Bilim ve Teknik
Bilim ve Teknoloji Haberleri
6
Selçuk Alsan - Raşit Gürdilek
Yıldızlararası toz, bir kâğıt kadar ışık geçirmez olduğundan Samanyo-lu’nun 25000 ışıkyıl uzaklığındaki merkezi bölgelerini görmek çok zor-du. 1998 yılı sonlarına doğru Ameri-kan Deniz Kuvvetleri Araştırma La-boratuvarı astronomları radyo dalga-ları (dalga boydalga-ları 1 m civarında olan elektromanyetik dalgalar) kullana-rak içinde yaşadığımız Samanyolu gökadasının merkezinin en iyi gö-rüntüsünü elde ettiler. Dolunayın 4 katı büyüklükte olan bu alanın gö-rüntüsünde, Samanyolu’nun merke-zinde bulunan süper-kütleli Sgr A kara deliği gibi eskiden de bilinen gökcisimleri yanında, o güne kadar bilinmeyen (görülemeyen) birçok yıldız da ortaya çıktı. Örneğin yeni bir süpernovanın artıkları ve yeni pulsarlar keşfedildi. Ayrıca ne olduk-ları henüz bilinmeyen ipliksi yapılar bulundu; astronomlar bunlara göka-da merkezinin Yay’ı, Tel veya Yılan gibi adlar verdiler. Nihayet Sgr E gi-bi parlak noktalar görüldü, bunlar uzak gökadaların araya Samanyolu girmiş görüntüleriydi.
Artık Samanyolu’nun merkezi daha iyi anlaşılmış bulunuyor; daha da iyi anlaşılacak ve bu sayede Sa-manyolunun manyetik alan çizgileri de saptanacak.
Science Et Vie, Nisan 1999
Samanyolu’nun
Maskesi Düştü
Bu yılın başlarında meydana ge-len bir gama ışını patlaması, şimdiye değin Evren’de gördüğümüz en şid-detli olaydı. Patlamadan artakalan ışınım incelendiğinde, bunun dünya-mız yönünde neredeyse ışık hızıyla yol alan bir madde fışkırmasından kaynaklandığı anlaşıldı. Gama ışınla-rının, ilk kez gizli nükleer denemele-ri belirlemekle görevli casus uydular-ca saptanmasından bu yana, 30 yıldır hemen her gün Evren’in her yanında görülüyor. Bu muazzam patlamalar genellikle bir iki saniye sürüyor. Pat-lamaların kaynağıysa, bazı inandırıcı önerilere karşın tam olarak bilinmi-yor. 23 Ocak BeppoSAX adlı bir İtal-yan/Hollanda uydusunun olağanüstü şiddette bir patlama saptaması üzeri-ne optik teleskoplar hemen o yöüzeri-ne çevrildi ve artakalan ışığı inceleyerek patlamanın 10 milyar ışık yılı uzak-lıkta meydana geldiğini saptadılar. Bu şimdiye kadar gözlenen en uzak gama ışını patlaması. Gökbilimciler, patlamanın şiddetinin her yöne eşit dağılmış olması halinde enerjisinin, Güneş’in beş milyar yıl süresince yaydığı enerjiden 10 000 kat fazla ol-ması gerektiğini düşünüyorlar. An-cak, patlamanın yalnızca Dünya yö-nünde meydana geldiği yöyö-nünde ba-zı işaretler var. Kalıntı ışığı inceleyen gökbilimciler, patlayarak gama ışını-mı saçan maddenin iki gün içinde
so-ğuyarak gözden kaybolduğunu sap-tadılar. Böylesine hızlı soğuma, ge-nellikle tek yönlü fışkırmalarda görü-lüyor. Her yöne doğru, küre biçimli patlamalardaysa soğuma çok daha ya-vaş oluyor. Eğer gerçekten de tek yönlü olmuşsa, 23 Ocak’taki patlama-nın sanıldığı kadar güçlü olmadığı so-nucu çıkıyor. Ve bu tablo öteki gama ışını patlamaları için de geçerliyse, bu durumda Evren’in bu ateş topları-nı daha kolay anlaşılabilir nedenlere bağlamak olası. Bunlardan biri, süper kütleli bir yıldızın, yaşamının sonun-da çökerek bir kara delik oluşturma-sı. Her saniye yaklaşık bir milyon Dünya kütlesi kadar madde, yıldızın çöken merkezi çevresinden kara de-liğin içine aktığında tek yönlü fışkır-malar kuramsal modellerin öngörüle-rine uyuyor. Nitekim merkezlerinde devasa kara delikler bulunduğu sanı-lan parlak gökadalardan dışarıya böy-le madde fışkırmaları gözböy-leniyor.
Şimdiye değin gökbilimciler, ga-ma ışını patlaga-malarının kaynağı ola-rak iki nötron yıldızının çarpışaola-rak kara delik oluşturması, ya da mer-kezlerinde kara delik bulunan nöt-ron yıldızları gibi az rastlanır gök olaylarını düşünmekteydiler. Çünkü bu tür olayların da madde fışkırmala-rına yol açabileceği biliniyor. Ancak 23 Ocak tarihli patlamanın, çok bü-yük kütleli bir yıldızdan kaynaklan-dığı yolunda çeşitli işa-retler de var. Kopenhag Üniversitesi
gökbilim-cilerinden Jens
Hjorth’a göre, Hubble
Uzay Teleskopu’nca
sağlanan veriler, patla-manın uzak ve sönük bir gökadadaki yıldız oluşum bölgelerinden birinde meydana geldi-ğini gösteriyor. Böyle
hareketli bölgelerde
büyük kütleli yıldızla-rın kısa ömürleri so-nunda pek çok kara de-lik oluşturması doğal.
New Scientist, 3 Nisan 1999
Gama Patlamaları Güçlü Ama Abartmayalım
Süpernova artıkları Süpernova artıkları Olası bir karadelik Süpernova artıkları Uzak gökadalar Süpernova artıkları Yay Teller yılan