• Sonuç bulunamadı

MAKALELERvergiraporuİFLASIN ERTELENMESİ KARARININ 6183 SAYILI YASAYA GÖRE YAPILAN TAKİPLER YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MAKALELERvergiraporuİFLASIN ERTELENMESİ KARARININ 6183 SAYILI YASAYA GÖRE YAPILAN TAKİPLER YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

sayı: 102 • m art 2008

MAKALELER raporu

İFLASIN ERTELENMESİ KARARININ 6183 SAYILI YASAYA GÖRE YAPILAN TAKİPLER YÖ N Ü N D EN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Yavuz DOĞAN**

I - GİRİŞ

İflas yoluyla takip müessesi; borçlarını öde­

mede acze düşen tacirin, düştüğü aciz halinden sorumlu tutulması ve bedeline katlanması anlayı­

şı çerçevesinde alacaklıların borçlunun iflasını istemek ve borçluya ait ekonomik değer taşıyan malvarlığının bütününün tasfiyesi yoluyla ala­

caklarına kavuşmak ve bu şekilde tatmin edile­

bilmelerini sağlamak olarak ifade edilmektedir.

Tedbirli ve özenli davranmak tüccara özel olarak yüklenmiş bir ödev olup hukukumuzda yaygın şekliyle bilindiği üzere "Basiretli Tacir Davranışı" kavramıyla ifade edilir. Tacirin bu sı­

fatı nedeniyle kendisine tanınan haklar mukabi­

linde, acze düşmesi halinde de alacaklılara karşı doğrudan ve birinci derecede sorumlu olması su­

retiyle menfaatlerin denkleştirilmesi esası öteden beri kabul olunmaktadır.

Günümüzde küreselleşmenin etkisi çerçeve­

sinde her alanda olduğu gibi ticari ilişkilerde de

gelişmeler artan bir ivme kazanmıştır. Ancak bu durum bir takım sıkıntıları da beraberinde getir­

miştir. Ulusal ve uluslararası alanda meydana ge­

len ekonomik dalgalanmalar, krizler, yüksek enf­

lasyon vs. nedenler ticari işletmeler üzerinde ani ve olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Uzun yıllar yüksek enflasyonu yoğun biçimde yaşamış ülke­

miz açısından da bakılacak olursa birçok ticari işletme faaliyetine son vermek zorunda kalmış ya da tasfiyeye girerek ticari hayattan çekilmişlerdir.

Bu durum istihdamın azalması, işsizlik, vergi ge­

lirlerinde azalma, üretimde azalma nedeniyle oluşan hayat pahalılığı ve beraberinde oluşan yüksek enflasyon gibi fert, toplum ve devlet ba­

zında bir takım olumsuz sonuçları beraberinde

. . 1

getirmiştir.

Bütün bu sebepler iflas hukukunda yeni dü­

zenlemelere gidilmesini zorunlu kılmıştır. Ancak yapılacak düzenlemeler tacirin iflasını engelleye­

bilmek, bunun yanında alacaklıların da tatmin edilmelerini ve mağdur olmamalarını sağlama­

lıyd ı/ Bu kapsamda her ne kadar daha önce Türk

Hazine Avukatı

' BALCI fiakir, iflasın Ertelenmesi, İzmir 2005, s. 238

2 Yarg.19. H .D .,10 /3 /2 00 5, 2004/13373 E.,2005/2443 K. "...iflasın ertelenmesi kurumu erteleme talebinde bulunan şirketin menfaati göz önüne alınarak düzenlenmiş ise de alacaklıların menfaatleri de şüphesiz k o ru n m a lıdır."

(2)

Ticaret Kanunumuzun 324 üncü maddesinde içerik açısından yetersiz bir düzenleme mevcut ise de İcra İflas Kanunu'nda 17 Temmuz 2003 ta­

rihli ve 4949 sayılı yasa ile yapılan değişiklikler­

le "İflasın Ertelenmesi" hukukumuzda kurum ola­

rak yerini almıştır/ İflasın ertelenmesi, aslında hukuk sistemimizde mevcut olan, fakat İcra ve İf­

las Kanunu'na yeni gelen bir müessesedir. İflasın ertelenmesi Türk Ticaret Kanunu'nun 324. mad­

desinin 2. fıkrasında halen yerini muhafaza et­

mektedir. Ancak, uygulanmasına ilişkin hüküm­

ler İcra ve İflas Kanunu'nun 179, 179a ve 179b maddelerinde düzenlenmiştir/ 4949 sayılı deği­

şiklikten önce de iflasın ertelenmesi kanunumuz da bulunmakla beraber, uygulamada göz ardı edilmekteydi. Çünkü Türk Ticaret Kanunu'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında iflasın ertelenmesi ile birlikte takiplerin duracağına ilişkin bir hü­

küm yoktu. Bu noktada hakim iflasın ertelenme­

si ile birlikte kanunun zikretmediği bir tedbir olan takipleri durdurma konusunda isteksiz dav­

ranıyorlardı/ Bu tereddütler hasebiyle kanunda var olan ama uygulanmayan bir kurumdu. Ancak 4949 sayılı yasa ile bu kurumun işleyişine ilişkin hükümler ihdas edilmiş ve kurum işler hale geti­

rilmek istenmiştir.

