• Sonuç bulunamadı

Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile” adlı eserinde isim tamlaması kuran ek kategorisi ve söz varlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile” adlı eserinde isim tamlaması kuran ek kategorisi ve söz varlığı"

Copied!
330
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN “ÇİLE” ADLI ESERİNDE İSİM

TAMLAMASI KURAN EK KATEGORİSİ VE SÖZ VARLIĞI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ramazan OSMA

Enstitü Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Enstitü Bilim Dalı : Yeni Türk Dili

Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Ayşe AYDIN

HAZİRAN – 2019

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Anlaşabilmek , dil ile mümkündür. Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan en doğal vasıtadır; canlıdır, kendine özgü kuralları ve sistemi vardır. Dil birleştirici bütünleştiricidir, millet bilincine sahip olabilmenin temeli dildir. Dil aynı zamanda kültürün en önemli unsurlarından birisidir. Mehmet Kaplan’ın deyimiyle “Dil kültürün aynasıdır.” (Kaplan , 1999). Bir milletin kültürüne ait ne varsa dilde görmek, izlemek mümkündür. Dil kültürün taşıyıcısıdır; bir milletin kültürü geçmişten geleceğe o milletin dilinde yaşar ve dil ile kültür birbirinden beslenerek zenginleşir, adeta o milletin fertlerinde davranış kalıplarına dökülür. Güncel ve geçmişte olan ne varsa sonraki kuşaklara dil vasıtasıyla aktarılır.

Bir milletin dili en güzel, doğal ve zengin haliyle o milletin aydınlarının, sanatkarlarının eserlerinde izlenir. Bu açıdan sanat eserleri üzerinde yapılan anlam, gramer ve söz varlığı çalışmaları dilin tarihi, kültürel zenginlğini, yapısını, beslendiği kaynakları ortaya koyması bakımından son derece önemlidir.

Söz varlığı dilin kendine has kelime hazinesini, tamlamalarını, deyimlerini, atasözlerini ihtiva eder. Necip Fazıl Kısakürek son asır Türk edebiyat ve fikir dünyasında etkili olmuş, çağını aşmış önemli sanatçılardan biridir.

Çalışmamızda Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinden oluşan “Çile” kitabının söz varlığı çıkarıldı ve eserde yer alan şiirler “İsim Tamlaması Oluşturan Ekler Kategorisi”

bakımından incelendi.Çalışmamızın giriş bölümünde söz varlığı, tamlamalar ve tamlama oluşturan eklerle ilgili bilgi verildi.İkinci bölümde “Çile” de yer alan şiirler isim tamlaması oluşturan ekler bakımından incelendi.Bu bölümün sonunda eserde yer alan tamlamalar alt fonksiyonlarıyla grafiklerde gösterildi. Üçüncü bölümde “Çile” de yer alan şiirlerin söz varlığı çıkarıldı.Bölümün sonunda istatistik bilgiler ve grafikler verildi.Çalışmanın dördüncü bölümünde özgün metin yer almaktadır.Beşinci bölümde gramatikal dizin yer almaktadır.Eserdeki kelime sayısı ,madde başı kelime sayısı,isim ve fiil sıklığı grafiklerle gösterilmiştir. Sonuç bölümünde ise eserin söz varlığı ve Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinde tamlama oluşturan eklerle alakalı bulgular değerlendirilmiştir.

Tezin hazırlanmasıyla ilgili danışmanlığımı üstlenerek tüm süreçlerde desteğini esirgemeyen değerli hocam Dr.Öğr.Üyesi Ayşe Aydın’a, konu belirleme ve diğer çalışmalarımda her zaman moral veren ve desteğini esirgemeyen kıymetli hocam Prof.

Dr.M.Mehdi Ergüzel’e, sonsuz teşekkür ediyorum. Ayrıca tavsiyeleriyle çalışmalarıma yön veren Arş.Gör.Emel Tek, Sultan Güçtekin ve diğer iş arkadaşlarıma, aileme sonsuz teşekkür ederim.

Ramazan OSMA 25.04.2019

(5)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... i

KISALTMALAR ... iv

İŞARETLER ... v

ŞEKİL LİSTESİ ... vi

GİRİŞ ... 1

1. BÖLÜM : NECİP FAZIL KISAKÜREK ... 11

1.1.Necip Fazıl’ın Sanatçı Kişiliği ... 12

1.2.Necip Fazıl Kısakürek’in Eserleri ... 15

2. BÖLÜM : ÇİLE’ DE İSİM TAMLAMASI KURAN EKLER KATEGORİSİ 18 2.1.Belirtme Fonksiyonlu İsim Tamlaması Kuran Ekler ... 18

2.1.1. tamlayan / ø + ø / + lar + ( n)In / + ø tamlanan + ø / + lar + (s)I + ø + n /+ Iz / +ø ... 18

2.1.2 tamlayan / ø + ø / + lar + ø tamlanan + ø / + lar + (s)ı / + ø + n /+ ız / +ø . 32 2.1.3 ø + ø + ø tamlanan + ø / + lar + (s)ı / + ø + n /+ ız / +ø ... 45

2.1.4.tamlayan + ø / + lar + işaretleme + ilgi eki tamlanan + ø / + lar ... 71

2.1.5. Morfolojik Yer Ödünçlemeli Belirtme Fonksiyonlu İsim Tamlamaları ... 72

2.1.6. Morfofonetik Yer Ödünçlemeli Belirtme Fonksiyonlu İsim Tamlamaları ... 75

2.2.Sıfatlama Fonksiyonlu İsim Tamlaması Kuran Ekler (Alt fonksiyonlar) ... 76

2.2.1.Tasvir ... 76

2.2.2.Renk ... 84

2.2.3.Kişileştirme ... 84

2.2.4. Benzetme ... 85

2.2.5.Abartma ... 86

2.2.6. Pekiştirme ... 87

2.2.7. Sayı-miktar ... 88

2.2.8. Paylaştırma ... 89

2.2.9. İşaret ... 89

2.2.10. Belirsizlik ... 93

2.2.11. Sıralama ... 104

2.2.12. Nicelik ... 104

2.2.13. Tahfif ... 105

(6)

2.2.14. Kaynak ... 105

2.2.15. Yoksunluk ... 106

2.2.16.Yer –yön ... 106

2.2.17. Karşılaştırma ... 106

2.2.18. Ünvan ... 107

2.2.19. Soru ... 107

2.2.20. Derecelendirme ... 107

3. BÖLÜM : NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN “ÇİLE” ESERİNDE ÖNE ÇIKAN KAVRAM ALANLARI ... 112

3.1.İnsanın temel hareket ve oluşlarını gösteren fiiler: ... 112

3.2.İnsanın duygu düşünce .durum ve isteklerini gösteren fiiller: ... 114

3.3.Varlıkların oluş ve hareketlerini gösteren fiiller: ... 114

3.4.İnsan ömrü, karakteri ve nitelikleriyle ilgili kelimeler: ... 115

3.5.Varlıkların nitelikleriyle ilgili kelimeler: ... 116

3.6.Dini hayatla ilgili kelimeler: ... 118

3.7.Tabiatla ilgili kelimeler: ... 119

3.8.Ev giyim ve yaşamayla ilgili kelimeler: ... 120

3.9.Meslek ve meşguliyet adları: ... 121

3.10.Hayvanlarla ilgili kelimeler: ... 121

3.11.Yer ve yön kavramlarıyla ilgili kelimeler: ... 121

3.12.Zaman kavramıyla ilgili kelimeler: ... 122

3.13.Yazı ve sanatla ilgili kelimeler:... 122

3.14.Savaş askerlik ve devlet yönetimiyle ilgili kelimeler: ... 123

3.15.Akrabalık, dostluk ve ilgili kelimeler: ... 123

3.16.Vücut bölümleri ve uzuv adları: ... 123

3.17.Yiyecek içecek adları: ... 124

3.18.Sayılar : ... 124

3.19.Kişi adları: ... 124

3.20.Renk adları: ... 125

3.21.Özel yer adları: ... 125

3.22.Lakaplar ve unvanlar: ... 125

3.23.İLK YÜZ (100) İSİM VE FİİL ... 126

(7)

4. BÖLÜM : ÇİLE SATIR NUMARALI METİN ... 134

5. BÖLÜM : DİZİN ... 207

SONUÇ ... 311

KAYNAKLAR ... 315

ÖZGEÇMİŞ ... 318

(8)

KISALTMALAR

akt : Aktaran

İT : İsim Tamlaması NFK : Necip Fazıl Kısakürek

(9)

İŞARETLER

( ) : Bir sesin ya da şeklin varlığının şartlara bağlı, ihtiyari olduğunu gösterir.

+ : İsme bağlanmayı isim kategorisini gösterir.

- : Fiile bağlanmayı fiil kategorisini gösterir.

Ø : Bir gramer unsurunun, telaffuz edilmeyen ancak fonksiyonu korunan şeklini temsil eder.

(10)

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1 : İsim + İsim Tamlamaları Genel Dağılımı ... 109

Şekil 2 : Belirtme Fonksiyonlu İsim Tamlamaları ... 110

Şekil 3 : Sıfatlandırma Fonksiyonlu İsim Tamlamaları ... 110

Şekil 4 : Çile’ de Öne Çıkan Kavram Alanları ... 131

Şekil 5 : Eserde İsim-Fiil Sıklık Dağılımı ... 132

Şekil 6 : Eserin Toplam Kelime Dağılımı ... 133

(11)

Sakarya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti

Yüksek Lisans Doktora

Tezin Başlığı: Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile” Adlı Eserinde İsim Tamlaması Kuran Ek Kategorisi ve Söz Varlığı

Tezin Yazarı: Ramazan Osma Danışman: Dr.Öğr.Üyesi Ayşe Aydın Kabul Tarihi: 13.06.2019 Sayfa Sayısı: 31

Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı: Yeni Türk Dili

Yaygın gramer anlayışına göre Türkçenin eklerinin yapım ve çekim eki olmak üzere iki başlık altında incelenmesi problemi birçok dilcinin hemfikir olduğu bir konudur.

