• Sonuç bulunamadı

11 numaralı Kalebend Defterine göre (s. 1-196) H. 1166-1167 / M. 1753-1754 yılları arasında Osmanlı Devleti`nde suç, suçlu ve cezalar (Değerlendirme-metin)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "11 numaralı Kalebend Defterine göre (s. 1-196) H. 1166-1167 / M. 1753-1754 yılları arasında Osmanlı Devleti`nde suç, suçlu ve cezalar (Değerlendirme-metin)"

Copied!
698
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11 NUMARALI KALEBEND DEFTERİNE GÖRE (s. 1-196) H. 1166-1167 / M.

1753-1754 YILLARI ARASINDA OSMANLI DEVLETİ’NDE SUÇ, SUÇLU VE CEZALAR (DEĞERLENDİRME-METİN)

(Yüksek Lisans Tezi)

HAZIRLAYAN 20142204020 Fatma ŞAHİN

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Zeynep AYCİBİN SEYİTKIRAN

İSTANBUL 2017

(2)
(3)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... III ÖZET ... V

ABSTRACT ... VI

KISALTMALAR ... VII ŞEKİLLER LİSTESİ ... VIII TABLOLAR LİSTESİ ... X HARİTALAR LİSTESİ ... X

GİRİŞ ... 1

1. KALEBEND CEZASI VE TERMİNOLOJİSİ ÜZERİNE ... 3

2. METNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 5

2.1 Hüküm Türleri ... 5

2.1.1 Ceza Hükümleri ve Suçluların Cezalandırılması Süreci ... 6

2.1.2 Tekrar Yazılan Hükümler ... 10

2.1.3 Terkin Hükümleri ... 12

2.1.4 Itlak Hükümleri ve Suçluların Itlak Edilme Süreci ... 13

2.1.5 Diğer Hüküm Türleri ... 20

2.2 Suçların Tasnifi ve Değerlendirilmesi ... 22

2.3 Ceza Türleri ... 45

2.3.1 Kalebend Cezası ... 45

2.3.1.1 Kalebend Cezası Alan Hükümlülerin Suç Mahalleri ... 46

2.3.1.2 Kalebend Cezası Alan Hükümlülerin Ceza Mahalleri ... 51

2.3.1.3 Kalebend Cezası Alan Hükümlülerin Sosyal Statüleri ... 56

2.3.1.4 Kalebend Cezası Alan Hükümlülerin Ceza Süreleri... 62

2.3.1.5 Kalebend Cezası Hükümleri ... 64

2.3.2 Nefy Cezası ... 68

2.3.2.1 Nefy Cezası Alan Hükümlülerin Suç Mahalleri ... 69

(4)

2.3.2.2 Nefy Cezası Alan Hükümlülerinin Ceza Mahalleri ... 73

2.3.2.3 Nefy Cezası Alan Hükümlülerin Sosyal Statüleri ... 77

2.3.2.4 Nefy Cezası Alan Hükümlülerin Ceza Süreleri ... 81

2.3.2.5 Nefy Cezası Hükümleri ... 83

2.3.3 Cezirebend Cezası ... 87

2.3.3.1 Cezirebend Cezası Alan Hükümlülerin Suç Mahalleri ... 87

2.3.3.2 Cezirebend Cezası Alan Hükümlülerinin Ceza Mahalleri ... 90

2.3.3.3 Cezirebend Cezası Alan Hükümlülerin Sosyal Statüleri ... 92

2.3.3.4 Cezirebend Cezası Alan Hükümlülerin Ceza Süreleri ... 95

2.3.3.5 Cezirebend Cezası Hükümleri ... 97

2.3.4 Uyarı Cezası ... 98

2.3.5 Uzaklaştırma Cezası ... 103

2.3.6 Manastırbend Cezası ... 105

2.3.7 Palankabend Cezası ... 106

2.3.8 Kürek Cezası ... 107

2.3.9 Hapis Cezası ... 108

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 109

4. TRANSKRİPSİYON METNİ ... 111

5. SONUÇ ... 666

6. EKLER ... 671

7. KAYNAKÇA ... 684

8. ÖZGEÇMİŞ ... 686

(5)

ÖNSÖZ

Osmanlı toplumsal hayatını aydınlatmak için başvurulabilecek önemli yazılı kaynakların değerlendirilmesi sürecine katkıda bulunmayı amaçlayan bu çalışma, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde 989 numaralı katalogda bulunan 44 adet defterden biridir.

Çalışmamızın kaynağı olan Kalebend defterleri, adından da anlaşılacağı üzere Divan-ı Hümayun’dan verilen kalebend cezalarına ait hükümlerin kaydına mahsus defterlerdir1. Bu defterler Osmanlı ceza hukukunun işleyişi hakkında değerli bilgiler vermesi açısından çok önemlidir. Kalebend defterlerinden işlenen suçlar, suçlunun sosyal ve dini profili, verilen cezaların niteliği ve süresi, suçlunun gönderileceği ceza mahalli hakkında bilgiler elde edilebilmektedir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Defter-i Kalabend adı altında birkaç kategoride kataloglanan defterlerin pek çoğu lisansüstü çalışmalar kapsamında transliterasyonu yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bizim latinize ederek değerlendirmesini yaptığımız çalışmamız 989 nolu katalogdaki 11 Numaralı Defter’in H. Cemaziyel-evvel 1166 ile Zilkade 1167 (M. Mart/Nisan 1753- Ağustos/Eylül 1754) yılları arasında yazılan hükümlerini içermektedir. Bu defterdeki hükümlere bakıldığında Osmanlı ceza hukuku sisteminin işleyişine dair bir takım genel varsayımlara ulaşmak mümkündür. Ulaşılan sonuçlar tablo ve grafikler halinde değerlendirme kısmında sunulmuştur.

Çalışmamızın ilk kısmında kalebendlik terimi ve kalebendlik cezasının tarihi arka planı ile ilgili bilgi verilmiştir. İkinci kısım incelediğimiz döneme ait belgelerin ihtiva ettiği hükümlerin türleri, suçluların cezalandırılma süreci, suçların tasnifi ve ceza türlerine göre yapılan değerlendirmelere dairdir. Çalışmanın sonunda, materyal ve yöntem, defterin transkripsiyonu ve kaynakçaya yer verilmiştir.

Bu çalışmada danışmanım olan ve çalışmam boyunca bilgi, tecrübe, yardım ve desteğini hiçbir koşulda esirgemeyen hocam Yrd. Doç. Dr. Zeynep AYCİBİN

1 Y. İhsan Genç vd., Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, İstanbul 2010, s. 50.

(6)

SEYİTKIRAN’a en büyük teşekkürü borçluyum. Ayrıca, hem tecrübe ve hem de yardımları ile çalışmamda yol gösteren Prof. Dr. Ömer İŞBİLİR hocama, çalışmamı bitirmem için imkân ve destek sağlayan bölüm başkanımız Prof. Dr. Fatma ÜREKLİ hocama, çalışmamızın düzenlenmesinde yardımcı olan Yrd. Doç. Dr. Filiz BAYRAM hocama, yanımda olarak bana güç veren değerli aileme, eşime ve arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Haziran 2017 Fatma ŞAHİN

(7)

ÖZET

Kalebend cezası, genel bir tanımlama ile işlediği suçlardan dolayı hüküm giyen kişinin cezasını infaz etmek üzere devlet tarafından zorunlu olarak kalede bulunmaya mahkûm edilmesidir. Söz konusu mahkûmiyetlerin vesikalarını ihtiva eden Kalebend defterlerinin değerlendirilmesi, Osmanlı Devleti’nin toplumsal hayatını anlamak konusunda yapılan çalışmalara katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.

İncelenen defterde yer alan hükümlerin çoğunu kalebend cezasına ilişkin hükümler oluşturmaktadır. Nefy ve cezirebend gibi diğer ceza türlerinin hükümlerini de barındıran 11 Numaralı Defterin H. Cemaziyel-evvel 1166 ile Zilkade 1167 (M.

Mart/Nisan 1753-Ağustos/Eylül 1754) tarihleri arasını kapsayan 18 aylık bölümü incelenerek Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyasında işlenmiş olan suç türlerinin ve söz konusu suçların faillerinin genel profillerinin tespiti amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kalebend, Nefy, Cezirebend, Yargı, Ceza, Hukuk, Suç, Suçlu

(8)

ABSTRACT

Kalebend (castle-bend) penalty, in general terms, can be defined as the imprisonment of a person, who was found guilty due to the crimes he committed, in a castle by the state in order to enforce his punishment. Evaluation of Kalebend books which consist of the records of such convictions contributes to the literature on the social life in the Ottoman State.

The majority of the convictions recorded in the book under study here include kalebend penalty. This study has analyzed the 18-month records between the years of Jumadal Ula, 1166 and Dhul Kada, 1167 (Islamic claendar) / March/April, 1753 and August/September, 1754 (Gregorian calendar) in the kalebend book number 11, which includes the convictions of crimes involving not only kalebend but also exile and island-bend. The study aims to identify the types of crimes committed in the large geography of the Ottoman State as well as the general profiles of the perpetrators of these crimes.

