1- BENZERLİKLER KANUNU 1- BENZERLİKLER KANUNU
• Bu kural homoepatinin temel ve en önemli kuralıdır. Bir bitki ekstresinin hastalık semptomlarına benzer semptomlar göstermesi kuralını açıklayan en basit örnek soğan soyulmasıdır; soğan soyulurken önce gözlerden devam edildiğinde ise burundan akıntılara yol açmaktadır. Bu semptomlar soğuk algınlığı semptomları ile benzerlik göstermektedir.
Allium cepa eksteresinden bu nedenle soğuk algınlığının tedavisinde yararlanılmaktadır.
• Bu kural homoepatinin temel ve en önemli kuralıdır. Bir bitki ekstresinin hastalık semptomlarına benzer semptomlar göstermesi kuralını açıklayan en basit örnek soğan soyulmasıdır; soğan soyulurken önce gözlerden devam edildiğinde ise burundan akıntılara yol açmaktadır. Bu semptomlar soğuk algınlığı semptomları ile benzerlik göstermektedir.
Allium cepa eksteresinden bu nedenle soğuk algınlığının tedavisinde yararlanılmaktadır.
• Bu bakış açısı, genel anlamda diğer disiplinlerin görüşleriyle tümüyle zıttır. Örneğin, kabızlık tedavisi için bir laksatif kullanmak yerine, homeopatistler çok yüksek dozda konstipasyon yapabilecek bir ilacın çok küçük dozunu kullanırlar. Aynı şekilde uykusuzluk için ilaç yeşil kahve çekirdekleri, alkolizm tedavisi için ise tekila hazırlamak için kullanılan alkollü ekstre kullanılmaktadır.
• Bu bakış açısı, genel anlamda diğer disiplinlerin görüşleriyle tümüyle zıttır. Örneğin, kabızlık tedavisi için bir laksatif kullanmak yerine, homeopatistler çok yüksek dozda konstipasyon yapabilecek bir ilacın çok küçük dozunu kullanırlar. Aynı şekilde uykusuzluk için ilaç yeşil kahve çekirdekleri, alkolizm tedavisi için ise tekila hazırlamak için kullanılan alkollü ekstre kullanılmaktadır.
2- MİNİMAL DOZ (POTENTİZASYON) 2- MİNİMAL DOZ (POTENTİZASYON)
• Homoeopatide temel prensiplerden bir diğeridir. Diğer bir deyişle, ilaç seyreltildikçe tedavi edici etkisi artmaktadır. Dr. Hahnemann, kendi çalışmalarını yaparken önceleri hastalarına ilaçları yüksek dozda vermiş ve belirtilerin çok kötüleştiğini görmüştür. Bunun üzerine hazırladığı ilaçları seyrelterek denemiş ve ilaçlar ne kadar çok seyreltilirse tedavi edici etkilerinin de o kadar arttığını şaşkınlıkla gözlemlemiştir. Bilhassa bu temel özellikleri ile homeopati anladığımız anlamda bilimsel bir yaklaşımdan uzaklaşmaktadır.
Bir çay kaşığı tuzun alınması zordur ve hastayı aşırı susatır ancak, milyonda bir oranda seyreltilirse şiddetli ve sürekli aksırık dahil birçok durumun tedavisinde çok etkili olmaktadır. En basit şekliyle, homeopatik bir tablet preparatının hazırlanmasında, aktif dilüsyonun bir damlası laktoz tabletler ihtiva eden bir kavonoza damlatılıp, kuvvetle çalkalanır. Potentizasyon, Homeopatik teorilerinin inanılması en güç olanıdır. Buna karşın hala geçerlidir. US Homeoptik Farmakope seyreltmelerin her aşamada şiddetle çalkalanarak yapılmasını istemektedir.
• Homoeopatide temel prensiplerden bir diğeridir. Diğer bir deyişle, ilaç seyreltildikçe tedavi edici etkisi artmaktadır. Dr. Hahnemann, kendi çalışmalarını yaparken önceleri hastalarına ilaçları yüksek dozda vermiş ve belirtilerin çok kötüleştiğini görmüştür. Bunun üzerine hazırladığı ilaçları seyrelterek denemiş ve ilaçlar ne kadar çok seyreltilirse tedavi edici etkilerinin de o kadar arttığını şaşkınlıkla gözlemlemiştir. Bilhassa bu temel özellikleri ile homeopati anladığımız anlamda bilimsel bir yaklaşımdan uzaklaşmaktadır.
Bir çay kaşığı tuzun alınması zordur ve hastayı aşırı susatır ancak, milyonda bir oranda seyreltilirse şiddetli ve sürekli aksırık dahil birçok durumun tedavisinde çok etkili olmaktadır. En basit şekliyle, homeopatik bir tablet preparatının hazırlanmasında, aktif dilüsyonun bir damlası laktoz tabletler ihtiva eden bir kavonoza damlatılıp, kuvvetle çalkalanır. Potentizasyon, Homeopatik teorilerinin inanılması en güç olanıdır. Buna karşın hala geçerlidir. US Homeoptik Farmakope seyreltmelerin her aşamada şiddetle çalkalanarak yapılmasını istemektedir.
3- ÇALKALAMA (SUCCUSSION) 3- ÇALKALAMA (SUCCUSSION)
• homeopatik ilaç hazırlanmasında diğer önemli bir prensiptir. Hahnemann, bu çalkalama ve vurma hareketlerinin ilacın etkisini arttırdığı ve tedavi edici gücünün açığa çıkmasını sağladığını öne sürmektedir. Bu suretle tamamen inert bir madde bile aktif hale dönüşebilmektedir. Her tabletin teker teker ana tentür veya uygun dilüsyonu ile muamele edilmesinin gereksiz olduğu, hatta bu şekilde bir uygulamanın kontaminasyon olarak tanımlanarak, etkiyi yok edeceği ileri sürülmektedir.
