• Sonuç bulunamadı

EZİYETİN HÜKMÜ VE CEZÂSI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EZİYETİN HÜKMÜ VE CEZÂSI"

Copied!
48
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin

RASÛLULLÂH’A

Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı

()

1111

EZİYETİN HÜKMÜ VE CEZÂSI

ABDULLÂH SAÎD EL-MÜDERRİS

i

Tevhîd-î Dâvet

(2)

22 22

I

(3)

333 3

%

RASÛLULLÂH’A ()

EZİYETİN HÜKMÜ VE CEZÂSI

(4)

44 44

Kitâbın Adı:

Rasûlullâh’a () Hakaretin Hükmü ve Cezâsı

Yazarı:

Abdullâh Saîd el- Müderris

Yayıncı:

Tevhîd-î Dâvet

Yayına Hazırlık:

Tevhîd-î Dâvet Yayın No:

Akîde Serisi:

Birinci Baskı:

i

Tevhîd-î Dâvet

TEVHÎD-Î DÂVET

Tevhîde Dâvet Eder

(5)

555 5

i

TEVHÎD-Î DÂVET

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN HÜKMÜ VE

CEZÂSI

Abdullâh Saîd el-Müderris

(6)

66 66

#

 ُذﻮُﻌَﻧَو ُ ُﺮِﻔْﻐَﺘْﺴَﻧَو ُﻪُﻨِﻌَﺘْﺴَﻧَو ُ ُﺪَﻤْﺤَﻧ ِ َّ ِ َﺪْﻤَﺤْﻟا َّنِإ  ُذﻮُﻌَﻧَو ُ ُﺮِﻔْﻐَﺘْﺴَﻧَو ُﻪُﻨِﻌَﺘْﺴَﻧَو ُ ُﺪَﻤْﺤَﻧ ِ َّ ِ َﺪْﻤَﺤْﻟا َّنِإ  ُذﻮُﻌَﻧَو ُ ُﺮِﻔْﻐَﺘْﺴَﻧَو ُﻪُﻨِﻌَﺘْﺴَﻧَو ُ ُﺪَﻤْﺤَﻧ ِ َّ ِ َﺪْﻤَﺤْﻟا َّنِإ  ُذﻮُﻌَﻧَو ُ ُﺮِﻔْﻐَﺘْﺴَﻧَو ُﻪُﻨِﻌَﺘْﺴَﻧَو ُ ُﺪَﻤْﺤَﻧ ِ َّ ِ َﺪْﻤَﺤْﻟا َّنِإ  ِ ِﺪْﻬَﻳ  ْﻦَﻣ ،َﺎﻨِﻟﺎَﻤْﻋَأ  ِتَﺎﺌَِّﺳ ْﻦِﻣَو َﺎﻨِﺴُﻔْﻧَأ ِروُﺮُﺷ ْﻦِﻣ ِﷲﺎِﺑ  ِ ِﺪْﻬَﻳ  ْﻦَﻣ ،َﺎﻨِﻟﺎَﻤْﻋَأ  ِتَﺎﺌَِّﺳ ْﻦِﻣَو َﺎﻨِﺴُﻔْﻧَأ ِروُﺮُﺷ ْﻦِﻣ ِﷲﺎِﺑ  ِ ِﺪْﻬَﻳ  ْﻦَﻣ ،َﺎﻨِﻟﺎَﻤْﻋَأ  ِتَﺎﺌَِّﺳ ْﻦِﻣَو َﺎﻨِﺴُﻔْﻧَأ ِروُﺮُﺷ ْﻦِﻣ ِﷲﺎِﺑ  ِ ِﺪْﻬَﻳ  ْﻦَﻣ ،َﺎﻨِﻟﺎَﻤْﻋَأ  ِتَﺎﺌَِّﺳ ْﻦِﻣَو َﺎﻨِﺴُﻔْﻧَأ ِروُﺮُﺷ ْﻦِﻣ ِﷲﺎِﺑ   ْﻦَﻣَو ُﻪَﻟ  َّﻞِﻀُﻣ َﻼَﻓ ُﷲا   ْﻦَﻣَو ُﻪَﻟ  َّﻞِﻀُﻣ َﻼَﻓ ُﷲا   ْﻦَﻣَو ُﻪَﻟ  َّﻞِﻀُﻣ َﻼَﻓ ُﷲا   ْﻦَﻣَو ُﻪَﻟ  َّﻞِﻀُﻣ َﻼَﻓ ُﷲا  َﻻ ْنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ُﻪَﻟ َيِدَﺎﻫ َﻼَﻓ  ْﻞِﻠ ْﻀُﻳ

 َﻻ ْنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ُﻪَﻟ َيِدَﺎﻫ َﻼَﻓ  ْﻞِﻠ ْﻀُﻳ  َﻻ ْنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ُﻪَﻟ َيِدَﺎﻫ َﻼَﻓ  ْﻞِﻠ ْﻀُﻳ  َﻻ ْنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ُﻪَﻟ َيِدَﺎﻫ َﻼَﻓ  ْﻞِﻠ ْﻀُﻳ

 ُ ُﺪْﺒَﻋ اًﺪَّﻤَﺤُﻣ َّنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ،ُﻪَﻟ َﻚﻳِﺮَﺷ َﻻ ُ َﺪْﺣَو ُﷲا َّﻻِإ َﻪَﻟِإ  ُ ُﺪْﺒَﻋ اًﺪَّﻤَﺤُﻣ َّنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ،ُﻪَﻟ َﻚﻳِﺮَﺷ َﻻ ُ َﺪْﺣَو ُﷲا َّﻻِإ َﻪَﻟِإ  ُ ُﺪْﺒَﻋ اًﺪَّﻤَﺤُﻣ َّنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ،ُﻪَﻟ َﻚﻳِﺮَﺷ َﻻ ُ َﺪْﺣَو ُﷲا َّﻻِإ َﻪَﻟِإ  ُ ُﺪْﺒَﻋ اًﺪَّﻤَﺤُﻣ َّنَأ ُﺪَﻬْﺷَأَو ،ُﻪَﻟ َﻚﻳِﺮَﺷ َﻻ ُ َﺪْﺣَو ُﷲا َّﻻِإ َﻪَﻟِإ ُﻪُﻟﻮُﺳَرَو ُﻪُﻟﻮُﺳَرَو ُﻪُﻟﻮُﺳَرَو ُﻪُﻟﻮُﺳَرَو :::

;ُﺪْﻌَﺑ ﺎَّﻣَأ     

;ُﺪْﻌَﺑ ﺎَّﻣَأ

;ُﺪْﻌَﺑ ﺎَّﻣَأ

;ُﺪْﻌَﺑ ﺎَّﻣَأ

(7)

MUKADDİME

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle…

Hamd, -âlemlerin Rabbi olan- Allâh’a mahsustur.

