14 Bilim ve Teknik
Afrika ormanlarının derinliklerin-de, Kinshasa yakınlarında bir zaman-lar araştırmacızaman-larca ‘belki bir gün işe yarar’ diye toplanan bir mantar, şeker hastalarının insülin iğneleri yerine kullanabilecekleri bir ilaç için ışık yaktı. Tıp dünyasında yankı yaratan mantar Pseudomassaria adını taşıyor. Madrid’deki Merck Araştırma Labo-ratuvarları’nda görevli bir ekip tara-fından yıllar önce Kongo ormanların-dan toplanıp tıbbi bir yararı var mı, yok mu diye incelenen mantar, fazla kayda değer bulunmamış ve unutul-muş gitmiş. Ancak aynı şirkette gö-revli başka bir ekip, kısa süre önce yeniden incelediğinde, mantarın et-kili bir diyabet (şeker) hapı yapımın-da kullanılabilecek özel bir madde ürettiğini saptamış. Böyle bir hap, kendilerine insülin iğnesi yapmak, ya da piyasada bulunan ancak önemli yan etkileri olan hapları kullanmak zorunda kalan milyonlarca şeker has-tası için çok önemli bir haber. Şirke-tin New Jersey’deki Rahway kasaba-sındaki laboratuvarlarında görevli Bei Zhang ve David Moller, deneylerin-de insan insülin almacı (reseptör) üretecek biçimde genetik işlemden geçirilmiş hamster yumurta hücreleri kullanmışlar. Bu hücreleri 50 000 kültür tabağına bölerek herbirine sentetik kimyasal maddelerle doğal bitki özlerinin değişik karışımlarını eklemişler. Pseudomassaria’dan elde edilen bitki özü, hemen kendini
gös-termiş. Araştırma ekibi, mantar özün-de belirledikleri, kinon ailesinözün-den beş halkalı molekülü, yetişkin insan-larda görülen 2. tip şeker hastalığı be-lirtileri gösteren farelere aşılamışlar. Bu belirtiler arasında yüksek kan şe-keri, vücudun insülin üretiminde bo-zukluklar ve dokuların insüline du-yarlılığında azalma sayılabilir. Araştır-macılar, mantardan elde ettikleri maddeyi aşıladıkları farelerde bu be-lirtilerin azaldığını saptamışlar. Aşıla-nan molekülün, büyük bir olasılıkla, insülinin yapıştığı hücre reseptörüne etki yaptığını düşünüyorlar. Mantar ekstresinin bir özelliği de, protein ol-maması. Bu özellik sayesinde insan bedeninin besinleri hazmetmek için kullandığı güçlü sıvılardan
etkilen-miyor. Zhang ve Moller, buluşların-da, hücre zarına gömülü bulunan in-sülin reseptörünün bilinen işleyiş bi-çiminden yararlanmışlar. Reseptö-rün, zar dışına taşan bölümü insülin moleküllerini saptayıp kendine çeki-yor. Reseptörün iç kısmı ise bir kinaz enziminden oluşuyor. İnsülin’in etki-siyle kinaz enzimi harekete geçerek hücredeki çeşitli proteinlere fosfat molekül grupları ekliyor. Etkinlikleri değişen bu proteinler de hücrelerin glikoz emme ve kullanma temposu-nu yükselterek kandaki aşırı gliko-zun giderilmesini sağlıyor. Araştırma-cılar, mantar ekstresindeki L-783,281 adlı maddenin, insülin reseptörünün fosforlama yeteneğini 100 kat arttır-dığını söylüyorlar. L-783,281’in bir üstünlüğü de "şeker hastalığına özel" olması yani, büyüme faktörleri gibi protein fosforlanması mekanizması-na dayamekanizması-nan süreçleri harekete geçir-memesi. Bunun nedeninin, mantar türevinin hücre zarından içeri sızıp doğrudan reseptörün kinaz bölümü-ne yapışması olabileceği belirtiliyor. Zhang, insanlar üzerinde de klinik deneylerin başlayabileceğini, ancak bunun için önce fareler üzerinde ye-ni deneylerle, hem mantar türeviye-nin kandaki şeker birikimini azalttığının kanıtlanması, hem de zararlı bir yan etkisinin olmadığının görülmesi ge-rektiğini söylüyor.
Science, 7 Mayıs 1999
İnsülin Hapı İçin Umut
İnsülin iğnelerine duyulan gerek-sinmeyi ortadan kaldıracak bir teknik geliştirildi: Hücre nakli. Nakledilen organların reddini önlemek için geliş-tirilen ve henüz deneme evresinder bulunan bir ilaç sayesinde, kendileri-ne insülin salgılayan hücreler nakle-dilen diyabetik maymunlarda kan şe-kerinin, bir yıldır normal düzeyi koru-duğu bildirildi. Şeker hastalarına, in-sülin üreten "ada hücreleri" naklet-mek uzun süredir doktorların rüyala-rını süslemekteydi. Çünkü bu yolla şeker hastalığının yol açtığı körlük ve böbrek yetmezliği gibi sorunların ön-lenebileceği düşünülmekteydi. An-cak bu hücrelerin bünye tarafından
reddini önleyecek ilaçların ciddi yan etkileri, bu yöntemin kullanılmasını engellemekteydi.
Miami Tıp Fakültesi araştırmacı-larından Norma Norma Kenyon ve ekip arkadaşları, bu soruna bir çözüm bıulmuş görünüyorlar. Ekip, altı diya-betik Rhesus maymununa ada hücre-leriyle birlikte, kandaki akyuvarların üzerinde bulunan CD145 almaçını tı-kayan bir antikor nakletmişler. Bun-lar, bağışıklık sistemini harekete ge-çiren bir uyarı sistemini etkisiz hale getiriyor. Sonuç son derece başarılı. Altı maymunun tümünde kan şekeri normale dönmüş. Üçündeyse, insülin kesildikten sonra bile bir yıl süreyle
şeker düzeyi yükselmemiş. Klinik deneylerin yakında başlayacağını söy-leyen Kenyon, "bunun anlamı, şeker hastalığının 25 dakika süreli bir ame-liyatla tedavi edilebileceği" diyor.
New Scientist, 12 Haziran 1999
Şeker Ortadan Kalkıyor mu?
İnsülinin almacın dış kısmına yapışmasına karşın, Pseudomassaria mantarınca (üstte) üretilen ilaç (kırmızı daire) iç kısma yapışıyor.
insülin almacı insülin Almaç kinazının harekete geçmesi Fosforlanma Biyolojik etkiler