• Sonuç bulunamadı

Bu nedenle ekonominin en temel faktörü olan insanın eğitimli hale getirilmesi, güçlü ve sürdürebilir bir ekonomi sağlayacaktır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu nedenle ekonominin en temel faktörü olan insanın eğitimli hale getirilmesi, güçlü ve sürdürebilir bir ekonomi sağlayacaktır"

Copied!
43
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Eğitim, toplumun yeniliklere, çağdaş gelişmelere uyum sağlamasının ve yenilik yaratıcı zihinler üretmesinin en etkin araçlarından biridir. Eğitim süreci, çağlar boyunca, toplumsal yapı açısından şekillendirilerek, bireyin topluma kazandırılmasını hedef alan ve onda meydana gelmesi istenen değişikliklerin hal, hareket ve tavırlarına da yansımasını isteyen bir yönelimle biçimlenmiştir. Aynı zamanda toplumun beklentilerini de karşılama sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu anlamda eğitimin birey ve içinde bulunduğu toplum açısından üstlendiği sorumluluğu yerine getirebilmesinin gerçekleşmesi zaman gerektirmektedir. Diğer bir deyişle eğitim, sonuçlarının hemen görülemeyen uzun vadeli bir yatırımdır.

Eğitim, ülkelerin temel sosyal hizmetlerinin en önemlisidir. Eğitim ülke geneline, herkesin eşit yararlanabileceği şekilde yayılırsa, ülkenin kalkınması ve büyümesi sağlanabilir. Bu nedenle ekonominin en temel faktörü olan insanın eğitimli hale getirilmesi, güçlü ve sürdürebilir bir ekonomi sağlayacaktır.

Eğitim, kişinin gelişmesi ve özgürleşmesi ile doğrudan ilişkilidir. Eğitim olumlu bir toplumsal değişim aracıdır. Birçok ülkenin gelişmişlik ölçütlerini belirleyen en önemli faktör, o ülkenin bireylerinin eğitimden yararlanma düzeyleridir.

Okullar Hayat Olsun Projesinin uygulanabilmesi için gerekli olabilecek maddi kaynakların temini konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu proje için belirgin bir kaynak gösterilmeyerek, mahalli olanaklarla kaynak sağlanacağı belirtilmiştir. Projenin uygulama aşamasında paydaşların hiç biri kaynak sağlamamaktadır.

(2)

Projenin uygulama aşamasında güvenlik, temizlik ve ısınma gibi hizmetleri sunacak yardımcı personel ve öğretmen görevlendirmelerinin nasıl yapılacağı ve bu çalışanlar için yapılacak ödemeler açıklanmamıştır. Bundan dolayı personel görevlendirilmesinde zorluklar yaşanmaktadır.

Okulların proje için yapacakları ısınma, temizlik ve bakım onarım işlemleri için kaynak gösterilmemiştir. Bu durum okulların projeye katılımlarını kısıtlamaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı, 13 Aralık 2011 tarihinde başlatılan “Okullar Hayat Olsun” Projesine ilişkin ortaokul müdürlerinin görüşlerini irdelemektir. Bu bağlamda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır.

1. Okul yöneticilerinin “Okullar Hayat Olsun” Projesinin amacına ilişkin görüşleri nelerdir?

2. Okul yöneticilerinin “Okullar Hayat Olsun” Projesinin etkililiğine ilişkin görüşleri nelerdir?

3. Okullar Hayat Olsun Projesi okullarda ne gibi değişimler sağlamıştır?

4. Paydaşların destek bağlamında projeye katılımları ne düzeydedir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Okullar Hayat Olsun Projesi’nin temel amacı, okulların, velilerin, mahallelinin ve çevrenin hizmetine açılması, öğrenciler ve yetişkinler için birer “Yaşam boyu öğrenme merkezi”, eğlenme ve dinlenme etkinliklerine olanak sağlayan güvenli alanlar haline dönüştürülmesidir.

Eğitim-öğretim saatleri dışında, hafta sonlarında ya daz aylarında okulların, dersliklerinin, kütüphanelerinin, bilgi teknolojileri sınıflarının, çok amaçlı salonlarının, konferans salonlarının, spor salonları ve okul bahçelerinin velilerin, mahallelinin ve çevrenin hizmetine açılması öngörülmüştür.

(3)

Anılan projede en etkin role sahip olan okul müdürlerinin görüşleri, projenin başlangıcından halen devam eden süreci daha iyi anlayabilmek için gereklidir. Elde edilen bilgilerle projenin uygulanmakta olduğu okullardaki etkinliği ve işe yararlığı hakkında literatüre katkı sağlanmış olacaktır.

Bu çalışma 2011 yılında yürürlüğe giren Okullar Hayat Olsun Projesinin ortaya çıkış süreci, son yıllardaki gelişimi, proje kapsamında yapılan etkinlikler ve projenin etkililiğini değerlendirmek açısından önemlidir.

Yurdusever (2014) “Okullar Hayat Olsun Projesi Uygulamalarının ve Kazanımlarının Değerlendirilmesi” amacıyla yapmış olduğu nitel araştırma sadece 1 okulda yapılmasına karşın, bu araştırma 10 okulda yapılmıştır. Bu nedenle bu araştırma, Yurdusever’ in araştırmasından daha kapsamlıdır.

1.4. Araştırmanın Sayıltıları

– Hazırlanan görüşme formu, araştırmanın amaçlarını gerçekleştirecek niteliktedir.

– Araştırmaya katılan yöneticiler, görüşme sorularına içtenlikle ve gerçekçi yanıt vermişlerdir.

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

– Araştırma, 2014–2015 eğitim-öğretim yılında yapılmıştır.

– Araştırma “Okullar Hayat Olsun” Projesine katılan ortaokulların müdürleri ile sınırlıdır. Diğer okulları kapsamamaktadır.

Araştırma, Denizli ilinin merkez ilçelerinde(Pamukkale ve Merkezefendi) yapılmıştır. Denizli’ nin diğer ilçelerini ve diğer illeri kapsamamaktadır.

(4)

İKİNCİ BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Yaşam Boyu Öğrenme

Yaşam boyu öğrenme, 21. yüzyıl bilgi toplumunun getirdiği önemli bir kavramdır. Bireylerin yaşamları boyunca bilgi, görgü, beceri, nitelik ve yeterliklerinin geliştirilmesine yönelik tüm öğrenim etkinliklerini içerir. Bu etkinliklerini eğitim kuruluşları tarafından verilen ve sonunda bir diploma veya sertifika ile belgelenen resmî statülü bir öğrenim olabileceği gibi, eğitim kuruluşu tarafından verilmeyen ancak bireyin öğrenmeye yönelik etkinliklerini içeren yaygın öğrenim de olabilir. Kısaca yaşam boyu öğrenme; bireyin anne karnından mezara kadar evde, okulda, işte, her ne şekilde olursa olsun gerçekleştirdiği tüm öğrenimidir ( MEB, 2009).

Yaşam boyu öğrenme, geçirilen evreler ve yaşanan değişim ve dönüşümün etki ve hızına bağlı olarak artan bir önemle bugüne kadar birey ve toplum yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Bilgi ve iletişimin, birey ve toplumu derinden etkilediği bilgi çağında; öğrenme gereksinimi sürekli olarak artmakta, edinilen becerilere yenilerinin katılma gereksinimi ortaya çıkmakta, iş ve istihdam güvenliği sürekli olarak azalmaktadır. Diğer yandan, küreselleşmenin ve bilişim teknolojilerindeki yeniliklerin bir sonucu olarak uluslararası rekabet koşulları sürekli olarak ağırlaşmakta ve küreselleşme için yeni bir insan merkezli kalkınma modeli ortaya konmaya çalışılmaktadır. Rekabette kritik başarı faktörü; verimli ve esnek bir işgücünün yetiştirilmesine dayanmaktadır. Bu noktada yaşam boyu öğrenme, ülkelerin en önemli varlığı olan insan kaynağının niteliğinin yükseltilmesinde, ekonomiye kazandırılmasında ve istihdam edilebilirlikte önemli bir araç olarak ortaya çıkmaktadır (MEB, 2014a).

Yaşam boyu öğrenme, bilgi ve becerilerin kazanılması ve uygulanması için sürekli bir yükümlülük olup öğrenme süreçlerine ait, değişen ekonomi ve toplumların isteklerine yanıt veren bir kavramdır. Toplumsal ve ekonomik yaşamın tüm alanlarına, yaşa, cinsiyete veya toplumsal ve ekonomik statüye bakılmaksızın aktif

(5)

katılım gösterebilen bireylerin toplumda yer almasını amaçlamaktadır. Yaşam boyu öğrenme, sadece yetişkinler için yaygın eğitim,

eğitimin yenilenmesi ve ikinci eğitim fırsatı değildir. Yaşam boyu öğrenme, örgün, yaygın ve yaşamdan öğrenme olmak üzere, öğretim ve öğrenmenin her parçasını görme şeklidir.

Yaşam boyu öğrenme, bilgi ve becerilerin kazanılması ve uygulanması için sürekli bir yükümlülük olup öğrenme süreçlerine ait, değişen ekonomi ve

toplumların isteklerine yanıt veren bir kavramdır. Sosyal ve ekonomik yaşamın tüm alanlarına, yaşa, cinsiyete ya da sosyal ve ekonomik statüye bakılmaksızın aktif katılım gösterebilen bireylerin toplumda yer almasını amaçlamaktadır. Yaşam boyu öğrenme, sadece yetişkinler için yaygın eğitim, eğitimin yenilenmesi ve ikinci eğitim fırsatı değildir. Yaşam boyu öğrenme, örgün, yaygın ve yaşamdan öğrenme olmak üzere, öğretim ve öğrenmenin her parçasını görme şeklidir (MEB, 2006).