O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülü- ğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ede- rim ki, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem O’nun kulu ve rasûlüdür… Bundan sonra:

Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın insânlara ve cin- lere hidâyet ve rahmet için gönderdiği son nebî ve rasûl olan Muhammed aleyhisselâm’a karşı yapılan eziyetlerin arttığı şu zaman diliminde lânetli olan bu

(8)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 88

88

işlere ve bu işleri yapanlara karşı her bir mükellefin üzerine düşen sorumluluğu gücü yetiyorsa eli ile buna gücü yetmiyor ise dili ile buna da gücü yetmi- yor ise kalbiyle yerine getirmesi, îmân ettiğini söyle- diği rasûle karşı bir görevidir. Nitekim Kâdî İyâd rahîmehullâh bunu şöyle ifâde etmiştir: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’i hayatında ve vefatından sonra, ezâ ve cefâdan korumak her mü’min üzerine farzdır. Lâkin bu farz-ı kifâyedir.”1

İşte bu risâlenin hedefi bu farzı yerine getir- mek niyetinde olan Müslümanlara Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmenin hükmünü ve bu lânetli işi yapanların cezâsını beyân etmektir.

1 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/245.

(9)

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN KEYFİYETİ

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet- ten maksat, O’nu üzecek tüm söz ve hareketlerdir.

Allâh Subhânehu ve Teâlâ âyet-i kerîmesinde şöyle buyurarak Rasûlüne eziyet edenlerden bahsetmek- tedir:

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

 ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ

 ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ

۝ ٥٧

۝ ٥٧

۝ ٥٧

۝ ٥٧

﴾﴾﴾﴾

باﺰﺣٴﻻا ةرﻮﺳ)

: ٣٣ / ٥٧ (

“Şüphesiz Allâh ve Rasûlüne eziyet edenlere, Allâh, dünyâ ve âhirette lânet etmiş ve onlara aşağı- layıcı bir azâb hazırlamıştır” (Ahzab: 33/57)

Âyetin tefsîrinde İmâm Kurtubî rahîmehullâh

(10)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 1010

1010

şöyle demiştir: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet onu rahatsız eden bütün sözler ve bütün fiillerdir. Ona eziyet veren sözlere örnek onun hak- kında sihirbaz, şâir, kâhin ve deli... demeleri; ona ezi- yet veren fiiller ise: Uhud günü küçük azı dişini kırıp yüzünü yaralamaları, Mekke’de secdede iken sırtının üzerine devenin sakatatını atmaları ve buna benzer davranışlardır.”2

Binâenaleyh Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e küfretmek ve onu zemmetmek; kendisini, ahlakını ve sıfatlarını ayıplamak; dînine ve huyların- dan bir huya noksanlık ifâde etmek, bunları kerih görmek; emîrlerini ve işlerini kötülemek; makamına

2 Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 14/238.

(11)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 11111111

ve derecesine kınama yoluyla layık olmayan bir şeyi isnâd etmek, şahsına ve şahsına ait olan şeylerle alay etmek… O’na eziyet etmek demektir. Bunun ciddi olarak ya da şaka yoluyla yapılması; yazı veya resim ile söz veya işaret ile tiyatro veya film ile ol- ması arasında hiçbir fark yoktur; hepsi aynı şer’î hükmü ve cezâyı gerektirmektedir.

l

(12)

RASÛLULLÂH’A () EZİYET ETMEK, ALLÂH’A EZİYET ETMEK DEMEKTİR

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmek, Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya eziyet etmek demektir. Allâh Subhânehu ve Teâlâ âyet-i kerîme- sinde şöyle buyurmaktadır:

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو َ َّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ  َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

 ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ ُ َّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ

ﻦﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﻦﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﻦﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﻦﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ

۝ ٥٧

۝ ٥٧

۝ ٥٧

۝ ٥٧

﴾﴾﴾﴾

ةرﻮﺳ) باﺰﺣٴﻻا

: ٣٣ / ٥٧ (

“Şüphesiz Allâh ve Rasûlüne eziyet edenlere, Allâh, dünyâ ve âhirette lânet etmiş ve onlara aşağı- layıcı bir azâb hazırlamıştır” (Ahzab: 33/57)

Allâh’u Teâlâ âyet-i kerîmesinde kendisine ya-

(13)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 1313 1313

pılan eziyet ile Rasûlüne yapılan eziyeti birbirinden ayırmamış, bilâkis bir zikretmiştir. Buna göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e yapılacak olan herhangi bir eziyet, Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya yapılmış demektir. Abdullâh bin Muğaffel radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem, şöyle buyur- muştur:

“Kim bana eziyet ederse Allâh’a eziyet etmi “Kim bana eziyet ederse Allâh’a eziyet etmişşşştir. “Kim bana eziyet ederse Allâh’a eziyet etmi “Kim bana eziyet ederse Allâh’a eziyet etmi tir. tir. tir.

Kim Allâh’a eziyet ederse Allâh onu tez zamanda yak Kim Allâh’a eziyet ederse Allâh onu tez zamanda yak Kim Allâh’a eziyet ederse Allâh onu tez zamanda yak Kim Allâh’a eziyet ederse Allâh onu tez zamanda yaka- a- a- a- lar.”

lar.”

lar.”

lar.”

[Tirmizî (3862); Ahmed (16803)…] İmâm İbn Kesîr rahîmehullâh şöyle demiştir: “Her kim ne şekilde olursa olsun Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet ederse; Allâh’a eziyet etmiş olur. Kim de ona itaat ederse; Allâh’a itaat etmiş olur.”3

3 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm: 6/424.

