• Sonuç bulunamadı

Farmakolojik Terminoloji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farmakolojik Terminoloji"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Farmakolojik Terminoloji

Dr. Hülya YARDIMCI

(2)

Farmakoloji (İlaç Bilimi) Farmakon: İlaç

Logos: Bilim

İlaç: Hastalıkların tanısı, tedavisi ve önlenmesi ve diğer tıbbi amaçlar için kullanılan doğal veya sentetik kaynaklı kimyasal maddelerdir. İlacı Dünya Sağlık Örgütü “Fizyolojik olayları veya patolojik durumları alanın yararına değiştirmek veya incelemek amacıyla kullanılan veya kullanılması öngörülen bir madde veya ürün” olarak tanımlamaktadır.

Drog: Bitkisel veya hayvansal doğal kaynaklı ilaç hammaddesidir.

Zehir: Canlılarda yaşamsal fonksiyonlara zarar veren veya ortadan kaldıran her türlü doğal veya sentetik kaynaklı madde olarak tanımlanabilir. Bir açıdan ilaçlar da yüksek dozlarda kullanıldığında zehir özelliği gösterebilir.

Ksenobiyotik: Vücuda ilaçlar ve besinler dışında çeşitli yollarla alınabilen kimyasal maddelerdir. Bunlar özellikle besinlere eklenen koruyucu maddeler, sebze ve meyvalardaki insektisid artıkları ile çevre ve hava kirliliği oluşturan çeşitli kimyasal maddeler olabilir.

(3)

İlaçların Kaynakları:

1. Doğal:

• Bitkiler: Örn. Morfin, atropin, digoksin.

• Hayvanlar: Bazı hormonlar, enzimler, aşılar, serumlar

• Mikroorganizmalar: Bazı antibiyotikler, örn. Penisilinler; bazı statin grubu hiperkolesterolemi tedavisinde kullanılan ilaçlar gibi.

• Mineraller: Sodyum klorür, potasyum klorür, kalsiyum ve magnezyum tuzları

• DNA rekombinasyon tekniği ürünleri: İnsanlarda bazı proteinlerin sentezini yapan geni çıkararak bunu hızlı çoğalan bir mikroorganizmaya transfer edip, bu mikroorganizmaya bu proteini sentez ettirmek sonucu elde edilen ürünlerdir. Özellikle türe özgü olarak etki gösteren insülin, büyüme hormonu gibi protein yapısındaki ilaçların bu şekilde elde edilmesi söz konusudur.

(4)

2. Sentetik: Günümüzde ilaçların büyük çoğunluğu organik kimya laboratuarlarında sentezlenerek elde edilmektedir.

• Tıbbi müstahzar (İlaç Ürünü): Endüstriyel kuruluşların standart bir şekil ve ambalajla özel sunum şeklinde üretimini yaparak özel bir adla pazarladığı ürünlerdir.

• Farmasötik şekil: (Dozlam şekli) İlaç etkin maddesinin etkili olmayan yardımcı maddelerle karıştırarak hastanın daha kolaylıkla kullanabileceği özel sunum şekilleridir.

• İlaç formülasyonu: Etkin maddenin uygun yardımcı maddelerle karıştırılarak belirli formüllere göre yapılmasıdır.

• Doz: Hastanın bir defada alması gereken ilaç miktarıdır.

• Günlük doz: İlacın bir günde bir kişiye verilebilecek miktarıdır.

• Doz intervali: İlacın kullanımı sırasında dozlar arasındaki zaman aralığıdır

(5)

Farmakolojinin İlgi Alanları:

1. Farmakodinami: İlaçların organ ve dokulardaki fizyolojik, biyokimyasal ve patolojik olaylar üzerinde oluşturduğu etkileri, etki yerleri ve mekanizmaları ve kimyasal yapı-etki arasındaki ilişkilerin aydınlatılması ile ilgilenen Farmakoloji dalı.

İlaç etki profili: İlacın çeşitli organ ve dokulardaki etkilerinin tümü anlamındadır

2. Farmakokinetik: İlaçların vücutta emilim, dağılım,

biyotransformasyon ve atılmasının kantitatif olarak incelenmesi ve kan düzeylerinin izlenmesi ile ilgilenen Farmakoloji dalı.

(6)

Farmakolojinin İlgi Alanları:

3. Kemoterapi: Vücuda zarar veren

mikroorganizmalar, çeşitli parazitler ve kanserli hücrelerin oluşturduğu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri ile ilgilenen Farmakoloji dalı.

4. Toksikoloji: İlaçların ve günlük yaşamda çeşitli

amaçlarla kullanılan kimyasal maddelerin, biyolojik

ve fiziksel etkenlerin vücutta zararlı ve zehir özelliği

gösteren etkilerinin tanımlanması, araştırılması ve

incelenmesi ile ilgilenen bilim dalı.

