• Sonuç bulunamadı

UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞINDA AİLENİN ETKİSİ VE BAĞIMLI SAYISININ AZALTILMASINDA JANDARMANIN ETKİNLİĞİ: İSTANBUL DA BİR UYGULAMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞINDA AİLENİN ETKİSİ VE BAĞIMLI SAYISININ AZALTILMASINDA JANDARMANIN ETKİNLİĞİ: İSTANBUL DA BİR UYGULAMA"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year

2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

e ıssn: 2687-2641

UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞINDA AİLENİN ETKİSİ VE BAĞIMLI SAYISININ AZALTILMASINDA JANDARMANIN

ETKİNLİĞİ: İSTANBUL’DA BİR UYGULAMA

THE EFFECT OF FAMILY IN DRUG ADDICTION AND THE EFFECTIVENESS OF GENDARMERIE IN REDUCING THE NUMBER OF DEPENDENTS:

A PRACTICE IN ISTANBUL

Murat KOÇANLI

Öğretim Üyesi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Araştırma Merkezleri Müdürlüğü, Suç Araştırmaları Merkezi Amiri,

Ankara/Türkiye.

Faculty member, Directorate of Gendarmerie and Coast Guard Academy Research Centers, Supervisor of Crime Research Center,

Ankara/Turkey.

akadem105@yahoo.com ORCİD ID: 0000-0003-3571-7565 Makale bilgisi | Article Information

Makale Türü / Article Type: Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi / Date Received: 04.07.2020

Kabul Tarihi / Date Accepted: 12.08.2020 Yayın Tarihi / Date Published: 20.12.2020 Yayın Sezonu / Pub Date Season: Aralık / December

Bu Makaleye Atıf İçin / To Cite This Article: Koçanlı, M. (2020). Uyuşturucu Madde Bağımlılığında Ailenin Etkisi ve Bağımlı Sayısının Azaltılmasında

Jandarmanın Etkinliği: İstanbul’da Bir Uygulama.

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi 2(4), 576-619.

İntihal: Bu makale intihal.net yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir.

Plagiarism: This article has been scanned by intihal.net. No plagiarism detected.

İletişim: Web: https://dergipark.org.tr/tr/pub/usbad mail: usbaddergi@gmail.com

(2)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 577 Öz: Günümüzde uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili tartışmalar gerek yazılı

gerekse görsel basında çok sık yer almaya başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, özellikle henüz 20-25 yaşındaki gençlerin birer birer uyuşturucu madde kullanımından dolayı yaşamlarını kaybetmesidir. Aslında bu tür vakalara Türk toplumunda fazla rastlanılmamaktadır. Nitekim gelişmiş batı toplumlarına göre uyuşturucu madde bağımlı miktarı oldukça düşüktür. Bu araştırmanın amacı, uyuşturucu madde bağımlılığında ailenin etkisini incelemektir. Çalışmanın örneklemi 15-25 yaş aralığında, herhangi bir uyuşturucu madde kullanan ve İstanbul AMATEM’de tedavi almakta olan 103 gençten oluşmaktadır. Uyuşturucu madde bağımlılığının toplumlardan büyük tepki görmesi nedeniyle, bağımlı miktarlarını tespit etmek çok güç olmaktadır.

Bu nedenle, uyuşturucu madde bağımlısı olup tedaviye karar veren kitlelere ulaşmak için hastanelerden istifade edilmiştir. Yapılan analiz sonuçlarından;

anne-genç ilişkisi, anne-genç arasındaki sorunlar, anne-baba arasındaki geçimsizlik ve ailedeki alkol kullanımının gencin uyuşturucu madde kullanımı üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte kardeş-genç ilişkisi ile gencin madde tedavi kararı arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulgulanmıştır.

Buna karşın gençlerin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni ile diğer aile değişkenleri arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Bu veriler doğrultusunda, uyuşturucu madde bağımlılığı ile mücadelede koordinatör görevi bulunan Jandarma Genel Komutanlığına bağımlı sayısının azaltılmasında faydalı olabilecek bazı sosyal önlemler önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Uyuşturucu, Madde Bağımlılığı, Aile, AMATEM, Jandarma, Gençler

Abstract: Today, the discussions about drug addiction appears very frequently in both the written and visual press. The most important reason for this interest is that young people, especially those 20-25 years old, are losing their lives due to drug use. In fact, such cases are not very common in Turkish society. Indeed, compared to developed Western societies, the amount of drug addicts is quite low. The purpose of this research is to examine the impact of family on drug addiction. The sample of the study consisted of 103 young people aged 15-25 years who used any drugs and were receiving treatment in Istanbul AMATEM. Because drug addiction has a great reaction from the community, it is very difficult to determine the number of addicted invidivuals. For this reason, hospitals were where addicted people were treated utilized to recruit participants. The analysis results suggested thatthe relationship between mother and adolescent, problems between mother and adolescent, conflict between parents and the use of alcohol in the family have an effect on the teen's drug use. However, it was observed that there was a significant relationship between the sibling- teen relationship and the teen's substance treatment decision. However, there was no significant relationship between young people's decision on drug treatment and other family variables. Based on the results of this study, to

(3)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 578 enhance the effectiveness of the combat against the drug use, some

suggestion were proposed to the Gendarmerie General Command which acts as a coodinator in fight against drug addiction.

Keywords: Drugs, Drug Addiction, Family, AMATEM, Gendarmerie, Youth GİRİŞ

Uyuşturucu madde bağımlılığı sadece psikolojik ve biyolojik bir rahatsızlık değildir. Aynı zamanda toplumda meydan getirdiği etkiler düşünüldüğünde disiplinler arası bir sorun olduğu anlaşılır.

Uyuşturucu madde bağımlılığının tek bir nedeni yoktur. Birçok değişken etkili olabilir. Bireylerin kişisel özellikleri, aile yapıları, arkadaş çevreleri ve geçmiş yaşantıları uyuşturucu madde kullanımında etkili faktörlerdir. Bu nedenle uyuşturucu madde bağımlılığının nedenleri araştırılırken disiplinler arası bir yaklaşım kullanılmalıdır.

Toplumu oluşturan en küçük birim ailedir. Aile üyelerinin uyuşturucu madde kullanımı tüm aileyi dolayısıyla toplumun önemli bir kesimini etkilemektedir. Aile ile toplum arasındaki etkileşim karşılıklı olmaktadır.

Türk toplumu gibi gelenek ve göreneklerine bağlı toplumlarda uyuşturucu madde kullanım gibi sapmış davranışlar hoş karşılanmamaktadır. Bu tür davranışlarda bulunan kişilere büyük bir tepki gösterilmektedir. Fakat toplumların hızlı değişmesine paralel olarak, bu tür sapmış davranışların sayısında artış meydana gelmektedir. Bu artışın altındaki temel neden olarak geleneksel aile yapısının değişime uğramaya başlaması söylenebilir.

Bu nedenle çalışmanın esası aile yapılarında yoğunlaşmıştır.

Uyuşturucu madde bağımlılığında ailenin etkisini incelemek ve bu doğrultuda kolluk kuvvetlerin alabileceği önleyici kolluk tedbirleri, çalışmanın getireceği en önemli fayda olacaktır.