4949 sayılı kanunla işletmelerin kolaylıkla if­

las etmeleri yerine, mümkün olduğu kadar mali durumlarının iyileştirilerek faaliyetlerine devam edebilmelerini amaçlanmıştır. Böylelikle bu işlet­

melerin ekonomiye olan katkılarının devam ede­

bilmesi, işçilerin çalışabilmesi ve işyerlerini ko­

ruyabilmesi sağlanmak istenmiştir/ Hayatını ida­

me kabiliyeti olan borçluların iflaslarının mümkün

olduğu kadar ertelenmesi, iflastan kurtarılması ve bu erteleme dönemi sonunda alacaklılara derhal açılacak bir iflas tasfiyesine nazaran daha fazla bir alacak tahsil etme düşüncesi yapılan düzen­

lemelerin temelinde yatan düşüncedir/ Bir bakı­

ma iflasın ertelenmesini "Çıkmadık candan ümit kesilmez" atasözünün ticari hayatın vazgeçilmez aktörleri olan şirketler açısından yansımasıdır da diyebiliriz.

II. İFLASIN ERTELENMESİ A. Mevzuat

Konuyla ilgili mevzuat hükümleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "İFLAS YOLUYLA TA­

KİP" başlıklı Altıncı Bab'ının 179,179/a ve 179/b maddelerinde yer almaktadır.

"Sermaye Şirketleri ile Kooperatiflerin İflası"

Madde 179 (Değişik madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./49. md.) :

"Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçla­

rının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da ko­

operatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları ve­

ya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. fiu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da ala­

caklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali du­

rumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme proje­

yi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesi­

ne karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.

Bknz. 30.07.2003 tarihli, 25184 sayılı Resmi Gazete

ATALAY Oğuz, ifl asın Ertelenmesi. Bankacılar Dergisi, Sayı:47, sf.93, 2003.

ÖZTEK Selçuk, ifl asın Ertelenmesi, Bankacılar Dergisi, Sayı:53, 2005, s.24.

PEKCANITEZ Hakan, iflasın Ertelenmesi, İstanbul Barosu Dergisi, Sayı 2005/2, s: 324 ATALAY, a.g.m.

(3)

sayı: 102 • m art 2008

MAKALELER raporu

Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinle­

yebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır."

"Erteleme Tedbirleri"

Madde 179/a (Ek madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./50. md.) :

" İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korun­

ması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme pro­

jesini de göz önünde tutarak alır.

Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim orga­

nının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve iş­

lemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir.

İflasın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir.

Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirim leri yapar."

"Erteleme Kararmrn Etkileri"

Madde 179/b (Ek madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./50. md.) :

" Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddet­

ler işlemez.

Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya tica­

ri işletme rehiniyle temin edilmiş alacaklar nede­

niyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip baş­

latılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçek­

leştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işle­

yecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak fa­

izler teminatlandırılmak zorundadır.

206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı ala­

caklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.

(Değişik fıkra: 12/02/2004-5092 S.K./4.mad) Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyı­

mın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. Kay­

yım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflâsı ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu ko­

nusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir.

İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erte­

leme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olma­

dığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin mali duru­

munun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı ka­

naatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şir­

ketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir."

Kanun maddeleri çerçevesinde İflasın Ertelen­

mesi; "Borca bat>k durumu gerçekleşen sermaye

Madde 206 - (Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.):

Birinci sıra:

A) işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminat­

ları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminat­

ları,

B) işverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,

C) iflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.

(4)

şirketlerinin Mahkemeye sunulan inandmc> İyi­

leştirme Projesi çerçevesinde Mahkeme tarafın­

dan atanacak bir kayy>m nezaretinde ve belli bir süre içerisinde mali durumlarmm düzeltilerek if­

lastan kurtulmalar> için öngörülen hukuki bir müessesedir." olarak tanımlanabilir.9

B. Değerlendirme a. Genel Olarak

İflasın ertelenmesi, sermaye şirketlerinde bor­

ca batıklık halinde kabul edilmiş bir müessesedir ve diğer iflas sebeplerinde ön görülmemiştir. Bu nedenle İcra ve İflas Kanunu 177 ve 178 inci maddelerinde iflasın ertelenmesi söz konusu ola­

maz.10 Konuyla ilgili mevzuatı en sağlıklı biçim­

de değerlendirebilmek için yasa koyucunun söz konusu maddelerle neyi amaçladığının bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle değerlendirmemiz açısından madde gerekçeleri ve yüksek mahke­

me içtihatlarından faydalanılacaktır.

