• Sonuç bulunamadı

Eski LavlarınArasında Yaşam İzleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eski LavlarınArasında Yaşam İzleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BiLiMveTEKNiK

Ekim 2008 83

Adorf, Almanya - Bremen Üniversi-tesi'nden iki araştırmacı güneye doğru beş saatlik bir yolculuktan sonra, gece-yarısını az geçe, küçük kasabaya var-mıştı. Kasabanın lokantasında oturup lokantanın sahipleriyle yolun hemen üstündeki yanardağa ilişkin konuş-maktan ikisi de mutluydu. Haritanın çevresinde toplanmışlardı. Yerbilimci Joern Peckmann ve Benjamin Eck-mann'ın sönmüş yanardağ Arnstein’i göstererek şimdi ormanlık olan bu böl-genin 400 milyon yıl önce Devoniyen devrinde sular altında olduğunu anlat-masını herkes dikkatle dinliyordu. Su altında kalan topraklar buradaki Alman köylülerinin yakından bildiği bir şeydi. Komşu köy Asel, 1914’te bitirilen Eder-see baraj gölünün içinde kalmıştı.

Peckmann ve öğrencileri Devoni-yen devrinden kalan deniz tabanı ba-zaltlarının içinde –katılaşmış lav– kim-yasal fosilleri araştırıyor. Buluntuları Mart ayında yayımlayan Peckmann, mikrobiyal yaşam için önemli bir buluş yaptıklarına inanıyor. “Geçmişte var olup bugün de var olanın, var olma ola-sılığı yüksektir. Dünya'nın başlangıcın-dan beri bu böyle olagelmiştir.” diyor Peckmann. Bu araştırmanın, Mars yü-zeyindeki bazaltlarla ilgili çalışmalara da katkıda bulunması bekleniyor.

Bilim insanları daha önceleri de ka-yalarda yaşama ilişkin ipuçları aramış-lardı; ama bunu yalnızca bazalt kayala-rın yüzeyinde ya da tortul kayalarda yapmışlardı. Yüksek sıcaklıklarda olu-şan volkanik kayalar bunun için uygun

bir yer olarak kabul edilmiyordu. Peck-mann şimdi bunun tersini kanıtlamaya çalışıyor.

Arnstein dağında bir zamanlar de-niz tabanı olan yatay alan, sonraları dü-şey bir pozisyona gelene kadar yüksel-miş ve birçok kez katlanmış. Yamaç yü-zeyleri boyunca uzanan kayalık çıkıntı-lar Devoniyen’deki yanardağ patlama-larına işaret ediyor. Lavlar okyanusa akmış ve burada yastık şekilli bazaltla-rı oluşturmuş. Günümüzde bu tür olu-şumlara Hawaii'de Kilauea açıklarında rastlanıyor. Yastık şekilli bazaltların oluşumu sırasında deniz suyu lavın dış yüzeyini hızla soğutarak yüzeyde obsi-diyenden siyah camsı bir kabuk oluş-masını sağlıyor.

Peckmann ve Eickmann 20 m’lik te-penin yamaçlarındaki kayalarda işte bu koyu renkli kabuğu arıyor. İçinde gaz bulunan lavın, atmosferde aniden soğu-masıyla oluşan gözenekli ve hafif pon-za taşının tersine bapon-zalt, ağır ve yoğun bir kayadır. Standart jeolog çekicinin yerine araştırmacılar bu kez yanlarında balyoz taşıyor. (Bir süre sonra Peck-mann taktığımız baretlerin yalnızca ka-famıza tenis topu büyüklüğünde bir ba-zalt parçası düşerse işe yarayacağını yoksa, pek de gerekli olmadığını kabul etti.) Birkaç kuvvetli vuruştan sonra Eckmann büyük bir örneği açmayı ba-şardı. Kayanın içi yaygın bir şekilde kü-çük karbonat kristalleriyle kaplıydı. Bol susam taneleriyle pişirilmiş bir somun kara Alman ekmeğine bakmak gibi bir şeydi bu. Obsidiyen kabuklu yastık

şe-killi bazaltlarda iç bölümler dışa göre daha yavaş soğur ve buralarda -ileride içleri deniz suyuyla dolacak- gaz kabar-cıkları kalır. Burada amigdul adı verilen ve zamanla karbonat kristallerine dö-nüşen oluşumlar gözlenir. Peckmann amigduldan daha iyi korunabileceğimiz bir yer olmadığını belirtiyor.

