• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DAMAT MAHMUT CELALEDDİN PAŞA VE CENAZESİ Damat Mahmut Celalettin Pasha and His Funeral

Dr. Şerif Demir

ÖZ

Damat Mahmut Celalettin Paşa 1855 İs-tanbul’da doğdu. Çok iyi bir eğitim alarak devlet kademelerinde önemli görevlerde bu-lundu. Padişah II. Abdülhamit’in güvenini kazandı. Abdülhamit’e yapılan başarısız sui-kast teşebbüsünde bulunmaktan cezalandırıldı. Daha sonra suçsuz olduğu anlaşılsa da Mah-mut Paşa Abdülhamit’e kırıldı ve ülkeyi terk etti. Paşa, Avrupa’da ki Abdülhamit aleyhtarı Jöntürklere katıldı. Mahmut Paşa, uzun süre-dir rahatsız olduğu hastalığı nedeniyle Avru-pa’da fazla yaşamadan vefat etti. Mahmut Paşa’nın Avrupa’da vefat etmesi, mezarının nerede olacağı hakkında yeni bir diplomatik sorun ortaya çıkardı. Abdülhamit ısrarla cena-zeyi İstanbul’a getirmek istedi. Fakat Prens Sabahattin Bey’in direnmesi üzerine Mahmut Celalettin Paşa Paris’e defnedildi. Ancak II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Prens Saba-hattin, cenazeyi beraberinde getirerek Eyüp’te aile kabristanlığına defnetti.

Anahtar sözcükler; Avrupa, Cenaze, Paşa, Jön Türk

ABSTRACT

Damat Mahmut Celalettin Pasha was born in 1855 in Istanbul. He attended very prestigious schools and then gradually climbed the ladder of Ottoman bureaucracy by earning the trust of Sultan Abdülhamit. That, however,did not last long.He was alleged to be one of the accomplices in a failed assassination attempt against Sultan Abdülhamit. Though he was later found to not be guilty in that crime, he felt betrayed by Abdülhamit and left the country. He later joined the Young Turks, a movement against the monarchy of Abdülhamit, in Europe. His life was cut short by his cons-tant health problems in the continent. Fol-lowing his passing, Sultan Abdülhamit insisted that Mahmut Celalettin Pasha’s final resting place be in Istanbul, but Prince Sabahattin, his son, resisted and M. Celalet-tin Pasha was buried In Paris. After the declaration of Second Constitutional Era in 1908 and consequent toppling of Sultan Abdülhamit, Prince Sabahattin brought his father’s remains to be buried again to the family grave in Eyup, Istanbul.

Key words: Europe , Funeral, Pasha, Young Turks

Giriş

Bahriye Nazırı Damat Halil Paşa’nın oğlu olan Mahmut Celalettin 1855’te İstanbul’da doğdu. Babasını küçük yaşta kaybetti. İyi bir tahsil gördü. Bab-ı âli’ye

Siirt Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, (tanzimat1839 @hotmail.com)

(2)

memur olarak girdi. Valilik görevinde bulundu1. Paris Konsolosluğunda görev

aldı. Abdülhamit’in büyük hemşiresi Seniha Sultan ile evlendi. Osmanlı Haneda-nına damat olarak katıldı2.

Abdülhamit, Damat Mahmut Paşa’yı Adliye Nazırı olarak görev verdi. Paşa aynı zamanda Sarayda Padişahın özel müşavirlik görevini de üstlenmiştir3. Bu

görevde iken Abdülhamit’e suikast düzenleyen Aziz Bey komitesi ile alakası var zannıyla görevinden alındı. Suçsuzluğu anlaşıldığında Abdülhamit Damat Mah-mut Paşa’nın gönlünü almak için büyük gayret gösterdi. Padişah, MahMah-mut Pa-şa’ya öncelikle Evkaf Nazırlığını, ardından Sultan tarafından Şurâ-yı Devlet-i Mülkiye Azalığına atadı, fakat bu görev ve taltifler Paşa tarafından kabul görme-di. Bu görevlere Mahmut Paşa hiç uğramadı.