İ.İ.K.'nun 179 uncu maddesinin gerekçesin­

de, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin borçları­

nın aktiflerinden fazla olması hali yani maddi an­

lamda borca batıklık durumu söz konusu oldu­

ğunda ve bu durumun idare ve temsil ile vazife­

lendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir ala­

caklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edil­

mesi halinde, önceden takibe gerek kalmadan if­

las kararı verileceği, çünkü bu durumdayken borçlunun normal faaliyetine devam ettiğinde, özellikle alacaklarının vadesi daha sonra gelecek veya diğerlerinden daha sonra icra takibinde bu­

lunan alacaklılar ile borçlunun borca batıklık du­

rumunu bilmeden ona bu dönemde yeniden borç verecek olanların haklarını tamamen veya kısmen alamama tehlikesinin ortadan kaldırıl­

mak istendiği görülmektedir. İdare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan birinin borçlunun mali durumunun iyileştirilme­

sinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme pro­

jesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini istemek suretiyle mali durumunun düzeltilmesi mümkün olan borçlunun faaliyetlerine devam et­

mesi imkânı sağlanmaktadır. İflasın ertelenmesi istemi geri alınamaz. Mahkeme projeyi ve sunu­

lan bilgi ve belgeleri ciddi ve inandırıcı bulursa ve gerektiğinde idare ve temsille vazifelendiril­

miş kimseleri ve alacaklıları da dinleyerek iflasın ertelenmesine karar verebilir. Mahkemeye, bu yolun kötü niyetle kullanılmasını önlemek için incelemesini süratli bir şekilde yapması zorunlu­

luğu getirilmiştir.

4949 sayılı yasa ile yapılan değişikliklerle ka­

nuna 179 uncu maddeden sonra gelmek üzere 179/a ve 1 79/b maddeleri eklenmiştir. Mahke­

me, iflasın ertelenmesi kararıyla birlikte borçlu­

nun malvarlığını korumaya yönelik tedbirleri ön­

görülen iyileştirme projesiyle uyum içinde ola­

cak şekilde alacaktır. Maddede bu tedbirler tek tek sayılmamış, alınacak tedbirlerin projeyi işle­

mez hale getirmeyecek şekilde olması istenmiştir.

İflasın ertelenmesi durumunda mahkeme gö­

rev ve yetkileri ayrıntılı olarak iflasın ertelenmesi kararında gösterilmek suretiyle bir kayyım ata­

mak zorunda olup yönetim organının bütün yet­

kilerini kayyıma vermek veya yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın ona­

yına bağlı kılmak suretiyle bir denetim mekaniz­

ması kurmalıdır.

İflasın ertelenmesi halinde, başta alacaklılar olmak üzere üçüncü kişilerin hakları etkilenece­

ğinden, yine aynı şekilde alacaklıların ve üçüncü

KUMKALE Rüknettin YM M , ifl asın Ertelenmesi, www.alomaliye.com, 17.01.2008 0 ATALAY, a.g.m.

(5)

sayı: 102 • m art 2008

MAKALELER raporu

kişilerin hukuki ilişkiye girdikleri veya girecekle­

ri şirketlerin veya kooperatiflerin mali durumunu bilmeleri şirketin veya kooperatifin çıkarından önce geleceğinden ve kayyımın görev ve yetkile­

rine aleniyet kazandırmak bakımından, erteleme kararının 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilmesi ve gerekli bildirimlerin yapıl­

ması esası kabul edilmiştir.

İflasın ertelenmesinden beklenen faydanın gerçekleşmesi şirket veya kooperatif aleyhine başlamış icra ve iflas takiplerinin durmasına bağ­

lıdır. İflasın ertelenmesinde bütün alacaklıların çıkarlarının dengeli bir şekilde korunması amaç­

lanmaktadır. Takiplerin duracağı kabul edilmez­

se, mali durumun düzelmesi neredeyse imkân­

sızlaşır. Bu bağlamda Devlet alacakları bakımın­

dan da, 6183 sayılı Kanun uyarınca başlatılmış bulunan takiplerin durması kuralı kabul edilmiş, bu açıdan Devlet ile diğer alacaklılar arasında bir ayırım yapılmamıştır.

Bu konudaki tek istisna erteleme sırasında ta­

şınmaz veya ticari işletme rehiniyle temin edil­

miş alacaklar için getirilmiştir. Ancak burada da muhafaza tedbirlerinin alınamaması ve rehinli malın satışı gerçekleştirilememesi gibi kısıtlama­

lar söz konusudur. Aksi takdirde şirket veya ko­

operatifin faaliyetine devam ederek iflastan kur­

tulması mümkün olamaz. Kıdem tazminatları ha­

riç 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı ala­

caklar takip yasağı konusunda diğer bir istisna olarak kabul edilmişlerdir.

Şirketin veya kooperatifin mali durumunun düzelmesi ihtimali ile alacaklıların hakları ara­

sındaki dengenin sağlanabilmesi için, mahkeme­ * 12 13 14

ye, kayyım raporlarından mali durumun erteleme süresi dolmadan düzelmesinin mümkün olmadı­

ğı kanaatine vardığı takdirde, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verme yetkisi tanınmıştır."

b. Yarg> Kararlan Aç>s>ndan

- " İflasının ertelenmesini isteyen şirketin bor­

ca batık durumda olup olmadığı tespit edilmeli, borca batık durumda olduğunun saptanması ha­

linde ıslahının mümkün bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İflasın ertelenmesini isteyen borçlu şirket iyileştirmenin nasıl yapılacağına ilişkin bir proje sunmalıdır. TTK.nun 324. mad­

desinde projeden söz edilmemiştir. TTK.nun 4949 sayılı Kanunla değişik 179. maddesinde bir iyileştirme projesi sunulması, sunulan projenin ciddi ve inandırıcı olması halinde iflasın ertelen- mesine karar verileceği hükme bağlanmıştır."12

- "Mahkemece erteleme kararı ile birlikte tüm takiplerin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılma­

sına karar verilmiştir. İİK.nun 179/b maddesine göre İİK.nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli ta­

kipler haricindeki tüm takipler durur. Takiplerin durması takibin bulunduğu aşamada kalması an­

lamında olup hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmaz."