İnce kesitlerin mikroskop altında in-celenmesiyle amigdul duvarlardan sar-kan tüp şeklinde ya da ipliksi uzantıla-rın olduğu anlaşıldı. Bu uzantılar, krip-toendolitlerin (sıcak kayaların içinde ya-şayan mikroplar) ürettiği ve jeolojik za-manlar boyunca kararlı kalabilmiş mo-leküllerin kimyasal fosillerdir. Pek-mann'ın öğrencilerinden Katharina Behrens, benzer izlere Kuzey Atlan-tik'teki Kolbeinsey Sırtı'ndaki yeni ba-zaltlarda da rastladı. Kimyasal analiz-ler, Devoniyen kayalarındaki amigdul-larda bulunan minerallerin hidrotermal sıvı yerine yaşam için çok daha elveriş-li olan deniz suyundan gelerek burada çökeldiğini ortaya koydu. Bu buluşun, mikropların bazaltı bir yaşam alanı ola-rak kullandığına insanları ikna etmede kilit bir rolü bulunuyor.

Washington Üniversitesi’nden as-trobiyolog Roger Buick “Daha önce de bazı bilim insanları, camsı kabukların içinde mikrop bulmuştu. Ne var ki Peckmann ve ekibinin çalışması hem “gaz keseciklerinin içinde ilk kez, açık bir şekilde mineralleşmiş ipliksi, mik-robik oluşumların bulunmuş olması, hem de bazaltın içindeki boşlukları gös-termesi açısından önemli.” diyor ve ek-liyor “Bu çalışma, mikrobik fosillerin korunmasını sağlayan doğal bir sürecin daha olduğunu gösteriyor. Daha eski kayalar bu yeni bilgi ışığında incelendi-ğinde yaşamın, Dünya tarihinin ilk dö-nemlerindeki izleri aranabilecek. Bu da yeni bir yöntem olarak bilim insanları-nın hizmetine sunuluyor”. Buick “Mars yüzeyinde bol miktarda bazalt oldu-ğundan bu yöntem, uzaydan gelen ya-şam türlerinin fosillerini aramak için de kullanılabilir.” diyor.

Reed, C., “Life in Old Lava”, Scientific American, Temmuz 2008

Çeviri: Cumhur Öztürk

Eski Lavların

Arasında Yaşam İzleri

Kaya içindeki var oluş: 400 milyon yaşındaki volkanik kaya (koyu renkli bant) parçasındaki ipliksi

yapılar (sarı) ve kayanın şimdi kalsiyum mineralleriyle kaplanmış gözeneklerinde yaşamış

mikroplardan arta kalanlar (beyaz) görünüyor. 0,2 mm

Referanslar

Benzer Belgeler

Akkuyu KšrfeziÕndeki de- niz suyunun fiziksel ve kimyasal šzellikleri EylŸl- Þubat dšneminde derinlik boyunca homojen olup, Mart-Haziran dšneminde ise, yŸzey-derin deniz

Çamur içindeki arsenik miktarının depolama tesisi kabul limitlerinin altında olması durumunda kentsel depolama te- sislerinde; yüksek olması halinde ise tehlikeli atık

Sonuç olarak olumsuz yaşam olaylarının intihar girişiminde bulunan ergenlerde sağlıklı ergenlere göre daha sık görüldüğü; ergen intihar davranışı için

Yapısal boyut gizil değişkeni içerisinde yer alan gözlenen değişkenler .80 ile .58 arasında; bilişsel boyut gizil değişkeni içerisindeki gözlenen değişkenler .83 ile

Birçok primat göreceli olarak iri bir beyine, stereoskopik görüşe, diğer parmakları karşılayabilen başparmaklara, özelleşmiş kol ve bacak diğer parmakları

Buradan yukarıda bahsedilen metaforda dönülecek olunursa, Bauman (2005) ağır modern dönemin çalışma ilişkilerini veya bu dönemde emek ile sermaye arasındaki ilişkiyi

TPS Jamshoro, Korangi town GTPS -II , Korangi CCPP,Faujikabirwala, Habibullah coastal, Foundation power, Bin Qasimtps- I , Lal pir power, Pak gen power, Hubco,

Deniz suyu eşanjörlerine 7 ºC de giren su 12 ºC soğutma grubuna dönmekte ve böylece deniz suyundan 5ºC sıcaklık farkı ile ısı çekilmektedir.Isı geri kazanım kondenseri