Oysaki Türkçede yandaş karşıtlık düzenine göre 10 (on) ek kategorisi vardır. Bunlardan birisi de “İsim Tamlaması Kuran Ekler” kategorisidir. Çalışmamızda kendine özgü üslubu ve zengin malzemesiyle bize pek çok örnek sunacağını düşündüğümüz Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin ustalarından Necip Fazıl Kısakürek’in tüm şiirlerinden oluşan “Çile” kitabı “İsim Tamlaması Kuran Ekler” kategorisi ve söz varlığı bakından ele alınmıştır. Ele alınan konulara zemin teşkil etmesi bakımından giriş bölümünde söz varlığı ve tamlamalarla ilgili bilgi verilmiştir.Şairin hayatı ve eserleriyle ilgili kısa bölümden sonra kitaptaki tüm şiirler incelenmiş, belirtme ve sıfatlama fonksiyonlu isim tamlamaları tespit edilmiş;

bu tamlamalarda eklerin kelimeye kattığı fonksiyonlar incelenerek isim tamlaması kuran eklerin neden farklı bir kategoride ele alınması gerektiği değerlendirilmiştir.Çalışmanın ikinci bölümünde eserin söz varlığına ilişkin tespitler sayısal verilerle ortaya konulmuştur.Çalışmanın sonunda satır numaralı metin, kelime dizini ve sıklık dizini yer almaktadır.

Anahtar Kelimeler: Tamlamalar, Söz Varlığı, Çile, Necip Fazıl Kısakürek, Ek X

(12)

Sakarya University

Institute of Social Sciences Abstract of Thesis

Master Degree Ph.D.

Title of Thesis : The vocabulary and the suffix category that creates possessive constructions in Çile,written by Necip FDzıl Kısakürek

Author of Thesis: Ramazan Osma Supervisor: Dr.Öğr.Üyesi Ayşe Aydın Accepted Date: 13.06.2019 Number of Pages: 31

Department: Türk Dili ve Edebiyatı Subfield: Yeni Türk Dili

According to common grammar understanding, the fact that Turkish language is categorized as two separate classes; affixes and suffixes leads to a common problem for many grammarians. However, Turkish has 10 (ten) suffix categories based on adherent opposition. One of them is the category of “Noun Phrase Suffixes”. In our study, the category of “Noun Phrase Suffixes” and thematic statement entity have been examined in the book called “Çile”, a book of Necip Fazıl Kısakürek who is one of the master poets of Republic period and whom we have thought that his works would exhibit a great of related examples. To be a base for the mentioned topics, the information related to statement entity and phrases is provided in the introduction part.

After the short part on the life of the poet and his works, all poems in the book have been examined and noun phrases with specification and adjectival functions have been detected; moreover, the reason why the noun phrase suffixes should be recognized in a different category has been evaluated by considering the functions of these suffixes in each word in these phrases. In the second part of the study, the data related to the work’s thematic statement entity is given via figures. The final part of the study includes line numbered text, word phrases and frequency phrases.

Keywords: Phrases, Statement Entity, Çile, Necip Fazıl Kısakürek, Suffixes X

(13)

GİRİŞ

Dil bir anlaşma sistemidir. Kendine özgü kuralları vardır. Bir ulusun kültürel, sosyolojik fotoğrafının yansıdığı yegane alanlardan birisidir. Geçmişten bugüne yapılan çalışmalar dilin canlı bir varlık olarak insanlar arasında bir iletişim aracı olduğunu ortaya koymaktadır.

“Söz varlığı dilin kelime hazinesidir. Söz varlığını deyimler, atasözleri, kalıplaşmış sözler, terimler, tamlamalar ve çeşitli anlam kalıpları oluştrurur. Söz varlığı sadece bir dilde bir takım seslerin bir araya gelmesiyle kurulmuş simgeler, kodlar -ya da dilbilimindeki terimiyle göstergeler- olarak değil aynı zamanda o dili konuşan toplumun kavram dünyası, maddi ve manevi kültürünün yansıtıcısı, dünya görüşünün bir kesiti olarak düşünülmelidir.”(Aksan, 2006: 7).

Bir dilin söz varlığı onun kimliğidir. Dilin ait olduğu milletin insan ve eşyayı tanımlama- yorumlama biçimini, inanç algısını, yeme içme giyim vb. yaşama dair tüm yaklaşımlarını söz varlığından izlemek mümkündür. Bir dilin söz hazinesi aynı zamanda o dili konuşanların zihin haritasıdır. “Dildeki sözcüklerden herhangi birinin temel söz varlığından sayılabilmesi o sözcüğün insanoğlunun yaşamında birinci derecede önemli kavramları yansıtmasıyla alakalıdır: göz (organ), et (gıda), almak (hareket), iki ( sayı ) gibi.” (Aksan,1990: 21-22).

Dil kültürün taşıyıcısıdır. O dilin sanatkarları aidiyet hissettikleri milletin hafızası gibidirler.Takipçisi oldukları zihniyetin söz hazinesini sonraki kuşaklara aktarırılar. O nedenle şairlerin şiirlerinde ya da diğer edebi ürünlerde geçmişten geleceğe ulusların kültürel fotoğrafını görmek mümkündür.

(Ergüzel, 2007), Bir dilin zenginliğinin ve gücünün asırlar içinde geliştirip olgunlaştırdığı ifade tarzlarında olduğunu, kelimelerin yüzlerce yıl milletin ruhunda, beyninde, vicdanında pişerek bugüne ulaştığını ifade eder.Bu açıdan bakıldığında söz varlığı çalışmaları sosyal ve kültürel izler taşıyan dil haritaları gibidir.

Mehmet Kaplan’a göre kültür dil içerisinde olgunlaşır. Milletin geleneksel hafızası şeklinde tarif edilen kültür, birçok yerde ancak dil sayesinde ifadeye bürünmekte ve manalar kazanmaktadır. Bu noktada dili kültürden, kültürü de milletin dünya görüşünden ayrı düşünmek mümkün değildir (Kaplan , 1999).

(14)

Kelimelerin anlamına, dilin söz hazinesine dönük çalışmaların yanı sıra gramer çalışmaları da dilin yapısal zenginliğinin tespit edilmesi bakımından önemlidir. Sözgelimi kelimelerin tür bakımından tasnifi, eklerin kategorilere ayrılması, tamlamanın tanımı çeşitlenmesi gibi konular hala tartışmaya açık bakış açıları ile değerlendirilmektedir.

Türk dilinde varlığı ve hareketi karşılayan iki tür kelime vardır (isim-fiil). Ancak yaygın gramer anlayışımızda farklı kelime türü sınıflandırmaları da yapılmaktadır. Söz gelimi Tahsin Banguoğlu kelime türlerini ad, sıfat, zamir, zarf, takı, bağlam, ünlem ve fiil olmak üzere sekiz kategoride ele almıştır (Banguoğlu, 1986). Bu tarz sınıflandırmalar tamlamaların çeşitlenmesi gibi bazı tartışmaları da beraberinde getirmektedir.Temelde sorun Türkçede iki tür (isim ve fiil) kelime olduğu tezinin tartışmaya açılmasından ve bilimsel nitelikteki dilbilgisi çalışmalarının iki ek ile çok kelime türü varsayımına göre şekillenmesinden kaynaklanmaktadır (Turan, 2018). Ünlü Fransız Türkolog Jean Deny

“Türkçe Dil bilgisi” kitabında Türkçede sözcüklerin Fransızcada olduğu gibi kesin bir biçimde birbirinden ayrılmamış olduğuna değinmiş, temelde ad, eylem ve edat olmak üzere üç çeşit sözcük sınıflandırması yapmıştır. (Deny, Türk Dil Bilgisi, 2012) Bu yaklaşımdan hareketle isimlerin bir başka kelimeyle münasebeti çerçevesinde kazandığı

“sıfat, zarf” gibi fonksiyonların bir başka kelime türü şeklinde kabul edilmesi sorunların başlangıcına işaret etmektedir. Örneğin bir renk adı olan “mavi” kelimesi bir başka adın önüne gelip o adı “asıl unsur yardımcı unsur münasebeti” çerçevesinde nitelemekte

“sıfat” fonksiyonu kazanmaktadır ancak kelime bir renk ismidir. Dolayısıyla o kelimenin yardımcı unsur asıl unsur bağlamında nitelediği diğer kelimeyle oluşturduğu yapı bir isim tamlamasıdır. Zira iki isim söz konusudur, yardımcı unsur olan isim sıfatlama fonksiyonu icra etmektedir. Eski ve yeni lehçelere dayanarak Türkçenin dil yapısını belirtmeye çalışan K. Grönbech, sözcük türlerini isimler ve fiiller olmak üzere iki ana gruba ayırmış, sonra isimler ve sıfatlar arasında biçim ve söz dizimi açısından herhangi bir ayrım olmadığını ileri sürmüştür. (Gül, 2008) Tahsin Banguoğlu da günümüzde birçok gramercinin benimsediği haliyle (Karahan, 1991) , (Korkmaz, 1992) sözcük türleri sınıflandırmasını ad, sıfat, zamir, zarf, takı, bağlam, ünlem ve fiilǁ olmak üzere sekiz kategoride ele almıştır. (Banguoğlu, 1986)

Çalışmada Türkçede temelde iki tür ( isim ve fiil ) sözcük olduğu düşüncesinden hareketle Necip Fazıl Kısakürek’in şiirleri üzerinde yapılan inceleme çerçevesinde tamlama, isim tamlamaları , isim tamlaması oluşturan ekler konusu ele alınmış ayrıca eserin söz varlığına dair tespitler yapılacaktır.

(15)

Çalışmanın Konusu:

Söz varlığı çalışmaları bir milletin dilinin ve kültürünün kelime zenginliğini ortaya çıkarması bakımından önemlidir. Bu konuda birçok çalışma yapılmıştır. Söz varlığı başlığı altında değerlendirilmesi gereken tamlama, tamlama çeşitleri, tamlamayı oluşturan ekler konusunda birçok çalışma yapılmış ancak bu konu gramercilerimizin farklı bakış açılarıyla hala tartıştığı bir alandır.