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Günümüzde uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili yapılan araştırmalarda, uyuşturucu madde kullanımın tek bir nedenden kaynaklanmadığı görüşü hakimdir. Uyuşturucu madde bağımlılığı;

psikolojide bir kişisel rahatsızlık, biyoloji ve genetik alanında, kalıtımsal bir özellik ve sosyoloji alanında ise toplumsal yapı ile bireylerin kişisel özelliklerinin bir sonucu olarak kabul görmektedir. Bu nedenle uyuşturucu madde bağımlılığını tek bir disiplinle açıklamak mümkün değildir. Bununla birlikte uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili

(4)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 579 çalışmalar incelendiğinde, yapılan araştırmaların daha çok psikolojik

ağırlıklı olduğu görülür. Buna karşın sosyolojik alanlarda yapılan araştırmalar da az değildir. Diğer yandan uyuşturucu madde bağımlılığını biyolojik ve genetik faktörler ile açıklamaya çalışan araştırmalar da mevcuttur. Bu araştırmanın esası sosyolojik bir temele dayandığından, literatür taraması genel olarak sosyolojik alanda yapılmıştır.

Biyolojik ve genetik alanda yapılan araştırmalara göz atıldığında, alkol bağımlılığında rolü ispatlanan genetik özellikler üzerinde yoğunlaştığı görülür. Bu nedenle mevcut ilişkinin uyuşturucu madde bağımlılığına uygulanabilirliğini sınayan araştırmalar yapılmıştır. 2001 yılında Weinberg tarafından yapılan bir araştırmada, aile geçmişinde aile üyelerinin yoğun alkol ve uyuşturucu kullanımının kendi çocuklarının alkol ve uyuşturucu kullanmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu sonuçlar, Merikangas tarafından 1998’de yapılan araştırma sonuçlarıyla benzerlikler gösterdiği gözlemlenmiştir. Fakat uyuşturucu madde bağımlılığını sadece biyolojik veya genetik özellikler ile açıklamanın yetersiz olacağını savunan araştırmalar da mevcuttur (Newcomb ve Rickards, 1995). Bu araştırmalarda, bu faktörlerinin yanında başka değişkenlerin de etkili olduğu savunulmaktadır.

Uyuşturucu madde bağımlılığı ile ilgili çalışmalar genellikle psikolojik ağırlıklıdır. Araştırmalar genellikle bireylerin kişisel özellikleri, özellikle çocukluk döneminde yaşanan psikolojik travmalar, stresli yaşam tarzı, aile ebeveynlerin psikolojik ilaçlar kullanması ve ebeveynler arasındaki sorunların çatışmaya dönüşmesi üzerinde yoğunlaşmıştır (Miller, 2003). Bu araştırmalara göz atılacak olursa karşımıza ailedeki yoğun sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının bireyleri etkilediği sonucu çıkmaktadır. 1999 yılında Fransa’da 2396 öğrenciye uygulanan bir araştırmada, sigara ve alkol kullanımı olan ailelerin çocukların uyuşturucu madde kullanım riskinin, kontrol grubuna göre on kat fazla olduğu tespit edilmiştir (Challier, 2000).

Diğer bir araştırmada ise, Hoffmann tarafından 1998 yılında ABD’de uygulanmıştır. Bu araştırmada da aile ebeveynlerin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının çocuklar için bir risk faktörü olduğu tespit edilmiştir. Aynı araştırma sonuçlarına göre, aile üyelerinin stresli yaşam tarzı, psikolojik ilaçlar kullanmasının çocukların uyuşturucu madde kullanımı için bir risk faktörü olduğu gözlemlenmiştir.

Bununla birlikte Türkiye’de AMATEM tarafından yapılan araştırmalar da mevcuttur. Bu araştırmalarda az önce ifade edilen

(5)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 580 değişkenler üzerinde durulmuştur. Araştırma sonuçları diğer ülkelerde

yapılan araştırma sonuçları ile paralellik göstermektedir (1996, 1998).

Aile karakteristikleri ile uyuşturucu madde kullanımı ilişkisini araştıran çalışmalarda, aile yapılanmaları üzerinde durulmuştur. Söz konusu araştırmaları sırayla incelemek gerekir.

Hoffman ve Johnson (2002), yaptığı araştırmada, üvey anne veya babanın olduğu ailelerde, diğer anne ve babası sağ olan ailelere göre çocuklarının uyuşturucu madde kullanımının daha fazla olduğunu tespit etmişlerdir. Bu tür ailelerde aile yapılarındaki sapma davranışlarındaki fazlalığın çocukları uyuşturucu madde kullanımına ittiği gözlemlenmiştir. Aynı araştırmada, sadece annenin olduğu parçalanmış ailelerde çocuklarının uyuşturucu madde kullanım riskinin azaldığı, babanın olduğu ailelerde ise uyuşturucu madde kullanım riskinin yükseldiği saptanmıştır.

Buna karşın Thomas ve Farell (1996) tarafından yapılan araştırmada ise, sadece annenin olduğu parçalanmış aile yapılarında sosyal kontrolün yetersizliğin sapmaya elverişli bir ortam hazırladığı tespit edilmiştir. Bu tür ailelerinin çocuklarında yoğun sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı olduğu gözlemlenmiştir.

Aile yapılarının niteliğindeki sorunların da çocukların uyuşturucu madde kullanımına neden olduğu yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir.

Jessor 1977 yılında yaptığı araştırmayla, uyuşturucu madde kullanmaya karşı çocuklarını katı bir şekilde yetiştiren ailelerinin çocukları, ihmalkâr yetiştiren ailelerinin çocuklarına göre daha az uyuşturucu madde kullandığını tespit etmiştir. Bu araştırmalarda söz konusu aile yapılarında sosyal kontrolün derecesi, çocuklarının uyuşturucu madde kullanım riskini belirlediği saptanmıştır.

Sampson ve Laub’un yaptığı araştırmada, aile yapısı ile uyuşturucu madde kullanımı arsında bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Çalışmalarını Hirschi’nin 1969 yılında geliştirdiği sosyal kontrol teorisine dayandırmışlardır. Çalışmalarında, aile yapılarındaki sorunların, çocukları sapmış davranışlara ve uyuşturucu madde kullanımına ittiğini ileri sürmektedirler. Söz konusu araştırmada, aileye bağlılığın kuvvetli olması durumunda uyuşturucu madde kullanım olasılığını en aza indirdiği gözlemlenmiştir.

Katz, Dunham ve Zimmerman’ın (1997) yaptığı araştırmada, aile karakteristikleri ile bireylerin sapma davranışları arasındaki ilişkiyi

(6)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 581 incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, aileye bağlılığın derecesi bireyin

sapma davranış sıklığını belirlediği gözlemlenmiştir.

2001 yılında yapılan bir çalışmada (Hafsteinsson), aile yönetim biçimleri ile gençlerin uyuşturucu madde kullanımı arasında yakın bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada, güvene dayanan aile yönetim biçimlerinde, uyuşturucu madde kullanım oranı en düşük düzeyde bulunmuştur. Buna karşın, ihmalkâr ve ilgisiz aile yönetim biçimlerinde ise uyuşturucu madde kullanım oranı yüksek bulunmuştur.

Aile-genç iletişimi de uyuşturucu madde kullanımında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle baba-genç iletişiminin sağlıksız olması, erkek çocuklarının uyuşturucu madde kullanım riskini

%60 oranında artırdığı tespit edilmiştir (Califano, 1999).

Kelly ve arkadaşlarının (2002) yaptığı araştırmada ise, aile içi iletişiminin az olduğu aile yapılarında çocuklarının uyuşturucu madde kullanımın kontrol grubuna göre daha fazla olduğu saptanmıştır.

