• Sonuç bulunamadı

Başlık: SIRRI PAŞA VE VİLAYET GAZETELERİYazar(lar):YAZICI, NesimiCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000883 Yayın Tarihi: 1997 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: SIRRI PAŞA VE VİLAYET GAZETELERİYazar(lar):YAZICI, NesimiCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000883 Yayın Tarihi: 1997 PDF"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i \

i"

i.

SIRRI PAŞA VE VİLAYET GAZETELERİ

, i

Doç Dr. Nesimi YAZıcı.

Bu makalemizde Tanzimat ve özellikle de Abdülhamid döneminin . önemli yöneticilerinden biri olan Sırrı Paşa'mn Basın ve Vilayet Gazete-leri konusundaki görüşGazete-lerini, kendisine ait iki makaleye dayanarak değer-lendirmeye çalışacağız. Makalemizin ekinde söz konusu iki yazı yeni Türk harflerine çevrilmiş olarak aynca yer alacaktır. Böylece yeni yeni ciddibir biçimde yazılma aşamasına gelmiş ,olan LL.Abdülhamid döne-mi Türk Basın Tarihi çalışmalanna küçük bir katkıda" bulunmaya gayret edeceğiz.

"Bilindiği gibi Abdülhamid'in basın karşısındaki tutumu, çoğu defa yalmzca şiddetli bir sansür ve basın hürriyetinin karşısınadevamlı engel-ler çıkarması şeklinde değerlendirilir. Bizim kanaatimize göre bu yargılar yanlış olmasa bile, yeterli araştırma yapılmadan ve aynca da içinde. bulu-nulan şartlar gerektiğince değerlendirilmeden. verilmişlerdir. ,Ote yandan ,1876-1909 dönemini sadece padişaha maletmek ne derecede gerçekçi ola-bilir? Bu nedenle tarihimizin bu devresindeki Türk Basını 'm bir bütün olarak ele almak yerinde olacaktır. Yani başta Abdülhamid olmak üzere, onun sadrazamlanmn, üst düzey yöneticilerinin görüşleri, uygulamalan ve bu sonuçlara ulaşıldığı sıradaki ülke şartlanm birlikte göz onünde bu-lundurmak gerekir. Bu ise oldukça uzup araştırmalan içerecek, yorucu ve uzun süreli çalışmalara bağlıdır. Bu düşünceler ve hedefleri içeren bir ça-lışmar:p.ızı, Abdülhamid'e üç defada toplam yedi yıla yakın sadrazamlık . etmiş olan Kamil Paşa' mn yabancı basınla ilgili görüşlerini, daha önce

yayınlamıştık1• Bundan sonra da devam etmeyi ümit ettiğimiz bu ç<;ılışma~ lar çerçevesinde bu defa, Abdülhamid döneminin önde gelen valilerinden birinin, Sım Paşa' mn görüşlerini ele alacağız. Fakat daha önce Sım Paşa'yı kısacatammak her halde faydalı olacaktır2•

ı .. Nesimi .Yazıcı. Sadrazam Kamil Paş~'nın Yabancı Basınla İlgili, B~zı

Görüşlerİ,Prdf. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, IstanbuL,ı99ı, s. 413-434.

2. Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri; Istanbul, ı333, c. II, s. 246-248;. Selahattin Demirdoğıti; Kastamonu Valileri, Kastamonu, 1973. s. S-ll; SırrıPaşa, Türk' Ansiklopedisi, Ankara, ı980, c. XXVIII, s. 534; Resimli Yeni Lugat ve Ansiklopedi, İstanbul, tarihsiz, c. V, s. 187.

(2)

224 ,

\ .

