• Sonuç bulunamadı

PROSTATEKTOMİ SONRASI İDRAR KAÇIRMALARINDA TRANSOBTURATOR ASKI OPERASYONU: 27 olguda sonuçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "PROSTATEKTOMİ SONRASI İDRAR KAÇIRMALARINDA TRANSOBTURATOR ASKI OPERASYONU: 27 olguda sonuçlar"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KLİNİK ARAŞTIRMA

PROSTATEKTOMİ SONRASI İDRAR

KAÇIRMALARINDA TRANSOBTURATOR ASKI OPERASYONU: 27 olguda sonuçlar

i

TRANSOBTURATOR SLING OPERATIONS ON POST-PROSTATECTOMY INCONTINENCE: Results in 27 cases

Burak ARSLAN Baran ANTAR Zafer KOZACIOĞLU İbrahim Halil BOZKURT

Tarık YONGUÇ Fırat AKDENİZ İsmail GÜLDEN

ÖZET

Amaç: Post-prostatektomik üriner inkontinans nedeniyle uygulanan transobturator askı yönteminin etkinliğinin değerlendi- rilmesi.

Gereç ve Yöntem: 2007-2012 yılları arasında prostatektomi operasyonları sonrası gelişen idrar kaçırma nedeniyle 27 hastaya transobturator askı operasyonu uygulandı. Hastaların inkontinans derecesinin tespiti 24 saatte kullandığı ped sayısına göre yapıldı. Günlük 1-2 ped kullanımı hafif, 3-5 ped kullanımı orta ve >5 ped kullanımı ciddi inkontinans olarak sınıflandırıldı.

Transobturator askı operasyonu sonrası hastaların takiplerinde idrar inkontinansı olmayan ve ped kullanmayan hastalar kuru,

<2 ped/gün kullanan veya operasyon sonrası kullandığı ped sayısında ≥%50 azalma olan hastalar klinik iyileşme, >2 ped/gün kullanımı veya kullanılan ped sayısı <%50 azalan hastalar başarısız olarak kabul edildi.

Bulgular: Seride yaş ortalaması 64.3(58-72) dür(Postoperatif 3. ay kontrollerinde hastaların 9’unda (%33,4) tam kuruluk, 7’sinde (%25,9) klinik iyileşme saptandı. 11 hastada (% 40,7) ise operasyon öncesine göre herhangi bir değişiklik olmadığı görüldü. Preoperatif / postoperatif ölçülen abdominal zayıf nokta basıncı (AZNB) değerleri ve preoperatif / postoperatif kul- lanılan günlük ped sayıları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı. (p<0,05). Hastaların 12. ay kontrollerinde, retropubik radikal prostatektomi (RRP) sonrası inkontinan olup postoperatif 3. ayda tam kuruluk sağlanan 2 hasta ve klinik iyileşme sağlanan 1 hastada orta derecede inkontinans saptandı. İnkontinans derecesine göre değerlendirildiğinde başarı ora- nının; hafif derece inkontinans grubundaki 5 olgunun tümünde( %100), orta derece inkontinans grubundaki 18 olgunun 8’inde(%44,4) olduğu saptandı. Şiddetli inkontinans grubundaki 4 olgunun tümünde(%100) ise operasyonun yarar sağlama- dığı görüldü.

Sonuç: Transobturator askı yöntemi, hafif-orta derecede post-prostatektomik üriner inkontinansı olan seçilmiş olgularda ter- cih edilebilir bir yöntemdir. İnkontinans etiyolojisi radikal prostatektomi olan ve ileri düzey kaçırmalarda bu prosedürün ba- şarı şansının bulunmadığı ortaya konmuştur.