Bununla birlikte Türkiye’de az sayıda yapılan çalışmalardan söz etmek gerekir. Burcu (2003), yaptığı araştırmada sanayi sitelerinde çalışan bireyler ile aile yapılarındaki sosyal kontrol ilişkisini araştırmıştır. Söz konusu araştırmada, bu tür çocuklarının ailelerinde aile içi ilişkinin sağlıksız olduğu ve aile yapısının sapmaya elverişli bir ortama sahip olduğu gözlemlenmiştir. Dolayısıyla bu tür ailelerin çocukları daha yoğun bir şekilde alkol ve uyuşturucu madde kullanımına başvurmaktadırlar.

Aynı zamanda aile içi ilişkilerinin kötü olması, aile bağlılığının azalmasına neden olmaktadır. Bu durum da gençleri, sapmış arkadaş çevrelerine yönelmesine sebep olmaktadır. Böylece arkadaş çevrelerinde mevcut olan sapmış davranışlar ve uyuşturucu madde kullanımı pekişmektedir (Huba, 1980).

Aile üyelerindeki mevcut olan sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı da çocukların uyuşturucu madde kullanımına neden olmaktadır.

Ailesinde uyuşturucu madde kullanan genç erişkinler, kendi ailelerini örnek alacağından dolayı, uyuşturucu madde kullanımına daha rahat başvurabilmektedirler (Aker, 1979; Hawkins, 1992). Söz konusu araştırmada, sosyal öğrenme kuramı çerçevesinde gençler keskin bir gözlemci olmalarından ötürü uyuşturucu madde kullanımına daha rahat başladıkları tespit edilmiştir.

(7)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 582 Anne veya babanın uyuşturucu madde kullanımı, çocukları

üzerindeki gözetim ve denetim etkinliğini azaltır. Dolayısıyla çocukların sapmış davranışlara ve uyuşturucu madde kullanımına başvurması daha rahat olur (Zuckermann, 1991). Böylece sapmış arkadaş gruplarıyla birliktelik sıklığı artmaktadır. Bu tür arkadaş gruplarında, sapmış davranışların öğreniminin pekiştiği gözlemlenmiştir.

Diğer yandan bireylerin okul başarıları ile uyuşturucu madde kullanım ilişkisini araştıran çalışmalar da yapılmıştır.

Okuldaki başarının düşük olması, bireylerin aile yapısına paralel olarak sokak yaşantısına daha fazla bağlı olmasına neden olmaktadır.

Bu durum da sapmış davranışlar sergileme olasılığını artırmaktadır (Simpson, 1991).

Okul başarısı, arkadaş gruplarıyla birliktelik ile uyuşturucu madde kullanım ilişkisinin araştırıldığı diğer bir çalışmada, okul başarısı düşük olan çocukların sapmış arkadaş gruplarıyla daha fazla beraber olduğu ve dolayısıyla uyuşturucu madde kullanımın daha yoğun olduğu tespit edilmiştir (Sampson ve Laub, 1993).

Son olarak aile üyelerinin ekonomik seviyeleri ve yaşam ortamlarının aile üyelerinin uyuşturucu madde kullanımına neden olduğu çalışmaları incelemek gerekir.

Ekonomik durumu iyi ailelerde çocuklar diğer kontrol gruplarına göre sosyal yaşama az katılmaları nedeniyle, toplumla sosyalizasyon süreçleri sağlıklı olmamaktadır (Downey, 1995). Dolayısıyla söz konusu ailelerde yetersiz gözetim ve denetim, çocuklarının sapmış davranışlara yönelmesine neden olmaktadır.

Buna benzer olarak Coleman 1988 yılında yaptığı araştırmada, ekonomik kazanç yükseldikçe, bireyin toplum ile ilişkisinin artığını ve sosyalizasyon sürecinin sağlıklı gerçekleştiğini tespit etmiştir. Böylece gençlerin sapmış davranışlar ve uyuşturucu madde kullanımı sergileme riski azalmaktadır.

Gençler yaşamlarının ilk yıllarında sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerini ailelerinin yanında tamamlamaktadırlar. Bu gelişimlerini sorunsuz bir şekilde tamamlayabilmeleri için aile ortamının huzurlu ve sorunsuz olması gerekmektedir. Aksi durumda, gençler duygusal açıdan eksik ve çelişkiler içinde olacaktır (Küçük, 1982’den akt. Arman, 1993). Doğumdan yetişkinlik dönemine kadar gençlerin tutumları, hemen hemen tamamen anne ve baba tarafından şekillendirilmektedir.

Bu dönemde gençlerin sapmış davranışlar sergilemesi, aile içinde anne

(8)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 583 ve babanın baskısıyla engellenmektedir. Bu şekilde gençlerin sapmış

davranışlar sergileme ve uyuşturucu madde kullanımı riski azaltılmış olmaktadır (Mogan, 1980’den akt. Arman, 1993) Uyuşturucu madde kullanımın ortaya çıkmasında, ailenin gençler üzerindeki etkisinin ve aile ile genç arasındaki ilişkilerin çok önem taşıdığı bilinmektedir. Zira, bu kurumda çıkacak aksaklıklar, kişiliğin oluşumunu tamamen etkileyebilmektedir. Nitekim aile içinde bir bireyin uyuşturucu kullanımı, diğer tüm bireylerin düzenini aksatabilmektedir. Bu nedenle, aile içinde çıkabilecek bir aksaklık sadece o bireyin yaşamının değil tüm aileyi etkileyecektir (Gold, 1993; Robertson, 1994).

Uyuşturucu madde kullanımında, gencin sahip olduğu aile yapısının özelliği çok önemlidir. Bu nedenle mevcut olan aile yapılarının nitelik açısından incelenmesi gerekir. Lamborn’un (1991) belirlediği aile yönetim biçimleri genellikle küçük aile yapılanması şeklindedir.

Belirlenen aile yönetim biçimlerinde, aile karakteristikleri ile sapma arasında yakın bir ilişki olduğu saptanmıştır.

Bir ailede var olan huzur ve mutluluk ortamı gençlerin büyümesi ve gelişmesine yardım eder. Bu nedenle ailedeki anne ve baba arasındaki ilişkiler çok önemlidir. Diğer taraftan ailenin kişisel karakteristikleri aile-genç ilişkisini, aile-genç ilişkisi de gençlerin gelişimini ve sapmış davranışlar sergileme olasılığını belirler (Selnow, 1987; Van Voortis, 1988; Brook, 1990). Daha doğrusu gençlerin uyuşturucu madde kullanımı ile aile-genç ilişkisinin kalitesi ile doğrudan ilgilidir (Baumrind, 1991).

Gençler keskin bir gözlemcidir. Aile içindeki ilişkilerin temelini;

anne ve baba ilişkileri, bunların birbirine karşı tutumları oluşturur.

Bunların sevgi, saygı ve anlayışla sürdürdükleri anne-baba ilişkisi, ailenin genel durumunu belirler. Uyumlu ve sıcak ilişkiler, anne-baba ve genç ilişkisine yansır (İEM, 1999). Anne ve baba arasındaki ilişki, çocuklarına örnek olacak şekilde olmalıdır. Çünkü bireyler, aileleri kendilerine model olarak görürler. Bu çerçevede bireylerin davranışlarını anne ve baba şekillendirir. Buna karşılık anne ve baba arasındaki sorunların büyümesi, gençlerin gelecekte iç çatışmalar yaşaması ve sapmış davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir (Yavuzer, 1982).

Aile içinde yaşanan sorunların bir çatışmaya dönüşmesi halinde, gençlerin gelişim çağında olması nedeniyle duygusal bakımdan bir çelişki yaşamaktadırlar. Bu nedenle gençler aile ortamı içinde bulamadıkları huzur ve güveni sokak hayatında arayabilmektedirler. Bu

(9)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 584 durum da gençlerin uyuşturucu madde kullanımı dahil sapmış

davranışlar sergileyebilmesine ve hatta suç işleyebilmesine neden olabilmektedir (Hawkins vd., 1992; Hsu, 1993). Bu çatışmanın kız- baba çatışması olması halinde, kız çocukların kendilerini babalara daha yakın hissetmesi nedeniyle bir duygusal boşluk içine düşmektedirler.