NES1Mİ YAZıCı

'. Sırrı-i Giridi diye şöhret bulmuş olan Sım Paşa, Girit (Kandiye)'te 1844'te doğmuş 1895'te Istanbul'da ölmüştür. Medrese'de okumuştur. Bu öğrenim, onun başarılı bir idareCi olmasJna imkan verm~siy:inında, aym zamanda da özellikle Tefsir, Hadis, Akilidve Mezhepler Tarihi alanlano- . da önemli sayılabilecek eserler vermesini sağlamıştır. Bunların bir kısmı-mn isim~erini anmak, bize yeterli fıkir vereceği kanaatind~yim: Şerh-i Akaid .Tercümesi, Sırr-ı Kur'~n, Sırr-ıFurkan, Sırr-ı Insan, Sırr-ı ';fenzil, Ahsenü'l-Kassas, Sırr-ı Meryem, ~akdu'l-Kelam ~ Akaidi'l-, IslamAkaidi'l-,.Ara-yı Milel, Nuru'l-Hüda Limen-Ihteda, Galatat, Ihvaniyat, Sırı::-ılstiva, 'Rü'yet-i Bari Hakkında Risale, Rôh, Numône-i Adalet ve Mektubat-ı Sİrrı Paşa. . .

Sım Paşa telif ettiği eserleri dolayısıyla, Türk edip ve alimleri ara-sında mümtaz bir yer almayı .başarmı'ştır. Bunuııla birlikte o başarılı. bir idarecidir de. Memuriyete d9ğum yeri olan Kan~iye' de Mahkeme-i Şer'iye Katipliği'ylebaşlamıştır. Bu arada Hekim IS{Ilail Paşa'mn kızı şair Leyla Hanım.'la evlenen Sım Paşa, 1867'de Yanya Vilayeti Mektup-çuluğu,daha sonra da Aydın, Prizren, Tunavilayetleri mektupçulukların-da bulunmuştUr. Abdülhaniid döneminde 1876'dan itibaren onu sırasıyla Bihke, İZvomik, Vidin ve Karesi mutasamfı olarakgörüyoruz. Daha sonra vali olan Sım Paşa bu görevle Trabzon, Kastamonu, tekrar Trab-zon, Ankara, Sivas, iki defa Diyarbakır, Adana ve nihayelBağdad' da bu-lunmuştur. Buralardakiçalışmalannın akislerini kısmen Mektubat-ı Sırrı Paşa adlıönemlieserinde bulmak münikündür3. . '. .

Sım Paşa, hiç değilse mektupçu olarak göreve başladiğı dönemden 'başlamlik üzere, bütün idari hayatı süresince, doğrud,an veya dolaylı ola-:

rak.basıııla ilgilenmek durumunda bulunmuştur. Bu vesileyle Osmaıılılar-\ da taşra basınının, büyük ölçüde resmi vilayet gazeteleri ile başladığını ve

bunlann yönetimlerinin mektupçularda bulunduğunU da hatırlamak gere-kir. Bu nedenle gerek mektupçu ve gerekse vali olarak görev yaptığı sıra~ da bir taraft'an gazete yöneticisi ve diğer taııaftan da gazetelerin değerlen-dirmelerine muhatap olan Sım Paşa'nın, basın konusundaki görüşleri önem kazanmaktadır4; Bununla birlikte onun basınlailgili düşünce vaeuy-gulamiılarının bu iki makalesindekilerden ibaret olduğunu düşünmek de hatalı olabilir. Bu ikimakale kendisinin Mektubat-ı Sırrı Paşa adlı ese-rinde yer almakta olup, vali bulunduğu sırada Kast'amonu ve Arıkara vila-yet gazetelerinde yayınlanmıştır. Valilik yaptığı diğer vilavila-yetlerin gazete- . lerindeveya başka bazı yerlerde, bir kısım görüşlerine ulaşmak mümkün olabilir. Bununla birlikte buradaki görüşleri de, dikkatle incelenerek de-ğerlendirilebilecek niteliktedirler. Biz şimdi kısaca bu görüşleri ele

ala-lım. .

3. Bu eser ilkdefa Trabzon'da Vilayet Matbaası'nda, daha sonra da İstanbul'da'

1316'da,basılmıştıt. . \' ,

4. Vilayet mektupçularının vilayet gazetelerindeki görevleri için bkz. Vilayet

Ni-zamnamesi, md. 9 (Düstur, tertip I, c. ı,s. 609) ve İdiire-i Umfimiye-iViHiyet

Ni-zamnamesi, Fasl-ıRabi, Mektupçularm Vazliifi, md. 20 (Düstur, tertip I, c.ı,s. 630).