Anahtar Sözcükler: Prostatektomi komplikasyonu; Transobturator askı, Üretra,Üriner inkontinans;

İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği, İZMİR

(Op.Dr. İ.H. Bozkurt, Başasistan, Op.Dr. B. Arslan, Op.Dr. Z. Kozacıoğlu, Op.Dr. T. Yonguç, Dr. İ.Gülden) Kırklareli Devlet Hastanesi, Üroloji Kliniği, KIRKLARELİ (Dr. B. Antar)

Gaziemir Devlet Hastanesi Üroloji Kliniği, İZMİR (Op.Dr. F. Akdeniz) Yazışma: Op. Dr. Burak ARSLAN

(2)

SUMMARY

Aim: To evaluate the effectiveness of transobturator sling operation on patients with post prostatectomy incontinence.

Material and Method: Transobturator sling procedures were performed on 27 incontinent, post prostatectomy patients be- tween 2007 and 2012. The degree of incontinence was determined by the number of pads used daily. 1-2 pads/day, 3-5 pads/day and >5 pads/day were classified as mild, moderate, severe incontinence, respectively. During the followup for the transobturator sling operation; the continent patients with no need for pads, <2 pads/day and less than 50% decrease in the total numbers of pads used daily were classified as ‘dry’, ‘clinical improvement’ and ‘failure’, respectively.

Findings: On 3rd postoperative month; 9 patients (33,4%) were completely dry, 7(25,9%) had clinical improvement and 11 patients(40,7%) experienced no difference compared with the preoperative period. There was a statistically significant differ- ence between the preoperative and postoperative ALPP (abdominal leak point pressure) values and pads used daily (p<0,05).

On 12th month followup, moderate incontinence was detected on 3 patients with retropubic radical prostatectomy; one with clinical improvement and two being dry on the 3rd postoperative month. When the success rates were evaluated according to the level of incontinence; 100%, 44,3% and 0% success rates were observed for mild, moderate and severe incontinence, re- spectively.

Conclusion: Transobturator sling method is a reasonable choice for selected post prostatectomy patients with mild-moderate incontinence. It’s noteworthy that patients having radical prostatectomy as the etiologic factor for urinary incontinence, this procedure has lower success rates.

Key words: Prostatectomy Complications; Transobturator sling;Urethra,Urinary incontinence;

GİRİŞ

Benin prostat hipertrofisi (BPH) ya da prostat kanseri için yapılan prostatektomi sonrası idrar kaçırma (üriner inkontinans) oluşumu, yaşam kalitesi ve psiko- lojiyi ciddi derecede bozan bir rahatsızlıktır (1). BPH nedeniyle yapılan cerrahi girişimlerden sonra (transüretral prostat rezeksiyonu, transvezikal prostatektomi) sapta- nan inkontinans oranı %1 iken, radikal prostatektomi sonrası bu oran %2 ile %66 arasında bildirilmiştir (2).

Post-prostatektomi inkontinans patofizyolojisinde et- kili olduğu düşünülen faktörler; nörolojik hastalıklar, sfinkter yetmezliği, detrüsör instabilitesi, kalıntı ade- nom dokusu, mesane boynu darlığı, üretra darlığı, kapsül perforasyonu ve eksternal sfinkter hasarıdır (3,4). İnkontinans, operasyon sonrası ilk 3 ayda (erken dönem) hastaların %30-40’ında gözlenirken, çoğun- lukla sıkışma(urge)inkontinans şeklindedir ve prostatik lojun iyileşme süreci, infeksiyon veya uzun süre var olan BPH’ya bağlı olabilir. Geç dönemde ise daha çok stres inkontinans şeklinde görülür (5).