Keywords: Castle-bend, Exile, Island-bend, Judiciary, Punishment, Law, Crime, Criminal

(9)

Kısaltmalar BOA. : Başbakanlık Osmanlı Arşivi A.DVN. : Divan-ı Hümayun Kalemi

A.DVN.KLB. : Bab-ı Asafi Divan-ı Hümayun Kalemi

A.DVNS.KLB.d. : Bab-ı Asafi Divan-ı Hümuyun Sicilleri Kalebend Defterleri a.g.m. : adı geçen makale

a.g.s. : adı geçen sözlük

bkz. : bakınız

C. :Cilt

DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

H. :Hicri

M. : Miladi

MSGKVİH : Mahkeme Sonucuna Göre Karar Verilmesi İstenen Hükümler

s. : Sayfa

vb. : ve benzeri

vd. : ve devamı

vs. : ve saire

(10)

Şekiller Listesi

ŞEKİL 1 : HÜKÜMLERİN SAYISAL DAĞILIMI ... 6

ŞEKİL 2 : HÜKÜM TÜRLERİNİN ORANSAL VE SAYISAL DAĞILIMI ... 7

ŞEKİL 3 : TERKİN OLUNAN HÜKÜMLERİN CEZA TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI ... 13

ŞEKİL 4 : ITLAK HÜKÜMLERİNİN CEZA TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI ... 14

ŞEKİL 5 : SUÇLARIN SAYISAL DAĞILIMI ... 44

ŞEKİL 6 : CEZA HÜKÜMLERİNİN CEZA TÜRLERİNE GÖRE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 45

ŞEKİL 7 : KALEBEND CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİMLERİN SUÇ MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 51

ŞEKİL 8 : KALEBEND CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİM HÜKÜMLÜLERİN CEZA MAHALLERİNE DAĞILIMI ... 56

ŞEKİL 9 : KALEBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN TOPLUMSAL SINIFLARA GÖRE SAYISAL DAĞILIMI... 57

ŞEKİL 10 : KALEBEND CEZASI ALAN ASKERÎ SINIF MENSUPLARININ SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 59

ŞEKİL 11 : KALEBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERDEN REAYA SINIFINI OLUŞTURAN GRUPLARIN SAYISAL DAĞILIMI ... 60

ŞEKİL 12 : KALEBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN REAYA SINIFI İÇERİSİNDEKİ GRUPLARA GÖRE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 61

ŞEKİL 13 : KALEBEND CEZASI ALAN SUÇLULARIN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL DAĞILIMI ... 63

ŞEKİL 14 : KALEBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 64

ŞEKİL 15 : NEFY CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİM HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 69

ŞEKİL 16 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE CİNSİYET BAZINDA SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 70

ŞEKİL 17 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA MAHALLERİNE CİNSİYET BAZINDA SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 74

ŞEKİL 18 : NEFY CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİMLERİN CEZA MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 74

ŞEKİL 19 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN TOPLUMSAL SINIFLARA GÖRE SAYISAL DAĞILIMI... 77

ŞEKİL 20 : NEFY CEZASI ALAN ASKERÎ SINIF MENSUPLARININ SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 78

ŞEKİL 21 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERDEN REAYA SINIFINI OLUŞTURAN GRUPLARIN SAYISAL DAĞILIMI ... 79

ŞEKİL 22 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN REAYA SINIFI İÇERİSİNDEKİ GRUPLARA GÖRE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 80

ŞEKİL 23 : NEFY CEZASI ALAN SUÇLULARIN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL DAĞILIMI 82 ŞEKİL 24 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 82

(11)

ŞEKİL 25 : CEZİREBEND CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİM

HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 88 ŞEKİL 26 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE CİNSİYET

BAZINDA SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 89 ŞEKİL 27 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA MAHALLERİNE

CİNSİYET BAZINDA SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 90 ŞEKİL 28 : CEZİREBEND CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİMLERİN CEZA

MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 91 ŞEKİL 29 CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN TOPLUMSAL SINIFLARA GÖRE

SAYISAL DAĞILIMI... 92 ŞEKİL 30 : CEZİREBEND CEZASI ALAN ASKERÎ SINIF MENSUPLARININ SAYISAL VE

ORANSAL DAĞILIMI ... 93 ŞEKİL 31 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN TOPLUMSAL SINIFLARA GÖRE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI... 94 ŞEKİL 32 : CEZİREBEND CEZASI ALAN GAYR-I MÜSLİMLERİN DAHİL OLDUKLARI

SOSYAL GRUPLAR ... 95 ŞEKİL 33 : CEZİREBEND CEZASI ALAN SUÇLULARIN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL

DAĞILIMI ... 96 ŞEKİL 34 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA SÜRELERİNİN SAYISAL

VE ORANSAL DAĞILIMI ... 97 ŞEKİL 35 : UYARI CEZASI ALAN MÜSLÜMAN VE GAYR-I MÜSLİM HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI ... 100 ŞEKİL 36 : UYARI CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN TOPLUMSAL SINIFLARA GÖRE

SAYISAL VE ORANSAL DAĞILIMI... 101 ŞEKİL 37 : UYARI CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN REAYA SINIFINI OLUŞTURAN

GRUPLARIN SAYISAL DAĞILIMI ... 102

(12)

Tablolar Listesi

TABLO 1 : SUÇLARIN HÜKÜMLERE GÖRE DAĞILIMLARI ... 23 TABLO 2 : KALEBEND CEZASI ALAN SUÇLULARIN SUÇ MAHALLERİNE DİN VE

CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI ... 46 TABLO 3 : KALEBEND CEZASI ALAN SUÇLULARIN GÖNDERİLDİKLERİ KALELERE DİN

VE CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI ... 52 TABLO : 4 KALEBEND CEZASI VERİLEN HÜKÜMLERİN İLGİLİ KALELERE DAĞILIMI ... 65 TABLO 5 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE DİN VE CİNSİYET

BAZINDA DAĞILIMI ... 71 TABLO 6 : NEFY CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA MAHALLERİNE DİN VE

CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMLARI ... 75 TABLO 7 : NEFY CEZASI VERİLEN HÜKÜMLERİN İLGİLİ CEZA UYGULAMA

MAHALLERİNE DAĞILIMI ... 84 TABLO 8 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE DİN VE

CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI ... 89 TABLO 9 : CEZİREBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA MAHALLERİNE DİN VE

CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI ... 91 TABLO 10 : CEZİREBEND CEZASI VERİLEN HÜKÜMLERİN İLGİLİ CEZA UYGULAMA

MAHALLERİNE DAĞILIMI ... 98 TABLO 11 : MANASTIRBEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA VE SUÇ

MAHALLERİNE DİN VE CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER ... 106 TABLO 12 : PALANKABEND CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN CEZA VE SUÇ

MAHALLERİNE DİN VE CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER ... 107 TABLO 13 : UYARI CEZASI ALAN HÜKÜMLÜLERİN SUÇ MAHALLERİNE DİN VE

CİNSİYET BAZINDA DAĞILIMI ... 99 TABLO 14 : UYARI CEZALARINDA ÖNGÖRÜLEN DİĞER CEZA TÜRLERİNİN HÜKÜM

SAYILARINA GÖRE DAĞILIMI ... 103

Haritalar Listesi

HARİTA 1 : KALEBEND CEZALARININ UYGULANDIĞI MAHALLER ... 681 HARİTA 2 : NEFY CEZALARININ UYGULANDIĞI MAHALLER ... 682 HARİTA 3 : CEZİREBEND CEZALARININ UYGULANDIĞI MAHALLER ... 683

(13)

GİRİŞ

Osmanlı Devleti yönetmenin de elde tutmanın da zor olduğu dünyanın en önemli coğrafyasında hüküm sürmüştür. Fakat kendisinden önceki devletlerin kurum, anlayış ve yönetme pratiklerinin üzerine kendi ihtiyaçları doğrultusunda yenilerini ekleyerek yaklaşık altı yüzyıl boyunca ayakta kalma başarısını göstermiştir. Kurumsal düzenini hukuki bir zemin üzerine bina etmiş olması ise başarısının en temel sebeplerinden biridir.

Osmanlı Devleti’nin yönetim anlayışı sadece Türk geleneklerinden oluşmamaktadır. İslam dininin yükümlülükleri ile ele geçirilen bölgelerin farklılıklarının gerektirdikleri de devlet yapısını kuşkusuz etkilemiştir. Dolayısıyla hukuk sistemi de “şerʻî” hukukun yanı sıra “örfî” olarak nitelendirilen ve kuruluşundan itibaren ihtiyaçları doğrultusunda ortaya konan kanun hükümleri ile kendine has bir şekle evrilen ikinci bir yapıya sahiptir2. Öyle ki devlet, yasama gücünü kullanarak çıkardığı kanunlarla şerʻi hukuku zamanın gerektirdiği noktalarda tamamlamıştır3.

