• Sonuç bulunamadı

Kadınlar Dile Gelince: Kuzey Kıbrıs’tan Ev, Kamusal Yaşam ve Kadınlık Halleri Üzerine Anlatılar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadınlar Dile Gelince: Kuzey Kıbrıs’tan Ev, Kamusal Yaşam ve Kadınlık Halleri Üzerine Anlatılar"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

133

Kadınlar Dile Gelince:

Kuzey Kıbrıs'tan Ev, Kamusal Yaşam

ve Kadınlık Halleri Üzerine Anlatılar

Hanife Aliefendioglu • Dogu Akdeniz Oniversitesi lletijim Fakiiltesi

Pembe Behfetogullari • Dogu Akdeniz Oniversitesi lietijim Fakiiltesi

Sevda Alankuj • Izmir Ekonomi Oniversitesi lietijim Fakiiltesi

***

Ozet

Bu makale Kibrisli kadinlarin modernite, jalijma hayati, sava; ve yerinden edilme deneyim ve algilarmin izlerini surerek

ve analiz ederek bir eksigi tamamlamayi ama;lamaktadir. Arajtirmamiz iki grup kadinla yap.lan goriijmelere

dayanmaktadir; a) ingiliz somurge doneminde okula giden ve $ali§an kadinlar; b) adadaki etnik {atijmalar sirasinda

evlerini kaybeden ve yerlerinden edilen kadinlar. Bizler Kibns'ta modernitenin Helen, Osmanli/Turk ve Ingiliz

kaynaklarmdan beslenen zemini sorgulanmadan yazilamayacagina inaniyoruz. Bu (alijma, Kibrisli kadinlarin bakij

apsmdan onlarin anlatilarmi sunar ve analiz ederken tarihin yeniden yazimmda teorik ve metodolojik bir zemin olarak

kabul edilen sozlii tarihi kullamr.

Anahtar sozciikler: Kibris'ta kadinlar, etnik ^atijma, kolektif bellek, modernite, sozlii tarih

When Women Find a Voice: Narratives from North Cyprus on Home, Public Life and Womanhood

Abstract

This paper attempts to gain some of that'lost ground" by tracing and analyzing the Cypriot women's experiences and

perceptions of modernity, work, conflict, war and displacement. Our research is based on the interviews of two

groups of women; a) women who went to school and who worked during the British colony period; b) women who lost

their homes and have been displaced because of the ethnic conflict on the island. We believe that modernity in

Cyprus cannot be written without considering the Ottoman/Turkish, British and Greek grounds. This study traces,

presents and analyzes the said lives and experiences and uses oral history as a theoretical and methodological

stand to re-write history from the point of view of women in Cyprus.

(2)

13 4 • k i i l t i i r v e i i e t i j i m • culture & com m unication

Kadinlar Dile Gelince:

Kuzey Kibns'tan Ev, Kamusal Ya§am ve Kadinlik Halleri Uzerine Anlatilar

"Bir sorun (jikarmadiklari siirece ijcilerin bakif a^isiyla" ilgilenme- yen tarih yazicxlari ve beige toplayicilari (Thompson, 1999: 3) i<;in -oteki ba§ka sessizle§tirilmi§ler gibi- kadmlar da, ya konu§masma izin verilme- yen ya da her seye ragmen konugtuklarmda seslerine kulak verilmeyen olmugtur uzun zamanlar boyunca. Kibns'a iligkin tarih yaziciligi ile beige toplayiciligi da buna bir istisna olugturmamaktadir. Adamn uzak ve yakm tarihinin eksik/gizli oznesi kadinlan goruntir kilacak ca’ujma- lar, ancak goreli olarak yakm zamanlarda ve feminist arajtirmacilar tarafmdan yapilmaya bajlanmigtir. Amaci Kibrisliturklerin kadinlarsiz yazilan eksik tarihinde bagka/yeni bir pencere a^mak olan bu qaligma, oncelikle kadin anlatilarina yaslanacak ve kadm baki§ aqisiyla yazilacak yeni bir tarih anlayijm m gerekli oldugu tespitinden hareket etmektedir.

(3)

kadm-Aliefendioglu, Behfetogullari ve A!anku$ • Kad inlar Dile G e lin ce :... • 135

lar girmektedir. Bu cali^mada, her iki gruba giren kadm katilimcilarirru- zm diinkii qatijma / sava§ kogullarindaki kadinhk hallerini bugiinkii "ategkes" kojullarda nasil anlattiklanna bakilarak, Kibnslitiirklerin yakm tarihi kadm b ak ij agisi ile tamamlanmaya <;ali§ilrru§tir.

Araftirmamiz, Kuzey Kibns'taki kadinlarm diiniiniin ve bugiinii- niin "Kibns Sorunu"nu olugturan parametreler ile iliskilendirilmeden anlagilamayacagi gibi bir onkabulden yola gikmakta, ancak kendisini Kibrislitiirk kadinlarm deneyimleriyle smirlamaktadir. Bu parametreler- den bir tanesi, Kibris'taki her iki toplumun birlikte, ancak farkli evrildigi modernle§me siirecinin ozgiil dinamikleri ile bu siirece damgasim vuran m illiyetglik ideolojisidir. Baska bir ifadeyle, tipki Kibrishrum kadinlar igin soz konusu oldugu gibi, Kibrislitiirk kadinlarm diiniinun ve bugii- niiniin de, erkek-egemenliginin en onemli ideolojik kurgulanndan birisi olan milliyetgilik ve Kibns'm ozel tarihsel kosullarmda bunun zeminini olufturan- Helen, Osmanli/Tiirk ve ingiliz olmak iizere ii<j kaynaktan beslendigini iddia edecegimiz- modernlegme ve Batililagma projeleri iginde ataerkinin kazanmig oldugu anlafilara bagvurmadan anlagilama- yacagi diifiincesindeyiz.

(4)

13 6 • k u l t i i r v e ile tis im • culture & co m m unica tio n

iddiamizla ilgili gorugmelerimizi, kendilerine meslekleriyle diger kadm- larm onciisii olma rolii atfedilen, ba§ka ifadeyle Kibrisliturk modemlej- me projesinde ' one/vi trine/kamusal alana' gikan kadinlarla ger^eklef- tirdik. Kadmlarm ulusun yeniden iiretimi ger^evesinde kendilerine atfedilen sembolik rolleri giindelik hayatlarina ve cati§ma, sava§, evle- rinden olma gibi travmatik kopuflar sirasmda/sonrasmda atildiklari

mesleklerine nasil tercume ederek deneyimlediklerini bu

qergeve

icinden

anlamaya ^aligtik.

ikinci olarak bu tanimladigimiz tarihsel, sosyal topografya igerisin- de yajanan daha ozgiil bir deneyimin, "go^men olmamn" yine Kibrisli- rum kadmlar gibi, Kibrisliturk kadmlarm da "kadm olu§" seruvenlerin- de onemli bir kinlma noktasi olugturdugu kabultinden yola cikiyoruz. Ciinkii ilgili kuramsal tartifmalardan da biliyoruz ki savag ya da <jati§- malar nedeniyle "go^men dujmenin", evinden/yerinden olmamn yarat- tigi tahribat, esas olarak kadmlara ait sayilan ozel alanda hissediliyor. Sava§, gog ve yerinden edilme gibi travmatik etki yaratabilen ko§ullarda giindelik hayatm ritminin bozulmasimn bedelini en 50k "kadin oluj" seriiveninin en onemli mekani, yani ev'leri ellerinden kayip giden kadin- lar odiiyor; dolayisiyla da ev'in ve giindelik hayatm ritminin yeniden normal akigma kavujturulmasmda en onemli rol kadma diijiiyor. Aynca yine biliyoruz ki ig i^e ge^erek birbirini yeniden iireten modemlegme, milliyetgilik ve ataerkil soylemin en onemli kurgularmdan birisidir ev'in alam. Dahasi bu ig ige gecmis ideolojik kurgularda somut bir mekana gonderme yapan ev'e ve ev ile iligkisinde kadma atfedilenler, esas olarak bir soyutlama olan ulusun-evi niteligiyle yurt'a atfedilenlere transfer edil- digi olciide, bize kadinlik kimligini kuran hegemonik anlatilari ijoziim- lemek anlammda onemli bir malzeme sagliyor. Ancak burada ataerkinin kendini-yeniden iirettigi mekanlardan birisi niteligiyle -goriinmez eme- gin ve ozellikle ev i<;i fiddetin yaygmligi ol^iisiinde- "tekinsiz" olmaya devam ettigi halde kadinin ev'e atfettiklerini onemli goriiyor, bu yiizden de ^oziimlemelerimizde, kadin katihmcilarimizm yerlerinden kopmakla ya§adiklari travmayi oykiileme bi^imleri iizerinden ev'in kadinlik kim-

liklerinin kurulugu iizerindeki roliinii "iceriden" anlamaya ^alifiyoruz.