Sfinkter yetmezliği, prostat cerrahisi sonrası ortaya çıkan idrar kaçırmanın en önemli nedenidir. Önceden var olan ya da prostatektomi sonrası oluşan detrüsör aşırı aktivitesi post-prostatektomi inkontinans olgula- rında %3-40 oranında saptanırken, sfinkterik yetmez- lik %40-88 olguda yalnız başına ya da mesane disfonksiyonu ile en yaygın nedendir. Mesane çıkım tıkanıklığı ise %1-2 olguda idrar kaçırma nedeni ola-

rak karşımıza çıkmaktadır (6,7). Prostatektomi sonrası oluşan inkontinansın tedavisi, konservatif yöntemler- den invaziv girişimlere kadar değişen farklı yöntemler kullanılarak yapılmaktadır (8). Tedavi stratejisinin be- lirlenmesinde hastanın yaşı, inkontinans tipi, eşlik eden anomaliler ve inkontinansın şiddeti önemli rol oynamaktadır. Hafif-orta dereceli inkontinans olgula- rında konservatif ve minimal invaziv girişimler söz konusu iken, daha şiddetli olgularda ayarlanabilir as- kılar ve yapay üriner sfinkterler (YÜS) ön plana çık- maktadır (9).

Bu çalışmada idrar kaçırma nedeniyle uyguladığımız transobturator askı operasyonunun kısa dönem sonuç- larını değerlendirdik.

GEREÇ VE YÖNTEM

Ocak 2007- Haziran 2012 tarihleri arasında prostatek- tomi operasyonları sonrası gelişen üriner inkontinansa yönelik transobturator askı operasyonu uyguladığımız 27 erkek hasta geriye dönük değerlendirildi. Çalışma- ya alınan tüm hastaların operasyona dair bilgilendiril- miş onam formları var idi. Hastaların inkontinans de- recesinin tespiti 24 saatte kullandığı ped sayısına göre yapıldı. Günlük 1-2 ped kullanımı hafif, 3-5 ped kul- lanımı orta ve >5 ped kullanımı şiddetli inkontinans olarak sınıflandırıldı. Operasyon öncesinde tüm hasta- lara ürodinamik incelemenin yanısıra üretral darlık, mesane boynu darlığı ve intravezikal patolojileri dış- lamak için sistoüretroskopi yapıldı.

(3)

Cerrahi teknik: Litotomi pozisyonuna alınan hastada;

bulber üretranın üstüne gelecek şekilde perineal orta hatta düşey kesiyle deri derialtı ve fasyalar geçildi.

Lateral diseksiyonla bulbospongiöz kas ile birlikte bulber üretra serbestleştirildi. Paraüretral alanlar kes- kin ve künt diseksiyon ile ayrılarak iskiyopubik kemi- ğe parmak ile ulaşıldı. Adduktor longus tendonunun yaklaşık 1-2 cm altına, inferior ramus pubisin lateraline 5 mm boyutunda sağ ve sol olmak üzere iki adet insizyon yapıldı. İskiyopubik kemiğe yerleştirilen parmak kılavuzluğunda ve olabildiğince obturator foramenin iç kısmından geçecek şekilde, Porges iğnesi bu insizyondan dıştan içe geçirildi. Yama olarak 30 cm uzunluğunda 1,5 cm eninde hazırlanan geniş delik- li polipropilen yama kullanıldı.

Porges iğnesine hazırlanan yamanın bir ucu yerleştiri- lerek insizyondan dışarı alındı. Yamanın diğer ucu da Porges iğnesi yardımıyla diğer insizyondan dışarı alındı. Yama gevşek olarak üretranın altına yerleştiril- di. Hastaya üretral Foley katater takılarak işlem son- landırıldı. Postoperatif 1. gün hastanın sondası alına- rak işeme kontrolü yapıldı ve işeme sonrası kalıntı id- rar miktarı ölçüldü.

Hastalar ameliyat sonrası 3. ve 12. ayda değerlendirme için kontrole çağırıldı. Transobturator askı operasyonu sonrası hastaların izleminde idrar inkontinansı olma- yan ve ped kullanmayan hastalar tam kuru, <2 ped/gün kullanan veya operasyon sonrası kullandığı ped sayısında ≥%50 azalma olan hastalar klinik iyi- leşme, >2 ped/gün kullanımı veya kullanılan ped sayı- sı <%50 azalan hastalar başarısız olarak kabul edildi.