Bu boşluk zamanla, uyuşturucu madde kullanımı ile sonuçlanabilmektedir (Brook vd., 1984).

Anne-baba ve genç ilişkisinde önemli olan bir boyut, anne ve babanın alkol ve uyuşturucu kullanımıdır. Anne ve babanın alkol ve uyuşturucu kullanımı, gençlerin sapmış davranışlar sergileyen arkadaş seçimleri ve uyuşturucu madde kullanımında ana etkenlerden biridir.

Anne ve babanın alkol veya çeşitli uyuşturucu madde kullanma alışkanlıkları, çeşitli sorunlarla karşılaştıklarında bunları çözmede kullandıkları başa çıkma yolları, ileride gencin de sorunlar ile karşılaştığında, bunlarla başa çıkmak için çeşitli uyuşturucu maddeleri kullanmasında anne ve babayı örnek almasına neden olmaktadır.

Ayrıca ailede var olan alkol ve uyuşturucu kullanımı, gençlere uygulanan şiddetin nedenlerinden biridir. Uyuşturucu kullanımı olan ailelerde, kullanımı olmayan ailelere göre daha fazla şiddet olduğu tespit edilmiştir (Bahr vd., 1995; Garett, 1997). Diğer taraftan anne ve babası uyuşturucu madde kullanan gençler, davranış ve ruhsal açıdan sorunlu, az sosyalleşmiş ve psikolojik rahatsızlıklar geçirebilmektedir (Sowder, 1980; Johnson, 1991).

Kardeşler arasındaki ilişkiler, gençler üzerinde önemli etki taşımaktadır. Büyük kardeşin küçük kardeş için örnek oluşturma etkisi nedeniyle; uyuşturucu madde kullanan ve madde kullanan arkadaş çevresi olan bir büyük kardeş, küçük kardeş üzerinde olumsuz bir model yaratmaktadır. Bunun yanı sıra, çatışmalı ve olumsuz bir kardeş ilişkisi, bireyin ruhsal uyumu ve huzuru üzerinde bozucu bir etki yaratmaktadır. Dolayısıyla bireyin kardeşi vasıtasıyla uyuşturucu madde ile tanışması daha kolay olabilmektedir (İEM, 1999).

Arkadaş grubu, gençlerin uyuşturucu madde kullanmasında önemli bir faktördür (Güngör, 1999). Nitekim akran ve arkadaş ilişkilerinin gençlerin gelişimi üzerinde önemli etkisi vardır. Gençlik döneminde, akran ilişkileri daha ön plana çıkmakta, akran değer yargı ve davranışları da genç için bir model oluşturmaktadır. Ayrıca birey için, bir akran grubuna ait olma ve grup normları içinde kalma isteği de önemli bir özelliktir. Madde kullanımı, bir grup oluşturan gençler

(10)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 585 arasında, birbirine iletilen bir akran değerler sistemi içinde daha kolay

yayılma gösterebilmektedir (Ögel, 1997).

Ailenin sapmış aile modeli olması, çocuğa karşı etkisiz veya dengesiz disiplin veya tutarsız hareketleri, bireyi sapmaya itebilir. Aile- genç arasındaki etkileşimin de bireyi uyum sağlama veya sapma davranışı göstermesini vurgulamaktadır. Aile içi bağlılık yeterli gelişmemişse, birey kendi akranlarıyla daha çok birlikte olur. Akranların seçimi de benzer aile değerleri taşıyan ve davranışlar sergileyen gruplarda olacaktır (Kandel ve Wu, 1995). Bu durum da sapma davranışının pekişmesini sağlar (Patterson, 1992). Ailenin etkisiz disiplin stratejileri, bireyin daha sonra sapma davranışı göstermesinde arttırıcı bir etki göstermektedir (Akers, 1999). Capaldi (1997)’e göre birey, ailesinde uyma davranışına uygun mükafat ve ödül uymama davranışına da tutarlı bir cezalandırma veya görmesi gerektiği tepkiyi görürse uyma eğilimi artacaktır.

Diğer önemli süreçte bireyin akranları ile olan etkileşimidir. Eğer dahil olduğu grup daha çok sapmaya eğilimli bireylerden oluşuyorsa, sapma davranışın öğrenme süreci buna bağlı olarak değişecektir (Steinberg, 1992). Bunun yanında ikincil olarak yakın çevresi komşular, öğretmeni vb. ilişkilerde sapma davranışına yön vermektedir. Özellikle akran grubuyla birliktelik kurulduktan sonra alınan ceza veya pekiştirme gibi unsurlar sonucunda sapma davranışı tecrübe edilerek hem eski tecrübeler hem de yeni tecrübeler eklenerek suç işleme davranışını değiştirmektedir (Akers, 1999). Gençler bu tür arkadaş gruplarında edinilen davranış, tutum, inanç ve tecrübeleri hayatların ilerleyen bölümlerine taşımaktadırlar (Cairns, 1995). Diğer yandan kadınların çoğu uyuşturucu madde kullanımına erkek arkadaşlarının etkisi ve baskısı ile başlamaktadırlar (Amaro, 1995).

Uyuşturucu madde kullanıcıları bu tür gruplarda, nasıl uyuşturucu kullanılacağını, uyuşturucunun muhtemelen zarar ve keyiflerini, uyuşturucu kültürü, ulaşımı ve kullanımını öğrenmektedirler (Bachman vd., 1981; Faupel, 1991). Ayrıca bu tür gruplarda, sürekli olarak arkadaşlar arasında geçimsizlikler ve kavgalar yaşanmaktadır. Çünkü bu gruplar genel olarak; dengesiz, zayıf karakterli, çekingen ve çabuk sinirlenen bireylerden oluşmaktadır (Zakharov, 2001).

Okul çağı, bireylerin gruplaşmaya başladığı devredir. Kişinin akran veya oyun gruplarına katılması sosyalleştiğinin önemli bir göstergesidir. Bu devrede, bireyler, hem başkalarının fikir ve davranışlarını idrak etmeye, hem de başkalarının takdirine önem

(11)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 586 vermeye, davranışlarını onların olumlu ve olumsuz tepkilerine göre

ayarlamaya başlar (Yavuzer, 1982).

Okul çağından başlayarak, bireyin hayatı boyunca davranışlarını yönlendiren, diğer insanlarla ilişkilerini biçimlendiren temel güdülerden söz edilebilir. Bu güdülerin oluşmasında, ailenin çocuğa karşı davranışları ve tutumları, en önemli faktördür. Çocuğun ileride ne olması gerektiğine, ilk çocukluk yıllarından itibaren ailesi karar verir ve çocuğu yönlendirir. Yani aile açıkça, çocuktan belirli bir şeyler bekler.

Böyle bir ortamda büyüyen bireyin davranışlarını ve diğer insanlarla ilişkilerini başarı güdüsü belirleyecektir. Bu bireyin her davranışının ve her ilişkisinin temelinde, gizli de olsa başarılı olma arzusu yer alacaktır (Fişek, 1984). Toplumsal yapının belirlediği başarı hedeflerine ulaşmada başarılı olunamazsa, birey sapma eğilimi gösterecektir (İçli, 2001).