Damat Mahmut Paşa Suikastla itham edilmeye çok içerlemişti. Kendisi bu günler hakkında; ‚Benim Sultan Abdülhamit’le dostluğum adeta bir arkadaşlık derecesinde idi. Hiçbir gün geçmezdi ki beraber yemek yemeyelim. Bu Hacı Bekir Meselesi dolayısıyla [Aziz Bey Komitesinin Suikast meselesi]Nezaretten azlimden sonra benim bu işte dahlim olmadığına kanaat getiren Abdülhamit beni saraya çağırdı. İltifatlarda bulundu gönlümü almak istedi. Lakin ben bu iltifatlara ehemmiyet vermedim. Tevcih ettiği vazifeleri de reddettim. En son bana şunu söyledi ‘Beni yapayalnız bırakıyorsun. Eğer memleketin idaresinde bir kusurum olursa ve memlekete bir felaket gelirse bunun mesulü sensin. Çünkü benim iti-mat ettiğim başka kimse yoktur‛ demektedir4.

I. Mahmut Celaleddin Paşa Avrupa’da

Mahmut Paşa, kendi hanesine çekildi fakat memleketin gün geçtikçe kötü-ye giden durumuna da fazla ilgisiz kalamadı, Sultan Abdülhamit’e lahiyalar gön-derdi. Paşa, Sultan’a gönderdiği bu lahiyalardan herhangi bir sonuç alamadı.

1899’da Damat Mahmut Paşa Avrupa’ya giderek Jön Türk hareketine ka-tıldı. Paşa’nın Avrupa’ya kaçması II. Abdülhamit tarafından endişe ve kuşku ile

1

Ali Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şakir Paşa (1838-1899), İstanbul 1993, s. 27

2

Damat Mahmut Paşa, Prens Sabahaddin ve Prens Lütfüllah’ın babasıdır. Ahmet Bedevi Kuran, “Damat Mahmut Paşa”, Resimli Tarih Mecmuası, c. III, S. 31, Temmuz 1952, s. 1613; Mahmut Celalettin Paşa ana tarafından da Sultan II. Mahmut’un torunuydu. Bernard Lewis, Modern Tür-kiye’nin Doğuşu, Ankara 1991, s. 199; Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, c. II, k. IV, Ankara 1991, s. 162

3

Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, İstanbul 1973, s. 323; Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VIII, Ankara 1995, s. 2

4

(3)

karşılandı 5. Abdülhamit, çeşitli vesile ve araçlarla kendisine para, makam ve

mevkii teklif edilerek yurda dönmesi için büyük gayret gösterdi; fakat sonuç değişmedi.

Avrupa’daki Jön Türkler Mahmut Celalettin Paşa’dan büyük ümitlerle ve beklenti içerisine girdiler. Paşa’nın Ahmet Rıza’nın bir türlü gerçekleştirmeye muvaffak olamadığı Jön Türkleri birleştirme işini başarabileceğine duyulan inanç, güvenin temel kaynağıdır. Mahmut Paşa’nın katılımı Jön Türklere yeni bir şevk ve heyecan kazandırdı6.

Damat Mahmut Celalettin Paşa Avrupa’da oldukça aktif bir politika içeri-sine girdi. Önce Marsilya’ya ardından Paris, Cenevre ve Londra’ya geçti. Mısır Hidivi Abbas Paşa’nın ısrarıyla Kahire’ye gitti fakat fazla kalamadı. Paşa, tekrar Avrupa’ya geçti7. Paris’in havasına ayak uyduramayan Mahmut Paşa, biraz da

ekonomik sebeplerden Korfu’ya geçti. Korfu’daki şartlar ve Paşa’nın içinde bu-lunduğu durum kısa sürede hasta olmasına sebep oldu8.

Abdülhamit’in girişimleri ile Korfu’dan ayrılmak zorunda kalan Damat Mahmut Paşa Roma’ya geçti. Hava şartlarının ağırlaşması üzerine Paşa, Brüksel’e getirildi. Damat Mahmut Paşa’nın hastalığı Brüksel’de iyice ağırlaştı. Sultan Ab-dülhamit, Paşa’nın Avrupa’ya gitmesine çok üzüldü ve sürekli İstanbul’a avdeti için ısrarla çaba gösterdi9.

