• Sonuç bulunamadı

7.2.5 Anlambilimsel bilgiler ve tanım oluşturma 7.2.5.1 Anlambilimsel bilgiler (45)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "7.2.5 Anlambilimsel bilgiler ve tanım oluşturma 7.2.5.1 Anlambilimsel bilgiler (45)"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

© Özgür Aydın, Sözcükbilim ve Sözlükçülük

44

7.2.5 Anlambilimsel bilgiler ve tanım oluşturma

7.2.5.1 Anlambilimsel bilgiler

(45)

(46)

(47)

Cambridge International Dictionary of English sözlüğü, bunun için

REHBER SÖZCÜK

uygulaması

geliştirmiştir. Collins COBUILD English Dictionary 1987 baskısı ve 1995 ikinci baskısı

eşanlamlıları, altanlamlıları ve üstanlamlıları ayrı bir sütunda vermiştir. Longman Dictionary of

the English Language 1991 de 400 civarında eşanlamlı öğe kullanmıştır ve anlamca yakın olan

sözcükleri açıklamada bu yöntemden yararlanmıştır.

göz a. 1. Görmeyi sağlayan organ, görme organı:

"Gözleri göz değil, gözistan!" –C. Süreya. 2.

Görüntüleri algılama, görme yetisi: Aşık Veysel

gözlerinden birini çiçekten yitirmiş. 3. (Kimi

deyimlerde) Görme ve bakma: Gözden geçirmek.

Gözden kaybolmak Gözden uzaklaşmak. Göz önünde. Gözü keskin 4. İyi ya da kötü nitelikler,

tutkular, duygular anlatan bakış: Kaygı ışınlayan

gözlerle baktı 5. Bakış, görüş: Kardeş gözüyle bakmak. "Bir eleştirmeci gözüyle okuyun o yazıları" -N. Ataç. 6. Dikkatli, uyanık bakış: Hüzün gözlerinden okunuyor, bilirsin gözümden kaçmaz. 7. Delik, boşluk: İğnenin gözünde de olsa onu bulup dersini vereceğim. "Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır " -S Faik. 8. İçine girilen,

öteberi konulan, bölümleri olan bir şeyin her bölmesi, çekme: Çantanın gözleri Masanın gözleri. 9. Oda:

"Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu."-Z. O. Saba 10.

Terazi kefesi. 11. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak. 12. Kıskançlık ya da hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, °nazar: "Dedim ya adamcağız göze

geldi. Göz fena şeydir " -R. N Güntekin. "İnsanı gözle yiyip bitirirler " -Ö Seyfettin 13. Sevgi, ilgi, gönül

bağlantısı: Gözden düşmek. Göze girmek. 14. Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri: Göz

aşısı 15. Bölüm, °hane: Dama tahtasında altmış dört göz vardır. 16. Kimi yaraların uç bölümü: Çıbanın gözü.

(Türkçe Sözlük, 1998. Ankara: Dil Derneği Yay.) [16 anlam]

göz is. 1. Görme organı. 2. (Bazı deyimlerde) Görme ve bakma: Gözden geçirmek. Gözeten

kaybolmak. Gözden uzaklaşmak. Göz önünde. Gözü keskln. 3. İyi veya kötü nitelikler, tutkular,

duygular anlatan bakış: Hllekar gözlerle baktı. 4. Bakış, görüş: Kardeş gözüyle bakmak. 5. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak. 6. Delik, boşluk:

İğnenin gözü. “Köprünün gözleri kanş kana. Kazılrmıştır” -S. F. Abasıyanık. 7. İçine girilen, öte

beri konulan, bölümleri olan bir şeyin her bölmesi:

Çantanın gözleri. "Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içlnde çıkardım şu yokuşu.” -Z. O. Saba. 8. Çekme, çekmecelerin her biri: Masanın gözleri: 9. Terazi kefesi. 10. Kıskançlık

veya hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, nazar: "Dedim ya

adamcağız gözegeldi. Göz fena şeydir.” -R. N.

Güntekin. "İnsanı gözle yiyip bitirirler.” --Ö. Seyfettin. 11. Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı: Gözden

düşmek. Göze girmek. 12. Ağacın tomurcuk veren

yerlerinden her biri: Göz aşısı. 13. Bölüm, hane:

Dama tahtasında altmış dört göz vardır. 14. Bazı

yaraların uç bölümü: Çıbanın gözü. [...] (Türkçe Sözlük, 1988. Ankara: TDK Yay.)