(14)

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN HÜKMÜ

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e söv- mek, çirkin şeyler isnâd etmek ve onunla alay etmek gibi şeyler ile eziyet etmek, kişiyi dinden çıkaran büyük küfürdür. Böyle bir kimse ebedi cehennem ateşinde kalmayı hak eden kâfir bir kimsedir. Nite- kim Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

َنوُءِﺰَۡﺘۡﺴَﺗ ۡﻢُﺘﻨُﻛ ۦِﻪِﻟﻮُﺳَرَو ۦِﻪِﺘٰـَﻳاَءَو َِّ ﭑِﺑَأ ۡﻞُﻗ﴿

َنوُءِﺰَۡﺘۡﺴَﺗ ۡﻢُﺘﻨُﻛ ۦِﻪِﻟﻮُﺳَرَو ۦِﻪِﺘٰـَﻳاَءَو َِّ ﭑِﺑَأ ۡﻞُﻗ﴿

َنوُءِﺰَۡﺘۡﺴَﺗ ۡﻢُﺘﻨُﻛ ۦِﻪِﻟﻮُﺳَرَو ۦِﻪِﺘٰـَﻳاَءَو َِّ ﭑِﺑَأ ۡﻞُﻗ﴿

َنوُءِﺰَۡﺘۡﺴَﺗ ۡﻢُﺘﻨُﻛ ۦِﻪِﻟﻮُﺳَرَو ۦِﻪِﺘٰـَﻳاَءَو َِّ ﭑِﺑَأ ۡﻞُﻗ﴿

۝ ٦٥

۝ ٦٥

۝ ٦٥

۝ ٦٥ ۡﻢُﻜِﻨٰـَﻤﻳِإ َﺪۡﻌَﺑ ﻢُﺗۡﺮَﻔَﻛ ۡﺪَﻗ ْاوُرِﺬَﺘۡﻌَﺗ  َﻻ ۡﻢُﻜِﻨٰـَﻤﻳِإ َﺪۡﻌَﺑ ﻢُﺗۡﺮَﻔَﻛ ۡﺪَﻗ ْاوُرِﺬَﺘۡﻌَﺗ  َﻻ ۡﻢُﻜِﻨٰـَﻤﻳِإ َﺪۡﻌَﺑ ﻢُﺗۡﺮَﻔَﻛ ۡﺪَﻗ ْاوُرِﺬَﺘۡﻌَﺗ  َﻻ ۡﻢُﻜِﻨٰـَﻤﻳِإ َﺪۡﻌَﺑ ﻢُﺗۡﺮَﻔَﻛ ۡﺪَﻗ ْاوُرِﺬَﺘۡﻌَﺗ  َﻻ

ۚ ۚ ۚ ۚ

۝ ٦٦

۝ ٦٦

۝ ٦٦

۝ ٦٦

﴾﴾﴾﴾

) ﺔﺑﻮّﺘﻟا ةرﻮﺳ

/ ٦٥ - ٦٦ (

“De ki: Allâh ile O’nun âyetleri ve Rasûlü ile mi alay ediyorsunuz? Özür dilemeyin. Çünkü siz îmân ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz.” (Tevbe: 9/65-66)

(15)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 1515 1515

Bu âyetler, şehâdet kelimesini söyleyen, na- maz kılan ve Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile beraber savaşa çıkmış olan bazı insanlar hakkında inmiştir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ve sahabe radıyallâhu anhum hakkında alay ve hakaret içeren sözleri söylemeleri nedeni ile Allâh’u Teâlâ onları tekfîr etmiş ve şehadet kelimesini söylemele- ri, namaz kılmaları, cihada çıkmaları ve diğer amelle- ri yerine getiriyor olmaları, onları tekfîr edilmekten kurtarmamıştır. Böylece zaman veya mekân farkı gözetmeden şu hüküm ortaya çıkmaktadır: Her kim Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile alay ederse, ona hakaret ederse Müslüman olduğunu iddia etse bile, namaz gibi ibâdetleri gerine getirip, zina gibi haramlardan kaçınsa bile söylediği ya da yaptığı ile

(16)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 1616

1616

küfrü kastetmediğini söylese bile kâfir olur. Nitekim âyet-i kerimede: “Özür dilemeyin. Çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz” buyrulmuştur.

Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahîmehullâh şöy- le demiştir: “Allâh Subhânehu ve Teâlâ onların: ‘Biz kalben inanmaksızın küfür sözünü söyledik yalnızca dalmış eğleniyorduk’ demelerine rağmen onların îmânlarından sonra kâfir olduklarını bildirmekte ve Allâh’ın âyetleriyle alay etmenin küfür olduğunu açık- lamaktadır. Bu alay etme işi ancak küfre göğüs açan kimselerde olur. Eğer kalbinde îmân varsa onu bu sözü söylemekten alıkoyar.”4 Molla Alîyyu’l-Kârî rahîmehullâh ise şöyle demiştir: “Bir kimse şeriata

4 İbn Teymiyye, Mecmuu’l-Fetâvâ:7/220.

(17)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 1717 1717

yahut şeriat için lüzumlu ve şeriattan ayrılmaz önemli mes’elelere hakaret ederse, küçük görürse kâfir olur.”5

İmâm İshâk bin Rahaveyh rahîmehullâh Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven kim- senin kâfir olacağı hakkında icmâ naklederek söyle demiştir: “Müslüman âlimler, Allâh’a veya Rasûlüne söven ya da Allâh’ın nebilerinden bir nebiyi öldüren bir kimsenin -Allâh’ın indirdiği şeylerin tamamını ka- bul etse bile- sırf bu yaptığı şey sebebiyle kâfir olacağı hususunda icmâ etmişlerdir.”6

İmâm Muhammed bin Sahnûn rahîmehullâh

5 Aliyyu’l-Kârî, Şerhu Fıkhı’l-Ekber: 454.

6 Abdulmunim, Tenbihu’l-Ğafilîn ilâ Hükmi Şatimillahi ve’d-Dîn:

13.

(18)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 1818

1818

da bu konuda icmâ naklederek şöyle demiştir:

“Âlimler Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven, O’nun gözden ve itibardan düşüren (buna çabalayan) kimsenin kâfir olduğunda ve Allâh’ın azâbına müste- hak olduğunda icmâ etmişlerdir. Böyle bir kimsenin dünyâda bütün imâmlar katında hükmü ölümdür.”7

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmenin küfür, fâilinin ise kâfir olduğunda şüphe etmek dahi -Allâh bizleri korusun- îmân dairesinden çıkıp küfre girmeye sebeb olur. Nitekim İmâm Mu- hammed bin Sahnûn rahîmehullâh Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem’e söven kimsenin kâfir ola- cağı hakkında icmâ naklettikten sonra şöyle demiş-

7 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/215-216.

(19)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 1919 1919

tir: “Kim ki, onun küfrü ve ona verilen azâb hakkında şüphe ederse, kâfir olur.”8

Anlaşıldığı üzere Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmek kişiyi dînden çıkaran kü- fürdür; fâili ise kâfirdir.

Soru: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet eden bir kimse, bunu şaka ile yaptığını söyle- se yine de kâfir olur mu?

Cevâb: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmek, ister şaka isterse ciddi olarak yapılsın kişiyi dînden çıkaran büyük küfür olup, sahibini kâfir yapar. Nitekim İmâm Nevevî rahîmehullâh şöyle demiştir: “Küfrü gerektiren sözü söylemenin ve dîn ile

8 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/215-216.