Yaşam boyu öğrenme her vatandaşa az çok belirli bir yaşa ulaşmış olmaları sebebiyle gereksinim duydukları, eğitim ve öğretimin tüm düzey ve şekillerini içeren öğrenme olanaklarına giden birçok yol sağlayan bir sistem gerektirmektedir. Bir yaşam boyu öğrenme sistemi aynı zamanda insanların bir öğrenme düzeyi ya da şeklinden diğerine hareket edebilmelerini sağlamak amacıyla farklı yollardan kazanılmış becerileri tanıyan mekanizmalar da gerektirmektedir. Yaşam boyu öğrenme, insanların öğrenme ya daşam süreleri boyunca daha iyisini yapmaya ilişkin gereksinimlerini karşılamaya yöneliktir. Bu nedenle, ‘herkes için yaşam boyu öğrenme’ anlamı ve değeri, okul öncesinden itibaren başlayan, zorunlu eğitim döneminde ve zorunlu eğitim sonrasında ki dönemlerde örgün eğitim-öğretim yoluyla gerçekleştirilen, daha sonra evde, işyerinde, üniversitelerde ve toplum içindeki diğer eğitim, sosyal ve kültür ortamlarında, kurumlarında ve yerlerinde bu öğrenme deneyimlerinin, etkinliklerinin ve eğlencelerinin sağlanması sayesinde yaşam boyunca süren tamamen karmaşık ve çok yönlü bir süreç olarak görülmelidir.

Yaşam boyu öğrenme, ülkelerin ekonomik ilerleme ve gelişimleri için, sosyal birliktelik, demokratik anlayış ve etkinlik için, kişisel gelişim ve yaşamın her alanından doyum için geliştirilmiş bir kavramdır. Bütün bunların ışığında yaşam boyu öğrenme; “bireysel, sosyal, kültürel, ekonomik ve özellikle istihdam ile ilişkili bir yaklaşımla bireylerin ilgi alanlarının tespit edilerek, bilgi-beceri-tutum ve

(6)

davranışlar ile yeterliliklerini geliştirmek amacıyla, yaşamları boyunca katıldıkları örgün, yaygın, yaşamdan öğrenme etkinlikleri ve bu etkinlikler sonucu elde edilenlerin belgelendirilmesi” olarak tanımlanabilir. Yaşam boyu öğrenme kavramı, hem bilimsel düzeyde hem de uygulama düzeyinde ele alınırken daha çok hizmet öncesi eğitime ve daha da fazla meslek eğitimine odaklanmaktadır. Bunun nedeni ise birey ve toplumların ekonomik gereksinimleri ile paralel olarak, kavramın ekonomik algılamalarının ön plana çıkarılması ve diğer anlamlarının gölgede bırakılmasıdır.

Daha açık bir ifade ile yaşam boyu öğrenme, genel olarak istihdam edilebilirliğe odaklanmakta, kazanmak için öğrenmek ön plana çıkmaktadır. Zira bilgi, ekonomi teorisyenleri tarafından önemli bir ekonomik faktör olarak değerlendirilmektedir (MEB, 2014b).

Çalışabilir yaş nüfusunda ortaya çıkan beceri eksiklikleri ve bu eksikliklerin hem bireylerde hem de genel ekonomide meydana getirdiği ve mesleklere dair yaşanan hızlı değişim ve gelişimler dikkate alındığında, kavramın ekonomik algılamalarının ön plana çıkması doğru bir yaklaşımdır. Çünkü yaşam boyu öğrenme kavramının içeriğinin ne olduğuna bakmaktan çok, nasıl, nerede ve ne için kullanıldığı daha önemlidir. Bu durum, dünyadaki bilgi ekonomisinin ve bilgi toplumu olma akımının bir gereğidir. 1996 yılının Avrupa'da ‘Yaşam Boyu Öğrenme Yılı’ olarak ilan edilmesi, uygulama düzeyindeki ilginin boyutu hakkında önemli bir göstergedir.

Yaşam boyu öğrenme; örgün öğrenmeyi, yaygın öğrenmeyi, teknik eğitim ve becerilerin kazanılmasını sağlayan kursları, iş yerinde kazanılan mesleki becerileri ve diğer becerilerin kazanılmasına yol açan öğrenmeyi de içermektedir. Bu yüzden yaşam boyu öğrenme yaş, statü ya da eğitim seviyesine bakılmaksızın okullarda, üniversitelerde, evde, işte ya da toplum içinde diğer herhangi bir yerde gerçekleştirilebilmektedir.

Türkiye’de Beşinci Kalkınma Planında (DPT, 1985-1989) eğitim, beşikten mezara kadar sürekli bir süreç olarak ele alınmıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013) ‘Eğitim Sisteminin Geliştirilmesi’ başlığı altında yaşam boyu öğrenmeye yer verilmiştir.

(7)

On Beşinci Milli Eğitim Şurası (MEB, 1996), bilginin çok hızlı üretilip yayıldığına dikkat çekerek, eğitimin tamamlanmış olması anlayışının gerilerde kaldığını vurgular. Bireylere yaşam boyu kendi alanlarıyla ilgili gelişmeleri aktaracak, örgün ya daygın eğitim programları arası geçiş ve tamamlama esaslarına dayalı, yılın her günü ve her saati hizmet verecek okul yapısı geliştirilmesi gerektiğinin altını çizer. Ayrıca, söz konusu şurada, sürekli kitle eğitimiyle, öğrenen birey ve öğrenen toplumun oluşturulması hedeflenmiştir.

‘Türkiye Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi’ Yüksek Planlama Kurulunun 5 Haziran 2009 tarih ve 2009/21 kararı ile onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. Anılan belgede önerilen modelde, ülkede yaşayan hemen hemen her bireyin sistem içerisine çekilmesi, ilgi ve gereksinimleri yönünde gelişiminin sağlanması, gelişimin sürdürülebilir duruma getirilmesi ve sonuçta kazanılan bilgi, beceri ve deneyimlerin bölgesel, ulusal ve uluslararası seviyede kullanımına fırsat verecek ortamın hazırlanması için bütün ilgililerin sorumluluk anlayışı içerisinde görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmeleri beklenmektedir. Belge ile yaşam boyu öğrenme sisteminin oluşmasına katkıda bulunabilecek genel çerçeve çizilmektedir.

Yaşam boyu öğrenme sisteminin etkinliğini ve verimliliğini arttırmaya yönelik olarak hazırlanan 2014-2018 Dönemi Ulusal Hayat Boyu Öğrenme Stratejisi belgesinde:

1. Toplumda Hayat Boyu Öğrenme Kültürü ve Farkındalığı oluşturulması, 2. Hayat Boyu Öğrenme Fırsatlarının ve sunumunun artırılması,

3. Hayat Boyu Öğrenme Fırsatlarına Erişim Artırılması,

4. Hayat Boyu Rehberlik ve Danışmanlık Sisteminin Geliştirilmesi, 5. Önceki Öğrenmelerin Tanınması Sisteminin Geliştirilmesi,

6. Hayat Boyu Öğrenme İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Geliştirilmesi önceliklerine yer verilmiştir (MEB, 2014b).

Nitelikli İnsan ve Güçlü Toplum felsefesiyle hazırlanan 10. Kalkınma Planı yaşam boyu öğrenmenin, Türkiye’nin kalkınması için en önemli unsurlardan birisi olduğunu vurgulamaktadır.

(8)

2.2. Okullar Hayat Olsun Projesi

Kamu kaynaklarının daha verimli ve etkili kullanılabilmesi için, gelişmiş birçok ülkede okullardan okul saatleri dışında da yararlanılmasına yönelik eğilimler artmaktadır. Okullar okul saatleri dışında, hafta sonlarında ya daz aylarında hizmet sunan kurumlar haline dönüşmüşlerdir. Okulların boş zamanlarında, yalnızca öğrencilere değil aynı zamanda okul çevresindeki mekânlarda yaşayan mahalleli yetişkinlere de hizmet verilmektedir. Öğrencilere yönelik etüt ve kurslarla eğitimin niteliğinin artırılması amaçlanırken, yetişkinlere yönelik mesleki, toplumsal ve kültürel hizmetler ile okul adeta eğlenme ve dinlenme etkinliklerini de içinde barından öğrenme alanlarına dönüşmektedir. Yetişkinlere meslek ve beceri kazandırılması, sosyal ve kültürel eğitimlerle destek olunması ve yetişkinlerin boş zamanlarını okul içinde değerlendirmesinin öğrenme süreçlerine ve eğitim niteliğine etkisi oldukça yüksektir. Bu kapsamda etkinlik gösteren okullar, çevresindeki toplumla bütünleşen öğrenme merkezi haline gelmektedir (MEB, 2011).

Gelişmiş birçok ülkede okullardan okul saatleri dışında da yararlanılmaktadır.

Türkiye’de ise okullardan gündüz saatlerinin yalnızca % 30’ u dolayında yararlanılmaktadır. Geri kalan saatlerde ve akşamları ise kıt kaynaklarla yapılan bu milli servet atıl kalmaktadır. Normal öğretimin yapıldığı okullarda eğitim genelde 14.00 – 15.00 arasında sona ererken, ikili öğretimde bu süre 17.00 – 18.00’e kadar çıkmaktadır. Okullar gece vakitlerinde hizmete açılmadığı gibi hafta sonları çoğunlukla tümüyle kapalıdır. Öğrenciler, aileler ve halk, okulların eğitsel olanaklarından yeterince yararlanmamaktadır.

Okullardan okul saatleri dışında da yararlanılması gereğinin ikinci nedeni, aslında çoğu yerleşim yerinde okul binalarının, eklentilerinin (spor salonu, kütüphane) ve bahçelerinin tek ve en büyük ortak kullanım alanı olmaları, halka hizmet üretilebilecek bu büyüklükte başka fiziki kapasitenin bulunmamasıdır.