İstatistiksel değerlendirme

Çalışmada elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS 17 programı kullanıldı. Preoperatif ve postope- ratif dönemde kullanılan günlük ped sayısı, AZNB ve Qmax değerlerinin karşılaştırılmasında Wilcoxon testi kullanıldı. İstatistiksel olarak p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi.

BULGULAR

Ortalama yaşı 64,8 (58-72) olan toplam 27 hastaya transobturator askı operasyonu yapıldı. Üriner inkonti-

nans, 18 hastada retropubik radikal prostatektomi (RRP) ve 9 hastada transvezikal prostatektomi (TVP) operasyonu sonrası oluşmuştu. Çalışmaya alınan has- taların 3’ünde antikolinerjik kullanım öyküsü var olup, 6’sına internal üretrotomi, 2 hastaya ise mesane boynu rezeksiyonu yapılmıştı. Hastaların tedavi öncesi kullandıkları günlük ped sayısı ortalama 3,75 ± 1,3 idi.

Hastalarda operasyona kadar geçen ortalama üriner inkontinans süresi 31,8 (8-72) ay olarak hesaplandı.

Operasyon öncesi ortalama abdominal zayıf nokta basıncı (AZNB) 32,1 (18-42) cm H2O, ortalama mak- simum idrar akım hızı (Qmax) 18,6 (15-22) ml/sn idi.

Hasta özellikleri Tablo 1’de gösterilmiştir.

Hastalarda peroperatif bir cerrahi komplikasyon göz- lenmezken postoperatif 2 hastada antibiyoterapiyle gerileyen üriner infeksiyon ortaya çıktı.

Ortalama izlem süresi 19,5 (12-43) ay idi. Postoperatif 3. ay kontrollerinde hastaların 9’unda (%33,4) tam ku- ruluk, 7’sinde (%25,9) klinik iyileşme saptandı. 11 hastada (% 40,7) ise operasyon öncesine göre herhan- gi bir değişiklik olmadığı görüldü (Tablo 2). RRP ya- pılan hastaların 4’ünde tam kuruluk, 5’inde klinik iyi- leşme saptanırken, TVP yapılan hastaların 5’inde tam kuruluk, 2’sinde ise klinik iyileşme saptandı (Tablo- 2).Ameliyat önce ve sonrası ölçülen AZNB değerleri ve günlük ped sayıları arasında istatistiksel olarak an- lamlı farklılık saptandı. (p<0,05) (Tablo 3). Operasyo- nun başarısız olduğu 3 hastaya yeni başlamış acil(urge)inkontinans nedeniyle antikolinerjik tedavi başlandı. Hastaların 12. ay kontrollerinde, RRP sonra- sı idrar kaçırmanın sürdüğü, postoperatif 3. ayda tam kuruluk sağlanan 2 hasta ve klinik iyileşme sağlanan 1 hastada orta derecede inkontinans saptandı (Tablo 2).

Geçirilmiş transüretral cerrahi girişim öyküsü olan hastaların başarı oranları incelendiğinde 3 hastada (%37,5) klinik iyileşme sağlandığı, 5 hastada (%62,5) operasyonun başarısız olduğu görüldü. İnkontinans derecesine göre değerlendirildiğinde ise başarı oranı- nın; hafif inkontinans grubunda %100, orta derece inkontinans grubunda %44,3 olduğu, şiddetli inkontinans grubunda ise operasyonun fayda sağlama- dığı görüldü (Tablo 4).