(20)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 2020

2020

alay etmenin şaka olarak veya ciddi olarak yapılması arasında fark yoktur.”9 İmâm Ebû Bekr bin el-Arabî rahîmehullâh ise şöyle ise demiştir: “Şaka olarak yapılan küfür, kişiyi küfre götürür. Ümmette bu ko- nuda ihtilaf yoktur.”10

Anlaşıldığı üzere ister şaka isterse ciddi olarak yapılsın Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e ezi- yet etmek kişiyi dînden çıkaran küfürdür; fâili ise kâfirdir.

Soru: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet eden bir kimse, bununla küfre girmeyi kas- tetmediğini söylese yine de kâfir olur mu?

9 Nevevî, Ravdatu’t-Tâlibîn: 10/64.

10 Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 8/197.

(21)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 2121 2121

Cevâb: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmek demek olan bir şeyi yaptıktan sonra bununla küfre girmeyi kastetmediğini söyleyen bir kimse, küfür fiili işlemiştir ve bununla küfrü kastet- mediğini söylemesi kendisini kâfir olmaktan kurtar- maz. Zîrâ İslâm Dîni’nde hükümler zâhire göre veri- lir. Nitekim İmâm İbn Hacer rahîmehullâh şöyle de- miştir: “Dünyâ hükümlerinin zâhire göre verileceği hususunda âlimlerin hepsi icmâ etmişlerdir.”11 Buna göre her kim küfür olduğu açık bir şeyin fâili olursa - ikrah hali hariç- kalbindekine göre değil, zahirinde- kine göre hükmolunur. Nitekim Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kim küfür olan bir söz söyler veya küfür olan bir ameli işlerse

11 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî: 12/273.

(22)

Abdullâh Said el Abdullâh Said el Abdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderris Müderris 2222

2222

kâfir olmayı kastetmese dâhi bu sebeble kâfir olur.

Çünkü Allâh’ın diledikleri müstesna hiç kimse kâfir olmayı kastetmez...12 Riddet, buna yol açan belli bir sebebten dolayı meydana gelebileceği gibi, dîni değiş- tirme veya risâleti yalanlama kastıyla da meydana gelebilir. Tıpkı İblisin küfrünün rubûbiyyeti yalanlama kastı ile olması gibi. Gerçi böyle bir kastının olmaması ona fayda vermez. Kendisini küfre sokacak sözü söy- leyen (ya da ameli işleyen) kişiye küfrü kastetmemesi fayda vermez (kâfir olur).”13 Şeyh Keşmirî rahîme- hullâh ise şöyle demiştir: “Kim, gerek alay ederek gerekse şaka yere küfür kelimesini söylerse (ya da amelini işlerse) ittifakla kâfir olur ve bu konuda itika-

12 İbn Teymiyye, es-Sârimu’l-Meslûl: 178.

13 İbn Teymiyye, es-Sârimu’l-Meslûl: 370.

(23)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüEziyetin HükmüHükmüHükmü ve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı ve Cezâsı 23232323

dına itibar edilmez.”14

Anlaşıldığı üzere Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet eden kimse, bununla küfre gir- meyi kastetmediğini söylese dahi kâfirdir.

l

14 Keşmirî, İkfâru’l-Mulhidin: 59.

(24)

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN CEZÂSI

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e ezi- yet etmenin hükmü icmâ ile küfür olunca, bunun cezâsı da ölüm olur. Nitekim Allâh Subhânehu ve Teâlâ, Rasûlüne hakaret ve sövme gibi amellerle eziyet edenler hakkında şöyle buyurmuştur:

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿ ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

 ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ

ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِةَﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ

۝ ٥٧

۝ ۝ ٥٧ ٥٧

۝ ٥٧

﴾﴾﴾﴾

ةرﻮﺳ)

باﺰﺣٴﻻا : ٣٣ / ٥٧ (

“Şüphesiz Allâh ve Rasûlüne eziyet edenle- re, Allâh, dünyâ ve âhirette lânet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azâb hazırlamıştır” (Ahzab: 33/57)

Allâh’u Teâlâ, Rasûlüne hakaret ve sövme

(25)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 2525 2525

gibi amellerle eziyet eden kimseleri tehdit ederek dünyâ ve âhiret azâbını vaad etmektedir. İmâm İbn Kesîr rahîmehullâh âyetin tefsîrinde şöyle demiştir: “Allâh’u Teâlâ emîrlerine muhâlefet et- mek, yasaklarını çiğnemek, bunda ısrâr etmek ve Rasûlünü ayıplayarak, onu küçümseyerek eziyet edenleri tehdit ederek azâb vaadini bildiriyor.

Rasûlüne ayıp ve noksanlık isnâd ederek -Allâh bizi ondan korusun- incitenleri tehdîd ediyor.”15

Âyet-i kerîmede Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet edenlerin dünyâ ve âhiret cezâya müstahak oldukları açık olarak beyân edilmektedir. Bu kimselerin dünyâdaki cezâları

15 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm 6/423.

(26)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 262626

26

ölümdür. Âhirette ki cezâları ise cehennem ate- şidir. İmâm İbn Munzir rahîmehullâh şöyle demiş- tir: “İlim ehli, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e sövenin öldürülmesi konusunda icmâ ettiler.”16 İmâm el-Hattabî rahîmehullâh ise şöyle demiştir:

“Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven bir kim- senin Müslüman ise öldürülmesinin farz olduğu hakkında Müslümanlardan herhangi bir kimsenin ihtilaf ettiğini bilmiyorum.”17

Başka bir âyet-i kerîmede ise şöyle buyrul- maktadır:

16 Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 8/82.

17 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/215.