[14 anlam]

accurate

/'

zji?r?s/ adjective

exactly right, with no mistakes: He gave an

accurate description of the thief.

› opposite

inaccurate.

durgun s. 1. Kımıldanış ve canlılık göstermeyen,

dingin, °sakin: “Tarlalarda küçük, durgun

göller oluştu.” –A.Ağaoğlu. . [...] 2. mec.

Neşesiz, keyifsiz sessiz., canlı olmayan: “Öteki

durgun bir Anaolu köylüsü idi.”-F.R.Atay [...]

3. mec. Canlı olmayan, sönük, haraketsiz:

Piyasa durgun. İşler durgun. 4. Zihinsel

bakımdan yeterince gelişmemiş (kimse): Her

(2)

© Özgür Aydın, Sözcükbilim ve Sözlükçülük

45

(48)

analitik tanım

Analitik tanım, daha çok altanlamlılık ya da üstanlamlılık kullanılarak yapılanıdır, örneğin fil için

“memeli” demek gibi. Ama üstanlamların farklı olabileceği de görülmektedir. Örneğin The Concise

Oxford Dictionary 9.baskı musk [=misk (kokusu)] için substance'ı [=madde], Collins English

Dictionary 1992 ise secretion'ı [=salgı] kullanır.

(49)

Bazı analitik tanımlarda meronimi de bulunabilir. Bir şeyin parçası olarak sunma yöntemi olan

meronimide örneğin “sırt”, “vücudun bir bölgesi” olarak tanımlanmaktadır.

eşdizimlilik

Genel amaçlı sözlüklerde eşdizimlilik betimlemeleri oldukça sınırlıdır. Bunların bazıları dilbilgisel

eşdizimleme olarak adlandırılır ve bir eylemin ya da adın hangi ilgeçlerle kullanılacağını

göstermektedir. Sözlüksel eşdizimlilik ise sözlüklerde daha az görülür. Örneğin, abort için verilen

"abandon or terminate (a space flight or other technical project) before its completion, usu. because of

a fault" bilgisinde ayraç içindeki bilgi eylemin nesnesini tarif etmektedir.

(50)

Durmuşoğlu, Gül 1990. İki-dilli sözlük oluşturmada 'paralel metin' kavramının önemi, Dilbilim Araştırmaları

1990. Hitit yayınevi: Ankara, 75-78.

main

MOST IMPORTANT /meın/ adj [before n; not gradable] larger, more inportant or move influential than others of the same type [...]

(CIDE)

serçe a. hayvb. Serçegillerden, insanlara yakın

yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz

renkli, küçük, ötücü bir kuş [...]

toplatılmak (nsz) 1. Toplamak eylemi yaptırılmak.

2. (Yasaklanan şeyler) satıcılardan alınmak.

Referanslar

Benzer Belgeler

The aim of this study is to fill in the missing data concerning otolith and fish size relationships of the species in the southern Aegean Sea, thereby providing researchers studying

maddesiyle yapılan değişikliğin gerekçesinde "...yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumlan yöneticilerinin, kadrolu ve

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Eylem Ümit Atılgan (Doç. Dr.) DİCLE ÜNİVERSİTESİ Doğan Barış Kılınç (Dr. Üyesi) Ahmet Yıldırım (Doç. Dr.) DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ Serdar

Kadınların düşük ücretli, az beceri isteyen, kısmi zamanlı, geçici ve kayıt dışı işlerde istihdamı var olan kadın erkek ücret eşitsizlik­ lerini daha da

3. Bu madde kapsamına giren koruyucu yasal önlemler, bilimsel ve teknolojik bilgilerin ışığında periyodik olarak gözden geçirilir ve gerekli görüldüğü takdirde

01.09.2019 gün ve 30875 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2020 ve 2021

Composition, Adherence to Traditions and New Approaches in the Cultural Heritage of theTurkic Peoples..

Diğer konuklardan TSİP Genel Başkanı; Ahmet Kaçmaz, VP Genel Başkanı Mehmet Özler, SDP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, DİSK Yürütme Kurulu üyesi ve Eğitim Dairesi