(4)

Tablo 1. Hasta özellikleri

Yaş (ortalama) 64,8 ± 3,9

Prostatektomi

Retropubik radikal prostatektomi Transvezikal prostatektomi

18 (%66,5) 9 (%33,5) Önceki operasyonlar

İnternal Üretrotomi Mesane boynu rezeksiyonu

6 (%22,2) 2 ( %7,4)

Kullanılan günlük ped sayısı; ped/gün 3,75 ± 1,3

İnkontinans derecesi Hafif Orta Şiddetli

5 (%18,6) 18 (%66,6) 4 (%14,8)

İnkontinans süresi (ortalama,ay) 31,8 ± 13,5

Pre-op AZNB(ortalama, cm H2O) 32,1 ± 6,4

Pre-op Qmax (ortalama, ml/sn) 18,6 ± 1,9

Tablo 2. Askı operasyonu erken sonuçları

3.AY RRP TVP Toplam

Kuru 4 5 9 (%33,4)

Klinik İyileşme 5 2 7 (%25,9)

Başarısız 9 2 11 (%40,7)

12.AY

Kuru 2 5 7 (%25,9)

Klinik İyileşme 4 2 6 (%22,3)

Başarısız 12 2 14 (%51,8)

Tablo3. Preoperatif-postoperatif parametrelerin karşılaştırılması Preoperatif Postoperatif P değeri Ped kullanımı (ped/gün)

Ortanca Ortalama

4 (1-6) 3,75

1 (0-5) 2,25

<0,05

Maksimum akım hızı (ml/sn) Ortanca

Ortalama

19 (15-22) 18,67

19 (15-21) 16,33

0,08

ALPP (cm H2O) Ortanca Ortalama

33 (18-42) 32,11

58 (34-96) 63,21

<0,05

Tablo 4. İnkontinans derecesine göre 12. ay başarı oranları

SONUÇ Hafif

İnkontinans (5)

Orta derece İnkontinans (18)

Şiddetli İnkontinans (4)

Toplam (27)

Tam kuruluk 3 (%60,0) 4 (%22,2) - 7 (%25,9)

Klinik İyileşme 2 (%40,0) 4 (%22,2) - 6 (%22,2)

Başarısız - 10 (%55,7) 4 (%100) 14 (%51,8)

Toplam Başarı* 5 (%100) 8 (%44,4) - 13 (%48,2)

*Toplam başarı = tam kuruluk + klinik iyileşme

TARTIŞMA

Prostatektomi sırasında mesane boynunda bulunan düz kas hücrelerinin, eksternal sfinkterdeki çizgili kas hücrelerinin veya bu yapıları uyaran sinir hücrelerinin zarar görmesi olasıdır. Uygulanacak tedavide amaç, mesane çıkım direncini arttırma yönündedir. Tedavi seçenekleri arasında pelvik taban egzersizi (PTE),

biyogeribildirim ve ilaç tedavisi gibi konservatif yön- temlerin yanı sıra üretral madde injeksiyonu, bulbo- üretral askı ameliyatları ve yapay üriner sfinkter implantasyonu gibi cerrahi yöntemlerde bulunmakta- dır (10).

Askı operasyonlarında temel amaç, inkontinansı en- gellemek, bunun yanında üretral obstrüksiyona yol

(5)

açmadan spontan işemeye izin verecek şekilde çıkım direncini arttırmaktır. Fizyolojik bir işemeye olanak tanıması, el becerisi gerektirmemesi ve ucuz olması askı operasyonlarının prostatektomi sonrası idrar ka- çırmada kullanımını giderek arttırmıştır. Başlangıçta bulber üretranın altından geçirilen silikon kaplı pol- yester bir askı materyali iskiyopubik ramuslara vidalar ile tespit edilmekteydi (11,12). Ancak bu teknikle postoperatif izlem süresi arttıkça başarı oranı azaldı- ğından, askının gerginliğinin ayarlanabildiği yeni yön- temler denenmiştir.

Ayarlanabilir askı sistemleriyle (REMEEX, Argus) ya- pılan post-prostatektomi inkontinans vakalarında

%60’ın üzerinde kuruluk bildirilirken, mesane perforas- yonu ve üretra rüptürü gibi komplikasyon oranları %15 civarındadır (13). Kadın stres inkontinans tedavisinde kullanılan transobturator retroüretral askılar, post- prostatektomi inkontinans tedavisinde de kullanılmıştır.