• homeopatik ilaç hazırlanmasında diğer önemli bir prensiptir. Hahnemann, bu çalkalama ve vurma hareketlerinin ilacın etkisini arttırdığı ve tedavi edici gücünün açığa çıkmasını sağladığını öne sürmektedir. Bu suretle tamamen inert bir madde bile aktif hale dönüşebilmektedir. Her tabletin teker teker ana tentür veya uygun dilüsyonu ile muamele edilmesinin gereksiz olduğu, hatta bu şekilde bir uygulamanın kontaminasyon olarak tanımlanarak, etkiyi yok edeceği ileri sürülmektedir.
Homeopatik Etkin Maddeler Homeopatik Etkin Maddeler
• Homoeopatide kullanılan bitkilerin bazıları, diğer tedavi sistemlerindeki kullanılışlarına parelellik göstermektedir. Mesela, Cinchona sp. (kınakına) bitkisi ve alkaloitleri homeopatide de sıtma tedavisinde kullanılmaktadır.
• Homoeopatide kuvvetli zehirleyici özelliği nedeniyle allopatide kullanılmayan bitkiler de kullanılmaktadır. 1- 2 adet kırmızı Atropa belladona meyvasının çocuk veya erişkin tarafından yenilmesi ile şiddetli zehirlenme belirtileri gözlenir;
bunların arasında ağız kuruması, aşırı susuzluk, huzursuzluk, uykusuzluk, yüzde kızarma gibi ateşli enfeksiyöz hastalıkların karakteristik semptomları da bulunmaktadır. Bu nedenle, homoeopatide Belladona droğundan ateşli hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır. Ayrıca Hahnemann tarafından kızıl tedavisinde de kullanılmıştır.
• Homoeopatide kullanılan bitkilerin bazıları, diğer tedavi sistemlerindeki kullanılışlarına parelellik göstermektedir. Mesela, Cinchona sp. (kınakına) bitkisi ve alkaloitleri homeopatide de sıtma tedavisinde kullanılmaktadır.
• Homoeopatide kuvvetli zehirleyici özelliği nedeniyle allopatide kullanılmayan bitkiler de kullanılmaktadır. 1- 2 adet kırmızı Atropa belladona meyvasının çocuk veya erişkin tarafından yenilmesi ile şiddetli zehirlenme belirtileri gözlenir;
bunların arasında ağız kuruması, aşırı susuzluk, huzursuzluk, uykusuzluk, yüzde kızarma gibi ateşli enfeksiyöz hastalıkların karakteristik semptomları da bulunmaktadır. Bu nedenle, homoeopatide Belladona droğundan ateşli hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır. Ayrıca Hahnemann tarafından kızıl tedavisinde de kullanılmıştır.
• Hasta doku ekstrelerinin de tedavide kullanıldağı görülmektedir. “Nosode” adı verilen bu preparatlar elde edildiği hastalığa benzer semptomlar gösteren hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bu günkü anlamda aşıların bir eşdeğeri olarak kabul edilebilir. Bunların arasında Tuberculinum ilk örneklerdendir. Verem absesinden alınan cerahat ekstresi göğüs ve boğaz enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Diğer nosodelar arasında çiçek de sayılabilir.
• Allerjenlerin ekstreleri, fertlerin alerjiye olan dirençlerini arttırmada kullanılmaktadır. Mesela, saman nezlesi ve astım tedavisinde çim poleni veya ev tozu ile tedavi yapılmaktadır.
• Hasta doku ekstrelerinin de tedavide kullanıldağı görülmektedir. “Nosode” adı verilen bu preparatlar elde edildiği hastalığa benzer semptomlar gösteren hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bu günkü anlamda aşıların bir eşdeğeri olarak kabul edilebilir. Bunların arasında Tuberculinum ilk örneklerdendir. Verem absesinden alınan cerahat ekstresi göğüs ve boğaz enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Diğer nosodelar arasında çiçek de sayılabilir.
• Allerjenlerin ekstreleri, fertlerin alerjiye olan dirençlerini arttırmada kullanılmaktadır. Mesela, saman nezlesi ve astım tedavisinde çim poleni veya ev tozu ile tedavi yapılmaktadır.
• Son yıllarda, homoeopatik tedavide, modern tedavide kullanılan bazı ilaçlardan da yararlanıldığı görülmektedir. Özellikle ilaçların bilinen yan etkilerinden, yan etki ile benzer klinik tablo gösteren bazı hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır.
Mesela, penisilin hassas kişilerde meydana getirdiği alerjik kaşıntılar nedeniyle, homeopatide benzeri alerjik deri hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.
• Ekstrelerin kaynağı ne olursa olsun, bu drogları homeopatik ilaç olarak kullanılabilmesi için potentizasyon ve çalkalama işlemlerine tabi tutularak benzersiz iyileştirici özelliklerinin kazandırılması şarttır.
• Son yıllarda, homoeopatik tedavide, modern tedavide kullanılan bazı ilaçlardan da yararlanıldığı görülmektedir. Özellikle ilaçların bilinen yan etkilerinden, yan etki ile benzer klinik tablo gösteren bazı hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır.
Mesela, penisilin hassas kişilerde meydana getirdiği alerjik kaşıntılar nedeniyle, homeopatide benzeri alerjik deri hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.
• Ekstrelerin kaynağı ne olursa olsun, bu drogları homeopatik ilaç olarak kullanılabilmesi için potentizasyon ve çalkalama işlemlerine tabi tutularak benzersiz iyileştirici özelliklerinin kazandırılması şarttır.