Gerçekten, birçok il ve ilçemizde topluma hizmet sunabilecek başka mekânlar bulunmamakta ve kıt kaynaklar buralarda yeni tesislerin yapılmasına olanak vermemektedir. Diğer taraftan hızlı kentleşme, kaynakları bulunan yerleşim yerlerinde dahi bu tür alanlar yapılmasını sınırlandırmaktadır. Birçok büyük şehir için okul binaları ve özellikle bahçeleri halkın nefes alabileceği biricik alanlar konumunda bulunmaktadır.

(9)

Diğer taraftan birçok gelişmiş ülkede ve Türkiye’de belediyelerin toplumun ekonomik, toplumsal ve fiziki kalkınmasından sorumlu belediyecilik anlayışı gereği eğitimden sağlığa, spor etkinliklerinden zararlı alışkanlıklarla mücadeleye kadar birçok alanda toplumsal sorumluluk gereği hizmet verdikleri bilinmektedir. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere birçok il ve ilçe belediyesi, öğrencilere ve yetişkinlere yönelik hizmetler sunmak amacıyla çalışmalar yapmakta ve bu amaçla çok sayıda hizmet merkezi oluşturmuş bulunmaktadır. Ancak, bu tür hizmetleri sunabilen belediye sayısı sınırlı olduğu gibi, bu belediyelerin dahi hizmetleri tüm şehre yaygınlaştırma sorunu yaşadıkları bilinmektedir. Yapılan değerlendirmelerde bu alanda çok çaba harcayan ve çok sayıda toplumsal hizmet kurumu kuran belediyelerin eriştiği nüfus büyüklüğünün okullarla işbirliği yapılması halinde, yerellik ilkesi gereğince kat kat fazlalaşacağı ileri sürülmektedir. Okullarla işbirliğinin belediyelere, halka erişme ve hizmetlerini tanıtma fırsatı sunacağı da açıktır.

Bu konuda örnek olarak Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan pilot uygulama önemli bir göstergedir. Pilot proje kapsamında mahallelinin talebiyle ilk bir ay içinde bir ilköğretim okulunda saat 19.00’da başlayıp 22.00’de sona eren 160 kişinin katıldığı şu kurslar düzenlenmiştir. Açılan Kurslar: İngilizce, Arapça, Doğalgaz Ateşçiliği, Ebru, Bilgisayar (Ofis Programları), Sağlıklı Yaşam Egzersizleri ve Güreş.

Açılması Planlanan Kurslar: Semazen, Çini, Ebru, Arapça, Katı Yakıt Kalorifer Ateşçiliği, Aşçılık (Bağımsız anaokullarının mutfağında bu eğitim verilebilir), Kuaförlük, El Sanatları, Uygulamalı Tiyatro, Açık Liseye yönelik yetiştirme kursları, Açık İlköğretime yönelik yetiştirme kursları. Düzenlenmesi Planlanan Toplantı, Seminer ve Konferans Konuları: Ev Kazaları semineri, Apartman Yöneticiliği Semineri, Sağlıklı Beslenme Semineri, Sigaranın Zararları Semineri (MEB, 2011). Görüldüğü gibi proje iyi uygulandığı takdirde olumlu yönde kazanımlar sağlayacağı açıktır.

Yaşam boyu öğrenme felsefesi temelinde Okullar Hayat Olsun Projesi ile bireylerin okulların fizikî olanaklarından ders dışı zamanlarda daha çok yararlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca, vatandaşların kurs ve kurs dışı eğitim etkinliklerden ve

(10)

çeşitli etkinliklerden yararlanması ile okulların birer yaşam boyu öğrenme merkezi ve yaşayan güvenli alanlar haline gelmesi, Okullar Hayat Olsun Projesinin temel amaçlarındandır.

“Okullar Hayat Olsun” projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Katılımcı gönüllü belediyeler arasında uygulama protokolü imzalanmıştır. Bu protokol gereğince;

a) Okul bina ve eklentileri ile okul bahçelerinden yeterince yararlanılması,

b) Okul-aile ilişkisi ve ailelerinin okula aidiyetlerinin güçlendirilmesi,

c) Halkın artan mesleki, toplumsal ve kültürel hizmet isteğinin karşılanması,

ç) Yaşam boyu öğrenmenin yaygınlaştırılması, d) Ülke kaynaklarının etkin kullanılması,

e) Fiziki kapasitenin okul alanları ve bahçeleri ile sınırlı olduğu çoğu il ve ilçede hizmet üretme potansiyelinin ortaya çıkarılması,

f) Belediyelerin okul bina ve bahçelerini okul saatleri dışında kullanarak hizmet üretmeleri,

g) Kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması, ğ) Belediye hizmetlerinin yaygınlaştırması,

h) Toplumun öğrenme imkânlarının genişletilmesi, fırsatları sağlanmış olacaktır.

Bu protokol çerçevesinde geliştirilebilecek örnek işbirlikleri okulların fiziki koşulları, mahallelinin talebi ve belediye kaynakları dikkate alınarak her okulda farklı biçimlerde ve bir ya da birkaç alanda işbirliği yapılarak uygulanabilir.

a) Konferans salonları, çok amaçlı salonlar ve derslikler:

1) Konferans salonları, çok amaçlı salonlar ve derslikler mesleki, toplumsal ve kültürel eğitimler ve etkinlikler için toplum hizmetine açılabilir. Belediyeler tarafından düzenlenmekte olan tüm meslek edindirme kursları, sanat ve hobi içerikli tüm kurslar, okullarda düzenlenebilir.

(11)

2) Konferans ve çok amaçlı salonlardan belediyelerin ve tüm kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının sosyal ve kültürel nitelikli etkinliklerinde yararlanılabilir.

3) Ailelerin okullara aidiyetini artıracak toplantı, seminer ve konferanslar, aile-çocuk eğitimine ilişkin bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri, okuma yazma kursları vb. etkinlikler, okulların konferans salonlarında ve dersliklerde düzenlenebilir.

4) Belediyeler okulların bu olanaklarını kendi personelinin hizmet içi eğitimi, toplumsal ve sportif etkinlikleri için kullanabilir.

b) Bilgi Teknolojisi Sınıfları ve Kütüphane

1) Bilgi teknolojisi sınıfları okulun giriş katına konumlandırılarak öğrencilerin ve velilerin hizmetine sunulabilir. Bu sınıfların duvarları temel eserlerden oluşan bir kütüphane ile donatılmalı, orta mekâna yeterli sayıda bilgisayar konularak öğrencilere internete erişim ve ödevlerini hazırlayıp çıkış alma olanağı sunulmalıdır. Bu sayede öğrencilerin ve gençlerin güvenli ortamlarda internete erişmeleri ve ödünç verme hizmetleri ile mahallelinin kitap okuma alışkanlığının güçlendirilmesi sağlanabilecektir. Veliler çocuklarını internet salonlarına göndermek yerine yerel özelliklere göre okul saatleri dışında saat 20.00 – 21.00’e kadar açık olacak bu mekânlardan yararlanmayı tercih edeceklerdir. Okul saatlerinde öğrencilerin yararlanmasına açık olacak bu sınıflarda yetişkinler ve öğrenciler için bilgisayar ve dil kursları açılabilir.

2) Ayrıca e-kütüphaneler oluşturularak ulusal ve uluslararası veri tabanlarına erişim sağlanabilir ve okul bünyesinde öğrencilere yönelik ücretsiz eğitim içerikleri ile bu alanlar donatılabilir.

c) Spor Salonları

1) Spor salonları, öğrenciler, gençler, çevre ve amatör spor kulüplerinin yararlanabileceği şekilde kullanılabilir. Bu salonlarda okullarda olmayan ve gençler için cazip olan spor alanlarında kurslar düzenlenebilir (güreş, uzak doğu sporları, atletizm vb).

2) Bu salonlar fitness programı sunacak ekipmanlarla donatılarak hem örgün öğretim öğrencilerine hem de mahallelinin yararlanmasına açılabilir. Kadınlar için

(12)

özel programlar düzenlenebilir. Böylece spor ve sağlıklı yaşam olanakları toplumun tüm kesimlerine yayılabilir.

ç) Okul Bahçeleri ve Oyun Alanları

1) Özellikle büyük şehirler başta olmak üzere hemen tüm yerleşim birimlerinde okul bahçeleri mahallelinin eğlenme ve dinlenme etkinlikleri için yararlanabilecekleri, çocuklar ve gençlerin oyun oynayıp spor yapabilecekleri ortamlar olarak kullanılabilir.

2) Okul bahçeleri ağaçlandırılarak ve oyun alanları ile donatılarak öğrencilere ve ailelere açılabilir. Bu ortamların kullanılması, büyük şehirlerde bunalan halkın rahatlamasına, komşuluk ilişkilerinin gelişmesine ve mahallelinin okula sahip çıkmasına katkı sağlayacaktır.

3) Bu alanların güvenliği sağlanmak suretiyle mahallelinin buluşma ortamları olması ve sosyal etkinliklerin gerçekleştirilebileceği alanlar haline dönüştürülebilir.

Belediyeler okul bahçelerini yeniden düzenleyerek ve güvenliğini sağlayarak bu hizmeti verebilirler.

4) Okul bahçelerinin ağaçlandırılmasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı da katkı sağlayacaktır.

Proje uygulama sürecinde tarafların bazı sorumluluk ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Anılan sorumluluk ve yükümlülükler şu şekildedir:

Milli Eğitim Bakanlığının yükümlülükleri:

a) İl/ilçe milli eğitim müdürlükleri:

1) Standartları itibariyle Protokol kapsamında işbirliğine uygun olan okullar ve işbirliği alanlarını belirlemek.

2) Protokol çerçevesinde yer alan okul birimlerinin Protokol yapılan belediyeye hazır halde sunulmasını sağlamak.

