahi:nı

Paşa'nu~ yanında o~u11an Abdü1hamid , Mahmud, İsmail, Halil, TemÜ!, Abdurrahman ve ütla ~lı kalan

yediyüZ

çadırlık Abır Oymağı

buıunuyordu (74).

Dönernin kaynakları arasmda İbrahim Paşa hakkında detaylı denebilecek malumatı veren İngiliz muellifi Mark Sykes olmuştur. İbrahim Paşayla bizzat göı1lşen Sykes onunla ilgili intibalarını ak&ettinııi~, Paşanın fiziki ve ruhi portresini çizmi,tir.

İbrahim Paşayla yaptı~ı konuşmalarda onun Avrupa ve Osmanlı siyasetini gazetelerden yakinen jzJ.edi~ini belirtir(n).

Sykes'in

tesbitierine göre İbrahim Paşa'ıWi ymuıida ve hizmetinde her milletden kişiler vardı. Bunların arasında Yezidi, Ermeni, Arap, çerkes gibi topluluklara mensup insanlar bulun.uyordu. Paşanın yakın cevresinde bulwuın bu adamlar arasında kanun.

kaç.aklan

da vardı.

ButOn

bu konuşmalar sırasında İbrahim Paşa kendisinden önce

:Milli

73) Takvim-i VekavL Sayı: 10.12 Ramazan 1326.

74)

Ş.Beysano~ıu, An!tl~ ve Kitabeleri

ne

Diyarbeldr Tarilii,C.IL s.745.

7S) 1-1ark Sykes, A.g.e, s. 319

(29)

Aşiretinin reideri olan af...'ı1arının yaptıklarııu ve Osmanlı Devletine lcarşı olan. mücadelelerini anlatınıştır(76).

Di~er

taraftan

İbrahim Paşa, gençlik yı11aı'llla dair hatıralaruu da Sykes'e nakletmiştir. Diyarhekir bölgesinde tüccarları rahatsız etmesi

Milli

Aşiretinin yeni reisi olan İbrahim'in altı kabile reisiyle

beraber

Sivaill'a sürgününe Iilehep olmuştur. Çeşitli maceralardan sonra Malatya'ya gelen İbrahim'in aşiretlerin deste~ini alarak merkezine döndü~ü göro1üyordu.

Sykes'e göre İbrahim'in kuvvetini artırmaya başlaması 1877-78 Osmanlı-Rus SavaşmJan sonradır. Onun

ilk

hareketi Resu'l-Ayn'da bulunan Çerkeslerle dostluk k-urrnası ve çevre aşiretleri itaat altına almak olmuştur. Bu güç artınmı

Hamidiye Alaylanna girmeyle

do~ orantılı olarak devam etmiş1ir(77').

Sykes'in korkunç bir karekter yapısUlda tavsifiyle vasıflandırdı~ İbrahim Paşa ona göre kendine hakim bir karekterde ve ~ Awupasırun

feodal

baronlarına

benzeyen

bir göçebe reisiydi. Yine de Sykes onun çadırında Timur ve Attila gibi göçebe hukomdarların havasım teneffiıs etdi~ belirtir(7B).

Şunu belirtmeliyiz

ki,

Sykes'in tesbitIerine göre zıt karekter yapısı içinde olan. İbrah.iın Paşa, LL. Abdülhamid'in son yıllarında GUneydo~u

76) İbrahim Paşa'nın bu konu~malarında, dedesi Eyüp Beyin Revandizli Mduned Bey tarafından öıdürüıdü~onü , dedesi Timavrnin Mehmed Ali P8f8 isyanı sırasında lbrahim Paşa ordusu saflarına ka1ıld~ttll ve baba&ı lvIiıhmud

Beyin

Şemmar ve

Tayy

aşiretlerini püskürterek gücünü Bingöllerden, Mu&ul'a kadar artırdtgını beyan etm~. lvIatk Sykes. A.g.e.,s. 319-320.

77) Mark Sykes, A.g.e., s.321-323. 7ll) Mark Sykes, A.g.e., s. 326.

(30)

Anadolu

ve

Kuzey

Irak'ta gücUnü

iyice hissettinnii ve

aşiret mücadelelerinin ortaya Çıkardı~l tipik bir kabile reüü hüviyeti göstenniştir.

tbrohim

Paşa

olayuu

de~erlendirirken

bölgenin

ve devletin içinde buhındu~u şart1an da gözönünde tutmaıun gerekli oldu~u bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).