Hukuk uygulamalarındaki çeşitlilikte nüfusunun homojen olmayan yapısı etkili olmuştur. Osmanlı nüfusu içinde Anadolu gibi uzun süreden beri Türk ve İslam toprağı olan bölgelerde dahi halihazırda yaşamaya devam edegelen oldukça fazla gayr-ı müslim unsur bulunmaktaydı. Fakat diğer yandan, daha önce hiçbir Türk- islam devletinin hakimiyet kurmadığı Balkanlar gibi gayr-ı müslim toprakların Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmiş olması, Türk-islâm devlet yönetim anlayışı açısından yeni bir tecrübe olmuştur denilebilir. Gayr-ı müslim tebanın dini kurumlarının etkinlik ve yetkileri belirlenerek Osmanlı hukuk sisteminin bir parçası olacak şekilde devlet cihazına dahil edilmiştir. Nitekim gayr-ı müslim tebanın cezalandırılması sürecinde zaman içinde edindiği ceza hukuku pratiğinin örneklerini inlecelediğimiz metinde görmek mümkündür.

2 M. Akif Aydın, “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi”, Türkler, C. 10, Ankara 2010, s.15.

3 Mustafa Avcı, Osmanlı Ceza Hukuku Genel Hükümler, Konya 2014, s. 10.

(14)

Uygulanacak hükümlerin belirgin olmasını sağlamak için kanunnameler ile erken dönemlerden itibaren düzenlemeler yapılmış ve böylece keyfiliğe engel olmak amaçlanmıştır4. Bu anlamda günümüz modern hukuk devletlerinde var olan

“idarenin faaliyetlerinin önceden bilinebilir olması” kuralının Osmanlı hukuk yapısında da bu işlevi ile mevcut olduğunu ve önem arz ettiğini söyleyebiliriz.

Uygulamada belli farklılıklar olmakla birlikte ister müslüman ister gayr-ı müslim olsun, kural olarak suç işleyen tebanın ayrım gözetmeksizin cezalandırılmasının Osmanlı Devleti için esas olduğunu görmekteyiz. Dünyada meydana gelen yönetim ve hukuk gelişmelerine paralel olarak ve özellikle Tanzimat döneminden itibaren ömrünü tamamlayana kadar hukuk alanında yapılan düzenlemeler ile bu farklılıklar yıllar içerisinde artmıştır.

Neticede, bu hukuksal gelişim sürecinde başından sonuna kadar katettiği uzun mesafe içerisinde çalışmamızın konusu oluşturan 11 Numaralı Kalebend Defteri’nin H. Cemaziyel-evvel 1166 ile Zilkade 1167 (M. Mart/Nisan 1753-Ağustos/Eylül 1754) tarihleri arasında kaleme alınmış olan hükümlerinin incelenerek değerlendirilmesi bize Osmanlı ceza uygulamalarını anlamak yolunda önemli bir kesit sunmuştur.

4 M. Akif Aydın, a.g.m., s.17.

(15)

1. KALEBEND CEZASI ve TERMİNOLOJİSİ ÜZERİNE

Kalebend terimi hisar veya sur anlamındaki Arapça هعلق “kale” ve Farsça’da kapatmak manasındaki نتسب5 “besten” fiilinden türetilen دنب “bend” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Osmanlı hukuk sisteminde uygulanan sürgün cezası benzeri bir cezalandırma yöntemini ifade eder. Bir yere gönderilerek belirli bir süre orada kalmak şeklinde uygulanan bir ceza olan sürgünden farklı olarak kalebend, bir kimsenin işlediği suçtan dolayı bir kalenin hisarından dışarı çıkmamak üzere içinde oturmaya mahkûm edilme cezasıdır6. Bu hali ile aynı zamanda hapis cezasının özelliklerini de taşımaktadır. Dolayısıyla yaşamaya mecbur edilen alanın koşulları göz önünde bulundurulduğunda sürgünden daha ağır fakat hapisten daha hafif bir ceza türüdür.

Günümüzde ağır veya hafif şeklinde tasnif edilen hapis cezaları Osmanlı döneminde ağır için kürek, hafif için ise kalebend ve sürgün cezası olmak üzere farklı infaz çeşitlerine karşılık gelmektedir7.

Kalebendlik ve hapis cezası arasındaki benzerlik ve ayrımı daha ayrıntılı şekilde belirtmek istersek Osmanlı döneminde uygulanan bir ceza biçimi olarak suçlunun kale içindeki zindana kapatılması örneği üzerinde durulabilir. Bu durumda kişinin kalebend olunması ile hapis cezasının kale içindeki zindanda yerine getirilmesi ceza türü bakımından farklılaşmaktadır. Zira zindandan tahliye edilen hükümlünün kaleden ayrılmaması emredilebilmektedir8.

Osmanlı Devleti’nde sıkça uygulanan bu ceza yönteminin tarihi arka planına baktığımızda Osmanlılar öncesi dönemde de kalebendlik uygulamalarına rastlarız.

Mustafa Avcı’nın İbn Bibi’den naklettiğine göre bir Selçuklu vezirinin işlediği

5 Bkz. Mo’in dijital sözlük uygulaması, هعلق ve دنب maddeleri.

6 Y. İ. Genç vd., a.g.e., s. 50.

7 Neşe Erim, “Osmanlı İmparatorluğunda Kalebendlik Cezası ve Suçların Sınıflandırılması Üzerine Bir Deneme”, Osmanlı Araştırmaları, C. 4, İstanbul 1984, s.79-88; Mustafa Avcı, “Osmanlı Uygulamasında İnfazı Özellik Gösteren Hapis Türleri: Kalebentlik, Kürek ve Prangabentlik”, http://dergipark.ulakbim.gov.tr/esosder/article/view/5000067867

8 M. Avcı, a.g.m., http://dergipark.ulakbim.gov.tr/esosder/article/view/5000067867

(16)

suçtan dolayı kaleye gönderildiği vâkidir. Yine Memlükler döneminde Kahire Kalesi’nin siyasi suçlular ve esirler için bir ceza mahalli olduğu, İlhanlılarda da asi prens ve emirlerin nefy ve kalebendlik cezalarına çarptırıldığı görülmektedir9. Osmanlı hukuk sisteminin ilk sağlam temellerinin atıldığı II. Mehmed dönemindeki kanunname ile II. Bayezid kanunnamesi ve sistemin oturduğu Kanuni Sultan Süleyman kanunnamelerinde birtakım ceza kanunları yer aldığını görmekteyiz. Bu kanunnamelerle belirlenen cezalardan sürgün ve kalebendlik cezaları siyaset cezası gerektiren suçların dışında kalmaktaydı. Bunlardan başka teşhir, dayak atma, para cezası ve kürek cezaları da bu dönemlerde uygulanan cezalar arasındaydı.

Kanunnamelerle belirlenen cezalandırma ilkeleri zaman içinde değişmiş ve hatta bazı cezalara daha çok başvurulmuştur. Mesela Osmanlı donanmasının artan kürekçi ihtiyacı nedeniyle istatistiklere göre kürek cezası 16. yüzyılda fazlaca uygulanan ceza yöntemiydi10.

Kalebendlik cezasının imparatorluğun ilk dönemlerinde yaygın bir ceza türü olmadığı görülmektedir. 16. yüzyılda borçlarını ödemeyen mültezimlerin zindana atılarak bazılarının ömürlerinin sonuna kadar burada bırakılmaları şeklindeki uygulamalar kalebend cezasını akla getirmektedir. Yine sorgusu devam eden bazı suçluların da padişah tarafından cezaları verilinceye kadar hapiste tutulmaları kalebend gibi bir hapis cezasının uygulandığına işarettir11. Fakat 18. yüzyıldan itibaren ise belirli ölçüde uygulanmaya başlanan ve Tanzimat sonrası ceza kanunlarında da yer almaya devam eden bu cezanın12 Osmanlı ceza sisteminde kalebend defterleri adı verilen ciltlerce defter düzenlenecek derecede sık uygulandığını görmekteyiz.

9 M. Avcı, a.g.m, http://dergipark.ulakbim.gov.tr/esosder/article/view/5000067867

10 N. Erim, a.g.m, s. 79-81.

11 N. Erim, a.g.m, s. 81.

12M. Avcı, a.g.m, http://dergipark.ulakbim.gov.tr/esosder/article/view/5000067867

(17)

2. METNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Çalışmanın konusu olan metin 11 Numaralı Kalebend Defteri’nin H.

Cemaziyel-evvel 1166 ile Zilkade 1167 (M. Mart/Nisan 1753-Ağustos/Eylül 1754) tarihleri arasını kapsayan yaklaşık 18 aylık kısımıdır. Toplam 196 sayfadan meydana gelen metinde farklı türlerden toplam 701 hüküm bulunmaktadır13.