(27)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 2727 2727

 ۡﻢِﻫِﺪۡﻬَﻋ  ِﺪۡﻌَﺑ  ۢﻦِّﻣ  ﻢُﻬَﻨٰـَﻤۡﻳَأ  ْآﻮُﺜَﻜَّﻧ  نِإَو﴿

 ۡﻢِﻫِﺪۡﻬَﻋ  ِﺪۡﻌَﺑ  ۢﻦِّﻣ  ﻢُﻬَﻨٰـَﻤۡﻳَأ  ْآﻮُﺜَﻜَّﻧ  نِإَو﴿

 ۡﻢِﻫِﺪۡﻬَﻋ  ِﺪۡﻌَﺑ  ۢﻦِّﻣ  ﻢُﻬَﻨٰـَﻤۡﻳَأ  ْآﻮُﺜَﻜَّﻧ  نِإَو﴿

 ۡﻢِﻫِﺪۡﻬَﻋ  ِﺪۡﻌَﺑ  ۢﻦِّﻣ  ﻢُﻬَﻨٰـَﻤۡﻳَأ  ْآﻮُﺜَﻜَّﻧ  نِإَو﴿

ِﺮۡﻔُEۡﻟٱ َﺔَّﻤِٕHَأ ْآﻮُﻠِﺘٰـَﻘَﻓ ۡﻢُEِﻨﻳِد ﻰِﻓ ْاﻮُﻨَﻌَﻃَو ِﺮۡﻔُEۡﻟٱ َﺔَّﻤِٕHَأ ْآﻮُﻠِﺘٰـَﻘَﻓ ۡﻢُEِﻨﻳِد ﻰِﻓ ْاﻮُﻨَﻌَﻃَو ِﺮۡﻔُEۡﻟٱ َﺔَّﻤِٕHَأ ْآﻮُﻠِﺘٰـَﻘَﻓ ۡﻢُEِﻨﻳِد ﻰِﻓ ْاﻮُﻨَﻌَﻃَو ِﺮۡﻔُEۡﻟٱ َﺔَّﻤِٕHَأ ْآﻮُﻠِﺘٰـَﻘَﻓ ۡﻢُEِﻨﻳِد ﻰِﻓ ْاﻮُﻨَﻌَﻃَو

۝ ١٢

۝ ١٢

۝ ١٢

۝ ١٢

﴾﴾﴾﴾

) ةرﻮﺳ

ﺔﺑﻮّﺘﻟا : ٩/

١٢ (

“Eğer ahidlerinden sonra yeminlerini bo- zup dîninize dil uzatırlarsa, küfrün önderleriyle savaşın.” (Tevbe: 9/12)

Allâh Subhânehu ve Teâlâ bu âyet-i kerîmesinde: “Dîninize dil uzatırlarsa, küfrün önderleriyle savaşın” buyurarak İslâm Dîni’ne dil uzatan kimselerle, buna sebebiyet veren, destek- leyen ve önderlik eden kimselerle savaşılmasını ve onların öldürülmesini emretmiştir. Nitekim İmâm İbn Kesîr rahîmehullâh şöyle demiştir:

(28)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 282828

28

“Allâh’u Teâlâ’nın: ‘Dîninize dil uzatırlarsa’ buyru- ğunun mânâsı: ‘Onu ayıplar ve küçümserlerse’

demektir. İşte Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e veya İslâm Dîni gibi kutsallara sövenin öldü- rülmesi buradan alınmıştır.”18

Ömer radıyallâhu anh kendi yanına Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven bir adam getirildiğinde onu derhal öldürmüş ve şöy- le demiştir: “Kim Allâh’a veya nebîlerden birisine söverse onu derhal öldürün!”19

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e ezi- yet edenlere verilecek cezâ hakkında Kâdî Îyâd

18 İbn Kesîr,Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm: 4/102-103.

19 İbn Teymiyye, es-Sârimu’l-Meslûl ala Şâtimi’r-Rasûl: 201.

(29)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 2929 2929

rahîmehullâh şöyle demiştir: “Allâh seni ve beni muvaffak kılsın bil ki! Şüphesiz Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e küfredenler yahut onu zemme- denler veyahut da kendisine, sıfatlarına, soyuna, dînine, huylarından bir huya noksanlık katanlar veyahut bu hususta işârette bulunan, Nebî sal- lallâhu aleyhi ve sellem’e küfretmek, hakaret et- mek, küçük düşürmek, emrini kötülemek, hükmü- nü ayıplamak için bir şeye benzetenlerin hepsi Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e sövmüş olurlar. Bunla- ra verilecek cezâ öldürülmeleridir…

Biz Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven bu kimsenin sövmesinin, açık veya işâretle olma- sında hiçbir fark görmeyiz. Onu öldürmekte hiçbir

(30)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 303030

30

şüphe etmeyiz.

Yine O’na lânet eden, beddua eden veya O’na zarar vermek isteyen ya da yüksek makamına layık olmayan herhangi bir şeyi O’na kınama yolu ile izâfe eden veya O’nun kıymetli aziz şahsına alay ifâde eden sözler ile şahsiyeti ile oynayan veya şeriata aykırı yalan sözler ile O’nu taciz eden veya beşerî sıfâtlardan fakirlik, açlık gibi hususlardan kendisine arız olması câiz olanlardan dolayı O’nu ayıplayan kimse de hüküm olarak aynıdır; öldürü- lür.

Bu zikrettiğimiz görüşlerde sahabe devrin- den bu güne kadar gelmiş, geçmiş bütün âlimler, müfessirler, muhaddisler ve ictihad sâhibi fetvâ

(31)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 31313131

imâmları ittifak etmişleridir.”20

Anlaşıldığı üzere Rasûlullâh sallallâhu aley- hi ve sellem’e eziyet etmek, kişiyi dînden çıkarıp kâfir yapan büyük küfürdür. Bunu yapan kimse icmâ ile kâfir olur. Cezâsı ise ölümdür. Bunda şüphe etmek dahi -Allâh bizleri korusun- îmân dairesinden çıkmaya sebeb olur. Nitekim İmâm Muhammed bin Sahnûn rahîmehullâh şöyle de- miştir: “Âlimler Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e söven, O’nun gözden ve itibardan düşüren (buna çabalayan) kimsenin kâfir olduğunda ve Allâh’ın azâbına müstehak olduğunda icmâ etmişlerdir.

Böyle bir kimsenin dünyâda bütün imâmlar katın-

20 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/214.

(32)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 323232

32

da hükmü ölümdür. Kim ki, onun küfrü ve ona verilen azâb hakkında şüphe ederse, kâfir olur.”21

Soru: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet eden kimsenin Müslüman veya Ehl-i Kitâb veyahut başka bir dîn mensubu olması ara- sında fark var mıdır?

Cevâb: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet eden kimseye uygulanacak cezâ ifâde olunduğu üzere ölümdür. Bunu yapan kim- senin Müslüman veya Ehl-i Kitâb veyahut başka bir dîn mensubu olması arasında hiçbir fark yok- tur. Nitekim âyet-i kerîme de şöyle buyurulmuş- tur:

21 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/215-216.