Rapp ve arkadaşları cerrahi teknik olarak transobturator yolu ile AdVance erkek askısı yöntemini tanımlamış- lardır (14).

2009 yılında Cornu ve arkadaşlarının AdVance askı kullandıkları çalışmalarında 102 hasta değerlendiril- miştir. Ortalama 13 ay izlemde 102 hastanın 64’ünde tam kuruluk sağlanırken, 18’inde klinik iyileşme ve 20’sinde ise başarısızlık saptanmıştır (15).

Jentzmik ve arkadaşlarının 32 hastalık çalışmasında ortalama 9 aylık izlem sonunda hastaların

%56,2’sinde tam kuruluk, %21,9’unda klinik iyileşme elde edilirken, %21,9’unda operasyonun başarısız ol- duğu saptanmıştır. Transüretral mesane boynu insizyonu yapılanlarda ise başarısızlık oranı %50 ola- rak bulunmuştur. Başarı oranının (tam kuruluk + kli- nik iyileşme) hafif ve orta derece inkontinanslı hasta- larda daha yüksek olduğu görülmüş, kullanılan günlük ped sayısında ve maksimum akım hızında (Qmax) ista- tistiksel anlamlı düşüş saptanmıştır (16). Serimizde ise kullanılan günlük ped sayısında anlamlı azalma görü- lürken maksimum akım hızında anlamlı bir değişim saptanmadı. Bununla birlikte başarı oranımızın litera- türle uyumlu olarak hafif ve orta derece inkontinansta daha yüksek olduğu görüldü. Transüretral cerrahi giri- şim öyküsü olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldı- ğında ise Jentzmik ve ark. nın çalışmasına benzer şe- kilde daha düşük başarı oranları saptandı (%37,5 /

%50).

Bauer ve arkadaşları ise orta ve şiddetli inkontinansı olan 124 hastaya AdVance askı ile 6. ay kontrollerin- de hastaların % 55,8’inin ped kullanmadığını %16,8

oranında başarısızlık saptamışlardır. 1. yıl kontrolle- rinde ise bu oranların sırasıyla % 51,4 ve % 22,9 ol- duğu gözlenmiştir (17). Aynı şekilde Montague ve ar- kadaşlarının yaptıkları çalışmada da transobtu-rator askı operasyonu sonrası erken dönemde % 87,3 olan klinik başarı 2. yılın sonunda % 62,5’e gerilemiştir (18). Bizim çalışmamızda da erken dönem başarı ora- nının 1. yıl sonunda azaldığı saptandı. (3. ayda %59,3 ve 1.yılda %48,2)

Ülkemizde Kaya ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada askı yöntemi uygulanan post-prostatektomi inkontinans olgularında hastaların %46’sının tam kuru,

%38’inde ise klinik iyileşme olduğu saptanmıştır (19).

Çitgez ve arkadaşlarının polipropilen meş teyp kullan- dıkları çalışmalarında ise ortalama 53.3 aylık izlem sonrasında opere edilen hastaların sadece %5’inde tam kuruluk sağlandığı gözlenmiştir (20). İki merkezden 35 hastanın transobturator askı operasyonu sonuçları- nın değerlendirildiği Cornel ve arkadaşlarının ileriye dönük çalışmalarında, hastalar 3. ay ve 1. yılda kont- role çağırılmıştır. Başarı oranları incelendiğinde;

3.ayda %14,3 tam kuruluk ve %40 klinik iyileşme, 1.yıl kontrolünde ise %9 tam kuruluk ve %45,5 klinik iyileşme sağlandığı görülmüştür (21). Toplam başarı oranı açısından bizim çalışmamızla benzer sonuçları olsa da tam kuruluk sağlanan hasta oranı daha düşük- tür. Cornel ve arkadaşlarının serilerinde tam kuruluk sadece radikal prostatektomi grubunda sağlanırken, bizim serimizde hem radikal hem de transvezikal prostatek-tomi grubunda tam iyileşme sağlanmıştır.