1902 Avrupa Jön Türk Kongresinin Fahri Reisliği Damat Mahmut Paşa’ya verilerek10 bir anlamda hem onura edilmiş hem de kendisine verilen değer

gös-terilmiş oluyordu. Zaten kongrenin organizasyonunda ve Jön Türklerin toplan-masında Mahmut Paşa’nın büyük gayreti oldu11.

Damat Mahmut Paşa’nın Avrupa’ya gitmesi ve oradaki faaliyetleri Yıl-dız’dan çok sıkı bir şekilde takip edilmekteydi. Mahmut Paşa’nın yaptıkları günü gününe İstanbul’a bildirildi. Saray o kadar sıkı bir takip içerisindedir ki,

5

M. Şükrü Hanioğlu, Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, İstanbul 1982, s. 42; E. Z. Karal, a.g.e., s. 519; Rifat Uçarol, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, İstanbul 1989, s. 228

6

Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, İstanbul 1992, s. 169; Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, c.I, İstanbul 1984, s. 21; A. B. Kuran, İnkılap, s. 117

7 R. Uçarol, a.g.e.,s. 233 8 A. B. Kuran, İnkılap, s. 186 9 A. B. Kuran, Jön Türkler, s. 68 10 A. B. Kuran, a.g.m., s. 1616 11 H. Bayur, a.g.e., s.42

(4)

pa’daki pek çok Osmanlı konsolosluğu yıllık tahsisatlarını Mahmut Paşa hakkın-daki telgraf giderleriyle bitirdiler12.

II. Damat Mahmut Paşa’nın Hastalığı ve Ölümü

Mahmut Paşa’nın hastalığı iyice ağırlaştı. Bazı kaynaklarda Üremi 13 bazı

kaynaklar da ise Albüminöri14 hastalığı çekmekte olduğu iddia edilmektedir.

Hastalığının son derece ilerlemiş olmasından dolayı Brüksel’de ikametgâhında yatıyordu. Damat Mahmut Paşa’nın hastalığını haber alan Osmanlı Devleti’nin Paris sefiri Münir Paşa durumu derhal Yıldız Sarayına haber verdi. Sultan Ab-dülhamit eniştesinin hastalığını haber aldığında Paris sefirine özel bir trenle doktor kontrolü altında derhal İstanbul’a nakledilmesini emretti15.

Osmanlı Devleti’nin Paris Sefiri Salih Münir Paşa, hasta yatağında can çe-kişmekte olan Damat Mahmut Paşa’nın yanına giderek kendisine İstanbul’da bir görev verildiğini ve İstanbul’a dönmesinin gerekliliğini uygun bir şekilde anlattı. Son derece bitkin ve hasta yatmakta olan Mahmut Paşa sadece sessiz kalmakla yetindi. Paşa’nın sessizliğini kabul olarak algılayan Salih Münir Paşa, Yıldız’a telg-raf çekerek İstanbul’a dönmeye karar verdiğini bildirdi. Sefir ayrıca basına da haber vererek olayın ehemmiyetine binaen kamuoyuna açıklamada bulundu16.

Damat Mahmut Paşa’nın İstanbul’a dönmesi II. Abdülhamit’in Jön Türklere bü-yük bir darbe vuracağı ve kendi iktidarını sağlamlaştıracağı düşüncesiyle önemli-dir.

Babasının İstanbul’a dönmeye karar verdiğini öğrenen Prens Sabahattin, son derece hayret içerisinde kalarak Brüksel’e babasının yanına gitti. Prens Saba-haddin Bey o günü şöyle anlatır: ‚Eğer babamın son demlerinde bulunduğu bir zamanda Salih Bey’in hakikaten vicdanlı ve tam tamına feragatkâr bir telgrafı sayesinde Brüksel’e tam vaktinde yetişip, Saray’ın Salih Münir Paşa vasıtasıyla kurduğu tuzağa düşmesine mani olmasaydım Murad Bey’e yapılan muameleye o da maruz kalacaktı. Bu dünyada karşılaştığımız azaplardan biri de o Brüksel seyahati olmuştu. Babamın odasına girdiğim zaman karşılaştığım manzarayı gör-seydiniz!. Çoktan beri tutulduğu hastalığıyla yüzü tulum gibi şişmiş, gözbebekle-ri adeta kaybolmuş, yalnız akı kalmıştı. Beni gördüğü zaman: ‘Artık her şey bitti’