Bu hükümlerin incelenmesi suretiyle çalışma konusu olan süre zarfında Osmanlı Devleti’nde işlenen suçlar ve bu suçlara verilen cezalar, suçların faillerinin isimleri, sosyal durumları ve dini aidiyetleri gibi genel bilgilere ulaşılabilmektedir.

Bunların haricinde mülki birimlerin suç yoğunlukları ile ceza infaz mahalli olarak tespit edilen mahaller hakkında da bilgi edinilebilmektedir.

2.1 Hüküm Türleri

Hüküm türlerine genel olarak baktığımızda en büyük pay 345 hüküm ile metnin %49’unu oluşturan ceza hükümlerinin toplamına aittir. Fakat hüküm türlerini her birini ayrı olarak değerlendirdiğimizde ıtlak hükümlerinin tek başına en fazla hüküm sayısına sahip olduğunu görmekteyiz. Nitekim 262 hüküm ile ıtlak hükümleri incelenen metnin %37’lik kısmını oluşturmaktadır.

Ceza ve ıtlak hükümlerinin dışında kalan hükümlerin toplam sayısı ise 94 olup metnin ancak %13’lük bölümünü oluşturmaktadır. Bunların içinde 34 tekrar yazılan hüküm, 33 adet mahkeme sonucuna göre karar verilmesi istenen hükümler14 ile birlikte toplam %10’luk paya ulaşmaktadır. Geriye kalan %3’lük dilim ise terkin, emir, araştırma, ikamet ve şerh verme hükümlerine aittir.

13 Metindeki her bir hüküm, niteliği itibariyle tek bir ceza kategorisine aittir. Bunun tek istisnası 70/1 sayfa ve sıra numaralı hüküm olup söz kosunu hüküm hem kalebend hem de nefy cezasına ilişkindir.

Bu sebeple istatistik verisi olarak her iki ceza türünde de aynı sayfa ve sıra numarası ile kullanılmıştır.

Fakat hüküm sayısı hesaplanırken sadece kalebend hükmü olarak kabul edilip toplam hüküm sayısı arttırılmamıştır.

14 Bundan sonra MSGKVİH şeklinde kısaltılarak yazılacaktır.

(18)

0 50 100 150 200 250 300

157 124

25 22

2 2

34 33

8 8 1 11 4 6 1 1

262 Hüküm Sayıları

Şekil 1 : Hükümlerin Sayısal Dağılımı

2.1.1 Ceza Hükümleri ve Suçluların Cezalandırılması Süreci

Ceza hükümlerini kendi içinde değerlendirdiğimizde en fazla yazılan ceza türünün 157 hüküm ile kalebend hükümleri olduğunu görmekteyiz. Nefy cezası ise 124 hüküm ile ikinci sırada olup cezire-bend cezası verilen hükümler 25 adet ile üçüncü sıradadır. Palanka-bend ve manastır-bend cezalarına ilişkin 2’şer hüküm bulunmaktadır.

Ceza hükümleri içinde en fazla hüküm sayısına sahip olan kalebend hükümlerinin tüm deftere oranı %22’dir. İkinci sırada olan nefy hükümlerinin oranı ise %18 olup cezirebend hükümleri sadece %4’lük paya sahiptir. Manastırbend, palankabend, uyarı, uzaklaştırma, hapis ve kürek cezalarına ilişkin hükümlerin tamamının tüm deftere toplam oranı ise %5’tir.

(19)

157; 22%

124; 18%

25; 4%

22; 3%

2; 0%

2; 0%

11; 2%

1; 0%

1; 0%

34; 5%

33; 5%

8; 1%

4; 1%

6; 1%

8; 1%

1; 0%

262; 37%

Kalebend Nefy Cezirebend Uyarı Manastırbend Palankabend Uzaklaştırma Kürek Habs Tekrar MSGKVİH Emir İkamet Araştırma Terkin Şerh Verme Itlak

Şekil 2 : Hüküm Türlerinin Oransal ve Sayısal Dağılımı

Metindeki ceza hükümleri incelendiğinde pek çok hükümde suçlunun ceza alma süreci ile ilgili de bilgi bulunduğu görülmektedir. Parçalar birleştirildiğinde bir zanlının yargılandıktan sonra hüküm giyerek ceza infaz mahalline gönderilmesine kadar geçirdiği sürecin izleri sürülebilmektedir.

Bu bilgiler ışığında hükümlünün ceza alma süreci, mağdur durumda olan kişi veya kişilerin yaşadıkları mülki birimin hukuki uyuşmazlıklarını çözen görevlisi konumunda olan kadı veya naibe müracaat etmeleri ile birlikte başlamaktaydı.

Suçtan etkilenen kişilerin çokluğu durumunda, suçlunun suçu gerçekleştirdiği mahallin ahalisinin topluca şikâyetçi olduğu da görülmektedir15. Söz konusu şikâyetler kadı veya naib tarafından devlet merkezine bildiriyordu. Metnin geneline baktığımızda, kadı veya naibe başvurmaktan daha az kullanılan bir yöntem olmakla

15 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 1/2, 7/3 vb.

(20)

birlikte, mağdurun şikâyetini doğrudan devlet merkezine16 yaptığını da görmekteyiz17. Yapılan şikâyetler Divan-ı humayunda değerlendiriliyor ve nihayetinde bir hükme bağlanıyordu. Alınan karar, verilen cezanın infazı aşamasında vazifesi olan yöneticilere ve/veya görevlilere gönderiliyordu. Nitekim bu görevliler, hükümlerin hitap cümlelerinde açıkça belirtilmiş durumdadır.

Eğer suçun faili gayr-ı müslim kişi ise şikâyetler, bizzat patrik vasıtası ile devlet merkezine iletiliyordu. Metinde 19’u Rum, 3’ü Ermeni patriği tarafından gönderilmiş olmak üzere toplam 22 arzuhal bu şekilde hükme bağlanmıştır18.

Yapılan şikâyetlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının titizlikle araştırıldığı hükümlerde açıkça görülmektedir. Bu iş için gönderilen görevliler, bölgenin güvenilir kimselerinden soruşturarak meselenin iç yüzünü anlamakla vazifeliydiler19.

Suçlu hakkında hemen bir cezaya hükmetmeden önce tenbih edilmelerinin cezalandırılma sürecinde temel olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim uyarı hükümlerinin çoğu tenbih içermektedir. Örneğin Mudurnu’da yaşayan Hasan isimli şahıs, eşi ve iki kızı ile birlikte şikâyet edilmiş ve konunun mahkemede görüşülmesine hükmedilmiştir. Ayrıca, suçun var olduğunun tespit edilmesi halinde, öncelikle suçluların uyarılması, davranışlarında iyi yönde bir değişiklik olmaması halinde nefy ile cezalandırılması istenmiştir. Bu örnek tenbihin cezalandırma sürecinde ne denli öncelikli olduğunu göstermektedir20.

Eğer suçlu henüz yakalanamamış ise bölgenin yöneticileri kadar ahaliye de bir takım sorumluluklar yüklenebiliyordu. Şöyle ki, bir hükümde, kalebend olunmasına hükm edilen suçlunun yakalanması için vazifeli olan zabit ve mübaşire ahalinin gereken yardımı sağlaması emredilmiştir. Aksi halde, hükümlünün cezasının

16 Hükümlerde Rikâb-ı humâyûn olarak geçmektedir.

17 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 31/3 vb.

18 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 23/2, 25/1, 26/2, 64/1, 73/5, 79/2, 80/1, 80/3, 110/1, 121/3, 133/1, 135/3, 138/1, 140/3, 160/1, 161/3, 170/3, 174/1, 174/4, 38/3, 70/1, 139/4.

19 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 18/1, vb.

20 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 146/6.

(21)

kendilerine uygulanacağı belirtilmek suretiyle ahaliye ağır bir yaptırım öngörülerek büyük bir sorumluluk yüklenmiştir21.

Yakalanan suçlular suç mahalline gönderilmeden veya henüz ceza almadan önce hapsediliyorlardı. Dolayısıyla buradaki hapsedilme halinin, günümüzde anladığımız anlamı ile bir ceza infaz biçimi olarak değil, her ne kadar ağır koşullar sözkonusu olsa dahi, daha çok asıl cezanın infazından önce suçluyu muhafaza etmek amacıyla bir yerde tutmak olarak kabul etmek gerekir. Bazı hükümlerde hapsedildikleri mekân için zindan22 ifadesi kullanılırken yine bu iş için tomruk23 diye adlandırılan mekânlardan da bahsedilmektedir. Fakat çoğu hükümde, mekândan bahsedilmeksizin suçluların sadece hapsedildiklerinin belirtilmesi ile yetinilmiştir.

Suçlular ceza mahalline çavuş, zabit, mübaşir, yasakçı24 gibi görevliler tarafından ulaştırılırdı25. Bunlardan başka adı çok fazla geçmeyen bazı memurların örneklerine de rastlamak mümkündür. Mesela Mustafa isimli şahsın yakalanması ve Tulca Kalesi’ne kalabend edilmesi vazifesi, asıl görevi için yerine güvenilir bir vekil bırakmak suretiyle bizzat serdara verilmiştir26. Başka bir hükümde ise kendisi karakollukçu olan suçlu, yine karakollukçu olan bir görevli ile ceza mahalline gönderildiği görülmektedir27.