Dolayisiyla, bu ikinci iddiamizla ilgili goriigmelerimizi, 1955-1974

(5)

-Aliefendioglu, Beh^etogullari ve Alanku; • Kadinlar Dile Gelince:... • 137

ki deyisiyle

yerinden edilen

kadm katihmcilarimizla gerceklejtirdik. Birinci

gruba giren kadm katilimcilarimizla-simfsal anlamda ve egitim diizeyleri

itibariyle- kiyaslandigmda farkli olmakla birlikte, kendi icinde de belirgin

bir tiirdeglik ta§imayan ikinci katilimci grabumuzun "yerinden olma"

deneyimlerinin, onlann evleriyle, evlerde kendilerine bicilen rollerle ili§-

kilerini nasil degi§tirdigini, bunun kadmlik hallerini donugturiip doniis-

tiirmedigini onlann sozlerine kulak vererek belirlemeye cali§tik.

Araftirmamizin Yaklafsm veYontem i uzerine:

Soziii Tarih ve Feminist Tarih Yazsmi

Biliyoruz ki tarih yazimi bir se?im yapma, eleme ve yeniden-kurma

siirecidir. Yukarida Paul Thompson'a atifla soyledigimiz gibi, geleneksel

tarih yazimmda oldugu gibi modern ulusal tarih yazimlannda da kadm-

lar, yoksul birakxlanlar, azmlik etnik ve dinsel gruplardan olanlar "bir

sorun gkarmadiklari siirece" tarih yazicilarmm ilgi alaruna girmemisler-

dir. Ba§ka sekilde soylenirse vakanuvis/resmi tarih gili gin, "otekileri"

toplumsal yajamm kayit edilmesinden diglayarak hegemonik erk(ek)'e

ovgiiler diizmek bigimindeki tavn, modern ya da pozitivist tarih anlayi-

51

iijerisinde tarafsizlik kisvesi altinda surmiig, kamusal alana yakijtinlan

rasyonelligin

kargisinda ozel alana, dolayisiyla kadma yakijtirilan- ozel-

likle de ev igine ait-

duygulann, heyecanlann

ve oykiileyici anlatilarin tarih

anlatismda yeri olmadigindan bahisle, kadmlarin anlatilan tarih yazi-

mindan bu defa "bilimsel ve rasyonel gerekgelerle" gkanlmiftir.

(6)

tarafin-13 8 • k ii l t i i r v e i l e t i j i m • culture & co m m unication

dan dykiilendirilme bigimlerinin ve bu ki$isel/mikro-tarihin, kolektif/makro-tari- hin anlatilanyla ne kadar ortUstiigunun ortaya gikanlmasi olufturm aktadir.

Boylece, goriigtiigum uz kadinlarm diin'deki kendilerini, bugiinun ko§ulla-

nnda nasil anlattiklanna bakilarak, kendi k onu m lan tizerine kurduklari

soylem fem inist bir perspektiften gozum lenm eye galigilmiftir. Bagka bir ifadeyle, ger^eklegtirdigimiz ^ali§ma, Portelli'nin benzeri aragtirmalarla ilgili olarak dikkatim izi gektigi gibi (Portelli, 2006:38), katilim ci kadm la- rm anlatilarm da, nesnel ve olgusal bir bilgi aranm asm dan 5 0k, anlatila- rim n kurgulanm a bi^imine, cejitiiligine ve pargali karakterine dayandi- rilm ijtir.

Aragtirrnamizla ilgili belirtmemiz gereken onemli bir nokta da, biitun bu sozlii anlatilarin kurgusalligi, pargaliligi ve ge§itliligi iginde, gorujm e yaptigimiz iki kadxn grubunun gocukluk, ilk genglik ve erigkinlik yillarma, evliyseler evliliklerine, gocukluysalar gocuklarma, meslekleri varsa mesle- ki deneyim lerine ilijk in anlatilarda kargmuza gikan ortak oruntiilerin bize, katilim cilarim iza dair bir "kadm lik hali"nden soz edebilm e imkani verm ij olmasidir. A ncak ote yandan, 5 0k heterojen ve degifken kadinlik hallerinin soz konusu oldugu genel kabuliinden yola giktigimiz igin, tipki "kadin" kategorisi gibi, ne katilimci kadin gruplarimizi ne de Kibrishtiirk kadmlari tarif eden, kendi iginde farktan arinmig, butunluklii bir "kadinlik hali"nin var oldugu iddiasmdayiz. Bunun da arajtirm am izin yontemsel sim rliligindan ziyade, epistem olojik ve ontolojik yaklagimimiz ile yontem­ sel tercihim izden kaynaklandigim eklemeliyiz.

(7)

Aiiefendioglu, Behfetogullari ve Alankuj • Kadinlar Dile Gelince:... • 139

yer olm ujtur. Tesadiifi yontem le segilen ilk birkag goriism eden sonra, kartopu yontemiyle, yani goru§m ecilerimizin baglantilari kullam larak diger goriismecilere ulajildi. G oriism elerim izi yari-yapilandirilm i§ a?ik uglu sorularla gergeklestirdigim izden, goriigme siiresi katilim cilanm iza bagli olarak degi§mi§ olm akla birlikte, ortalam a gorii§me siiresi 2-2,5 saat u zunlugundaydi. U zun siiren ya da ?e§itli nedenlerle1 tam am lana- m ayan gorujm eleri tam am lam ak iizere, bazi d u ru m lard a ikinci bir goriigme daha yapildi; Kuzey Kibris'm degifik je h ir ya da koylerinde ya§ayan goriijm ecilerim izin evleri bir kez daha ziyaret edildi.

Bu sozlii tarih calijm asinda derinlem esine goriijm elerde dinledigi- m iz anlatilardan, katilim cilarim izin yagam oykulerinden yola giktik. Birinci katihm ci grubuna yonelik goriigme form lari araciligiyla katilim - cilarim izm gocukluklarma, yagadiklari m ekanlara, giindelik h ay at dene- yim lerine, yakin gevre ve k o m ju lu k iligkileriyle, egitim ve galifma haya- ti, (jocukluk ve evlilik donem lerinin kargilagtirilmasma d air bilgileri derlem eye galigtik. Ayrica, yine toplum sal cinsiyet rollerini nasil tam m - ladiklarim , b u n a dair farkm daliklarim , Kibris top lum larm da kadinin statiisiine d air ne dujundiiklerini, Ingiliz som iirgesi donem i ile, Kibris C um huriyeti ve KKTC donem lerinde ekonomik, toplum sal ve siyasal hayattaki konum larinm nasil degi§tigini anlam aya yonelik aqik u?lu sorulara da yer verdik.

A rajtirm anm ikinci katihm ci g rub un u o lu jtu ran, yakin tarihteki gatismalar ve savag nedeniyle yerlerinden edilerek go? etm ek zo ru nd a birakilm is kadm lara yonelik g orujm e form unda ise, aile y apilan yla ilgi- li genel bilgileri edinm eye yonelik sorularla birlikte, gocukluk, evlilik, catigma ve gerginlik donem ine ilijkin anlatilan da derlem eye calijtik. Ek olarak, yine yari-yapilandirilm ig sorular araciligiyla, go? oncesindeki ev i?i rol ilifkilerinin, goq sirasm da ve sonrasm da nasil degi§tigini anlam a­ ya, b u n u n onlarm sosyal statuleri iizerindeki etkisini belirlem eye yone­ lik sorulara yer verdik. Sorularim izm yoneltilm esi sirasm da tarihsel zam an dizgesini izlem eye gahgtiysak da, cogu zam an anlatilar hem konu hem de zam an agism dan sicramalarla ilerledi, h er gorugm enin kendine ozgii biqim de gesitlenen pargali bir aki§i oldu.

(8)

140 • kiiitiir ve i!eti;im • culture & communication

Kibrislitiirk Kadinlarm Anlatilarinda Modernlik,

Sava$ veYerinden Edilme

Kibris'ta, yakm toplumsal-siyasal tarihin kadinlara bi^tigi rol ile kadinlarm bir yandan bu rollere uyum saglamak diger yandan onlari sorgulamak, yerinden etmek iizere vermig olduklan mucadelelerinin ancak Kibrislitiirk kadinlarm dun'deki kendilerini, bugunun ko§ullarinda

nasil anlattiklarma bakmak suretiyle anlagilabilecegi iddiasiyla yola gk-

migtik. Bu nedenle, tekrarlamak gerekirse, Kibris'in iki yakasmdaki kadinlarm hikayelerinin, ataerkini yeniden ureten en onemli ideolojik kurgulardan birisi olan milliyetqiligin hegemonik soylemlerinin feminist eleftirisine bajvurm adan anlagilamayacagmi dujiinuyoruz.