3) Okullarda sunulacak hizmetlerin gerektirdiği ısınma ve aydınlanma giderlerini karşılamak.

4) Hizmetlerin gerektirdiği eğiticilerin halk eğitim merkezleri aracılığıyla görevlendirilmesini izlemek.

5) Okul bahçelerinin düzenlenmesi ve ağaçlandırılmasının tip projelere uygun olarak yapılmasını izlemek.

(13)

b) Okul müdürlükleri:

1) Projenin okulda etkin bir biçimde uygulanmasını sağlamak ve işbirliği anlayışına uygun bir çalışma ortamı oluşturmak.

2) Okul birimlerinin işbirliği yapılabilecek alanlarını belirlemek ve bu birimleri Protokol yapılan belediyeye hazır halde sunmak.

3) Gereksinim duyulduğunda hizmetlerin sunulabilmesi için ücretli öğretmen görevlendirilmesini sağlamak.

4) Okul bahçelerinin düzenlenmesi ve ağaçlandırılmasının projelere uygun olarak yapılmasını sağlamak.

Türkiye Belediyeler Birliği, belediyelerin yükümlülükleri:

a) Protokol yapılan birimlerde sunulacak hizmetler için yeterli insan gücü ve bütçeyi sağlamak.

b) Okulda mevcut bulunmaması halinde işbirliği içinde kullanılacak alanların tesisi ya da eksiklerinin giderilmesine yönelik yatırım harcamalarını yapmak.

c) Hizmet verilen alanların güvenliğini sağlamak.

ç) Okul saatleri dışında hizmet verilen birimleri okullar/öğrenciler için örgün eğitime hazır halde bırakmak (temizlik ve bakımının sağlanması).

Orman ve Su İşleri Bakanlığı – Orman Genel Müdürlüğü Bölge ve İşletme Müdürlüğü yükümlülükleri:

a) Uygulama yapılacak ve ağaçlandırılacak okul bahçeleri için ön etüt rapor ve uygulama projeleri hazırlamak.

b) Okul bahçelerinin ağaçlandırılması için gerekli olan fidanları en yakın fidanlıklardan bedelsiz olarak Milli Eğitim Bakanlığı birimlerine ulaştırmak.

c) Ağaçlandırılması istenen alanlara fidan dikimini gerçekleştirmek ve üç yıl süreyle bu alanların bakım hizmetlerini sunmak.

Bu Protokol, imzalandığı tarihten itibaren beş yıl süre ile geçerlidir. Ancak tarafların süre uzatımına ilişkin gereksinimlerini belirtmesi halinde tekrar imzalanabilmektedir. Bu noktada projenin amacı, gerekçeleri, kapsamı ve yükümlü tarafların işbirliği önemli bir konu olarak değerlendirilebilir.

(14)

2.3. İlgili Araştırmalar

Yurdusever (2014) “Okullar Hayat Olsun Projesi Uygulamalarının ve Kazanımlarının Değerlendirilmesi” konulu tez çalışması yapılmıştır. Bu çalışma 2013-2014 öğretim yılında yalnızca bir ortaokulda yürütülmüştür. İlgili araştırmanın sonucuna göre “Okullar Hayat Olsun” Projesinin yararlı olduğu ancak, projenin ilgili kurumlardan yeterli desteği görmediği tespit edilmiştir. Projenin başarılı olabilmesi için, protokol imzalanan tüm kurum ve kuruluşların protokol kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmeleri için çeşitli düzenlemelerin yapılması, eğitim öğretim etkinliklerinin içeriğinin geliştirilmesi önerilmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÖNTEM

Bu bölümde, araştırmanın deseni, çalışma grubu, veri toplama aracı ve verilerin çözümlenmesine ilişkin bilgiler yer almaktadır.

3.1. Araştırma Deseni

Bu çalışmada, 2011 yılında başlatılan “Okullar Hayat Olsun” projesine ilişkin ortaokul müdürlerinin görüşlerini irdelemek amaçlanmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır.

3.2. Çalışma Grubu

Araştırmada, Denizli merkez ilçelerinde (Pamukkale ve Merkezefendi)

“Okullar Hayat Olsun” Projesine katılan ortaokul müdürlerinden gönüllü olarak katılan 10 müdürle görüşülmüştür. Bu katılımcılar, kartopu örneklemesi yöntemi ile belirlenmiştir. Patton’a (1987) göre, kartopu örnekleme “bu konuyla ilgili olarak kimlerle görüşmemi önerirsiniz?” gibi basit bir soruyla başlamaktadır. Daha sonra, ilk katılımcının verdiği bilgiler ışığında ulaşılan kişilerle görüşmeler yapılmış ve çalışma grubu oluşturulmuştur. Bu araştırmada da, Okullar Hayat Olsun Projesine katılmış ve araştırmacının tanıdığı bir müdüre ulaşılmış, daha sonra onun verdiği

(15)

isimler üzerinden gönüllü olarak çalışmaya katılmak isteyen bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Çalışma grubundaki katılımcılara (K1, K2, K3) gibi kodlar verilmiştir. Çalışma grubuna ilişkin demografik bilgiler Tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo 1.

Çalışma grubunun demografik özellikleri

Katılımcı Cinsiyet Müdürlük Branş

Kodu Süresi

K1 Erkek 8 Din Kültürü

K2 Erkek 12 Sosyal Bilgiler

K3 Erkek 7 Fen Bilimleri

K4 Erkek 7 Türkçe

K5 Erkek 9 Din Kültürü

K6 Erkek 6 Tek. ve Tasarım

K7 Kadın 4 Türkçe

K8 Erkek 5 Türkçe

K9 Erkek 6 Sosyal Bilgiler

K10 Erkek 5 Türkçe

Tablo 1’de görüldüğü gibi çalışma grubunda 9 erkek, 1 kadın bulunmaktadır.

Müdürlükte geçirilen süre bağlamında düşünüldüğünde 4 ve 12 yıl arasında hizmet süresi bulunmaktadır. Branş bazındaki dağılımda çalışma grubunun ağırlıklı olarak Türkçe öğretmenliği branşından olduğu görülmektedir.

3.3. Veri Toplama Aracı

Çalışmada veriler, katılımcılarla yüz yüze görüşülerek daha önceden hazırlanmış ‘yarı yapılandırılmış görüşme formu’ ile elde edilmiştir. Alanyazından elde edilen bilgiler doğrultusunda görüşme formu hazırlanmıştır. Görüşme formu iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmaya katılanların demografik özelliklerine ilişkin sorular vardır. İkinci bölümde “Okullar Hayat Olsun” projesi kapsamında düzenlenen protokoller ve bu protokoller sonucu yapılan etkinlikler,

(16)

projenin olumlu ya da olumsuz yanları, projenin sağladığı katkılar, projenin uygulama süreci ve ekonomik boyutuna ilişkin çeşitli sorular bulunmaktadır.

3.4. Verilerin Çözümlenmesi

Verilerin çözümlenmesinde, içerik analizi türlerinden ‘tümevarımcı analiz’

kullanılmıştır. Öncelikle, ham veriler, araştırmacı tarafından ayrı ayrı okunmuş, verilen yanıtlarda ortak noktalar bulunmuş ve ayrı ayrı kodlar oluşturulmuştur. Daha sonra kodlardan yola çıkılarak belirli ana ve alt temalar oluşturulmuş ve veriler betimsel bir anlatımla sunulmuştur. Temalar, bulguların daha kolay anlaşılabilmesi için tablolaştırılmış ve tablolardaki veriler katılımcı yanıtlarıyla doğrudan desteklenmiştir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR ve YORUMLAR

“Okullar Hayat Olsun” projesinin yürütüldüğü okullardaki müdürlerin projenin çeşitli yönlerine ilişkin görüşleri üç alt temada incelenmiştir. Anılan temalar kamu kurumlarıyla işbirliği, kazanımlar ve uygulama sürecinde yaşanan sorunlar şunlardır.

4.1. Kamu kurumlarıyla işbirliği

Proje sürecinde kamu kurumlarıyla olan işbirlikleri, katılımcı ifadelerinden anlaşılmaktadır. Tablo 2’de katılımcıların verdikleri yanıtlardan çıkarılan kodlar sunulmuştur.

Tablo 2. Kamu kurumlarıyla işbirliği

Kod Katılımcı Kodu

Belediye K1,K5, K6,K8,K9

Orman ve Su İşleri Müdürlüğü K3,K8

İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü K2,K3,K4,K5,K7,K9,K10

(17)

Okullar Hayat Olsun projesine ilişkin yapılan işbirlikleri, katılımcılar tarafından Belediye, Orman ve Su İşleri Müdürlüğü ve İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere üç başlıkta ifade edilmiştir. Bazı katılımcıların ifadeleri aşağıda sunulmaktadır. Proje kapsamında belediyelerin desteklerini ifade eden bazı katılımcılar, belediyelerin okul bahçesine kamelya yapmak, bahçeye kilit taşı yaptırmak, ağaç budama ve altyapı işlerinde yardımcı olmak gibi önemli destekler sunduklarını belirtmişlerdir.

K1: “Okullar Hayat Olsun projesi çerçevesinde belediye ile önemli işbirlikleri geliştirdik. Örneğin, belediye okulumuza bir kamelya yaptırdı. Bu kamelyada çocuklarımız ve öğretmenlerimiz özellikle bahar ya daz dönemlerinde boş zamanlarını daha güzel şekilde geçirmektedirler. Öğrenci ve öğretmenlerimiz arasında iletişimi güçlendirdiğini de düşünmekteyim. Hatta bazen velilerimiz de geldiğinde kamelyada oturup çocuğuyla görüşebiliyor ya da öğretmeniyle görüşebiliyor.”