(33)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 3333 3333

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿ ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

ُﻪَﻟﻮُﺳَرَو ََّ ٱ َنوُذۡﺆُﻳ َﻦﻳِﺬَّﻟٱ َّنِإ﴿

 ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ  ﻰِﻓ َُّ ٱ ُﻢَُﻨَﻌَﻟ ۥ

َﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ َﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ َﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ َﺮِﺧَ ۡﻷٱَو ﺎَﻴۡﻧُّﺪﻟٱ  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِة

 ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِة  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِة  ﺎ ﻨﻴِﻬُّﻣ ﺎ ﺑاَﺬَﻋ ۡﻢُﻬَﻟ َّﺪَﻋَأَو ِة

۝ ٥٧

۝ ۝ ٥٧ ٥٧

۝ ٥٧

﴾﴾﴾﴾

باﺰﺣٴﻻا ةرﻮﺳ)

: ٣٣ / ٥٧ (

“Şüphesiz Allâh ve Rasûlüne eziyet edenle- re, Allâh, dünyâ ve âhirette lânet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azâb hazırlamıştır” (Ahzab: 33/57)

Allâh’u Teâlâ âyet-i kerîmesinde kendi mu- kaddes zatına ve pak Nebîsi Muhammed aleyhis- selam’a eziyet eden kim olursa olsun lânetlene- ceğini ve azâba uğrayacağını beyân etmektedir.

Böyle lanetli bir amelin faili olan kimselerin dünyâdaki azâbları yukarıda geçtiği üzere öldü- rülmeleridir. Nitekim Rasûlullâh sallallâhu aleyhi

(34)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 343434

34

ve sellem’in müşriklerden Ka’b bin Eşref, Ebû Rafî, Nadr bin el-Hâris, Ukbe bin Ebû Muayt ve İbn Hattal’ın iki câriyesi gibi kendisine eziyet eden kimselerin ölüm emrini verdiği sahîh olarak sâbit olmuştur.22

Bu konu hakkında İmâm Mâlik rahîme- hullâh şöyle demiştir: “Müslümanlardan yahut kâfirlerden kim Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e veya nebîlerden başkasına söverse, o kimse öldü- rülür. Tevbesi kabul olunmaz (tevbe etse de öldü- rülür).”23 Kâdî Îyâd rahîmehullâh ise şöyle demiş- tir: “Abdullâh bin Abdulhakim şöyle demiştir: Müs-

22 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/221-222.

23 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/216.

(35)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 3535 3535

lüman veya kâfir olanlardan kim Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e söverse o kimse öldürülür.”24

Anlaşıldığı üzere her kim Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet ederse onun hükmü ölümdür.

Soru: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet eden kimsenin erkek ya da kadın olması arasında fark var mıdır?

Cevâb: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet eden kimseye uygulanacak cezâ umumî olarak her mükellef için geçerlidir. Bunda -âlimlerin çoğunluğuna göre- kadın erkek ayrımı yoktur. Nitekim İbn Abbas radıyallâhu anh’dan

24 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/216.

(36)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 363636

36

rivayet edildiğine göre, o, şöyle demiştir:

“Gözleri “Gözleri “Gözleri “Gözleri görmeyen âmâ birisinin ümmü veledi

görmeyen âmâ birisinin ümmü veledi görmeyen âmâ birisinin ümmü veledi

görmeyen âmâ birisinin ümmü veledi (kendisinden çocuk dünyaya getirmiş cariyesi) vardı. Bu kadın vardı. Bu kadın vardı. Bu kadın vardı. Bu kadın Rasûlullâh sallallâhu a

Rasûlullâh sallallâhu a Rasûlullâh sallallâhu a

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e küfreder, leyhi ve sellem’e küfreder, leyhi ve sellem’e küfreder, leyhi ve sellem’e küfreder, onun hakkında yakı

onun hakkında yakı onun hakkında yakı

onun hakkında yakışşşşıksız ıksız ıksız ıksız şşşşeyler söylerdi. Âmâ adam eyler söylerdi. Âmâ adam eyler söylerdi. Âmâ adam eyler söylerdi. Âmâ adam onu bundan nehyeder, fakat ka

onu bundan nehyeder, fakat ka onu bundan nehyeder, fakat ka

onu bundan nehyeder, fakat kadın vazgeçmez, âmâ dın vazgeçmez, âmâ dın vazgeçmez, âmâ dın vazgeçmez, âmâ yine onu meneder ama dinlemezdi. Kadın bir gece yine onu meneder ama dinlemezdi. Kadın bir gece yine onu meneder ama dinlemezdi. Kadın bir gece yine onu meneder ama dinlemezdi. Kadın bir gece Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem hakkında yak Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem hakkında yak Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem hakkında yak Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem hakkında yakı- ı-ı- ı-

şşşşıksız

ıksız ıksız şşşşeyler söylemeye, ona ıksız eyler söylemeye, ona eyler söylemeye, ona küfretmeye ba eyler söylemeye, ona küfretmeye ba küfretmeye ba küfretmeye başşşşladı. B ladı. B ladı. Bu- ladı. B u- u- u- nun üzerine âmâ hançeri aldı kadının karnına sapladı nun üzerine âmâ hançeri aldı kadının karnına sapladı nun üzerine âmâ hançeri aldı kadının karnına sapladı nun üzerine âmâ hançeri aldı kadının karnına sapladı ve üzeri

ve üzeri ve üzeri

ve üzerine yüklenip onu öldürdü. Ayakları arasına bir ne yüklenip onu öldürdü. Ayakları arasına bir ne yüklenip onu öldürdü. Ayakları arasına bir ne yüklenip onu öldürdü. Ayakları arasına bir çocuk dü

çocuk dü çocuk dü

çocuk düşşşştü. Kadın orasını tü. Kadın orasını tü. Kadın orasını tü. Kadın orasını (yatağı) kana buladı. kana buladı. kana buladı. kana buladı.

Sabah olunca olay Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve Sabah olunca olay Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve Sabah olunca olay Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve Sabah olunca olay Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e anlatıldı. Rasûlu

sellem’e anlatıldı. Rasûlu sellem’e anlatıldı. Rasûlu

sellem’e anlatıldı. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve llâh sallallâhu aleyhi ve llâh sallallâhu aleyhi ve llâh sallallâhu aleyhi ve

(37)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 3737 3737

sellem halkı topla sellem halkı topla sellem halkı topla

sellem halkı toplayıp yıp yıp yıp şşşşöyle dedi: ‘Bu i öyle dedi: ‘Bu i öyle dedi: ‘Bu işşşşi yapan öyle dedi: ‘Bu i i yapan i yapan şşşşahsı i yapan ahsı ahsı ahsı Allâh'a havale ediyorum (

Allâh'a havale ediyorum ( Allâh'a havale ediyorum (

Allâh'a havale ediyorum (Allâh adına yemin vererek arıyorum). . . . ŞŞŞŞüphesiz onun üzerinde benim hakkım üphesiz onun üzerinde benim hakkım üphesiz onun üzerinde benim hakkım üphesiz onun üzerinde benim hakkım var,

var, var,

var, (bana itaat etmesi farz) ama aya ama aya ama aya ama ayağğğğa kalkarsa a kalkarsa a kalkarsa a kalkarsa müstesna.’ Bunun üzerine â

müstesna.’ Bunun üzerine â müstesna.’ Bunun üzerine â

müstesna.’ Bunun üzerine âmâ ki mâ ki mâ ki mâ kişşşşi kalktı, safları i kalktı, safları i kalktı, safları i kalktı, safları yararak ve sallanarak

yararak ve sallanarak yararak ve sallanarak

yararak ve sallanarak (gelip) Rasûlullâh sallallâhu Rasûlullâh sallallâhu Rasûlullâh sallallâhu Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in önüne oturdu ve: ‘Ya Rasûlullâh!

aleyhi ve sellem’in önüne oturdu ve: ‘Ya Rasûlullâh! aleyhi ve sellem’in önüne oturdu ve: ‘Ya Rasûlullâh!

aleyhi ve sellem’in önüne oturdu ve: ‘Ya Rasûlullâh!

Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, menederdim vazgeç

menederdim vazgeç menederdim vazgeç

menederdim vazgeçmezdi. B mezdi. B mezdi. Benim ondan inci tanesi mezdi. B enim ondan inci tanesi enim ondan inci tanesi enim ondan inci tanesi gibi iki o

gibi iki o gibi iki o

gibi iki oğğğğlum var. O bana kar lum var. O bana kar lum var. O bana karşşşşı da yumu lum var. O bana kar ı da yumu ı da yumu ı da yumuşşşşaktı. Dün aktı. Dün aktı. Dün aktı. Dün gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler söyle

söyle söyle

söylemeye ba meye ba meye ba meye başşşşladı. Ben de hançeri alıp karnına sapl ladı. Ben de hançeri alıp karnına sapl ladı. Ben de hançeri alıp karnına sapla- ladı. Ben de hançeri alıp karnına sapl a- a- a- dım, üzerine yüklenip onu öldürdüm! dedi. Bunun dım, üzerine yüklenip onu öldürdüm! dedi. Bunun dım, üzerine yüklenip onu öldürdüm! dedi. Bunun dım, üzerine yüklenip onu öldürdüm! dedi. Bunun üzerine Rasûlullâh sallallâhu al

üzerine Rasûlullâh sallallâhu al üzerine Rasûlullâh sallallâhu al

üzerine Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Di eyhi ve sellem: ‘Di eyhi ve sellem: ‘Dik- eyhi ve sellem: ‘Di k- k- k-

(38)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 383838

38

kat edin ve kat edin ve kat edin ve

kat edin ve şşşşahit olun ki, o kadının kanı hederdir ahit olun ki, o kadının kanı hederdir ahit olun ki, o kadının kanı hederdir ahit olun ki, o kadının kanı hederdir (kısas gerekmez)’ buyurdu.” buyurdu.” buyurdu.” buyurdu.”

25

Yine rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem Fetih günü İbn Hatal ile şarkı ve şiir söyleyerek kendisine söven iki cariye- sinin öldürülmesini emretmiştir.26

Ebû Bekir radıyallâhu anh, Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem’i kötüleyici nitelikte şarkı- lar söyleyen bir kadın hakkında İbn Ebî Rebia’ya mektup yazarak şöyle demiştir: “Eğer sen o kadını öldürme hususunda benden önce davranmış ol- masaydın ben hemen onu öldürmeni sana emre-

25 Ebû Dâvud (4361); Nesâî (4070)…

26 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/222.

(39)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 3939 3939

derdim. Çünkü nebîler hakkında ki had cezaları diğer insanlarınkine benzemez. Müslümanlardan her kim böyle bir suç işlerse o artık mürted olmuş olur. Eğer İslâm devleti ile anlaşmalı kimselerden birisi böyle yapacak olsa o artık anlaşmayı bozmuş bir muharib sayılır.”27

Anlaşıldığı üzere Rasûlullâh sallallâhu aley- hi ve sellem’e eziyet eden kimseye uygulanacak cezâ, bunu yapan ister erkek ister kadın olsun aynıdır.

Soru: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet ettikten sonra tevbe ettiğini ifâde eden kimseye uygulanacak cezâ nedir?

27 İbn Teymiyye, es-Sârimu’l-Meslûl ala Şâtimi’r-Rasûl: 418.

(40)

Abdullâh Said el Abdullâh Said elAbdullâh Said el

Abdullâh Said el----MüderrisMüderrisMüderrisMüderris 404040

40

Cevâb: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sel- lem’e eziyet ettikten sonra tevbe ettiğini ifâde eden bir kimseye uygulanacak cezâ, -âlimlerin çoğunluğuna göre- küfren değil de, hadden öldü- rülmesidir. Çünkü böyle bir kimse, tevbe etmekle küfürden kurtulur fakat işlediği suçun haddinden kurtulamaz. Nitekim Kâdî Îyâd rahîmehullâh şöy- le demiştir: “Bil ki! İmâm Mâlik ve Mâlikî Mezhebi- nin diğer âlimlerine, selefin ve cumhur ulemânın kavillerine göre: O kimse küfren değil, hadden öldürülür.”28

Anlaşıldığı üzere Rasûlullâh sallallâhu aley- hi ve sellem’e eziyet ettikten sonra tevbe eden

28 Kâdî İyâd, eş-Şifâ: 2/254.

(41)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 41414141

bir kimse küfürden kurtulur ancak işlediği suçun cezâsı olarak yine de öldürülür.

(42)

HATİME

İsbât ve izah olunduğu üzere Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet etmek, Kur’ân, Sünnet ve icmâ gibi şer’i delîllerin delâletiyle kişi- yi dînden çıkaran büyük küfürdür. Bu hakaretin ciddi olarak ya da şaka yoluyla yapılması; yazı veya resim ile söz veya işaret ile tiyatro veya film ile olması arasında hiçbir fark yoktur. Böyle lânet- li olan bir fiilin fâili olan kimse -Allâh bizleri koru- sun-, Müslüman ise kâfir olur. Bu yaptığı işten tevbe etse dahi Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet sucundan dolayı öldürülür. Bu fiilin fâili gayr-i müslim bir kimse ise yine Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e eziyet sucundan dolayı öldürülür.