(3)

sıRRı PAŞA VEVİLAYET GAZETELERt 225 Sım Paşa, Bend"i Mahsus (Hak Söz Acıdır) başlıklı makılıesinde5 ga-zete ve özellikle vilayet gaga-zetelerikonusundaki görüşlerini ortaya koy-makta, başında bulunduğu Kastamonu vilayetinin, resnii gazetesi Kasta-monu'nun bundan sonraki yayın ilkelerini ,ortayakoymaktadır. Sım Paşa makalesine, işleviitibariyla g~zete'nedir, sorusuyla başlıyor. Ona göre ga-zete; ne memurları övme ve methetme, ne de oruan hicvetme, aşağılama ve kınama vasıtasıdır. Sım Paşa gazeteyi; Bütün insanlar için ibret aynası ve milletlerin (doğru) fikirler edinmelerine yardımcı, olarak tarif ediyor. Bu nedenle de hem genel gazetelerin ve hemde vilayet gazetelerinin çok önemli bir görev üstlendiklerini vurguluyor. Bununla birlikte bazı gazete-ler bu görevgazete-lerini kötüye kull~makta veya kamuya olan borçlarım öde-mede tenbellik ve ihmal gosterffiektedirler. Sım Paşa bundan sonra maka-lesinde gazetelerin işlevleri, vilayet gazetelerinin bölgelerindeki devlet memurlarıyla ilişkileri ve doğruhabercilik üzerinde duruyor. Ona göre vilayet gaZetelerinin okurlarına, kendi bölgelerinin gelişen olay-larından, idarenin girişim ve uygulamalarından doğru bir biçimde, haber vermeyip te; yalmzca memurlara övgü ile veyahutta başk91t gaze-telerinden alıntılar yapmakla yetinmeleri halinde, mUkaddes diye niteledi-ği, okuyucularına, borçlarım ödemekte ihmalde bulunmuş olacaklardır. Sım Paşa, hoşa gitsin gitmesin, vilayet gazetelerinin bölgeselolayları gizlerneleri veya olduklarından başka bir tarzda göstermeye çalışmalarım, her bakımdan faydasına çalışmaları gereken ülkeye karşı affedilmesi mümkün olmayanbir suç ve hatta büyük bir ihanet olarak değerlendir-' mektedir. Bu nedenle Kastamonu gazetesi doğruya doğru, eğriye eğri di-yecektir. Gazetelerde aranacak olan doğru habercilik ve tarafsızlıktır. Na-musuyla yaşayan devlet memurları için en büyük mükafat, basın vasıtasıyla, doğru ve tarafsız olarak desteklenmeleri; en şiddetli ceza ise azarlanmaları, sitemde bulunulmalarıdır. Bu hususta bilhassa vilayet ga-zetelerinin dikkatli olmaları ve görevlerini eksiksiz olarak yerine getirme-leri gerekmektedir.,

,Sım Paşa, vilayet gazetelerinin, kendi valilerini methetmelerini ise son derece gülünç bulmaktadır. Onların yaptıklartmn övgüye değer 'olanları varsa, bunları kendi yönetimlerindeki gazeteler değil, valiler-le böyvaliler-le organik bağları bulunmayan diğer basın organlarının yazma-.ları gerekir. çünkü basın yoluyla teşvik ve takdir ile uyarı ve sitemin iki öneınli faydası vardır. Birincisi teşvik ve takdire muhatap olan kişiyi, o yönde cesaretlendirme; ikincisi ise uyarı ve siterne muhatap olanı da sa-kındırma ve korkutmadır. Bütün bunların etkili olması, üçüncü taraftan gelmesine bağlıdır. Yanibir valiyi, valiye bağlı bir gazetenin uyarınası da, teşvik etmesi de norınal değildir. Bunu~a birlikte vilayet gazeteleri; vali haricindekidiğer memurlar ve görevliler için böyle bir görevi üstle-nebilir, üstlenmelidirler de. çünkü onları en yakından ve en doğru olarak

, ,\

(4)

226 NESİMİ YAZıCı

vilayet bilebilir. Ayrıca iyi çalışanın taketır edilmesi, çalışmayanın ise uyanlması hizmetin düzenli' yürümesi açısından bilhassa gereklidir.