- "İİK.nun 179/b madde hükmü gereğince if­

lasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de da­

h il olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvel- ce başlamış takipler de durur."14

" Gerekçeler için bknz.: " http://www2.tbmm.gov.tr/d22/V1-0550.pdf"

12 Yarg.19.H.D. E. 2004/1665 K. 2004/6623 T. 3.6.2004, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

13 Yarg.19.H.D. E. 2004/7170 K. 2004/13440 T. 30.12.2004, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

14Yarg.19.H.D. E. 2004/8556 K. 2004/13661 T. 28.5.2004, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

(6)

- "İflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takip­

ler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış olan takipler durur. Takiple­

rin durması takibin bulunduğu aşamada kalması anlamında olup, hacizlerin kaldırılması anılan fıkra hükmüne aykırıdır. Şirketin bankadaki he­

saplarında bulunan blokaj kayıtlarının da kaldı­

rılmasına karar verilmiştir. Bloke edilen paraya kredi sözleşmesinin veya bir ticari ilişkinin temi­

natı olarak kayıt konulmuşsa bu kaydın kaldırıl­

ması da anılan hükme aykırı olup bozmayı ge­

rektirmiştir."'5

- " Yargıtay tarafından bozulan yerel mahke­

me kararı geçerliliğini ve yerine getirilme yetene­

ğini yitirdiğinden bozmadan sonra, yerel mahke­

mece verilen iflasın ertelenmesi kararının kanun­

da öngörülen sonuçlarını devam ettirme imkanı ortadan kalkar. Bozmadan sonra mahkemece, tedbir içeren bir başka karar da oluşturulamaz.

Alacaklı, icra takibi işlemlerine devam eder.

Borçluların talebi üzerine verilen iflasın ertelen­

mesine dair kararın Yargıtay'ca bozulması üzeri­

ne İcra Müdürlüğünün, alacaklının takibin deva­

mına ilişkin talebini reddetmesi yerinde değildir.

Mahkemece, borçluların ihtiyati haciz işlemleri­

nin ve gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekir."'6

- "İflasın ertelenmesi kararı üzerine alınabile­

cek tedbirler IIK.nun 179/b maddesinde düzen­

lenmiştir. Hükme göre istisnalar haricinde 6183 sayılı takipler dahil her türlü takipler duracaktır.

Takiplerin durması takibin bulunduğu aşamada * 16 17 18

kalması anlamına geldiğinden hacizlerin kaldırıl­

ması anılan hükme aykırılık oluşturur."'7 - "IIK.nun 179/b madde hükmü gereğince açı­

lan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle verilen bu tedbir kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sa­

yılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başla­

mış takiplerde durur."'6

c. 6183 say>l> yasa uyarınca yap>lan takipler aç>s>ndan

Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil ol­

mak üzere hiçbir takibin yapılamayacağı ve ev­

velce başlamış takiplerin duracağı; bir takip mu­

amelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşü­

ren müddetlerin işlemeyeceği "Erteleme Kararı­

nın Etkileri" başlıklı 179/b (Ek: 17/7/2003- 4949/50 md) maddesinde hüküm altına alınmış­

tır. 1 Sıra no.lu Tahsilât Genel Tebliği'nin "İflas Yoluyla Takip ve Konkordato " başlıklı 4 üncü Bölümünün 3 üncü maddesi " 2004 sayılı Kanu­

nun 4949 sayılı Kanunla değişik 179 ve devamı maddelerinde iflas ertelemesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, 2004 sayılı Kanunda öngörülen şartlar çerçevesinde, amme borçlusunun iflasının ertelenmesine karar verilmesi halinde, alacaklı tahsil dairelerince er­

teleme kararı devam ettiği sürece takip yapılama­

yacaktır. Ancak iflas ertelemesi, iflasın açılması hükmünde olmadığından, amme alacaklarına gecikme zammı uygulanmasına devam edilecek- tir." hükümleri bulunmaktadır.19

Yarg.19.H.D. E. 2004/11763 K. 2005/2432 T. 10.3.2005, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

16Yarg.19.H.D. E. 2005/13446 K. 2005/19586 T. 11.10.2005, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.. 17 Yarg.19.H.D. E. 2005/10645 K. 2005/12885 T. 22.12.2005, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

18 Yarg.19.H.D. E. 2007/3657 K. 2007/6363 T. 3.4.2007, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

9 Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği, 30/06/2007 tarihli 26568 sayılı Resmi Gazete