12

M. Şükrü Hanioğlu, Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türk-lük (1889-1902), İstanbul 1985, s. 345

13

Nezahat Nurettin Ege, Prens Sabahaddin Hayatı ve İlmi Müdafaaları, İstanbul 1977,s. 27; üremi: Böbrek yetersizliği hastalığıdır.

14

Ahmet Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğunda İnkılap Hareketleri ve Milli Mücadele, İstanbul 1956, s.329’da hastalık Albüminöri olarak tarif edilmektedir. Albüminöri; Bir çeşit idrar sorunu

15

N. N. Ege, a.g.e., s. 29; A. B. Kuran, İnkılap, s. 198

16

(5)

demişti. İstanbul’da başka evlatları da vardı. Ölmeden evvel onların da bir kere yüzlerini görmek istemesi tabiiydi! . . Bu manzara karşısında nutkum tutuldu. Fakat ilk hamlede sözle ifade edemediğimi son derece istirham kar bir lisan-ı halle ifade edebildim‛ 17.

Prens, babasına İstanbul’a dönme kararının Avrupa’daki ‚Jön Türk‛ hare-ketine vurduğu büyük darbeyi anlatınca, Damat Mahmut Paşa çok üzüldü. 1 Ocak 1903’te basına bir açıklama yapan Paşa, ‚Bu devr-i istibdat ve zulüm davam ettiği müddetçe vatanımdan, ailemden uzak olarak burada ölmeyi memlekette refah ve saadet içinde yaşamaya tercihte ölüm döşeğinde bile tereddüt etmem‛ diye beyanatta bulundu18. Böylece Sultan Abdülhamit’e İstanbul’a gelmeyeceğini

ikinci bir kez daha bildirmiş oldu.

Mahmut Paşa iki oğlu yanında olduğu halde19 Brüksel’de 17 Ocak 1903’te

saat 01.00’de vefat etti20. Aynı gün derhal Brüksel sefareti tarafından İstanbul’a

haber gönderildi21. İstanbul’dan Paris Elçiliğine, Cenazenin İstanbul’a nakledilmesi

için Paris Sefirinin görevlendirildiği tebliğ edildi. Paris Sefiri Cenazenin Brük-sel’de olduğunu, eğer Paris’e naklini gerçekleştirebilirse İstanbul’a daha kolay bir şekilde göndereceğini söyledi. Elçiye göre merhumun naaşının İstanbul’a sevki konusunda herhangi bir engelin olmadığını da Yıldız’a bildirdi. Sadrazam Ferid Paşa, Fransa’nın İstanbul Büyükelçisine gerekli tebligatı yaparak cenazenin alına-bilmesi için hükümetinin gerekli kolaylıkları ve tedbirleri almasını istedi22. Sefir

cenazeden haberi olmadığını bildirir23.

III. Mahmut Paşa’nın Cenazesinin Nakli Meselesi

Damat Mahmut Paşa’nın naaşının nakli meselesi uzun bir süre Osmanlı Devleti Hariciye Nezaretini meşgul etti. Sultan Abdülhamit eniştesinin cenazesine ve naaşının nakline büyük ehemmiyet verdiği için tam anlamıyla diplomatik bir savaş başladı.