Sım Paşa'n~n ,bizim değerlendi~eye çalışacağımız ikinci makalesi ise, Teceddüd başlığını taşımakta olup, Ankara valiliği sırasında vilayetin resmi gazetesi Ankara'da yayınlanmıştır6. Bu makalesinde de Sım ~aşa, gazetelerin işlevleri üzerinde durmakta ve Ankara gazetesinin bundan sonra, takip edeceği çizgiyi belirlemektedir. Ona göre gazeteler; Medeni~ yetin yayıcısı yüce ünvanını almaya, haklı olarak layıktırlar. Çünkü hem bilgi dünyasının çok açık sözlütercümam, hemde eser ve fikirlerini nak-lettikleri milletlerin irfan ve ilim düzeylerini gösteren birer aynadırlar. Okuyucularına, içinde bulunulan dönemin gereği .olan fikri gelişmelere uygun güzel ifadeli bir dille, doğruyu telkin etmelidirler.

Ankara gazetesi bugünden itibaren yenibit yazı kadrosuna kavuştu- . rulmuştur. Bunlar kalemleri kuvvetli, aydınlatıcı fikirleri olan bir kısım güçlü müelliflerdir.1\yrıca gazetede hükümet memurlarım ve ahaliyi uya- . racak her türlü haber ve makalelerin yayınlanabileceği bir gayr-ı resmi bölüm ayrılmıştır. Burada kanunların yasaklamadığı, doğru, ş;ıhsi hedef-ler gütmeyen her türlü haber ve yazılar yer alabilecektir. Burada yazıları yayınlanacak kişilereher hangi bir ücret ödenmeyecektir. Matbaanın zo-runlu giderleri çıktıktan sonra elde kalacak gelir, ilkokul öğretmeni

yetiş-itirmek için açılması kararlaştmlan Daru ,I-Mualli min ' e ayrılacaktır. .

Sım Paşa makalesinin s6nundaı gazete ile doğrudan kırsal kesime ulaşmanın bir yolu;olarak köylülerin de anlayabilecekleri sade ve kolay anlaşılır bir. dille, ayrı bir gazete çıkarinak veyahutta Ankara gazetesinin bu münasebetle ,sahife sayısım arttırmak niyetinde olduklarım da ifade

et-imektedir. .

Sonuç olarak Sım Paşa,her iki makalesinde de basın~n ve özellikle de o döneme has'bir uygulama olan vilayet gazetelerinin durumu üzerin-de görüşlerini ortaya koymaktadır. Bu fikirler, onun, basının önemini çok . iyi kavramış olduğunu göstermektedir. O gazetelerin mutlak doğru haber~ ler vermelerini; vilayet gazetelerinin gereksiz ve yersiz biçimde valileriiı reklam aracı olmamalan~ı, bununla birlikte iyi çalışan memurları teşvİk - etmelerini, görevlerini yerine getirı:pekte kusurlu olanları uyarmalarını,

bölgesel haberlereönem vermelerinİ istemektedir. Ayrıca o, Ankara gaze-tesi için düşündüklerinden anladığımıza' göre, vilayet gazetelerinden yal-nızca resmi duyurulan yapan, bunun yanında başkent gazetelerinden keli-mesi kelimesine nakillerde bulunan yayın organları olmamalannı istemektedir. Kırsal kesim için ayrı bir gazete çıkarma veyaAnkara gaze-tesinde onlara ayrılmış bölümlerin bulunması arzusu ise, Sım Paşa'mn gazeteyibir, eğitim-öğretim vasıtası olarak değerlendirdiği ve vilayet ga-zetesi ile her sınıf halka ulaşma hedefinde olduğunun işaretleri olarak

ta-mmlanabilir. ( i

6. Sırrı Paşa, A.g,e;, s. 161-164. Ek ll.

(5)

EK. I.

sıRRı PAŞA VE VİLAYET GAZETELERİ

Bend-İ Mahsus

227

(Hak Söz Acıdır)' i .