Feminist kuramcilar, milliyetgi ideolojinin toplumsal dnsiyet e§itligi

sorunu ve miicadelesinin onunii nasil kapattigmi diinyanm $e§itli yerlerin-

(9)

ftiiefandioglu, BehcetogulSari ve Alanku; • Kadinlar Dile Geiince:... • 141

Ozetle, diinyadaki diger orneklere ve bizzat Kibris'ta yapilan ara§- hrmalarin sonuclarma dayanarak, adamn her iki tarafmda da kadmlara yonelik siyasalann "Kibris Sorunu'nun gozumii" bahanesiyle daha <;ok erteleme, baski ve sessizleftirme siirecleri iizerinden yurudtigiinu soyle- mek mumkun goriinmektedir. Yani <;ati§ma, gerginlik, savag ve go^lerle dolu olan K ibns'm yakin tarihinin sorumlusu olan Kibrislitiirk ve Kibns- lirum milliyetgiligi, her iki toplumun kadinlanrun, kendi sorunlanmn gozumiiyle ilgili taleplerini hep erteler durumda tutmugtur ve galijmamiz araciligxyla her iki gruptan kadm katilimcimizdan duyabildigimiz anla- tilar da bunu destekler niteliktedir.

Kibris'ta IVlilliyetfi im gelem de Kadin

Feminist yazirun sorunsallagtirdigi tizere, milliyetgi soylem ler/ide- olojiler ikili zitliklar tizerine kuruludur ve bu kurgu i^inde devlet "eril", ulus "di§il" olarak tasarlarur. Boylece kadm, ulusun ve vatan topragmm, onun smirlarmm sembolii iken, devleti temsil eden erkek, onun yaratici- si, koruyucusu ve surekliliginin araci olur. Dolayisiyla vatan (ana)'nm, erkek (ogul) devlet tarafmdan korunup kollanmasi gerekir (Najmabadi, 2000: 121). Ancak vatan topragim anlatmak igin kullamlan "ana" meta- foru, onu kollamak misyonu kendisine verilen erkek imgelem(in)de, psikanalitik bir kayma ile arzulanamn sadece kendisi iqin saklanmasi gereken bedenine donugiir. Nitekim milliyetgi idelojinin sizdigi birgok anlatida, "otekilere" ya da "bize" ait vatan ya da yurt topragmm farkli farkli anlatilarla da olsa nasil erkek arzusunun iktidar nesnesi olarak kurulduguna dair orneklerle bolca kargilagilmaktadir. Boylelikle milli- yet^ilik, qegitli tonlariyla erkege, "5teki"nin yurdunu, topragim ele gegir- mesi ve bunu her tiirlxi ni§an ile i§aretlemesini, donatmasiru emreder bir yandan; ote yandan ise kendi lilkesinin fiziksel smirlarmi "oteki"nin erkeginin kirli emellerinden korumasi, kollamasi gerektigini siirekli ola­ rak hatirlatir.

(10)

142 • kiiltur ve iietijim • culture & com m unication

grubun "sembolik simrlarim" olugtururlar (Yuval-Davis ve Anthias,

1989: 7). Tam da bu nedenle, bir sava§ halinde, vatam n simrlarmm

korunmasi sembolik olarak ulusun kadmlarimn bedeninin "safligmm/

nam usunun" korunmasiyla ejitlenir. Erkekleri gatismaya te§vik ve ikna

eden en onemli konulardan biri, kargi/oteki tarafm, yani "onlarin",

"bizim erkeklerin" kadm ve gocuklarina

z a ra r v e rm i§

olmasidir (Saigol,

2000: 241). Kadmlari ve ^ocuklari korumak igin savaga davet edilen veya

savagi bajlatan erkekler i?in "kendi" kadmlarimn bedeni, nam uslarm m /

onurlarmin bir simgesidir.

Bunun tersi ise yukarida belirttigimiz gibi, oteki erkegin topragma

el konulmasi, onun safligmm, nam usunun kirletilmesidir ki, bunun,

modern zamanlarm milliyet^i anlatilarmm bir metaforu haline gelmeden

?ok once ke§fedildigi, bagka deyisle esasen btitiin savaslarm tarihinin,

"oteki"nin kadmlarimn lrzina ge^ilmesi ile yazildigi bilinmektedir. (^ok

yakin zamanlarda Bosnah ve Ruandali kadmlara yapilmij olanlar ise

bunun en dram atik kamtlan arasmdadir. Demek ki, ataerkil milliyet^i

kurgu iqinde kimlikleri yogrulmuf erkekler igin, " oteki" nin kadmlarma

tecaviiz etm ek/ham ile birakmak -tipki kendi kadmlarinmkinin maruz

birakilacagi gibi- "onlarin" erkek(lik)lerine yapilabilecek en biiytik kotii-

liik ve agagilamadir. Erkeklerin kadm bedeni iizerinde kendilerinde

bulduklari bu tasarruf hakki, aym zamanda kadinlarm ahlaken sorun

(jikarabilecek, dolayisiyla bedenleri ve iiretkenlikleri kontrol edilmesi

gereken "tekinsiz varliklar" sayilmalariyla da ilgilidir. Bu baglamda

kadinlarm hayatm da sava§in en yikici etkisi, sadece ge<jmi§ yagamlarmm

tiim zeminini (Yuval- Davis, 1997: 10) ve giindelik hayatlarm in olagan

akismi kaybetmeleri degil, bizzat bedenlerinin ataerkil bir hegemonya

miicadelesinin nesnesi haline getirilmig olmasidir.

Feminist elegtirinin sorunsallaftirdigi sekliyle milliyet<;i soylemin

kadm lara/bedenlerine dair nesnelegtirici kurgusu, Kibris'ta da degifik

bigimlerde kargimiza (jikmaktadir.2 Yuval-Davis ve Antias'm (1989)

(11)

A l i e f e n d i o g l u , B e h f e t o g u l l a n v e f l l a n b u j • K a d m la r Oile G e lin c e :. . . • 14 3

belirttigi gibi milliyet^iligin "bizden" saydiklarim icon ahrken, "onlar/ otekiler" saydiklarim dijlamak, boylelikle homojen bir "birlik" kurmak icin gereksindigi sembolik sirurlar, Kibris'ta da -Tiirk ve Rum milliyetci- liklerinin "ulusun yeniden-iiretimi" projeleri gerqevesinde- kadmlar uzerinden/kadmlar dolayisiyla kurulmu§tur.

Kibris'ta Modernle§me ve Kamusal Alana Sizan

"Oncii" Kadmlarin Muzakere Gucii

(12)

144 • k iiitu r ve ile fis im • culture & communication

Arastirma baglaminda soz konusu ideolojilerin birbiriyle eklemle- nerek nasil bir kadmlik soylemi insa ettiklerini anlamak iizere Kibrisli- tiirk kadinlarm egitim siire^leriyle ilgili oykiilemelerine ozel bir onem verilmistir. Aneak burada bir kar§ila§tirma yapm ak iizere, oncelikle Zehra Kabasakal Arat'm, Tiirkiye Cumhuriyeti'nin kuruluj yillanndan baflayarak 1940'li yillara kadar ilkokul sonrasi egitim almis kadinlarla yaptigi sozlii tarih gali§masimn sonu^lan hatirlatilmalidir. Arulan ara§- tirmanm goriismecileri, cinsiyete gore ayrimla§mi§ bir miifredat ile cin- siyetlerini unutturmaya ve gizlemeye yonelik cok siki kural ve diizenle- melere tabi tutulduklarindan soz etmektedirler. Ornegin ortaokulda kiz ogrenciler itjin ev ekonomisi, erkek ogrenciler igin ise el sanatlan ile "daha yaratici" dersler bulunmaktadir (Kabasakal Arat, 2003: 58). Bu arada sadece kiz ogrenciler i<;in, ev ekonomisi, diki§ naki§ okullarinm yam sira, hemfirelik, ebelik ve moda tasanm i gibi meslek okullari da ac;ilmistir (Kabasakal Arat, 2003: 59). Boylelikle, Tiirkiye'deki Cumhuri- yet kusagi kadmlarmm, kadinlari geleneksel rollerinden vazgecirmeden, modern bir anlayijla yeniden (jergevelendiren "Batili" bir egitim anlayi- §imn tedrisatmdan gegtikleri gorulmektedir. Benzer bir hattm izi, bizim ara§tirmamizm gorujmecilerinin anlatilannda da siirulmustur. Nitekim hem Giizide Hamm (80 yagmda, ogretmen), hem de Ayhan Hamm3 (73 ya§mda, doktor) bu egitim anlayi§mi su sozlerle anlatmaktadir:

Dikij dersi vardi, 'home economics' derler. Sofra diizeltmesine, hangi bardagi, hangi gatali kullanacan... kac sene once mesela. Hangi yemeknan hangi jarabi igecen. Bunlan ogreten 'home economics' diye bir ders vardi. Hastaya nasil bakacan... Her ikisine de onem verirlerdi.^ Daktilo ogretirlerdi. Sekreter olmak isterseniz, bankaci olmak isterseniz, terrii- man olmak isterseniz, terciime dersleri vardi... Ev hammi olmak igin de gereken, yani yemek pijirmeyi, soktik dikmeyi, diki§ dikmeyi, gocuk

3 <Jah§mamizda katilimalarimizin gergek isimlerini kullanmadik. Makalede ge^en isimler takma isimlerdir.