Transvezikal prosta-tektomi ve radikal prostatektomi grupları karşılaştırıldığında, tekniğin transvezikal prostatektomide daha başarılı olduğu görülmektedir.

Bundan dolayı, radikal prostatektomiye bağlı idrar ka- çırma ile transvezikal prostatektomiye bağlı idrar ka- çırma sonuçları ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

SONUÇ

Transobturator askı yöntemi hafif-orta derecede post- prostatektomik üriner inkontinansı olan seçilmiş olgu- larda tercih edilebilir bir yöntemdir. İnkontinans etiyo- lojisi radikal prostatektomi olan hastalarda bu prose- dürün başarı şansının daha düşük olacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

KAYNAKLAR

1. Hunskaar S, Sandvik H. One hundred and fifty men with uri- nary incontinence. III. Psychosocial consequences. Scand J Prim Health Care 1993;11(3):193-196.

2. Kao TC, Cruess DF, Garner D, et al. Multicenter patient self- reporting questionnaire on impotence, incontinence and stric- ture after radical prostatectomy. J Urol 2000;163(3):858-864.

(6)

3. Wasson JH, Reda DJ, Bruskewitz RC, Elinson J, Keller AM, Henderson WG. A comparison of transurethral surgery with watchful waiting for moderate symptoms of benign prostatic hyperplasia. The Veterans Affairs Cooperative Study Group on Transurethral Resection Of The Prostate. N Engl J Med 1995;332(2):75-79.

4. Theodorou C, Moutzouris G, Floratos D, Plastiras D, Katsifotis C, Mertziotis N. Incontinence after surgery for benign prostatic hypertrophy: the case for complex approach and treatment. Eur Urol 1998;33(4):370-375.

5. Seçkin B, Kılıç Ö. Postprostatektomi inkontinansın nedenleri ve tedavisi. Üroonkoloji Bülteni 2011;4:70-73.

6. Groutz A, Blaivas JG, Chaikin DC, Weiss JP, Verhaaren M.

The pathophysiology of post-radical prostatectomy inconti- nence: A clinical and video urodynamic study. J Urol 2000;163(6):1767-1770.

7. Ficazzola MA, Nitti VW. The etiology of post-radical prosta- tectomy incontinence and correlation of symptoms with urody- namic findings. J Urol 1998;160(4):1317-1320.

8. Walsh PC, Partin AW. Anatomic Radical Retropubic Prostatec- tomy. In: Wein AJ, Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Pe- ters CA, eds. Campbell-Walsh Urology. Vol. 3, 9th edn.

Philadelphia: Saunders Elsevier, 2007:2956-2978.

9. Onur R, Orhan İ. Radikal prostatektomi sonrası oluşan idrar kaçırma patogenezive güncel tedavi yaklaşımları. Fırat Tıp Dergisi 2008;13:80-87.

10. Victor W, Nitti MD. Postprostatectomy Incontinence. In:

Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED JR, Wein AJ, eds. Campells Urology. Vol. 2, 8th ed. Philadelphia: Saunders Elsevier, 2002:1053-1068.

11. Comiter CV. The male sling for stress urinary incontinence: a prospective study. J Urol 2002;167(2 pt 1):597-601.

12. Giberti C, Gallo F, Schenone M, Cortese P, Ninotta G. The bone anchor suburethral synthetic sling for iatrogenic male in- continence: critical evaluation at a mean 3-year followup. J Urol 2009;181(5):2204–2208.

13. Aslan AR, Şengör F. Post prostatektomi inkontinans: Nasıl tedavi edelim? Üroonkoloji Bülteni 2010:69-73.

14. Rapp DE, Reynolds WS, Lucioni A, Bales GT. Surgical tech- nique using AdVance sling placement in the treatment of post- prostatectomy urinary incontinence. Int Braz J Urol 2007;33(2):231–235.