. İhtimal ki gazetemizin şimdiki mesleğine itiraz edenler de bulunur.

Lakin hak s~ze kim ne diyebilir? '

Meseldirderler ki; "Hak söze akan sular bile durur". Gazete nedir?

Sitayiş~nôme-i memurzn mi?

,Başa.

Hiciv-nôme mi?i

Hayır.

Ya

nedir?

,.

Mir'at~ı ibret~nüma-yı tllem ve hôdim-i efldir-ı ümemdir.

Öyleise umum evrak-J havadis' ve hususan vilayet gazeteleri pek büyük, pek mukaddes birvazife deruhte etmiş oldukları halde hay/a ki ba-zısı bu vazifelerini su-i istimtll ve ,en mukaddes borçlarını ifada daima teklisül ve ihmal ettiklerigörülüyor.

Hele vilayet gazeteleri vukuat-ı 8ahii mahalliyeden kari'lerini ha-berdar etmeyüb de yalnızca memurzn-i vilayeti lüzumsuz medh ve sitayişe hasroı makıil veyahud payitahtta çıkan gazetelerin münderecatını kalıbı kalıbına nakl ve intihôl ederlerse şüphe yok ki mukaddes borçlarını ifada

ihmal etmiş olurlar. . '

, i

Hoşa gitsin gitmesin vukuat-ı saMha-i mahalliyeyi ketm etmek veya-hut uzakta olanları iğfal için reng-i diğerde göstermeye çalışmak vilayet ,gazeteleri için hôdim-i menafii oldukları memlekete karşı afvı gayr-ıcaiz

bir kabahat ve -tabir mücaz ise- büyük bir ihanet değil midir? '

Öyleise gazetemiz doğruya doğru, eğriyeeğri demekle niçin şayan-ı

muaheze görülsün? ' '

Gazetelerin münderacatınca asılaranacak şey doğruluk ve

bz-garaziık olub ana dair kimsenin bir diyeceği var ise buyursun. İşte gaze-temizin sahifeleri muterizlerimizin edeb-i vazife dôiresinde vuku bulacak

(6)

228 NEsİMİ YAZICI

'Namuslarıyla yaşayan memurın-ı devlet için ecell-i mükajôJ ve eşedd-i mücazôJ lisan-ı matbitai ile suret-i 'muhikka ve bı-garazanede vukU bulacak sitayiş ve serzeniştir ki vilayet gazetelerimatbuat-ı saireden' ziyade bu vazije-i asliyeyi hüsn-i.istimtil, ve ,daima hademe-i hükumete de ahalf-i mahalliyeye de irae"i 11lisal-ivacibü'l-istimal, , etmelidir.

Hele vilayet gazetelerinin bilhassa ve bi'l-iltizam valileri medh ve siiayiş edişleri kadar alemde gülünç şeyolamaz.

\ Zira vilayet gazetelerini yazankalemler mensub oldukları vulatın efkiirını terceme ve tahrirden başkabir şeye hizmet edemeyeceklerine ve yazar/arsa valilerin lisanından yazmış olacakları ol-kadar bedfhfdir ki o mekUle medayih-i harideyi gülünç hl!line koyan dahi işte bu bedahettir. .

Vultitın layık-ı sltayiş bir fiil ve hareketler{ varsa demekki mükellej oldukları vazijeyi ija buyurmuşlar, bu da adetabir borçtur.

Ukul-i selfme ashabı tse borçlarıni ödemekle kendilerine öğünmeyi ayıp 'sayarlar. .

Valilerin deeftil ve harekatını varsın (ejkar-ı umUmiyeye tercüman-lık hizmeti deruhte eden matbutit-ı saire muhakeme etsin.

i

Ba-husUs bu muhakemeyi Bab-ı Altnin temyizgah-ıhakiiyık-iktintihına havale etmek evlti görünü'r,. Hem de medh-i mücerred jtiide vermez.