(13)

A lie fe n d io g lu , 8 e h g e to g u ila ri ve A la n k u s ■ K a d m la r Dile G e lin c e :... ■ 145

nasil yikamr, nasil bezlenir bunlar hep ogretildi. Yani eksik tarafimiz yoktu. (Giizide Hamm)5

Ev idaresi derslerimiz vardi, kekler yapilirdi, temizlikler yapilirdi. Yani mesela Tiirkge biitiin naki§ dersleri, her tiirlu dersimiz vardi. Fakat sey- den sonra da, kolejdeki dersler yani, ortaokuldan sonra da dersler Ingi- lizceydi hep. (Ayhan Hamm)

Kar§ila§tirma yapmayi siirdiirursek, Tiirkiye'deki modernle§me ve Bahiilajrna projesini degerlendiren Kandiyoti'ye gore, bu projeler igeri- sinde bicimlenen yeni-ataerki, erkege dii§en rolleri yeniden tanimlamig, mesafeli, otoriter baba figurii yerini, artik kiziyla daha yakin ilifki kuran, onun egitimine, yetifmesine ozel bir onem veren bir baba figiirime birak- maya ba§lami§tir (1997b: 123). Bizim aragtirmarmzda da, egitimli meslek sahibi kadinlarin anlatilannda, gogunlukla aydm, ileri goriiglu, tatli sert, gerektiginde otoriter de olan, ancak kizlarmin egitimine annelerden

daha

50

k onem veren bir baba ya da baba gibi davranan ailenin bir diger

erkek figurii ile kar§ila§ilmi§tir. Anlatilardan bu erkek figiiriiniin, yoklu- gunda dahi kadmlar iizerindeki otoritesinin devam ettigi, onun ancak bir diger erkege (kocaya) devredilebildigi anlagilmaktadir. Babalar ya da onlarm yerlerini alan diger erkek aile figiirleri- birinci grup katilimcilari- mizm anlatilarmdaki ikili zitliklar izlenirse- gogunlukla gelenegin koru- yuculugunu iistlenen annelerin karjismda, aydmligi ve ileri goriigliilugu temsil edecek sekilde kargimiza gikmaktadir. Ruzen Hamm (81 yagmda, ogretmen); "Babam bir defa egitime gok onem verirdi. Annem gogu zaman

'okuyup da ne olacan. Qik sen da terzi ol' derdi..." demektedir. Giizide 5 Burada goriijtiigum uz "oncii' kadinlarin neredeyse tamammm, kendi zamanlanrun,

(14)

146 • kiiltiir ve iietisim • culture & communication

Hamm da, kendi cocuklugunda kizlarm genellikle okutulmadigmi ifade ederken, babasmm ileri goru§lulugunun altini cizerek; " ... 'Kiza egitim

daha fazla gerekir' derdi erkekten. Gocasindan aynlabilir, gocasi olebilir, fena qikabilir, iki ayaginin ustiinde durmast lazim benim kizlarimin" dedigini aktarmaktadir. Giizide Hamm babasimn onun egitimi dolayisiyla haya- timn bicimlenmesi iizerindeki roliinii anlatmaya §oyle devam etmekte- dir:

§imdi ben dokuz yafma kadar ilkokula gittim. Ondan sonra babam cika-rip, beni American Academy'ye goydu... Qiinku, diyor ki bana; "Burada, bu ilkokuldaki sistemi begenmedim. Daha modern giz olmaru isterim". Ancak Giizide Hamm orneginde, gelenekseli temsil eden anne figii- riiniin istisnasi ile kargilafilmakta, anne de kizimn okumasmi destekle- yen, modern bir rol modeli olarak kar§imiza (jikmaktadir. Bir diger modern anne istisnasim ise, Ayhan Hamm'm annesi olugturmaktadir: Ayhan Hamm, "Annem 1916 dogumluydu... Higbir zaman ba§mi bagli gor-

medik biz cmnemin" diyerek, annesinin "hep Atatiirk ilkelerine bagli" oldugu- nu eklemijtir. Bu oncii, aydin, ileri goriiglii ancak tatli-sert de olan baba- lar ile anneler izlegi, Tiirkiye'deki Kemalist modernlegme projesinin Kibrislitiirk toplumunun modernlejme siirecine ne kadar niifuz etmi§ oldugunu gostermesi agsm dan onemlidir.

Kamusal alana oncii kadin meslekleriyle gikan katilimcilarimizla yaptigimiz derinlemesine gorii§meler, onlann, donemin pratikte melez bir modele donujen m odemlejtirm eci (erkek) zihniyetinin tammladigi smirlar icjinde, geleneksel ile modern rol modelleri arasmda nasil siki§- mi§ olduklanm gostermektedir. Ancak diger yandan -Kandiyoti'nin kavrami kullamhrsa- ataerki ile pazarhk etmeyi bagardiklanni, bunun araciligiyla bir statii ve giig edindiklerini de ortaya koymaktadir. Nite- kim, katihmci birinci grup kadmlar, babanm "modernlegtirici i§igi"mn iki yonii oldugunun farkmdadir. Boylelikle gelenegin dayattigi kadmlik roliiyle, car^afm "karanligmi" kabullenmeyerek, egitimli, m odem kadin- lar olmayi bajaracaklar, ancak "modemlegtirici buyurgan''i hayal kirik- ligma ugratmayacak bir terbiye ve disiplini de bedenlerine kaziyacaklar- dir. Hatta dahasi, ancak o zaman "dort dortliik" olabileceklerine

(15)

-Aliefendioglu, Beh$etogullari ve Alanku? • Kadinlar Dile Gelince:... • 147

Tabii ornek bir insan olmam gerekirdi, degil mi? Ahlakimman, bilgimi- nan, giyinifiminan, hayatimman herkese bir ornek! Bir hoca dendiginde, bir saygmhgi olan bir ki§i olarak devamh olmak, tamnmak istedim, higbir zaman raymdan qikip bir yanlijlik yapmadim. (Giizide Hamm)

D olayisiyla G iizide H am m 'in tanim ladigi gekliyle "ay d m " babala- rm kizlari sifatiyla "m od ern kadm " olmak, "giyinm esini, konusm asim bilen, kendi ijin i kendi yapan, koltuk degnegi aram ayan" kadm olm ak dem ek: "O yle bir insan olarak yeti§tim, 25 senedir, y ok hnyir, I960'tan beri yalm z ya§anm , hig kim seye ihtiy aam yok, higbir bakimdan."

Burada ara§tirm am izm oncti birinci grup k adm lan nm anlatilarm da ortaya gikan "hi<;bir hata yapm adan, raym dan <;ikmadan var olm a" iddi- asinm, bagka d ey ijle m od em ancak iffetini koruyan, bunun i^in de kam usal alanda "erkek-gibi-kadm " haliyle var olm ayi erdem sayan kadm lik hali tasvirinin, bize yine T iirkiye'deki C um huriyet ku§agi kadm larm i tarif eden ideolojik kurguyu ve bu kurgunun iiretilm esinde "m od ern ve Batih" egitim kurum larm m roliinii hatirlattigm i belirtm eli- yiz. Ba§ka ifadeyle, Batilila§m anm en onemli projesi olarak kadm a kam usal alanda yer agnam n , egzamanli olarak ozel alana bir m iidaha- leyle beraber geldigini ve bunun kadmin bedeninin disipline edilm esi kargiligm da kazanildigm i, boylelikle Kibrislitxirk kadin larm biitiin hayatlari boyunca siirm esi beklenen ve oyle de olacak modernlegme hikayesinin de -Tiirkiye'de ve benzeri toplum sal oriinttilere sahip diger toplum larda oldugu gibi- ataerki ile bir m iizakereye girigilerek kazanil- mi§ oldugunu katihm cilarim izm anlatilanndan anliyoruz.