Çalışmamızda Türk dilinin son dönem şairlerinden Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile” adlı şiir kitabının söz varlığı ortaya çıkartıldı; ayrıca eserdeki tüm şiirler isim + isim tamlaması oluşturan ekler bakımından incelendi. Necip Fazıl Kısakürek’in şiirleri, belirtme ve sıfatlandırma fonksiyonlu isim tamlamaları ve bu tamlamaları oluşturan ekler bakımından zengin malzemeye sahiptir. Şiir metinleri üzerine çalıştığımız için fiillerle kurulan tamlamalar çalışmaya dahil edilmemiştir.

Çalışmanın Amacı

Bu çalışmada Türk dilinin usta şairlerinden Necip Fazıl Kısakürek’in tüm şiirlerinden oluşan “Çile” kitabının isim tamlaması kuran ek kategorisi bakımından zenginliğini ve eserin söz varlığını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.

Çalışmanın Önemi

Türkçe söz diziminde kelime gruplarının önemli bir yeri vardır. Özellikle “isim ve sıfat tamlamaları” cümlenin vazgeçilmez unsurlarıdır. Tek kelimeyle anlatılamayan duygu ve düşünceler “kelimelerin” izdivacı denilen ustaca bir araya gelişlerle ifade edilir (Ergüzel, 2007). Tamlama konusundaki tartışmalara katkı sağlamak adına son devir Türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden Necip Fazıl Kısakürek’in şiirleri zemininde bu konunun incelenmesinin önemli olduğu düşüncesindeyiz.

Ayrıca Necip Fazıl gibi bir sanatkarın şiirlerinde kullandığı kelimelerin tespiti o dönemi ve sanatçının anlam dünyasını sonraki kuşaklara aktarmak adına söz varlığı çalışmasının son derece önemli olduğu değerlendirilebilir. Zira söz varlığı en kısa tanımıyla kültürün aynasıdır (Aydın, 2008).

Çalışmanın Yöntemi

Çlışmamızda ilk olarak Necip Fazıl Kısakürek’ in “Çile” kitabındaki tüm şiirler Word ortamına aktarılmış, eserin sayfa satır numaralı dökümü yapılmıştır. Eserdeki şiirler metin incelemesi yapılarak “İsim + İsim Tamlamaları”, isim tamlaması kuran ekler bakımından incelenmiştir. Eserdeki belirtme ve sıfatlama fonksiyonlu isim tamlamaları alt fonksiyonlarıyla birlikte tespit edilmiş, isim tamlaması kuran eklerin icra ettiği alt fonksiyonların dağılımı grafiklerle gösterilmiştir.

(16)

Çalışmamızda tamlama ekleriyle ve çeşitleriyle ilgili değerlendirmelerde Zikri Turan’ın Türk dilinin eklerini sınıflandırma ve kelime türü konusundaki görüşleri (Turan, 2018) esas alınmış, literatür desteğiyle konu incelenmiştir. Necip Fazıl Kısakürek’in hayatı ve eserleriyle ilgili bilgi verilmiş metin incelemesine geçilmiştir.

Çalışmada ayrıca eserin tematik söz varlığı gramatikal dizin ve sıklık dizininden faydalanılarak çıkarılmıştır. Söz varlığı hazırlanırken Doğan Aksan’ın “Türkçenin Söz Varlığı” adlı çalışması (Aksan D. , 1996) ve Ayşe Aydın’ ın “Kırım Halk Yırları Söz Varlığı Üzerine” adlı çalışmasından faydalanılmıştır (Aydın, 2014).Söz varlığının dağılımıyla ilgili grafikler hazırlanmıştır.

Çalışmaya sayfa satır numaralı orijinal metin eklenmiş ayrıca eserin kelime varlığını ortaya çıkaracak gramatikal dizin ve sıklık dizini verilmiştir. Dizin oluştururken kişi isimleri unvanlar, yer isimleri bölünmeden madde başı olarak verilmiştir.Çalışmada Mehmet Bozuyla tarafından hazırlanan TürkSözDiz1 programı kullanılmıştır. Dizin çalışmasına başlarken metin üzerinde isim fiil ayrımları yapılıp çekim ekleri çıkarılmıştır.

Metin programa yüklenmiş önce satır numaraları tanımlanmıştır. Daha sonra satır numaralı metinden tamlama dizini, gramatikal dizin ve sıklık dizini çıkarılmıştır.

Tamlama Ekleri Kategorisi

Türkçenin ekleri çoğu gramerci tarafından ikili sınıflandırmayla çekim ve yapım eki şeklinde ele alınmıştır. Eklerin iki vazifesi vardır: Bunlardan biri köklerden daha geniş kökler yani gövdeler yapmak, diğeri kök ve gövdelerin gramatikal kategorilerini meydana getirmektir (Ergin, 2004). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi çalışmasında Zeynep Korkmaz, kelime yapımında kullanılan ekleri “yapım ekleri; kelimelere geçici olarak gelen geçici anlam ilişkileri kurmaya yarayanlar “çekim işletme ekleri” şeklinde sınıflandırmıştır (Korkmaz, 2009). Ancak bu tarz sınıflandırmalar birçok gramerci tarafından sorun olarak görülmüş ve sürekli tartışma konusu olarak değerlendirilmiştir.

Ekleri yapım ve çekim eki olarak ikili sınıflandırmayla incelemenin tartışmaya açık yanları olduğunu, yapım eki diye tanımlanan eklerin tümünün bu işlevi gerçekleştirmediğini dile getiren (Üstünova, 2004), eklerin yeniden sınıflandırılmasına işaret etmiştir.Türkçedeki eklerin çekim ve yapım eki şeklinde ikili sınıflandırılmasını tartışmalı bulan (Gökdayı & Sebzecioğlu, 2006), eşitlik (+cA), olumsuzluk (-mA) gibi kimi eklerin bazı dilbilgisi kitaplarında çekim, bazılarında yapım eki şeklinde

1 TürkSözDiz : Bilgisayar yardımı ile kitap sou indeksi,sıklık dizini ,gramatikal dizin vb. hazırlanmasına olanak sağlayan Pamukkale Ünversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde Mehmet Bozuyla tarafından 2011

(17)

gösterildiğini belirtirken, hangi durumda çekim ve yapım eki olduğuna dair problemleri dile getirmiştir.

Tamlama kuran ilgi ve iyelik ekleri çoğunlukla ek sınıflandırması içerisinde çekim ekleri bahsinde ele alınmıştır. (Korkmaz,2009) ; (Ergin, Türk Dil Bilgisi, 2004) , (Ediskun &

Dürder, 1991), (Eker, 2011), (Karahan, 1991).

Eklerin sınıflandırılmasıyla alakalı farklı görüşler de dikkat çekmektedir.

(Hatiboğlu, 1981) ekleri, çekim ekleri, ad durum ekleri ve yapım ekleri şeklinde üç başlık altında sınıflandırmıştır. (Gülsevin, 2004), ekleri dört gruba ayırmış iyelik ve tamlayan eklerini işletme ekleri grubunda ele almış görevlerinin kelimeler arasında ilişki kurmak olduğunu ifade etmiştir. Ekleri yaygın anlayıştan farklı olarak yedi sınıfta inceleyen (Delice, 2000) , ilgi ve iyelik eklerini fiilimsi ekleri ile aynı kategoride ele almış ‘kurucu’

ekler sınıfına dahil etmiştir.

(Keskin , 2011), yaptığı ek sınıflandırmasında ekleri üç ana başlık altında sınıflamıştır.

Çekim Ekleri, Yapım Ekleri ve Yardımcı Sesler. Tamlama kurucu ekler olan ilgi ve iyelik eklerini isim çekim ekleri arasında değerlendirmiştir. Keskin sıfatlama eklerini “İsim Yapan Ekler” bahsinde ele alarak yaygın anlayışın dışına çıkmamıştır.

(Bilgegil, 2014), bir kategori değişikliğinden söz etmeden ilgi (genitif) ve iyelik (mülkiyet) eklerinin tamlama kuruluşunda görev aldığını, çokluk ve hal ekinin ise isim tamlamasına katıldığını ifade eder. (Banguoğlu, 1986) , ilgi ekini adın katılma hali olarak tanımlamış, ad tamlamasını ‘kimin ya da ‘kim’ halindeki bir ada iyelik eki almış bir başka ismin gelmesiyle ortaya çıkan kelime öbeği olarak değerlendirmiştir. (Demiray, 1986), ekleri yapım ve çekim ekleri olarak iki kategoride ele almış ve tamlama eklerine (ilgi ve iyelik ekleri) isim çekim ekleri bahsinde yer vermiştir. Ancak ilgi eki diye bir ekten söz etmeden tamlama kurucu ekler olan ilgi ve iyelik eklerini iyelik eki başlığı altında değerlendirmiştir.

Türk dilinin eklerini yaygın anlayıştan farklı olarak on (10) kategoride inceleyen (Turan, 2018), isim tamlaması kuran ekleri bağımsız bir kategoride ele almış, bu ekleri sıfatlama ve belirtme ekleri olmak üzere iki başlıkta incelemiştir. Bu ekler yapım eki değildir anlam değiştirmezler, çekim eki değildir cümle oluşturma işlevleri yoktur, hal eki oldukları söylenemez, isimle fiil arasında ilişki kurmazlar. Bu eklerin fiilimsi, çatı eki, ekfiil, olumluluk olumsuzluk vb. eklerle aynı kategoride olmasının mümkün olmadığını O nedenle bağımsız bir ek kategorisi olarak incelenmesi gerektiğini teyit etmiştir.