İstanbul’dan Paris sefaretine, acele cenazenin İstanbul’a getirilmesi için ge-rekli hazırlıklara başlaması için talimat verildi24. Çocukları cenazenin bu şartlarda

İstanbul’a gitmesine karşı çıkmaktadırlar. Çocukları ikna için Paris sefirine görev

17

A. B. Kuran, İnkılap, s. 328-329

18

A.B. Kuran, İnkılap, s. 328; a.g.müll. a.g.m.,s. 1616; N. N. Eğe, a.g.e., s.29

19

Yıldız Tasnifi Sadaret Hususi Evrak Bölümü (Y.A. Hus.), 440/85

20

Y.A. Hus., 440/74; Y.A. Hus., 440/85

21 Y.A. Hus., 440/74 22 Y.A. Hus., 440/46 23 Y.A. Hus., 440/63 24 Y.A. Hus., 440/73

(6)

verildi25. Fakat Paşa’nın çocukları ikna edilemediğinden naaşın İstanbul’a nakli

gerçekleşmedi.

Paris’e getirilen Mahmut Paşa’nın cenazesi polisin bütün engellemelerine rağmen 30 Ocak’ta Paris’te Pere la Chaise kabristanlığında ki Türk mezarlığına defnedildi26. Geçici kabri başında konuşma yapan Ahmet Rıza, ‚Memleketimizde

birleşmeyi ümit ederken bir gün böyle bir kabristanda toplanacağımız ve bu naaşı hürriyeti nakşın karşısında kemali hüzün ve ihtiramla saf bağlayacağımız hatırımıza gelmezdi‛ dedi27.

Cenaze Paris’te toprağa verildiği halde mevtanın İstanbul’a nakli meselesi üzerindeki ihtilaf aynen devam etti. Mesele basit bir cenaze naklinden ziyade siyasi bir güç gösterisine dönüştü. Prens Sabahattin ve kardeşi cenazenin İstan-bul’a gönderilmesine karşı çıktılar. Bunun üzerine devreye giren Padişah, Fran-sa’nın İstanbul elçisi ile gerekli görüşmeleri yaparak Fransa dışişleri bakanlığı kanalıyla cenazenin İstanbul’a gönderilmesini temin etmesi için görüşmelerde bulundu28. Bu konuda bir mutabakatında sağlandığı anlaşılmaktadır.

Cenazenin İstanbul’a getirilmesi konusu, Osmanlı Hükümeti ile Paşa’nın varisleri tarafından uzlaşma ile çözümlenemeyince konu mahkemeye intikal etti. Sadrazam Fransa’nın İstanbul Konsolosluğu nezdinde girişimlerini sürdürürken, diğer yandan da mahkemeye hazırlanmaktadır. Fransa’nın yetkili resmi makamla-rı bu noktadan sonra yapabilecek bir şeylerinin olmadığını, mahkemenin alacağı kararın kendileri için son derece bağlayıcı olacağını bildirirken, Fransızlar Os-manlı hükümetine mahkemeyi kazanmak için Damat Mahmut Paşa’nın eşi Seni-ha Sultanı devreye sokmaları konusunda uyarılarda bulundular. Hariciye Nazırı da Sadrazamdan ayrı olarak Fransa Dışişleri Bakanlığı kanalından bir dizi giri-şimlerde bulunduysa da tıpkı Sadrazamın aldığı yanıt gibi Nazır da Dışişleri Ba-kanlığından bakanlığın mahkemeye müdahalesinin mümkün olmadığı cevabını aldı29. Sultanın müdahalesi ve Seniha hanımın isteği Fransız makamlarına

iletile-rek cenazenin teslim talebi yenilendi30.

Sabahaddin Bey mahkemede ısrarla; Damat Mahmut Paşa’nın Paris’e gö-mülmesinin kendi isteğiyle gerçekleştiğini söyledi. Bu konuda Paşa’nın hasta 25 Y.A. Hus., 440/63 26 N. N. Eğe, a.g.e., s. 31 27 A. B. Kuran, İnkılap, s. 198 28 Y.A. Hus., 441/14 29

Y.A. Hus., 440/81; Y.A. Hus., 440/100

30

(7)

yatağından gazetelere 1 Ocak 1903’te verdiği beyanat31 delil olarak sunuldu. Paris

Sefiri Münir Paşa; mahkemeye öncelikle Seniha Sultan ve İstanbul’da bulunan üç çocuğunun istekte bulunduğunu bildirdi; ardından da Sultan Abdülhamit’in Hali-fe-i Müslim’in ve Osmanoğulları ailesinin reisi olmak sıfatıyla Damat Mahut Pa-şa’nın cenazesinin İstanbul’a gelmesini istediklerini söyledi32.