Gd$ ve Yerinden Edilm eTravm asi lie Bir Ba§ka Kamusal Alana Sizma Deneyim i

(16)

ger<;eve-148 • kiiltur ve iletijim • culture & communication

de, aragtirmanm katilimcilanndan bir Kibrishrum kadimn "ait olmadigi bir yerde yagamaran nasil acili bir kimlige donujtiigune" dair soyledik-lerinin (Cockbum, 2004: 206) bizim aragtirmamizm goijmen olmak duru-munda kalmis katilimcilan i<;in de gegerli oldugunu gorebiliyoruz. Nitekim g

6

ru§mecilerimizden toplam dort kez ev degistirmek zoranda kalip da her seferinde yeni bas’can ev kuran Mahan Hamm (78 yafinda, ev hanimi)'m, "Ruyamda... hie bu tarafi gormedim ruyamda. Hep kendi

kdyumdeyim. Hep Katalyonda'da gorurum kendimi (...) En mutlu Katalyon-da'daydik. Kendi koyumiizde. O mutlulugu bulamayik" bigimindeki sozleri

ev'ini kaybetmenin acismrn hala nasil surdiigunii gostermektedir

.6

Ancak burada, ikinci grup katilimcilarimizin ozelliklerini netlegtir-mek a^ismdan Kibrishrum kadmlardari farkli olarak, Kibrishtiirk kadm-larm azinlikta olduklan yerlegim yerlerini giivenlik nedeniyle 1974 yilindaki sava§tan $ok daha once, bu nedenle de bazi durumlarda birden

50

k defa terk etmek zoranda kaldiklarmi belirtmeiiyiz

.7

Dolayisiyla, Cockburn'un ara§tirmasmdaki Kibrishrum kadm katihmcimn dile getir-digi "ait olmadigm yerde yapama acisi" bizim ara§tirmamizm birden fazla defa yerinden edilmif katihmcilarinm anlatilarmda da siklikla kar-gimiza gikmigtir. Mahan Hamm gibi, katilimcilarimizm cogunlugu, geri

6 Kibns'ta 23 Nisan 2003 tarihinden itibaren sirurlarin kar§ilikh gegi§lere a^ilmi? olmasiyla Kibnshturkler ve Kibnshrumlar 1974 yilindaki travmatik aynli§tan sonra giindelik hayatin akijm da birbirleriyle kar§ila§ir hale gelmijlerdir (Cockburn, 2004: 8; Hadjipavlou, 2003:323). Papadakis bu kar§ila§mayi iki halkin birbirine karji "iyi niyet festivali" olarak niteler (243). Bu donem, gogunlukla karjilikh ziyaretlere ve elde kalan ya da bulunan degerli ejya ve objelerin eski sahiplerine verilmesine tanik olundu. Basmda da gen ij yer alan bu karjilikli ziyaretlerdeki misafirperverlik hiziru kaybetmi§ olsa da yeni ili§kiler ve arkadajhklarin hala devam ettigini biliyoruz. 7 Ornegin 1960 yilma gelindiginde, Rumlarla Tiirklerin birlikte yajadigi koy sayisi

(17)

Aliefendioglu, Beh^etogu’Sari ve Slankus • Kadmlar Dile Gelince:... • 149

donu§ iim idi olm adigi halde, terk etm ek zorunda kaldiklari ev ile yerle- sim lerini riiyalarm da gormeye, kendilerini orada hayal etm eye devam ettiklerini dile getirrnijlerdir. Esra Danacioglu b u du ru m u , yerinden edilenlerin sadece bir m ekandan degil, aym zam anda bir zam anin igin- den de koparilip alm diklanm duguniiyor olm alariyla agiklam aktadir (viii).

Daha once de belirttigim iz gibi, ada niifusunda azxnligi olusturan K ibnslitiirkler etnik gerginliklerin yarattigi yerin den olm a korkusuyla ilk defa 1950'li yillarda tanistilar. Bu donem den bajlayarak, Kibrislirum - larla birlikte yasadiklari koy ve kasabalarda kendi m ahallelerinin diger- lerininkinden barikatlarla ayrilm asm a tam k oldular. Gorugmecilerimiz- d en N ilgiin H am m ve H iirm uz Hamm , "oteki" ile birlikte y ajan a n giivenli donem in sona erm esini ve K ibnslitiirklerin k endi iglerine kapanm aya ba§lamasiru nasil deneyim lediklerini §oyle anlatiyorlar:

Giivenlik kaygisi zaten duyuldugu zaman Turk Mahallesi ayrildi tama- men. Okulumuzu da kurduk. Okullan biraktik o tarafta. Kendi icimizde okul kurduk, qar§i yaptxk, a^ik pazar yaptik her feyimizi tamam. Onun icin Rum tarafina cok ender gidilmesi mecburiyeti vardi. Ya dogum kagi- di alacaksimz, tabii kaymakamlik dairesine gideceksiniz veya i§te Rum herhangi bir sugtan dolayi sizi mahkemeye verecek. O taraftaki mahke- meye gideceksiniz. (Nilgiin Hamm, 73 ya§mda, ev hanimi)

Smirdi evlerimiz de gactik evlerimizden, gendi tabulu evimizden da. Bafka bir yerde, sinemamn yamnda galirdik, bir odacigm iginde. O oda- cigi da kiraladik da otururduk. Yemek pisirmemiz igin yonetim bize ?adir verdi. Qadiri da kurduk yanma. Onun igerisinde da pisirir, yerdik. (Hiir- rniiz Hamm, 59 yajmda, ev hammx)

(18)

15 0 • k i i l t i i r v e i l e t i j i m • culture & com m unicatio n

bir farkm daliga i§aret ediyor), kontrol edem edikleri ve edemeyecekleri bir olgun un sonuglari olarak goriiyorlar. Ne dem ek istedigim izi en iyi 1974 sonrasm da B af'ta belirsiz bir siire kalip da, K uzey'e Tiirk bolgesine gecmeyi bekleyen N ilgiin H anim 'm sozleri anlatiyor:8

Halkin hicbir geyden haberi yoktu ezelden. Yapilan anlajmalar iki lider arasinda yapilirdi. Bizim hie haberimiz olmazdi ne yaptiklanndan. Hatta bu tarafa gelecegimizde son gun haber verildi bize. Biz de anca gocukla- rimizi saldik ovalara, yollara, daglara kagsmlar diye... Bilmiyorduk gele- cegimizi. Ansizin bir karar almdi. Oturdular; Giineydeki Tiirkler kuzeye gececek diye... Hadi herkes... e§ya falan toparlandik. (Jocuklanmizm giyim elbiselerini, jahsi egyalarim, attik attik kamyonlara, geldik. Bagka bir ifadeyle, katxlimci kadinlarm , y erlerind en/evlerirtd en olm alarm a ned en olan sure^leri ya da baglarma gelenleri, sanki dogaiistu giiclerden soz edermi§ gibi, gogu zam an Tiirk, Rum, Ingiliz olm alan fark etm eksizin "isim siz" bir liderler gru b u n u n iradelerine atifla anlatm alari, "ogrenilmi§ b ir ^aresizlikle" agiklanam ayacak bir zihinsel d u ru m a i§aret etm ektedir. Kammizca bu, g o ru jtu g u m u z kadinlarm , ya§adiklari alt iist olugun, yerinden edilm enin ve geri donduriilem ez kayiplarm failleri tizerine k u rd u k la n b u yaygm izlek, aslm da onlarm kendi h ay atlann a

dam gasini vuran gati§malar ile savagi, -bunlara yol a^an nedenlerin

kargihklarim h ay atlan n d a bu lam ad ik lan olgiide- "anlam siz" bulduklari- na dair bir ipucu olarak okunabilir.