(43)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 4343 4343

ĞÖ]ÿæ ĞÖ]ÿæ ĞÖ]ÿæ ĞÖ]ÿæ Ł‚łÛÿv Ł‚łÛÿv Ł‚łÛÿv Ł‚łÛÿv

<<<<

Žä×Ö Žä×Ö Žä×Ö Žä×Ö

<<<<

ñhÿ… ñhÿ…

ñhÿ… ñhÿ…

<<<<

ÿ°ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ]

ÿ°ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ] ÿ°ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ]

ÿ°ŽÛşÖ^ÿÃĞÖ]

HHHH î×ÿ‘ÿæ î×ÿ‘ÿæ î×ÿ‘ÿæ î×ÿ‘ÿæ

<<<<

Łä×Ö]

Łä×Ö] Łä×Ö]

Łä×Ö]

<<<<

îş×ÿÂ îş×ÿÂ îş×ÿÂ îş×ÿÂ

<<<<

ŽäŽÏĞ×ÿ}<†łéÿ}

ŽäŽÏĞ×ÿ}<†łéÿ}

ŽäŽÏĞ×ÿ}<†łéÿ}

ŽäŽÏĞ×ÿ}<†łéÿ}

<<<<

ž‚ĆÛÿvŁÚ ž‚ĆÛÿvŁÚ ž‚ĆÛÿvŁÚ ž‚ĆÛÿvŁÚ

<<<<

îş×ÿÂÿæ îş×ÿÂÿæ îş×ÿÂÿæ îş×ÿÂÿæ

<<<<

ŽäŽÖa ŽäŽÖa ŽäŽÖa ŽäŽÖa

<<<<

ŽäŽfłvÿ‘ÿæ ŽäŽfłvÿ‘ÿæ ŽäŽfłvÿ‘ÿæ ŽäŽfłvÿ‘ÿæ

<<<<

ÿÜ×ÿ‰ÿæ ÿÜ×ÿ‰ÿæ ÿÜ×ÿ‰ÿæ ÿÜ×ÿ‰ÿæ JJJJ

Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsus- tur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Mu- hammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.

Abdullâh Saîd el-Müderris

1433h./2012m.



(44)

KAYNAKLAR

Kur’ân-ı Kerîm.

Alîyyu’l-Kârî, Alî bin Muhammed (v. 1014h.), Şerhu Fıkhı’l-Ekber, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1979.

Ebû Dâvûd, Süleymân bin el-Eş’as es- Sicistanî el-Ezdî (v. 275h.), es-Sünen, el-Mekte- betu’l-Asriyye, Beyrut, ts.

İbn Hacer, Ahmed bin Alî Ebu’l-Fadl el- Askalânî (v. 852h.), Fethul-Bârî Şerhu Sahîhi’l- Buhârî, Dâru’l-Mearif, Beyrut, 1379.

İbn Kesîr, İmaduddîn Ebû’l-Fidâ İsmâîl bin Ömer bin Kesîr el-Kureşi (v.774h.), Tefsîrul- Kur’âni’l-Azîm, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1419.

İbn Teymiyye, Takıyyuddîn Ahmed bin Ab- dulhalim bin Abdusselâm bin Teymiyye el-Harrânî (v.728h.), Mecmûu’l-Fetâvâ, (Cem’-Tertib: Abdur-

(45)

Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a Rasûlullâh’a

Rasûlullâh’a () Eziyetin Eziyetin Eziyetin Eziyetin HükmüHükmüHükmü ve CezâsıHükmüve Cezâsıve Cezâsıve Cezâsı 4545 4545

rahmân bin Muhammed bin Kâsım) Dâru’l-Vefâ, Cidde, 1426.

İbn Teymiyye, es-Sârimu’l-Meslûl alâ Şâtı- mı’r-Rasûl, (Thk: M. Muhyiddîn) Suud, ts.

Kâdî Iyad, Ebu’l-Fadl bin Mûsâ (v. 544h.), eş-Şifâ bi Tarîfi Hukûki’l-Mustafâ, Dâru’l-Fikr, Bey- rut, 1409.

Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed bin Ah- med bin Ebi Bekr bin Ferh el-Ensârî el-Hazrecî el- Kurtubî (v. 671h.), el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân, Dâru’l-Kutubi’l-Mısriyye, Kâhire, 1384.

Nesâî, Ebû Abdirrahmân Ahmed b. Şuayb bin Alî bin Bahr bin Sinân bin Dînâr (v. 303h.), es- Sünen, Mektebu’l-Matbûâtil-İslâmî, Haleb, 1406.

Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Yahya bin Şeref (v.

676h.), Ravzatu’t-Tâlibin, el-Mektebû’l-İslâmi, Beyrut, 1412.

(46)

İÇİNDEKİLER

MUKADDİME ... 7

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN KEYFİYETİ ... 9

RASÛLULLÂH’A () EZİYET ETMEK, ALLÂH’A EZİYET ETMEK DEMEKTİR ...12

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN HÜKMÜ ...14

RASÛLULLÂH’A () EZİYETİN CEZÂSI ...24

HATİME...42

KAYNAKLAR ...44

(47)

I

(48)

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e ezi- yet etmek, Kur’ân, Sünnet ve icmâ gibi şer’i delîllerin delâletiyle kişiyi dînden çıkaran büyük küfürdür. Bu hakaretin ciddi olarak ya da şaka yoluyla yapılması; yazı veya re- sim ile söz veya işaret ile tiyatro veya film ile olması arasında hiçbir fark yoktur. Böyle lânetli olan bir fiilin fâili olan kimse -Allâh bizleri korusun-, Müslüman ise kâfir olur.

Bu yaptığı işten tevbe etse dahi Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e hakaret su- cundan dolayı öldürülür. Bu fiilin fâili gayr-i müslim bir kimse ise yine Rasûlullâh sal- lallâhu aleyhi ve sellem’e hakaret sucundan dolayı öldürülür.

Referanslar

Benzer Belgeler

Allah Teâlâ, Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunmayı bize emretmiş ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi buna teşvik

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e ait olan ikinci şefaat, cennet ehlinin cennete girebilmesi için olan şefaattir. Üçüncü şefaat, günahları ile

Efendimiz AleyhisSelâm’ı görünce derhâl kölelerine emir verdi ve onlar da Efendimiz AleyhisSelâm’ın yanına gelerek başına toprak atmaya, hakaret

yapacaklar[75] âyeti için İbn-i Abbâs radıyallâhu anhümâ, Allah (celle celâlühû) her bir nebî(aleyhisselâm)’dan, O, canlıyken Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)

Gerek Kur’an-ı Kerîm’in resmetmiş olduğu Hazreti Muhammed (aleyhi elfü elfi salâtin ve selam) tablosu, gerekse O Fahr-i Kainat Efendimiz’in mübarek beyanları olan

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti

Kıyâmet Gü- nü’nde Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in bizlere şefâat etmesine izin vermesi için, yalnızca şefâatin sahibi olan Allah Azze ve Celle’ye

Uydu veya anten kanalıyla yayın yapan televizyon kanallarının müdürlerine, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatı hakkında özel programlar hazırlamalarını