O halde isim tamlaması kuran ekler belirtme fonksiyonlu ve sıfatlama fonksiyonlu isim tamlaması kuran ekler olarak iki başlık altında incelenebilir:

(18)

1.Belirtme Ekleri:

yalnız + lar + ın anne + ø + si + ø

allah + ø + ın emir + ø + i + ø ( + ilgi…..( + iyelik eki) duvar + lar + da + ki resim + ler + ø

duvar + ø + da + ki resim + ø + ø ( + işaretleme + ilgi eki ) 2.Sıfatlama Ekleri:

aç + ø + ø köpek + ø / + ler cumba + ø + lı oda + ø / +lar

İsim tamlaması kuran ekler incelendiğinde “belirtme” ve “sıfatlama” görevinin kelimeye değil de eke ait olduğunu görüyoruz. Kelime isim ya da hareket anlamı ifade ederken ek ise görev icra eder. Daha önce de ifade edildiği gibi Türkçede iki tür kelime vardır: İsim, fiil. Söz gelimi “acı” isim türünde bir kelimedir.

acının şiddeti ( acı + ø + nın şiddet + ø + i + ø ) belirtme fonksiyonlu bir isim tamlamasıdır. İlgi ( + nIn ) eki eklendiği isme belirtme fonksiyonu katmış belirtme fonksiyonlu isim tamlaması oluşmuştur.

acısız yemek ( acı + ø + sız yemek + ø ) tamlamasında ise + sIz eki eklendiği isme

“acıdan yoksun, yoksunluk alt fonksiyonunu katmış; sıfatlama fonksiyonlu isim tamlaması oluşturmuştur.

kuşların huyu 315/30 (kuş + lar + ın huy + ø + u + ø ) seccadenin yünün(de) 407/18 ( seccade + ø + nin yün + ø + ü + ø ) Belirtme fonksiyonlu isim tamlaması kuran eklerin bir grubunu da (Turan, 2018) ‘ ın belirtme ekleri içerisinde ele aldığı tamlayanı işaretleme ve ilgi fonksiyonuna sahip (işaretleme + ilgi ) ekleri alan; tamlananı ise iyelik eki almayan yapılar oluşturur:

bahçedeki ihtiyar 308/19 ( bahçe + ø + de + ki ihtiyar + ø + ø )

Gramercilerimizin çoğu tarafından “sıfatlama” ekleri, ikili yapım/çekim eki sınıflandırmasında yapım ekleri içerisinde, isimden isim, isimden sıfat yapan ekler bahsinde değerlendirilmiştir. (Banguoğlu, 1986) isimden üreme isimler bölümünde sıfatlama eklerine yer vermiştir. (Korkmaz , 2009) , (Bilgegil, 2014) , (Ediskun & Dürder, 1991), (Demiray, 1986), (Keskin , 2011) yine isimden isim yapım ekleri bahsinde sıfatlama eklerini incelemişlerdir. Ancak burada üzerinde durulması gereken bir başka konu şudur: İkili ek sınıflandırması içerisinde yapım ekleri anlatılırken isimden isim, isimden fiil, fiilden isim, fiilden fiil şeklinde bir sınıflandırma yapılmıştır. Temelde Türkçede isim ve fiil olmak üzere biri varlık diğeri hareket anlamı taşıyan iki çeşit kelime olduğu teyit edilmişken aslında adlara yüklenen bir fonksiyon olan ‘sıfat’ kavramının

(19)

farklı bir kelime türü gibi ele alınması ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

Sıfatın farklı bir kelime türü gibi değerlendirilmesi , eklerin sınıflandırılmasıyla alakalı yukarıdaki değerlendirmeleri beraberinde getirmiştir. Ekin sıfatlama fonksiyonu dikkate alınmamıştır. Bu nedenle sıfatlama ekleri, geleneksel dilcilerimiz tarafından ‘sıfat tamlaması’ olarak kabul edilen ‘sıfatlama fonksiyonlu isim tamlamalarında yardımcı unsurun (tamlayan) aldığı eklerin “kelimelerin kategori değişikliği “ ve “kelimede anlam değişikliği” ilkeleri göz ardı edilerek yapım eki ile karıştırılmasına yol açmıştır. (Topçu, 2015).

“Sıfatlama ekleri” terimiyle bu eklerin görev-fonksiyon odaklı bir incelemeyle farklı bir ek kategorisinde ele alınması ilk defa Zikri Turan tarafından yapılmıştır. Bu değerlendirme, sıfat bir kelime çeşidi değildir, isim unsuruna ait bir görevdir; tamlama oluşumunda yardımcı unsurun aldığı ekler ona sıfatlama fonksiyonu yükler (Turan 2016:8) şeklinde özetlenebilecek yaklaşımın ürünüdür. O halde yaygın gramer anlayışında eksiz tamlama ya da sıfat tamlaması adıyla değerlendirilen (Ergin, Türk Dil Bilgisi, 2004) , (Adalı 2004: 73), (Bilgegil 2014: 138) , (Karaağaç 2009) tamlamalar asıl unsur (tamlanan) ismin, sıfatlama fonksiyonlu yardımcı unsur (tamlayan) tarafından, nitelenmesi, belirtilmesiyle oluşan sıfatlama fonksiyonlu isim tamlamalarıdır.

Uç + ø + suz bucak + ø + sız umman + ø 413/10 örneğinde “ uç” ismine +suz eki sıfat fonksiyonu yüklemiş, kelime “umman” ismini sıfatlama fonksiyonuyla tamamlamıştır.

Tamlamalar

Yapılan araştırmaların çoğunda tamlamanın en az iki isim arasında oluşan bir yardımcı unsur (tamlayan) ve ana unsur (tamlanan) ilişkisinin ürünü olduğuna dair bakış açısı öne çıkmıştır.

(Korkmaz, 1992) Tamlamayı “ Bir ismin anlamının tam olarak belirlenebilmesi için o ismin tamlayan görevindeki bir isim veya isim soyundan sıfat, zamir gibi bir başka kelime ile tamamlanması, bir tamlayanla bir tamlananın oluşturduğu kelime grubu.”

şeklinde tanımlamıştır. Korkmaz devamında isim tamlamalarını belirtili, belirtisiz isim tamlaması şeklinde tasnif etmiştir. (Deny, Türk Dil Bilgisi, 2012), kelime öbeklerini dört kısımda incelemiştir.Bunlar belirtici öbekler, yanaşmalık öbekler, birbirini destekleyen kelimelerle bir tümleyen nesneden yapılma öbekler ve cünle öbekleri.Deny isim isim tamlamalarına belirtici öbekler bölümünde yer vermiştir. (Keskin , 2011, s. 175-177) İsim tamlamalarını “ Aralarında anlamca ilgi bulunan en az iki ismin oluşturduğu kelime

(20)

grubu.” Şeklinde tanımlamış zamirlerin adlaşmış sıfatların da tamlayan olabileceğini ifade etmiş yaygın anlayışın dışına çıkmamıştır. Tamlama için “belirtme grupları, tayin grupları terimlerini kullanan (Bilgegil, 2014, s. 108) tamlamayı, birden fazla kelimeden meydana geldiği halde bir kelimeden farksız olan isim soylu kelimelerin oluşturduğu birleşik sözler olarak tanımlar. Bilgegil, belirtme grubu dediği tamlamaları isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, bağlaç grupları, zarf grupları, isim grupları, ikizlemeler, edat grupları ve unvan grupları olmak üzere sekiz kategoride ele almıştır.

(Eker, 2011) tamlamayı “Bir tamlayanla bir tamlananın oluşturduğu sözcük grubudur.”

şeklinde tanımlar ve yaygın anlayışla doğru orantılı olarak isim ve sıfat tamlamaları olmak üzere iki çeşit tamlamadan söz eder. Eker açıklamalarının devamında ad tamlamalarından Zeynep Korkmaz ‘a atıfta bulunarak “iyelik grupları” diye söz eder.

(Karaağaç, 2011), tamlamaları “Çekimlik ve Yapımlık” söz öbekleri şeklinde iki kategoride ele almıştır. İsim ve sıfat tamlamalarını çekimlik söz öbekleri başlığı altında değerlendirmiştir. Karaağaç isim tamlamasını “Bir ismin bir başka isimle ilişkilendirildiği söz öbekleri sıfat tamlamasını ise bir söz , söz öbeği ya da cümlenin yalın olarak bir cümlenin önüne getirilmesiyle elde edilen çekimlik söz öbeği” şeklide tanımlamıştır. (Gencan, 1971) tamlama için “takım” ifadesini kullanmış, “Adlar tümcede özne, nesne, tümleç gibi başka sözcükleri de tümler. Ad adı tümleyince ad takımı olur.

Adıllar da adları tümler.” diyerek adların birbirini tümlemesi sonucu ad takımı (tamlama)oluşabileceğine dikkat çekmiştir. (Demir, 2006), bir adın anlamı türlü anlam ilgileriyle tamamlanarak, belirtilmek istenirse o adın başına tamlayan bir ad getirilerek takım oluşturulur. İki ad arasında çeşitli anlam ilgileri kurmak amacıyla oluşturulan bu takıma ad tamlaması denir.” diyerek tamlama tanımlarıyla alakalı birçok gramerciyle aynı görüşü ortaya koymuştur.

Görüldüğü üzere gramercilerimizin çoğu tamlamayı isim –isim tamlaması çerçevesinde ele almış, tamlama oluşumuna hareket anlamı taşıyan kelimeleri dahil etmemişlerdir.

Ancak tamlama oluşumunu herhangi bir kelime çeşidiyle sınırlandırmayan görüşlere de rastlamak mümkündür.

(Banguoğlu, 1986, s. 496) İsim ya da hareket anlamı taşıyan kelimelerden oluşan tamlamaların hepsini belirtme ve yargı öbekleri şeklinde ele almış; söz öbeği oluşumunu

“Sözü geliştirmek üzere kelimeler öbeklenirler, kavramlar arasında derece derece ilişkiler meydana getirirler.” diyerek tamlamayı sadece isim anlamı taşıyan kelimelerin

(21)

oluşturduğu bir yapı olarak değerlendiren dilcilerden ayrılmıştır. Banguoğlu yargı öbekleri başlığı altında tamlama oluşumunda kısmen fiile de yer vermiştir.