Zira feminist arajtirm acilarm ^aligm alarmdan biliyoruz ki etnik, dinsel, cinsel ve milliyet^i turn du§m anlik ve gerginlikler en yikici etki- lerini kadm lar ve cocuklar iizerinde gosterirken, giindelik hayatm ritmi- nin bozulm asm m ortaya cikardigi hizli degijim , kadinlarm "ben"ini, onlari ilk ve tek m ahrem evi olan bedenlerinde yersiz yurtsuzla§tirarak, fiziksel ve ruhsal olarak yaralanm alarina ned en oluyor (Naficy, 1999: 9). Yine de y ukarida degindigim iz gibi ya§anan bu travm alarin, bazen kadinlarm hayatm i olum lu yonde degi§tiren, h atta paradoksal gibi

(19)

Aliefendioglu, Behfetogullari ve Aianku; • Kadinlar Dile Gelince:... • 151

goriinse de, giiglenmelerine yol acan sonuglar yaratmasi soz konusu olabiliyor. Nitekim bu gixglendirici dinamigine dair yukarida almtiladi- gim iz N ilgiin Hamm 'm sozlerindeki ortiik vurgu, Hurm iiz Hanim'dan yapacagimiz alintida netlejiyor: "Biz 74'den sonra biraz kendim izi one attik... 74'den sonra biz aldik bu karar(lar)i... i§te yan i bu harp kadin lan da biraz cesaretlendirdi. Korkusuz yapti. Korkmam. A llah’imdan ba§ka bir kimse-den korkmam." Hurmiiz Hamm, kadinlarm evin/gocuklann tek koruyu- cusu olarak tiim sorumlulugu iistlenme siirecini de yine kendi hikayesi uzerinden §oyle aktariyor:

Darbe yapildiydi. E§im geldi ondan sonra eve, boyle boyle dedi, garfi gaynadi falan filan dedi. Gavur gavuru yedi bitirdi dedi. Tabii ki bunlar hep mevzilere gagmldilar. Adam dedi gocuklan da iki goziinii dedi. Paran var, altinm var bir yerde tut dedi. Ne olacak belli degil. Allah'a emanetsiniz. (Jekti adam gitti. 3 gocugumla ben... Gomjular hep -apart- man 4 gahdi. 10 aile otururdu, hep kardeg gibi birbirimize- Bir yere topar- landik. Merdiven bojluklarina. Yorganlar atildi gece. Yatmdi galindi... Hi? erkek yok. Erkekler hep mevzilerde. Qikti mesela bu harp gikti gendi aralarmda. Ondan sonra dondiiler bizimkilerle catijmaya bajladilar. (...) Dediler hade toparlarun da artik gatigma bajladi: Rum-Tiirk catijmasi. Bizi hep topladilar hastanenin bahgesine... Bizi hep gagirdilar. Biri birine, biri birine. Bojalttik apartmam.

(20)

15 2 • k i i l t i i r v e i l e t i j i m • culture & co m m unication

Ote yandan kadinlar agismdan kamusal alana onceleri sizarak da

olsa katilmanm guglendirici ya da kadimn miizakere giicunii artmci bir

etkisi bulunmakla birlikte, bunun ev igindeki iktidar ili§kilerinin hemen

ve daimi olarak kadm lehine degigmesi anlamma gelmedigini de biliyo-

ruz. Bafka deyijle, kazandiklan ozel ve kamusal alana ait "mevziler" ne

olursa olsun, ev'in kadinlar i?in ayrimciliga, e§itsizlige, giddete maruz

kaldiklan, dolayisiyla "tekinsizlik potansiyelini hep tafiyan" bir "yuva"

niteligi tajimaya devam ettigini soyleyebiliyoruz. Yani kadmlar iqin

fiziksel bir mekan olmanm ?ok otesinde bir anlam ta§iyan ev'i ve ev

hayatim, feminist calijmalarm vurguladigi gibi toplumsal cinsiyet rolle-

rinden bagimsiz olarak diijunmeye imkan bulunmadigim belirtmeliyiz.

Ancak yine de ev'in kadinlarm ikincil statiisiinii kuran "temel" mekan

olarak tarumlamak, kadinlar igin ev’in onemini, boylelikle evinden olma-

ran yarattigi "acili kimligi'' anlayabilmek igin yeterli bir yaklajim sun-

muyor bize. Dolayisiyla ev'in, kadmlar iqin oneminin "tekinsiz bir

diizen" veya "huzurlu, giivenli yuva" gibi bir kar§itligin bu ya da oteki

tarafindan bakilarak aqiklanamayacak kadar "oznelligimize dair ve ?ok

ytiklii bir mekan" olarak gorulmesi gerektigini eklemek durumundayiz.

£iinkii ev, Urry'nin belirttigi gibi toplumsal olarak in§a edilmij ve iiye-

lerine aidiyet veren bir zihinsel mevcudiyet de ta§iyor (aktaran Moores,

2005: 173). Ya da Aksu Bora'nin belirttigi gibi (71), biiyiik anlatilann

-kadina ait kilmdigi i?in- sirtmi kolayca doniiverdigi ev'i- igindeyken

maruz birakildiklan giddete, ayrimciliklara, ejitsizliklere ragmen-

kadmlar kendilerini dijariya karji koruyan bir "iq" olarak gormeye

devam ediyorlar. Biz de ev’e, kadinlarm oznelligini kurarken bozan,

bozarken yeniden kur(gulay)an, hem ozel hem kamusal bir miizakere

alani olarak ve -burada yapmaya gali§tigimiz gibi- kadinlarm anladiklari

ve anlattiklari her nasilsa onun iizerinden bakmaya galijtik.

Nitekim ikinci grup katilimcilanmizin anlatilari, igindeyken yaja-

diklari ne olursa olsun, ev'in kadinlar igin ne kadar onemle yiiklii bir

zihinsel mekan niteligi ta§idigim gosteriyor. Evlerini terk etmek zorunda

kalan biitun kadmlar, "geriye donme" umidini tagidiklarmi siirekli ola­

rak vurguluyorlar. Bunu apa^ik soylemediklerinde ise Oznur Hanim'in

(62 yajmda, ev hammi) ifadelerindeki tekrarlar bize bu iimidin nasil

canli tutuldugunu guglii bir bigimde hissettiriyor: "Annem

altinlanmizi

(21)

Aliefendioghi, Sehgetogullan ve Alankuj • K a d in la r D ile G e lin c e :... • 153

gomdti, doneceyik geri diye paramizi gomdti, altinlanmizi gomdti. Benim mese-la ni§anda takimese-lan takimese-lann hepsini annem gomdii yere... doneceyik diye hepsini gomdii."

Arkada birakilan mitik/ilk ev'in, sadece ozel alanda kadinlan var eden bir ceig ev e olarak degil, onlarin kamusal ile kurduklari ili§kiye de eklemlenen bir kurgu olarak onemini anlamamizi saglayacak bir diger yaygm izlek ise, onlar, her§eylerini geride birakarak kurduklari yeni ev'lere ili§kin aidiyet-noksanligim (ya da aidiyet-kirilganligim) anlatirken orta- ya gikiyor. Katilimci kadmlar bir yandan "h er §eylerini geride biraktiklari"ru ve bunun onemini vurgulamak ihtiyaci hissederlerken, ote yandan arkada birakilan ev’i ya da yaganmigligin izlerini ta§iyan "o yeri" bir tiirlii tam olarak tasaw u r edemiyor ya da tasavvur ettigi gibi bulamiyor olmanin §a§kmligim da belirtmeden edemiyorlar. Nitekim 2003 yilinda Kibris'i ikiye bolen yegil hat iizerindeki kapilann agilmasm- dan sonra, biiyiik bir merak ve heyecanla ilk evlerini gormeye giden kadmlarin tepkileri §oyle:

(...) o zaman bize yeterli goriiniiyordu o ev. Ijte zaten savajin iginde gegti hayatimiz, o annemin iki odasi bize saray kadar biiyiik goriiniirdii. Bak ki biz evlendikten sonra, daha biiyiik evlere gktik. Ama o biiyiik dedigi- miz evler bile bize gok kiigiik geldi. Yollar daralmig sanki. Sanki oyle kudretten bir §ey. Aynen Rumlarla da konugtugumda onlara da ayra. Yani bu tarafa geldiklerinde sanki kiigiilmiij her sey. Biz de gittigimizde oyle, sanki yollar kisaldi. Sanki i§te evlerin mesafesi azaldi. Ay nasil sigi- fiyorduk biz o eve annemin diye. Hele o garpijma giinlerinde. Belki 50 ki§i oluyorduk. Digta olan, kenarlarda olanlar, hep ig tarafa, tarudiklanna, akrabalarma geliyordu, sigijiyorduk. Nasil sigi§iyorduk diyorum ben bu kadarak eve, o kadar kiigiik goriindu goziime. (Nilgiin Hamm)

(...) ama bize [evimiz] gok genig gelirdi o zaman, gok geni§ gelirdi. (Cema- liye Hamm, 64 ya§mda, ev hammi)