(7)

Farmakolojinin İlgi Alanları:

5. Farmakoterapi: Uygulamalı Farmakoloji:

İlaçlarların hastalıkların tedavisine, hasta bakımına ve diğer tıbbi yaklaşımlara uygulanması ile

ilgilenene Farmakoloji dalı.

6. Klinik Farmakoloji: Yeni ilaçların bulunması ve

geliştirilmesi ile ilgilenen Farmakoloji dalı.

(8)

7. Kronofarmakoloji: İlaç etkisinin gün-içi ritmlere göre değişmesini inceleyen Farmakoloji dalıdır.

• Gün-içi ritm (sirkadien ritm): Vücuttaki çeşitli fizyolojik olayların günün değişik saatlerinde farklılıklar göstermesidir. Örn. Kan basıncı, vücut

sıcaklığı, karaciğer enzim aktivitesi gibi.

• Kronofarmakokinetik: İlaç farmakokinetiğinin gün-içi ritmlere göre değişmesidir.

• Kronestezi: Biyolojik sistemin ilaca duyarlılığının gün-içi ritmlere göre değişimidir.

• Kronerji: İlaç etkinliğinin hem farmakokinetik hem de biyolojik sistemin duyarlılığının güniçi değişiminden etkilenerek değişmesidir.

(9)

7. Kronofarmakoloji: İlaç etkisinin gün-içi ritmlere göre değişmesini inceleyen Farmakoloji dalıdır.

• Gün-içi ritm (sirkadien ritm): Vücuttaki çeşitli fizyolojik olayların günün değişik saatlerinde

farklılıklar göstermesidir. Örn. Kan basıncı, vücut sıcaklığı, karaciğer enzim aktivitesi gibi.

(10)

• Kronofarmakokinetik: İlaç farmakokinetiğinin gün içi ritmlere göre değişmesidir.

• Kronestezi: Biyolojik sistemin ilaca duyarlılığının gün içi ritmlere göre değişimidir.

• Kronerji: İlaç etkinliğinin hem farmakokinetik hem de biyolojik sistemin duyarlılığının güniçi değişiminden etkilenerek

değişmesidir.

(11)

8. Biyofarmasötik: İlacın fizikokimyasal özellikleri, farmasötik şekillerin hazırlanması, hazırlanan farmasötik şeklin vücuttaki farmakokinetiği arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı.

9. Farmakogenomik: İlaç etkisindeki bireysel

değişikliklerde genetik farklılıkların öneminin

değerlendirilmesi, genetik olarak moleküler

düzeyde aydınlatılması ve genler üzerinde ilaçlar

için hedef noktaların belirlenmesi ile ilgilenir.

(12)

10. Farmakovijilans: İlaçların kullanımı ile ilgili klinik verilerin toplanması değerlendirilmesi, ilaç güvenliği, kullanım sırasında karşılaşılan sorunlar ve bunlarla ilgili araştırma ve değerlendirmelerin izlenmesi, önlem alınması ve duyurulması ile ilgili alandır.

11. Rasyonel Farmakoterapi veya Akılcı İlaç Kullanımı:

Herhangibir hastanın tüm özelliklerini bireysel olarak değerlendirerek en uygun ilacın seçilip, uygun yolla, yeterli dozda ve süre ile ve en düşük fiyatla tedavi yapılmasıdır.

(13)

İLAÇ TİPLERİ VE İLAÇ UYGULAMA YOLLARI

• İlaçların etken maddeleri ister katı ister sıvı halde olsun, olduğu gibi hastalar tarafından alınamaz. Gerek tadı gerekse kokusu açısından bu şekilde kullanım hastalar tarafından hoşlanılacak bir durum olmaz. O nedenle ilaç etkin maddeleri uygun yardımcı ve taşıyıcı maddelerle karıştırılarak hastalar tarafından kolay alınabilecek bir forma getirilir. Bunlara farmasötik şekiller veya dozaj formları denir.

(14)

İLAÇ TİPLERİ VE İLAÇ UYGULAMA YOLLARI

Farmasötik şekiller içinde bulunacak maddeler:

• Etkin madde: Esas farmakolojik etkiyi gösteren maddedir.

• Yardımcı madde: Etkin maddenin etkisini güçlendiren ve onun gibi ancak ondan daha az etkili olan maddelerdir.

• Düzeltici madde: Etkin maddenin kötü tadını ve kokusunu maskelemek üzere kullanılan madde.

• Taşıyıcı (vehikül, eksipiyan, sıvağ): Herhangi bir farmakolojik etkisi olmadığı halde etkin ve diğer maddeleri taşıyan, farmasötik şeklin hazırlanmasına katkıda bulunan ve hacmini genişleten maddelerdir.