Suçlu ceza mahalline ulaştırıldığı zaman, suçlunun cezalandırılması emrinin gönderildiği yöneticiye teslim edilir ve yönetici bu durumu devlet merkezine bildirirdi28. Hükümlünün ceza mahalline ulaştığı bilgisinin merkeze bildirilmesi

21 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 96/2.

22 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 8/4, 78/4 vb.

23 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 30/4, 102/2. Osmanlı klasik döneminde bir sorgulama aracı olarak kullanılan tomruk, zamanla tutukevlerinin adı olarak geçmeye başlamıştır (Ömer Şen, Osmanlı’da Mahkûm Olmak, İstanbul 2007, s. 14).

24 Gayr-ı müslim suçluları yakalayan ve ceza mahalline ulaştıran görevlidir.

25 İncelenen toplam 345 ceza hükmü içerisinde, suçluların ceza mahalline götürülmesi için 101 hükümde çavuş, 61 hükümde zabit, 59 hükümde mübaşir ve 4 hükümde ise yasakçıların vazifelendirildiği tespit edilmiştir. 120 hükümde ise herhangi bir görevli belirtilmemiştir.

26 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 91/1.

27 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 75/4.

28 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 4/2, 6/3, 9/3 vb.

(22)

hususu, bu isteğin pek çok hükümde rutin olarak tekrarlanmasından da anlaşıldığı üzere devletin önem verdiği bir konudur.

Hükümlünün cezasını çektiği kaleden firar etmesi durumunda, suçlunun cezasının infaz edilmesinde sorumluluğu olan kişilerin cezalandırıldığı görülmektedir. Nitekim bu sonuca ulaşmamızı sağlayan hükümde mutasarrıf azl olunmuş, suçlunun kaçtığı kalenin dizdârı ise başka bir kalede kalebend edilmiştir29.

Teslim edilen suçluların ne kadarlık bir süre için ceza infaz mahallinde bulunacakları, ceza hükümlerinden net bir şekilde elde edebileceğimiz bir bilgi değildir. Sadece ıtlak hükümleri veya ıtlak şerhi mevcut olan hükümler için, ceza tarihi ile ıtlak olunma tarihi arasında geçen süre hesaplanarak suçluların hükümlülük süresi ile ilgili ortalama da olsa söz söylemek mümkündür. Buna göre, incelenen hükümlerde en uzun süreli ceza Sinoplu Hasan adında bir kürek cezası mahkûmuna aittir. H. 1157 yılının Zilhicce ayında hüküm giymiş olan suçlu, 1167 yılının Safer ayında ıtlak edilmiş olup yaklaşık 9 yıllık uzun bir hükümlülük süresi vardır30. Metinde aylar 10’ar günlük periyodlar halinde tarihlendirildiğinden, en kısa ceza süresini ortalama bir hesap ile 1-10 gün arası olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Bu süre aralığında ıtlak edilen hükümlü sayısı ise 15’tir31. 2.1.2 Tekrar Yazılan Hükümler

Metinde 34 adet tekrar yazılan hüküm bulunmaktadır. Bu hükümlerin 29’u ceza hükümlerinin tekrarı olup 14 kalebend, 10 nefy, 4 uyarı ve 1 cezirebend cezası hükmü tekrar yazılmıştır. Bu hükümlerde sıklıkla “müceddeden emr-i şerîfim/hükm-i humâyûnum istidʻâ/reca” ifadeleri kullanılmakta ve cezanın tekrar yazıldığına işaret edilmektedir. Geriye kalan 5 hükmün 2’si emir, 3’ü ise ıtlak hükümlerinin tekrarlarıdır.

29 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 144/4.

30 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 106/3. Söz konusu ıtlak hükmünün ilişkili olduğu ceza hükmü 11.

Numaralı defterde mevcut olmamakla birlikte, suçlunun hüküm giyme tarihi ıtlak hükmünde verilen bilgilerden anlaşılmıştır.

31 Ceza türlerinin değerlendirildiği bölümde her bir ceza türü için ıtlak/ceza süreleri ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

(23)

Bu hükümler incelendiğinde hükümlerin tekrar yazılmasının belli başlı sebepleri olduğu görülmektedir. Bu sebepleri şöyle sıralamak mümkündür:

 Hükmün/cezanın değiştirilmiş ve güncel hali ile yeniden kaydedilmiş olması32

 Hükme/cezaya suçlunun itaat etmemesi/muhalefet etmesi, firar etmesi veya yakalanamaması veya hükümde belirtilmeyen bir sebep ile emr-i şerifin henüz uygulanamamış olması33

 Cezanın infazına ilişkin, farklı yöneticilere hitaben yazı yazılması34

 Suçlunun memuriyetinin değiştirilmesi35

 Suçluya cezasının bildirilmesi36

 Suçlunun ceza infaz mahalline götürülürken firar etmesi37

 Suçlunun bahane ile emrin yerine getirilmesini geciktirmesi38.

Tekrar edilen bazı hükümlerde ise tekrar yazılma sebebine ya hiç değinilmemiş ya da sadece “mükerrerdir” ifadesi ile tekrar yazıldığına işaret edilmekle yetinilmiştir39. Bu hükümler, sebep belirtmese dahi, içerik bakımından kendinden önce yazılan hükümlerin tekrarı niteliğindedir.

Bir emrin yeniden yazılmasına gerek duyulmasının genel olarak en temel sebebinin suçlunun emre itaatsizliği olduğunu söylemek mümkündür.

32 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 2/1, 34/4, 60/3, 78/1, 104/2, 128/3.

33 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 18/2, 26/2, 28/4, 50/2, 51/2, 71/2, 76/3, 79/2, 80/3, 82/1, 84/1, 116/1, 123/2, 130/2, 131/2, 143/1, 148/3, 164/3, 173/4.

34 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 35/5, 61/2.

35 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 55/1.

36 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 66/1.

37 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 69/2.

38 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 122/3.

39 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 54/3, 78/1, 88/2, 96/1, 104/2.

(24)

2.1.3 Terkin Hükümleri

Terkin terim anlamı olarak “resmi bir kaydın, açıklamanın veya alacak hesabının silinmesi”40 anlamına gelmektedir. Metinde bu niteliğe sahip 9 hüküm bulunmaktadır.

Bir hükmün terkin olunduğunu iki şekilde anlamak mümkündür. Ceza hükmünün üzeri sağ baştan sol alta doğru çizilerek şerhinde kaydın terkin olunduğu belirtilmektedir41 (bkz Ek-7). Ayrıca ıtlak hükmünde emrin kaydının terkin olunduğu söylenmektedir42.

Metinde terkin hükümlerini türlerine göre ayırdığımızda 4 kalebend, 2 nefy, 1 ikamet emri ve 1 ıtlak hükmünün terkin olunduğunu görmekteyiz. Fakat ıtlak hükmünün terkin olunan kısmının ıtlak edilme haline değil ıtlak şartına ilişkin olduğunu söylemek gerekir. Bu durumda, ileriki bölümde tartışılacağı üzere, suçlunun ıtlakı için öngörülen bazı şartların suçlu için adeta yeni bir ceza anlamına gelebilen niteliği düşünüldüğünde, terkin olunan hükümlerin tamamının hükm olunan yaptırım veya cezanın iptal edilmesi olarak sonuç doğurduğunu söylemek mümkündür.

40 Fehmi Yılmaz, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Gökkubbe, İstanbul 2010, s. 643.

41 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s.44/2, 71/1 vb.

42 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s.15/1, 52/1, 81/1, 81/2 vb.

(25)

0 0,5 1 1,5 2 2,5 3 3,5 4 Kalebend

Nefy İkamet Itlak

4 2

1 1

Şekil 03 : Terkin Olunan Hükümlerin Ceza Türlerine Göre Dağılımı

2.1.4 Itlak Hükümleri ve Suçluların Itlak Edilme Süreci

Itlak, terim olarak “esirin veya suçlunun salıverilmesi” anlamına gelmektedir43. Daha önce belirtildiği üzere, ıtlak hükümleri metnin tamamı içerisinde 262 hüküm ile en fazla yazılan hüküm türüdür.

Itlak hükümleri, ıtlaka konu olan cezalara göre tasnif edildiğinde, suçluların 127’si kalebend, 56’sı nefy, 38’i kürek, 26’sı cezirebend, 10’u habs, 1’i palankabend ve 1’inin de ikamet cezasından ıtlak edildiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunların haricinde, ceza türü belirtilmemiş olan 1 ıtlak hüküm bulunmaktadır. 2 hükümde ise ıtlaka konu olan cezanın, ıtlak şartı olduğu görülmektedir.