Ergenlik çağı ile birlikte genç, davranış ve kimliğinin oluşumunda kendine bir model arar. Aile çevresindeyken anne-baba veya yakın bir akraba olan bu model, okul çağında öğretmen olmaktadır. Bu haliyle öğretmen, bireyin kimliğinin şekillenmesi ve sosyalleşmesinde en etkili kişilerden biridir. Bu nedenle öğretmen ve okul yöneticilerinin davranışlarında bireylere örnek olmak zorunluluğu vardır. Zira bu sistemde meydana gelecek bir aksama, bireylerin düşük okul başarısı, okula karşı soğukluk hissetmesi ve okul yönetimi ile sorunlar yaşamasına (Yavuzer, 1982), dolayısıyla bireyin okula gitmemesi ve sapmış arkadaş grupları ile beraber olmasına sebep olacaktır (Thornberry, 1987). Diğer taraftan bu aksamalar, bireyin okul yaşantısını yarım bırakması ve sağlıksız gelişimine neden olacaktır (Sampson ve Laub, 1993; Krohn vd., 1997).

Sonuç olarak gençlerin uyuşturucu madde kullanım nedenleri arasında aile karakteristiklerin etkisinin önemi büyüktür. Bu açıklamalar doğrultusunda çalışmanın esasını oluşturan sapma kuramı ile aile karakteristikleri arasında yakın bir ilişki olduğu görülmektedir.

Aile ile arkadaş-okul çevresi ve sapma arasındaki yakın ilişki, şekil1’de görülmektedir. Gençlerin aile karakteristiklerinde toplumsal normlara göre sapma ve aile yönetim biçimlerinde yetersiz kontrol veya gözetim- denetim mevcutsa, bireyin içinde yaşadığı sosyal ortam ve bu ortamın yarattığı etkileşim ve sosyal yapı içeriği akran grupları ile benzer özellikler gösteriyorsa, birey bu yapıda mevcut olan sapmış davranışları öğrenerek kendisine bir model oluşturur. Bunun sonucunda bireyler, bulunduğu sosyal yapıya uygun olarak sapma davranışı

(12)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 587 sergilemektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda, ailedeki mevcut sapmış

davranışların miktarı ve niteliği gençlerin uyuşturucu madde kullanım riskini artırdığı söylenebilir.

Şekil1:

Aile ve

Uyuşturucu Madde Bağımlılığı İlişkisi (Wade, 1996)

2. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ 2.1. Konusu

Uyuşturucu madde bağımlılığı kavramı, son yıllarda gerek yazılı gerekse görsel basında Türkiye’nin gündemine yerleşmiş bir konudur.

Bu konuda yapılan çalışmalar incelendiğinde, Türkiye’de sosyoloji alanında psikoloji kadar fazla çalışma yapılmadığı görülür (Ögel, 1995, 1996, 1997; Çakmak, 1996, 1997; Tamar, 1995, 1996, 1997).

Uyuşturucu madde bağımlılarının madde kullanım nedenleri incelendiğinde, arkadaş çevresinin etkisi olduğu kadar aile yapılarından kaynaklanan sorunlarının da madde kullanımında etkili olduğu gözlemlenmektedir (EMCDDA, 2002; UNODC, 2002). Uyuşturucu madde bağımlığının toplumun en küçük sosyolojik birimi olan aile üzerine etkileri toplumun diğer birimlerini de etkileyebilmektedir.

Başka bir ifadeyle, toplum ile aile arasındaki etkileşim karşılıklıdır. Zira uyuşturucu madde kullanım nedeni olarak aile etkisinin incelenmesi, toplum düzeni ve değişimi hakkında bir fikir verebilir. Bu nedenle araştırma, 15-25 yaş grubundaki gençlerin uyuşturucu madde bağımlılığında madde kullanım nedeni olarak aile etkisinin olup olmadığını araştırma amacındadır.

2.2. Araştırmanın Amacı

Son yıllarda Türkiye’de ve dünyada uyuşturucu madde kullanımında artış olduğu gözlenmektedir. Bununla birlikte madde kullanımının kişi, aile ve toplum üzerinde yarattığı tehlikelere yönelik bir ilgi artışı olmuştur. Gençler, madde kullanımı açısından önemli bir risk grubunu oluşturmaktadır. Gençlik döneminin özellikleri dikkate alındığında, bu dönemde oluşabilecek herhangi bir bağımlılık gençlerin tüm yaşamını etkileyebilecektir. Dolayısıyla, 15-25 yaşları arasındaki

Yapısal Aile Değişkenleri

Arkadaş ve Okul Çevresi

SAPMA

(13)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 588 gençlerin, uyuşturucuya başlama nedenleri arasında kabul edilen aile

faktörünün etkisi olup olmadığını incelemek, bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır.

2.3. Araştırmanın Yöntemi

Bu çalışmada karma araştırma metodolojisi uygulanmıştır. İki yöntemin bir arada kullanılmasının en önemli nedeni, konunun derinlemesine ve farklı perspektiflerden incelenmek istenmesidir.

Araştırmaya hem kullanıcıların hem de ailelerinin bakış açısını yansıtmak, uyuşturucu madde kullanım nedenlerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.

Bununla birlikte araştırmada betimsel ve analitik çalışma yöntemleri uygulanmıştır. Araştırma grubunun daha önceden uyuşturucu madde kullanıp halen tedavi olan bağımlılar olması nedeniyle grubun sosyo demografik unsurları (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, kır-kent durumu ve gelir düzeyi), aile yapısı (ailenin eğitim düzeyi, mesleği, sağ ve öz/üvey durumu, aylık gelir seviyesi, sigara, alkol, uyuşturucu madde kullanma ve suç işleme sıklığı), uyuşturucu madde kullanımına başlama faktörleri (madde kullanımının başlangıcındaki yaşı ve eğitim düzeyi, madde kullanım nedenleri, madde kullanımında en etkili kimse ve kullanılan ilk madde), uyuşturucu madde kullanımındaki aile içi ilişkilerin niteliği (baba-genç, anne-genç, kardeş-genç ve anne-baba arasındaki ilişkiler), uyuşturucu madde kullanımı (sürekli kullanılan madde ve kullanım süresi, madde temin şekli, madde kullanımından önceki sigara ve alkol kullanma sıklığı ve suç işleme durumu) ve uyuşturucu madde tedavisine karar verme özellikleri (tedavi kararı verildiği anki yaşı ve eğitim düzeyi, tedaviye karar verme nedeni, tedavi kararının verilmesinde en etkili kimse, en son kullanılan madde ve tedaviden sonra geleceğe bakış açısı) betimsel olarak gösterilmiştir.

Analitik çalışma olarak aile yapısı ile gencin uyuşturucu maddeye başlama ve uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasındaki ilişkinin araştırıldığı (2) temel hipotez ve hipotezlerin değişkenlerinin sınandığı (8) alt hipotez test edilmiştir.

Temel Hipotez 1: Aile yapısı ile gençlerin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 1: Aile içi iletişim ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

(14)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 589

• Baba ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Anne ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Gencin kardeşleriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Anne ve babanın birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 2: Aile ebeveynlerinin yokluğu ve üveyliği ile gencin uyuşturucuya başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Aile ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin yokluğu ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Aile ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin üvey olması ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 3: Ailenin aylık gelir düzeyi ile gencin uyuşturucuya başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 4: Ebeveynlerin alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanması ile gencin uyuşturucuya başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin alkol kullanması ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin sigara kullanması ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

• Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin uyuşturucu madde kullanması gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 5: Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin suç işleme durumu ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.