Plasebo: Dış görünüşü farmasötik şekil olarak ilaç gibi olup, içinde etkin madde bulunmayan ve dolayısıyla farmakolojik etki göstermeyen farmasötik şekillerdir. Bir anlamda boş ilaçlardır.

(15)

Ağızdan kullanılan katı farmasötik şekiller:

1. Tablet (komprime):

Toz haldeki etkin maddelerin özel bazı taşıyıcı ve yardımcı maddelerle karıştırıldıktan sonra özel makinelerle sıkıştırılarak ince silindir veya disk şekline getirilen dozaj formlarıdır. Bu şekilde hazırlanan preparatlar genellikle bir miktar su ile yutularak kullanılır.

Tablet çeşitleri:

Çiğneme tabletleri

Pastil

Efervesan tabletler

Kaplamalı (enteric coated) tabletler

Sürekli salıveren (sustained release)

Ciltaltı tabletleri (pelet)

Vajinal tabletler

(16)

Kaşe

pastil

efervesan tabletler

Tablet (komprime):

(17)

2. Sıvı farmasötik şekiller:

a. Ağızdan kullanılanlar:

• Eliksir: Alkol (%20) ve şeker (%20) içeren berrak ve hoş kokulu sıvı içinde etkin maddenin eritilmesiyle ağızdan kullanılmak üzere hazırlanan farmasötik şekillerdir.

• İnfüzyon: Bitkisel kaynaklı bir drogun üzerine kaynar su eklenip bekletilmesiyle hazırlanan ve sıcak olarak ağızdan kullanılan preparatlardır.

• Dekoksiyon: Bitkisel kaynaklı drogun soğuk su içine konulup 10 dakika kadar kaynatılmasıyla hazırlanan preparatlardır.

• Tentür: Drogların uygun çözücülerle karanlıkta belirli süre kapaklı kaplar içinde bekletilip sonra süzülmesiyle elde edilen preparatlardır.

(18)

2. Sıvı farmasötik şekiller:

a. Ağızdan kullanılanlar:

• Şurup: Etkin maddenin %64 şekerli su içinde eritilmesiyle hazırlanan sıvı farmasötik şekillerdir. Çeşitli boyutlardaki kaşık veya ölçü kaşıklarıyla ağızdan alınarak kullanılırlar.

• Bu kadar yüksek konsantrasyondaki şekerli su içinde mikroorganizmalar üreyemez.

• Posyon: Şeker oranı daha düşük (%25-30) şurup içinde etkin maddenin eritilmesiyle ağız yolundan kullanılmak üzere hazırlanan farmasötik şekillerdir. Şeker oranı düşük olduğundan içinde kolaylıkla mikroorganizma üreyebilir. O nedenle kısa sürede tüketilmek üzere küçük hacimlerde hazırlanır.

(19)

b. Ağız veya diğer yollardan kullanılanlar

• Damla: Etkin maddenin uygun bir sıvı genellikle de su içinde eritilmesiyle hazırlanan farmasötik şekillerdir. Damla şeklindeki preparatlar ağız yolundan kullanılabileceği gibi başka yollarla da kullanılabilir. Örn. Göz, kulak ve burun damlaları gibi. Göze uygulanacak damla şeklindeki preparatlar steril olarak hazırlanır.

Bunlara kolir denir. Açıldıktan sonra kısa süre içinde tüketilmelidir. Bir kere açılan preparatın sterilitesi bozulacağı için tedavi sonrası kalan miktarın saklanmasına gerek yoktur. Suyun 20 damlası 1ml dir.

• Solüsyon (çözelti): Uygun bir çözücü içinde etkin maddelerin eritilmesiyle hazırlanan berrak sıvı farmasötik şekillerdir. Bunlar da ağız yoluyla ya da diğer yollarla kullanılabilir.

(20)

b. Ağız veya diğer yollardan kullanılanlar

• Süspansiyon: Katı haldeki etkin maddelerin çözünmediği bir sıvı içinde küçük partiküller halinde homojen olarak dağıtılmasıyla hazırlanan sıvı farmasötik şekillerdir. Beklemekle katı partiküller çökebilir. O nedenle bu tip preparatlar kullanılmadan hemen önce iyice çalkalanarak süspansiyon homojen hale getirilmeye çalışılır. Ağız yoluyla veya diğer yollarla kullanılabilirler.

• Emülsiyon: Birbiriyle karışmayan iki sıvının birbiri içinde küçük partiküller halinde homojen karıştırılmasıyla elde edilen farmasötik şekillerdir.

(21)

c. Diğer yollarla kullanılanlar.