15. Cornu JN, Sebe P, Ciofu C, et al. The AdVance Transobturator Male Sling for Postprostatectomy Incontinence: Clinical Re- sults of a Prospective Evaluation after a Minimum Follow-up of 6 Months .Eur Urol 2009;56(6):923-927.

16. Mueller J, Schrader AJ, Schnoeller T, et al. The retrourethral transobturator sling suspension in the treatment of male urinary stres incontinence: Results of a single institution experience.

ISRN Urology 2012; doi: 10.5402/2012/304205.

17. Bauer RM, Mayer ME, Gratzke C, et al. Prospective evaluation of the functional sling suspension for male postprostatectomy stres urinary incontinence: results after 1 year. Eur Urol 2009;56(6):928-933.

18. Lİ H, Gill BC, Nowacki AS, et al. Therapeutic durability of the male transobturator sling: Midterm patient reported outcomes.

J Urol 2012;187(4):1331-1335.

19. Kaya C, Kanberoğlu H, Yılmaz G, İlktaç A, Öztürk Mİ, Kara- man İM. Prostatektomi sonrası idrar kaçırma nedeniyle uygu- ladığımız bulboüretral erkek askı ameliyatı: erken dönem so- nuçlarımız. Türk Üroloji Dergisi 2006; 32(4): 533-537.

20. Çitgez S, Önal B, Demirkesen O, Öner A, Çetinel B. Erkek- lerde sfinkterik idrar kaçırma tedavisinde polipropilen meş teyp: uzun dönem sonuçları. Türk Üroloji Dergisi 2007; 33(4):

495-498.

21. Cornel EB, Elzevier HW, Putter H. Can Advance transobtura- tor sling suspension cure male urinary postoperative stres in- continence? J Urol 2010;183(4):1459-1463.

İLETİŞİM:

Op. Dr. Burak ARSLAN

Adres: Saim Çıkrıkçı Cad No:59 Karabağlar/İZMİR Tel: 0532 2049025

e-posta: drbarslan@yahoo.com

e-posta: emelorge@yahoo.com

Başvuru : 30.11.2010 Kabul : 27.12.2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak; TOT operasyonu, SÜİ tedavisinde yaşam kalitesini artıran etkin, güvenilir ve kolay uy- gulanabilir, düşük komplikasyon oranına sahip bir ameliyat

Servikal yetmezliğin de etyolojide yer aldığı kötü gebelik öyküsü bulunan ve preterm doğum riski yüksek 21 haftalık gebe olgumuzu acil serklaj uygulamasının

Ameliyat sonrası uzun dönemdeki yaşam kalitesini ve yeniden girişim oranını sağ ventrikül çıkım yolunda gelişen darlıklar belirlemektedir.. [16]

ekokard iografik olarak valvüler aort darlığı belirlenen ve birlikte kalp yetmezliği bulunan kritik aort stenozlu olgu- larda da valvüloplasti yapı ldı..

• Ağız dokularının ve protezin hijyeninin korunması başarılı bir protez kullanımı için son derece önem taşır. • Sabun ve soğuk su ile bir fırça ile protezler

Üriner inkontinans (UI) kadınların yaşam kalitesini etkileyen; utanma duygusu, kendine olan güvenin azalması, sosyal aktivitelerde azalma so- nucunda yalnızlaşmaya yol açan

Göz hareketlerinde kısıtlılık olması ve görme fonksiyonlarında bozulma meydana geldiği için acil orbital bilgisayarlı tomografi (BT) çekildi, sağ periorbital ve

Bu bulgular ışığında hafif ve orta şiddetteki, ağır hi- poksemisi olmayan, kardiak açıdan stabil KOAH hasta- lannda 12Igr forrooterol ile 24Igr formoterolün; plazma