Paris Sefaretine gönderilen bir iradede, Seniha Sultan ve diğer oğullarının Paşa’nın cenazesinin getirilmesini ısrarla istedikleri belirtilmektedir33. Osmanlı

Devleti’nin Paris Sefiri Salih Münir Paşa; Mahmut Paşa’nın cenazesinin getirilme-sine her hangi bir hukuki engelin bulunmadığını, eşi kocasının naaşını talep et-mesinin normal olduğunu, mahkeme reisinden özel bir taleple bunun gerçekleş-mesi için çalışacaklarını Seniha sultana bildirdi. Fransa Hariciye Nazırı Delcas-se’de Paris Sefirini doğruladı34

Yıldız, Cenazenin getirilemiyor olmasını bir türlü kabul etmedi. Fransa meselenin hukuki yönüne sık sık atıfta bulunarak olayı açıklama yönünü tercih etti. Fransa Dışişleri Bakanı Münir Paşa’ya meselenin basit bir cenaze naklinden öte ihtilaflı adli bir konu olduğundan idarenin yapabileceği fazla bir şey olmadı-ğını söyledi35.Fransa’nın İstanbul Sefiri cenazenin üzerinde hak iddia edebilecek

tek kişinin eşi Seniha Sultan olduğunu muhtemelen mahkemenin de bu doğrul-tuda karar vereceğini söylemektedir. Fransız sefir Yıldız’a bir yandan ümit verir-ken diğer yandan da aksi duruma karşı ön hazırlık yapmayı da ihmal etmedi. Özellikle mahkemenin işleyişi esnasında Sadrazama; Fransa’da adalet ve hüküme-tin tamamen birbirinden ayrı kurumlar olduğunu, hükümehüküme-tin harekete geçerek adliyeye müdahalesinin mümkün olmadığını, mahkemenin kazanılmasının adli delillere bağlı olduğunu da söylemektedir36. Fransa Hariciye Nazırı Paris Sefirine,

hükümetinin kanunlar dairesinde hareket etmesinin zorunluluğundan bahsede-rek mahkemenin vereceği her türlü karara hazırlıklı olmak gebahsede-rektiğini söylemek-teydi37.

Fransa’da adli işler hakkında yeterli bilgi sahibi olan Münir Paşa, siyasi ka-nalları ve bütün imkânları araştırdı. Fransa Dışişleri Bakanlığının adeta müda-vimlerinden birisi oldu. Münir Paşa cenaze konusunda defaatle müracaatta

31

A. B. Kuran, İnkılap, s. 328; a.g.müll. a.g.m.,s. 1616

32 Y.A. Hus., 440/109 33 İ. Hus. 64/25 34 Y.A. Hus., 440/73 35 Y.A. Hus., 440/100 36 Y.A. Hus., 440/81 37

(8)

lundu38. Fransız yetkililerin verdiği yanıtlar Münir Paşa’yı ve İstanbul’u bir türlü

tatmin etmedi. Mesele bir cenazenin taşınıp taşınmaması meselesi değildi. Ab-dülhamit ölü ya da diri fark etmez yurt dışında kendisine muhalif kimsenin kal-masını istemiyordu. Bu anlamda cenazenin getirilmesine oldukça fazla önem vermektedir.

İstanbul’da hala ümit vardı. Fransa hükümetinin elinden gelen imkânlar dâhilinde gerekli tedbirleri alması istendi39. Münir Paşa bütün diplomatik

kanal-ları ve imkânkanal-ları sonuna kadar zorlamaktadır. Bu amaçla Salih Münir Paşa, Sa-bahaddin ve Lütfüllah Beylerle de tekrar görüşmek ve ikna etmek gayreti içerisi-ne girdi; fakat teşebbüslerinden bir olumlu sonuç alamadı40.

İstanbul’da ısrarla beklenen cenaze için mahkemeye naklin şer-i şerife göre gerçekleştirilmesinin zaruriyetine dair bir savunma gönderildi. İmkanlar dâhilin-deki her yol denenmiş Osmanlı hükümeti ve Padişah artık mahkemenin vereceği kararı beklemektedirler41.