İnjeksiyonluk çözeltiler: Çözelti veya süspansiyon halindeki farmasötik şekiller vücuda bir injektör yardımıyla verilebilirler.

İnjeksiyonla verilecek olan farmasötik şekillerin steril, izotonik veya hipertonik olması gerekir ve pH larının vücut pH sına yakın olması istenir. İlacın pH sı vücut pH sından farklı olursa injeksiyon yerinde yanmalar olur. Yağlı solüsyonlar ve süspansiyon şeklindeki preparatlar damar içine verilmemelidir. Damarlarda tıkanmalara (emboli) neden olabilirler. Hipotonik çözeltiler ise eritrositlerde hemolize neden olabilirler.

• İzotonik: Çözeltinin onkotik basıncının plazmanın onkotik basıncı ile aynı olmasıdır.

(22)

c. Diğer yollarla kullanılanlar.

• Hipertonik: Çözeltinin onkotik basıncının plazmanın onkotik basıncından yüksek olmasıdır.

• Hipotonik: Çözeltinin onkotik basıncının plazmanın onkotik basıncından düşük olmasıdır.

• Toz halde sterilize edilmiş bazı ilaçlar injeksiyondan hemen önce uygun bir çözücü ile eritilerek kullanılır. Kuru toz halde steril ilacın saklandığı plastik veya kauçuk kapaklı ilaç şişelerine viyal denir.

(23)

• Lavman: Rektal yolla kullanılmak üzere hazırlanan solüsyon veya süspansiyonlardır. 100-150 ml kadar hacimde olanlar genellikle rektumda lokal etki oluşturabilir veya buradan absorpsiyona uğrayarak sistemik dolaşıma katılabilirler. Bunlara enema denir.

500-1000 ml kadar büyük hacim içinde hazırlananlar kalın barsak içeriğini boşaltıcı lavmanlardır. Lavmanlar kaynatılmış su ile hazırlanır ve sıcaklıkları vücut sıcaklığına getirilerek uygulanırlar.

• Merhem (pomad): Cilt ve mukozalara uygulanmak üzere etkin maddelerin ciltten absorpsiyona uğramak üzere uygun bir yağlı sıvağ içinde eritilmesiyle hazırlanan yarı-katı farmasötik şekillerdir.

Merhemlerin içine talk katılmasıyla sertleştirilerek hazırlanan farmasötik şekillere pat denir.

(24)

• Yakı: Romatizma, soğuk algınlığı, yara tedavisi veya bandaj (sarma) amacıyla ve yağ asitlerinin kurşun oksit ile sabunlaştırılmasıyla hazırlanan ve vücut yüzeyine yapıştırılarak kullanılan farmasötik preparatlardır.

• Transdermal terapötik sistem (TDS): Transdermal uygulama amacıyla vücut yüzeyine flaster şeklinde yapıştırılarak uygulanan içindeki ilacı sabit bir şekilde salıveren farmasötik şekillerdir.

Yapısında sırasıyla en içte yapışmayı sağlayan zamk tabakası, onun dışında gözenekli geçirgen bir membran, daha dışarıda ilaç rezervuarı ve en dışta da geçirgen olmayan dış örtü tabakası olmak üzere dört kısım bulunur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz %20 Sodyum Klorür Çözeltisi İçeren Ampul 'ü kullanmayı durdurunuz ve derhal doktorunuza bildiriniz veya size en yakın

Çalışma Alanlarında Ergonomik Risk Etmenleri 4.1. Fiziksel etmenler: çevre

E vitamini demir yetersizliği anemisi olan hastalarda hematolojik cevabın gecikmesine neden olabilir, yüksek dozlarda demir vücudun E vitamini gereksinimini arttırabilir,

İSORAT tedavisi fosfodiesteraz inhibitörleri içeren ürünler (sildenafil, tadalafil,vardenafil) almak için kesilmemelidir, zira bu durumda ani kalp ağrısı (anjina)

MONOKET tedavisi fosfodiesteraz inhibitörleri içeren ürünler (sildenafil, tadalafil,vardenafil) almak için kesilmemelidir, zira bu durumda ani kalp ağrısı (anjina)

Karaciğerinizde bir sorun varsa doktorunuz tedaviye ilk iki hafta için başlangıç dozu olarak 5 mg ile başlayıp dozu günde 10 mg’a yükseltebilir..

Kalıtsal anjionörotik ödem gibi uzun süreli traneksamik asit tedavisine ihtiyaç duyan hastalarda, göz tetkikleri (örn: görüş keskinliği, yarıklı lamba (slit

Bu durum, bazen kalp krizi, kalp ya da böbrek yetmezliği, inme veya körlük gibi sonuçlar doğurabilir.. Genellikle yüksek kan basıncının belirtileri