Görüldüğü gibi belediyenin okul bahçesinde yaptığı kamelyanın okul paydaşlarının tamamına önemli katkılar sağladığı söylenebilir. Bir gereksinimin MEB desteğiyle yürütülen bir projede karşılık bulması, önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Diğer yandan bir başka katılımcı belediyenin okulun yakınına yaptırdığı halı sahaya değinmiştir.

K5: “Belediyemiz öğrencilerimizin kullanmaları için okulumuza yakın bir alana halı saha yaptırmıştır. Bu sayede öğrencilerimiz herhangi bir ücret ödemeden halı sahada futbol oynayabilmektedirler. Öğretmenlerimiz de haftalık maçlarını artık bizim halı sahamızda yapıyorlar ve takımlara okul öğrencilerinden de katılanlar oluyor. Velilerin de çok hoşuna gittiğini düşünüyorum. Onlar da bazen maçlara katılabiliyorlar. Bu sene turnuva düzenlemeyi de düşünüyoruz.”

Belediye ile yapılan işbirliklerine değinen bir başka katılımcı, belediyenin altyapı hizmetlerinde yardımcı olduğunu belirtmiştir.

(18)

K6: “Okulumuzun altyapı olanaklarının geliştirilmesi konusunda belediye destek vermektedir. Fosseptik işleri, ağaç budama ve kilit taşı döşeme gibi konularda belediye bize yardımcı olmuştur. Bunun için herhangi bir protokol falan imzalamadık. Ancak belediye yetkililerine projeden söz edince daha ilgili ve daha fazla yardımcı olmaya çalıştılar. Aslında bu tür projelerle okul ve belediyeler arasındaki bağların güçlendirilmesi sağlanabilir.”

K6 ifadelerinde önemli bir noktaya değinmektedir. Okullar ve belediyeler arasındaki bağların güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu durum çeşitli projeler yoluyla yapılabilir. Okullar Hayat Olsun Projesi bu tür girişimler için önemli bir başlangıç olabilir.

Belediye ile işbirliği çerçevesinde yapılan uygulamaları değerlendiren bir başka katılımcı, bir önceki katılımcı ile benzer görüşleri belirtti.

K9: “Okulumuz bahçesi için asfalt ya da daha farklı bir zemin gerekiyordu.

Bu konuda yardım almak için birkaç defa belediyeye başvurduk. Sonuçta proje sürecinde okulumuz oyun alanına yumuşak zeminli oyun alanı yaptırdık. Bahçemize de kilit taşı döşettik. Belediye kilit taşı konusunda işçileriyle birlikte yardımcı oldu.

Okulumuza parasal açıdan fazla yük olmadan güzel bir bahçe düzenlemesi yaptık.”

Katılımcı ifadelerinden anlaşıldığı gibi Okullar Hayat Olsun projesinin yürütüldüğü okullarda belediyelerle çeşitli işbirlikleri yürütülmektedir. Ancak bu işbirliğinin yeterli olupolmadığı tartışılabilir. Çünkü proje kapsamında belediyelere, okulda mevcut bulunmaması halinde işbirliği içinde kullanılacak alanların tesisi ya da eksiklerinin giderilmesine yönelik yatırım harcamalarını yapmak, hizmet verilen alanların güvenliğini sağlamak, okul saatleri dışında hizmet verilen birimleri okullar/öğrenciler için örgün eğitime hazır halde bırakmak (temizlik ve bakımının sağlanması) gibi yükümlülükler getirilmektedir. Anılan yükümlülüklere ilişkin katılımcı ifadelerine bakıldığında, çeşitli harcamaların ve insan kaynağının belediyeler tarafından belli bir düzeyde karşılandığı söylenebilir. Okullar Hayat Olsun projesinin en önemli yeniliklerinden biri, okul alanlarında vatandaşlara hizmet sunulmasıdır. Hizmet verilen alanların güvenliğini sağlamak, protokol gereğince

(19)

belediyelerin sorumluluğuna verilmiştir. Katılımcılar bu konuya ilişkin herhangi bir ifadede bulunmamışlardır. Diğer yandan okul saatleri dışında hizmet verilen birimleri okullar/öğrenciler için örgün eğitime hazır halde bırakmak (temizlik ve bakımının sağlanması) da önemli bir yükümlülüktür. Katılımcı ifadelerinde belediyelerin bu yükümlülüğüne ilişkin herhangi bir ifade yoktur.

Okullar Hayat Olsun projesinde okul müdürlüklerinin işbirliği kurdukları kamu kurumlarından bir diğeri de Orman ve Su İşleri Müdürlüğüdür. Bu konuya ilişkin bazı katılımcılar, Orman ve Su İşleri Müdürlüğünün çeşitli destekler sunduğunu belirtmektedirler.

K3:”Orman ve Su İşleri Müdürlüğü tarafından okulumuza ağaç fidanları gönderilmiştir. Bu fidanları kendi çabalarımızla diktik. Bunun dışında herhangi bir uygulama yapmadık.”

Orman ve Su İşleri Müdürlüğü’nün proje kapsamında üstlendiği sorumluluklar şu şekildedir: Uygulama yapılacak ve ağaçlandırılacak okul bahçeleri için ön etüt rapor ve uygulama projeleri hazırlamak, okul bahçelerinin ağaçlandırılması için gerekli olan fidanları en yakın fidanlıklardan bedelsiz olarak okula ulaştırmak, ağaçlandırılması istenen alanlara fidan dikimini gerçekleştirmek ve 3 yıl süreyle bu alanların bakım hizmetlerini sunmaktır. Bu konuya değinen bir başka katılımcı, Orman ve Su İşleri Müdürlüğüyle olan işbirliğinin yeterli düzeyde olmadığını vurgulamaktadır.

K8: “Proje sürecinde Orman ve Su İşleri Müdürlüğünden bahçemiz için fidan talep ettik ve aldık. Ancak dikimi ve bakımı ve ayrıca peyzaj çalışmaları için herhangi bir destek görmedik. Bu durumu okul olanaklarıyla aşmaya çalıştık. Para ve eleman eksikliğinden dolayı sıkıntılar yaşadık. Onun için protokolde belirtilen yükümlülükleri, Orman ve Su İşleri Müdürlüğünün yerine getirmesi önemli bir konudur.”

Yukarıda vurgulanan Orman ve Su İşleri Müdürlüğüne ait yükümlülüklerin istenen düzeyde sağlanamadığını belirten katılımcı, sadece fidan vermekle okul bahçesinin düzenlenemeyeceğini belirtmektedir. Çünkü Orman ve Su İşleri Müdürlüğü fidan isteyen vatandaşlara istenilen fidanı vermektedir. Bu projeye özgü

(20)

bir durum değildir. Bu nedenle protokolde geçen yükümlülüklerden özellikle ağaçlandırılması istenen alanlara fidan dikimini gerçekleştirmek ve 3 yıl süreyle bu alanların bakım hizmetlerini sunmak maddesinin uygulamasında yardımcı olması gerektiği söylenebilir. Katılımcı ifadeleri dikkate alındığında, Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında Orman ve Su İşleri Müdürlüğüyle yapılan işbirliklerine değinen çok az katılımcı olduğu görülmektedir.

Proje kapsamında il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin rolüne değinen bazı katılımcılar, proje kapsamında yapılan çalışmaların izlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda müdürlüklerin destek sağladığını belirtmektedirler. Yapılan protokol gereğince il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin yükümlülükleri şöyledir:

1) Standartları itibariyle Protokol kapsamında işbirliğine uygun olan okullar ve işbirliği alanlarını belirlemek.

2) Protokol çerçevesinde yer alan okul birimlerinin Protokol yapılan belediyeye hazır halde sunulmasını sağlamak.

3) Okullarda sunulacak hizmetlerin gerektirdiği ısınma ve aydınlanma giderlerini karşılamak.

4) Hizmetlerin gerektirdiği eğiticilerin halk eğitim merkezleri aracılığıyla görevlendirilmesini takip etmek.

5) Okul bahçelerinin düzenlenmesi ve ağaçlandırılmasının tip projelere uygun olarak yapılmasını takip etmek.

K2: “Proje kapsamında bazı kurslar açmaya karar verdik. Halk oyunları kursu için talep vardı. Bir de İngilizce kursu için. Müdürlüğümüzle gerekli yazışmaları yaptıktan sonra Halk Eğitim merkezi aracılığıyla öğretmen bulduk. Ve öğretmenlerimizin de katıldığı yararlı bir kurs oldu.”

Aynı şekilde bir başka katılımcı okulunda açmak istediği kurslarda milli eğitim müdürlüğünün çeşitli desteklerini gördüğünü belirtmektedir.

K10: “Eskiden de kurs açabiliyorduk ama prosedür daha uzun sürüyordu.

Şimdi proje kapsamında yapmak istediğimiz bir şeyi milli eğitim müdürlüğü

(21)

destekliyor. Ya da kolaylaştırıyor da diyebiliriz. Bir de okul bahçemizi düzenlerken nasıl olması gerektiğine ilişkin milli eğitimden destek aldık.”

Katılımcı ifadelerinden anlaşıldığı gibi Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında okullarda yürütülen uygulamalar için milli eğitim müdürlüklerinin destekler sunduğu söylenebilir. Ancak protokol çerçevesinde verilen yükümlülüklerin çoğuna ilişkin katılımcılar herhangi bir görüş belirtmemişlerdir.

Diğer yandan Milli eğitim müdürlüklerinin yükümlülüklerine bakıldığında, projeye özel getirilen yükümlülük olarak protokol çerçevesinde yer alan okul birimlerinin protokol yapılan belediyeye hazır halde sunulmasını sağlamak maddesi görülebilir.

Milli eğitim müdürlüklerine verilen sorumlulukların tamamı proje dışında da görevdir. Dolayısıyla projeye özgü olarak verilen sorumluluk ve yükümlülüklerden söz etmek pek olanaklı görünmemektedir.