43 F. Yılmaz, a.g.s., s. 261.

(26)

127; 49%

56; 21%

26; 10%

38; 15%

10; 4%

2; 1%

1; 0%

1; 0%

1; 0%

Kalebend Nefy Cezirebend Kürek Habs Itlak şartı İkamet Belirtilmemiş Palanka

Şekil 4 : Itlak Hükümlerinin Ceza Türlerine Göre Dağılımı

Hükümlerde, ıtlak ile ilgili süreci anlamamıza yardımcı olacak pek çok bilgi bulunmaktadır. Elde edilen bilgiler ışığında, ıtlak süreci ile ilgili ulaştığımız sonuçlar şöyledir: ceza hükümlerinde hükümlünün cezasının süresi ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. Çoğunlukla “ıslâh-ı nefs oluncaya değin44”, “salâh-ı hâli zâhir oluncaya değin45” gibi ifadeler kullanılmıştır. Bu ifadeleri hem ıtlak zamanına işaret eden belirsiz bir süre ifadesi olarak hem de suçlunun ıtlak edilebilmesinin bir ön koşulu olarak kabul edebiliriz. “İki sahhlu fermân-ı âlî sâdır olmadıkça46” ifadesi de ceza hükümlerinde bir diğer ön koşul olarak sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Hükümlünün ıtlak olunmasına karar verilebilmesi için talepte bulunmak gerekiyordu. Bu talebi hükümlünün kendisi47 yapabildiği gibi hükümlünün yakınları

44 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 14/1, 37/3, 113/1 vs.

45 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 11/4, 13/3, 43/1 vs.

46 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 16/2, 21/1, 28/1, 28/2 vs.

47 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 1/1, 7/1, 15/4, 17/1, 25/1 vs.

(27)

ya da şikâyetçi olan kişi veya kişiler de yapabiliyordu. Örneğin, Gemlik Kasabası’ndan Ahmed Ağa isimli kişinin ıtlakı için yakınları başvuruda bulunmuştur. Fakat bununla birlikte adı geçen kişiden vaktiyle şikâyetçi olan ahali de gerçeğe aykırı beyân ile cezaya sebep olduklarını kabul ederek ıtlak sürecine katkıda bulunmuşlardır48. Suçlunun ıtlakı, cezasını çektiği mahallin yöneticisi olan kadı veya dizdardan talep ediliyor ve bu görevliler tarafından da devlet merkezine bildiriliyordu. Ayrıca, söz konusu görevlilerin haricinde vezir, elçi, kapudan-ı derya, muhassıl49 vb devlet görevlilerinin de merkezden suçlunun ıtlakını talep ettikleri vakidir.

Gayr-ı müslim suçluların ıtlak edilme sürecinin nasıl işlediği ile ilgili bir bilgi olmak üzere, metinde yer alan bir ıtlak şerhinde karşılaştığımız “Mesfûr Girid Cezîresi'ne gitmek şartıyla patrik arzı mûcebince afv ü ıtlâkıyçün emr-i şerîf yazılmışdır50” cümlesi, Patriklerin cezalandırma sürecinde olduğu gibi ıtlak edilme sürecinde de rollerinin bulunduğunu açıkça göstermektedir.

Neticede tıpkı cezalandırma sürecinde olduğu gibi suçluların ıtlak olunmaları için yapılan başvurular Divan-ı humâyûn tarafından değerlendiriliyor ve nihayetinde bir karara bağlanıyordu. İncelenen metinde tespit edilebilen ceza sürelerinin 1-3 ay ile 1-3 yıllık zaman dilimlerinde yoğunlaştığı düşünüldüğünde Osmanlı Devleti’nin çok uzun hükümlülük sürelerine eğilimi olmadığı ve suçlulara karşı son derece merhametli davranmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra ıtlak kararının alınmasında belli sebeplerin etkili olduğu görülmektedir. Bu sebepleri genel ifadeler ile şöyle sıralamak mümkündür;

 Hükümlünün iftira / gerçeğe aykırı şikâyet / arzuhal ile suçsuz yere cezalandırıldığının anlaşılması51

 Hükümlünün ıslah-ı nefs eylemiş olması / hüsn-i hal / salah-ı halinin ihbar edilmesi52

48 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 34/4.

49 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 31/1, 52/1, 74/1, 117/2, 185/2.

50 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 170/3.

51 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 1/1, 15/2, 15/4, 17/2, 20/3, 45/3, 70/4 vs.

(28)

 Hükümlünün uzun müddetten beri ceza çekiyor olması53.

 Yüksek mevkideki devlet görevlilerinin hükümlünün affına vesile olması54.

 Hükümlünün makam sahibi mîrî rüsûm tahsîl eden metrepolidlerden olması55.

 Hükümlünün aile ve/veya yakınlarının kendisinin hükümlü olmasından dolayı mağdur olması56.

 Hükümlünün ihtiyar ve/veya hasta halde olması57.

 Hükümlünün fakir ve yardıma muhtaç halde olması58.

 Eyyam-ı mübarekede bulunulması59.

 Hükümlünün mahareti ile devlete yarar işte emeğinin olması60.

 Hükümlünün kendi halinde olacağına kefîl olunması61.

Suçluların özel durumları ve koşullarını hassasiyetle değerlendirilerek karar alan Osmanlı Devleti, ıtlakın gerçekleşmesi ve ıtlak halinin devamı için de bir takım şartlar öne sürebiliyordu. Hükümlerin incelenmesi neticesinde şu koşullar ile suçluların ıtlak edildiklerini söyleyebiliriz:

 Kendi halinde olmak62.

 Memleket/vilayet/şeriyye/vakf işlerine karışmamak63.

52 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 9/2, 10/5, 27/3, 66/2, 78/2, 94/2, 136/2 vs.

53 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 31/1, 88/1, 108/2, 138/1 vs.

54 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 23/4, 74/1 vs.

55 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 25/1.

56 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 19/1, 30/1, 49/3, 132/1, 175/2 vs.

57 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 28/1, 33/2, 72/3, 164/1 vs.

58 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 48/2, 139/5 vs.

59 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 47/5, 75/2, 184/1, 185/1 vs.

60 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 61/1.

61 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 10/5, 19/1, 27/1, 57/2 vs.

62 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 33/2, 40/5, 48/3, 124/1 vs.

(29)

 Başkalarının işlerine/umur-ı nasa/reayaya/fukaraya karışmamak64.

 Emre/kanuna aykırı davranmamak/itaat etmek65.

 Ceza aldığı türde fiillerde bulunmaya devam etmemek66.

 İstanbul ve çevresine gelmemek67.

 Belirtilen vilayete/kazaya/kasabaya varmamak68.

 Vilayetine/vatan-ı asliyyesine gitmek/ikamet eylemek69.

 Hacca gitmek70.

 Mahalleye fevahiş avret iskan etmemek71.

 Hammallar umuruna karışmamak72.

 Yeteri kadar et bulundurup halka sıkıntı çektirmemek73.

 Çiftliğinde/hanesinde ikamet etmek74.

 Belirtilen mahallde ikamet eylemek75.

 Üzerine düşen vergiyi ödemek76.

63 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 1/1, 3/4, 23/4, 129/1 vs.

64 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 37/2, 55/4, 117/4, 163(M.)/2 vs.

65 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 2/3, 47/5, 55/3, 174/5 vs.

66 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 3/2, 9/2, 23/1, 40/3, 54/2 vs.

67 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 34/2, 73/4, 88/3, 99/3 vs.

68 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 17/1, 121/4, 135/4, 147/2 vs.

69 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 62/3, 82/5, 89/2, 105/3, 136/2, 136/3, 178/4 vs.

70 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 11/1.

71 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 17/2.

72 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 19/1.

73 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 20/2.

74 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 27/3, 61/3, 121/2 .

75 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 27/5, 33/3, 37/1, 52/1, 82/6, 177/2 vs.

76 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 29/2, 138/1.

(30)

 Taaddi/taarruz/tecrîm/eziyet/rencide etmemek77.

 İndi tababet iddiasıyla cin daveti ve halkı kandırma amacında olmamak78.

 Vakıf mukataasına zarar vermemek79.

 Irzıyla mukayyed olmak80.

 Küfür ve kötü söz söylemekten uzak durmak81.

 Niyâbet hizmetinde istihdâm olunmamak ve Fransa ticaretine zarar vermemek82.

 Kethüdayeri olmamak83.

 Kimsenin malına ve canına zarar vermemek84.

 Fesat/melanet/şekaavet/şenaat üzre olmamak85.

 Gemisini neferatla donatıp denizlerde korsanla mücadele için kullanmak86.

 Metrepolid umuruna karışmamak87.

 Müzevvir davalara girişmemek88.

 Donanma-yı humayun kalyonları ile gitmek89.

77 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 46/3, 50/1, 147/1, 174/2 vs.

78 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 51/3.

79 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 57/4.

80 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 54/2, 101/2 vs.

81 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 72/3.

82 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 74/1.

83 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 88/1.

84 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 90/2.

85 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 66/2, 66/3, 67/3 vs.

86 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 117/2.

87 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 138/1.