(Coşar, 1993) tamlamayı ‘kelime grubu’ ifadesiyle karşılamış “Tek kelimeyle karşılanan nesne ve hareketleri daha geniş olarak ifade etmek veya tek kelimenin karşılamayacağı nesne ve hareketleri karşılamak için kurulan kelimeden geniş birlikler” şeklinde bir tamlama tanımı yapmıştır.Coşar tamlamanın oluşumunu isimlerle sınırlı tutmamştır ancak fiillerin de tamlamada rol alabileceğine dair bir görüş de ortaya koymamıştır. Ergin (2004: 374-398) Kelime gruplarını, “Bir nesneyi veya hareketi birlikte karşılayan kelimeler topluluğu.” şeklinde tanımlarken kelime gruplarının bir tamamlama esası üzerine kurulduğunu ve bu yapılarda belirten-belirtilen, tamlayan tamlanan, tabi olan- tabi olunan şeklinde iki unsur bulunduğuna dikkat çeker. Dolayısıyla hareket anlamı taşıyan kelimelerin de tamlama oluşumunda yer aldığını tayin eder. Kelime öbeklenmesinde ana unsurun fiil olduğunu değerlendiren (Ediskun & Dürder, 1991), hareket anlamı taşıyan kelimelerin tamlama oluşturabileceğine işaret etmişlerdir (Turan, 2018, s. 100) Kelime kelime karşıtlığından bahsederken “Kelimeler müstakil olan telaffuzlarını birbirlerine karşı koruyan ve anlamlarını münferit olarak algılamayı kolaylaştıran bir telaffuz aralığı süresiyle, önceki tamlayan (yardımcı unsur) sonraki tamlanan (asıl unsur) göreviyle ilişkili olarak sıralanırlar, önceki kelime sonrakine tabidir.” Şeklindeki değerlendirmesiyle kelimelerin tamlama oluşturma mantığına işaret eder. Bu yaklaşımdan yola çıkarak (Tek, 2018) tamlamayı, “Ses, ek, hece, kelime gibi dili oluşturan tek bir yapının unsurları/yapı taşlarından olan tamlama, isim veya hareket anlamı taşıyan kelimelerin birbirleri arasında mānā ve mantık cihetinde, belirli bir düzende, bütünlük arz ettikleri yapı ilişkisine verilen isimdir.” şeklinde tanımlayarak isim veya hareket anlamı taşıyan kelimelerin tamlama oluşturabileceğini beyan etmiştir.

Görüldüğü üzere hem eklerin sınıflandırılması konusu, hem de tamlama oluşumu ve tamlamanın yapısına müdahil olabilecek unsurlarla alakalı birçok farklı yaklaşım mevcuttur. (Turan, 2018, s. 97) göre bu durum eğitim öğretim süreçlerinin gerekse bilimsel nitelikteki dil bilgisi çalışmalarının iki ek ile çok kelime türü varsayımına göre şekillenmesinden kaynaklanmaktadır.Turan, kelimeyi ikiden çok, ekleri ise iki başlık altında ele alan bu düşüncenin sonçlarının dilin unsurlarının her aşamasında kendini gösterdiğine dikkat çekmiştir.

Türkçede kelimeler arasındaki anlam ilişkisi önceki (yardımcı unsur), sonraki (asıl

(22)

taşıyabilir. Tamlama oluşumunda önceki kelime sonrakine tabidir.Tamlama oluşumunda kelimelerin isim ya da fiil olması etki eden bir durum değildir. O halde diyebiliriz ki bir kelimenin bir başka kelimeyi asıl unsur yardımcı unsur ilişksi bağlamında türlü ilgilerle belirtmesi , tamamlamasıyla tamlama oluşur. Türk dilinde isim ve fiil olmak üzere iki çeşit kelime (Turan, 2018) olduğundan isimlerin isimlerle ya da fiillerle; fiillerin fiiller ya da isimlerle münasebeti noktasında dört çeşit tamlamadan söz edilebilir.

1. İsim isim tamlamaları: sabırın sonu ( sabır + ø + ın son + ø + u + ø ) ; kızıl kıyamet ( kızıl + ø + ø kıyamet + ø )

2. İsim fiil tamlamaları: hasret çek- ( hasret + ø + ø çek - ø -) 3. Fiil fiil tamlamaları: gülüp oyna- ( gül - ø - üp oyna - ø - ) 4. Fiil isim tamlamaları: gülen gözler ( gül + ø + en göz + ler + ø )

(23)

1. BÖLÜM : NECİP FAZIL KISAKÜREK

Necip Fazıl Kısaürek “O ve Ben” adlı biyografik eserinde 25 Mayıs 1905 tarihinde İstanbul Çemberlitaş’ta büyükbabası Mehmet Hilmi Efendi’nin konağında dünyaya geldiğini anlatır (Kısakürek, 2016). Gerçek adı Ahmet Necip, babasının adı Abdulbaki Fazıl Bey, annesinin adı Meliha Hnaım’dır. Baba tarafından Maraşlı Kısakürekoğulları ailesine mensup olan Necip Fazıl’ın soyu Dulkadiroğulllarına dayanır.

Okuma yazmayı büyükbabası Mehmet Hilmi Efendi’den öğrenen Necip Fazıl’ın eğitim öğretinim hayatı birden fazla okulda kesintili ve düzensiz biçimde devam etmiştir.

İstanbul Darülfünun Felsefe Şubesine 1921’ de kayıt yaptıran Necip Fazıl’ın buradaki öğrenim hayatı da yarım kalmıştır.Milli Eğitim Bakanlığının bursu ile Farnasa Paris Sorbon Üniversitesi Felsefe bölümüne kayıt olur.Parista de öğrenim hayatı dağınık devam eden Necip Fazıl kendisini sanat ve eğlence dünyasının içinde bulur, bohem bir hayat tarzına kendini kaptırır.Bakanlıktan aldığı burs kesilir ve Türkiye’ye döner.

Çeşitli bankalarda memuriyet, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej’de öğretmenlik de yapan Necip Fazıl Kısakürek meslek hayatını basın camiasında sürdürmenin daha uygun olacağını değerlendirerek 1942’ de memuriyet hayatından ayrılır.Yayıncılık ve yazarlık hayatı bu şekilde başlar.

Kendi kurduğu Büyük Doğu dergisinin yazarı ve editörü olarak uzun yıllar basın yayın hayatına devam eder bu süreçte başka gazetelerde de editörlük yazarlık yapar.Yazılarında birçok farklı isim kullanmıştır. Bu isimler: Neslihan Kısakürek, Ahmet Abdulbaki, Hi- Ab-Kö, Ha-A-Ka, Ne-Fe-Ka, Adı Değmez, Ozan, Ozanbaşı, Prof. Ş. Ü. Be-De, Bankacı’dır.

25 Mayıs 1983 tarinde Erenköy’de evinde hayata veda eden Necip Fazıl büyük bir katılımın olduğu cenaze merasimi ile Eyüp Sultan Mezarlığına defnedilir (Okay, 1997) Necip Fazıl Kısakürek’in 80 yılı aşan çalkantılı ömrü boyunca yazıları, konuşmaları, onlarca kitabı, sanatı, dini ve siyasi fikriyatıyla Türk fikir, sanat ve siyaset tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Dönemi ve sonraki kuşakları sanatı ve fikriyatıyla derinden etkileyen etkilemeye devam eden “Üstad”, “Sultanu’ş-Şuarâ”, “Kaldırımlar Şairi”

(Kabaklı, 1995) gibi unvanlarla anılan Necip Fazıl Kısakürek Türk edebiyatında da çok yönlü bir sanatçı olarak dikkat çekmektedir. Birçok alanda eser vermesine rağmen en çok şairliğiyle tanınmış 60 yıllık sanat hayatında şiirden hiç kopmamıştır.

İlk şiiri 1923 yılında yeni Mecmua’da yayınlanan daha sonra adını “Bir Mezar Taşı” diye değiştirdiği “Kitabe” şiiridir.1939 senesine kadar Yeni Mecmua, Miili Mecmua, Hayat,

(24)

Anadolu, Varlık dergilerinde birçok şiir ve hikayesi yayımlanır.Özellikle Hayat dergisinde çıkan şiirleriyle Necip Fazıl tüm dikkatleri üzerinde toplar.Bu yıllarda yazdığı şiirleri “Örümcek Ağı ve “Kaldırımlar” adlı kitaplarında toplar. “Kaldırımlar” şiiri onun daha sonra “Kaldırımlar Şairi” olarak tanınmasını sağlayacaktır. 1932’ de “Ben ve Ötesi”

yayınlanır. Daha sonraki sene düz yazılarını “Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil” adıyla yayımlar. Muhsin Ertuğrul sayesinde tiyatro ile tanışmış ilk tiyatro eseri “Tohum”

1935’te yayımlanmış ve Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konmuştur.

Necip Fazıl Kısakürek’ in sanat ve fikriyatında önemli değişimler 1934’te Nakşibendi Şeyhi Abdulhakim Arvasi ile tanışmasıyla başlar. Eserlerinde mistik ve dini bir değişim kendisini gösterir. Ağaç dergisini bu yıllarda çıkarmaya başlar, dönemin maddeci anlayışlarıyla sanatsal ve manevi derinliği olan bir dergi çıkararak mücadele etme niyetindedir. Ancak Ağaç dergisi uzun ömürlü olmaz. Daha sonra arka arkaya diğer eserleri gelir. “Bir Adam Yaratmak” bu dönemlerde yazılmış ve defalarca sahnelenmiştir.

Necip Fazıl’ın en verimli dönemi 1950’ lerden sonradır. 1943’te “Büyük Doğu” dergisini çıkarmış, 1950’ de “Büyük Doğu Cemiyeti” adıyla bir dernek kurmuştur. Bu dernek adıyla konferanslar dönemi başlar fikriyatı ve aksiyon adamlığı yönüyle daha çok tanınmaya başlar.Roman, hikaye, tiyatro, hatıra, dini tasavvufi eserler vb. birçok eserini bu dönemlerden sonra vermiş şiirlerini tekrar düzenleme gereği duymuştur. Orhan Okay, Necip Fazıl’ın Türk edebiyatında şiirlerinde en fazla değişklik yapan şair olduğunu ifade eder (Okay, 2003). Şair sadece yazdığı şiirlere değil şiirlerini topladığı kitabına da kendince en mükemmel şekli vermek için ömrü boyunca uğraşmıştır. Zaman geçtikçe Çile’nin sadece hacmi değil baskı sayısının da arttığı gözlenmektedir. Çile 1980-1983 yılları arasında yazılan son şiirlerinin de ilave edilmesiyle günümüzdeki halini almıştır.