. Sena-yı hakikfye istihkak, fiil ve eserle olur. Meydanda ltiyik-ı sitayiş bir fiil ve eser olmayınca ıstanbul'da Yenikapı meddahları gibi bin sitayi-şi kimse bir parayaalmaz:

Vilayet gazeteleri ise kaffe-i icraat ve teşebbüsat-ı mal:ıalliye,yi nakil ve hikaye tarikiyle dere ve"neşre mezun olup binaen-aleyh' vulat~ı kiram hazeratının da,hi mesaf-i.masrCtjeleri işte bu vasıta ile ejkar-ıumumiyenin , takdfr-i cihçın-pesendanesine arz edilmiş olacağından sitayiş matıab ise o

dil şu haldedahabeliğ, daha müessir bir surette husUl-pezfr olur.

Zira umur-ı malUmedendir ki vilayet g'azetelerinin ale'l-ı#ak sitayiş ve serzeniş(i), ikijaide-i azfmeye mebnf tecvfz. olumuştur.

.

'

Anların da birisi tergfb, diğeri terhfbdir. Bu ise bedfhiyyat-ı evveli-yedendir ki'bir adam kendi kendini 'le tergfb edebilir, ne de .terhfb.

Bu tergw ve terhfb, mutlaka taraj-ı ahardan vakf olmak lt1zım gelir. Bu halde vilayet gazeteleri; valilerden maada memurfn ve müstahdemfn-i

(7)

sıRRı PAŞA VE VİLA YET GAZETELER!

,- 229

vilayeti münasibi vechile tergw de, terhfb de edebilir. Hem de etmelidir. Nitekim şimdi biz de bu meslek-i sahihi iltizam etmişizdir.

Eve.t! Vilayet gazeteleri bu vazifeyiifada matbuiit-ı saireden ziyade haklıdırlar.

Çünkü vilayet memurfn-imahalliyenin nfk ve bed'ini, herhalini ha-. riçtekilerden elbette iyi bilecektirha-. Bilmezse ayıptırha-. Anın için memurfn-i

mahalliyeye, vilayet gazetelerinden dahadoğru, daha sadık müzekkf ve nasih olamaz.

Zira bir adamın müktesebiit~ı ilmiyesi imtihan ile de malum olabilir. Ancak nazariyat ile ameliyat arasında vücUdu asla kabil-i inkar olmayan fark"ı azfm hasebiyle iş başındafi'len tecrübe olunmadıkça -velevki naza-riyatça diplama sahibi olsun- memurfnin kifayet-i mutlakaları belli ola-maz.

İmdi teerübe-ifi'liyye ki imtihanların en sahihidir,' kiminpfş-i nazar-ı takdfrinde ise o, ve annazar-ın tercümfin-nazar-ı ejkfirnazar-ı mesabesinde olan gazete me-murların nfk ve bed' idarelerini fiil ve hareketlerine uzakdan nazar-endaz-ı temaşa olanlaranisbetle iyibilmeklqbm gelir.

-Zira yine tekrar edefiz ki memurların kifayet. ve adem-i kifayeti ve iyi -veya kötü. hareketi, uzaktan istimii' ve nazarla değil belki yakından

tecrübei fi' liyye ile sabit olur.

-,

Bu da pek bedil,,Z bir şeydir ki herkes efaline göre mükafat _ve mücezatgöremeyüb de muhsin tergfb, müsf' terhfb edilmeyerek ikisi dahi nazar-ı hükümette müsavf tutulursa hüsn-i süıak ashabının hasbe'

l-o hamiyye fütarunu macib ob11asa ~il~ rağbetinide artı'rmamak ve fakat

. mühmil ve müsf' lerin rehbete bedel cesaretini artımıak !abifdir.

İmdi hikmet-i hUkamet, bunu iktiza eder ki muhsin, takdır ve tahsfn:. müsf' tekbfh ve teheın oluna.

İşte nizam-ı dlem bu ikişeyle kaimdir.