88 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 164/1.

89 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 164(M.)/1.

(31)

 İhtikar kasdında olmamak90.

 Mahkemeye varmamak91.

Itlak koşulları içerisinde yer alan İstanbul ve civarına gelmemek şartının özellikle İstanbul’u suçtan ve suçlu nüfustan koruma kaygısı ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. 262 adet ıtlak hükmünden toplam 56’sında ıtlak şartı olarak İstanbul ve civarına gelmemek şart koşulmuştur. Ayrıca yine aynı amaçla suçlular hükümlerin 39’unda -çoğunlukla da vilayetlerine olmak üzere- İstanbul dışında bir yere nefy edilmişlerdir.

Hükümlü için ıtlak şartı, yeniden cezalandırılmamak için uyması gereken kurallar anlamına geliyordu. Fakat cezalandırma usulleri ile ilgili bilgilerin izini sürerken ıtlak şartlarının başlı başına yeni bir ceza gibi işlem gördüğünün pek çok örneği ile karşılaşıyoruz. Şöyle ki İsmail Ağa isimli kişi vilayetine varmamak şartıyla hapisten ıtlak olunmuş fakat daha sonra vilayetine gidebilmesi için ıtlak şartından da ıtlak olunduğunu belirten bir emir daha yazılmıştır92. Yine bir başka hükümde Şeyh- oğlu el-Hâcc Ahmed isimli kalebend hükümlüsü yaklaşık iki ay sonra Zağra-i Atik’te ikamet eylemek şartıyla ıtlak olunmuş ve bir ay kadar sonra da vilayetine gidebileceği şekilde Zağra-i Atik’te bulunmaktan da ıtlak edilmiştir93. Benderli- oğulları diye bilinen üç kardeşin ıtlakına ilişkin yazılan bir hükümde yer alan “…

şart-ı merkūmdan afv ü ıtlâk olunmaları bâbında fermân-ı âlî-şân sâdır olmuşdur.

94 cümlesi ise, daha açık bir şekilde bir ıtlak şartının hükümsüz olabilmesi için yine bir ıtlak kararının alınması gerektiğini göstermektedir. Dolayısıyla, ıtlak şartının hükümlü için başlı başına ayrı bir ceza hükmünde olduğunu söylemek mümkündür.

Cezalandırma sürecinde olduğu gibi ıtlak kararı alınırken de hükümlünün koşullarının hassasiyetle değerlendirmesi esastı. Nitekim, hükümlünün ıtlak olunması gerekliliği masumiyetine dayandırılmak suretiyle talep ediliyorsa, gerçeği ortaya

90 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 171/4.

91 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 177/3.

92 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 135/4.

93 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 150/1.

94 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 165/3.

(32)

çıkarmak için araştırma yapılması ve bu araştırmanın sonucuna göre karar verilmesi gerekebiliyordu. Örneğin Ömer isimli suçlunun, kalebend cezasına mahkûm edilmesi kararının iftirâ sonucu verildiğinin bildirilmesi üzerine araştırma yapılmış ve sonucunda ıtlakına karar verilmiştir95.

Hükümlünün özel koşullarının cezasını çekmeye elverişli olmaması sebebiyle ıtlakının istenmesi durumunda ise sözkonusu ceza, ıtlak koşulu vasıtasıyla başka bir cezaya dönüştürülebiliyordu. Örneğin, Ali isimli kişi Limni Kalesine hapsedilmiş fakat beş senelik hükümlülük süresinde sağlığı bozulduğu için kaleden ıtlak olunmuş ve cezası, kalebend cezasına göre daha yumuşak bir ceza türü olan cezirebende çevirilmiştir96.

Itlak kararının alınmasından sonra izlenilen usul ile ilgili metinden elde ettiğimiz bilgi ise, hükümlünün ıtlakına dair emrin hükümlünün kazâsı mahkemesine ulaşması üzerine sicill-i mahfuza kayd edildiği ve duruşmada ahaliye okunarak iʻlân edildiğidir97.

2.1.5 Diğer Hüküm Türleri

Şimdiye kadar üzerinde durduğumuz hükümlerin haricinde metinde 5 farklı türde hüküm yer almaktadır. Bunlar MSGKVİH, emir, ikamet, araştırma ve şerh verme hükümleridir.

Bunların içinde en fazla yazılan hüküm türü MSGKVİH olarak nitelendirdiğimiz hükümlerdir. Toplam 33 adet yazılan bu hüküm türünde bir cezalandırma söz konusu değildir fakat yapılacak mahkeme sonrasında zanlının suçunun sâbit olması durumunda hangi ceza türü ile cezalandırılacağı ve hatta çoğunda ceza mahalli dahi öngörülmüştür98.

Bir diğer hüküm türü ise emir hükümleridir. Bu hüküm türünde de net bir suçtan ve dolayısıyla bir cezadan söz etmek zordur. Yapılması istenen şey hükme

95 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 132/1.

96 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 28/1.

97 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 152/2.

98 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 35/7, 98/3, 154/2 vs.

(33)

konu olmuş ve ilgili yöneticiye hitaben yazılmıştır. Toplam 8 adet emir hükmünün içerisinde, biri hüküm sureti olmak üzere toplam 3 adet hac vazifesinin gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla yazılan emir bulunmaktadır99. Diğerlerinin 4’ü zanlıların bağlı bulundukları yöneticiye gönderilmelerini içeren emirleri ihtiva etmektedir100. Geriye kalan 1 hüküm ise daha evvel çıkmış bir ceza hükmü için çıkarılan ahz emridir101. Bu son örnekte suç teşkil eden fiillerin tanımları açıkça yapıldığı için suçun, yakalanmaları durumunda da uygulanması ön görülen bir cezanın varlığından söz etmek mümkündür. Fakat bu hükmü bir ceza hükmü olarak değil, daha önce verilmiş olan cezanın infazını sağlamaya yönelik olarak alınmış olan bir yakalama kararı emri olarak kabul etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz.

Belirtilen bir mahallde ikamet etmeyi öngören hükümler ise bir başka hüküm türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplam 4 adet ikamet hükmü yazılmıştır.

Bunlardan iki tanesi birbirinin devamı niteliğinde olup eski sadrazam kethüdası olan Mustafa Nazif isimli kişinin belirtilen mahallde ikamet etmesi için ve yine kendisine hitaben yazılmıştır102. Bir diğeri Mısır Vâlîsi ve Kadîsına hitaben yazılmış olup eski enderun hazinedarı kahvecibaşısı olan Hüseyin’in Mısır’da ikameti istenmektedir103. Son olarak, eski naib ve ayan olan Şeyh Ali isimli kişinin naib gibi hareket etmesinin yarattığı uygunsuz durum için evinde ikameti istenmiştir104.

Bir diğer hüküm türü ise araştırma hükümleri olup metinde toplam 6 adet bulunmaktadır. Bu hükümlerin 2’si isnad olunan suçun gerçekte var olup olmadığı105, 3’ü ıtlakı istenen suçlular hakkında ön görülen koşulların gerçekleşip

99 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 32/1, 32/2, 32/3.

100 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 1/3, 85/2, 113/3, 119/2.

101 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 60/2.

102 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 54/4, 188/3.

103 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 89/3.

104 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 180/4.

105 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 97/2, 173/1.

(34)

gerçekleşmediği106 ve 1’i ise alınan bir tımar beratı ile ilgili usulsüzlük olup olmadığının107 anlaşılması ve bu sonuca göre hareket edilmesi istenen hükümlerdir.

Niteliği itibariyle ayrı bir tür olarak sınıflandırılmış olan şerh verme hükmü ise ıtlak olunması halinde pekçok zarara sebep olacağı muhtemel bir hükümlünün salıverilmemesi için kaydına şerh verme talebinin kabulüne dair yazılmıştır108.

2.2 Suçların Tasnifi ve Değerlendirilmesi

Metinde tespit edilen suçların tasnifi amacı ile toplumsal düzen ve asayişe ilişkin suçlar, idari düzene ilişkin suçlar, ekonomik düzene ilişkin suçlar ve adli düzene ilişkin suçlar olmak üzere dört temel kategori belirlenmiştir.

Hükümlerde ifade edilen hususlar, cezaya sebebiyet veren fiiller olarak belirlenen kategoriler içinde sıralanmıştır. Hükümlerin çoğunda suçlar somut olarak anlatılmamaktadır. Dolayısıyla, mümkün olabildiğince metnin üslubuna uygun, genel ve kapsayıcı başlıklar kullanılmaya çalışılmıştır. Bu sebeple bazı suçlar anlam olarak birbirine yakın olsalar dahi hükümde geçen ifadeyi korumak adına ayrı başlıklar altında gösterilmiştir.

106 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 107/3, 119/1, 163/1.

107 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 135/2.

108 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 11, s. 92/2.

