• Sonuç bulunamadı

ADÖLESAN DÖNEMİNİN BİYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE SOSYAL YÖNLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ADÖLESAN DÖNEMİNİN BİYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE SOSYAL YÖNLERİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ADÖLESAN DÖNEMİNİN BİYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE SOSYAL YÖNLERİ

Uzm.Kln.Psk Cenk Adıgüzel

(2)

Adölesan (ergenlik) çağı: çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, bedensel ve ruhsal alanda önemli değişikliklerin belirdiği, hızlı bir

büyüme ve olgunlaşma çağıdır.

Genel çizgileriyle 12-21 yaşları arasına

rastlayan bu uzun geçiş döneminde, fizyolojik ve psikolojik gerginliklerin yanı sıra, yeni bir kimliğe doğru gitmenin yarattığı sıkıntılar da yaşanmaktadır. Zaten Batı dilerinde

‘adolescence’ diye bilinen bu dönemin sözlük

anlamı ‘büyüme’ anlamına gelmektedir.

(3)

Ergenlik dönemi; biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açılardan bir gelişme ve

olgunlaşmanın yer aldığı, çocukluktan ergenliğe geçiş dönemi olarak, gencin

vücudundaki değişiklikler, onu yeni vücut biçimiyle bir gösteriye, kimliğini yeniden ortaya koymaya zorlamaktadır.

Bu dönemde, çok belirgin bir şekilde büyüme ve fiziki değişimler görülmekte olup,

erkeklerde daha anlamlı olmakla birlikte, her

iki cinste de kas gücünde bir artış gözlenir.

(4)

Erkekler, bu dönemde kilo kaybedip geç

adölesansta kilo almaya başlamakta; kızlar ise, bütün bu dönem boyunca kilo almakta ve bunu önlemek için başvurdukları diyet

yöntemlerinde genellikle başarısız kalmaktadır.

Erkek çocuklarının çoğu, kızların aksine vücutlarındaki bu değişikliklerden

memnundur.

(5)

Ergenlik, çocuklukla yetişkinlik arasında kalan, biyolojik, psikolojik ve cinsel

gelişmeleri içinde barındıran bir ‘ara

dönem’dir ve ergenlik öncesi dönem, 10-12 yai aralığında olup, bu dönem kendi içinde üç kısımda incelenmektedir.

1- Ergenlik Dönemi/Puberte/Erinlik (11-15 yaşlar)

2- Orta Adölesan Dönemi (15-16 yaşlar)

3- Adölesanın Son Dönemi(17-19 yaşlar)

(6)

‘Fırtınalı bir dönem’ olarak ifade edilen

ergenlik dönemi, çeşitli kuramcılar tarafından farklı açılardan incelenmiştir.

Bunlardan Eric Erikson, oluşturmuş olduğu

psiko-sosyal gelişim basamaklarında, ergenin temel sorunlarını ‘kimlik krizi’ olarak

belirtmiştir.

‘Bireyselleşme’ yolunda ilk adımları atmakta olan ergen, kendini, ailesinden bağımsız

olarak konumlandırma çabası içine

girmektedir.

(7)

Diğer önemli bir teorisyen olan Jean Piaget, zihinsel gelişimi şekillendirdiği kuramında, ergenlik döneminde ‘soyut düşüncenin

gelişimini’ önemle vurgulamıştır.

Elkind ise, ‘ergenlik benmerkezciliği’ kavramı altında ergen davranışını incelemiş ve bir

ergen için, sadece kendisinin önemli

olduğunu belirtmiştir. Bir ergenin acısı kadar

büyük bir acı, sevinci kadar büyük bir sevinç

yoktur ve o, her şeye herkesten daha fazla

duyarlıdır ve kimse onu anlamamaktadır.

(8)

Duyan, V., Yolcuoğlu, İ.G., Artan, T. (2017).

Dünü, Bugünü, Yarınıyla İnsanı Anlamak

(İnsan Davranışının Kökenleri ve Sosyal

Çevrenin Etkileri). Nar Yayınevi, İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

[1,5] Üç yıldır devam eden ek- lem ağrıları ile gelen hastamızda fotosensitivite, oral aftlar, yüksek ateş, splenomegali, subkutan nodül, nef- rit, ANA pozitifli, Anti-SS

a) Yapılan tüm otur uzan, pektoral, hamstring, gastrosoleus, kalça fleksör esneklik testlerinde erkeklerde kızlara oranla kas kısalığının daha fazla olduğu

Çalışmamızda adölesan gebe gru- bunda doğum ağırlığının reprodüktif yaştaki gebe grubuna göre daha düşük olduğu ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma prevelansının (tüm

 Anne – babanın desteğinin az olması  Anne- Babanı madde kullanımı.  Anne –Babanın gencin alkol kullanımına izin verici, fazla

Aile içinde başlayan şiddet, topluma yayılıp meşrulaşırken; bir çok toplumda kadına ve çocuğa yönelik ilkel, çağdışı uygulamalar, geleneksel kültürün

Özellikle 11-12 yaş grubunda yer alan adölesanlar için bugün tetanoz, difteri, asellüler boğmaca aşısı, hepatit A aşısı, meningokok aşısı, suçiçeçiği aşısı

Bu yazıda, akut karın ağrısı ve kusma nedeni ile çocuk acil servisine başvuran; hızlı kilo vermeye bağlı kolelitiyazis ve kolestaz saptanan 16 yaşında bir

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2008 verilerine göre eğitimsiz kadın- ların %7’si adölesan dönemde çocuk doğurmaya başlar- ken; bu oran en az lise