Şimdiki halde .de bunun için gazeteden a 'la vasıta olamaz.

ÖYle.ise bizde dahi suret-i Ml ve hareketini bu ayine-i ibret-nümada görmekden gocunanların vehm ve tarizlerine tebeiyyetle ittilıazve iltizal'n eylediğimiz meslek-i sahilı ve müstakfmi te.bdfl edemeyiz ve 's-selam.

(8)

230

EK. II.

NES1Mİ YAZıCı

. Teceddüd

Gıbta-bahşa-yı kurun-ı'selef olan asr-ı hümayun-ı hazret-i Abdülha-mi'll Hanıde lehü'l-hamd ve'l-minne her şeyde bir eser-iteceddüd, bir eser-i hayatmüşahade olunuyor ki, ümid-ı istikMle en ziyade kuvvet ve teceddüd-i ikbtileen ziyade emniyet veren esMb~ı zahireden biri de budur.

imdi böylebir devr-i teceddütte, bizim zevaya-güzın-i sükUn ve atalet 'olmamız reva mıdır?

Mesaı-i müciddanesiyle adI ve ihsan kavaidini müceddidane belki' mucidfine bir surette esas-gır-i sübUtve istikrar eden padişalı-ı iifan-penahımız efendimizin es~r-i alısine iktifa etmeyenler için haybet ve

hüs-ran mukarrerdir.

Iiinaen~aleyh naşir-i medeniyyet, ünvan-ı cenline bi-hakkın sezavar olangazeteler ki, hem cihqn-ı mağfiretin tercüman-ı belfğu'l-beyam, hem de nakil-i asar ~e ejkan oldukları ümem-i fazılq,nınbirer mir'at-ı sUret-nüma-yı dan iş ve iifamdu:, teceddüdat-ı asriyenin icaMt ve ilcaatından olan terakkiyat-ı fikriyeye' layık bir lisan~ı memduhu'l-beyan ile karflerine vazfje:i telkfn-i sevabı ifa etmezlerse, şu kusur-ı himmetleri hakka k4 afvolwimaz bir kabahat sayılır.

, Ziya-ı marifetin böyle güneş gibi aktar-ı alemi nurlara gark ettiği bir günde, biz de tarfk-i feyz-i terakkfye girip bir adım olsun ileri atmazsak, biz de aheng-i umumiye tebdyyetle hayat-ı siyasiyemizi, necat-ı esasfmizi muhafaza uğrunda geceyi gündüze katmazsak bunun zararını yine biz çe-keceğii..

Fazla olarak'enzar-ı akran ve ahlafda da menfUr görüneceğiz. Şehriyar-ı mealf-asônmız efendimiz hazretleri ~alah-ı din ve dünyayı mürettib olan terakkiyôt-ı kemaliyemizi teshil edecek hertürlü müsaadatı bf-diriğ ve ihsan buyuruyorlar.

Bu müsaadat-ı seniyyeden pi-hakkın ıstifade yolunu tutmayanlara hakikaten acımr!

işte' biz, bugünden itibaren gazetemizi asar-ı kalemiyye ve ejkar-ı münevvireleriyle karifn-i kiramı gerçekten müstefid edebilecek bazı \ eyôdf-i iktidara tevdf ve memurfn-i hükumet ve ahalfei memleketi ikaz edecek her türlü havadis ve meMhisi serbestçe dere edebilmek üzere sa. hifelerimizde bir kısm-ı gayr-ı resmf dahitayin eyledik. '

i

. i

(9)

SU~.RIPAŞA VE VİLAYET GAZETELERİ 231

Malumdur ki matbu'dt, kanun dairesinde serbesttir.