(22)

154 • kiiltur ve iletijim • culture & communication

benzer bir §ekilde dillendirilmeleri, yajanmi§ olan travmarun anlajilabil-

mesi agisindan yeterince semptomatik goriiniiyor; bu, ayrica genel

anlamda btitiin yerinden edilmi§ Kibrislilar'm, ozel olarak da kadinlann

bugiin hissettikleri gxivensizlikle9 ilgili de bir §eyler soyluyor bize. Daha-

si, kadinlann aciyla giristikleri her bir hatirlama ^abasmda, savag ve go?

travmasiyla beraber, ya§antilanrun katlamlmaz hiz ve mahiyetteki degi-

fimine tepki verdiklerini, boylelikle yitirilmig olanm biiyukliigii / onemi

ol^iisunde onu zaman ignde dondurarak korumaya aldiklanni diijiine-

biliriz. Nitekim yine katilimcilarimizin soylediklerine kulak verdigimiz-

de "biiyiik" samlanm aslmda sonradan "kuijuk" oldugunun fark edilme-

sinin bile, yitirilene dair duyulan acmin hafiflemesini saglamaya yetme-

digini goriiyoruz. Hatta goriigmecilerimizin birgogundan isittiklerimize

dayanarak, kadinlann, evlerinin zihinsel mekanlannda (bedenleriyle

biti§ik olarak) kurduklan

kendiliklerinin

yerle bir edilmigligine katlana-

madiklan i^in ?e§itli hatirlama veya unutma kaliplanyla ei/lerini imge-

lemlerinde donujtiirerek, bir tiir onlem aldiklanni da dii§unebiliriz.

Omegin katilimcilanmizdan birisinin, zihnindeki bu ilk

ev'in

imgesini

korumak iizere aldigi onlem artik kojullar elverdigi halde onu

gormeyi

reddetmek

biqiminde kargimiza gikiyor. Bahriye hamm (82 ya§inda, ev

hanimi),

"Hiq istemem da gideyim. Ne goreyim ne de §ey yapayim, istemem.

Kalsin dyle, nasil bilirsak. Giderler §u, derler 'tammadilar'

Biitiin bunlar

ise kanimizca, kadinlann zihinsel bir mekan niteligi tajiyan -diinkii ve

bugunkii- ez/leriyle iligkilerinin, kolayca sirt donulemeyecek ve burada

basitqe a^iklayamayacagimiz olgiide karma§ik ve semptomatik oldugu-

nu gosteriyor.

Sonuf yerine...

Aragtirmamiz i^in yola gikarken, Kibns gibi tarihi, somiirge ge?mi-

§inden sonra iki modernle§(tir)me ve Batilila§(tir)ma projesi ile iki milli-

yetgilik seriiveninin birbiriyle catijan ve i? i<;e gegen melez etkileri altm-

da, ancak bunlarm dogurdugu etnik gerginlik ve savajla yazilan bir

9 Bu korkuyu anlajihr kilmak iizere, "Kibns Sorunu"nu ?ozme girisimleri sirasinda

(23)

B

m

154 • kiiltiir ve iletijim • culture & communication

benzer bir §ekilde dillendirilmeleri, yajanmi§ olan travmamn anlajilabil-

mesi agisindan yeterince semptomatik goruniiyor; bu, ayrica genel

anlamda biitiin yerinden edilmij Kibrislilar'm, ozel olarak da kadinlann

bugtin hissettikleri glivensizlikle9 ilgili de bir §eyler soyliiyor bize. Daha-

si, kadinlann aciyla giristikleri her bir hatirlama ^abasmda, savag ve

gog

travmasiyla beraber, ya§antilanrun katlamlmaz hiz ve mahiyetteki degi-

§imine tepki verdiklerini, boylelikle yitirilmig olanm biiyuklugu/onemi

olgiisiinde onu zaman i^inde dondurarak korumaya aldiklanni diigiine-

biliriz. Nitekim yine katilimcilarimizin soylediklerine kulak verdigimiz-

de "biiyiik" samlanm aslmda sonradan "kiiijuk" oldugunun fark edilme-

sinin bile, yitirilene dair duyulan acmin hafiflemesini saglamaya yetme-

digini goriiyoruz. Hatta gorujmecilerimizin birgogundan isittiklerimize

dayanarak, kadinlann, evlerinin zihinsel mekanlarmda (bedenleriyle

biti§ik olarak) kurduklan

kendiliklerinin

yerle bir edilmigligine katlana-

madiklan igin ?e§itli hatirlama veya unutma kaliplanyla ei/lerini imge-

lemlerinde donujtiirerek, bir tiir onlem aldiklanni da dujiinebiliriz.

Omegin katilimcilanmizdan birisinin, zihnindeki bu ilk

ev'in

imgesini

korumak iizere aldigi onlem artik kojullar elverdigi halde onu

gormeyi

reddetmek

bigiminde kargimiza gikiyor. Bahriye hamm (82 ya§inda, ev

hanimi),

"Hiq istemem da gideyim. Ne goreyim ne de §ey yapayim, istemem.

Kalsin dyle, nasil bilirsak. Giderler §u, derler ’tammadilar'

Biitiin bunlar

ise kanimizca, kadmlarm zihinsel bir mekan niteligi tajiyan -diinkii ve

bugunkii- ei/leriyle iligkilerinin, kolayca sirt doniilemeyecek ve burada

basitqe agiklayamayacagimiz olgiide karmagik ve semptomatik oldugu-

nu gosteriyor.

Sonuf yerine...

Arajtirmamiz i<jin yola gikarken, Kibns gibi tarihi, somiirge ge?mi-

§inden sonra iki modernle§(tir)me ve Batilila§(tir)ma projesi ile iki milli-

yetcjilik seriiveninin birbiriyle catijan ve i? i<;e gegen melez etkileri altm-

da, ancak bunlann dogurdugu etnik gerginlik ve savajla yazilan bir

9 Bu korkuyu anlajihr kilmak iizere, "Kibris Sorunu"nu ?ozme girisimleri sirasinda

(24)

Aliefendioglu, Beh;etogullan ve Alanku; • K a d m la r O ile G e lin c e : ... • 1 5 5

topografyada, kadinlik hallerinin de melez bir toplumsal cinsiyet rejimi altmda belirlenmig olmasim bekliyorduk. Bu toplumsal cinsiyet rejimini de Kandiyoti'den hareketle "yeni-ataerki" olarak adlandirdik. Ancak burada hemen ekleyerek, yeni-ataerkinin "yeni"ligini Kibris baglamin- da, geleneksel ataerkiyle karsitliginda degil, onunla eklemlenme beceri- sinde buldugumuzu soylemeliyiz. Dolayisiyla aragtirmamizm her iki grubunun da kadinlik hallerinin /kimliklerinin, aslinda bir "arada kal- m ifligi" ifade edecek §ekilde, geleneksel ve modern ataerkinin arasmda gidip gelen anlatilarla ve Turkiye'deki ile ilgili olarak bildigimizden daha melez bir modernle§me/Batilila§ma projesinin simrlarinda kuruldugunu iddia ediyoruz. Baska ifadeyle Jayawardena'nm (1986), sozunii ettigi kadinlann hem modernligin hem de otantik kultiiriin simgesi kilmarak

arada kalma hallerini biz de bulguladik. Gorlijmecilerimizle yapilan

derinlemesine gorugmeler ile toplanan yagam oykiileri, onlarin diinku hallerine dair bugiinden bakarak soylediklerinin bizi vardirdigi sonu^lar ise onlarin anlatilarmdan qikarsadigirruz ortak izlekleri takip ederek soyleyecek olursak, §oyle:

Oncelikle Kibrislitiirk kadmlarm, etnik gerginlik ve savag nedeniyle kendini siirekli kurmakta hie zorlanmayan militarist bir toplumda bigimlenen toplumsal cinsiyet rejiminin baskiciligi ne olursa olsun, yeni- ataerkinin kurdugu / kuruldugu zemin iizerinden kazandiklan bir pazar- lik guctiyle -deyim yerindeyse- bildiklerini okumaya devam ettiklerini" soyleyebiliyoruz. Yani bir yandan daha gefkatli, kizlarma daha yakm iken otoriter de kalmayi beceren "aydin/Batili/M odern" babalarm, "iffetli kizlari" olarak -kendi anlatilanyla- "dortdortliik modern" olma- ya galigir, boylelikle kadmlik kimliklerini evde birakarak sokaga gikar- ken, diger yandan "babam elini ve dilini tut derdi, ben dilimi tutama- dim" gibi itiraflarma bakarak, bunu -iyi ki" demeliyiz- tamamiyla "bagaramadiklanni" goriiyoruz.