(Hancıoğlu, 2013)

1.1.Necip Fazıl’ın Sanatçı Kişiliği

Şiirlerinde edebi ve felsefi akımları imtizaç ettiren Necip Fazıl Kısakürek kendine has bir şiir anlayışı ortaya koymuştur. Şiirlerinde yer yer Freud, Bergson etkisi hissedilir. Çoğu şiirlerinde de Ahmet Haşimle özdeşleşen sembolizm ve Baudelaire’nin bunalımlı mistik etkilerini görmek mümkündür (Okay, 1997)

Çok cepheli entelektüel bir şahsiyete sahip olan Necip Fazıl Kısakürek, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında şiir, tiyatro, hikâye, fıkra, makale vb. birçok eser verdi.

Kısakürek, bunun yanı sıra polemik, fikir yazıları ve aksiyoner kimliğiyle de tanınıp

(25)

“1943 yılından vefatına kadar değişik periyotlarla çıkarmağa başladığı “Büyük Doğu”

dergisindeki fikri, dini, ilmi ve edebi yazıları ve polemikleriyle belli bir gençlik kesimi üzerinde etkili olmuştur.” (Başıböyük, 2008).

Diğer hece şairlerinden estetik ve metafizik düşünceleri bakımından ayrılsa da NFK şiire hece ile başlamıştır. İlk şiirlerinde tekke – tasavvuf etkisi hissedilir. Zamanla şiirlerine mistik bir acı, korku atmosferinin hakim olduğu söylenebilir (Okay, 2003). Çile’nin sonunda yer alan Poetika’sında “Şiirin iç nefesi mutlaka dış kalıbını arayacak ve onu Fatihçe zaptedecektir.Başka türlü şiir namevcuttur.” (Kısakürek, 2015, s. 481) diyerek şiirde biçim konusunun ne kadar önem arz ettiğini ifade eder.

“Necip Fazıl Kısakürek’in şiirinde muhtevayı temlerindeki çeşitlilik ve renklilikle estetik bir kaygı içinde işleyişi, kendi devrinde ve kendinden sonra gelen nesilde büyük bir alaka uyandırmış ve onlar üzerinde derinden müessir olmuştur. Şair, Türk şiirinde yeni nesillere hâla öncülük ve kaynaklık etmeyi sürdürmektedir.” (Hancıoğlu, 2013, s. 554)

Necip Fazıl sanatı, fikriyatı, siyasi duruşu, gazeteci kimliği vs. ile son asır Türk sanat ve fikir hayatında şüphesiz en önemli isimlerden birisidir.Dolayısyla Necip Fazıl Kısakürek ve eserlerini konu alan akademik ya da popüler anlamda yüzlerce kitap, makale, tez çalışması yayınlanmıştır. Ulusal Tez Merkezi Kayıtlarında Necip Fazıl Kısakürek, Çile aramaları yapıldığında 38 adet akademik çalışma bulnmaktadır.Bunlardan 10 tanesi doktora; 28 tanesi y.lisans çalışmasıdır. Bu 38 çalışmadan 20 tanesi Türk Dili ve edebiyatı alanıyla ilgilidir.

Necip Fazıl Kısakürek’in şiirleriyle alakalı iki gramer çalışması yapılmıştır. Bunlardan birisi Hasan Çebi tarafından 1984 yılında “Necip Fazıl Kısakürek’in Şiiri” adıyla yapılan doktora çalışmasıdır. Diğeri 1997’de Turgut Tok tarafından “Necip Fazıl'ın 'Çile' adlı şiir kitabındaki cümlelerin yapısal tahlili ve öğelerin derin yapısı” adıyla yapılan yüksek lisans çalışmasıdır.Bu çalışmada NFK’nın şiirlerinde 2307 cümle tespit edilmiş ve bu cümleler yapısal olarak tahlil edilmiş tasnif edilmiştir. Şairin şirlerinde 6902 öğe kullandığı öğelerin derin yapısı incelendiğinde Türk dilini edebi dilde ustalıkla kullandığı sonucuna varılmıştır. Bu çalışmada ayrıca Türk dilinin sahip olduğu mükemmel potansiyelin imkanlar çerçevesinde zengin bir şekilde işletilebileceği değerlendirilmiştir (Tok, 1997).

Hümeyra Hancıoğlu tarafından “Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinde temalar” adlı doktora çalışması şairin anlam dünyasını, şiirlerine hakim olan temaları anlama noktasında ufuk açıcı mahiyettedir. Bu çalışmada Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Türk şiirinin durumu ve Necip Fazıl’ın şiirinin nasıl teşekkül ettiği üzerinde durulmuş,

(26)

şairin şiir anlayışı ve şiir kitaplarının özellikleri hakkında etraflıca bilgi verilmiştir.Hancıoğlu Necip Fazıl’ın bütün şiirlerinde yer alan temaları beş ana bölümde incelemiştir. Bu bölümlerin başlıkları şöyledir: “Metafizik ve Din”, “İnsan ve Halleri”,

“Mekân ve Eşya”, “Zaman”, “Dava ve Cemiyet”(Hancıoğlu, 2013).

Necip Fazıl Kısakürek’ in hayatı, sanat anlayışı ve fikriyatıyla alakalı en derli toplu, kaynak niteliğndeki çalışmalar Orhan Okay tarafından yapılmıştır. 1997’de (ilk basım) Kültür Bakanlığı Yayınlarından çıkan “Necip Fazıl Kısakürek” adlı eserde şairin resmi biyografisi yanında yayın ve sanat hayatı, eserleri, dergiciliği, şiirleri ve şiir sanatı hakkında detaylı bilgiler ve bir de bibliygrafya yer almaktadır (Okay,1997)

2003 yılında yine kıymetli bilim insanı Orhan Okay tarafından Necip Fazıl Kısakürek hayatı ve sanat anlayışıyla alakalı daha kapsamlı bir çalışma yayınlanmıştır (Okay, 2003).

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopesinde Necip Fazıl Kısakürek maddesini de kaleme alan Okay, şüphesiz bu konuda öncelikle başvurulacak kaynaklara imza atmıştır. Ona göre Necip Fazıl, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde şiirin estetiği üzerinde ısrarla duran ve bu konudaki düşüncelerini programlı bir şekilde poetika haline getiren nâdir sanatkârlardan biridir.1940’lardan itibaren gittikçe gelişen ve yaygınlaşan yeni şiir akımına, özellikle onun ilk temsilcileri olan Garip topluluğuna ilgisiz kalan Necip Fazıl, şiiri dengeli bir duygu ve düşünce muhtevasını kavrayan sağlam bir şeklî yapı, bir estetik form olarak kabul eder (Okay, 2002).

2008 yılında “Necip Fazıl Kısakürek’in Şiirlerindeki Metafizik Kavramlar Ve Bu Kavramların Pedagojik Açıdan İrdelenmesi” adlı bir yüksek lisans çalışması yapan Fatma Başıböyük, şairin bütün şiirlerini metafizik derinlik boyutuyla ele almış ve konuya eğitim açısından yaklaşmıştır. “Hayatı, insanı, ölümü sorgulayan, düşünen, üreten ve kendine özgü benzetmeleriyle metafiziksel bir dünya kuran şair, edebiyatın tamamıyla sanat için değil, insanlık adına bir şeyler üretebilmek amacıyla vücuda getirildiğini göstermektedir. Kendi iç dünyasındaki karışıklıkları, geçmişindeki bohem hayatını, ürperişlerini, sevgisini, inancını şiirlerinde devleştiren şair, toplumu eğitmek amacını gütmüştür.” (Başıböyük, 2008).

Necip Fazıl, bütün şiirlerini “Çile” şiirinin adıyla özdeşleşen kitabında toplamıştır. Eser;

Allah, İnsan, Ölüm, Şehir, Tabiat, Kadın, Korku, Daüssıla, Ukde, Hafakan, Dekor, Tecrit, Kahramanlar, Dava ve Cemiyet olmak üzere 14 bölümden oluşmuştur. Eserde toplam 385 şiir vardır. Eserin sonuna eklenen “Poetika” bölümünde şairin şiir ve sanat görüşlerine yer verilmiştir. Çalışmamızda günümüze kadar onlarca kez yayınlanan eserin Büyük Doğu yayınları tarafından 2015 Aralık ayında çıkarılan 82.baskısı esas alınmıştır.

(27)

1.2.Necip Fazıl Kısakürek’in Eserleri

Necip Fazıl'ın 60 yıllık sürekli bir yazı hayatına mukabil kitaplarının da şiir ve makalelerinin de eksiksiz bir bibliyografisi yapılmış değildir. Şiirleri gibi yazılarını ve kitaplarını da defalarca neşretmiş, her defasında değişiklikler ve ilaveler yapmıştır. Son devir siyasi, fikri, edebi hayatımızın bu çok dikkate değer şahsiyetinin tam manasıyla anlaşılabilmesi için, pek çoğu bir yığın takma adla neşredilen bütün yazılarının dikkatle gözden geçirilmesi. Kitap halinde çıkanlarının tesbiti, değişmelerin gösterilmesi gerekmektedir. Burada, yalnız kitap halinde çıkmış eserleri, genel olarak konularına göre tasnif edilmiş şekilde ve yayın sırasına göre verilmiştir (Okay, 2003). Bu basımların dışında, bütün kitapları Büyük Doğu Yayınları olarak ölümünden sonra devamlı basılmaktadır.