(7)

sayı: 102 • m art 2008

Erteleme kararının en önemli etkilerinden biri tatil etkisidir. Erteleme kararı verilmesiyle birlik­

te, 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan takipler, ha­

ciz yoluyla yapılan takipler ve iflas takipleri du­

rur. Çünkü iflasın ertelenmesinin temel mantığı alacaklıların takiplerinden borçluyu erteleme sü­

resi içinde korumak, mal varlığının parçalanma­

sını engellemektir. Gerçekten, her bir alacaklı münferit takip yapıp işletmenin bir unsurunu ko­

parıp götürürse geriye işletmeyi devam ettirecek mal varlığı kalmayabilir. İşte bunu engellemek için mal varlığının muhafazası esastır. Bunu sağ­

lamak için de takip yasağı getirilmiştir. Erteleme kararıyla birlikte daha önce başlamış olan takip­

ler de durur. Ancak, alacaklılar takip yoluyla hak arayamadıkları için, zaman aşımının işlemesi de tabii ki bu süre içinde duracaktır. Yasakoyucu 20

bu şekilde menfaatleri denkleştirmek amacını gütmüştür.

Erteleme kararı, daha önce başlatılmış icra ve iflas takiplerini durduracağına göre, bu takipler çerçevesinde vaz'edilmiş hacizlerin iflasın erte­

lenmesiyle birlikte veya iflasın ertelenmesinden sonra kaldırılmasına karar verilemez. Nitekim Yargıtay'da bu görüştedir. Kanun sadece takip­21

lerin duracağından veya başlatılmayacağından bahsettiğine göre, erteleme kararının geriye yö­

nelik bir etkisi bulunmamaktadır. Başlamış olan takipler erteleme kararıyla duracağına göre, o za­

mana kadar bu takipler çerçevesinde yapılmış olan işlemlerin geri alınamaması ve hacizlerin kaldırılmaması normaldir. Ancak, mahcuz mal muhafaza altına alınmışsa mahkeme, işletmenin

raporu

çalışması ve şirketin kurtarılması için gerekli gör­

düğü takdirde ve kayda değer bir değer kaybına da neden olmayacaksa, bu mahcuz malın işlet­

me içinde kullanılabilmesine karar verebilir. Bu durumda mahcuz malın yediemin olarak örneğin kayyıma tevdi edilmesi uygun olur.22

Öte yandan, 6183 sayılı Kanuna göre uygula­

nan ihtiyati haciz de takip yöntemlerinden biri olduğundan, borçlu hakkında erteleme kararının bulunması halinde ihtiyati haciz de dâhil olmak üzere hiçbir takip yönteminin uygulanmaması gerekmektedir.

Mahkeme İİK m.179/b'deki takip yasağını er­

teleme kararında etkisiz kılamaz. Yüksek mahke­

me "...İİK.nun 1 79/b maddesine göre erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanu­

na göre yapılan takipler de dahil hiçbir takip ya­

pılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. Mah­

kemece SSK ve Vergi Dairesi yönünden takip im­

kanı tanınması anılan yasa hükmüne aykırıdır.

Borçlunun bu yönde temyizi yoksa da takip im­

kanından hükmü temyiz eden alacaklıların zarar görme ihtimali bulunduğundan hükmün bozul­

ması gerekmiştir..."23 gerekçesiyle aksi şekildeki mahkeme kararını bozmuştur.

"İİK.nun 179/b maddesinin ikinci fıkrasına göre erteleme sırasında taşınır taşınmaz veya ti­

cari işletme rehiniyle temin edilmiş alacaklar ne­

deniyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış takiplere devam edi­

lebilir. Mahkemece yasa hükmüne rağmen rehin­

li takiplerin durdurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." . Bu açıdan bakıldığında ve24

MAKALELER

20

21

22

23

24

ATALAY, a.g.m.

Yarg.19. H.D . E. 2004/11763, K. 2005/2432, T. 10.3.2005, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

ÖZTEK Selçuk, ifl asın Ertelenmesi, Tebliğ, Bankacılar Dergisi, Sayı:59 sf.39,2006.

Yarg. 19.H .D ., 17 /3/200 5 tarih ve 2004/11750 E., 2005/2789 K. sayılı kararı.

Yarg. 19.H .D ., 8 /7 /2 0 0 4 tarih ve 2004/3011 E., 2004/8154 K. sayılı kararı. Aynı yönde:

Yarg. 19.H .D ., 17/11/2005 tarih ve 2005/9208 E., 2005/11324 K. sayılı kararı.

(8)

İİK m.179/b, f.l'in açık hükmünden de anlaşıla­

cağı üzere, alacağın kamu alacağı veya kamu alacağı niteliğinde alacak olmasının bir önemi yoktur. İstisna sadece taşınır, taşınmaz veya tica­

ri işletme rehiniyle temin edilmiş alacaklar nede­

niyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde söz konusudur.

İİK m.179, f.1 "takip" yapılamayacağından bahsetmektedir. Şu halde şirket aleyhine ertele­

me süresi içinde dava açılabilecek ve açılmış

25 .

olan davalara da devam edilebilecektir. İtirazın iptali davası26 icra takibinin ve iflas davası da if­

las takibinin zorunlu aşamaları olduğundan, "ta­

kip" kavramı içinde değerlendirilmeleri gerekir.