4.2. Kazanımlar

Çalışma kapsamında elde edilen verilerden yola çıkarak oluşturulan alt temalardan ikincisi, proje sürecinde elde edilen kazanımlara ilişkindir. Anılan kazanımlara ilişkin okul müdürlerinin farklı görüşleri vardır. Genel olarak Okullar Hayat Olsun projesinden beklenen yararlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Okul bina ve eklentileri ile okul bahçelerinden yeterince yararlanılması.

2. Okul-aile ilişkisi ve ailelerin okula aidiyetlerinin güçlendirilmesi.

3. Halkın artan mesleki, toplumsal ve kültürel hizmet isteğinin karşılanması.

4. Yaşam boyu öğrenmenin yaygınlaştırılması.

5. Ülke kaynaklarının etkin kullanılması.

6. Fiziki kapasitenin, okul alanları ve bahçeleri ile sınırlı olduğu çoğu il ve ilçede hizmet üretme potansiyelinin ortaya çıkarılması.

7. Belediyelerin, okul bina ve bahçelerini okul saatleri dışında kullanarak hizmet üretmeleri.

8. Kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması.

9. Belediye hizmetlerinin yaygınlaştırması.

10. Toplumun öğrenme olanaklarının genişletilmesi.

(22)

Katılımcıların ifadeleri, yukarıda sayılan yararlar ışığında değerlendirildiğinde, projeden sağlanan yarar ve kazanımlar daha açık ve anlaşılır olarak incelenebilir. Bu bağlamda katılımcıların bazıları projenin okula ve okul çevresine katkı sağladığını, bazıları da çeşitli sorunlardan dolayı projenin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin zor odluğunu belirtmişlerdir.

K1: “Proje çerçevesinde kurumların birbirleriyle işbirliği içinde olması olumlu bir kazanım olarak görülebilir. Ancak projenin daha etkin şekilde yürütülmesi için bu işbirliklerinin sağlam temellere oturtulması gerekiyor. Bence ciddi planlama ve destek sağlansa güzel olabilir. Mesela ben, okul müdürü olarak belediye ve diğer kurumlarla daha içli dışlı olmaya çalışıyorum. Ama karşılıklı olması gerekiyor bunların tabii.”

Katılımcının ifade ettiği gibi proje sürecinde kurumlarla işbirliği önemli bir kazanım olarak değerlendirilebilir. Nitekim projenin temel yarar ve kazanımlarından biri, kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması olarak belirlenmiştir. Söz konusu beklentinin gerçekleşmesi için katılımcı, işbirliklerinin karşılık bulması gerektiğini vurgulamaktadır. Diğer bir katılımcı da proje sayesinde okul gereksinimlerinin giderilmesi konusunda daha rahat olduğunu belirtmektedir.

K3: “Projeden biz memnunuz. Bu kapsamda okulun gereksinimlerin giderilmesi daha rahat oluyor. Bir de açılan kurslar ve etkinliklerde kurumlar arası etkileşime olumlu etkisi oluyor. Zaten bunlar olması gereken şeyler ama bu proje yoluyla daha çok adını koyabiliyoruz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama neye dayanarak? Bu proje aslında bizim için gerekçe oldu biraz da.”

Katılımcının ifadelerinden de anlaşıldığı gibi Okullar Hayat Olsun Projesi, olması gereken duruma bir gerekçe zemini oluşturmaktadır. Genel olarak ele alındığında milli eğitim müdürlükleri, okul müdürlükleri, belediye, orman ve su işleri gibi kamu birimleri birbirleriyle daima iletişim ve etkileşim halinde olmaları ve işbirlikleri kurmaları beklenen bir durumdur. Bu beklentinin gerçekleşmediği durumlarda üst düzeyde hazırlanan bazı projeler kamu birimleri arasındaki mesafeyi azaltmak için yapılmaktadır. Katılımcının da belirttiği gibi zaten olması gereken bir işbirliğinin proje yoluyla daha sağlam ve gerçekçi bir zemine oturtulması önemli bir

(23)

kazanım olabilir. Aynı noktaya değinen bir başka katılımcı, Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında yapmak istediği şeyleri daha kolay yaşama geçirebildiğini belirtmiştir.

K7: “Projenin en önemli yararı işte biz bir şeyler yapmaya karar verince neye ve kime göre diye sorduklarında proje diyoruz. O zaman daha fazla kabul görüyor yapmak istediğimiz şeyler. Prosedür çok fazla olmuyor o zaman. O yönden iyi ama çok titiz incelemek lazım her şeyi.”

Katılımcının ifadelerinden anlaşıldığı gibi proje okul içi ve dışı yapılmak istenen ve planlanan etkinliklerin uygulama sürecinde kolaylık sağlamaktadır. Ancak önemli bir nokta olarak, titiz bir çalışma gerektirdiğine de vurgu yapılmaktadır.

Farklı bir noktaya değinen bir başka katılımcı veliler ve mahalle halkına sağladığı yararlara ilişkin görüşünü belirtmektedir.

K4: “Bizim okulun bulunduğu konum itibariyle biraz kenar bir yerdeyiz. Bu yüzden mahalle ve velilerimizle olan iletişimimiz çok zayıf, hatta yok denecek kadar azdı. Proje sürecinde açtığımız bazı kurslar sayesinde mahalleliyi okula çekebildik.

Okula geldiler, gördüler böyle daha bir sahiplendiler sanki. Velilerimiz daha sık gelir gider oldu okula. O yüzden iyi oldu bence. Ama tabi daha iyi olabilir kaynak sağlanırsa.”

Katılımcının ifade ettiği yararlar, okul-aile ilişkisi ve ailelerin okula aidiyetlerinin güçlendirilmesi, halkın artan mesleki, toplumsal ve kültürel hizmet isteğinin karşılanması kategorisinde değerlendirilebilir. Bu kategoriye ilişkin ifadeler kullanan bir başka katılımcı yine okul aile ve öğrenci paydaşlarına değinmiştir.

K8: “Proje kapsamında açtığımız kurslarda öğrenciler okulla daha yakın oldular. Yani hafta içi resmi bir şekilde gelipgiden çocuklar hafta sonu daha rahat olunca okulu daha çok sevdiler diye düşünüyorum. Velilerimiz de okula uğrar oldu.

Kurs var deyince herkeste bir farkındalık oluştu sanki. Daha cazip geliyor mesela halk oyunları kursuna katılmak, takip etmek.

Proje kapsamında ya da başka yollarla açılan kursların öğrencilerin ilgi alanlarına hitap etmesi ve motive edici unsurlar taşıması, önemli bir konu olarak

(24)

dikkate alınabilir. Bu tür kurslarla öğrenci ve velilerin okula ilişkin aidiyet ve iletişimleri daha sağlıklı bir süreçte ilerler ve daha sağlam ilişkiler gelişebilir.

Katılımcının ifade ettiği gibi kurs ve etkinlik sonrası çocukların ve velilerin okula yönelik tutumlarında olumlu yönde değişmeler oluşabilmektedir. Bu konuda Okullar Hayat Olsun projesinin mimarı olan Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Dinçer bu durumu şöyle ifade etmiştir.

Okul-toplum ilişkisinin geliştirilmesi ve velilerin okullara aidiyetinin artırılması, eğitimin niteliğinin artışında ve okul başarısı üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Proje ile veli-okul-öğretmen ilişkisi karşılıklı etkileşimin artışıyla birlikte daha sağlıklı bir zemine oturacaktır. Bu bağlamda projenin amacı, okulların toplum hizmetine açılmasıdır.

Okulların derslikleri, toplantı salonları, konferans salonları, spor salonları, çok amaçlı salonları ve bahçeleri ağaçlandırılarak ve düzenlenerek eğitim-öğretim saatlerinin dışında, hafta sonlarında ve yaz aylarında mahallelinin hizmetine sunulmaktadır. Böylece okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer “yaşam boyu öğrenme merkezi” ve eğlenme ve dinlenme etkinliklerine olanak veren “yaşayan güvenli alanlar” haline dönüştürülmesi amaçlanmaktadır (hbgom.meb.gov.tr).

Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Dinçer projeye ilişkin değerlendirmesinde projenin okulun bulunduğu mahalle ve veliler için sağlayacağı yararlara değinmektedir. Proje sürecinde nihai amacın okulların birer yaşam boyu öğrenme merkezlerine dönüşmesi ve yaşayan ve yaşanılan güvenli alanlar haline dönüştürülmesine vurgu yapmaktadır. Katılımcı ifadeleriyle karşılaştırıldığında, projenin istenen düzeyde hedefe ulaştığı konusu tartışılabilir. Ancak uygulamalara bir ivme kazandırması açısından proje önemli bir girişim olarak değerlendirilebilir.

Okullar Hayat Olsun Projesi 2011 yılında uygulanmaya başlamış ve proje kapsamında ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından çeşitli uygulamalar yapılmıştır. Bu noktada çalışma kapsamında ele alınan Denizli ilindeki okullarda Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında yürütülen uygulamaları değerlendirmek uygun olabilir. Denizli ilinde yapılan çalışmalara ilişkin istatistiki bilgiler Tablo 3’te sunulmuştur.