(35)

Tablo 1 : Suçların Hükümlere Göre Dağılımları109

Sıra

TOPLUMSAL DÜZEN VE ASAYİŞE

İLİŞKİN SUÇLAR Sayfa-Hüküm Numarası Suç Sayısı Suç

1 Adam/Kadın/Çocuk Hapsetmek /Kaçırmak/Ahz etmek

[5/2] [12/2] [21/2] [83/2]

[97/1] [119/3] [170/2]

[174/3] [182/4] [196/2]

11

2 Adem-i imtizâc/Huşûnet/Şirret [36/2] [38/3] [38/4]

[179/1] [175/1]

5

3 Ahâlînin arasını açmak/Nifâk [165/1] [169/4] [190/4] 3

4 Ahâlîyi dolandırmak/aldatmak [68/2] [174/1] 2

5 Ahâlînin ehl ü iyalini iğfâl [189/2] 1

6 Ahâlînin vatanını terke sebep olmak [12/2] [173/4] [193/1] 3 7 Ahâlîye zarar vermek (ahaliye ilkā-i

şürur/ızrara tasaddî/ ızrâr-ı ibʻâd /îsâl-i mazarrat/îsâl-i hasâret / tetâvül-i dest/tekdîr )

[7/3] [9/4] [12/1] [12/2]

[13/4] [21/2] [24/3] [26/2]

[37/3] [38/3] [39/1] [41/3]

[47/2] [53/4] [63/2] [69/2]

[70/1] [73/5] [75/1] [80/1]

[82/1] [83/3] [93/3]

[100/2] [113/1] [133/1]

[133/2] [133/3] [134/1]

[143/2] [146/5] [159/2]

[160/1] [166/3] [168/2]

[173/4] [174/1] [191/3]

38

109 Tablodaki veriler hazırlanırken ceza hükümleri temel alınmıştır. Itlak hükümlerinde belirtilen suçlar, aynı suçlular için hali hazırda ceza hükümlerinde sayıldığı için toplam sayıya dahil edilmemiş, sadece ilişkili hüküm olduğuna işaret etmek için sayfa ve sıra numarası aynı parantez içerisinde gösterilmiştir. Suçsuzluğu sonradan anlaşılarak serbest bırakılmış olan hükümlülerin suçları, toplam sayı içinde yer almamaktadır.

(36)

Sıra

TOPLUMSAL DÜZEN VE ASAYİŞE

İLİŞKİN SUÇLAR Sayfa-Hüküm Numarası Suç Sayısı Suç

8 Ahâlîye zararı olan/Kötü şöhretli kimselere yakınlığı ile bilinmek

[79/3] 1

9 Ahâlîyi zincire vurmak [12/2] [21/2] [83/2] [97/1]

[159/2] [182/4]

6

10 Ahâlîyi/Fukarâyı rencîde ve/veya remîde etmek

[75/1] [113/2] [117/1]

[159/2] [166/3] [169/4]

6

11 Ahâlîyi /Rencberi tahrîk etmek [10/3] [14/2] [19/2] [47/3]

[50/2-76/3] [50/3] [53/1]

[68/2] [83/3] [84/1]

[101/4] [115/3] [152/1]

[152/2]

14

12 Âlet -i harb ile gezmek [14/2] [16/2] [47/3] [68/3]

[133/2] [172/1]

6

13 Âlet-i harb ile saldırmak [21/1] [25/3] [28/3] [38/4]

[44/1] [68/3] [75/1] [79/3]

[83/3] [85/1] [96/2]

[119/3] [149/2] [163/2]

[166/3] [186/2] [188/2]

[192/3] [196/2]

19

14 Arâzî/emlâk zabt etmek [38/4] [159/2] 2

15 Âyîne mugāyir hareket [23/2] [80/1] [133/1]

[135/3] [140/3] [161/3]

[174/1]

7

16 Azledildiği görev mahallini terk etmemek sûretiyle nizâmını bozmak

[133/4] 1

17 Borcunu edâda imtinâ etmek [165/1] 1

18 Cebâbîre [20/1] 1

(37)

Sıra

TOPLUMSAL DÜZEN VE ASAYİŞE

İLİŞKİN SUÇLAR Sayfa-Hüküm Numarası Suç Sayısı Suç

19 Cebren kızları istediği kişilerle evlendirmek

[166/3] 1

20 Celb-i mâl [11/4] [36/2] [38/3] [70/1]

[148/1] [160/1] [180/2]

7

21 Cevr/ eziyet/zulm/taʻaddî/hayf [3/1] [4/2] [7/3] [10/2]

[11/2] [11/4] [12/2] [14/4]

[20/1] [26/2] [38/4] [47/2]

[63/1] [63/2] [68/3] [69/2]

[70/1] [71/1] [78/6] [79/3]

[82/1] [83/2] [84/1] [85/1]

[97/1] [105/1] [110/2]

[113/2] [103/1] [115/3]

[116/1] [117/1] [128/4]

[135/1] [143/2] [146/5]

[148/3] [153/2] [159/2]

[166/3] [169/4] [171/2]

[179/1] [181/2] [182/4]

[183/2] [183/4] [187/1]

[187/4] [190/4] [191/3]

[192/3] [193/1] [196/3]

54

22 Darb ve/veya Cerh [2/5] [5/2] [9/4] [12/1] [12/2]

[15/1] [16/2] [21/1] [21/2]

[25/3] [26/2] [30/4] [63/2]

[83/3] [85/1] [97/1] [119/3]

[129/2] [129/3] [143/2]

[149/2] [153/2] [163/2]

[166/3] [170/2] [171/2]

[186/2] [187/4] [196/2[

29

(38)

Sıra

TOPLUMSAL DÜZEN VE ASAYİŞE

İLİŞKİN SUÇLAR Sayfa-Hüküm Numarası Suç Sayısı Suç

23 Ehl ü iyâle/Ehl ü iyâlin/Ehl-i ırzın ırzına taʻarruz

[12/2] [21/1] [47/2] [63/2]

[69/2] [79/3] [132/3]

[143/2] [182/4] [186/2]

[193/1]

11

24 Eşirrâyı/ Eşkıyâyı/ Erâzili tahrîk [45/1] [71/2] [167/3] 3 25 Eşkıyâlık/Şekāvet [5/2] [6/2] [8/1] [10/2]

[12/2] [13/4] [16/4] [18/2]

[26/2] [37/3] [40/1] [44/1]

[44/4] [46/1] [50/2-76/3]

[51/2] [53/4] [63/2] [64/1- 80/3] [68/3] [71/1] [71/2]

[73/5] [79/3] [84/1] [85/1]

[89/4] [91/1] [96/2]

[110/3] [115/3] [117/1]

[118/3] [133/2] [135/1]

[143/2] [146/2] [146/3]

[146/5] [153/2] [160/1]

[166/3] [167/3] [168/2]

[169/4] [174/1] [179/1]

[182/4] [183/4] [186/2]

[187/3] [188/2] [189/3]

[196/2]

54

26 Ev/Konak/Dükkan basmak [13/4] [18/2] [68/3] [91/1]

[105/1] [112/4-114/2- 152/3] [115/3] [143/2]

[159/2] [163/2] [182/4]

[188/2] [194/1] [196/2]

14

27 Eve erkek almak [25/2] [30/2] 2

Referanslar

Benzer Belgeler

Develü Kazası’nın nefsi Develü mahallâtından Yedek Mahallesi’nde sakin zatı Everek Kasabası mahallâtından Cami-i Cedid Mahallesi ahalisinden Mehmed Efendi ibn Ömer Efendi

Osman mahfil-i kazâda işbu bâ‛isetü’l-kitâb Kerime bint İlyas nâm hatun mahzarında üzerine da‛vâ ve takrîr-i kelâm edüp târîh-i kitâbdan altı sene mukaddem

Ahmed nâm kimesne Südde-i saʻâdetime arz-ı hâl idüp bu zümre-i silahdârân ocağı emekdârlarından her vechile merhamete şâyeste ve bi-kazâillâhi te‘âlâ on iki

Medine-i Ayntabda ġehreküstü mahallesi ahȃlisinden ÇavuĢoğulları dinmekle ma„ruf Mustafa ve Mehmed ve es-Seyid Abdullah ve Hayreddin ebnȃ-i Abdullah nam

Sarrâf tâ’ifesinden Sakaoğlu damâdı Mardiros nâm zimmînin Bâb-ı ‘Âli’ye takdîm eylediği bir kıt‘a ‘arzuhâli ve merbût pusula me’âlinde Kudüs-ü şerîf Ferîki

Bursa Yeşil Türbe çini süslemelerinde, kuzeydoğu cephesinde yer alan pencere alınlığında hatayi motifi kobalt zemin üzerine beyaz, sarı, siyah, turkuaz

Gider büroları; merkezde ve taşra kalelerinde muhafız olarak görev yapan Yeniçerilerle acemi oğlanlarına, saray bahçeleri görevlilerine, baltacılara yapılan

Kalebend defterleri ihtiva ettikleri kimlik, suç ve ceza kayıtları ile sosyal ve hukuk tarihimiz açısından müstesna kaynaklardır. Temel olarak kalebend ve nev’i