Temel Hipotez 2: Aile yapısı ile gençlerin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 1: Aile içi iletişim ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

(15)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 590

• Baba ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

• Anne ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

• Gencin kardeşleriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

• Anne ve babanın birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 2: Ebeveynlerinin yokluğu ve üveyliği ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

• Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin yokluğu ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

• Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin üvey olması ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

Alt Hipotez 3: Ailenin aylık gelir düzeyi ile gencin uyuşturucu madde tedavisine karar verme nedeni arasında ilişki vardır.

2.4. Araştırma Grubunun Evreni ve Örneklemi

Uyuşturucu madde bağımlılığında araştırma yapmak her zaman güçtür. Zira uyuşturucu madde kullanımı, tüm toplumlarda tepki gören bir davranış olarak görülmektedir. Uyuşturucu madde bağımlıları, toplumdan dışlanmamak için kendilerini gizleme eğilimi içerisindedirler.

Bu nedenle, bir toplumda bağımlılara ulaşmak her zaman zor olmaktadır. Uyuşturucu madde bağımlılarına; ceza evi, polis karakolları ve hastaneler gibi merkezlerden ulaşılabilmek mümkündür. Dolayısıyla bu çalışmanın mekânı olarak, uyuşturucu madde bağımlılarının yoğun olarak bulunduğu kabul edilen hastaneler seçilmiştir.

İstanbul merkezinde, uyuşturucu madde bağımlılarına yönelik tedavi merkezi olarak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde hizmet veren AMATEM merkezi mevcuttur. Bu tedavi merkezinin seçilmesinin nedeni, madde bağımlılığı tedavisi için ayrı bir birimin bulunmasıdır. Ayrıca İstanbul’daki diğer hastaneler (üniversite, SSK, vakıf vb.), madde bağımlılarını tedavi için AMATEM’e sevk etmektedir.

Bu nedenle AMATEM, uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisinde önemli bir sağlık merkezi olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla araştırmanın evreni, 15-25 yaş grubunda olan, herhangi bir uyuşturucu madde kullanan ve AMATEM’de tedavi olmaya karar vermiş

(16)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 591 bağımlılardan oluşmaktadır. AMATEM’de yapılan incelemede, bu

kriterlere uyan 839 bağımlının 01.01.2003-31.12.2003 tarihleri arasında AMATEM’e tedavi olmak amacıyla başvurduğu anlaşılmıştır.

Araştırma evren büyüklüğünün 839 ile sınırlı olması nedeniyle, örneklem grubunun evreni temsil edecek sayıda olmasına dikkat edilmiştir.

Dolayısıyla, İstanbul’da uyuşturucu madde tedavi merkezi olarak hizmet veren AMATEM kliniğinde, 15-25 yaşları arasında olan, herhangi bir uyuşturucu maddeyi kullanan ve uyuşturucu madde bağımlısı olarak tedavi gören gençler çalışmanın evrenini (839 bağımlı) ve bu hastaneden rastgele örneklem yoluyla seçilecek olan 103 bağımlı çalışmanın örneklem grubunu oluşturmuştur.

2.5. Verilerin Değerlendirilmesi ve Analizi

Uyuşturucu madde bağımlığında aile faktörünün önemini incelemek için hem nicel hem de niteliksel bir çalışma yapılmıştır.

İstanbul AMATEM kliniğinden rastgele örneklem yöntemiyle seçilen 103 kişilik örneklem grubuyla, uyuşturucu madde kullanımının aileden kaynaklanan nedenlerini ortaya çıkaran soruların sorulduğu bir anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasından sonra uyuşturucu madde bağımlılarının aileleri ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Ailelerin sayısının, örneklem grubuyla orantılı olmasına dikkat edilmiştir. Anket ve görüşme esnasında gönüllülük esas kabul edilmiştir. Anket sonuçları, istatistik programı SPSS 10.0 For Windows paket programı, derinlemesine görüşme sonuçları ise, nitel veri değerlendirme teknikleriyle değerlendirilmiştir.

Araştırmaya katılan bireylerin hassas grup olması nedeniyle, 15 Aralık 2004 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı aracılığıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden yazılı izin başvurusunda bulunulmuş ve 15 Ocak 2005 tarihinde gerekli izinler alınmıştır. Bu kapsamda ankete katılan tüm katılımcılara öncellikle araştırmanın amacını ve yöntemini konusunda bilgilendirilmiştir. Rıza formları doldurularak onayı alınmış ve arşivlenmesi sağlanmıştır.

2.6. Kapsam ve Sınırlılıklar

Anketin uygulaması safhasında, bazı güçlüklerle karşılaşılmıştır.

Özellikle bağımlılarının kolluk kuvvetlerinden çekinmesi nedeniyle, çalışma araştırma görevlisi kimliği ile yapılmıştır. Diğer taraftan, bağımlılarının kullandıkları maddenin özelliğinden dolayı, anket sorularını cevaplandırmada bazı zorluklar yaşadığı tespit edilmiştir. Bu

(17)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 592 aksaklık, anketin bire-bir uygulanmasıyla giderilmiştir. Buna karşılık

uçucu madde kullanan bağımlılarının bilinçleri tam açık olmadığından, anketin uygulanması ailelerinin yardımıyla yapılmıştır. Son olarak bağımlılarının kendilerini gizleme eğilimi içerisinde olmalarından ötürü, anket uygulanmasının amaçlarını ayrıntılı bir şekilde sorgulamışlardır.

3. BULGULARIN TARTIŞILMASI VE ÖNERİLER

Bu sonuçlar 15-25 yaş grubundaki herhangi bir uyuşturucu madde kullanan ve AMATEM’de uyuşturucu madde tedavisi olmaya karar vermiş bağımlıları kapsamaktadır. Bulguların, konuyla ilgili genel bir bilgi sağlaması ve başka açılımlara yön verecek nitelik taşıması umulmaktadır. Madde kullanıcıları çok farklı biçimlerde algılanmakta ve tanımlanmaktadır. Bu durum bize kullanıcıların homojen bir grup oluşturmadığını göstermektedir (Ögel, 1997).

Bu araştırmada, araştırma grubunun sosyo demografik özellikleri olarak; cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, kır-kent durumu ve gelir seviyesi esas alınmıştır.

Araştırma grubunun cinsiyet dağılımında kadın bağımlıların oranın %10 çıkması, diğer çalışma sonuçları ile benzerlikler göstermektedir (EMCDDA, 2002; UNODC, 2002). Araştırma grubunu oluşturan bağımlıların yaş ortalaması 23 yaş civarındadır. Bağımlıların eğitim düzeyi, %42 oranda ilkokul mezunudur. Medeni duruma bakıldığında grubun %61’i bekardır. Araştırma grubunun %89’u yaşamlarının çoğunluğunu kent merkezinde geçirmektedir. Bununla birlikte kent merkezli bir yaşamda bireyin gelir seviyesinin niteliği çok önemlidir. Anket çalışmasına katılan bağımlıların %23’nün ailelerinin geliri ile yaşamaları, bağımlıların halen herhangi bir meslek sahibi olamamaları ve uyuşturucu maddenin etkisiyle düzensiz bir işleri olmasıyla açıklanabilir.

Ebeveynlerin eğitim düzeyinin çoğunlukla ilkokul mezunudur.

Bununla birlikte anne-baba meslekleri incelendiğinde, babalarının genel olarak serbest meslekle uğraştığı görülmüştür. Annelerinin meslekleri ise, çoğunlukla belli bir meslekleri olmadığı ve yaşamlarının çoğunluğunu ev ortamında geçirdikleri gözlemlenmiştir. Bireylerin sorunsuz bir ortamda yetişmesi çok önemlidir. Zira gençlik çağının özellikleri dikkate alındığında anne-baba sevgisinden yoksun kalmaları, gençleri sapmış davranışlara itmesi muhtemeldir. Böyle bir ortamda gençlerin daha kolay uyuşturucu madde kullandığı yapılan

(18)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 593 araştırmalarda ortaya çıkmıştır (Downey, 1995; Hoffman ve Johnson,

1998).