Mahkeme dini bir mahiyet taşıyan konu hakkında bir karar vermekte zor-lanmış ve konu hakkında hiçbir karar almayarak yetkisizlik kararı verdi42. Bu

karar bir anlamda cenazeyi almak için İstanbul Hükümetinin mahkeme nezdinde ki girişimlerinin sonuçsuz kalması anlamına geliyordu.

Paris Sefiri, tekrar siyasi kanalları zorlamaya başladı. Münir Paşa, Din-i İs-lam’ın lideri ve Osmanoğulları ailesinin reisi ve Osmanlı devletinin hükümdarı Abdülhamit için cenazenin önemi anlatarak cenazenin nakline yönelik girişimleri tekrarladı. Fakat alınan cevapta cenazenin İstanbul’a dolayısıyla eşine iadesinin söz konusu olmadığı bildirildi43. Saray’ın vazgeçmeye niyeti yoktu. Paris Sefirine

Fransa Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimleri sürdürmesi yönünde talimat veril-di44. İstanbul’da Hariciye Nazırı bizzat Fransız konsolusun yanına giderek verilen

kararın son derece yanlış bir karar olduğunu söyledi. Nazır, merhumun Müslü-man olması ve İslami kaidelere uygun defin işlemlerinin yapılması zorunluluğun-dan hareketle mahkemenin cenazeyi kendilerine vermemesinin hata olduğunu, Fransız hükümetinin duruma mutlaka müdahale etmesi gerektiğini bildirdi45.

38 Y.A. Hus., 440/109 39 Y.A. Hus., 441/14 40 Y.A. Hus., 441/27 41 Y.A. Hus., 440/100 42

Y.A. Hus., 440/109; Y.A. Hus., 441/1; Y.A. Hus., 441/27

43 Y.A. Hus., 440/109 44 Y.A. Hus., 441/1 45 Y.A. Hus., 440/109

(9)

Salih Münir Paşa Fransa Hariciye Nazırı ile konuyu bizzat görüştü. Harici-ye Nazırı mahkemenin kararına müdahalelerinin kesinlikle olmayacağını açık bir şekilde söyledi. Münir Paşa, Fransa Hükümetinin cenaze hakkında kesinlikle bir şey yapamayacağına iyice kanaat getirdi46. Sefir Fransa Dışişleri Bakanı ile bir

görüşme daha gerçekleştirdi. Münir Paşa arzuladığı cevabı bir türlü alamamak-tadır. Dışişleri Bakanı Delcasse ‚ihtilafın ancak mahkeme kararıyla hal olunabile-ceği katiyen anlaşılmış olunduğundan‛ söz etmektedir. Bakan, Mahmut Paşa’nın Fransa’da bulunan iki oğlunun ikna edilmesi halinde cenazenin kolaylıkla İstan-bul’a götürülebileceğini söyledi. Dışişleri Bakanı Delcasse meselenin bu kadar uzamasından da son derece sıkılmış gözükmektedir. Konu hakkında her nereden bir müracaat gelirse gelsin müracaatı kesinlikle kabul etmeyeceğini konunun tamamen kendileri için kapandığını belirti47.

Aslında Fransa cenaze işini Osmanlı hükümetinin talepleri yönünde çö-zümlemeyi tasarlıyordu. Meselenin basına yansıması olayın mahiyetinin değişme-sine neden oldu. Jön Türk hareketi Fransa’da tekrar gündeme geldi. Damat Mahmut Paşa’nın vermiş olduğu hürriyet davasının önemi Fransa matbuatında taraftar bularak Fransız parlamenterler nezdinde girişimlere olanak tanıdı. Bu kadar tepkiyi beklemeyen Fransa Hükümeti geri adım atarak Yıldız’ın isteklerini ret etmek mecburiyetinde kaldı48.

II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra 2 Ağustos 1908’de Prens Sabahaddin Bey, İstanbul’a geldiğinde Babası Damat Mahmut Paşa’nın tabutunu da berabe-rinde getirmiştir. Damat Mahmut Paşa’nın mezarı Eyüp’te Aile kabristanlığında kendi pederinin yanındadır 49.