(25)

Tablo 3. Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında yapılan fiziki mekân çalışmaları Fiziki Ortamlar Genel Toplam Okullar Yaşam

Olsun Projesi İçin Okul Bahçesinde Açık Derslik 4 1

(Anfi Tiyatro)

Basketbol Sahası 74 13

BT Sınıfı/Bilişim Laboratuvarı 64 4

Çok Amaçlı Salon 12 1

Kapalı Spor Salonu 10 0

Konferans Salonu 35 0

Kum Havuzu 7 2

Kütüphane 52 8

Okul Bahçesi 100 18

Okul Bahçesinde Ağaç 31 2

Okul Bahçesinde Çocuk Oyun Parkı 41 17

Okul Bahçesinde Futbol Sahası 37 6

Okul Bahçesinde Geleneksel

Oyun Çizimli Alan 19 13

Okul Bahçesinde Gezinti Yolları 6 2

Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında kurs/seminer vb.

yapıldı mı? 13 0

Tenis/ Badminton Sahası 9 3

Trafik Eğitim Alanı 1 0

Voleybol Sahası 64 10

Yetişkin Spor Alanı 1 0

Yüzme Havuzu 1 1

Z-Kütüphane 10 8

Kaynak: www.denizli.meb.gov.tr (2014)

Tablo 3’te görüldüğü gibi Denizli ilinde yapılan fiziki ortam çalışmalarında okul bahçesinde çocuk oyun parkı, oyun çizimli alan ve Z-Kütüphane gibi çalışmalar

(26)

ön plana çıkmaktadır. Genel olarak ele alındığında Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında yapılan fiziki ortam çalışmalarının sayısı 109’ dur. Genel toplamdaki fiziki ortamlar dikkate alındığında 591 adet fiziki ortam bulunduğu görülmektedir.

Proje kapsamında yapılan fiziki ortam çalışmaları yaklaşık olarak % 20’lik bir oranı oluşturmaktadır.

Okullar Hayat Olsun projesinin sağladığı kazanımlara ilişkin katılımcı ifadeleri genel olarak ele alındığında, projenin sağlayacağı kazanımlara yönelik vurgulanan beklentilerin sınırlı oranda gerçekleştiği görülmektedir. Bu projenin kazanım beklentileri:

 Okul bina ve eklentileri ile okul bahçelerinden yeterince yararlanılması.

 Okul-aile ilişkisi ve ailelerin okula aidiyetlerinin güçlendirilmesi.

Halkın artan mesleki, sosyal ve kültürel hizmet talebinin karşılanması.

 Yaşam boyu öğrenmenin yaygınlaştırılması.

Ülke kaynaklarının etkin kullanılması.

 Fiziki kapasitenin, okul alanları ve bahçeleri ile sınırlı olduğu çoğu il ve ilçede hizmet üretme potansiyelinin ortaya çıkarılması.

 Belediyelerin, okul bina ve bahçelerini okul saatleri dışında kullanarak hizmet üretmeleri.

 Kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması.

 Belediye hizmetlerinin yaygınlaştırması.

 Toplumun öğrenme olanaklarının genişletilmesi.

Görüldüğü gibi projeye ilişkin beklentiler, okul, aile, halk, belediye ve ülke kaynaklarının etkili ve verimli kullanılmasına yönelik vurgular içermektedir.

Katılımcı ifadelerine ve istatistiki bilgilere bakıldığında, anılan kaynakların ne derece etkin ve verimli bir düzeyde kullanıldığı tartışmalıdır. Bir sonraki alt temada incelenen uygulama aşamasında yaşanan sorunlarla yakın ilişki içinde olan bu duruma yönelik daha kapsayıcı bilgiler sunulmaktadır.

(27)

4.3. Uygulama sürecinde yaşanan sorunlar

Çalışma kapsamında elde edilen verilerden yola çıkarak oluşturulan alt temalardan üçüncüsü, projenin uygulama sürecinde yaşanan sorunlara ilişkindir.

Anılan sorunlara ilişkin okul müdürlerinin farklı görüşleri vardır. Genel olarak Okullar Hayat Olsun projesinin uygulama sürecinde karşılaşılan sorunlar, maliyet, yetersiz insan kaynağı, fiziki ortam yetersizliği ve güvenlik olarak değerlendirilebilir.

Tablo 4. Uygulama aşamasında karşılaşılan sorunlar

Kod Katılımcı Kodu

Maliyet K2,K3,K4,K5,K8,K10

Yetersiz İnsan Kaynağı K2,K6,K8,K9

Fiziki Ortam Yetersizliği K7,K9,K10

Güvenlik K1,K4,K7,K8,K9,K10

Proje sürecinde finansman kaynağı ve maliyetlerin karşılanması konusunda çeşitli sorunlar yaşandığı katılımcı ifadelerinden anlaşılmaktadır. Bu konuda görüş bildiren katılımcılar, maliyetlerin paylaşılması ya da projeye özel bir finansmanın okullara ya da taşra örgütlerine aktarılması gerektiğini belirtmişlerdir.

K4: “Bu proje kapsamında yapılan etkinliklerin ya da fiziki ortam çalışmalarının bazıları okulumuz tarafından karşılanmak zorunda oluyor. Bu durum bizi çok zorluyor. Okula bir şey yapılıyor mesela ve bunun montajı falan okul bütçesinden ayrılmak zorunda oluyor. İşte bu durumda zaten kısıtlı olan bütçemiz çok daha zor duruma girebiliyor. Kendi olanaklarımız zaten kısıtlı. Onun için proje kapsamında okullara özel ödenek ayrılması gerekiyor bence.”

Planlanan etkinlik ve uygulamaların bütçesiz bir yere varamayacağı ya da gerçekleşemeyeceği düşünüldüğünde, katılımcının özel ödenek öneri dikkate değer bir konudur. Bütçesi olmayan ve işbirliğine dayalı projelerin hesap verebilirlik ve kontrol açısından da sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Bu projede kamu birimlerinin işbirliği yapması önerilmekte ve özendirilmektedir. Ancak bu işbirliğini kolaylaştıracak bütçe bulunmadığı için sorumluluğu da dağıtmak sorunlu hale

(28)

gelmektedir. Bu nedenle şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetlenebilirlik ilkeleri doğrultusunda yürütülen finansman desteklerinin çok daha yararlı çıktılara destek olacağı düşünülebilir.

Bir başka katılımcı aynı noktaya değinmiş ve maliyetlerin paylaşılması gerektiğini vurgulamıştır.

K3: “Biz bu projede Orman müdürlüğünden fidan istedik ve aldık. Ancak dikimi, bakımı ve peyzajı konusunda bizim tekrar bir eleman bulmamız gerekti. Bu durumda bunların hepsi masraf. Sonuçta mesele sadece fidan dikmek değil, onun bakımı var, bahçenin peyzaj çalışmaları var. Bunların hepsi maliyetli işler. Bu maliyetlerin altından kalkarken çok zorlanıyoruz. Bu nedenle maliyetlerin paylaşılması gerekiyor.

Bu katılımcının ifade ettiği gibi proje kapsamında yapılan bir işin tüm maliyetleri hesaplanıp o şekilde ele alınması gerekmektedir. Çünkü yapılan işlerin hepsi bir maliyete neden olmaktadır. Proje kapsamında sorumluluk ve yükümlülükler bölümüne, maliyetlere ilişkin daha açık ve şeffaf vurgu yapılması gerekmektedir.

Uygulama aşamasında karşılaşılan sorunlara ilişkin değinilen bir başka konu yetersiz insan kaynağına ilişkindir. Bu konuda katılımcılar projenin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için okulun ders saatleri dışındaki temizlik ve bakımı gibi işlerde insan kaynağına büyük oranda gereksinim duyduklarını belirtmektedirler.

K2: “Bu sene yapılan kurslarda yaşadığımız en büyük sorun, okulun ertesi güne temiz ve bakımlı bir halde olmaması. Akşamları ya da okul dersleri bittikten hemen sonra başlayan kursların bitiminde bu tür sorunlar yaşanabiliyor. Bunu engellemek için elemana gereksinimimiz var. Bazen kısa dönemli gelen çalışanlar olsa da bizim için yeterli olmuyor. Bir hizmetlimiz var, o da her işe yetişemiyor yani.

Katılımcının ifade ettiği gibi proje kapsamında yapılan çalışmaların okulun eğitim-öğretim etkinliklerini aksatmayacak ya da işlerliğine zarar vermeyecek şekilde yürütülebilmesi için eleman gereksinimi dikkate alınmalıdır. Yapılan her etkinlik ve çalışmanın bütçe gerektirmesinin yanı sıra eleman ihtiyacı da doğurmaktadır.

(29)

Bu konuda bir diğer katılımcı okul bahçesinin bakımı ve peyzajı için elemana gereksinim duyduğunu belirtmektedir.

K6: “Okulumuzun bahçesinin bakıma ihtiyacı oluyor. Sonuçta bu işten anlayan birinin bakmasıyla normal birinin bahçeye bakması farklı oluyor.

Bahçemize fidanlar diktik, ama onların çapalanması, sulanması ya da budanması gerekiyor. Belediyeden ara sıra istiyoruz bunu. Ama çok düzenli olmuyor. Onun için hizmetli sayımızın artması gerekiyor. Kendi olanaklarımızla yürütmeye çalışıyoruz şimdilik.

Bu katılımcı da bir önceki katılımcı gibi eleman gereksinimine vurgu yapmaktadır. Bu sıkıntıların giderilmesiyle birlikte projenin daha sağlıklı yürüyeceğini belirten katılımcı, insan kaynağı yetersizliğine değinmektedir.

Proje uygulama sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin katılımcıların belirttikleri bir başka nokta fiziki ortam yetersizliğine ilişkindir. Fiziki ortamların kısıtlı olduğunu belirten katılımcılar, bazı etkinlikler için yer bulmakta ya da etkinliğin özelliğine göre bir yer bulma konusunda sorunlar yaşamaktadır.

K7: “Bizim kapalı spor salonuna gereksinimimiz var bazı kurslarda özellikle halk oyunları gibi. Bahçemiz dar zaten. Bir de kapalı spor salonu yaptırmaya kalksak bahçe iyice daralacak. Onun için boş bir sınıfta ya da hava güzel olduğu zamanlarda dışarda yapılıyor kurslar. Ama kış aylarında dışarda yapmak çok zor.

