KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Konak Rehberlik ve Araştırma Merkezi Rehberlik ve Psikolojik Danışma
Hizmetleri Bölümü
Nisan, 2020
Kıskançlık, sevilen kişilerin,
başka birisine ilgi göstermesinin ya da ilgi gösteriyor sanılmasının yol açtığı gücenme ve çekememe duygusudur.
Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması
çocukta, bebeğe karşı gibi
görünen ama aslında ana babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden
olabilir. Çocuk kendini terk
edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlar.
NEDENLERİ
1-Bir ebeveynin bir başkası ile paylaşılamaması ve bunun temelinde yatan güvensizlik duygusu,
2-Kardeş doğumu sonrasında anne-baba tutumunun farklılaşması,
3-Kardeşler arasındaki yaş farkının az olması,(Yaş farkı az olan kardeşlerde kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla daha yüksektir.)
4-Aile içinde çocukların cinsiyete göre ayrılması, 5-Çevredeki bireylerin tepki ve soruları.
BELİRTİLERİ
1- Hamileliğin son dönemlerinde çocuğun anneden ayrılmak istememesi
2- İçe kapanma
3- Sık sık “ beni seviyor musunuz ? ” diye sorma 4- ilgiyi üstüne çekmeye çalışma
5- Önceki gelişim dönemi davranışlarına dönme (Altını ıslatma, parmak emme gibi)
6- Huzursuz, sinirli ve saldırgan davranışlar sergileme(Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.)
7- Psikosomatik belirtiler gösterme(baş ağrısı, mide bulantısı gibi)
8- Kardeşe yönelik ya çok yoğun öfke ya da çok yoğun sevgi gösterilerinde bulunma
• Çocuklar, kıskançlıklarını regresif
(gerileme) biçimde ortaya koyabilirler.
Bunlardan birisi, yeni doğan kardeşin kimi davranışlarını benimseyip, onları
yapmasıdır. (Örneğin, tuvalet eğitimi kazanmış bir çocuğun kardeşi dünyaya geldikten sonra altını ıslatmaya
başlaması.)
• Kıskançlık yemekte, giyinmekte ve başka işlerde sorun çıkarma biçiminde de ortaya çıkabilir. Yemekleri beğenmeme, yememe, annesinin yedirmesini, giydirmesini
isteme,
• Kardeşin gelişinden sonra daha az sevildiğini düşünen çocukta güvensizlik oluşur. Bunun
sonucu olarak da parmak emme, tırnak yeme, saçlarıyla oynama, konuşma bozuklukları,
kekeleme, uyku düzensizlikleri, uykuda
konuşma, annesinin yanında yatmak isteme vs.
davranış bozuklukları oluşabilir.
• Kıskançlık, kardeşine ya da onun eşyalarına zarar verme biçiminde de ortaya çıkabiliyor. Gerekli önlemler
alınmazsa, kıskançlık şiddet ve saldırganlığa dönüşebilir.
Anne-babanın uygulayacağı cezadan korunmak için
kardeşine yalancı bir sevgi gösterir. Kardeşini gizlice ağlatıp, zarar verebilir.
• Önlem alınmadığı takdirde problem okul ortamında artarak devam edebilir.
Kıskançlığın okula taşıdığı davranış biçimleri
• Uyum güçlükleri
• Başarısızlık
• Arkadaşlarına ve
onların eşyalarına
zarar verme
ÖNERİLER
• Doğumdan önce aileye yeni bir üyenin katılacağı ve evdeki düzenin bir süre farklılaşacağı anlatılmalıdır.
• Çocuk küçük yaştan itibaren paylaşmaya alıştırılmalıdır.
• Doğumdan sonra çocuğa yönelik sevginin devam ettiği sadece sözlerle değil davranışlarla da gösterilmelidir.
• Çocuğa somutlaştıramayacağı sözler söylenmemelidir.
"Sakın endişelenme seni de bebek kadar seveceğiz"
cümlesi iyi niyetli olsa da çocuğun anne babanın sevgisi için kardeşle yarışmasına yol açabilir.
• Çocukla nitelikli zaman geçirilmeli, alışkanlıklarını olabildiğince devam
ettirmesini sağlanmalı, daha önce yapmaktan hoşlandığı alışkanlıklarını gerçekleştirmesine olanak verilmelidir.
• Bebek için olumsuz ifadeler kullanılmamalıdır.
• Çocuğun yaşantısı bebeğe göre ayarlanmamalıdır.
• Çocuk kardeşini sevmesi için zorlanmamalıdır.
• Bebeğe alınacak veya verilecek eşyalar
olabildiğince çocuk ile birlikte belirlenmelidir.
• Bebekle ilgili işlerde çocuktan yardım istenmelidir.
• Anne baba aralarında işbölümü yapmalıdır. Anne yeni bebekle ilgilenirken babanın diğer çocukla ilgilenmesi çocukta kendisiyle de ilgilenildiği duygusu yaratır.
• Eşit zaman ayırmaya çalışmak yerine, her çocuğa kendi gereksinimine göre zaman ayırmak gerekir.
Bebeğin henüz kendi ihtiyaçlarını
karşılayamayacak kadar küçük olduğunu
dolayısıyla daha çok ilgiye ihtiyacı olduğunu belirtilmelidir .
• ”Sen ablasın,ağabeysin” gibi bir sorumluluk çocuğa yüklenmemelidir.
• Kıskanmasın diye çocuğa esnek
davranılmamalıdır. Örn: Önceden yalnız yatan çocuğun anne babasıyla yatmasına izin verilmemeli ya da aşırı hoşgörü
gösterilmemelidir.
• Kardeşleri konu alan hikayeler ve anılar anlatılmalıdır.
• Çocuğa, bebekken aynı şekilde davranıldığını anlatılmalıdır.
• Misafirler de çocukla iletişimleri konusunda
uyarılmalı, sadece bebekle ilgilenip büyük çocuğu unutma eğilimi göstermeleri önlenmelidir.
• Çocukla iletişim güçlü tutulmalıdır.
• Ailece yapılabilecek ortak etkinlikler düzenlenmelidir.
• Çocuklar arasında karşılaştırmalar yapılmamalıdır.
• Tartışmalarda taraf tutulmamalıdır. “Kim başlattı”
sorusunu sormaktan kaçınılmalıdır. Çünkü olayı kimin başlattığını öğrenmeye çalışmak çocukların birbirini suçlamasına neden olur. Her bir çocuğun kavganın çıkmasında aynı derecede suçlu
olmasından yola çıkarak sonuçlarına eşit şekilde katlanmaları sağlanmalıdır.