A. Şiir Kitapları 1. Örümcek Ağı, 1925 2. Kaldırımlar, 1928 3. Ben ve Ötesi, 1932 4. 101 Hadis, 1951

5. Sonsuzluk Kervanı, 1955 6. Çile, 1962

7 Şiirlerim, 1969 8. Esselam, 1973

9. Çile 1974, 1976, 1979, 1981, 1982, 1983

B. Tiyatroları 1. Tohum, 1935

2. Bir Adam Yaratmak, 1938 3. Künye, 1940

4. Sabırtaşı, 1940 5. Para, 1942

6. Nam-ı Diğer Parmaksız Salih, 1949 7. Siyah Pelerinli Adam, 1954

8. Reis Bey, 1964 9. Ahşap Konak, 1964

(28)

10. Ulu Hakan Abdülhamid Han, 1965 11. Yunus Emre, 1969

12. Kanlı Sarık, 1970

13. Mukaddes Emanet, 1971 14. Senaryo Romanları, 1972 15. İbrahim Edhem, 1978 C. Hikaye ve Romanları

1. Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil, 1933 2. Ruh Burkuntularından Hikayeler, 1965 3. Hikayelerim, 1970

4. Aynadaki Yalan, 1980 5. Kafa Kağıdı, 1984 Ç. Hatıraları

1. Cinnet Mustatili, 1955 2. Yılanlı Kuyudan, 1970 3. Hac, 1973

4. O ve Ben , 1974 5. Babıali, 1975

D. Dini- Tasavvufi Eserleri 1. Halkadan Pırıltılar, 1948 2. Çöle İnen Nur, 1960 3. O ki O Yüzden Varız, 1961 4. Hazret-i Ali, 1964

5. Büyük Kapı, 1966

6. Peygamber Halkası, 1968

7. Son Devrin Din Mazlumları, 1969 8. Nur Harmanı, 1970

9. Doğru Yolun Sapık Kolları, 1978 10. İman ve İslam Atlası, 1981

11. Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu, 1982 12. Mümin-Kafir, 1986

(29)

E. Denemeler, Siyasi-Tarihi İncelemeler 1. Abdülhak Hamid ve Dolayısıyle, 1937 2. Namık Kemal, 1940, 1966

3. Çerçeve, 1940 4. Müdafaa, 1946

5. Maskenizi Yırtıyorum, 1953 6. At'a Senfoni, 1958

7. Büyük Doğuya Doğru, 1959 8. Her Cephesiyle Komünizma, 1962 9. Ulu Hakan Abdülhamid Han, 1965, 1970 10. Büyük Mazlumlar, 1966

11. Türkiye'nin Manzarası, 1968, 1973 12. Tanrıkulundan Dinlediklerim, I, II, 1968 13. Binbir Çerçeve 1-V, 1968-1969

14. Vahidüddin, 1968 15. İdeolocya Örgüsü. 1968

16.Benim Gözümle Menderes, 1970 17. Tarihimizde Moskof, 1975 18. Rapor 1 XIll. 1976-1980

19. Yolumuz. Halimiz, Çaremiz, 1977 20. İhtilal, 1977

21. Yeniçeri, 1977

22. Sahte Kahramanlar, 1984

(30)

2. BÖLÜM : ÇİLE’ DE İSİM TAMLAMASI KURAN EKLER KATEGORİSİ

2.1.Belirtme Fonksiyonlu İsim Tamlaması Kuran Ekler

2.1.1. tamlayan / ø + ø / + lar + ( n)In / + ø tamlanan + ø / + lar + (s)I + ø + n /+ Iz /

akrebin kıskacın(da) yoğurmuş bizi kader 386/05/373/26 akrep + ø + in kıskaç + ø + ı + ø

akşamın ince kederi [308/28]

akşam + ø + ın ince keder + ø + i + ø alemlerin rabbi [218/19]

alem + ler + in rabb + ø + i + ø allahın emri(yle) [064/33]

alah + ø + ın emir + ø + i + ø allahın körebesi [051/16]

allah + ø + ın körebe + ø + si + ø allahın on pulun(u) [393/03]

allah + ø + ın on + ø + ø pul + ø + u + ø allahın rızasın(da)lar [374/34]

allah + ø + ın rıza + ø + sı + ø allahın sevgilisi [062/31]

allah + ø + ın sevgi + li + ø + si + ø ampülun nura cakası [261/28]

ampül + ø + ün caka + ø + sı + ø annemin baş örtüsü [318/34]

ø + ø + ø anne + m + ø + in baş + ø + ø örtü + ø + sü + ø annemin duası [004/08]

ø + ø + ø anne + m + ø + in dua + ø + sı + ø anne kucakı evim [317/35]

ø + ø + ø anne + ø + ø kucak + ø + ı + ø ev + ø + im + ø ayak parmaklarının izi [104/25]

(31)

ø + ø + ø ayak + ø + ø parmak + lar + ı + nın iz + ø + i + ø babamın iskeleti [393/15]

ø + ø + ø baba + m + ø + ın iskelet + ø + i + ø babamın külleri [382/28, 382/33]

ø + ø + ø baba + m + ø + ın kül + ler + i baharın ortasın(da) [309/32]

bahar + ø + ın orta + ø + sı + n + da bahtın yelin(e) [306/23]

baht + ø + ın yel + ø + i + n + e başımın tokmakı [256/17]

ø + ø + ø baş + ø + ım + ın tokmak + ø + ı + ø

benim annem [242/08]

ø + ø + ø anne + ø + m + ø

benim günüm [254/22]

ø + ø + ø gün + ø + üm + ø benim hülyam(ı) [323/22]

ø + ø + ø hülya + ø + m + ı

benim kendi ölüm [104/33]

ø + ø + ø kendi + ø + ø ölü + ø + m + ø benim nefsim [054/24, 054/34]

ø + ø + ø nefis + ø + im + ø benim ruhum [393/08]

ø + ø + ø ruh + ø + um + ø

benim yüzüm(sünüz) [251/25]

ø + ø + ø yüz + ø + üm + ø benliğin dolabın(da) [051/25]

ben + lik + ø + in dolap + ø + ı + n bezin üstün(de) [104/25]

bez + ø + in üst + ø + ü + n + de

bir bilmecem [166/01]

ø + ø + ø bir + ø + ø bilmece + ø + m + ø birin biri [301/34]

bir + ø + in bir + ø + i + ø

(32)

bizim kanatımız [088/33]

ø + ø + ø kanat + ø + ımız + ø

bizim yunus [368/04, 368/33]

biz + ø + im yunus + ø

bu ıssız bahçenin uzakların(da) [308/34]

bahçe + ø + nin uzak + lar + ı + ø buranın sahipi [405/30]

bura + ø + nın sahip + ø + i + ø bu ifritten sualin kılı [385/34]

sual + ø + in kıl + ø + ı + ø

camekanlı odanın kızıl perdeleri [309/21]

oda + ø + nın perde + ler + i + ø

canlı cenazelerin başın(da) [074/34]

cenaze + ler + in baş + ø + ı + ø cinnetin tıpkısı [252/34]

cinnet + ø + in tıpkı + ø + sı + ø cümlelerin altın(da) [223/34]

cümle + ler + in alt + ø + ı + ø cümlelerin hasreti [127/36]

cümle + ler + in hasret + ø + i + ø çatının altın(da) [223/33]

çatı + ø + nın alt + ø + ı + ø çilemin yabancısı [419/33]

ø + ø + ø çile + ø + m + in yabancı + ø + sı + Ø

çilekeş yalnızların annesi [141/21]

çilekeş + ø + ø yalnız + lar + ın anne + ø + si + ø çivilerin gölgesi [104/21]

çivi + ler + in gölges + ø + si + ø çocukların büyük kederi [290/28]

çocukl + lar + ın büyük + ø + ø keder + ø + i + ø çocukların kalpin(de) [058/34]

çocukl + lar + ın kalp + ø + i + ø dağın sırtın(da) [387/21]

dağ + ø + ın sırt + ø + ı + ø

(33)

dağın yolun(a) [372/23]

dağ + ø + ın yol + ø + u + ø

dağların artın(da) [372/31]

dağ + lar + ın art + ø + ı + ø dağların cilası [314/33]

dağ + lar + ın cila + ø + sı + ø

daracık odaların isli lambaları [146/15]

daracık + ø + ø oda + lar + ın is + ø + li lamba + lar + ı denizin sınır yerin(e) [169/27]

deniz + ø + in sınır + ø + ø yer + ø + i + ø dev sancılarımın budur kaynakı [005/24]

ø + ø + ø dev ø + ø sancı + lar + ım + ın kaynak + ø + ı + ø devin yalnızlıkın(ı) [430/34]

dev + ø + in yalnızlık + ø + ı + ø dipsizlikin dipin(i) [396/32]

dipsizlik + ø + in dip + ø + i + ø dipsiz maviliğin esrarı [147/15]

dipsiz + ø + ø mavilik + ø + in esrar + ø + ı + ø doğru güzel iyinin tek mihenki [433/34]

iyi + ø + nin tek + ø + ø mihenk + ø + i + ø dokuz köyün sahibi [051/31]

dokuz + ø + ø köy + ø + ün sahip + ø + i + ø dudaklarının uçun(da) [104/29]

dudak + lar + ı + nın uç + ø + u + ø duvarın bir köşesin(de) [291/34]

duvar + ø + in bir + ø + ø köşe + ø + si + ø dünyanın süsü püsü [318/33]

dünya + ø + nın süs + ø + ü + ø püs + ø + ü + ø

gönülüm [012/34]

ø + ø + ø gönül + ø + üm + ø

gözüm [403/27]

ø + ø + ø göz + ø + üm + ø

ebedi karanlığın mahzeni [105/34]

(34)

efendim [366/26 /34, 367/01/09, 367/11/19]

ø + ø + ø efendi + ø + m + ø

en yırtıcı hayvanın pençesin(den) [389/13]

hayvan + ø + ın pençe + ø + si + n + den ensemin örsün(de) [003/06]

ø + ø + ø ense + ø + m + in örs + ø + ü + ø

eserim [053/30]