Bir kapalı salonumuz olsa proje kapsamında açtığımız kurslar daha verimli olabilir.

Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında karşılaşılan fiziki ortam sorunlara değinen katılımcı, okulundaki kapalı spor salonu gereksinimini belirtmektedir.

Anılan gereksinim okulun fiziki olanaklarının geliştirilmesi bağlamında değerlendirilebilir. Bu gereksinimlerin yalnızca projeye dönük olmasının yanı sıra genel olarak okulun önemli bir gereksinimi olarak değerlendirilebilir.

Bir başka katılımcı fiziki olanakların yetersizliğine farklı bir açıdan yaklaşmaktadır.

(30)

K10: “Projenin iyi uygulanabilmesi için okulun fiziki standartları yükseltilmelidir. Projede biz, velileri ve halkı okula açık hale getireceksek ki zaten okullar açıktır ama yanlış bir algı var. Neyse asıl nokta okulu halka açarken fiziki altyapımızı ve olanaklarımızı geliştirmeden yapamayız. Mesela bilgisayar odamızın çok donanımlı olması ya da kütüphanemizin donanımlı olması gerekiyor. Bunu tam olarak sağlayamıyoruz. Kurslar açıyoruz halk geliyor katılmak istiyor ama bazen diğer kurslar nedeniyle yer bulamıyoruz. İşte böyle sıkıntılar var.

Katılımcı ifadelerinden anlaşıldığı gibi proje başlatılmadan önce ya da hemen sonrasında okulların fiziki olanaklarının geliştirilmesi ve standartların yükseltilmesi gerekmektedir. Bu çalışmalar yapılmadan projenin yürütülebilirliği ve verimliliği tartışma konusu olmaktadır. Katılımcıların ifade ettiği gibi okullarda bazen yer bulmakta sorunlar yaşanmakta ya da sunulan olanakların yetersizliği gibi çeşitli etkenler projenin verimliliğinin düşürmektedir. Buna yönelik bir katılımcı, okulların fiziki yapısı ve personel sıkıntısı giderildiği zaman daha olumlu olacağını (K9) belirtmektedir.

Proje uygulama sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin katılımcıların belirttikleri bir başka nokta, okul içi ve dışı güvenlik konusuna ilişkindir. Güvenlik sorununun önemli olduğunu belirten katılımcılar, bazı etkinliklerin akşam vakitlerinde yapıldığı ya da halkın okula geldiği zaman bazı art niyetli kişilerin de okula gelebileceği konusundaki tedirginliklerini belirtmişlerdir.

K1: “Bu projeye dahil olduğumuzda ilk zamanlar çok tedirgin olduk. Çünkü okulun akşamları açık olması ya da herkesin rahatlıkla okula gelebilmesi iyi oldu belki ama kontrol konusunda çok sıkıntı çekiyoruz. Örneğin, dışarıdan gelen birinin bir sınıfta ne bileyim camı ya da başka bir şeyleri kırması isteyerek ya da istemeyerek. Böyle şeyler olabilir ya da daha kötüsü hırsızlık gibi şeyler. İşte bunlar hep sorun bizim için. Bunun için görevli öğretmenler belirledik ama bu sefer de her öğretmen görev istemiyor. Başka bir görevli bulmak ayrı bir maliyet. Yani okul sonrası birkaç saat daha açık kalabilir okul ama akşamları çok zor. O yüzden okulumuz akşamları açık olmuyor zaten.

(31)

Katılımcının ifadelerinden anlaşıldığı gibi güvenliği sağlamak konusunda çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Proje kapsamında açılan kurslar, yapılan etkinlikler ya da çeşitli etkinliklere katılımın olması istenen bir durumdur fakat bu katılımların kontrollü bir şekilde yapılması, okula gelen-giden halkın bir şekilde tanınması ya da bilinmesi de önemli bir konudur. Katılımcı projeyi daha sağlıklı yürütebilmek için güvenlik probleminin çözülmesi gerektiğini ancak bu şekilde istenen verimin alınabileceğini belirtmektedir. Bir başka katılımcı da aynı konuya değinmektedir.

K7: “Biz güvenlik elemanı çalıştırıyoruz. Bu sayede daha rahatız.

Güvenlikçimizin maliyeti yüksek ancak okulumuzun en önemli gereksinimlerinden olduğu için güvenlikçi aldık. Projeye dahil olunca bizim en birinci gereksinimimiz haline geldi zaten. Güvenlikçinin çok fazla yaptırımı olmamasına rağmen yine de caydırıcı bir özelliği var. Projede yapılması beklenen şeyleri düşününce işte akşamları okulu açık tutmak, halkın okula istediği zaman gelebilmesi ya da kurslar açmak, bahçeyi açmak falan. Bunları düşününce bizim aklıma ilk gelen şey güvenlikti zaten. Eleman olmadan çok zor güvenlik sorununu çözmek.

Katılımcının ifade ettiği gibi proje kapsamında okulların üzerinde durdukları en önemli konu, güvenliğin ya da kontrolün nasıl sağlanacağına ilişkindir. Bu noktada katılımcı, güvenlik elemanı istihdam etmek gibi çeşitli yöntemlerle sorunu çözmeye çalıştığını belirtmektedir.

Bazı katılımcılar güvenlik elemanı için bütçeleri bulunmadığından okullarına güvenlikçi almadıklarını belirtmişlerdir.

K8: “Biz bulunduğumuz yer itibariyle bazen güvenlik sorunu yaşıyoruz ama bunu kendi yöntemlerimizle çözmeye çalışıyoruz fazla büyütmeden. Bir ara güvenlik elemanı almayı düşündük ama maliyetini hesaplayınca altından kalkamayacağımızı anladık ve vazgeçtik. Normalde bu projeye giren her okulun güvenlik elemanı olması gerekiyor bence. Bunun için ödenek olması gerekiyor. Akşamları da açmıyoruz zaten okulu, onun için çok sorun yaşamıyoruz artık.

K9: “Proje iyi güzel ama bazı maddeler var ki uygulanması benim okulum için mümkün değil. Burada ben akşamları okulu açık tutamam. Açık tutmam için

(32)

güvenlik elemanı, nöbetçi memur ya da öğretmen birilerini görevlendirmem gerekiyor. Öğretmenlere nasıl görev verebilirim akşamları, zaten akşama kadar okulda duruyorlar. Güvenlik elemanım yok, alamam da zaten maliyetinden dolayı.

Okul-aile bütçemiz belli. Yani çok zor bazı maddelerin yürütülmesi bence.

Görüldüğü gibi bazı katılımcılar güvenlik açıklarının bulunduğunu bunun içinde eleman gereksinimi olduğunu ancak güvenlik elemanı için ayrılacak bütçenin yüksek olmasından dolayı eleman alamadıklarını belirtmektedirler. Katılımcının belirttiği gibi proje kapsamında bazı kalemlerin hesaplanıp okullara ödenek olarak sunulması daha yararlı sonuçlar kazandırabilir.

Bir başka katılımcı projenin bazı maddelerinin uygulanabilir olmadığını düşünmektedir.

BEŞİNCİ BÖLÜM TARTIŞMA ve ÖNERİLER

5.1. Tartışma

Bu çalışmanın amacı, 13 Aralık 2011 tarihinde başlatılan “Okullar Hayat Olsun” projesine ilişkin ortaokul müdürlerinin görüşlerini irdelemektir. Çalışmanın amacı doğrultusunda, okul yöneticilerinin “Okullar Hayat Olsun” projesinin amacına ve etkililiğine ilişkin görüşleri, projenin kazanımları ve uygulama sürecinde karşılaşılan sorunlar ele alınmıştır.

Yurdusev (2014) yaptığı tez çalışmasında, “Okullar Hayat Olsun” Projesinin yararlı bir proje olduğu ancak, projenin ilgili kurumlardan yeterli desteği görmediği tespit edilmiştir.

Kamu kurumlarıyla işbirliği kapsamında Belediye, Orman ve Su İşleri Müdürlüğü ve il, ilçe milli eğitim müdürlüğü olmak üzere üç önemli birimden söz

Referanslar

Benzer Belgeler

objenin görünümündeki de¤iflikli¤e katk›s› olsun ve daha iyi anlats›n diye bir grafik sembolde kullanabilir. Örnek: Bir aya¤› yukar›da bir at›n, yönlü olarak

Jeotermal projelerin özellikleri ve baĢarı için gerekenler, jeotermal santral projelerinin tasarlanmasında gerekli çalıĢmalar, sahada iĢletim sırasında izlenmesi ve

Dolayısıyla uygulama boyunca belirli dönemlerde sismik çalışmaların (veya mikrosismik çalışmaların) yapılmasında yarar vardır. Enjeksiyon kuyularının maliyeti

Doğrudan kullanım kapasitesi olarak 2016 verisi olan 3272 MW t , ve elektrik kurulu güç kapasitesi olarak Kasım 2018 verisi olan 1347 MW e kullanıldığında, ve ayrıca

lacak herhangi bir ihbar şüpheli telakki edilmek caiz idi. Ancak Çar Pol I Babıalinin hayirhahıdır. ihbarı dost ihbarı gibi kabul edilmelidir. 3) Rus sefiri

Milli Eğitim Bakanlığı Evde ve Hastanede Eğitim Hizmetleri Yönergesi´ne göre, sağlık kuruluşlarında yatarak tedavi görmesi nedeniyle örgün eğitim kurumlarından

ruhlar. Eski Çincenin nihayet harfı olan t Sumercenin L ine muadildir. Diğer bir çok misallerde olduğu gibi. Yukanki misallerden görülecektir ki G ve M veya B

kurulan sınai mülkiyet (marka, patent, faydalı model) haklarıyla ilgili ön araştırma, değerleme ve danışmanlık hizmetleri veren TÜRKSMD’nin faaliyetleri anlatılacak,