Öte yandan, İİK m.179, f.l'd e kullanılmış olan "takip" sözcüğü, "takip işlemi" anlamında­

dır. "Takip işlemi" ise icra organları tarafından borçluya karşı yapılan ve cebri icra takibinin iler­

lemesini hedef tutan, diğer bir deyişle alacaklıyı borçlunun malvarlığından tatmin gayesine yak­

laştırmaya elverişli olan işlemdir (ödeme emrinin tebliği, haciz vb.). Şu halde, takip talebi İİK m.179, f.1 anlamında bir takip işlemi değildir ve dolayısıyla bu hüküm uyarınca takip yapılama­

ması icra dairesine takip talebi tevdi etmeye en­

gel olmamak gerekir.27 Takip talebi üzerine icra dairesinin borçluya ödeme emri göndermemesi gerekir; gönderirse, ödeme emri borçlunun şikâ­

yeti üzerine iptal edilir.28 Ancak, Yargıtay ödeme emrinin değil, takibin iptal edileceği görüşünde­

dir. Yüksek mahkeme " İİK.nun 179/b madde hükmü gereğince iflasın ertelenmesi kararı üzeri­

ne borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre ya­

pılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur.

Bu nedenle, 8.10.2003 tarihinde iflasın ertelen­

mesi kararından sonra alacaklının 13.11.2003 ta­

rihinde takip yapmasına yasal imkân bulunmadı­

ğından, bu takibin iptaline karar vermek gerekir­

ken, durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz­

dir."29 gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı­

nı bozmuştur.

Amme alacağının borçlusu olan tüzel kişi şir­

ket hakkında İİK md. 179 vd. gereğince İflasın Er­

telenmesi kararı verilmesi üzerine bunun 6183 sayılı yasanın 35 ve mükerrer 35 inci maddeleri gereğince "amme alacağının şirketten tahsil edi­

lememesi" durumu olarak kabul edilerek ortakla­

rın ve kanuni temsilcilerin sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği konusunun da Limited Şirketler açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Limited şirketler TTK'nun 503'cü maddesinde

"İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tara­

fından bir ticaret ünvanı altında kurulup, ortakla­

rının sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri ser­

maye ile sınırlı ve esas sermayesi belli olan ser­

maye şirketleridir." Bu tanımlamaya göre limited şirketlerde ortaklar koymayı taahhüt ettikleri ser­

maye tutarı kadar sorumludurlar. Ortaklar serma­

ye taahhütlerini yerine getirmişlerse şirketin borçlarından sorumlu değildirler. Şirketin iflas et­

mesi halinde de sorumlulukları olmaz.

Ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsi­

li Usulü Hakkında Kanunun 35 inci maddesi ile vergi, resim, harçlar, vergi cezaları, vergi gecik­

me zamları, vergi gecikme faizleri vb. kamu

25

26

27

28

29

PEKCANITEZ Hakan Prof. D r., "ifl asın Ertelenmesi", sh.344.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 7/6/2005 tarih ve 2004/11085 E., 2005/6338 K.sayılı kararı ATALAY Oğuz, Borca Batıklık, İzmir 2007, sh.135.

ATALAY, a.g.e.

Yarg.12.H.D. 2 8 /5/200 4 T. 2004/8556 E., 2004/13661 K. sayılı kararı, www.kazanci.com.tr, 18/01/2008.

(9)

sayı: 102 • m art 2008____________________

MAKALELER____________ raporu

alacaklarının tahsili için ortakların sorumluluğu genişletilmiştir. AATUHK'nun 35 inci maddesi "

Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkânı bulunmayan amme alacağından sermaye hisse­

leri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümlerine göre takibe tabi tutu­

lurlar. " şeklindedir. Bu madde ile limited şirket­

lerin yetkili müdür olmayan ortakları şirketten tahsil imkânı bulunmayan amme alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklardır. Bu madde gereğince lim i­

ted şirket ortakları hakkında takibe geçilebilmesi için 6183 sayılı kanunun 54 ve müteakip madde­

lerine göre şirket hakkında yapılan takip muame­

leleri sonucunda amme alacağının şirketten tah­

sil imkânının bulunmaması gerekmektedir. Şirke­

tin 6183 sayılı Kanunun 54 ve müteakip madde­

leri uyarınca takibine rağmen amme alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması yeterli olup bu hususta değerlendirme yapmak yetkisi alacak­

lı tahsil dairesinin takdir ve tespitine bırakılmıştır. 3°Bu durum Danıştay tarafından da verilmiş pek çok kararda benimsenmiştir; 30 31

- Hacze tevessül edilmekle beraber haczin yerine getirilemeyeceği anlaşılan ahvalde amme alacağının ortaktan istenmesinde kanuna aykırı bir cihet yoktur.

- Hacze girişilmiş ve fakat amme borcunu karşılayacak derecede mal varlığının bulunmadı­

ğının anlaşılması halinde doğrudan doğruya or­

tak hakkında icrai takibata başlamak kabildir.