ø + ø + ø eser + ø + im + ø

evin odaların(ı) [107/15]

ev + ø + in oda + lar + ı + ø

evin önün(de) [196/32]

ev + ø + in ön + ø + ü + n + de

evlerin bacasın(ı) [141/12]

ev + ler + in baca + ø + sı + n + ı evlerin cinleri(dir) [147/24]

ev + ler + in cin + ler + i + ø

evlerin katı [113/23]

ev + ler + in kat + ø + ı + ø

ezel senetin imzasın(da)lar [374/25]

eze + ø + ø senet + ø + in imza + ø + sı + ø falan dağın artın(da) [014/21]

falan + ø + ø dağ + ø + ın art + ø + ı + ø fanilerin şeması [107/09]

fani + ler + in şema + ø + sı + ø

fatihinin girer koyunun(a) [262/32]

fatih + ø + i + nin koyun + ø + u + ø

fikirin ne fahişesi oldum ne zamparası [388/33]

fikir + ø + in ….fahişe + ø + si + ø …. zampara + ø + sı + ø

gayemin malı [006/26]

gaye + ø + m + in mal + ø + ı + ø gecenin artın(da) [306/27]

gece + ø + nin art + ø + ı + ø gecenin esrarı [284/29]

gece + ø + in esrar + ø + ı + ø

(35)

geçitlerin kilitlerin şifresi [118/33]

geçit + ler + in kilit + ler + in şifre + ø + i + ø göklerin bir sırrı [327/04]

gök + ler + in bir + ø + ø sır + ø + ı + ø göklerin derinliki [152/23]

gök + ler + in derin + lik + ø + i + ø göklerin yüzü [327/10]

gök + ler + in yüz + ø + ü + ø gölgemin peşin(den) [ 052/34]

ø + ø + ø gölge + ø + m + in peş + ø + i + ø gözümüzün önün(de) [290/24]

ø + ø + ø göz + ø + ümüz + ün ön + ø + ü + ø gün kadar güzel çocukum [315/23]

ø + ø + ø ….. çocuk + ø + um + ø güneşin kapkara zarı [394/219]

güneş + ø + in kapkara + ø + ø zar + ø + ı + ø güneşin sonu [213/13]

güneş + ø + in sonu + ø + u + ø

günlerimin içime denk akşamı [312/30]

ø + ø + ø gün + ler + im + in akşam + ø + ı + ø günlerin kanın(a) [256/22]

gün + ler + in kan + ø + ı + ø güzel allahım [034/32]

ø + ø + ø güzel + ø + ø allah + ø + ım + ø hakkın muradı(dır) [294/06]

hakk + ø + ın mrad + ø + ı + ø hanların bekçisi [051/18]

han + lar + ın bek + çi + ø + si + ø

havanın ve alevin kemiksiz çocukları [195/21]

hava + ø + nın alev + ø + in kemik + ø + siz çocuk + lar + ı hayatın eksiki [403/28]

hayat + ø + ın eksik + ø + i + ø

hayatın öte yakasın(da) [ 415/07]

hayat + ø + ın öte + ø + ø yaka + ø + sı + ø

(36)

hayvanın pençesi [389/13]

hayvan + ø + ın pençe + ø + si + ø havuzun çevresin(de) [ 447/33]

havuz + ø + un çevre + ø + si + ø heplerin hepsi [114/34]

hep + ler + in hep + ø + i + ø her meselenin başı [389/11]

her + ø + ø mesele + ø + nin baş + ø + ı + ø her şeyin her şeyden farkı [ 250/32]

her + ø + ø şey + ø + in fark + ø + ı + ø her şeyin için(de) [ 253/17]

her + ø + ø şey + ø + in iç + ø + i + ø her yerin garipi [ 217/28]

her + ø + ø yer + ø + in garip + ø + i + ø hiçin hiçin(den ) [395/20]

hiç + ø + in hiç + ø + i + ø hiçin ötesin(de) [ 156/13]

hiç + ø + in öte + ø + i + ø

ibadetlerin kazasın(da)lar [374/22]

ibadet + ler + in kaza + ø + sı + ø iki diz kapağın(a) [389/16]

ø + ø + ø iki + ø + ø diz + ø + ø kapak + ø + ın + ø iki yanım(dan) [ 141/32]

ø + ø + ø iki + ø + ø yan + ø + ım + ø insanların gözün(de) [ 147/20]

insan + lar + ın göz + ø + ü + ø insanların her suçun(da) [ 265/33]

insan + lar + ın her + ø + ø suç + ø + u + ø

insanlık zincirinin ebediyet halkası [058/33]

insan + lık + ø + ø zincir + ø + i + nin ebediyet + ø + ø halka + ø + sı + ø işin türkçesi [037/33]

iş + ø + in türkçe + ø + i + ø kabirimizin yolu [ 149/33]

ø + ø + ø kabir + ø + imiz + in yol + ø + u + ø

(37)

kaldırımların kara sevdalı eşi [142/09]

kaldırım + lar + ın kara + ø + ø sevda + ø + lı eş + ø + i + ø kalenın burcun(da) [394/33]

kale + ø + nin burç + ø + u + ø kapının kenarın(a) [324/20]

kapı + ø + nın kenar + ø + ı + ø kapının eşiklerin(den) [188/28]

kapı + ø + nın eşik + ler + i + ø karanlık kubbemiz(den) [392/18]

ø + ø + ø karanlık + ø + ø kubbe + ø + miz + ø kara yalnızlık madeni [237/34]

kara + ø + ø yalnızlık + ø + ø maden + ø + i + ø karanlığın mahzenin(e) [ 105/34]

karanlık + ø + ın mahzen + ø + i + ø karşı evin boş odaların(da) [196/16]

karşı + ø + ø ev + ø + in boş + ø + ø oda + lar + ı + ø katillerin bile çeşmesi [ 004/11]

katil + ler + in çeşme + ø + i + ø kefenimin kefili [ 393/06]

ø + ø + ø kefil + ø + i + ø kelimenin üstün(de) [223/34]

kelime + ø + nin üst + ø + ü + ø kendi sesinin yankısı [051/13]

ø + ø + ø kendi + ø + ø ses + ø + i + nin yankı + ø + sı + ø kendimin seyri [107/05]

ø + ø + ø kendi + ø + m + in seyr + ø + i + ø kız kardeşimin tamtamla çığlıkları [ 389/26]

ø + ø + ø kız + ø + ø kardeş + ø + im + in çığlık + lar + ı + ø kilitli kapının düşer perdesi [ 198/09]

kilit + ø + li kapı + ø + nın perde + ø + si + ø kimlerin düğünü [405/31]

kim + ler + in düğün + ø + ü + ø kimsesiz gecelerim [199/29]

ø + ø + ø kimse + ø + siz gece + ler + im + ø

(38)

kimsesiz odan(da) [ 184/21]

ø + ø + ø kimse + ø + siz oda + ø + n + ø konağın oymalı tavanın(da) [ 310/34]

konak + ø + ın …….tavan + ø + ı + ø koskoca şehirin lambaları [107/16]

koskoca + ø + ø şehir + ø + in lamba + lar + ı + ø köpek korkusu(yla) [ 055/26]

köpek + ø + ø kork + ø + su + ø kuşakının altın(da) [420/33]

ø + ø + ø kuşak + ø + ı + nın alt + ø + ı + ø kuşların huyu [315/30]

kuş + lar + ın huy + ø + u + ø küfürün belin(de) [ 413/29]

küfür + ø + ün bel + ø + i + ø küfürün elin(de) [ 413/30]

küfür + ø + ün el + ø + i + ø külhanların ormanı [ 051/19]

külhan + lar + ın orman + ø + ı + ø külümün rüyası 107/08]

ø + ø + ø kül + ø + üm + ün rüya + ø + sı + ø mahşerin için(den) [ 209/13]

mahşer + ø + in iç + ø + i + ø maviliğin esrarını [147/15]

mavilik + ø + in esrar + ø + ı + ø

meçhuller caddesinin kimsesiz seyyahı [051/12]

meçhul + ler + ø cadde + ø + si + nin kimse + ø + siz seyyah + ø + ı + ø menekşe gözün(e) [315/28]

ø + ø + ø menekşe + ø + ø göz + ø + ün + ø mermerlerin nabızın(da) [385/21]

mermer + ler + in nabız + ø + ı + ø mesafelerin üstün(den) [144/19]

mesafe + ler + in üst + ø + ü + ø

(milyonlarca) ayağın altı [ 389/04]

ayak + ø + ın alt + ø + ı + ø

Referanslar

Benzer Belgeler

A n ta ly a 'd a 25 Şubat’ta yaşamını yitiren K oç H olding’in Kurucusu ve Şeref Başkanı Vehbi Koç’un büyük kızı Semahat Arsel, ba­ basının

Osmanlı musikisinin en önemli kurumların- dan olan mehterhane, görüldüğü gibi savaş ve yürüyüş havaları çalan askeri bir bando olmak­ tan öte, ilahiler

Etraf tarafından görünmek için buralara gelen insanlar başka bir mekana alışmaya başladıklan zaman, ki galiba bu grup yavaş yavaş TIKE’ye kaydı bile, buranın işi çok

Dün, Fuat Köprülü’nün Akbıyık- taki evine giden gazeteciler, Köprü- liiler’i kapıdan ciharken görebilmiş­ ler ve Fuat Köprülü ile aralarında şu

Çekirdek sayısı yazlık armutlarda en az Eğri Sap 4 çeşidinde 4.5 adet ve en fazla Kiraz 2 çeşidinde 7 adet olarak, güzlük armutlarda en az Uzun Zingil Hamşon 4.5 adet ve en

323 el-Bundârî, Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, s.XLI; Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri Boy Teşkilatı Destanları, s.106; Köymen, Büyük Selçuklu

Kontrol grubunda çok sayıda normal seminifer tübül yapısı görülür- ken; EMD+Fötal (p<0.05) ve EMD (p<0.01) gruplarında anlamlı şekilde azalmıştır.. Regresif

Bu uydulardan üçü (Mars Odyssey, Mars Recon- naissance Orbiter ve MAVEN) NASA’ya yani ABD’ye, Mars Express, ExoMars Trace Gas Orbiter isimli uydular Avrupa Uzay Ajansı