(25)

156 • k iiltiir v s ile tijim • culture & communication

kadmlann ^ogu zaman erkeklersiz, ya da diger kadinlarla dayamgma i$inde kurduklari yeni giindelik hayat pratikleri iginde gu^lendiklerirti, boylelikle belli bir mevcut toplumsal cinsiyet rejimi ile pazarlik edebilme giicii kazandiklarim soylemeliyiz.

Ancak yine de, her iki kadm grubumuz icjirt de ge<jerli olmak iizere, bu kendilerini "bildigini okur" hale getiren giiciin, Kibrislitiirk kadmlan ez/lerinde ve kamusal alanda §imdi gordiigumiizden daha ote bir yere tagimaya yetmedigini de eklemek zorundayiz. Tabii bunu soylerken, benzer gecmigleri ve bugiinleri yajayan bajka iilkelerdeki kadinlar gibi, militarize olmug bir giindelik ve politik yagam iginde tarif edilen "ulusal oncelikler" nedeniyle Kibrislitiirk (ve aslmda Kibnslirum) kadmlann kendi hak taleplerini hep ertelemek zorunda birakildiklarinm farkmda- yiz. Nitekim Kibrisli kadinlarm feminist ve orgiitlii kadm hareketiyle, tam da bu nedenle, olduk^a get; bulujabildigini biliyoruz.

(26)

Aliefendioglu, Beh^etoguilari ve Alanku; • Kadinlar Dile Gelince:... • 157

Kaynakfa

Bora, Aksu (2009). "Riiyasi Omriimuzun C^iinkii Ejyaya Siner." Cins Cins Mekan. Ayten Alkan (der.) iginde. Istanbul: Varlik. 63-75.

Cockbum, Cynthia (2004). The Line: Women, Partition and the Gender Order in

Cyprus. London: Zed Books. [Turkgesi; Cockbum, Cynthia (2005). Hat:

Kibns'ta Kadinlar, Taksim ve Toplumsal Cinsiyet Dtizeni. Qev., Selda Somuncuoglu. Istanbul: iletigim.]

Calotychos, Vangelis (1998). "Introduction; Interdisciplinary Perspectives: Difference at the Heart of Cypriot Identity and Its Study." Cyprus and Its People: Nation, Identity and Experience in Unimaginable Community,

1955-1997 icjinde. Boulder Colorado: Westview House Press. 1-31.

Danaaoglu, Esra (2001). Gegmifin Izleri Yamba§imizdaki Tarih igin Bir Kilavuz. Istanbul: Tarih Vakfi Yurt Yayinlari.

Davis, Nira-Yuval ve Floya Anthias (1989). Woman, Nation, State. London: Macmillan.

Davis, Nira-Yuval (1997). Gender and Nation. London: Macmillan. Foucault, Michel (1972). The Archaeology o f Knowledge. New York: Harper

Torchbooks.

Hadjipavlou, Maria (2003). Women in the Cypriot Communities: Interpreting

Women's Lives. Nicosia: Peace Center and EU.

Hadjipavlou, Maria (2006). "No Permission to Cross: Cypriot Women's Dialogue Across the Divide." Gender, Place and Culture: A Journal o f Feminist Geography 13: 329-351.

Jayawardena, Kumari (1986). Feminism and Nationalism in the Third World. London: Zed Books.

Kabasakal-Arat, Zehra F. (2003). "Where to look for the truth: Memory and Interpretation in Assessing the Impact of Turkish Women's

Education." Women Studies International Forum 26(1): 57-68. Kandiyoti, Deniz (1997a). "Kimlik Kavrami ve Yetersizlikleri: Kadinlar ve

(27)

/

158 • kiiltiir ve ileti$im • culture & communication

Kandiyoti, Deniz (1997b). "Gendering the Modem: On Missing Dimensions in the Study of Turkish Modernization." Rethinking Modernity and national Identity in Turkey. Sibel Bozdogan ve Re§at Kasaba (der.) i<;inde. Seattle&London: Washington University Press. 113-132. Najmabadi, Afsaneh (2000). "Sevgili ve Ana Olarak Erotik Vatan: Sevmek

Sahiplenmek, Korumak." Qev., Tansel Giiney ve El<nn Gen. Vatan, Millet, Kadinlar. Ay§e Giil Altinay (der.) iginde. istanbul: Iletijim. 118- 154.

Moores, Shaun (2005). Media/Theory Thinking About Media and Communication. London& New York: Routledge.

Papadakis, Yiannis (2005). Echoes From the Dead Zone: Across the Cyprus Divide. London&NY: I. B. Tauris.

Saigol, Rubina (2000). "Militarizasyon, Ulus ve Toplumsal Cinsiyet: §iddetli Qatijma Alanlan Olarak Kadm Bedenleri." (Jev., Tansel Giiney. Vatan, Millet, Kadinlar. Ay§e Giil Altinay (der.) iginde. istanbul: Iletifim. 213- 241.

Sancar, Mithat (2007). Geqmi§le Hesaplagma: Unutma Kultiirunden Hatirlama Kulturune. istanbul: iletifim.

Portelli, Alessandro (2006). "What Makes Oral History Different." The Oral History Reader. Robert Perks ve Alistair Thomson (der.) iginde. London: Routledge. 32-42.

(28)

/

158 • kiiitur ve i1eti;im • culture & communication

Kandiyoti, Deniz (1997b). "Gendering the Modem: On Missing Dimensions in the Study of Turkish Modernization." Rethinking Modernity and national Identity in Turkey. Sibel Bozdogan ve Re§at Kasaba (der.) icinde. Seattle&London: Washington University Press. 113-132. Najmabadi, Afsaneh (2000). "Sevgili ve Ana Olarak Erotik Vatan: Sevmek

Sahiplenmek, Korumak." Qev., Tansel Giiney ve El^in Gen. Vatan, Millet, Kadinlar. Ay§e Gul Altinay (der.) icinde. Istanbul: lleti§im. 118- 154.

Moores, Shaun (2005). Media/Theory Thinking About Media and Communication. London& New York: Routledge.

Papadakis, Yiannis (2005). Echoes From the Dead Zone: Across the Cyprus Divide. London&NY: I. B. Tauris.

Saigol, Rubina (2000). "Militarizasyon, Ulus ve Toplumsal Cinsiyet: §iddetli Qatifma Alanlan Olarak Kadm Bedenleri." <^ev., Tansel Giiney. Vatan, Millet, Kadinlar. Ay§e Gul Altinay (der.) iginde. Istanbul: Iletisim. 213- 241.

Sancar, Mithat (2007). Gegmi§le Hesapla§ma: Unutma Kultiirunden Hatirlama Kulturune. Istanbul: iletisim.

Portelli, Alessandro (2006). "What Makes Oral History Different." The Oral History Reader. Robert Perks ve Alistair Thomson (der.) iginde. London: Routledge. 32-42.

Referanslar

Benzer Belgeler

&lt;;:tik &lt;;:ocuklarda geli§en miyopide goz komponentlerinin aralanndaki etkile§mesinden ziyade vitreus uzunlugun- daki aksiyel uzamaya bagh oldugunu

Ez curnle o tarihin en rnuhirn havadisinden biride, Mustafa Faz1I Pasa'run Sultan Abdulaziz Han'a hitaben nesr etrnls olduqu Fransizca bir mektup idi ki, bunu an asl: Cezair

Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ayrı ayrı kendi kaderini tayin etme haklarını kullanarak yeniden bir devlet oluşturmaları, hem Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini

Araştırmalar deyim ve atasözleri ile kalıp sözler arasındaki farkları kesin çizgilerle ayırmasa da, üzerinde durulan bu çalışmada deyim ve atasözleri kalıp

Bu açıdan ister özel hukuk sözleşmesi olsun ister idari sözleşme, bu sözleşmelerden ayrılabilir idari işlemlere karşı hem sözleşmenin tarafları hem de

Çalışma kapsamında 47/2000 sayılı Teşvik Yasası tahtında verilen yatırım teşvikleri, Tarım Bakanlığı tarafından uygulanan destek ve sübvansiyonlar ile Sanayi

ücretin o gün içerisinde harcanmasından dolayı aldıkları ücret ile ilgili ‘‘ek gelir olarak işime yarıyor’’, ‘‘elimde harçlığım oluyor’’ ifadeleri kadınların

Çin Halk Cumhuriyeti’nde yapılan çalışmada, anne sütü ile beslenme süresinin, annenin işe başlaması ve emzik kullanımı ile negatif ilişkili ve doğumdan önce anne