Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Yazar Ömer Şan, 24 Ağustos günü Yazar Yelda Cumalıoğlu’nun Sabah gazetesi Ankara ekinde ve bazı İnternet sitelerinde yayınlanan ‘HES karşıtları pes dedirtince’ başlıklı yazısına, yanıt verdi.
Şan, yaptığı açıklamanın aynı zamanda HES’lere karşı yürütmüş oldukları mücadelelerini çeşitli suçlamalarla karalamaya çalışan ilgili ilgisiz, yetkili yetkisiz, bürokrat, siyasetçi, devlet adamlarının, gazeteci ve yazarlar ile HES yandaşlarının açıklamalarına karşı da bir karşı haykırış olduğunu belirtti. Cumalıoğlu’nun HES’lere ilişkin yazdığı yazının kendilerini şaşırtmadığını dile getiren Şan, “Konuyu doğal olarak sizler de içerisinde bulunduğunuz sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye bağlı bürokratik ilişkiler ve doğal olarak düşünsel bakış açınız çerçevesinde
değerlendirmişsiniz” diye belirtti.
‘HES’LER MASUMANE PROJELER DEĞİL’
Şan, Cumalıoğlu’nun yazısında bazı noktaları eksik ve yanlış aktardığını, özelliklede Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapımı devam eden veya yapılması planlanan HES projelerinin Cumalıoğlu’nun düşündüğü veya tanımladığı kadar masumane projeler olmadığını kaydetti. Cumalıoğlu’nun gerekçeli mahkeme kararlarında belirtilen noktaları, bilimsel raporları ve yaşananları gördüğünde durumun farkına varacağını belirten Şan, şunları kaydetti: “Resmi açıklamalara, yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile DSİ rakamlarına göre, ülkemizin enerji gereksinimi her yıl yüzde 8-12 oranında artmaktadır. Bu oran aynı zamanda enerji açığımızı da katlamaktadır. Ancak, bu verilerde bu açığın ve artış oranının neden kaynaklandığı, nasıl oluştuğu konusunda net bir açıklama yapılmamakta, sanayi yatırımları, artan üretim vs. gibi nedenler ortaya konmaktadır. Bu durumda bütün dünya genelinde ve ülkemizde de yaşanan ekonomik kriz döneminde dahi bu artışın nasıl meydana geldiğini bilmem yorumlamaya gerek var mı?”
‘SADECE BİR ÇEVRE MÜCADELESİ DEĞİL’
“Siz hiç, bir şekilde nesli tükenen veya yok olan endemik bir türün kaç milyar dolara yeniden dünyaya
getirilebileceğini, yoktan var edilebileceğini, üretilebileceğini hesap ettiniz mi? Dünya üzerindeki bu ekolojik sistemin içerisinde barındırdığı bütün varlıkların hangi görevleri üstlendiği konusunda ufacık bir araştırma yaptınız mı?” diye soran Şan, “Radikal santral karşıtları potansiyeline bizleri sokamazsınız” diye vurguladı. çalışmaları hakkında bilgi aktaran Şan, bölge halkının tüm yoksulluklarına rağmen HES’lere karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti. “ ‘Su hayattır, satılamaz’ sloganı size çok mu basit geliyor? O zaman sizce su nedir? Yapabilir misiniz suyun tanımını? Ölçebilir misiniz elinizdeki ölçüm aletleriyle, parayla, pulla değerini? Bu mücadelenin sadece bir çevre mücadelesi olmadığını aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olduğunu nasıl kavramanız gerekir?” diye soran Şan, “Yazınızın bitişinde kullandığınız ‘Üstelik halkımız çevreci olacak kadar eğitimli ve kültürlü mü?’ cümlesi bizleri neredeyse yerden yere vurdu. Pardon ama siz hangi halktan söz ediyorsunuz? Hangi ülkede, dünyada veya galakside
yaşıyorsunuz? Bu halk sizin tanımlamaya çalıştığınız yozlaşmış kültürün bir ürünü değil” diye belirtti.
Sadece kendileri için mücadele vermediklerini belirten Şan, “Aynı zamanda sizler de dahil bütün yurttaşlarımız ve insanlar için, lösemili çocuklarımız ve kelaynak kuşları için de mücadele ediyoruz. Bu konuda istediğiniz her türlü bilgi, belge, mahkeme ve bilirkişi raporları ile açıklamalarımızı dilediğiniz zaman isteyebilir, çalışma şeklimizi, ekonomik anlatımlarımızı dilediğinizce yerinde gelip görebilir, dilediğiniz her tartışma içerisinde olmaya hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim” diyerek, Cumalıoğlu’na çağrıda bulundu.