Istanbulun 175 Yıl
önceki Hayatına
Ait Canlı Tablolar
__ ‘---'S» H ^ ) O Lİstanbul Sokakları Kan İçinde - Kesik Başı
Koltuğunda Yatanlar - Adın N e? Ver
Canını! - Çuval İçinde Asılan Kadın!
r
v
A L I R I Z A
dolphe S lad e’ın Türk m u ra h h a sla rı E dirnede Rus k u m and an ivle sulh m ü zakerelerine b aşlad ık ları s ır a da İkinci S u ltan M ahm udun İstanb uld a m ü rte cile re ve y e niçeri ta ra fta rla rın a k arşı aç tığı ’’T erö r” devrini o tarih safhasını kendi gaziyle gör m ek istiyen b ir insanı gerçek ten isteğine k a v u ştu rm a k tad ır O nun için biz b u rad a onun söz lerini ayniyle T ürkçeye çevi riyoruz:
”H er sokak tü y le r ü rp ert: ci b ir hal gösteriyordu, yolla rın tâ ortasında başları kesik- rek k o ltu k ların ın a ltın a kon m uş insan lar y atıyo rdu , b u n ların göğüslerine y a fta la r kon muş, bu k â ğ ıtla r rüzgârdan uçm asın diye ü stle rin e b irer taş b ırak ılm ıştı. İstanbulda en m eşhur k ah v e şahinlerinden biri de ilk önce felâkete u ğ ra y anlardandı: A nlaşıldığına gö re bu kahveye yeniçeriliği te k r a r ku rm ak isteklilerinden b a zıları geliyordu ve b ü yü k bir ih tim al ile kahve sahibinin hiç kabah ati yoktu; lâkin b ir gün zerzevatçıdan evi için zerze vat alırken zabıta m em u rları karşısına d ik ild iler ve âdet o- lan iki kelim eyi söylediler*
— A dın ne?
K ahveci kim olduğunu söy le r söylem ez h em en oraya d'Z çöktürüldü ve zavallının ka fası cellâdın y atacan iv le top rağa y u v a rla n d ı’ B u n dan son ra da y ine b ir şark ananesine
I
göre kahvesi y ık tırıld ı (1)-★ ★ ” L J a l k b u k an ve şiddet■ ■ sah n elerin d en g ö rü nüşte kayıtsız geçiyordu. Ba- zan biri d u ru p başsız cesedin göğsündeki yaftay ı okuyor, fa k a t kim se tek söz sövliyemi yoıdu, en kü çü k b ir şüphe ka fanızın oracıkta uçurulm asına sebep olabilirdi.
”Bu idam işlerin in m uhake mesi, hükm ü, ilâm ı pek sade idi:
S E Y F I
» v • • . . . .
a rttırm ıştı bile. Bu sırada şah sî garaz ve intikam ih tirasları yüzünden yüzlerce zavallının kurb an gittiğine şüphe yoktur. O ğulları, kocaları, yah u t baba ve kardeşleri öldürüldüğü için b u n ların yasım açıkça tu tan , hüküm etin y ap tık ların ı açık ça ten k it eden bazı T ü rk k a d ın ların ın çuvallara tık ıla rak denjze atıldığı da söyleniycı- du. H attâ k ad ın ların dilini tu t mak için b u n lard an b iri b ir m eydanda asıldı, lâkin şarkta ki k ad ın ın örtülü bulunm ası âdetine uym ak için bu kadın ihtilâlci, b ir çuvalın içinde a- sılmıştı!
★ +
'’<*özün kısası bu korkunç on bes gün içinde İs- tan b u lu n b ü tü n sokaklarında ölüm, tü rlü tü rlü k ılık lara gir miş olduğu halde hâkim ve m uzaffer dolaşıyordu- B eyler beyi sarayın ı tu tu ştu rm a ğ a ça lıştık ları söylenilen iki bet- b ah t kazığa v u ru ld u lar... Bun lard an b iri cezanın tatb ik in den b ir gün sonra hâlâ nefes alıyordu!...”Bu cezalar ve had iseler b ir T ü rk ü n seciyesinde en anlıya- m adiğim iz b ir noktayı, en kor k unç zam anlarda o n ların gös te re b ild ik le ri tah am m ü l kud retin i bize izah edebilir.
’’T ü rk le rin kork un ç son an d a cellât s a tın altında göster d ik leri asîlân» ta v ır ve y iğ it lik insanda g erçekten en d e rin b ir ta k d ir ve h a y ra n lık u y an d ırır. Bu yiğitliğin, b u ne cabetin seyircileri b u derece kolay ve âli b ir ölüm e im ren direceğini söylersem belki de
yan lışlık yapm ış olm am . T ü rk ü n ölürken gösterdiği bu hali seyirci m ille tta şla rı ü zerinde b ir te s ir yapıyordu, lâkin bu te s ir veya duygu, h ü k ûm etin u y an d ırm ak istediği duygu değildi: Ö lüm den kork m am ak, vekarı, taham m ülü, yiğitliği beğenm ek, ona gönül verm ek duygusuydu-..”
(1) İngiliz seyyahın an lattığ ı bu
— Senin adın ne? Sen fi kahvecinin adını bilem iyorsak da
lân m ısın? A dın H aşan mı, lâkabını ö ğreniyoruz, bu adam A-
A hm et m i? Sadık m ı? vu r Z avur diy e tanın m ıştı,
kahve-— E vet, ben A hm edim , ne sine de ” A vur Z av u n ın kahvesi”
istiyorsunuz? derlerd i. K ahvehane İstan b u l. B alık
Ne istiyeceğiz, basını is pazarında, yah u t K öp rü b aşm d a bu-
tiyoruz, n a file g ü rü ltü etm e I O n u y o rd u , - M f lte rc ım -
diz çök şuraya! - .jp" . . — Ha, anladım , lâkin yanı
lıyorsunuz, sizin aradığınız ben değilim , şu öteki A hm et tir...
— U zatm a, aradığım ız A h m et sensin; biz büyük gözlü, uzunca b u ru n lu b ir A hm et si n y o ru z. işte sen de gözü bii yük, b u rn u uzunca b ir A hm et sin. P adişahım ıza h ıy an e t e den h e rif olduğuna şüphe yok. — Y em in ederim ki yan ılı yorsunuz, y a h u t b ana iftira etm işler... A radığınız A hm et ben değilim , diyorum size, gi din, asıl suçluyu bulun!
__Şu dinsiz h erife bak! P a dişaha isyan ettiğ in e k a n a a t etm iyor da, sessizce cezasını çekecek yerde suçunu inkâra kalkışıyor. Diz çök diyorum alçak herif!
— V allahi bıllâhi, dediğiniz adam ben değilim , ben suçsu zum.. B ir yanlışlık oluyor.-.
Z avallı adam böyle derdini anlatm ıya u ğ raşırk en b ir bı çak v u ru şiy le kafası k a ld ırı ma d üşer. H erhangi b ir u zvu nun noksanlığiyle lâk ap k a zanm ış olan T ü rk le r b u yanlış ve acele ölüm lerden oldukça selâm ette say ılab ilirler. Ç ün k ü K ör Selim , K am bu r M us tafa, Topal A vni y a h u t B odur filân... gibi ad am ların sokakta y akalanıp y an lışlıkla kafası u- çurulm ası ih tim ali azdır.
”B u P ad işah m ezbahasının kasap başısı eski k an dökücü serasker H üsrev Paşaydı. O bu işte de m uvaffak olm uş, yeni işkenceler ç ık a rara k şöhretini
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi