• Sonuç bulunamadı

Davranış gösteren organizma temel varsayımlara göre siber-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Davranış gösteren organizma temel varsayımlara göre siber-"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doç. Dr. Sedat AKALIN'

Yaklaşık olarak çeyrek yüzyıldan beri, beşerî faktörlerin —canlı sistemlerde feed-back1 kontrol araştırmasına yönelmiş— yeni bir tür denel bilimsel incelemelere giderek artan bir önem verilmektedir. Bu yöntem için, «Denel Davranış Sibernetiği» terimi kullanılmaktadır. Söz konusu yöntem, davranışı, aralıklı yanıt (cevap) birimleri biçiminde değil, özerk bir sisteme ilişkin sürekli bir faaliyet olarak kabul et­

mektedir.

Sibernetik araştırma planının yöneltici ilkesi, feed-back denetim parametrelerinin2 araştırılmasıdır. Böylece, eğitim sibernetiği de in­

san, hayvan, ve makinelerde kontrol, komünikasyon, ve yapay (sun'î) us ile uğraşan uygulamalı sibernetiğin bir dalı olmaktadır.

Toplumumuz dinamik, sürekli değişen, gelişen ve uyumlu nitelikte olduğundan, ona uyacak ya da onu sentez edecek ve sosyal gereçlere yardımcı olacak sistemlerin de değinilen bu niteliklere sahip olmaları gerekmektedir. Günümüzün eğitim sistemi çevrenin, dinamik (ki en öriemlisidir) durumlarından çok, statik durumlarına ağırlık vermek­

tedir. Aslında, çevre koşullarının iyi anlaşılması ve denetimi giderek önem kazanmaktadır. Sınıfta öğretmenle öğrenciler arasında karşılıklı soru-yanıt durumları —dolayısiyle feedback— çok seyrek olarak, y.,

*) İzmir İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi.

1) Feedback : Bir sistemde outputun (çıktı'nm) sistemde onu douran inputa (girdi; neden) tekrar bağlanması ile denetimi ve gerektiğinde Cstandardlardan sa­

pıklığında) yeniden ajüstesi. (Sibernetiğin temelini oluşturan feedback bir sistem enaz iki alt-sistemden oluşur, ki bir alt-sistemin outputu onu izliyen altsistemin input değeri olacak biçimde bu alt-sistemler bir birleriyle bağıntılıdır. Sistemde enaz bir de yönlü-sistem vardır, ve böylece devrede belirli bir yönsel etki mev­

cuttur). Feedback tipleri için, bkz.: Akahn, S. ^Sibernetik-, s. 17-3.

2) Parametre: İnputtaki bir değişikliğe karşı outputtaki ya da sistemdeki de­

ğişikliği tayinde rol oynayan, fiziksel bir miktar ya da gerçek bir fix sayı olup, ancak sistem dışı etkilerle belki değiştirilebilir.

93 —

(2)

sınavlarda ya da öğrencilere anlayıp anlamadıkları sorulduğunda, or­

taya çıkmaktadır.

Eğitimde son yıllarda uygulanmaya başlanan «Programlı Tali­

mat - P.T.»3 metodunun başlıca amacı, soru-yanıt yardımiyle, bilgi feedbacki sağlamaktır. P.T.'m bir öğretim yöntemi olarak kullanıldığı bir sınıfta, farklı konuların öğrenilmesinde öğrencilerin birbirinden farklı oranda oldukları gerçeği kısa sürede ortaya çıkmaktadır. İnsan­

lar kendi kendilerini eğittiklerinde, çevre koşullarına katkıda bulun­

duklarında, bilgi edinmedeki başlıca amacın ne olduğunu anladıkla­

rında en etkin biçimde Öğrenmektedirler. Olaylardan çok ilkeler daha iyi öğrenilmektedir.

Burada açıklanmasına yer vermiyeceğim4, P.T. metodunun ulaştığı en büyük gelişme, sisteme komputer (bilgi işlem makinesi) sokulması ve «Komputer - Yardımiyle Talimat - K.Y.T.» yönteminin gerçekleştiril­

mesiyle sağlanmıştır. Böylelikle, yüzlerce farklı öğrenci grubuna yüz­

lerce ayrı konuda programın aynı anda (simültane olarak) ve mer­

kezi bir komputer denetimi altında sunulması olanaklı duruma gel­

miştir.

Denel-sibernetikte, kapalı-ilmekli sistemler ile açık-ilmekli sistem­

ler arasında temelden bir ayrım yapılmaktadır. Bunlardan ilki —yapı­

larında bulunan— yönsel ayrımları sezen yetenekleri dolayısiyle ken­

dilerini sürekli olarak regüle ederler. Açık-ilmekle çalışan sistemlerde ise, iç feedback düzengeçlerinden yoksun olup, tüm durumlardaki tep­

kileri dış stimulus5 koşulların doğrudan fororiyonlarından ibaret bu­

lunmaktadır. Kapalı-ilmekli sibernetik analizler, muhtemelen yalnız dış faktörler ya da açık-ilmekli rastlantılarla uğraşan geleneksel öğrenim incelemelerinden tüm ayrıdırlar. Ancak, örneğin, organizmanın doğ­

rudan denetimi dışındaki, kesikli dış olayların etkilerinin inceleme­

sinde izlenilecek tek pratik yol açık-ilmek analizidir.

Davranış gösteren organizma —temel varsayımlara göre— siber- 3) • Programlı Talimat-P.T.: Bilginin, uyumlu bir biçimde, öğretmenden öğ­

renciye akışını temsil aracı. Buna, eğitim sibernetiği de denilmektedir.

4) P.T.'a ilişkin daha geniş bilgi için, bkz. «İşletme Fakültesi Dergisi», Cilt: 1, Sayı; 1, s. 117-128.

5) Stimulus : Tepki yeteneğinde bir doku (sinir, kaş v.) etrafında tepkiye!

neden olabilecek herhangi bir değişiklik. Stimulus özellikle1 reseptörleri tahrik eder. Hücre çeperi uçları arasındaki potansiyel farkını bozan (değiştiren) her­

hangi bir olaya da stimulus denir; eşik değerinin altındakiler exitasyona neden ol­

mazlar.

(3)

netik bir sistemin denetim hassalarına sahip olmakla beraber, canlı bir sistem olduğundan, kontrol düzeninde esneklik ve değişme (var­

yasyon) göstermektedir. Performans5 değişkenliği ve öğrenme biçimi, birey ile onun sensori7 feedback durumu arasındaki zaman-arahğı iliş­

kilerine doğrudan bağlıdır. Gecikmiş sensori feedbackin davranış in- tegrasyonu" üzerindeki etkisi olumsuzdur —ne tür olursa olsun, bir feedback gecikmesi performansı düşürmekte ya da sıfıra indirmekte­

dir. Ayrıca, tansiyon yükselmesine ve heyecana da neden olduğu göz­

lemlenmiştir.

Davranışın sibernetik görünüşü, fix bir reflexle değil, dinamik de­

ğişmeyle karakterize edilen reflexif bir sensorimotor9 proses ile baş­

lar. Outputunu, alıcısının (reseptör) inputuna göre ajüste etmek dav­

ranan sistemin doğasmdadır. Sensori inputun (girdi) doğası sadece organizmanın dışında kalan stimulus olayları tarafından değil, dav­

ranan sistemin yapısında genetik olarak belirlenmiş, kapalı-ilmekli hareket meaknizmasmca da belirlenmektedir. Alma (kabul) işi çeşitli otomatik düzelten kontrol sistemleri tarafından belirlenmektedir. Ör­

neğin, özel reseptörlerin flik1 0 ve tremoru eylemleri uyumu engelliye­

rek duyarlılığı (sensitivity) sürdürürler. Hadeka (gözbebeği), timpan (ortakulak davulu) ve timpandaki kemikçikler sistemi input sinyal şiddetini ve kalitesini ayarlarlar. Beyinden retinaya (gözün ardındaki ağtabaka), koklea'ya (kulak salyangozu), ve deriye giden reseptör efferent1 2 nöronlar (ahcı-dışa iletici sinir uçları) inputu kolaylaştırıcı ve engelleyici olarak davranarak afferent (içeri ulaştırma) işlemi bi­

çimini ayarlarlar (modülasyon). Nörohormonal mekanizma reseptör­

ler ve beyin üzerinde doğrudan etkili olarak afferent1 3 nöral organizas-

6) Performans : İnputlar setine ve istenen outputlar setine göre bir makine^

nin gerçek outputlar seti (Sibernetik tanım).

7) Sensotri organ : Duygu organı.

8) İntegrasyon.- Çeşitli afferent (motör) yolların bir merkezde toplanması, ayrıca, merkezlerin öteki bir çok merkezle bağıntılı bulunması nedeniyle, bir mer­

keze gelen bütün bilgilerin —verilecek yanıt için— birleştirilmesi prosesi.

9) Sensorimotor .- Görevi sinyalleri reseptörden merkezî sinir sistemine taşı­

mak olan duygu siniri.

10) Flick (flik): Silkinme, şiddetli ve anî çekiş; sıçrama.

11) Tremor -. Küçük genlikli düzensiz kas hareketi olup, ana gücün frekansı saniyede 10 dönüdür. Bu salmımın, devri 100/sec olan, bileşenleri bulunabilir.

12) Efferent .• Sinir sisteminden bir kasa ya da bezeye veya başka bir organa giden sinir lifi.

1.3) Afferent.- Bir duygu siniri olup, görevi impulslarm başladığı uçtan sin­

yalleri merkezî sinir sistemine doğru ya da içine taşımaktır.

(4)

yonu sürdürür ve böylece, integre bilinç faaliyetini korur. Bir çok iç motor mekanizmaları reseptör duyarlılığını sürdürmekle kalmayıp, tepkileri, oryantasyonuH ve dikkati alarma geçirmede diferansiyel id­

râki eylemleri de yerine getirirler.

Diferansiyel Nöral Faaliyet •.

İnsan beyninin doğasını açıklama ve araştırmalarında, komplex elektronik hesap makineleri ile sinir sisteminin karşılaştırmalı etüdü sibrenetiğin başlıca meşgûliyetlerindendir. İnsan vücudü metabolik iş­

lemlerinde ve daha başka fonxiyonîarınm yürütülmesinde binlerce feedback halkası kullanmaktadır. Sibernetik bir sistem bir output du­

rumu ile bir amaç ya da standard arasındaki diferansları sezerek ken­

di faaliyetini düzenler. Davranan birey durumunda, bizzat sinir sis­

temi böyle bir diferansiyel sezi (detection) mekanizması olarak dü­

şünülebilir. Sinir hücreleri, impulsları1 5 bir uçtan veya synapsten1 0 öte­

kine ulaştıran (rele görevi) ve iki uç ya da nokta arasındaki stimü­

lasyon farklarına karşı duyarlı «diferansiyel ileticiler» olarak davran­

dıkları .kabûl edilmelidir. Her nöron kendi dendrit1 7 bitimlerinde iki stimülasyon kaynağına bağlı olduğu düşünülmekte vo impuls'm ancak iki uç arasında stimülasyon farkı, y., diferans bulunduğunda doğa­

cağı varsayılmaktadır. Bu görüş, nöral integrasyonurı impulslarm geç­

meleri ile y a da yığılmaları ile synapste meydana geldiğini postulat olarak benimseyen geleneksel sineptik kurama (teori) aykırıdır. A n ­ cak, synaps gibi çizgisel bir iletici (conductor) diferansiyel sibernetik kontrola temel sunmamaktadır. Davranışa ilişkin feedback regülasyo- nunun tek nedeninin bizzat nöron tarafından yapılan diferansiyel nö­

ral eylem olduğunu kabül zorunluluğu doğmaktadır.

Nöral integrasyonun —geleneksel synaptih açıklamasına aykırı dü­

şen— noronik bir açıklaması budur. Bunu doğrulayan kanıt, Gine do- 14) Oryantasyon : Organizmanın uzay içindeki yerinin bilinmesi, pozisyonu­

nun idrâkidir. Bir, canlının bir stimulusa oryantasyonu, onun yöne-özel nöronları ile sağlanmaktadır. Bu nöronlar s tim ulasy ondaki yerel farklara karşı tepki gös­

terirler.

15) împuls (impalz): Sinir ya da kas hücrelerinde eylem potansiyeli; sinirde meydana getirilen yerel (lokal) exitasyon (tenbih) durumunun yayılması.

16) Synaps (sayneps): Bir sinir hücresinin axonu (nörondan stimulusu taşı­

yan uzun lif) ile bir diğerinin dendriti ya da hücre gövdesi arasındaki ara olup, sinyaller bunlardan geçebilir (Sinir hücreleri arasındaki bağlantı).

17) Dendrit : Bir sinir hücresi gövdesindeki ağaç-biçimli prosesler olup, sin­

yaller bunlar tarafından toplanır. Buna «nöron ağı» da denilmektedir.

(5)

muzlarının1 8 görme merkezindeki yone-özel ttek yöndeki harekete ce­

vap veren) bağlantı nöronlarının, tavşanların retinasmdaki1 9 ve kur- bağlarma o ve kedilerin2 1 görme sistemindeki stimülasyonlarm yön farklarına cevap veren nöronların varlığını gösteren bilimsel araştır­

malardan elde edilmiş bulunmaktadır.

Denel Sibernetikte Araştırma Yöntemi:

Denel sibernetiğin ilgilendiği —birbiriyle ilintili— dört araştırma alanı vardır:

1. Reseptör eylemini düzene koyan mekanizma ile uğraşan, re­

septör sibernetiği,

2. Feedback sinyallerine ilişkin aralık ve zaman hassalarını de­

ğiştirerek sensori-motör-feedback sistemlerinin integrasyonunun etüd- leri,

3. İç sistemler ile somatik2 2 sistemler arasındaki psikofizyolojik - feedback ilişki ve karşılıklı etkilerinin etüdleri,

4. Âletlerin, simbolik kuralların, ve sosyal mekanizmaların kul­

lanılmasında gereken feedback kontrolünün transformasyonlarına2 3 ilişkin analizler (idraki davranış etüdünde yeni bir yöntem).

Sibernetik işlemin denetiminde komputer metodları hemen hemen sınırsız olanaklar sağlamaktadırlar. Son yıllarda, feedback sistemini öğrenen24 makinelerin yapımının gerçekleştirilmesi konusunda yapıl­

makta olan yoğun çalışmalarda bu yöntemler büyük katkıda bulun­

maktadır.

18) Smith e Bridgman, 1943.

19) BarIow e Hill, 19Ö3.

20) Letvin et al., 1959.

21) Hubel e VViesel, 1982.

22) Soma Sinir hücresinin gövdesi.

23) Transformasyon.• B gibi bir duruma (örn., bir kimsenin mesleği) ilişkin belirsizliğin, onunla ilintili, bir A durumu (örn., gördüğü öğrenim) tarafından sağlanan bilgi yardımiyle değişim ölçüsü (miktarı).

24) Öğrenme: İnsan, hayvan, ya da makinelerin «beceri» ya da bilgi edin­

meleri, Genel olarak, öğrenme davranışta çevreye uyum olarak görülen bir de­

ğişime neden olur. Bunun en yalın örneği alışkanlıktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fonksiyonlarına Göre Nöronlar: 1-Sensorik veya Aferent Neuron... 2-Motor veya

Omurgalılarda otonom sinir sistemi birbirinin antogonisti olarak çalışan sempatik ve parasempatik

Örgütsel düzeydeki değişkenler: Birey ve grup davranışlarını hakkındaki bilgilerimizi resmi yapıya eklediğimizde örgütsel davranış en karmaşık düzeyine ulaşır.

Biyoteknolojik yöntemlerin sağlık alanında kullanılması pek tepki almaz iken, özellikle Avrupa Birliği ve bazı gelişmekte olan ülkelerde transgenik bitkilerin insan sağlığı

Nörogliyal hücreler sinir dokusundaki başlıca hücre tiplerinden biridir, yapısal bütünlük ve sinir sistemi için gerekli olan besini sağlayarak homeostaziyi (Finch, 2002)

Bu sisteme sinir ağı veya diffuz sinir sistemi denir.. Bir hidranın herhangi bir yerine yapılan uyartı sinir ağı ile her yönde yayılır ve uyarının etkisi,

alnında bir yeni damar baba, puslu bir ayna bulur ardındaki oğula bakınca oğul, kaybolur bir derin aynada babanın menziline varınca oğulun atında kişner babanın gidemediği

Anahtar Kelimeler: Miliyer tüberküloz, santral sinir sistemi, postpartum Keywords: Miliary tuberculosis, central nervous system, postpartum.. 1 Çukurova Üniversitesi Tıp