- Limited şirket ortaklarının, şirketin ödenme­

yen borçlarından dolayı şahsen takibi için, şirke­

tin iflasının sonucunu beklemek şart değildir. Bir

başka deyişle amme alacağının şirket tüzel kişili­

ğinden tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması kafidir.

- Ortakların doğrudan doğruya şahsen takip edilebilmesi için, tasfiyenin sonucunu bekleme­

ye mahal yoktur.

6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarın­

ca limited şirket ortakları hakkında takibe geçile­

bilmesi için, Kanunun 54 ve müteakip maddele­

rine göre şirket hakkında yapılan takip muamele­

leri sonucunda amme alacağının şirketten tahsil imkânının bulunmaması gerekmektedir. Şirket­

ten amme alacağının tahsil imkânın bulunmaması;

• Şirketin haczedilen mal varlığının, 6183 sa­

yılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerleme sonucu, tespit edilen değerlerinin amme alacağı­

nı karşılamaması veya satış yapılmasına rağmen amme alacağının tamamen tahsil edilememiş ol­

ması,

• Şirketin haczi kabil herhangi bir mal varlı­

ğının bulunmaması,

• Şirketin iflasının istenmiş veya iflasının açıl­

mış olması hallerinde amme alacağının iflas yo­

luyla takip sonucunda da tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluşması,

• Borçlu şirketin yapılan araştırmalara rağ­

men bulunamaması,

gibi alacaklı tahsil dairesinin takdir ve tespiti­

ne dayalı hallerdir.

Yukarıda sayılan hallerde limited şirketten tahsil imkânı bulunmayan amme alacaklarını ödemek mecburiyetinde olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar, 6183 sayılı Kanunun 3 üncü mad­

desi uyarınca amme borçlusu olup, bu Kanun hükümlerine göre takip edilecektir.32

30 Danıştay 7 nci Daire E. 18868/1756, K. 1969/258, T. 2 9 /1 /1 9 6 9.

31 ŞAMLIOĞLU Servet, ÖZBALCI Yılmaz, A.A.T.U.H.K. Yorum ve Açıklamaları, sf. 204, Ankara 1984.

32 Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği, 30/06/2007 tarihli 26568 sayılı Resmi Gazete

(10)

Ayrıca, Türk Ticaret Kanununun 540 inci maddesinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, or­

takların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur ol­

dukları hükme bağlanmıştır. Böyle bir durumda ortaklar hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca ya­

pılacak takip; 35 inci madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında olmayacaktır. Ortak­

ların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacakla­

rından, haklarındaki takip mükerrer 35 inci mad­

de hükmü uyarınca, amme alacağının tamamın­

dan müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülecektir.

6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci mad­

desinde yer alan "... mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen amme alacakları ..." hükmü, amme borçlusu hakkında 6183 sayı­

lı Kanuna göre yapılan takip muameleleri sonu­

cunda; amme borçlusunun haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gi­

bi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakla­

rını ifade etmektedir.

Anılan maddede yer alan amme borçlusunun mal varlığından "... tahsil edilemeyeceği anlaşı­

lan amme alacakları...." ifadesi ise, amme borç­

lusunun yapılan tüm araştırmalara rağmen bulu­

namaması, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerleme sonucu tespit edilen değerle­

rin amme alacağını karşılamaması, borçlunun if­

las etmiş olması halinde iflas idaresi ile kurulan irtibat sonucu amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi neden­

lerle tahsil dairelerince yürütülen takip muame­

lelerine rağmen amme alacağının amme borçlu­

sundan tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluştuğu halleri kapsamaktadır.

Buna göre, amme borçlusu nezdinde sürdü­

rülen takip işlemleri sonucunda belirtilen durum­

lardan herhangi birinin varlığı halinde kanuni temsilciler hakkında takip yapılabilmesi için ye­

terli şartların oluştuğu kabul edilecek ve takip iş­

lemlerine kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanılacaktır. Am­

me borçlusunun birden fazla kanuni temsilcisi bulunduğu takdirde, ilgili kanunlara göre kanuni temsilcilerin sorumluluk şekline bakılacak ve müşterek ve müteselsil sorumlu olanlar hakkında tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tamamı için her birine ayrı ay­

rı ödeme emri düzenlenmek suretiyle takibe ge­

çilecektir.33

6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35 inci maddelerinde yer verilen sorumluluklar ile 213 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde düzenlenen sorumluluk nedeniyle yapılacak takiplerde ortak ve kanuni temsilcilerin takibinde bir öncelik sıra­

laması söz konusu olmadığından, ortaklar ve ka­

nuni temsilciler hakkında yapılacak takiplere ay­

nı zamanda başlanılmasında bir sakınca yoktur.

Önemli olan amme alacağının en kısa sürede tahsilinin sağlanmasıdır.

III. SONUÇ

Neticede şirket hakkında verilen iflasın erte­

lenmesi kararı ile İİK md.179/b gereğince 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil ol­

mak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvel­

ce başlamış takiplerin duracağı, bir takip mu­

amelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürü­

cü sürelerin işlemeyeceği yasanın amir hükmüdür.

Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği, 30/06/2007 tarihli 26568 sayılı Resmi Gazete

(11)

sayı: 102 • m art 2008

MAKALELER raporu

Bu tedbirin öncelikli amacı işletmelerin kolaylık­

la iflas etmeleri yerine, mümkün olduğu kadar mali durumlarının iyileştirilerek faaliyetlerine de­

vam edebilmelerini sağlamaktır. Erteleme süresi azami bir yıl olup bu süre mahkemece kayyımın verdiği raporlar dikkate alınmak suretiyle ve top­

lamda 5 yılı aşmamak üzere erteleme süresi dâ­

hil 4 yıla kadar uzatılabilir. Erteleme süresi so­

nunda iyileşmenin mümkün olmadığı mahkeme­

ce tespit edilirse iflas kararı verilir. Hatta ertele­

me süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyı­

mın verdiği raporlardan şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin ifla­

sına karar verebilir.

Şirketin iflasının istenmiş veya açılmış olması durumunda ortak ve kanuni temsilcilerin sorum­

luluğuna gidilebilmesi için amme alacağının iflas yoluyla takip sonucunda da tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluşması gerekmektedir. Şirket hak­34

kında İflasın Ertelenmesine karar verilmesi halin­

de ise, amme alacağının iflas yoluyla takip sonu­

cunda da tahsil edilemeyeceği durumu erteleme kararı süresince askıda kalmaktadır. Zaten bu sü­

re zarfında amme alacağı yönünden zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeyecektir. Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği'nin " İflas Yoluy­

la Takip ve Konkordato " başlıklı 4 üncü Bölü­

münün 3 üncü maddesi gereğince amme alacak­

larına gecikme zammı uygulanmasına devam edilecektir. Bu suretle amme alacağının erteleme kararı süresince enflasyonist ortamlarda aşınması durumunun ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.

Bu nedenle şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi halinde amme alacağının iflas yoluyla takip sonucunda da tahsil edilemeyeceği

gibi bir durum söz konusu olmadığından ortakla­

rın ve kanuni temsilcilerin sorumluluğuna gidil­

mesi yasanın amacını aşan bir yorum olarak kar­

şımıza çıkmaktadır. Nitekim yargıya intikal eden benzer olaylarda yargı organlarının da bu görüş­

te olduğu görülmektedir.35

YARARLANILAN KAYNAKLAR

1. ATALAY Oğuz, Borca Batıklık ve İflasın Er­

telenmesi, İzmir 2007.

2. ATALAY Oğuz, İflasın Ertelenmesi, Banka­

cılar Dergisi, Sayı 47, 2003

3. BALCI Şakir, İflasın Ertelenmesi Usul ve Esaslar, İzmir 2005.

4. KAÇAK Nazif, İcra ve İflas Kanunu Şerhi , Cilt II., Ankara 2006.

5. KUMKALE Rüknettin, İflasın Ertelenmesi, Makale, 2007.

6. ÖZTEK Selçuk, İflasın Ertelenmesi, İstanbul 2007.

7. ÖZTEK Selçuk, İflasın Ertelenmesi, Banka­

cılar Dergisi, Sayı:53, 2005

8. PEKCANITEZ Hakan, İflasın Ertelenmesi, İstanbul Barosu Dergisi, 2005/2

9. ŞAMLIOĞLU Servet - ÖZBALCI Yılmaz, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka­

nun Yorum ve Açıklamaları, Ankara 1984.

10. http://www.tbmm.gov.tr.

11. http://www.yargitay.gov.tr 12. http://www.kazanci.com.tr 13. http://www.alomaliye.com

31 sayılı Dipnota bakınız.

İstanbul 8 inci Vergi Mahkemesi'nin 2 6 /11/20 07 tarih ve 2007/2716 E. Sayılı Y.D. kararı;

Referanslar

Benzer Belgeler

Amme borçlusu nezdinde sürdürülen takip işlemleri sonucunda tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, Kanunun 3

camalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kirletenden tahsil edilir. Ancak kirletenler, kirlenmenin 'önlenmesi ve sınırlanması

e) Banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri ile 5520

Yapılan düzenleme ile Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde doktora mezunu personelin üniversitelerde Ar-Ge ve yenilik alanında ders vermesi veya Ar-Ge ve tasarım

Tarifenin yürürlüğe girdiği tarihten önce satış talep edilmiş olmasına rağmen kıymet takdiri ile muhafaza ve satış giderlerinin tamamının

Bizim de katıldığımız üçüncü görüşe göre, iflasın kaldırılması kararı geriye etkili olarak sonuç doğuracağından, anonim şirketin infisahına neden olan iflas

 Gabinde, sözleşme iptal edilinceye kadar geçerlidir, ancak zarar gören iptal hakkını kullanınca, akit baştan itibaren kesin olarak geçersiz

- Kanunun 48 inci maddesine göre yapılan tecil ve taksitlendirmelerde tecil faizi oranı yıllık % 12 iken, 48/A maddesi kapsamında vergiye uyumlu mükelleflere yapılacak