Bu araştırmada, gençlerin aile yapısı ile uyuşturucu madde kullanma ve madde tedavisine karar verme nedeni arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını inceleyen (2) temel hipotez sınanmıştır. Temel hipotezlerdeki değişkenlerin sınanmasını kolaylaştırmak amacıyla (8) alt hipotez ve alt hipotezlerdeki her bir değişken alt problem olarak teşkil edilmiştir.

Bu araştırmada, değişkenler arasındaki anlamlı bir ilişkinin varlığı Ki-Kare (chi-square veya ) testi kullanılarak sınanmıştır. Bu teknik, iki sınıflamalı değişken arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını test eder. İki değişken arasında bir ilişkinin olması, bir değişkenin düzeylerindeki cevapların diğer değişkenin düzeylerinde farklılaştığını gösterir. Buna göre bu iki değişken arasındaki fark arttıkça, değişkenler arasındaki ilişkinin anlamlı çıkma olasılığı artar (Büyüköztürk, 2002).

Bununla birlikte değişkenler arasındaki anlamlı ilişkinin varlığı analiz edilirken 1’inci tip hata olasılığının %95 olduğu kabul edilmiştir.

3.1. 1’inci Temel Hipotezin Test Edilmesi

“Aile yapısı ile gençlerin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.”

1’inci temel hipotezin sınanması amacıyla (5) adet alt hipotez oluşturulmuştur. Her bir alt hipotez kendi içerisinde değerlendirilmiştir.

1’inci alt hipotezin sınanması için (4) alt problem oluşturulmuştur. Her bir alt problem kendi içerisinde değerlendirilmiştir.

3.2. 1’inci Alt Problemin Test Edilmesi

“Baba ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.”

Anket çalışmasında, baba-genç iletişimi; iki soruda farklı bir şekilde ölçülmüş olup iki sorudaki değişkenler arasındaki anlamlı bir ilişkinin varlığı ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

(19)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 594

Tablo1: Baba-Genç İlişkisi ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Babalarıyla olan ilişkisini demokratik olarak niteleyen bağımlıların

%37,1’i arkadaş, %10’u aile ve %12,9’u diğer etkilerden (keyif, merak, kişisel bunalım ve okul yaşamı) dolayı uyuşturucu madde kullanımına başlamışlardır. Buna karşın babalarıyla olan ilişkisini otoriter veya umursamaz olarak tanımlayan bağımlıların sadece %8,6’sı uyuşturucu madde kullanım nedeninin aile etkisi olduğunu ifade etmişlerdir.

Yapılan analiz sonucu; =0.05<p=0,614 değerleri bulunmuştur.

Dolaysıyla bulunan değerin, 0.05’den büyük olması nedeniyle baba- genç ilişkisi ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişki olmadığı sonucu çıkmıştır.

Tablo2: Baba ve Genç Arasındaki Sorunlar ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Baba-genç iletişimini ölçen diğer soruda, baba ve genç arasındaki sorunlar ile uyuşturucu madde kullanım nedeni arasındaki ilişki araştırılmıştır. Babalarıyla arasında sorunların olduğunu belirten bağımlıların %24,3’ü arkadaş, %12,9’u aile ve %8,6’sı diğer

26 7 9 42

37,1% 10,0% 12,9% 60,0%

14 6 8 28

20,0% 8,6% 11,4% 40,0%

40 13 17 70

57,1% 18,6% 24,3% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam

Miktar

% Toplam Demokratik Baba

Otoriter veya umursamaz baba Baba-Genç

İlişkisi

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

17 9 6 32

24,3% 12,9% 8,6% 45,7%

23 4 11 38

32,9% 5,7% 15,7% 54,3%

40 13 17 70

57,1% 18,6% 24,3% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Sorunlar vardı

Sorunlar yoktu Baba ve Genç

Arasındaki Sorunlar

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

(20)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 595 nedenlerden ötürü uyuşturucu madde kullanımına başlamışlardır.

Fakat babalarıyla arasında herhangi bir sorun olmadığını belirten bağımlıların sadece %5,7’si uyuşturucu madde kullanım nedeni olarak görmektedir. Yapılan analiz sonucu; =0.05<p=0,149 değerleri bulunmuştur. Bu nedenle, baba ve genç arasındaki sorunlar ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

3.3. 2’nci Alt Problemin Test Edilmesi

“Anne ve gencin birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.”

Anne-genç iletişimi de baba-genç iletişimi gibi iki soruda ölçülmüş olup, değişkenler arasındaki anlamlı bir ilişkinin varlığı ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

Tablo3: Anne-Genç İlişkisi ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Tablo3 incelendiğinde, anneleriyle olan ilişkisini demokratik olarak tanımlayan bağımlıların sadece %8,9’u uyuşturucu madde kullanım nedenin aile olduğu görülür. Diğer taraftan anneleriyle olan ilişkisini otoriter veya umursamaz olarak nitelendiren bağımlıların uyuşturucu madde kullanım nedenin oranı da %8,9 olarak saptanmıştır. Anne-genç ilişkisi ile uyuşturucu madde kullanım nedeni arasındaki ilişkiyi test etmek amacıyla yapılan analiz sonucu; =0.05>p=0,020 değerleri tespit edilmiştir. Dolayısıyla anne-genç ilişkisi ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir.

Bununla birlikte iki değişken arasındaki anlamlı ilişkinin derecesini tespit etmek amacıyla yapılan Cramer’s V testin sonucunda, iki değişken arasındaki ilişkinin %29,4 oranında olduğu saptanmıştır.

42 8 14 64

46,7% 8,9% 15,6% 71,1%

9 8 9 26

10,0% 8,9% 10,0% 28,9%

51 16 23 90

56,7% 17,8% 25,6% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam

Miktar

% Toplam Demokratik Anne

Otoriter veya umursamaz anne Anne-Genç

İlişkisi

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

(21)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 596

Tablo4: Anne ve Genç Arasındaki Sorunlar ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Tablo4, annesi ile arasında sorunların olduğunu belirten bağımlıların %11,1’i aile etkisinden ötürü uyuşturucu madde kullandığını göstermektedir. Buna karşın annesi ile arasında herhangi bir sorun olmadığını belirten bağımlıların %47,8’i uyuşturucu madde kullanımına arkadaş çevresinin etkisiyle başlamışlardır. Yapılan analiz sonucu; =0.05> p=0,001 değerlerinin çıkması nedeniyle, anne ve genç arasındaki sorunlar ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişkinin varlığı saptanmıştır. Ayrıca iki değişken arasındaki ilişkinin %39,8 oranında olduğu gözlemlenmiştir.

3.4. 3’üncü Alt Problemin Test Edilmesi

“Gencin kardeşleriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.” Bu alt problemdeki anlamlı ilişkinin varlığı tek soruda ölçülmüştür.

Tablo5: Kardeş-Genç İlişkisi ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

8 10 5 23

8,9% 11,1% 5,6% 25,6%

43 6 18 67

47,8% 6,7% 20,0% 74,4%

51 16 23 90

56,7% 17,8% 25,6% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Sorunlar vardı

Sorunlar yoktu Anne ve Genç

Arasındaki Sorunlar

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

50 10 23 83

52,6% 10,5% 24,2% 87,4%

4 6 2 12

4,2% 6,3% 2,1% 12,6%

54 16 25 95

56,8% 16,8% 26,3% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam İyi anlaşırdım.