Sonuç

Osmanlı Devletinin düşünce tarihinde son dönem gelişmeleri önemli yer tutar. Özellikle XIX. yy. ikinci yarısından itibaren siyasal rejime ve padişaha mu-halif pek çok aydın Avrupa’ya gitmek zorunda kaldı. Hürriyet, Meşrutiyet taraf-tarı olan bu aydınlar istibdat ve baskıcı idarelerin son bulması için büyük çaba gösterdiler. Ali ve Fuat Paşa’lara muhalefet ederek yurt dışına giden aydınlara Yeni Osmanlılar denilirken, II. Abdülhamit devrinde yeni bir dalga halinde yurt 46 Y.A. Hus., 441/17 47 Y.A. Hus., 441/27 48 A. B. Kuran, İnkılap, s. 329 49 A. B. Kuran, a.g.m., s. 1616

(10)

dışına kaçan aydınlara Jön Türkler denildi. Bu hareketin başarıya ulaşması için önemli çaba gösterildi.

Ülkesinde yapabilecek fazla bir hizmet imkânı bulamayan, ülkesinin gidişa-tından rahatsız olan son dönem aydınlar içerisinde Mahmut Celalettin Paşa’nın özel bir yeri vardır. Paşa, Jön Türk hareketinin birleşmesi, geliştirilmesi ve başa-rıya ulaşması için büyük çaba gösterdi. Mahmut Paşa’nın Avrupa’daki çalışmala-rı Abdülhamit tarafından tepki içerisinde yakından izlenirken, Abdülhamit, Pa-şa’yı İstanbul’a getirebilmek için çeşitli girişimlerde bulundu; fakat başarısız oldu.

Mahmut Paşa’nın hem yurt dışı faaliyetleri hem de cenazesi dönemin önemli olaylarından birisi oldu. Bu durum Abdülhamit’in Jön Türkler ile olan siyasi mücadelesinde önemli yer tutarken, Jön Türklerin II. Abdülhamit’e yakla-şımı hakkında önemli bir fikir vermektedir.

KAYNAKÇA A. Arşiv Vesikaları

Yıldız Tasnifi Sadaret Hususi Evrak Bölümü Y.A. Hus., 440/85 Y.A. Hus., 440/74 Y.A. Hus., 440/46 Y.A. Hus., 440/63 Y.A. Hus., 440/73 Y.A. Hus., 440/79 Y.A. Hus., 441/14 Y.A. Hus., 440/81 Y.A. Hus., 441/17 Y.A. Hus., 441/27 Y.A. Hus., 440/100 Y.A. Hus., 440/109 Y.A. Hus., 441/1 Y.A. Hus., 440/109

Yıldız Tasnifi Sadaret İrade-i Hususi Evrak Bölümü İ. Hus. 64/25

B. Tetkik Eserler

BAYUR, Yusuf Hikmet. Türk İnkılap Tarihi. c. II / IV, Ankara 1991. BERKES, Niyazi. Türkiye’de Çağdaşlaşma. İstanbul 1973.

EGE, Nezahat Nurettin. Prens Sabahaddin Hayatı ve İlmi Müdafaaları. İstanbul 1977. LEWİS, Bernard. Modern Türkiye’nin Doğuşu. Ankara 1991.

(11)

KURAN, Ahmet Bedevi. ‚Damat Mahmut Paşa‛, Resimli Tarih Mecmuası, c. III, S. 31, Temmuz 1952, s. 1613-1616.

_________, Osmanlı İmparatorluğunda İnkılap Hareketleri ve Milli Mücadele. İstanbul 1959. _________, İnkılap Tarihimiz ve Jön Türkler. İstanbul 1945.

HANİOĞLU, M. Şükrü. Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük (1889-1902). İstanbul 1985.

_________, Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi. İstanbul 1982. MARDİN, Şerif. Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908. İstanbul 1992. UÇAROL, Rifat. Gazi Ahmet Muhtar Paşa. İstanbul 1989.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).