Binaen-aleyhhavadis ve riıeMhis-i memnuadan maada sıhhati temin olunacak ve ağraz-ı zatiyeden salim olacak her türlü .havadis ve meMhise, gazetemizin gayr-ı resmf kısmındaki sahife/eri açıktır:

Muhterem kalemlerini, bu hizmet-i terakkf-perveraneye vakfeden şe-refli muhartirlerimiz ise ücret namıyla da bir şey kabul etmeyib işbu hiz-met-i mucibü'l-mejhareti ber-vech-i fahrf ifa buyuracaklarından matbaa-mızın masarif-i zarUriyesi çıktıktan sonra ktıffe-i varidat-ı safiyesi evvelce de bi'l~münasebe beyan' ve ilan etmiş olduğumuz vechile mekatib-i, ibtidtıiyeye hoca yetiştirmek için merkez-i vilayette tesis ve küşadı mu-sammemolan Daru'l-Muallimfn

.

masarifine karşılık tutulacaktır.

'.

Hey'et-i cedfde-i tahrfriyemiz dahi dahil olduğu halde matbaamızın ve açılacak' mektebin idare/erini deruhte edecek, vilayetimizde maarif-i umurniyenin gerçekden intişa"ıesMb ve vesalini cidden taharrf ile ibraz-ı asar-ı vatan-perverfye çalışacak bir komisyonun da teşkfli mukarrerdir.

, Gazetemizin ıszahı ve matbaamızın intizamı semeresi olarakböyle bir mekteb-i alf vücuda getirrneğe Cencib-uHak bizi muvaffak buyurursa, saye-i şaMnede müstağrak-ı nimeti olduğumuz vatan-ı azfze manen ve maddeten bir büyük hizmet etmiş oluruz.

.

,

Biz, takdir-i umumfye mazhar olacağından hiç şüphemiz olmayan meslek-i cedidimizde -ila maşôAllah- seMt ile ahde vefamızıisbata

çalı-şacağız. .

Umum tarafindan göreceğimizrağbet nisbetinde de gayretlerimizi artıracağımızda ise iştiMh buyurulmasın. '

. . inşôAllah-ü Teala sıif köylülerin de anlayabilecekleri bir lisan-ı basit ve müstefid ile ya diğer bir nf1Sha daha çıkarmak veyahud işbu nüs-hamızın hacmini büyüterekbir sahifesiniköylülere hitaben yazılacak .bendlere tahsis eylemek niyyetindeyiz.

Sa'yin' elinden bir şey kurtulmaz. çaJışanları Alltih da sever. Avn-ı .Hüda 'ya müstenid olan, haib ve has ir olmaz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Zira, bu halde, «ku ral-içi» bir boşluk yoktur ki, yargıç takdir yetkisini kullanıp mev­ cut olmıyan (!) kural-içi boşluğu doldursun!.. 43 Nitekim Ticaret Dairesi bir

Em­ ri alan şube, çiftçi adına i — Kontrollü yatırım kredileri, ii — Kontrollü işletme kredileri olmak üzere iki carî hesap açar.. (An­ cak, kooperatif üyesi olanların

tirimlerinin sahibi olurken, kocanın herhangi bir nedenle normal idare yetkisini kullanamıyacak duruma düştüğü hallerde, aile bir­ liğini temsil yetkisini de kazanmıştır

Ona göre, bu kimseleri ilgili işletmeye iştiraklerindeki faydalarından daha fazla bir sorumluluğa tabi tut­ mak için bir sebep yoktur, bunların vaki zararın vukuunda kusur­

Sonuç olarak, denilebilir ki, anayasa ile anayasal gerçek ara­ sındaki bu çatışma, iki çözüme de imkân vermemektedir, yani, söz konusu çatışma, ne anayasanın

Yargıtay başkan ve üyelerinin hukukî sorumluluğu hakkında bir hükmün bulunmaması bu kimseler aleyhine tazminat dâvası açıla­ mayacağı sonucunu doğuramaz. Bu gibi

27 veya HUMK m. 429, IV gereğince uymak zorunda olan.. Yeni bilirkişi aylık kiranın 436 lira olduğunu bildirmiş, mah­ keme de aylık kiranın 436 lira olarak tesbitine karar

Eğer, aksi kabul edilirse, (yani hacze katılma süresi, ikinci ihalenin sonucunda paranın vezneye girme­ sine kadar uzar denilirse) bu ilk haczi yaptıran alacaklının veya