Hiç anlaşamazdım.

Kardeş-Genç İlişkisi

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

(22)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 597 Yapılan analiz sonucu, gözelerdeki 5’ten küçük iki gözün teorik

değeri %33,3 olarak tespit edildiğinden, kardeş-genç ilişkisi ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasındaki anlamlı bir ilişkinin varlığı Ki-Kare yöntemiyle saptanmaz. Bu durumda yüzde dağılımına bakıldığında, kardeşleriyle anlaşamayan bağımlıların sadece %6,3’ü aile etkisinden dolayı uyuşturucu madde kullanımına başladıkları görülür. Buna karşın, kardeşleriyle genel olarak iyi anlaşan bağımlıların

%52,6’sı arkadaş, %10,5’i aile ve %24,2’si diğer nedenlerden ötürü uyuşturucu madde kullanımına başlamışlardır.

3.5. 4’üncü Alt Problemin Test Edilmesi

“Anne ve babanın birbiriyle olan iletişimi ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.”

Anne ve baba arasındaki iletişim üç soruda ölçülmüş olup, değişkenler arasındaki anlamlı bir ilişkinin varlığı ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

Tablo6: Anne ve Baba Arasındaki Anlaşma ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Anne ve baba arasındaki anlaşma ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasındaki ilişki yüzde dağılımı ile incelendiği zaman, anne ve babası arasında herhangi bir sorun olduğunu belirten bağımlıların sadece %5,8’i aile etkisinden dolayı uyuşturucu madde kullanımına başladıkları görülür. Bu oran, arkadaş çevresi etkisinin yaklaşık yarısı kadardır. Başka bir ifadeyle aile etki oranı oldukça düşük olduğu gözlemlenmiştir.

30 9 12 51

43,5% 13,0% 17,4% 73,9%

9 4 5 18

13,0% 5,8% 7,2% 26,1%

39 13 17 69

56,5% 18,8% 24,6% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Anlaşırlardı

Anlaşamazlardı Anne ve Baba

Arasındaki Anlaşma

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

(23)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 598

Tablo7: Anne ve Baba Arasındaki Geçimsizlik ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Anne ve baba arasındaki geçimsizliğin ölçüldüğü soruda, bağımlıların %11,6’sı aile etkisinden ötürü uyuşturucu madde kullanmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Buna karşın anne ve babası arasında herhangi bir geçimsizliği olmadığını belirten bağımlıların

%40,6’sı arkadaş etkisiyle uyuşturucu madde kullanımına başladığı tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonucu; =0.05>p=0,029 değerleri saptandığından, anne ve baba arasındaki geçimsizlik ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir

Tablo8: Babanın Anneye Şiddet Uygulaması ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Babanın anneye şiddet uygulaması anlaşma ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasındaki ilişki yüzde dağılımı ile incelendiğinde, babasının annesine şiddet uyguladığını belirten bağımlıların %2,9’u aile etkisiyle uyuşturucu madde kullanımına başladıkları görülür. Arkadaş etkisiyle uyuşturucu madde kullanımına başlayanların oranın %17,4 olarak tespit edilmesi, babanın anneye

28 5 7 40

40,6% 7,2% 10,1% 58,0%

11 8 10 29

15,9% 11,6% 14,5% 42,0%

39 13 17 69

56,5% 18,8% 24,6% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Geçinirlerdi

Geçinemezlerdi Anne ve Baba

Arasındaki Geçimsizlik

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

12 2 1 15

17,4% 2,9% 1,4% 21,7%

27 11 16 54

39,1% 15,9% 23,2% 78,3%

39 13 17 69

56,5% 18,8% 24,6% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam Uygulardı

Uygulamazdı Babanın Anneye Şiddet

Uygulaması

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

(24)

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 4, Issue 4, Aralık 2020, December 2020.

Sayfa | 599 şiddet uygulaması değişkeninde arkadaş çevresinin önemini ortaya

koymaktadır.

Genel olarak 1’inci alt hipotez sınandığında; sadece anne-genç iletişimi ve anne ve baba arasındaki geçimsizlik ile gencin uyuşturucu madde kullanma nedeni arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Diğer değişkenler ile gencin uyuşturucu madde kullanma nedeni arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanamamıştır.

3.6. 2’nci Alt Hipotezin Test Edilmesi

“Aile ebeveynlerinin yokluğu ve üveyliği ile gencin uyuşturucuya başlama nedeni arasında ilişki vardır.” Bu alt hipotez iki alt problem olarak değerlendirilmiştir.

3.7. 1’inci Alt Problemin Test Edilmesi

“Aile ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin yokluğu ile gencin uyuşturucu maddeye başlama nedeni arasında ilişki vardır.” Bu alt problemdeki anlamlı ilişki tek soruda sınanmıştır.

Tablo9: Anne-Baba Yokluğu ile Madde Kullanma Nedeninin Sınanması

Anne ve/veya babası ya da her ikisi sağ olmayan bağımlıların sadece %3,9’u aile etkisiyle uyuşturucu madde kullanımına başlamışlardır. Buna karşın arkadaş etkisiyle uyuşturucu madde kullananların oranı, %20,4 olduğu tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonucu; =0.05<p=0,661 değerleri bulunmuştur. Bu nedenle, anne- baba yokluğu ile gencin uyuşturucu madde kullanım nedeni arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

39 13 17 69

37,9% 12,6% 16,5% 67,0%

21 4 9 34

20,4% 3,9% 8,7% 33,0%

60 17 26 103

58,3% 16,5% 25,2% 100,0%

Miktar

% Toplam Miktar

% Toplam

Miktar

% Toplam Anne ve Babanın

İkisi de Öz Anne ve/veya babanın birisi ya da ikisi de sağ değil Anne-Baba

Yokluğu

Toplam

Arkadaş

etkisi Aile etkisi Diğer Uyuşturucu Madde Kullanma

Nedeni

Toplam

Referanslar

Benzer Belgeler

Sözü edilen yerden ilerleyerek Şarzadol yakınında bulunan koz/kavak ağacı etrafındaki humka; buradan kadim yolun sol tarafında, Runiaviza Yaylası karşısında iki

Birinci Yazar Soyadı, Birinci Yazar isminin baş harf(ler)i., İkinci Yazar Soyadı, İkinci Yazar isminin baş harf(ler)i, Üçüncü Yazar Soyadı, Üçüncü Yazar isminin baş

Başlat – Cevapla – Takip Sorusu (BCT) üçlü etkileşim örüntüsü Sınıf içi etkinlikler sırasında öğretmen “BCT akipSorusu ” üçlü etkileşim örüntüsünü kullanarak

İncelemede ilk olarak Sait Faik ve hikâyeciliğinden bahsedilecek, daha sonra kronotop kavramı açıklanarak Sait Faik'in hikâyelerinde kullandığı mekânlardan

Bu eserde devlet yönetim işlerine dair kilit pozisyonların (bey, vezir, kumandan, elçi, ulu hacib, yazıcı, aşçı vb.) gerektirdiği değer odaklı vasıflara (erdem, bilgi,

Conrad Gessner’in ünlü eseri “BibliothecaUniversalis”ile karşılaştırılmakta ve ona bir cevap olarak görülmektedir(Dekonick, 2008, s.71).Gessner ile

USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi - International Journal of Social Sciences Academy, Yıl 2, Year 2, Sayı 3, Issue 3, Haziran 2020, June 2020.. Sayfa | 252 Öz: Bu

6 Din adamları ve şeyhlerin bu hakkını teslim eden emekli bir albay hatıratında şu bilgilere yer vermektedir: “…Mütareke yıllarının isimsiz